Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/16 23 KASIM 1990
Rekor
kıran
keman
Sothoby mtirik
bölümünden
Caroline
WUIiams'ın
elinde tuttuğu
keman fiyat
rekorian kırdı.
Londra'daki
tor
açıkarttırmada
satışa çıkanlan
1703'te
Antonio
Stradivari
tarafından
yapılan kemana
ödenen rakam
tam tamına
802.000 pound
(Fotograf: AP)
Cromwell
Hastanesi
irtibat
bürosu
tstanbul Haber Servisi —
Londra'daki Cromwell Hasta-
nesi'nin tstanbul İrtibat Bürosu
Nişantaşı'nda açıldı.
Cromwell Hastanesi'ne
Türkiye'den gidecek olan hasta-
lara daha iyi hizmet verebilmek
amacıyla kurulan irtibat büro-
su hastanevedoktor randevula-
rı, tercümehizmetleri, hasta re-
fakatçılanna Londra'da kala-
cak yer temini, îngiltere vizesi
için kolaykklar sağlanması gibi
hizmetleri ücretsiz sağlayacak.
Cromwell Hastanesi İngilte-
re'nintam teşekküllü ve bağım-
sız tek kanser tedavi merkezi ol-
ma özelliğini taşıyor.
Hastanede kalp hastalıkları
ve tüp bebek konusunda da ça-
hşmalar yapıhyor.
V ı ı n ı ı c r l r k c t i s i T n ABD'nin Baltimore şehrinde
J . U I 1 U » U 1 » U İ U lyenj a ç ü a n Nationa] Aquarium-
deki yerinde sakin sakin yüzen yunusun aynı akvaryumda iki
arkadaşı ve fotoğraftaki küçükler gibi birçok da dostu var.
(Fotograf: AP)
Oturma eylemi
İZMİR (AA) — Buca'nın
"Adatepe mevkiinde yıkılan 300
gecekondu sakininden bir grup
dün Buca Belediye binası onün-
de oturma eylemi yaptı.
Çoğunluğunu kadınlann ve
çocuklann oluşturduğu yaklaşık
50 kişilik grup, öğleden sonra
Buca Belediye binası önünde
toplandı. Buca Belediye Başka-
nı Ertan Erdtk ile görüşmek is-
tediklerini bildiren gecekondu-
cular, evlerinin yıkılması nede-
niyle geceyi dışarıda geçirdikle-
rini, sorunlarının çözümü için
yardım istediklerini belirttiler.
Ancak toplantıda olduğu bil-
dirilen Başkan Ertan Erdek ile
görüşemeyen gecekondu sakin-
leri belediye binasının merdiven-
leri ve bahcesinde bir süre bek-
lediler. Bu arada gecekonducu-
lar ile belediye görevleri arasın-
da çıkması muhtemel tartışma-
lan önlemek için polis çevrede
güvenlik önlemi aldı.
Dev
poster
Sovyet resmi
haber ajansı
TASS' ın
"Fotograflarla
Perestroyka"
sergisi Sipa
Press'in Paris
merkez binasında
açıldı. Sipa
Press'in sahibi
Gökşin
Sipahioğlu,
fotoğraftaki
Gorbaçov ile
Mitterrand'ı yan
yana gösteren dev
posterin 'Sipa
Labo'nun
geliştirdiği bir
teknikle
basüdığını
söyledi.
(Fotograf: Sipa
Press)
HABERLERIN DEVAJVfl
'Demir Leydi'nin GidişL
(Baftarafı I. Sayfada)
özelleştirme vardı. Devletin sağlık ve sosyal
yardımlarını, eğitim alanındaki katkılarını sü-
rekli lörpüiedî. Sendikaların gücünü kırmak
için hiçbir fırsatı kaçırmadı.
ABD'de Başkan Reagan'la birlikte
1980'lerin parasalcı politikalarının en katık-
stz savunucularından biriydi. Ülkesinde güç
dengesini özel sektör lehine bozarken, temel
hedefi, İngiliz ekonomisine uluslararası pa-
zarda yıllar önce yitirdiği rekabet gücünü ye-
niden kazandırabilmekti.
Bunda tümüyle başarısız kaldığı kuşkusuz
söylenemez. Ancak bu başannın sosyal ma-
liyeti gerçekten yüksek oldu.
Avrupa Topluluğu'na karşı sürekti olarak
belli bir mesafeyi korumaya çalışması, Top-
luluk ülkeleriyle İngiltere'nin ilişkilerini her
zaman gergin tuttu. Bu tutumu, parti içinde
kendisine karşı muhalefetin yükselmesine
yol açtı.
ingiliz ekonomisinin son bir iki yıldır kar-
şılaştığı sorunlar Bayan Thatcher'ın gerile-
mesini hızlandırdı. Enflasyonla birlikte dur-
gunluğun, Körfez krizinin de katkısıyla hız-
lanması, bir dönemin sonunu yaklaştırdı.
Muhafazakâr Parti'nin inişi ile İşçi Parti-
si'nin yükselişini haber veren kamuoyu yok-
lamaları da Bayan Thatcher'ın yazgısının ar-
tık belirlendiğine işaret ediyordu.
Onca yıl iktidarda kalmanın yol açtığı do-
ğal yıpranma, parti içindeki diktatörce yöne-
tim üslubuyla birleşince, Demir Leydi gitti ve
Thatcherizm noktalandı ingiltere'de.
*
Bayan Thatcher'ın sosyal sözcüğüne hiç
yer vermeyen politikalarına herhangi bir
sempati duyrnuş değiliz.
Ancak istifasıyla ilgili olumlu bir noktaya
değinrneden geçemeyeceğiz.
Liderlik yarışında Bayan Thatcher, Muha-
fazakâr Parti'nin 372 milletvekilinden
204'ünün oyunu almış ve ilk turda seçimi ka-
zanmak için gerekli barajı dört oy eksiğiyle
geçemeyince de, hem parti liderliğinden,
hem de başbakanhktan istifa etmiştir.
Böylece politikanın devamlılığını, herşeyin
kendisiyle başlayıp kendisiyle bitmediğini ve
bir yerde demokrasi kültürünün ne olduğu-
nu, demokratik geleneklerin ne anlama gel-
diğini sergilemiştir.
Parti grubunda dört oy eksik çıktı diye is-
tifa edebilmek...
Ne güzel!
Bizde, halkoylaması niteliğindeki bir se-
çimden yüzde 20 oyluk olağanüstü bir ye-
nilgiyle çıkanlar, istifa etmek bir yana, o ka-
darlık destekle cumhurbaskanı seçilmeyi bile
içlerine sindirebiliyorlar.
Demokrasi kültürünün oluşumu da, ondan
nasiplenmek de o kadar kolay olmuyor.
n m . 1 •ı^_#
THATCHER1N IS
Thatcher gıttı tnönir(Baştarafi I. Sayfada) oturumda oldukça neşeli konu- ^ X x V / X X v 4 - «
İi
THATCHER'IN İSTİFASINA TEPKİLER
GtDtŞtN ÖYKÜSÜ
Avrupa ile sert dönem
(Baftarafı 1. Sayfada)
Londra'nın metruk semtlerinde
Avrupa'nvn en yüksek işyeri in-
şa ediliyor, "city"nin üstünlüğü
Frankfurt'a kaptınlmamaya ça-
hşıyordu. Thatcher ise AT kar-
şıtlannın bayTaktarlığını yapı-
yordu. Soğuk savaşı resmen gö-
men Avrupa için Thatcher, ani-
den "dönemini tamamlannş bir
Uder" olarak gözüküverdi
Avrupa Topluluğu'nun önde
gelen eğitim merkezlerinden,
Belçika'da Bruges kentindeki
"Avrupa Koleji"nden 1988'de
yaptığı konuşmada Thatcher,
AT'ye açıkça savaş açmıştı. "Ti-
cari birliğe evet, siyasal birlige
hayır" diyordu. Hükümetinde-
ki AT yanlısı üımlı bakanlar, bir
yandan Başbakan'ın "dediğim
dedik" otoriter tutumunu yu-
muşatmaya uğraşıyor, bir yan-
dan da AT içindeki meslektaş-
larını idare etmeye çalışıyorlar-
dı. AT üyesi Îngiltere, Başbakan
Thatcher sayesinde, üyeliğe kar-
şıymış gibi davranıyordu. O ka-
dar ki Thatcher yanlısı basın
imparatoru Murdoch'un yöneti-
mindeki "Sunday Times" bile
geçen yaz yayımlanan bir başya-
zısında bu inatçüığa artık karşı
çıkarak "tngiitere, Avnıpa'daki
en kalın kafalı iiye mi? îngilte-
re, Avnıpa'da geri kalışını, artık
daha fazla gizleyecek durumda
degil. tngiitere, tarihin kenarına
itilmek üzeredir. Avrupa, ayak
süreyen Ingiltere'yi bekieyecek
değil ve bir kenara itmeye
çekinmeyecektir" diyordu. Bu
görüşler, AT ile bütünleşmeyi
amaçlayan İngiliz uluslararası
sermayesi ve yetişen genç kuşak
için ters görüşlerdi.
Thatcher'ın AT konusunda
giderek batağa saplandığı, geçen
yıl Maliye Bakanı Nigel Law-
son'ın istifasıyla iyice su yüzü-
ne çıktı. Sadece fınans çevrele-
rinin önemini idrak ettikleri bir
konuda, Avrupa Para Biriiği'nin
Döviz Kur Sistemi'ne (ERM) ka-
tılıp katılmama tartışmasında
Thatcher yine korumacı tutu-
munu takınınca Maliye Bakanı
istifa etti. Teknik bir sorun gibi
görünen bu nokta, özellikle iş
dünyası için yaşamsal önemdey-
di. Nitekim Thatcher, bir yıl
sonra geçen ekim ayında ERM'e
katılmak zorunda kaldı.
Ingiltere ile AT arası ilişkiler
"gıdım gıdım" ilerliyordu.
Thatcher her öneriye önce ke-
sinlikle karşı çıkıyor, uzun uğ-
raşlardan sonra zorlukla kabul
ediyordu. Nitekim, Roma'da ge-
çen ayki AT Doruk Toplantısı'n-
da Avrupa'da tek para sistemi
konusuna da gayet sert bir dille
karşı çıktı. İspanya'dan Yunanis-
tan'a kadar 11 üye ülke 2000 yı-
iında tek para sistemine geçme-
ye nza gösteriyor, Thatcher ise
konunun tüm aynntılanm daha
şimdiden bihnek istiyor, fıkre il-
ke olarak karşı çıkıyordu. Bu
olay üzerine AT yanlısı görüşle-
ri nedeniyle kızağa çektiği eski
Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey
Howe, "Fazlasıyla tahammiil
ettim" diyerek Başbakan Yar-
dımcüığı'ndan istifa etti. 1986'da
yine benzer bir tartışma nede-
niyle Savunma Bakanlığı'ndan
ayrılan Michael Heseltine lider-
liğe talip oldu.
Margaret Thatcher, "çok iyi
bildigini ve anladıgım" söyledi-
ği tngiliz toplumunun bilinçal-
tını uzun süre temsil etti. Ama
1990'lar için İngiltere'ye yeni bir
anlayış ve yaklaşım gerekiyordu.
Neydi bu "toplumsal bûinçaltı"?
Avrupa kıtasından sadece 45
kilometre uzakta bir ada olma-
sı lngiltere'yi istilalardan konı-
muş, Napoleon da, Hiüer de ln-
giltere'yi ele geçirememişti. Gü-
venlik açısından yararlı olan bu
coğ\rafi uzaklık, siyasal ve dü-
şünsel uzaklığa da kolayca dö-
nüşüyordu. İngiliz kültürüne öz-
gü bu çekingenlik, katılmak is-
tememe, kendi halinde bırakıl-
mak isteme dürtüsü, siyasal ve
ekonomik gerçeklerle bir gün
gelecek bağdaşmayacaktı. Fran-
sa, İngiltere'nin bu uyumsuzlu-
ğunu görınüş ve İngiltere'nin
AT'ye alınmasım veto etmişti.
Daha sonra üye olan İngiltere
1
de halk mırın-kınn ediyordu.
Halk, AT'yi ancak 1975'te yapı-
lan bir referandumla kabul ede-
bildi. Ancak Îngiltere, bu kara-
rının yarannı göremeden Thatc-
her yönetimine girdi. Kıta Avru-
pası'ndaki siyasal tartışma ve fı-
kir üretme ortamı İngitere'de
çok cılız olduğundan, İngiltere'-
nin Avrupa'daki yerini saptama
işi Başbakan Thatcher'a kaldı.
Thatcher döneminde, başta
kendisi olmak üzere siyasal fıkir
üretme sadece "Özelleştirme ve
halk kapitalizmi, kişisel girişime
ortam hazırlayacak Hberal
diizeoleme" için gerekli görüldü
ve gösterildi. Bu şematik ve tek-
nik yaklaşım nedeniyle de eko-
nomik olduğu kadar siyasal bir
birlik de olmaya yönelen Avru-
pa Topluluğu 11,5 yıl boyunca
Thatcher yönetimi tarafından
sadece ve sadece "büyttk bir or-
tak pazar" olarak nitelendi.
Boyle bir pazarda sadece ticaret
yapıhrdı. Siyasal birlik söz ko-
nusu olamazdı. Thatcher, soğuk
savaşı sona erdiren antlaşmala-
ra da sadece teknik birer belge
olarak bakıyordu. Bunların da-
ha geniş siyasal anlamları yok-
tu. Çünkü Thatcher yönetimi
için tek siyasal gerçek, kişisel gi-
rişime ortam hazırlamak, kişisel
girişimi yüreklendirmekti. Buna
paralel gitmek zorunda olan fi-
kir üretimi ve siyasal düzenleme,
ancak "Avrupa'da, hele Fransa.-
da kahvehanelerde lak lak yapan
entelektüelkrin işiydi." Muhafa-
zakâr Parti'nin özellikle sağ ka-
nadı, Thatcher döneminde ay-
dınlar ve fıkir adamlan ile alay
ederek, onları küçük görerek
küstürdü. Thatcher'ın 'Toplum
yok, sadece bireyler vardır" di-
yerek sosyal bilimcileri dehşete
düşürmesinden sonra sayıları
zaten cılız olan aydınlar ile
Thatchercı kesim arasında tüm
bağlar koptu. Partisinin sağ ka-
nadını tatmin eden Thatcher,
daha sonra geniş halk yığınları-
nın desteğini de bazı iç siyaset
uygulamaları ile kaybetmeye
başladığım görse bile kabul ede-
medi. Kelle vergisi başta olmak
üzere sağlık hizmetlerini özelleş-
tirme girişimleri, eğitim finans-
manını genel bütçeden çıkarta-
rak yerel yönetimlere devretmek
ve fırsat eşitsizliğini körüklemek
gibi davranışlar, geniş halk yı-
ğınlarımn gözünden kaçmadı.
Kişisel girişim yolunu açmak,
toplumun üçte birini daha zen-
gin etmek bahasına "toplumun
tortusu" diye nitelenen yersiz-
yurtsuz, sürekli işsiz ve yoksul
bir kesim yaratmak, toplumda
gizli kalmış şiddet dürtüsünü ve
ırkcılığı, faşist eğilimleri güçlen-
dirmeye yol açtı.
(Baştarafi I. Sayfada)
ülkede 11.5 yıldır başbakanlık
görevinde bulunan ve uyguladı-
ğı politika nedeniyle "Demir
Lady" diye anılan Margaret
Thatcher'ın istifasına ilişkin
olarak şu açıklamayı yaptı:
"Başbakan, kraliçeye, Muha-
fazakâr Parti liderliği için yapı-
lacak ikinci tur secimlerde ada>
olmayacagını ve partinin yeni li-
deri belirlenir belirlenmez baş-
bakanlık gorevinden istifa ede-
cegini bildirdi. Başbakan bugün
kraliçe ile bizzat goriişme lale-
binde bulunarak karanm kendi-
sine iletecek."
Thatcher da, bu kararı verir-
ken "partisinin birlik ve bera-
bertigini sağlamayı amaçladığı-
nı" bildirdi. Thatcher, büro ta-
rafından yayunlanan açıklama-
sında şunları söyledi.
"Dostlanmla yaptıgım kap-
samlı görüşmelerden sonra, çe-
kilmemin. yapılacak ilk genel
secimlerde Muhafazakâr Parti'-
nin birlik ve beraberliği için ya-
rariı olacagına inandıgım için is-
tifa etmeye karar verdim. Bana
destek veren kabine üyelerine ve
diğerlerine teşekkfir ederim."
Londra'da başbakanın istifa-
sının duyulmasından sonra ha-
çeketli saatler yaşandı. Yüzler-
ce gazeteci, Demir Leydi'nin
konutunun önünde beklemeye
başladı ve Muhafazakâr Parti'-
nin üst düzeydeki yöneticileri ta-
kibe alındı. Thatcher, öğleye
doğru konuttan çıkarken, gaze-
tecilere fazla bir şey söylemedi,
yalnızca çok uzgün bir ifadeyle
"Kraliçeye istifamı sunmaya
gidiyorum" dedi. Thatcher, ge-
lenek uyarınca Saray'a giderek
istifasını ve Başbakanlık müh-
rünü Kraliçe Elizabeth'e sundu.
Margaret Thatcher, dün öğ-
leden sonra Avam Kamarası'-
nda "Başbakana sorular" otu-
rumunda, erken seçim isteme-
diklfrini açıkladı.
Ana muhalefet lideri İşçi Par-
tisi Başkanı Neil Kinnock'ın,
kendisini aldığı karardan ötürü
tebrik etmesi ve bu durumda
derhal erken seçimlere gidilip gi-
dilmeyecpği sorusuna Thatcher,
"Hayır erken seçime gidilmeye-
cektir" karşılığını verdi.
Son derece gürültülü geçen
oturumda oldukça neşeli konu-
şan Thatcher, yıllar önce İşçi
Partisi Hderh'ğinin Harold Wil-
son'dan Jim Callaghan'a geçti-
ğinde erken seçim yapılmadığı-
nı hatırlattı.
Thatcher'a övgüler yağdıran
diğer muhalefet lideri de Libe-
ral Demokratların Başkanı
Paddy Ashdown oldu. Ash-
down, ovgülü sözlerinin ardın-
dan iğneli biçimde Thatcher'a
"Halefinize ne tavsiyede bulu-
nacaksınız?" sorusunu sorunca
Thatcher "Bunu halefim seçi-
lince söylerim. Bugün bana kar-
şı nazik davranışınızı umarım
gelecek salı ve perşembe günu
de sürdürürsünüz. Henüz baş-
bakanlığım sürüyor" karşılığı-
nı verdi.
Bu arada ana muhalefet İşçi
Partisi'nin dün hükümet aley-
hinde verdiği soru önergesi geç
saatlerde görüşüldü. Başbakan
Thatcher, hükümetinin icraatı-
nı savundu ve gensoru onerge-
sinin reddini istedi. Oylama so-
nunda önerge 247'ye karşı 367
oyla reddedildi.
Yeni lider kim
olacak?
ThatcheT'ın istifasıyla boşa-
lan Muhafazakâr Parti liderliği
için önümüzdeki salı günü ya-
pılacak olan ikinci tur oylama-
ya eski Savunma Bakanı Micha-
el Heseltine ile birlikte, Thatc-
her hükümetinin Dışişleri Baka-
nı Douglas Hurd ve Maliye Ba-
kanı John Major aday oldukla-
rını açıkladılar. Geçen salı günü
yapılan oylamada Başbakan
Thatcher, 372 milletvekilinden
sadece 204'ünün oyunu alabil-
miş, Heseltine ise 152 oy kazan-
mıştı.
Başbakan Thatcher'ın görev-
den çekilmesiyle sonuçlanan
hızh gelişmeler, Muhafazakâr
Parti liderliği için yapılan seçim-
le beklenmedik bir ivme kazan-
dı. Başbakanın, partili milletve-
killerinin ancak yarısının deste-
ğini sağlayabilmesi, liderliğinin
sonunun geldiği şeklinde yo-
rumlandı. Milletvekillerinin ya-
nya yakını ise eski Savunma Ba-
kanı Michael Heseltine'ı yeğle-
diklerini gösterdi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
nnı yürütmek için parti ve halk
destegine ihtiyaç duyarlar. Ba-
yan Thatcher, İngiliz parlamen-
to gnıbu içindeki liderlik yanşını
tam anlamıyla kaybetmediği
halde başbakan olarak veterli
desteği göremeyeceğini anladığı
için istifa etti. Gerçek demokra-
silerde bu böyle olur. Darısı
başımıza" dedi.
Inönü, Danimarka başbaka-
nının reform planlan konusun-
da muhalefetin desteğini sağla-
yamadığı için erken seçim karan
almasını da bu duruma örnek
gösterdi.
"Kendi iç konulan"
Başbakan Yıldınm Akbulut,
Thatcher'ın istifa kararımn tn-
giltere'nin iç politikasını ilgilen-
diren bir konu olduğunu
söyledi. Akbulut, TBMM'den
ayrılırken gazetecile. in sorusu-
nu cevaplandırırken şöyle dedi:
"Son Fransa seyahatinde Ba-
yan Thatcher'la gönıştüğümde
bana ' 11 sene başbakanlık yap-
tım, 11 sene içinde taraftarları-
mıza karşıhk, bize taraf
olmayanların sayısı da çoğaldı'
dedi. tstifa kendi iç politikala-
nnı ilgilendiren bir konu."
"Erdemü bir tutum"
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, GİK toplantısını
açarken yaptığı konuşmada İn-
giltere Başbakam Thatcher'ın
tavnnı 'erdemli bir tutum' diye
değerlendirdi. Demirel devam-
la şunları söyledi:
"Erdemi alıp satmak müm-
kün değildir. Buna erişemeyenin
sırtına geçirmek de mümkün de-
ğil. Madam Thatcher kendi par-
tilerinin içtüzüğii geregi 56 oyla
aşması gereken bir oylamayı 52
oyla aştığı için gorevinden isti-
faya karar vermiş. Madam
Thatcher'ın partisinin geleceği-
ni düşünerek tngiliz demokrasi-
sinin ve kendisinin erdemini
ortaya koyması hayranlık uyan-
dırıcıdır. Burada ise 20 aydır
yüzde 80 vatandaşın karşısında
olduğunu açıkça ortaya koydu-
ğu bir iktidar yerinde oturma-
ya devam ediyor. Bizim
aradıgıımz erdemdir. Kimse bi-
ze 'Onlan düşürseydiniz' deme-
sin. Düşüremedik. Biz ar ve
hâyâ sözünü ortaya attık. Na-
sıl düşürelim? Bu ar ve hâyâ
meselesi. Bunun manevi olmak-
tan başka zorlayıcı hiçbir yanı
yoktur. Yüzde 80 vatandaş kar-
şısında, hukümet 'olsun, ben
yoluma devam ederim' diyor.
Bu durumdan ancak erdem an-
lardı."
Demirel, Özal'ın da Thatc-
her'ın yolunu izleyip izlemeye-
ceği yolundaki bir soru üzerine
"Onları karşılaştıramazsınız.
Biri halkın yüzde 80'inin karşı-
sında olduğu bir heyele kendi-
sini Çankaya'ya çıkartmış,
diğeri 152 kişi karşısına geçti di-
ye bırakıp gidiyor. Fazilet bu-
dur. Ancak bunun mefhum-u
muhalifinden yanlış anlamlar
çıkarmayın. Ben sadece Thatc-
her'ı methettim. Ama Türkiye"-
dekilerde ar ve hâyâ yok" dedi.
Sevînenler... Üzülenler...
Dış Haberler Servisi — İngil-
tere Başbakam Margaret Thatc-
her'ın isüfası dünyada değişik
tepkilere yol açtı. ABD Başka-
nı G«orge Busb, "Thatcher'ı öz-
leyeeegim. İyi bir dost ve
müttefikti" derken, istifa kara-
rı SSCB'de "şaşkınlık" yarattı.
Fransa, "Avrupa'nın birligi için
bir engel ortadan kalktı" değer-
lendirmesini yaptı. Thatcher'ın
istifası, Almanya'da "temkinli",
Irak'ta memnunlukla karşılandı.
CNN'in haberine göre Thatc-
her'ın istifasını, Suudi Arabis-
tan'da oğrenen ABD Başkanı
Bush, tepkisini, ^Thatcher iyi
bir dost ve iyi bir müttefikti.
İnançları için vardı. Öncelikle
onu özleyecegim, çünkü onun
Aeneyimlerine deger veriyorum'"
sözleriyle dile getirdi. Bush,
Thatcher'dan sonra gelecek ye-
ni İngiltere Başbakanı'nın iki ül-
ke arasındaki iyi ilişkileri sürdü-
receğine inandığını da söyledi.
SSCB'de şaşkınlık
İngiltere Başbakam Margaret
Thatcher'ın istifa kararı, SSCB
tarafından şaşkınhkla kar-
şılandı.
SSCB Dışişleri Bakanlığı Söz-
cusü Gennady Gerasimov, Reu-
ter ajansına yaptığı açıklamada,
"Çok şaşırdık. Bize göre Demir
Lady Thatcher, sonuna kadar
savaşmalıydı" dedi.
Gerasimov, "Onu iki ülke ara-
sında ve dünyada iyi ilişkilere
büyük katkısı olan bir kişi ola-
rak hatırlayacağız" şeklinde
konuştu.
Gennady Gerasimov, Thatc-
Thatcherizm nedir?
Dış Haberler Servisi — Mar-
garet Thatcher, 1979 yıhnda baş-
bakanlık görevini üstlendikten
sonra ekonomide gelenekçi an-
layışı yıkmak için kolları sıvadı.
Kapitalizmin temel ilkelerine
dönüşü savunan Thatcher, İngi-
liz şirketlerinin korunmasına
son verdi. İşsizliğin artmasım ve
piyasada rekabet edemeyecek
koşullara sahip şirketlerin ifla-
sını göze alarak açık piyasa eko-
nomisini yerleştirmeye çalışan
Thatcher, İngiltere'de köklü bir
geleceğe sahip sendikaları da
güçsüzleştirdi. Thatcher'ın bura-
daki amacı, ijçilerin reel ücret-
lerinde ortaya çıkacak kayıpla
sermaye birikiminin sağlanma-
sıydı ve Demir Leydi bunda ba-
şarıya ulaştı.
Başbakanlık görevini sürdür-
kâr Parti'ye ve Ingilizlere kabul
ettirmeye uğraştı.
Thatcher'ın son aylardaki du-
şüşünün en önemli nedeni de,
sosyal olaylan ikinci plana itme-
si oldu ve Thatcherizm
"kendiliğinden" gelişen olaylar-
la son buldu.
On bir yıldır adı "moneta-
rizm"in simgesi haline dönüşen
Thatcher, partisinin liderlik ya-
nşından çekildiğini açıklarken
geride bıraktığı ekonomik tab-
lo şöyle:
8 ekimde sterlinin Avrupa pa-
ra sistemine katılmasından son-
ra birkaç puan aşağı indirilme-
sine karşm faiz oranları yine de
yüzde 14 düzeyinde. Bu yüksek
oran, ekonominin canlanması
için fazla umut vermediğinden
ülkede "durgunluk" korkusu
Başbakanlık görevini sürdürdüğü 11,5 yıl boyunca
İngiltere tarihine 'Thatcherizm'in damgasını vuran
'Demir Lady' ekonomide 'saf kapitalizm arayışına
yönelirken, birçok şirketi de özelleştirdi.
duğü 11,5 yıl boyunca, ekonomi-
deki katı tutumundan ödün ver-
medi ve İngiltere tarihine
"Thatcherizm"in damgasını
vurdu. Thatcher, ekonomide
"saf" kapitalizm arayışına yöne-
lirken, özel mülkiyeti de alabil-
diğince yaygınlaştırmaya çalıştı.
Birçok şirİcet özelleştirildi. Top-
rak mülkiyetinden kaynaklanan
zenginliği kırmaya çalıştı. Bun-
ları yaparken sosyal olaylan de-
ğil, bireyselliği ve girişimciliği ön
plana çıkardı. İşte bu anlayış,
Thatcherizmin temelini oluştur-
du.
Sağlık hizmetlerini özelleş-
tirmeye ve yaygın adıyla "kelle
vergisi"ni kurumsallaştırmaya
çalışırken, bu düşünceden hare-
ket etti. Verimliliğin önemli ol-
duğunu üstüne basa basa vurgu-
layan Thatcher, sosyal olayların
kendiliğinden (spontane) çözü-
lebileceği anlayışmı Muhafaza-
egemen.
Yüksek enflasyon ve düşük
büyüme, İngiliz ekonomisinin
1990 yılındaki en çarpıcı özellik-
leri. Temmuz - eyhıl döneminde
büyüme hızı yüzde 1 azaldı. Bu
durum, 1990 yılı sonunda buyü-
menin yüzde 0.5'te kalabileceği-
ni gösteriyor.
Öte yandan enflasyon ise yıl-
lık yüzde 10.9'la AT standartla-
rına göre çok yüksek. Bundan
belediye vergisi Poll Tax'm yü-
kü çıkarıldığında bile yüzde
8.4'ten aşağıya inmiyor. Bu ra-
kam, İngiltere'nin 1982'den be-
ri gördüğü en yüksek enflasyon
oranı. Öte yandan işsizlik oranı
ise yüzde 6 civarında. Yani ülke-
de 1 milyon 700 bin işsiz bu-
lunuyor.
İngiltere'nin dış ticaret açığı
da yılın ilk dokuz ayında 14.8
milyar sterline ulaşmış bu-
lunuyor.
Muhafazakâr Parti'nin yeni lider adayları
PORTRE MİCHAEL HESELTİNE
Sabırla bekledi
Michael Heseltine, gür
sarı saçları, mavi gözleri ve
uzun boyu ile "Tarzan"
lakabıyla tanınıyor. 1979-86
arasında Thatcher
kabinesinde Çevre
(Bayındırlık) ve Savunma
bakanlıkları yaptıktan
sonra, Avrupa Topluluğu'na
ilişkin siyasette
anlaşmazhğa düşünce, bir
sabah bakanlar kurulu
toplantısını terk edip çıktı
ve istifa etti. Son 4.5 yılını
Thatcher'dan uzak geçiren
Heseltine, 1930'larda uzun
süre kendisine görev
verilmesini bekleyen
Churchill'e benzetildi.
"Haymarket" adlı başarılı
ya>ıncılık şirketinin en
büyük ortağı olan
Heseltine, varlıkh oluşu
sayesinde kendini Thatcher
sonrasına hazırlarken kendi
kampanyasını sabırla
yürüttü. Son bir
yılda 100 seçim bölgesinde
konuşma yapan, halk ve
basınla ilişki için her fırsatı
değerlendiren Heseltine'm
kişisel kampanyasına 100
bin sterlin harcadığı
basında yer aldı. .
1933 doğumlu olan
Heseltine, 1966'dan beri
milletvekili. Muhafazakâr
Parti'nin muhalefette
olduğu dönemde 1974-79
arasında sanayi ve çevre
sözculuğu yaptı.
Margaret Thatcher gibi o
da Oxford Üniversitesi
mezunu.
PORTRE JOHN MAJOR
Ortaokuldanterk bakanOrtaokuldan terk Maliye
Bakanı John Major,
adaylar içinde en genci. 47
yaşındaki Major, Thatcher
yonetiminde Hazine
Müsteşarlığı'ndan geçen yıl
Dışişleri Bakanhğfna, uç ay
içinde de Maliye
Bakanlığı'na atandı.
1979'da milletvekili seçilene
kadar baikacüık yapan
Majoı'm eğitimi ve geçmişi
nıutevazı.
Milletvekılliğinden önce
belediye meclis üyeliğı.
gençlik kollan temsilciliği
de yapmıştı.
PORTRE
DOUGLAS HURD
Meslekten
hariciyeci
Meslekten hariciyeci olan
Hurd, Thatcher
hükümetlerinde
dışişlerinden sorumlu devlet
bakanlığı yaptıktan sonra
beklenmedik bir şekilde
1983'te İçişleri Bakanlığı'na
atandı. Bu görevden ise
geçen yıl Dışişleri
Bakanlığı'na getirildi.
Başbakan Thatcher'ın
sevmediği ve partisi
tarafından da dışlanan eski
başbakan Edward Heath'ın
dışişleri danışmanlığını
yapmış olmasına karşın
Hurd, Thatcher'ın saygısını
ve güvenini kazanmış bir
kişi.
1974'ten beri milletvekili
olan 50 yaşındaki Hurd,
daha önce Çin, ABD ve
Avrupa'da çeşitli düzeylerde
hariciyeci olarak çahşmıştı.
Ayrıcalıklı ailelerin
çocuklarının gittiği en
tanınmış ozel okullardan
"Eton"da okuyan Hurd,
Cambridge Üniversitesi
mezunu.
her'ı, SSCB ile Avrupa arasında
daha yakın ilişkilerin kurulma-
sında tarihsel bir kişi olarak ni-
telendirdi.
Gerasimov, Thatcher'ın istifa-
sı ile iki ülke arasındaki iyi iliş-
kilerin etkilenmemesi dileğini de
bildirdi.
Sovyet lideri Mihail Gorba-
çov'un sözcüsü Vitaly İgnaten-
ko ise Gorbaçov'un haber konu-
sunda henuz bir tepki gösterme-
diğini kaydetti.
Ignatenko, "Ancak kişisel ola-
rak, bunun cesur bir hareket ol-
duğu gönişündevim. Thatcher,
iki ülke arasındaki ilişkilerin ge-
liştirilmesinde etkili olan bir
kişiydi" dedi.
Irak memnun
Irak, Thatcher'ın istifasını
memnunlukla karşıladı. Irak
hükümet sözcüsü Naci El-
Hadithi, Thatcher'ın Irak'a karşı
izlediği sert tutum nedeniyle gi-
derek artan muhalefet tarafın-
dan düşürüldüğünü öne sürdü.
Hadithi, Reuter Ajansı'na
yaptığı açıklamada, "1965 Sü-
veyş Kanalı krizi eski Başbakan
Anthony Eden'i yıprattığı gibi
Körfez krizi de Thatcher'ı
şömdü" dedi.
Paris'ten Sabetay Varol'un
bildirdiğine göre Manş ötesi
komşu Fransa'da, Thatcher'ın
istifası, her şeyden önce Avrupa
"ekonomik ve parasal birliği"
yolundaki önemli engellerden
birinin ortadan kalkması şeklin-
de algılandı. Thatcher'ın yerine
kim gelirse gelsin, Fransızlar İn-
giltere'nin bundan sonraki Avru-
pa politikasının eskiye oranla
daha ılımlı olacağıru düşünüyor-
lar. Nitekim Fransa Dışişleri Ba-
kanı Roland Dumas, haberi,
"İngiltere'nin Avrupa politikası-
nın yumuşamasına katkıda
bulunabilecek" bir gelişme ola-
rak yorumladı.
Fransa Dışişleri Bakanı bu
yorumunu "Esasen İngiliz Mu-
hafazakftr Partisi içindeki tarüş-
malar Avrupa'ya yaklaşım ko-
nusundaki farklılıklar üzerinde
cereyan ediyor" tarzında bir
açıklamayla tamamlama gereği
duydu. Avrupa konusunda
Fransız hükümeüyle çok benzeı
yaklaşımlara sahip olduğu bili-
nen Avrupa Komisyonu Başka-
nı Jacques Delors ise "Aramız-
daki görüş aynlıklanna rağmen
Margaret Thatcher'ın degerli ki-
şiliğini saygıyla selamlıyorum"
şeklinde konuştu.
Dilek Zaptçıoğlu'nun haberi-
ne gore İngiltere Başbakam
margaret Thatcher'ın istifa ede-
ceğini açıklaması Almanya'da
da bomba etkisi yarattı. "Demir
Leydi"nin istifa haberi, yorum-
larda direkt olarak izlediği Av-
rupa politikasına ve partisinin
seçim hesaplarına bağlandı. Al-
man televizyonu ARD'nin
Londra muhabiri, haberi yo-
rumlarken şöyle diyordu:
"Ben Thatcher çekilmeyecek
dediğim için girdiğim bir bahsi
kaybettim, en yakın dostlan bi-
le Demir Leydi'nin bö>le bir ka-
ran alacağına inanmıyordu. Fa-
kat muhafazakârlar, Thatchsr-
ın çekilmesiyle gelecek seçimîer-
de çok daha fazla şansları ola-
cagına inanıyor. Partiyi kollayan
ve kendilerine 'gri elbiseli adam'
denilen muhafazakâr damşman-
lar Thatcher'a bu karan salık '
vermiş olabilir."
Alman siyasi gözlemciler, İn-
giltere'de muhafazakârların ken-,
dilerine sececeği yeni lider konu-
sunda Douglas Hurd üzerinde
duruyor. Hurd'ün Thatcher ka-
nadının da oylannı alabilecek
"uzlaşmacı bir lider" olacağını
bildiren gözlemciler, Michael
Heseltine'm ise popülaritesi yü-
zünden parti liderliğinde daha
fazla şansı olduğunu düşünüyor.