Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 KASIM 1990 CUMHURİYET/17'
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
•Jevlet Meteorofoti İşten Genel Mü-
dOtiûfiü'nden alınan tnlgsye göre bû-
tûn bölgelenmız az buluflu ve açık
geçecek. Marmara Be yurdun ıç ke-
sımtennde sabah saatteonde yer yer
sis görûlecek. HAVA SICAKLIGI
Ûnemli bır değişiklik olmayacak
RÜZGÂR: güney ve batı /önlerden
hafif ara sıra orta kuvvette esecek
DENIZLERİMIZDE Doflu Karadenir
kıNe ve keşışleme. Akdenız yiJdız ve
poyraz drçjer dentzter kıbte ve lodos-
tan 2-4, yer yer 5 kuvveûnde saat-
te 4-16 yer yer 21 denız m:lı hızta
esecek. DaJga yûkseklığı 03-Û5 yer
yer 1-1.5 m dolayında bulunacak.
Van Gölû'nde hava az bulırtiu ve açık geçecek. Ruzgar kuzey
ve doğudan hafif ara sıra orta kuvvette esecek Göl kûçük
dalgalı olacak Görüs uzaMığı 5-10 km. dolayında bulunacak
Aiöleya
Anaiya
Atvm
Aydın
Balıtesr
Bjiec*
Bifigûl
BıtHs
Bolu
Bursa
Çaakale
Çorum
Denoıı
A 28° 14° Oıyai)alar
S 23° 8° a*™
A 21° 8°Eranc«t
A 20° 2°Etzurum
S 8°-3°Eslo$erw
S 19° 4°Gaaantep
A 2S° 15° &resun
A 25°11°GümûşftaneA
A 16° 7»Hakkan
A 25° 10° Isparta
S 24° 4°lstanl«jt
S 21° 7°bmır
A 16° 3°kare
A 17° 3°Kastamonu S
S 19° 2°Kaysen S
S 23° 6°Kifk)arelı S
A 21° 13° Konya S
A 20° O°Kütatıya A
A 22° 9°Maıatya A
24° 5°Marasa
21° 10° K.Maraş
14° 0°Mersn
4°-8° MuQla
18° 0°Muş
23°10°NiOcle
18°13°0riu
13° 2° « a
15° 3°Samsun
20° 2°&ırt
19° 13° Sınop
24° 10° Sjvas
6° -4° lekırdaO
15° 1°Trataxı
17° 1°lünceJ
17° 12° Uşak
18° 2°Van
20° 2°Vtızsat
16° 2° ZonfluMak
A 23° 8°
1 22° 8°
A 25° 15°
A 21° 4°
A 15° 2°
S 19° 4°
A 18° 13°
A 18° 13°
A 18° 13°
A 22° 10°
A 18° 13°
S 14° 0°
A 18° 12°
A 1«°13°
A 15° 1°
A 22° 6°
A 13° 0°
S 17° 3°
A 20° 13°
*>« bulutkı ^yadmurlu ^ftas* /$* A-açık B-txjlutlu G-oûneşlı K-kariı S-sıs* Yyajmuıiu
Ankara «
Tebrız
/•Sam
DÜNYA'DA BUGÛN
Amstedam
Amman
Atına
Bajdat
Barcöona
Basei
Bdgrad
Beflm
Bonn
Brûksel
Budapcşte
Cenevre
Cezayır
Ddde
Duba
Frankiiirt
Gme
Hefcınkı
Kafore
KopMhag
Kûln
Uftosa
B 10°
A 26°
A 22°
A 28°
B 19°
Y 8°
B 22°
B 7°
B 10°
B 10°
Y 13°
Y 6°
A 23°
A 28°
A 28°
B 8°
A 25°
A -7°
A 26°
B 6°
B 10°
A 25°
Lenıngrad
Londra
Madnd
Mılano
Montreal
Uosteva
Mnıh
New Yort
Osio
Pars
Prao
Rıyad
Roma
Sofya
Sam
Tel Amv
A -5°
B 6°
B 12°
11°
A 10°
B r>
s 7°
A 11»
A -3°
B 11°
Y 7°
A 28°
B 21°
A 16°
A 24»
A 29°
A 28°
B 10°
Y 13°
A 10°
\Astirng1on A 10°
Zûnh V 6°
Vascva
Venedık
Vnana
BULMACA
Her mevsimde •*
J. İTKİN
Pantesoierını
SOLDAN SAĞA:
1/ Halk dilinde pan-
cara verilen ad. 2/
Koku... Boyacüıkta
ve yaldızcılıİrta astar
olarak kullanılan bir
tür zamk. 3/ AJçal-
ma, bayağılaşma. 4/
Ünlü bir sinema
oyuncumuzun soya-
dı... Çocuk. 5/ Sa-
hip... Çevresi yollar-
la belirlenmiş olan
arsa... Hollanda'nın
plaka işareti. 6/
Alevi-Bektaşi tören-
lerine verilen ad...
Fazla bön, avanak. 7/ Malezya hal-
kma özgü bir tür öldürücu delilik...
Trajedi ile komedi arasında yer alan
sahne yapıtı. 8/ Etli, yuvarlakça ve
şişkin olan sap kısrru yenen lahana
çeşidi. 9/ Rorna mitolojisinde avcı-
lar tanrıçası... Yiğit.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Osmarrtılar döneminde Tuna'da
kullanılan çektiri türünden yük ge-
misi. 2/ Vücutta biriken azotlu mad-
de... Halk edebiyatı şiir türlerinden biri. 3/ İçinde tohum ya da
krizalit bulunan koruncak... Dinlenmek için çalışmaya ara ver-
me. 4/ Amirler... Hayati sıvı. 5/ Kimileri uğur sayar... Türk re-
sim sanatında önemli bir grubun ad olarak benimsendiği har-
fın okunuşu... Baryumun simgesi. 6/ Angola'nın başkenti. 7/
Pay, hisse... Keman yayı. 8/ Kökü sürgiin kesici olarak kullanı-
lan bir bitki. 9/ Kapalı bir yerin ısı ayarlamasını sağlayan aygıt.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Gazi Amasya'da
23 KASIM 1930 '
Reisicurahur Hz. Amasya
orta mektebini gezmi$,
dershanelerde talebeye
sualler sormuştur. Gazi
Hazretlerinin birinci sınıf
talebeden kaldırdığı bir
çocuğa irat ettiği suallerle
talebenin cevaplarını
tashihen verdikleri izahat
bilhassa Türk tarihi Ue
Anadolu'ya Elcezire ve
Mısır'a gelen ilk Türklerin
kadim medeniyetleri ve
menşeleri hakkında çok canlı
bir ders mahiyetinde idi.
Reisicumhur Hz. mektebin
müzesinde Amasya
mezarhklarından getirilmiş
eski ve yeni insan kafası ile alâkadar olarak bunlar
hakkında mektep müdüründen izahat aldılar. Mektepten
sonra Cumhuriyet Halk Fırkasmı teşrif buyurdular.
Burada Fırka âzalanru ve halk mümessillerini kabul
buyurarak memleket işleri hakkında uzun müddet
hasbıhalde ve irşadatta bulundular. Reisicumhur Hz. saat
17 de hususî trenle Samsun'a hareket buyurmuşlardır.
Halk tarafından hararetle alkışlandılar.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
BebekTDavası
23 KASIM 1960
Ipar dâvasından sonra sanık
Menderes salonda bırakıldı ve
Bebek dâvasının diğer sanığı Dr.
Fahri Atabey salona alınarak
gunun üçüncü dâvasına başlandı.
Ilk önce Bozkırdan gelen bir
telgraf okundu. Telgrafta bu
hâdiseye Mükerrem Sarol'un da
kanştığı iddia edilmekte idi.
A
- Menderes
Başkan telgrafın okunmasından sonra "Dâva bitmiştir.
Söyliyeceğiniz birşey var mı?" dedi. Her iki sanık da
ellerini yanlara açarak söyüyecekleri hiçbir şey
bulunmadığını ifade ettiler. Bunun uzerine Başkan
salonu bir anda kaphyan gür sesi ile: "Gereği
düşünüldü" dedikten sonra Yassıada'da tarihî mahkeme
salonunda verilen ilk zımnî beraet karannı aşağıdaki
şekilde açıkladı:
"1-' Sanık Doktor Atabey hakkında kesilmiş
bulunan tevkif müzekkeresinin geri alınmasma
ve başka dâvadan sanık
bulunmadığı için serbest
bırakılması için Bassavcılığa
müzekkere kesilmesine,
t - ^ H 2- Sanık Adnan Menderes'in bu
•^-* ^ H dâva hakkında kesilen tevkif
' . ^ ^ H müzekkeresinin kaldırılmasına ve
-^mtt^m dâvanın Anayasa'yı ihlâl dâvası ile
Fahri Atabey birleştirilmesine karar verildi."
Ipar Davası
Öğleden sonra "İpar gemileri"
dâvası ile duruşmalara devam
edildi. İlk önce Dış İşleri
Bakanhğmdan gelen ve Zorlu'nun
seyahat günlerini bildiren tezkere
okundu. Tezkerenin okunmasından
sonra Zorlu söz alarak toplantı
günlerinin çoğunda memlekette
olmadığının anlaşıldığını söyledi.
Zorlu'dan sonra söz alan Ali İpar müdafii Necdet
Çobanlı Ipar'ın müdafaasma taallûk eden on dosyada
toplanmış vesikaları divana verdi ve bu hususta geniş
izahatta bulundu.
Necdet Çobanlı'nın konuşmasırun hitâmında tekrar Zorlu
söz alarak kasım ve aralık aylarındaki seyahatlerinin
Dışişleri Bakanlığından sorulmasını ve dâvaya ışık
tutacak Hasan Işık (ile Orhan Kutlu'nun tanık olarak
dinlenmesini istedi.
GEÇEN YBL BUGÜN Cumhuriyet
SHP'de bunahm
23 KASIM 1930
SHP'de 7 milletvekilinin ihıacıyla başlayan çalkantı
sürüyor. tstifa konusunu görüşen 10 milletvekilinden
Abdullah Baştürk, Cüne>t Canver, Arif Sağ, İlhami
Binici ve Mehmet Kahraman'ın bugün partilerinden
istifa edeceği bildirildi. Genel Başkan Erdal Inönü'nün
partiden ihraç edilen 7 milletvekilinden Ahmet Türk ile
dün temas kurduğu, ancak bir sonuç alamadığı
öğrenildi.
TARTISMA
Iyi eğitilmiş, aydın, yurtsever, çağdaş insanların
yönetimindeki Türkiye, Şark kafasından kurtulabilir ancak ve
boy atması da böyle başlar.
Konumuz ister ekonomi, ister politika,
ister sanayi, ister turizm olsun, muhakkak
bozuk bir plak örneği dönüp dönüp bir
noktada taküabiliyor. Bu nokta 700 yıla ya-
kındır atılamayan Şark kafasıdır. Şarap ya-
pılıyor diye ülkedeki iızüm bağlarını orta-
dan kaJdırmaya çalışan Şark kafası... Bu
kafa ne eskidi atıldı, ne de değiştirüdi. Tam
tersine üretildi, çoğaltıldı ve günümüze bo-
yutlu olarak ulaştırıldı.
AUtttrk'ün laiklik felsefesi bu kafa ta-
rafından ne benimsendi ne de itibar gördü.
Devletin yönetim biçimine veya yasalanna
giren laiklik felsefesi, yönetimdeki insan-
lann eünde değer bulup yönlendirildiğinden
bu felsefe de Şark kafasının dar kalıplan
içinde eritilip yozlaştırılabildi.
Bu yapı birçok alanda yansıdığı gibi son
yı1larda turizm alanında da ortaya çıkma-
ya başlamıştır. Oysa bu alanın kendine öz-
gü bir dokusu vardır ve gelişmekte olan ül-
kemizde yeni yeni boy verdiği dikkate ah-
narak üzerinde önemle durulması gerekir.
Turizmin gelişebilmesi öncelikle sokak-
taki insanın bilincinden devlet politikasına
uzatılacak çlzgideki eğitime, inanca, zihni-
yete bağlıdır. Günümüzde öyle ülkeler var-
dır ki denizle, kumla ilişkileri olmadığı hal-
de yığınla turisti konuk edebilmektedirler.
Türkiye'de bu ne bir devlet politikasıyla
saptanmıştır ne de vatandaş bılincıne yer-
leştirilmiştir. Bunun belirgin nedeni, düşün-
cede, uygulamada, yasamın akışındaki çifte
standartlardır. Liberal kesime şirin görün-
mek için turizme biraz yaklaşım gösterile-
cek, konservatif kesimi gücendirmemek için
de çengel atılacak...Hangi siyasal iktidar
ortaya çıkıp yiğitçe bağırmış ve bu sektö-
rün ülke kalkınmasında etken güçte oldu-
ğunu, bu yüzden de ağırlık verilmesi gerek-
tiğini söyleyebilmiştir?
Tam tersine ömeğin kimi yöneticiler hü-
kümetlere şirin görünmek için turistik
amaçlı dinsel gösterilere (Antakya'da-
Demre'de) zaman zaman izin vermemişler,
dolaylı engeller oluşturmuşlardır. Bu dav-
ranışlanna da kimse karşı cıkmamış, itiraz
etmemiştir. Turizm konusuna hangi hükü-
met ciddi yaklaşmış, önem ve ağırlık ver-
miştir acaba? Çünkü sorun dönüp dolaşıp
çok boyutlu yansımakta, çağdaş, üniversal
düşünebilen, aydın, oy kaygısından uzak ve
laik kafalann işi olmaktadır.
Yabancı düşmaniığı, din tüccarlığı, şo-
ven milliyetçilik gibi duygular ashnda Ana-
dolu insanına ait değildir. Ülkede yarı ay-
dın denilebilecek diplomah, fakat kültür-
süz, Batı giysileri içinde, fakat Şark kafası
tasıyan kesim vardır. Ne yazık ki bu kesim
henüz bulunduğu noktadan aşağıya ineme-
miştir. Tepelere de çöreklenebilen bu kla-
sik kuşak değişmeden pek bir yol alınacağı
da sanılmamaüıdır. Ülkenin dar kalıplar
içinden kurtulamamasında laik görünüm-
lü, fakat laik olmayan bu çıkarcı kesimin
etkinliği büyüktur. Türkiye için ne kadar
güzel yönetim sistemleri getirilirse getiril-
sin bunu realize edecek unsur insan olaca-
ğına göre baz olarak sistemlerden ziyade in-
san yönetimleri ele almmahdır. Önce
insan...
Iyi eğitilmiş, aydın, yurtsever, çağdaş in-
sanlann yönetimindeki Türkiye, Şark ka-
fasından kurtulabilir ancak ve boy atması
da böyle başlar. Yaşamın her alanında, dev-
letin her kademesinde öncelikle Şark kafa-
sını ve onun çifte standartını atabilmeyi ba-
şarmalıyız.
Turizm alanı da ülkenin diğer sorunları-
nın kapsamında diğer birimlerin içinde yer
alan bir dal, bir sektördür. Yükselmesi, yol
alması insan unsuruna bağlıdır kuşkusuz.
Ancak henüz tam atılamayan Şark kafası-
nın egemenliği önlenemediği sürece bu alan-
da da yol alınamaz, okyanuslara yelken açı-
lamaz. Sektör başsız, tabansız bir biçimde
kapanın elinde kalacak ve Mehter Marşı eş-
liğinde iki ileri bir geri gidecektir.
ABDULLAH TEKİN
Antalya
Göreve Da vet Ediyorunı
Neden Atatürk ilkelerine ve bilime saygı? Çünkü Atatürk
ilkeleri bilim ile yoğrulmuştur. Akıl ve bilim böyle
davranılmasını zorunlu kılar. Bu cumhuriyetin temeli böyle
atılmıştır.
Üniversite öğretim üye ve yardımcılan
"Atatürk ilkelerine, üniversite ve bilime"
kayıtsız şartsız saygı gereğini vurgulamak,
laikliğe karşı davranışlan protesto etmek
için Anıtkabir'i ziyaret ettiler, saygı duru-
şunda bulundular. Bazı yetkililer ise şöyle
dedi: "KimJer, hangi amaçla yürüdii, yii-
riiyüş izni var mı, bu fiil nereden dog-
dn?... Türkiye'yi yeni sıkmtı ve problem-
lerte karşı karşıya bırakmak isteyenler
var"... öyle ya, işler güzel güzel yürütüJür-
ken "Atatürk flkeierine ve bilime saygı" di-
ye ortaya çıkmanın ne âlemi var ki...
Neden Atatürk ilkelerine ve bilime say-
gı? Çünkü Atatürk ilkeleri bilim ile yoğrul-
muştur. Akıl ve bilim böyle davranılması-
nı zorunlu kılar. Bu cumhuriyetin temeli
böyle atılmıştır. Başka türlü davranılması
büyük zararlan getirir. Ulusun gelişmesini
ve geleceğuıı tehlikeye sokacak zararlan. Bu
zararlar gündemde iken bilimle yoğrulmuş
insanlardan başka ne beklenebilirdi...
Şimdi efendim; sayın bakanlan, millet-
vekillerini, yargıçlan, savcılan ve bütün po-
litikacılan göreve davet ediyorum. tlk gö-
rev, ilk ve kutsal görev, cumhuriyetin ve var
oluşumuzun temeli Atatürk ilkelerine bü-
tün gücümüzle sahip çıkmak ve korumak-
tır. Sizler de devletin temellerini yıkmaya
yöneh'k, Atatürk ilkelerine ve bilime karşı
eylemlere tepkinizi gösteriniz. Gösteriniz ki
hem ulus olarak birlikteliğimizin kıvancı-
na varahm ve hem de karşı olanlar çıkmaz
yolda olduklarını görsünler. Malumunuz
"biriik beraberiik" böyle günlerde belli olur
Olur olmaz toplantılara kutlama telgra-
fı çeken politikacılara bir sözüm var: "Ne
olmuş yani, toplantılan kuüamayacak mı-
yız?" diye kenara çıkamazsınız. Sorun "bir
toplanü"dan önce, "Atatürk ilkelerine ve
cumhuriyete karşı oldugn yargı karaHan ile
belgelenmiş birini anmak için dazenlenren
toplanü"dır. Şimdi söyleyiniz: Bu cumhu-
riyetin kaderinde söz sahibi olmak isteyen
bir politikacı olarak böyle bir toplantıya
kutlama telgrafı nasıl çekebildiniz?.. Göz-
lerimizin içine bakarak size güvenmemizi
nasıl isteyebileceksiniz?..
MEHMET BAYHAN
Vatandaş
KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ
GENEL KURULU
Karıkatürcüler Derneği'nin 17. Olağan Genel Kurulu 8 Aralık
1990 Cumartesi günü. saat 13.00'te Istanbul Gazeteciler Cemi-
yeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda toplanacaktır. Çoğurt-
luk sağlanamadığı takdirde toplantı, 15 aralık cumartesi günü aym
yer ve saarte yapılacaktır.
Üyelerımize duyurulur.
GÜNDEM:
1- Açılış. 2- Başkanlık Divanı seçimi. 3- Çalışma raporunun okun-
ması. 4- Mali raporun okunması 5- Denetleme Kurulu raporunun
okunması. 6- Eleştinler. 7- Aklama. 8- Dilek ve öneriler. 9- Seçim-
ler. 10- Kapanış.
GAYRİ MENKUL
AÇIKARTTIRMA İLANI
ANTALYA MAHKEME SATIŞ
MEMURLUĞU'NDAN
Esas No: 1990/78
Antalya Kışla Mahallesi Arapalanı Mahallesi 1489 ada 9 parsel An-
talya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1989/1434 esas 1990/849 sayılı
kararı gereğince satılacaktır.
Antalya Kışla Mahallesi Arapalanı Mevkii 1489 ada 9 parsel tapu
kaydına göre 448 m!
genişliğinde olup üzerinde tek katlı gecekondu
taranda yapılnuş ev ile muhtelif yaş ve cinsten ağaçlar vardır. Par-
sel iraar parsel] olup bir kısmı okul alanı bir kısmı imar yolu içinde
kalmaktadır. Mahalli rayiçlere göre m2
'si 75.000 TL'den muhammen
bedeli üzerindeki muhtesatlarla birlikte 43.775.000 TL'dir.
l.Satış: 18.12.1990günü saat 15.30- 15.45 arasında Antalya özel
tdare binası kat: 6'da açıkarttırma ile yapılacaktır. 1. satışta değeri-
nin %75'ini bulmadığı takdirde 28.12.1990 günü aynı yerde ve aynı
saatte 2. arttırma yapılacaktır. 2. satışta ise değerinin ^40'ını bul-
duğu takdirde en çok arttırana ihale edilecektir. Satışa iştirak eden
değerin %20'si oranında teminat yatırması şarttır. Satış peşin para
ile olup isteyen alıcıya 20 günu geçmemek uzere mehil verilebilir. tha-
leye iştirak eden şartnameyi gormüş ve munderecatını kabul etmiş
sayılacaklan. Baskaca bilgi almak isteyenlerin memurluğurauzun
1990/78 esas sayılı dosyasına başvurmaiarı ilan olunur.
Basın: 48676
İFLASIN KAPANMASI İLANI
ESKİŞEHİR 4. İCRA VE İFLAS
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
1988/3 Iflas
Müflis: Eskişehir Akm Nakliyat Ambarı - Bahriye - Sırn - Selami,
Akm Tunçtekin ve Faike Yüce.
Adresi: Asarcıkh Caddesi, Sanayi Sokak, No: 11 Eskişehir.
Yukarıda adı geçen rnüflisler hakkındaki iflasın Eskişehir 3. Asli-
ye Hukuk Mahkemesi'nin 22.10.1990 gün ve 1987/469 esas, 1990/1094
karar sayılı ilamı ile kapanmasına karar veribniştir.
ttK'nın 166-182. maddesi uyannca ilan olunur.
Basın: 48743
ISTANBUL HUKUK FAKÜLTES!
DEKANLIĞrNDAN
Fakültemiz emekli öğretim üyelerinden
Roma Hukuku ve Türk Hukuk Tarihi Profesörü
Prof.Dr. ZİYA UMUR
vefat etmiştir. Cenazesi 23 Kasım 1990 Cuma günü saat
13.00'te Istanbul Ünversitesi merkez binasında yapılacak
törenden ve Teşvikiye Camii'nde lulınacak ikindi
namazından sonra Zincirlikuyu MezarlığVna
defnedilecektir.
Değerli hocarruzı kaybetmenin derin teessürü içinde
bulunan fakültemiz, kendisine Tann'dan rahmet, kederli
ailesine bassağlığı diler.
Değerli hocamız
Prof .Dr. ZİYA UMUR'u
kaybettik.
Hukuk camiasına ve ailesine bassağlığı dileriz.
Prof.Dr. BELGİN ERDOCMUŞ,
Araş^ör. DİLER TAMER GÜVEN
Araş-Gör. HAVVA AYYILDIZ
Araş.Gör. CELAL SAVAŞ
Araş.Gör. ERTUĞRUL ONUR
Araş-Gör. MURAT AKDEIVİZ
BAŞSAĞUĞI
Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Roma Hukuku
Profesörü ve Topkapı Sarayı Müzesi'ni Sevenler
Derneği'nin vefakâr üyesi, değerli bilim adamı
Prof. Dr. ZİYA UMUR'u
kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz.
Merhuma Tanrı'dan rahmetle, ailesinin acısını paylaşır,
tum sevenlerine bassağlığı dileriz.
TOPKAPI SARAYI MÜZESİ MIDÜRLÜĞÜ
VE
TOPKAPI SARAYI MlZESrVt SEVENLER DERNEĞİ
tstabul yakası Telefon
Başmüdürlüğü'nden
aldığım seyahat ve kimlik
kartlanmı kaybettim.
Geçersizdir.
SIDDIK ÖZTÜRK
Ruhsatımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
KEMAL TEKSÖZ
İNGİLİZCE'yi
6 ayda konuşun
SİZİ AMERİKALI
DOSTLARIMIZLA
BULUŞTURALIM
Tel: 349 48 57
Ruhsatımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
NURt TÜTÜNCÜ
KAMUOYUNA
İktidarın cezaevlerine yönelik saldırı politikasını
protesto ediyor ve 1 Ağustos gibi gerici yasa ve
yönetmeliklerin kaldırılmasını, Eskişehir'in
kapatılması, keyfi sürgün ve hak gasplarına son
verilmesi talepleriyle 11.11.1990 tarihinde
başlattığımız süresiz açlık grevini sürdürüyoruz.
Sağmalcılar Cezaevi'ndeki TKP/ML davası
tutukluları adına
ALİ GÜLMEZ
ANKARA...ANKA
MUŞERREF HEKIMOGLU
Unutulan TutuklularHafta başında Oikmen tepesinde bir evde, bir akşam
yemeğinde Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ile buluştuk.
Başkent gecelerinde yemekler, kokteyller çakışıyor, kimi
çağrılar da çok geç, nerdeyse son dakikada ulaşıyor, hep-
sine katılamıyorum, ama Adalet Bakanı ile buluşmayı özel-
likle istedim. Bakanlığıyla ilgili hayli sorun var ülkemizde.
Aydınlanmak gerekiyor. Dikmen'deki eve "Hâkimevi" adını
vermişler, savcılar da içerlemiş galiba. Çünkü savcılar da
yararlanıyor bu evden. Adı neden Hâkimevi diye soruyor-
lar. Aslında ev değil gökdelen, yemek salonu da beş yıl-
dız alabilir, ama başladığı gibi sürer mi bilmem?
Güzel bir ev, Adalet Bakanlığı ailesi için öngörülen bir
kuruluş belli çağrışımlara yol açıyor elbet. Cezaevlerini
düşünüyor insan. Tutuklulann yaşam koşullannı, sonu gel-
meyen açlık grevlerini, ölenleri, ailelerini. Giderek birbi-
rine bağlanıyor konular. Meclis'te bekleyen ölüm dosya-
ları, Ceza Yasası'ndaki anti-demokratik maddeler, anaya-
sada öngörülen değişiklikler derken soframız kararıyor bir-
den. Çünkü Sayın Sungurlu hiçbir soruna ışık tutamıyor,
ortadaonu aşan birdurum var. Şu dönemdebir bakanlık
koltuğunda oturmak hiç kolay değil doğrusu! Örneğin 141,.
142 ve 163. maddelerin yürürlükten kalkması için kamu-
oyunda beklenti var yıllardır. Ama bu beklenti yanıtlanmı-
yor. Bırakalım parlamentoyu siyasal partilerde, hatta
ANAP'ta görüş birliğine varılamıyor. Pekiyi, ölüm cezala-
rı için beklenti yok mu? Meclis'te bekleyen yüzlerce dos-
ya ne olacak? O dosyalar nedeniyle yüzlerce kişi her gün,
her an ölmüyor mu cezaevlerinde? Böyle bir beklenti bü-
yük işkence değil mi? Bir de tersi var. Diyelim, Mecliste
bekleyen yüzlerce dosya onaylandı, yüzlerce kişi darağa-
cına mı gidecek? Bunu göze almak kolay mı? O kan ve
gözyaşı nasıl diner?
İlginç bir rastlantı, biz gazeteciler Adalet Bakanı Sayın
Sungurlu ile yemek yerken okyanusun ötesinde "Unutu-
lan Tutuklular" adlı bir film gösteriliyor. Haberini siz de
okudunuz belki. Uluslararası Af Örgütü'nün tutuklulara
yardım kampanyası doğrultusunda gösterdiği bir film bu.
Türkiye'deki cezaevlerinde yaşanan baskı, dayak ve iş- ,
kence olaylarına yer veriliyor. Beyazperdenin ünlü yıldızı ı
Meryl Streep de kampanyaya katılıyor, tutuklulara yardım !
çağrısı yapıyor TV ekranından. "Sofıe'nin Seçimi" adlı film
canlanıyor gözümde. Meryl Streep usta bir oyuncu, rolü-
nü güzel canlandırdı, işkenceyi de rol gereği yaşadı o film-
de. Tutuklulara yardım kampanyasına katılmasını doğal
karşıfıyorum. Böyle bir filmin gösterilmesini de yadırga-
mıyorum doğrusu. Gerçekleri saklamak olanağı yok. Ay- .
rıca ABD cezaevleri için de ne filmler çevrildi! AT ülkele- '
rindeki cezaevlerini de gördük filmlerde. Birçok ülkenin
yaşamında utanç duvarları var! Üstelik o ülkenin insan-
ları ortaya koyuyor. "Unutulan Tutuklular" filmi belli tep-
kilere yol açabilir, ama bir uyarısı da var galiba. Her şey-
den önce Türkiye'ye olumsuz bir bakışı yansıtıyor. Her
!
alanda beliren bir bakış bu. Çok iyimser politikacıların da
hesaplarmda yanıldığını, güvendikleri dağlara kar yağdı-
ğını görüyoruz durmadan. Asıl sorunumuz bu doğrusu.
Paris'teki toplantıda yeniden oluşan bir dünyanın mimar-
lığında olumiu katkılardan söz ediyoruz, ama nasıl? Ön- ~
ce dünyadaki yerimizi, yöntemimizi bilmemiz, gerçek kim- j
liğimizi, ulusal doğrultumuzu bulmamız gerekmiyor mu?
Çağdaşlığın neresindeyiz, insan hak ve özgürlüklerinin
neresindeyiz bilmemiz gerekmez mi? Başkanlık sistemi-
ne giden yolu açmak için anayasa değişikliğinden söz edi-
k
Aliyor. Ölüm cezasının kaldırılmasından söz edilmiyor! Eği-
tim birliğinden söz edilmiyor! Laiklik ilkesinin bunca zor- *>
lanmasına, dinci politikanın tehlikeli boyutlara varması- :
na karşın ortak bir görüşe, bir uzlaşmaya vanlamıyor. Tüm '
partiler oy hesabı içindel Herkes demokrasiyi savunuyor, !••
ama içtenlikten yoksun bir savunma denebilir, demokra- "•
tik gelişmeyi tıkayan yollar açılmıyor bir türlü! Ceza Yasa- ''
sı'ndaki faşist maddeler hâlâ yürürlükte. 141 ve 142. mad-''
delerin değişmesi anayasal bır sorun da değil! Dünya de-,'
ğişiyor, duvarlar yıkılıyor, bloklar kayboluyor, biz yeni du- ?.
varlar örüyoruz nerdeyse! ;
Salıncakta İki Kişi oyununu yeniden gördüm, bir sanat
olayıyla soluk almak için. Çok sevdiğim bir oyun bu. Yıl- ',.*
larca önce Kenter kardeşlerden seyrettim, unutamadım.
Bu kez Işık Yenersu ve Can Gürzap oynuyor. Büyük Ti- ..
yatro'nun kocaman sahnesinde iki kişilik bir oyunla sıcak \
bir diyalog kurulamıyor doğrusu. New York'taki odaların
dekoru hayli sıcak. Oyuna uymayan ağaç kapılar ve pen- "
cereler. Aslında demirden olması gerekir. Tahta hiç kulla- •
nılmıyor New York yapılarında. New York'un kalabalığı için- :
de yalnızlığı demir dekor daha iyi yansıtır, ayrıntı değil bu, "
oyunun özüyle ilgili bir yanlışlık, göze fena batıyor! Bir ay- ,"
rıntı daha var; eski ve yeni oyun arasında gerileyen orta-';
mı yansıtıyor galiba. New York'un kalabalığjnda büyük
kentin yalnızlığını yaşayan bir kadın ve bir erkek bir dost- t
luk kuruyor, aşka benzer bir şeyler yaşıyorlar. Birbirlerine
sarılıyor, yalnızlığı aşmak istiyoriar. Bir de sevişme sah- i
nesi var. Belki de yirmi yıl önce Yıldız Kenter soyunarak •,
giriyor yatağa, Işık Yenersu elbiseleriyle! Kadavralara don
giydirmek isteyen ortamda çok doğal bir sahne bu... Ya- J
salar da değişebilir, ama insanlar nasıl değişecek? Bu ge- '
riye dönüşü kaç kuşak yaşayacak kimbilir?
Oyun boyunca kimi seyirciler de salıncaktaydı bence. "
Giderek bastıran bir yalnızlığı yaşadık.
ISMAIL BILEN
H B H H H I 1 8 E k i m 1
902de Rıze'de
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ t d o ğ d u . Ulusal Kurtuluş
l~> """""i^^» Savaşı sırasında, daha 18
k *r »yaşında iken, Emperya-
n \ i M l
^ â l i z n n
Pa d l
Sa h v e
hilafet
î \ ^ **5j^Byanlısı Anzavur orduları-
•V ^ S i f c J B
n a k a r
5' Ceyve boğazında
bir çarpışma sırasında yaralandı.
1922 yılı Mart ayında Istanbul Haliç örgütün-
de TKP'ye girdı. Barış, Ulusal Bağımsızlık, De-
mokrası ve Sosyalizm için TKP'nin savaşı,
onun savaş yoludur.
Her zaman Marksizm-Leninızm, ülkü ve ilke-
lerine Proletarya Enternasyonalizmine bağ-
lı kaldı. Ölümünün 7. yılında onurlu mücade-
lesıni saygıyla anıyoruz.
zonguldaklı ilerici Yurtseverler
Alı An. Alı Hızır Ar Abdullah Mutlu, Ahmet Zemçı Erel. Ahmet
Özturk. Cemai Kenanoğlu. Durmuş Can. Erol Çatma, Havrettın
Karral, Huseyın Taşkıran. Murar Aksov, Mefımet Bevazyuz Rıfat
Yılmaz. ismaıl Kal, Ufuk Erdoğan. Yaşar Mutlu. Yuksel Sucu. Ta-
hır Erçatan. Selami Akın Mehmet Cakıroğlu. Yılmaz Özvurt, Mak-
süt Kamıtoğlu
__ ACI KAYBIMIZ
^ Odamız üyesi Harita ve Kadastro
ft Mühendisi
1 AYDEV ONÂTı
f (1937-1990)
kaybettik.
Tüm arkadaslanmıza ve ailesine
^ . bassağlığı dileriz.
^ » HARİTA VE KADASTRO
MÜHENDtSLERİ ODASI