Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 KASIM 1990 EKONOMI CUMHURİYET/13
AİTIM BÛMÛŞ
Cumhunyet
fleşat
24 y
22 ayar b t a k
900 ayar gümüş
Vakrtbaı* Altını
ZirattMtını
H*Ntn
M.te*» 1 Ons $
Alış
229 000
270 000
34 600
31.000
423
187.000
191000
187.000
Saflş
233.000
280 000
34 700
34 1%
450
192.000
196.000
191.000
380 80
TL Interturto Ort Fara (%) 59 86
SERBEST PİYASADA DÖVİZ
«ODotoi
Bm Akn» Ma/ta
bvıçre Frangı
Hofanda Fkmnı
ingiliz Sterfni
Fransc Frangı
100 itatyan LıreO
S A R f c
Avusturya Şilini
Aiış
2820
1910
22S5
1685
5540
562
251
740
Dfaz Int (J) = IşJem yok
Saöş
2825
1915
2260
1692
5590
567
255
745
273
Eskişehir'de
ekmek boykotu
• ESKtŞEHİR (AA) —
Eskişehir Bakkallar ve
Bayiler Derneği,
bakkaliarda ekmek
satmama kararı aldı.
Dernek Başkanı Ilhan Erol,
isteyen bakkalın istediği
fınndan ekmek alamadığını
ileri sürdü. tç Anadolu
Fırın lşverenleri Sendikası
Başkanı Hüseyin Sezgin ise
fırınaların tekelleş'mesinin
söz konusu olmadığını,
alınan boykot kararının,
ekmekte bakkallara ödenen
kâr payindan
kaynaklandığını savundu.
Sezgin, bakkallara halen
ekmek fiyatının yüzde 10'u
olan 60 liranın ödendiğini
belirterek bakkallann 120
lira istediklerini kaydetti.
Faiz sinyali
• ANKARA (AA) —
Merkez Bankası, bankalara
yönelik iskonto
penceresinde uyguladığı faiz
oranını 2 puan yükselterek
bankacılık sistemine .
"sinyal" verdi. Banka
meclisinin dün yapılan
toplantısında reeskont faiz
oranının yüzde 43'ten yüzde
45'e yükseltilmesi
kararlaştırıldı. Merkez
Bankası'nın iskonto
penceresinde uyguladığı faiz
oranmda yaptığı
ayarlamalar bankacılık
sistemine "sinyal" olarak
değerlendiriliyor.
Dıracata
destek
• ANKARA (AA) —
Hazine, özellikle "küçük
imalatçı ihracatçılan ayağa
kaldırma" projesi adı
altında bir paket program
hazırladı. Yıllık ihracatı 5
milyon doları aşan imalatçı
ihracatçıya yönelik uygun
faizli rotatif kredisi
hakkındaki çalışmalar
tamamlamrken yine küçük
ihracatçının yeni pazarlara
girmesini kolaylaştırmak
için tanıtım desteği
sağlanacak. Bu amaçla, iş
gözüeri düzenlenecek,
fuarlara kişisel katılım
desteklenecek ve
masraflann bir kısmı
Hazinece karşılanacak.
*
Ithalcam
• RİZE (AA) — Rize'de
özel sektör Sarp sınır
kapısından sınır ticareti
kapsamında bu yıl içinde
150 bin metrekare cam ithal
etti. Rize Ithalat ve Ihracat
Pazarlama A.Ş.'nin (RİPAŞ)
öncülüğünde Rize'de kurulu
bir fırma tarafından ithal
edilen camın metrekaresi 12
bin liradan iç piyasada
satılıyor.
KISA KISA
• TEKSTtL MARKET
yann açıhyor. Le-Lac
kıyafetleriyle Bobo Momo
çocuk giysilerinin satılacağı
mağaza, Laleli'deki
Ramada Oteli'nin alt
sokağında, 5 katlı bir
binada hizmet verecek.
• TÖBANK, 1 ay vadeli
tasarruf mevduatına yüzde
38, 3 ay vadeliye yüzde 50,
6 ay vadeliye yüzde 53, 1
yıl vadeliye ise yüzde 59
faiz veriyor.
• HALK SİGORTA, 27
ekimde yanan Topkapı
Ülker Fabrikalan'na kendi
payına düşen 4 milyar
liralık hasar ödemesinde
bulundu.
• PFA SİGOFtTA, 27
ekimde yanan Topkapı
Ülker Fabrikalan için 1
milyar 686 milyon lira
hasar odemesi yaptı.
• AKBANK, fon yönetim
merkezini yeniledi.
Bankanın uiuslararası para
piyasalanndaki mevcut son
sistemlerden yararlanarak
yeni hizmete soktuğu
"dealing odasım"nda 16
dealer çalışıyor.
• PARSAN, Makine
Parçaları Sanayi, Renault/
Fransa ile yaptığı 1 milyon
dolarlık sipariş
anlaşmasıyla fırmaya 3 tip
arka aks satışına başladı.
Renault ile yapılan ticarı
anlaşmanın zaman içinde
3.5 milyon dolara çıkması
beklenıyor.
Hazine, ithalatın tekstilsanayiine zarar verecekboyutta olmadığı görüşünde:
Her ucuzluk damping değîl
Uzakdoğu ülkelerinden gelen ucuz tekstil
ürünleri için damping soruşturması
açmamakîa suçlanan HDTM İthalat Genel
Müdürlüğü yetkilileri, henüz bu ithaJatın
önemsenecek boyutta olmadığını öne sürdüler.
MEHMET YAPICI
ADANA — Pakistan ve Hin-
distan başta olmak üzere çeşitli
Uzakdoğu ülkelerinden gelen
ucuz tekstil ürünleri için iceriden
yapılan şikâyetleri değerlendirip
"damping soruşturması açma-
mak"la suçlanan Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı (HDTM)
tthalat Genel Müdürlüğü üst
düzey yöneticileri, söz konusu
ithalatın henüz yerli tekstil sa-
nayiini zarara uğratacak boyu-
ta gelmediğinj savundular. İtha-
lat Genel Müdürü Erdal Onur-
sal, sanayiciden ulaşan şikâyet-
leri ele aldıklanru bildirerek "tt-
halat rakamlan büyıidüğü tak-
dirde hemen sonışturma açıla-
caktır. Ancak her ucuz olan
mala da dampinglidir demek
mttmkiin degildir" diye
konuştu.
Son aylarda hızlanarak artan
ucuz pamuk ipliği, hambez,
mensucat ve kumaş ithalinin ya-
rattığı ağır baskı sonucu güç du-
rumda kaJdığını savunan tekstil
sanayicisinin adeta boy hedefi
haline gelen HDTM İthalat Ge-
nel Müdürlüğü'nün üst kadro-
sunu oluşturan Genel Müdür
Erdal Onursal, Genel Müdür
Yardımcısı Ömer Demiriz ve İt-
halat Daire Başkanı Abdallah
Köten, Cumhuriyet'in konuya
ilişkin sorularını yanıtladılar.
Erdal Onursal, ömer Demiriz
ve Abdullah Köten'e yönelttiği-
miz sonılar ile yanıtlan söyle:
— Ülkemize hızh bir mal akı-
şı var. Bazı mallann sübvansi-
yonlu ve damping fıyatla girdi-
gi öne süriilüyor ve bu mallar
için "damping soruşturması
açüması istemiyie size başvuru-
lar yapıbyor. Ancak şikâyetlerin
zamanında işkme konulmadıgı,
dolayıayla "anti-damping yasa-
sı'nın ağır işledigi savunularak
size yoğuB eleştiriier geiiyor.
91 'EDOĞRUOTOMOBİL KAVGASI
ONURSAL — Uiuslararası
düzeyde yürüyen bir yasa oldu-
ğundan müracaatların sonuç-
landırılması için uzun sayılabi-
lecek belli sürc gerekiyor.
KÖTEN — Bugüne kadar bi-
ze 29 şikâyet başvurusu oldu.
Bunlardan 14'ü reddedildi, 15
talep de uygun bulunarak deği-
şik ülke menşeli mallar hakkın-
da damping soruşturması açıl-
dı. Soruşturma açılan talepler-
den 6'sı sonuçlandınldı ve bir-
çok ülkeye değişik oranlarda ge-
çici önlem kondu. Sentetik de-
vamsız liflerde Romanya, Güney
Kore, Taiwan; elektrotlarda Ro-
manya, Macaristan, Çin Halk
Cumhuriyeti; baskı ve yazı kâ-
ğıtlannda Finlandiya, Yugoslav-
ya; torna aynalarmda Polonya
ve Çekoslovakya'ya yüzde 5 ila
"ithalat, bizi yenemez'
Tofaş-Oto Genel Müdürü
Uğurman Yelkencioğlu: 1991'de
pazarı ithalata bırakmaya
niyetimiz yok. Kapasitemizi 200
bin otoya çıkartacağız. Tempra
sayesinde Japon otolarıyla, Serçe
ile de Doğu Avrupa otolarıyla
rekabete gireceğiz. Mısır'daki yatırım için de
görüşmelerimiz sürüyor.
ESİN SUNGUR
İthal otolar karşısında bu yıl
gafil avlanan yerli üreticiler,
1991'de pazarı ithalata bırakma-
maya kararlı. "Havlu atmaya ni-
yetimiz yok" diyen Tofaş Oto
Genel Müdürü Ugunnan Yel-
kencioğln, Japon otomobiUeri-
ne karşı Tempra, Doğu Avrupa
otomobillerine karşı ise Serçe
modeliyle mücadele edecekleri-
ni söyledi. ithal otolara savaş
açan Tofaş, halen 100 bin olan
kapasitesini 200 bine yükselte-
rek ve ihracat yoluyla dışanya
acılarak atağını sürdürecek.
Otomobil sektöründe hiç
kimsenin 1990 yıhndaki talep
patlamasını tahmin edemediği-
ni belirten Yelkencioğlu, talep-
teki artışa bağlı olarak fırlayan
ithalatın, kısa dönemde yerli
üreticiler üzerinde ithalata baş-
lamalan dışında hiçbir etkisinin
olmadığını savundu. "Ancak
1991 yıh defişik olacak" diyen
Yelkencioğlu, "tesadiifen" üre-
tim programına alınan Tempra
sayesinde Japon otomobilleriy-
le Serçe üretimini yüzde 129 art-
tırarak da Doğu Avrupa otomo-
billeriylerekabetegirişecekleri-
ni söyledi. Yelkencioğlu'nun ver-
diği bilgiye göre Tofaş, Serçe'den
zarar ettiği halde üretimini art-
tırma kararı aldı. Tempra'mn
üretim kararının alınmasında
Japon otomobillerinin ithalatın-
daki artışın etkisi olmadığmı an-
latan Yelkencioğlu, Fiat'la var-
dıkları anlaşma gereğince yeni
modelin üretilmesine 3 yıl önce
karar verdiklerini vurguladı. "tt-
halat artışı sadece bizim de it-
halata başlamamıza neden
oldu" diyen Uğurman Yelkenci-
oğlu, bu yıl Tipo ve Fiat 126 BİS
ile sınırlı kalan ithalatta gelecek
yıl ürün çeşitlemesine gidecek-
lerini bildirdi.
Halen 100 bin üretme kapa-
sitesine sahip tek tesisin Tofaş
olduğunu hatırlatan Tofaş Oto
Genel Müdürü Yelkencioğlu,
daha önce 150 bin olarak dek-
lare edilen kapasite artış hede-
fınin önümüzdeki hafta yapıla-
cak yönetim kurulu toplanüsın-
da 200 bin adet olarak revize
edileceğini açıkladı. "Türkiyei
nin otomobil sektörttniin gele-
cegi özellilde yerli üretkiler için
olumlu" diyen Uğurman Yel-
kencioğlu, Tofaş'ın motor fab-
rikası yatuTinımn tamamlanma-
sından sonra îtalya'ya Tempra
ihracatına başlayacaklarını bil-
dirdi.
Ihracatın büyük adetlerde
planlandığını anlatan Tofaş Oto
Genel Müdürü, şirketin dışa
açılma hamlesinin ihracat dışın-
da yurtdışı yatırımlarla devam
edeceğini vurguladı. Yelkencioğ-
lu'nun verdiği bilgiye göre Tofaş,
yabancı ortağı Fiat'la birlikte
Mısır'da otomobil fabrikası ku-
rulması için görüşmeleri sürdü-
rüyor. Mısır tarafından olumlu
karşılanan projenin Körfez kri-
zi nedeniyle bugünlerde yavaş-
ladığını anlatan Yelkencioğlu,
yatınm gerçekleştiğinde Mısır'-
da Fiat-131'lerin üretimine geçe-
ceklerini bildirdi.
Yerli otomobil fiyatlannın
zam politikasında hükümete
enflasyonu düşurmek için des-
tek verdiklerini kaydeden Tofaş
Oto Genel Müdürü Uğurman
Yelkencioğlu, 1990 yılında yapı-
lan 3 zammın otomobil fiyatla-
nnda yüzde 41 oranında artış
yarattığma işaret etti. Yelkenci-
oğlu, enflasyon oranının altın-
da zam yapma politikasına
1991'de de devam edeceklerini
söyledi. Tofaş, 1991 yılında üre-
timini 88 binden 100 bine çıka-
racak.
TKB'nin hisse satışı kesatANKARA (ANKA) — 600
mılyarlık hisse senedi satmak
üzere bu hafta başı halka açılan
TKB, şimdüik başanlı olamadı.
Türkiye Kalkınma Bankası
(TKB) Genel Müdürü Ismail
Emen hisse senetleri satışlannın
çok iyi gitmediğini belirterek sa-
tış süresinin bir hafta uzatıldı-
ğını açıkladı.
TKB Genel Müdürü tsmail
Emen işletme bilim uzmanları
tarafından düzenlenen "Çagdaş
İşktmecilik Sempozyumu" son-
rasında gazetecilerin sorulannı
yamtlarken "Hisse senedi satış-
lan çok iyi degil ama fena da de-
ğil. Bu bir düğrneye basma ola-
yı zaten" dedi. ÖzeUikle yurtdı-
şından gelen talep sonucu yann
bitecek olan satış süresinin bir
hafta daha uzatıldığını açıkla-
yan Emen, şu andaki satışlara
ilişkin bir rakam verrnedi.
Emen, satışlann ikinci hafta so-
nunda 100 milyan bulabileceği
tahmininde bulundu. TKB,
yaklaşık 600 milyar liralık sene-
di satışa çıkarmıştı.
Emen şöyle konuştu:
"Çok iyi değil ama fena da
sayümaz. Siireyi uzaürken istek-
ler doğrultusunda satış rakam-
larının daha da yiikseleceğini
umuyoruz. Ancak burada şunu
ifade etmeliyim, burada önem-
li olan ne kadar satıldıgı değil
böyle bir olaya başlanmasıdır.
Satış süresi sonunda hisseler
borsaya kote edilecek. Bu aşa-
madan sonra TKB olarak istek
durumunda borsada satış de-
vam edecektir."
TKB Genel Müdürü Ismail
Emen sempozyumda yaptığı
"Çağdaş Bankacılık" konulu
konuşmasında ise Türkiye'deki
bankacılığın gelişimini anlattı.
Emen Dünya Bankası'nın fi-
nansmamyla TKB'nin yeniden
yapılanacağını açıkladı. Dünya
Bankası'nın, kalkınma bankala-
rımn yeni bir yapılanma kazan-
masını istediğini kaydeden
Emen, TKB'nin bu yapılanma-
yı tamamlamasından sonra
Dünya Bankası'yla çalışmaya
başlayabileceğini ifade etti.
Emen'in açıklamasına göre
Morgan Grenfell Ltd. tarafın-
dan yürütülen yeniden yapılan-
ma çahşması 400 bin dolara ma-
lolacak. bu çalışma 4-5 ay için-
de tamamlanacak.
CamelHolding'in Yönetim Kurulu Başkanı Güvenç:
6
Artık otel yatınmı yok'
CEM HAMULOĞLU
Girdiği otel yatınmı nedeniy-
le çeşitli bankalardan aldığı 100
milyar TL dolayındaki krediyi
geri ödeyemeyen Camel Hol-
ding'in Yönetim Kurulu Başka-
nı Ergun Güvenç, yaşadıklan
krizden "ders aldıklannı" vur-
gulayarak "Arük otel yatınmı gi-
bi bir yatıruna yeniden girmeyi
kesinlikle düşünmüyoruz"
diyor.
Bankalara olan borcu nede-
niyle kurtuluşu "kttçiilmekte"
bulan Camel, bu çözüm doğrul-
tusunda, 50 milyar lira tutarın-
daki borcuna karşılık Salima-
Beldibi Tatil Köyü'ndeki hisse-
lerini Vakıflar Bankası'na dev-
rederek biraz olsun "rahatladı."
Artık etkinliklerini Camel Tur
ve Camel Oto olarak sürdüre-
ceklerini söyleyen Ergun Gü-
venç, Camel'in 10 bankaya da-
ha yaklaşık 50 milyar TL borcu
olduğunu açıklıyor. "Kurtanlma
kelimesini ben her açıdan doğ-
ru bir ifade olarak
bulmuyorum" diyen Güvenç
şunları söylüyor:
"Kimse bizi kurtarmadı. Biz
de kimseye 'kurtarın' demedik.
Vakıflar Bankası bizim orta ve
uzun vadeli kredilerimizi yii-
kiimlenerek paylarımızı almış
oldu. Bu bizim için bir kurtar-
Camel'in Yönetim
Kurulu Başkanı
Güvenç, darboğaza
girme nedeni olarak
otel yatırımını ve
ekonomideki
dalgalanmaları
gösteriyor. Güvenç,
"Otel yatınmına artık
girmeyiz. Ama
yeniden güçlenince
diğer tamamlayıcı
hizmetlere girebiliriz"
diyor.
Türkiye"ye 20 milyon doların
üzerinde döviz girdisi sağlayarak
birinciliğini koruduğunu belir-
ten Güvenç, Camel Oto'nun da
şirketteki krize karşın süresi so-
na eren Budget lisansını 5 yıllık
bir zaman dilimi için yenilediği-
ni söylüyor. "Sağlığınıza kavuş-
tuktan sonra yeniden büyiıme-
yi diişiinüyor musunuz" sorusu-
nu Güvenç şöyle yanıtlıyor:
"Artık otel yatınmı gibi bir
yatırıma >eniden girmeyi kesin-
İikle diişünmü\onız. Ama hiz-
met sektöründeki tamamlayıcı
konulara, kendimizi kâfi derece-
de güçlii hissettigimiz zaman ye-
niden gireriz."
ma operasyonu degil. Tamamen
ticari bir olay. Ajrıca ben bu
aüşverişten bizim zarariı çıktığı-
mıza eminim."
Güvenç, aralannda Emlak
Bankası'nın da bulunduğu 10
bankaya olan 50 milyar tutarın-
daki borçlarının ödeme planı
üzerine görüşmelerin surdüğünü
belirterek "Camel bu darboga-
za nasıl girdi" sorusunu şöyle
yanıtlıyor:
"Bizim darboğaza girmemi-
zin nedeni, Türkiye'de bir otel
yatınmına girişmemizdir. Çün-
kü Türkiye'de yatırım yapmak
belli şartlar altında yanlıstır.
Maalesef çok acı bir şey bu. Otel
yatınmı agır bir yatınm. Gerekli
ortam ve şartlar sağlanmak kay-
dıyla böyle bir yatınma girilme-
li. Bunlar da yalnızca bizim ha-
talanmızdan kaynaklanan şey-
ler değil. Uygun kredilerin oluş-
ması, istikrarlı politikaların uy-
gulanması, sureklilik gerekmek-
tedir. Çiinkii bizim gibi hizmet
ağırlıklı kuruhışlar, yatınm yap-
tıklan zaman belli dalgalanma-
lara dayanamazlar. Anormallik
bizde mi yoksa dalgalanmalar-
da mı? Bence bu dalgalanmalar-
da."
Camel Tur'un 1990'ın ilk 9
ayında getirdiği turistlerle
Camel'in 20 yıllık geçmişiyle
hem Türkiye için hem de sektör B o r ç l a r
bazında önemli bir deneyime sa-
hip olduğunu söyleyen Güvenç,
"Zaman içerisinde oluştunılan
ilişkiler, insan gücii, egitilmiş
personel gücii, teşkilat, pazar
payı ve tanınmışlık derecesi alt
alta konulup toplandıgında
önemli bir aktif oluşturuyor.
yüzde 100 arasında değişen te-
minat oranlan uygulandı. Bu
geçici önlemler yakında kesin
önleme dönüşecektir.
— Tekstifcileı, özeüikJe Pakis-
tan ve Hindistan'dan gelen, pa-
muk fiyatına pamuk ipliği, ip-
lik fiyatına hambez ve mensu-
cattan yakıuyorlar.
ONURSAL — Soruşturma
acılmasına dönük şikâyetler al-
dık. Şu anda inceleme aşama-
sında. Elimizde birtakım veriler
var. İthalat rakamlanm tespit et-
tik, ona bakıyoruz. Bu yıhn ilk
8 ayında ülkeye 20 bin ton pa-
muk ipliği girmiş. 20 bin ton gel-
miş, ama dahili üretim 600 bin
ton. Bir oranlama yaparsak ge-
len, üretimin yüzde 4'ü nispetin-
de ve bu kadarlık bir ithalatın
yerli sanayiye zarar vermiş olma-
sı uzak bir ihtimal. Şimdi 9. ayın
rakamını da gördükten sonra
belki oraya da (pamuk ipliği)
damping soruşturması açacağız.
— Neden 20 bin tonu Rectik-
ten sonra soruşturma açacaksı-
nız. Eger bir damping söz konu-
suysa niçin şimdiden acılmryor?
DEMtRİZ — Iplikte yapılan
20 bin tonluk ithalatın yüzde
60*hk bölümü (12 bin ton) teş-
vikli geldi. Sonışturma açılsın
dendiği günlerde mensucatla il-
gili birtakım kuruluşlann men-
supları gelerek "Aman yapma-
yın, biz teşvikli getiriyoruz. İh-
racatımız durnr* dediler. Bizim
elimizde birtakım veriler var.
Konu hakkında çok hazınz; ta-
bii soruşturma açılıp sonuçlan-
madığı için kalkıp da Pakistan,
Hindistan, Guney Kore veya Ta-
iwan için sübvansiyon ya da
damping yapıyorlar demek hoş
bir olay değil.
— Çukobirlik'in 3100 liradan
sattıgı bezin aynısı Pakistan'dan
geiiyor ve 1700 lira.
KÖTEN — Fiyatlan mukaye-
se ederek damping mevzuatına
girmek mümkün değil. Dam-
ping soruşturması bir fiyat ayar-
İaması değil. Bir ülke, ürününü
bizden çok daha ucuza mal edi-
yordur, ama damping yapmıyor-
dur. Bunu ayırt etmek lazım. Bu
ulkelerin belki üretimde bazı
maliyet avantajlan vardır. Bir
malın damping fıyatlı olabilmesi
için normal değerin, yurtiçinde-
ki satış fiyatının altında bir di-
ğer ülkeye sokulmuş olması
gerek.
Cari açıkta
büyüme
durdu
ANKARA (ANKA) — Can
işlemler dengesi açığındaki bü-
yüme "şimdilik" durdu. Cari
açığın, eylül ayında sadece 11
milyon dolar olduğu, dokuz ay-
lık açığın da 1 milyar 850 mil-
yon dolar olarak gercekleştiği
bildirildi.
Merkez Bankası'ndan verilen
bilgiye göre eylül ayında dış ti-
caret açığı, ödemeler dengesin-
deki tanımıyla 831 milyon dolar
olarak gerçekleşti. Cari işlemler
dengesinin, dış ticaret dışında-
ki kalemlerinde ise 820 milyon
dolar fazla sağlandı. 820 milyon
dolann 403 milyon dolannı mal
ve hizmet net gelirlerindeki, 417
milyon dolarını da karşılıksız
özel ve resmi net transferlerde-
ki fazla oluşturdu.
Cari işlemler dengesi, geçen
yıhn eylül ayında 331 milyon do-
lar fazla vermişti.
Cari işlemler dengesinde ge-
çen yıhn ilk dokuz ayında 790
milyon dolar olan fazla, bu yıl
aynı dönemde 1 milyar 850 mil-
yon dolar açığa dönüştü. Bir
başka ifadeyle cari işlemler den-
gesinde negatif yönde 2 milyar
640 milyon dolarlık değişim ol-
du.
Cari açıktaki 2.6 milyar do-
larlık büyüme, tümüyle ithalat
ve buna bağlı olarak dış ticaret
açığında ortaya çıkan artıştan
kaynaklandı.
Ödemeler dengesindeki tanı-
mıyla ithalat 11.3 milyar dolar-
dan 15.4 milyar dolara çıkarken
4.1 milyar dolar büyüdü. ttha-
latın etkisiyle dış ticaret açığı 3.2
milyar dolardan 6.7 milyar do-
lara çıktı ve 3.5 milyar dolar art-
tı.
Ödemeler dengesinin dış tica-
ret dışındaki kalemlerinde, ge-
çen yıhn dokuz ayında 4 milyar
dolar olan fazla, bu yıl 4.9 mil-
yar dolara yükseldi. Böylece bu
kalemlerden sağlanan fazla 900
milyon dolar arttı. Bu artış, dış
ticaret açığındaki 3.5 milyar do-
larhk artışın tümünün cari iş-
lemler dengesine yansımasını
engelledi ve cari açıktaki artış,
2.6 milyar dolarda kaldı.
Böyle bir aktifin Camel Tur'a
verdiği bir güç var. Çünkii giiç-
ler daima para ve kredi ile
ölçülmüyor" diyor. Kriz önce-
sinde halka açılmayı düşündük-
Ierini belirten Güvenç, bu pro-
jenin ileriki bir tarihe ertelendi-
ğini de ekliyor.
Merkez Bankası verilerine gö-
re ocak-eylül döneminde 2.3
milyar dolar orta ve uzun vade-
li borç alındı. Bu dönemde, 2.3
milyar dolan faiz, 2.9 milyar do-
ları da anapara olmak üzere
toplam 5.2 milyar dolarlık dış
borç odemesi gerçekleştirildi.
Dokuz ayda IMF'ye yapılan
ödeme de 48 milyon dolar oldu.
Bu arada kısa vadeli borçlan-
ma dokuz ayda 3 milyar dola-
rın üzerine çıktı. Kısa vadeli
borçlanma, eylüldeki 400 mil-
yon dolarla birlikte 3 milyar 37
milyon dolar oldu.
EKONOMI NOTLARI
OSMAN ULAGAV
DYP'deki Yeni Arayış
Doğru Yol Partisi (DYP) bir arayış içinde. DYP Genel Baş-
kanı Süteyman Demirel, "Daha iyi hizmet için bir arayışın için-
deyiz, hür ve serbest düşüncenin nimetlerinden yararianmak
istiyoruz" diyor. "Yeniden şekillenen dünyada yeni ufuklara
yönelmek ve çağı yakaJamak" gerektiğini belirten Süleyman
Bey, insan haklanndan, yoksulluğu önlemekten, çevreyi ko-
rumaktan söz ediyor. Önümüzdeki on yılın dünya için yeni
bir "kalkınma on yıh" olması gerektiğini belirten Sayın De-
mirel, "zihinlerin dünyaya açık olmasının" ve "Türkiye'nin
dünyaya entegre olmasının" önemini vurguluyor. 'Topyekûn
kalkınma'nın planlama ve icraat işi olduğunu söyleyen De-
mirel, rekabet, verimlilik ve etkinlik gibi kavramlar üzerinde
duruyor.
Demirel'in bu yaklaşımı ve DYP'nin büyük kongre önce-
sinde düzenlediği "Türkiye'nin Temel Sorunlan" panelleri,
DYP'nin daha modern ve dinamik bir görüntü verme çaba-
larının parçaları.
'Topyekûn kalkınma" konusunun işlendiği panele DYP adı-
na Sayın Tunç Bilget'in sunduğu bildiride DYP'nin başlıca
ekonomik konulardaki yaklaşımı hakkında ipuçları vardı. Bu
ipuçlarının bazılan şunlardı:
• Türkiye artık ne 1980'lerin ne de daha öncesinin politi-
kalarını aynen benimseyemezdi. 1990'lar yepyeni olanakları
ve riskleri beraberinde getırmekteydi. Yapılacak yeni sentez
bunu hesaba katmak zorundaydı.
• Topyekûn kalkınma hedefi bir bütündü. Bu bütün, hızh
refah artışını da hedefliyor, ancak yoksullukta buluşmayı, yani
aşırılıkları reddedıyordu.
• Kalkınmanın en önemli unsuru doğal kaynak zenginliği
ve sermaye birikımı değil nitelikli insan unsuruydu. Bu ne-
denle kalkınma sorununa geçmiştekinden çok daha geniş
bir sosyopolitik perspektif içinde bakılmalı ve eğitim gibi in-
san unsuru meseleleri üzerine öncelikle eğilinmeliydi.
• Türkiye'de hızh kalkınma isteniyorsa 1990'larda Türkiye1
nin uzak geçmişinden çok daha dışa dönük, yakın geçmi-
şinden çok daha kalkınmacı bir yaklaşımı benimsemesi ge-
rekiyordu.
• Türk girişimcisi yurtiçinde ve yurtdışında daha fazla re-
kabeti kabule hazır olmalıydı. Yeni, nitelikli ve verimli olan-
lar eskiyi, niteliksizi ve verimsizi piyasadan kovacaktı.
• Hızh kalkınmanın nihai ölçüsü yurtdışı rekabette başan-
lı olmaktı. Devlet bu amaca yönelik olarak kendi girişimcile-
rini makul ölçülerde teşvikle yükümlü olmalıydı.
• Ekonomik ve sosyal altyapıyı çağdaş düzeye getirmekle
yükümlü oian devletin en öncelikli yükümlülüğü ise kalkın-
ma yarışında geri kalan toplum kesimlerini ve yörelerini kol-
lamaktı.
• Sosyal devletin gerektirdiği nitelikli ve namuslu kamu bü-
rokrasısi mutlaka oiuşturulmalıydı.
• Hızh ve istikrartı kalkınma için siyasi rejimin ve hukuk
düzeninin yerine oturtulması gerekliydi.
• Türk girişimcisi büyük ölçekli yatırımlarını planlarken iç
piyasanın ihtiyaçlannı, dünya piyasasından pay kapmaya dö-
nük kaliteli üretimin bir parçası olarak düşünmek ve yaban-
cı sermayenin mali katkılarını aramak zorundaydı.
• Önümüzdeki 10-15 yılda Türkiye tekstile ek olarak yılda
5-6 milyar dolar döviz geliri sağlayacak bir iki yeni ihracat
sanayıini geliştirebilmeliydi.
• DYP yok pahasına satışa karşıydı, ama tüketim sanayi-
lerinin özelleştirilmesinde tereddüdü yoktu.
• DYP'nin sanayileşmeyi teşvik politikalan henüz kesin-
leşmemişti, ama devletin sanayi hedeflemesindeki potansi-
yel olanakları tespit etmesi ve yeni teknolojilerle ilgili örgüt-
lenmeye gitmesi gerekliydi.
* • Kamu açıklarının kapatılabilmesi için Türkiye'nin vergi
düzeninin süratle ve pragmatik bir yaklaşımla yeniden dü-
zentenmesi şarttı. Sermaye gelirlerine sağlanan istısnaları, in-
dirimleri, boşlukları, vergiden kaçınmayı ve vergi kaçırmayı
asgariye indirerek Gelir Vergisi hasılatında artış sağlanacaktı.
• Borç servisi ve personel harcamalarından tasarruf yapı-
lamazdı, ama bütçenin diğer kalemlerinde tasarruf olanak-
ları vardı.
• Ayrıca cari enflasyon üzerinde parasai genişlemeyi dur-
durarak ve enflasyonist bekleyişleri kırarak enflasyonun 2-3
yıl içinde tek haneli rakamlara indirilmesi öngörülüyordu.
Ekonomi bürokrasisinde önemli görevler üstlenmiş bulu-
nan Tunç Bilget'in sunuşunda yer alan bu ipuçları DYP'nin,
"biz enflasyonsuz kalkınmayı 1960'lar ve 1970'lerde yapmış-
tık, gene yaparız evelallah", anlayışının ötesine geçme ko-
nusunda adımlar. atmaya başladığını düşündürüyor. Genel-
de dünyanın gerçeklerine gözünü yummayan, kalkınmayla
kitlelerin refahını bağdaştırma hedefini de gözeten bir yeni
açılımın ipuçlannı görebiliyoruz burada. Bakalım önümüzdeki
dönemde bu ipuçlarından yola çıkılarak daha ayrıntılı ve uy-
gulanabilir bir ekonomi programı ortaya koyabilecek ve da-
ha inandırıcı olabilecek mi DYP?
ULUSLARARASI PAZARLAMADA
YENİ STRATEJİLER
Ayncahklardan
yumrkmılamıyor
Ekonomi Servisi — Türkiye,
gelişmekte olan ulkelerin ihra-
catlarına katkıda bulunmak
amacıyla uygulanan "Genelleş-
tirilmiş Tercihler Sistemi'nden"
(Generalized System of Prefe-
rences-GSP) yararlanamıyor.
1989 yılında Meksika GSP yön-
temiyle ABD'ye 2.47 milyar do-
larlık gümrüksüz ihracat yapar-
ken Türkiye'nin bu ülkeye olan
"ayncalıklı ihracatı" 114 milyon
dolarda kaldı.
Türk Sanayici ve tşadamlan
Derneği tarafından düzenlenen
"Uiuslararası Pazarlamada Ye-
ni Stratejiler" başlıkh sempoz-
yumda değinilen konulardan bi-
ri de Tjürk ihracat sektörünün
GSP sısteminden aldığı payın
azlığıydı. Sempozyumun ilk
günkü konuşmacılanndan Mar-
mara Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Tunç Erem GSP sis-
temini şöyle anlattı:
"GSP, gelişmekte olan ülkete-
rin sanayilerini güçieDdinnek ve
ihracatlanna katkıda bulunmak
için uygulanan bir yöntem. Sis-
teme göre gelişmiş 12 ülke 4100
çeşil iiriinün ithalatında sıfır
gümrük uyguluyor. Bu mallann
ihraç hakkı 136 gelişmekte olan
ülkeye verilmiş. Bir ülke 'üst ka-
tegoriye terfi ettiğinde' ihraç
hakkı iptal ediliyor. Örneğin
1988 sonunda Tayvan, Güney
Kore, Hong Kong ve Singapur1
un GSP'den yararianma hakla-
n iptal edildi. O tarihe kadar
GSP'den büyük ölçüde yararia-
nan bu ulkelerin listeden çıkar-
tılmalan, büyük bir boşluğun
dogmasına, dolayısıyla Türkiye
gibi ulkelerin çok önemli bir
avantaj yakalamasına yol açtı.
Ancak Türkiye hâlâ bu avanta-
jı kullanamıyor. Turkiye, tistede
yer alan 4100 iiründen yalnızca
300 kadanmn ihracatını gerçek-
leştirebiliyor. Listeyi çok iyi in-
celemek gerek. Örnegin listede
portakal yoktur, ama portakal
suyu vardır. Bunlan analiz et-
mek gerek."
Prof. Dr. Tunç Erem'in verdi-
ği istatistiki bilgüer, Türkiye'nin
bu pazardaki payının azlığını
açıkça gözler önüne seriyor.
1988 yıhnda ABD, GSP yoluy-
la 18.4 milyar dolarhk ithalat
yapmış. Aym yıl Türkiye'nin
GSP kategorisinde ABD'ye yap-
tığı ihracatın toplamı ise 72 mil-
yon dolar. Bu "nimetten" en iyi
şekilde yararlanan Tayvan'ın ay-
m kategoride ulaştığı ihracat ra-
kamı ise neredeyse Türkiye'nin
50 katı: 3 milyar 420 milyon do-
lar. Güney Kore 2.8 milyar,
Hong Kong 1.9 milyar, Singapur
ise 1.8 milyar dolarla Tayvan'ın
hemen gerisinde yer alan ülke-
ler.
Konuşmasının son bölümün-
de, 1988'de GSP yoluyla ABD^
ye yaklaşık 10 milyar dolarhk ih-
racat yapan bu 4 ülkenin, 1989
yıhnda GSP'den yararlanan ül-
keler listesinden cıkartıldıklan-
m, ancak 1989 yıhnda pastanın
sahipsiz kalan kısmına hiçbir ül-
kenin çatal uzatamadığını belir-
ten Prof. Dr. Tunç Erem'in söz-
leri, istatistiklere bakıldığında
daha belirgin bir anlam kazanı-
yor.
1988 yılında GSP yoluyla
18.4 milyar doiarhk ithalat ya-
pan ABD, Asya'nın 4 kaplanı
listeden çıktıktan sonra 1989 yı-
lında sadece 10 milyar dolarhk
ithalat yapmış. Bu rakamlar, lis-
teden çıkan 4 Asya ülkesinin ya-
rattığı boşluğun doldurulamadı-
ğım gösteriyor. ,