25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 23 KASIM 1990 Rekor kıran keman Sothoby mtirik bölümünden Caroline WUIiams'ın elinde tuttuğu keman fiyat rekorian kırdı. Londra'daki tor açıkarttırmada satışa çıkanlan 1703'te Antonio Stradivari tarafından yapılan kemana ödenen rakam tam tamına 802.000 pound (Fotograf: AP) Cromwell Hastanesi irtibat bürosu tstanbul Haber Servisi — Londra'daki Cromwell Hasta- nesi'nin tstanbul İrtibat Bürosu Nişantaşı'nda açıldı. Cromwell Hastanesi'ne Türkiye'den gidecek olan hasta- lara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla kurulan irtibat büro- su hastanevedoktor randevula- rı, tercümehizmetleri, hasta re- fakatçılanna Londra'da kala- cak yer temini, îngiltere vizesi için kolaykklar sağlanması gibi hizmetleri ücretsiz sağlayacak. Cromwell Hastanesi İngilte- re'nintam teşekküllü ve bağım- sız tek kanser tedavi merkezi ol- ma özelliğini taşıyor. Hastanede kalp hastalıkları ve tüp bebek konusunda da ça- hşmalar yapıhyor. V ı ı n ı ı c r l r k c t i s i T n ABD'nin Baltimore şehrinde J . U I 1 U » U 1 » U İ U lyenj a ç ü a n Nationa] Aquarium- deki yerinde sakin sakin yüzen yunusun aynı akvaryumda iki arkadaşı ve fotoğraftaki küçükler gibi birçok da dostu var. (Fotograf: AP) Oturma eylemi İZMİR (AA) — Buca'nın "Adatepe mevkiinde yıkılan 300 gecekondu sakininden bir grup dün Buca Belediye binası onün- de oturma eylemi yaptı. Çoğunluğunu kadınlann ve çocuklann oluşturduğu yaklaşık 50 kişilik grup, öğleden sonra Buca Belediye binası önünde toplandı. Buca Belediye Başka- nı Ertan Erdtk ile görüşmek is- tediklerini bildiren gecekondu- cular, evlerinin yıkılması nede- niyle geceyi dışarıda geçirdikle- rini, sorunlarının çözümü için yardım istediklerini belirttiler. Ancak toplantıda olduğu bil- dirilen Başkan Ertan Erdek ile görüşemeyen gecekondu sakin- leri belediye binasının merdiven- leri ve bahcesinde bir süre bek- lediler. Bu arada gecekonducu- lar ile belediye görevleri arasın- da çıkması muhtemel tartışma- lan önlemek için polis çevrede güvenlik önlemi aldı. Dev poster Sovyet resmi haber ajansı TASS' ın "Fotograflarla Perestroyka" sergisi Sipa Press'in Paris merkez binasında açıldı. Sipa Press'in sahibi Gökşin Sipahioğlu, fotoğraftaki Gorbaçov ile Mitterrand'ı yan yana gösteren dev posterin 'Sipa Labo'nun geliştirdiği bir teknikle basüdığını söyledi. (Fotograf: Sipa Press) HABERLERIN DEVAJVfl 'Demir Leydi'nin GidişL (Baftarafı I. Sayfada) özelleştirme vardı. Devletin sağlık ve sosyal yardımlarını, eğitim alanındaki katkılarını sü- rekli lörpüiedî. Sendikaların gücünü kırmak için hiçbir fırsatı kaçırmadı. ABD'de Başkan Reagan'la birlikte 1980'lerin parasalcı politikalarının en katık- stz savunucularından biriydi. Ülkesinde güç dengesini özel sektör lehine bozarken, temel hedefi, İngiliz ekonomisine uluslararası pa- zarda yıllar önce yitirdiği rekabet gücünü ye- niden kazandırabilmekti. Bunda tümüyle başarısız kaldığı kuşkusuz söylenemez. Ancak bu başannın sosyal ma- liyeti gerçekten yüksek oldu. Avrupa Topluluğu'na karşı sürekti olarak belli bir mesafeyi korumaya çalışması, Top- luluk ülkeleriyle İngiltere'nin ilişkilerini her zaman gergin tuttu. Bu tutumu, parti içinde kendisine karşı muhalefetin yükselmesine yol açtı. ingiliz ekonomisinin son bir iki yıldır kar- şılaştığı sorunlar Bayan Thatcher'ın gerile- mesini hızlandırdı. Enflasyonla birlikte dur- gunluğun, Körfez krizinin de katkısıyla hız- lanması, bir dönemin sonunu yaklaştırdı. Muhafazakâr Parti'nin inişi ile İşçi Parti- si'nin yükselişini haber veren kamuoyu yok- lamaları da Bayan Thatcher'ın yazgısının ar- tık belirlendiğine işaret ediyordu. Onca yıl iktidarda kalmanın yol açtığı do- ğal yıpranma, parti içindeki diktatörce yöne- tim üslubuyla birleşince, Demir Leydi gitti ve Thatcherizm noktalandı ingiltere'de. * Bayan Thatcher'ın sosyal sözcüğüne hiç yer vermeyen politikalarına herhangi bir sempati duyrnuş değiliz. Ancak istifasıyla ilgili olumlu bir noktaya değinrneden geçemeyeceğiz. Liderlik yarışında Bayan Thatcher, Muha- fazakâr Parti'nin 372 milletvekilinden 204'ünün oyunu almış ve ilk turda seçimi ka- zanmak için gerekli barajı dört oy eksiğiyle geçemeyince de, hem parti liderliğinden, hem de başbakanhktan istifa etmiştir. Böylece politikanın devamlılığını, herşeyin kendisiyle başlayıp kendisiyle bitmediğini ve bir yerde demokrasi kültürünün ne olduğu- nu, demokratik geleneklerin ne anlama gel- diğini sergilemiştir. Parti grubunda dört oy eksik çıktı diye is- tifa edebilmek... Ne güzel! Bizde, halkoylaması niteliğindeki bir se- çimden yüzde 20 oyluk olağanüstü bir ye- nilgiyle çıkanlar, istifa etmek bir yana, o ka- darlık destekle cumhurbaskanı seçilmeyi bile içlerine sindirebiliyorlar. Demokrasi kültürünün oluşumu da, ondan nasiplenmek de o kadar kolay olmuyor. n m . 1 •ı^_# THATCHER1N IS Thatcher gıttı tnönir(Baştarafi I. Sayfada) oturumda oldukça neşeli konu- ^ X x V / X X v 4 - « İi THATCHER'IN İSTİFASINA TEPKİLER GtDtŞtN ÖYKÜSÜ Avrupa ile sert dönem (Baftarafı 1. Sayfada) Londra'nın metruk semtlerinde Avrupa'nvn en yüksek işyeri in- şa ediliyor, "city"nin üstünlüğü Frankfurt'a kaptınlmamaya ça- hşıyordu. Thatcher ise AT kar- şıtlannın bayTaktarlığını yapı- yordu. Soğuk savaşı resmen gö- men Avrupa için Thatcher, ani- den "dönemini tamamlannş bir Uder" olarak gözüküverdi Avrupa Topluluğu'nun önde gelen eğitim merkezlerinden, Belçika'da Bruges kentindeki "Avrupa Koleji"nden 1988'de yaptığı konuşmada Thatcher, AT'ye açıkça savaş açmıştı. "Ti- cari birliğe evet, siyasal birlige hayır" diyordu. Hükümetinde- ki AT yanlısı üımlı bakanlar, bir yandan Başbakan'ın "dediğim dedik" otoriter tutumunu yu- muşatmaya uğraşıyor, bir yan- dan da AT içindeki meslektaş- larını idare etmeye çalışıyorlar- dı. AT üyesi Îngiltere, Başbakan Thatcher sayesinde, üyeliğe kar- şıymış gibi davranıyordu. O ka- dar ki Thatcher yanlısı basın imparatoru Murdoch'un yöneti- mindeki "Sunday Times" bile geçen yaz yayımlanan bir başya- zısında bu inatçüığa artık karşı çıkarak "tngiitere, Avnıpa'daki en kalın kafalı iiye mi? îngilte- re, Avnıpa'da geri kalışını, artık daha fazla gizleyecek durumda degil. tngiitere, tarihin kenarına itilmek üzeredir. Avrupa, ayak süreyen Ingiltere'yi bekieyecek değil ve bir kenara itmeye çekinmeyecektir" diyordu. Bu görüşler, AT ile bütünleşmeyi amaçlayan İngiliz uluslararası sermayesi ve yetişen genç kuşak için ters görüşlerdi. Thatcher'ın AT konusunda giderek batağa saplandığı, geçen yıl Maliye Bakanı Nigel Law- son'ın istifasıyla iyice su yüzü- ne çıktı. Sadece fınans çevrele- rinin önemini idrak ettikleri bir konuda, Avrupa Para Biriiği'nin Döviz Kur Sistemi'ne (ERM) ka- tılıp katılmama tartışmasında Thatcher yine korumacı tutu- munu takınınca Maliye Bakanı istifa etti. Teknik bir sorun gibi görünen bu nokta, özellikle iş dünyası için yaşamsal önemdey- di. Nitekim Thatcher, bir yıl sonra geçen ekim ayında ERM'e katılmak zorunda kaldı. Ingiltere ile AT arası ilişkiler "gıdım gıdım" ilerliyordu. Thatcher her öneriye önce ke- sinlikle karşı çıkıyor, uzun uğ- raşlardan sonra zorlukla kabul ediyordu. Nitekim, Roma'da ge- çen ayki AT Doruk Toplantısı'n- da Avrupa'da tek para sistemi konusuna da gayet sert bir dille karşı çıktı. İspanya'dan Yunanis- tan'a kadar 11 üye ülke 2000 yı- iında tek para sistemine geçme- ye nza gösteriyor, Thatcher ise konunun tüm aynntılanm daha şimdiden bihnek istiyor, fıkre il- ke olarak karşı çıkıyordu. Bu olay üzerine AT yanlısı görüşle- ri nedeniyle kızağa çektiği eski Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe, "Fazlasıyla tahammiil ettim" diyerek Başbakan Yar- dımcüığı'ndan istifa etti. 1986'da yine benzer bir tartışma nede- niyle Savunma Bakanlığı'ndan ayrılan Michael Heseltine lider- liğe talip oldu. Margaret Thatcher, "çok iyi bildigini ve anladıgım" söyledi- ği tngiliz toplumunun bilinçal- tını uzun süre temsil etti. Ama 1990'lar için İngiltere'ye yeni bir anlayış ve yaklaşım gerekiyordu. Neydi bu "toplumsal bûinçaltı"? Avrupa kıtasından sadece 45 kilometre uzakta bir ada olma- sı lngiltere'yi istilalardan konı- muş, Napoleon da, Hiüer de ln- giltere'yi ele geçirememişti. Gü- venlik açısından yararlı olan bu coğ\rafi uzaklık, siyasal ve dü- şünsel uzaklığa da kolayca dö- nüşüyordu. İngiliz kültürüne öz- gü bu çekingenlik, katılmak is- tememe, kendi halinde bırakıl- mak isteme dürtüsü, siyasal ve ekonomik gerçeklerle bir gün gelecek bağdaşmayacaktı. Fran- sa, İngiltere'nin bu uyumsuzlu- ğunu görınüş ve İngiltere'nin AT'ye alınmasım veto etmişti. Daha sonra üye olan İngiltere 1 de halk mırın-kınn ediyordu. Halk, AT'yi ancak 1975'te yapı- lan bir referandumla kabul ede- bildi. Ancak Îngiltere, bu kara- rının yarannı göremeden Thatc- her yönetimine girdi. Kıta Avru- pası'ndaki siyasal tartışma ve fı- kir üretme ortamı İngitere'de çok cılız olduğundan, İngiltere'- nin Avrupa'daki yerini saptama işi Başbakan Thatcher'a kaldı. Thatcher döneminde, başta kendisi olmak üzere siyasal fıkir üretme sadece "Özelleştirme ve halk kapitalizmi, kişisel girişime ortam hazırlayacak Hberal diizeoleme" için gerekli görüldü ve gösterildi. Bu şematik ve tek- nik yaklaşım nedeniyle de eko- nomik olduğu kadar siyasal bir birlik de olmaya yönelen Avru- pa Topluluğu 11,5 yıl boyunca Thatcher yönetimi tarafından sadece ve sadece "büyttk bir or- tak pazar" olarak nitelendi. Boyle bir pazarda sadece ticaret yapıhrdı. Siyasal birlik söz ko- nusu olamazdı. Thatcher, soğuk savaşı sona erdiren antlaşmala- ra da sadece teknik birer belge olarak bakıyordu. Bunların da- ha geniş siyasal anlamları yok- tu. Çünkü Thatcher yönetimi için tek siyasal gerçek, kişisel gi- rişime ortam hazırlamak, kişisel girişimi yüreklendirmekti. Buna paralel gitmek zorunda olan fi- kir üretimi ve siyasal düzenleme, ancak "Avrupa'da, hele Fransa.- da kahvehanelerde lak lak yapan entelektüelkrin işiydi." Muhafa- zakâr Parti'nin özellikle sağ ka- nadı, Thatcher döneminde ay- dınlar ve fıkir adamlan ile alay ederek, onları küçük görerek küstürdü. Thatcher'ın 'Toplum yok, sadece bireyler vardır" di- yerek sosyal bilimcileri dehşete düşürmesinden sonra sayıları zaten cılız olan aydınlar ile Thatchercı kesim arasında tüm bağlar koptu. Partisinin sağ ka- nadını tatmin eden Thatcher, daha sonra geniş halk yığınları- nın desteğini de bazı iç siyaset uygulamaları ile kaybetmeye başladığım görse bile kabul ede- medi. Kelle vergisi başta olmak üzere sağlık hizmetlerini özelleş- tirme girişimleri, eğitim finans- manını genel bütçeden çıkarta- rak yerel yönetimlere devretmek ve fırsat eşitsizliğini körüklemek gibi davranışlar, geniş halk yı- ğınlarımn gözünden kaçmadı. Kişisel girişim yolunu açmak, toplumun üçte birini daha zen- gin etmek bahasına "toplumun tortusu" diye nitelenen yersiz- yurtsuz, sürekli işsiz ve yoksul bir kesim yaratmak, toplumda gizli kalmış şiddet dürtüsünü ve ırkcılığı, faşist eğilimleri güçlen- dirmeye yol açtı. (Baştarafi I. Sayfada) ülkede 11.5 yıldır başbakanlık görevinde bulunan ve uyguladı- ğı politika nedeniyle "Demir Lady" diye anılan Margaret Thatcher'ın istifasına ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı: "Başbakan, kraliçeye, Muha- fazakâr Parti liderliği için yapı- lacak ikinci tur secimlerde ada> olmayacagını ve partinin yeni li- deri belirlenir belirlenmez baş- bakanlık gorevinden istifa ede- cegini bildirdi. Başbakan bugün kraliçe ile bizzat goriişme lale- binde bulunarak karanm kendi- sine iletecek." Thatcher da, bu kararı verir- ken "partisinin birlik ve bera- bertigini sağlamayı amaçladığı- nı" bildirdi. Thatcher, büro ta- rafından yayunlanan açıklama- sında şunları söyledi. "Dostlanmla yaptıgım kap- samlı görüşmelerden sonra, çe- kilmemin. yapılacak ilk genel secimlerde Muhafazakâr Parti'- nin birlik ve beraberliği için ya- rariı olacagına inandıgım için is- tifa etmeye karar verdim. Bana destek veren kabine üyelerine ve diğerlerine teşekkfir ederim." Londra'da başbakanın istifa- sının duyulmasından sonra ha- çeketli saatler yaşandı. Yüzler- ce gazeteci, Demir Leydi'nin konutunun önünde beklemeye başladı ve Muhafazakâr Parti'- nin üst düzeydeki yöneticileri ta- kibe alındı. Thatcher, öğleye doğru konuttan çıkarken, gaze- tecilere fazla bir şey söylemedi, yalnızca çok uzgün bir ifadeyle "Kraliçeye istifamı sunmaya gidiyorum" dedi. Thatcher, ge- lenek uyarınca Saray'a giderek istifasını ve Başbakanlık müh- rünü Kraliçe Elizabeth'e sundu. Margaret Thatcher, dün öğ- leden sonra Avam Kamarası'- nda "Başbakana sorular" otu- rumunda, erken seçim isteme- diklfrini açıkladı. Ana muhalefet lideri İşçi Par- tisi Başkanı Neil Kinnock'ın, kendisini aldığı karardan ötürü tebrik etmesi ve bu durumda derhal erken seçimlere gidilip gi- dilmeyecpği sorusuna Thatcher, "Hayır erken seçime gidilmeye- cektir" karşılığını verdi. Son derece gürültülü geçen oturumda oldukça neşeli konu- şan Thatcher, yıllar önce İşçi Partisi Hderh'ğinin Harold Wil- son'dan Jim Callaghan'a geçti- ğinde erken seçim yapılmadığı- nı hatırlattı. Thatcher'a övgüler yağdıran diğer muhalefet lideri de Libe- ral Demokratların Başkanı Paddy Ashdown oldu. Ash- down, ovgülü sözlerinin ardın- dan iğneli biçimde Thatcher'a "Halefinize ne tavsiyede bulu- nacaksınız?" sorusunu sorunca Thatcher "Bunu halefim seçi- lince söylerim. Bugün bana kar- şı nazik davranışınızı umarım gelecek salı ve perşembe günu de sürdürürsünüz. Henüz baş- bakanlığım sürüyor" karşılığı- nı verdi. Bu arada ana muhalefet İşçi Partisi'nin dün hükümet aley- hinde verdiği soru önergesi geç saatlerde görüşüldü. Başbakan Thatcher, hükümetinin icraatı- nı savundu ve gensoru onerge- sinin reddini istedi. Oylama so- nunda önerge 247'ye karşı 367 oyla reddedildi. Yeni lider kim olacak? ThatcheT'ın istifasıyla boşa- lan Muhafazakâr Parti liderliği için önümüzdeki salı günü ya- pılacak olan ikinci tur oylama- ya eski Savunma Bakanı Micha- el Heseltine ile birlikte, Thatc- her hükümetinin Dışişleri Baka- nı Douglas Hurd ve Maliye Ba- kanı John Major aday oldukla- rını açıkladılar. Geçen salı günü yapılan oylamada Başbakan Thatcher, 372 milletvekilinden sadece 204'ünün oyunu alabil- miş, Heseltine ise 152 oy kazan- mıştı. Başbakan Thatcher'ın görev- den çekilmesiyle sonuçlanan hızh gelişmeler, Muhafazakâr Parti liderliği için yapılan seçim- le beklenmedik bir ivme kazan- dı. Başbakanın, partili milletve- killerinin ancak yarısının deste- ğini sağlayabilmesi, liderliğinin sonunun geldiği şeklinde yo- rumlandı. Milletvekillerinin ya- nya yakını ise eski Savunma Ba- kanı Michael Heseltine'ı yeğle- diklerini gösterdi. (Baştarafı 1. Sayfada) nnı yürütmek için parti ve halk destegine ihtiyaç duyarlar. Ba- yan Thatcher, İngiliz parlamen- to gnıbu içindeki liderlik yanşını tam anlamıyla kaybetmediği halde başbakan olarak veterli desteği göremeyeceğini anladığı için istifa etti. Gerçek demokra- silerde bu böyle olur. Darısı başımıza" dedi. Inönü, Danimarka başbaka- nının reform planlan konusun- da muhalefetin desteğini sağla- yamadığı için erken seçim karan almasını da bu duruma örnek gösterdi. "Kendi iç konulan" Başbakan Yıldınm Akbulut, Thatcher'ın istifa kararımn tn- giltere'nin iç politikasını ilgilen- diren bir konu olduğunu söyledi. Akbulut, TBMM'den ayrılırken gazetecile. in sorusu- nu cevaplandırırken şöyle dedi: "Son Fransa seyahatinde Ba- yan Thatcher'la gönıştüğümde bana ' 11 sene başbakanlık yap- tım, 11 sene içinde taraftarları- mıza karşıhk, bize taraf olmayanların sayısı da çoğaldı' dedi. tstifa kendi iç politikala- nnı ilgilendiren bir konu." "Erdemü bir tutum" DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, GİK toplantısını açarken yaptığı konuşmada İn- giltere Başbakam Thatcher'ın tavnnı 'erdemli bir tutum' diye değerlendirdi. Demirel devam- la şunları söyledi: "Erdemi alıp satmak müm- kün değildir. Buna erişemeyenin sırtına geçirmek de mümkün de- ğil. Madam Thatcher kendi par- tilerinin içtüzüğii geregi 56 oyla aşması gereken bir oylamayı 52 oyla aştığı için gorevinden isti- faya karar vermiş. Madam Thatcher'ın partisinin geleceği- ni düşünerek tngiliz demokrasi- sinin ve kendisinin erdemini ortaya koyması hayranlık uyan- dırıcıdır. Burada ise 20 aydır yüzde 80 vatandaşın karşısında olduğunu açıkça ortaya koydu- ğu bir iktidar yerinde oturma- ya devam ediyor. Bizim aradıgıımz erdemdir. Kimse bi- ze 'Onlan düşürseydiniz' deme- sin. Düşüremedik. Biz ar ve hâyâ sözünü ortaya attık. Na- sıl düşürelim? Bu ar ve hâyâ meselesi. Bunun manevi olmak- tan başka zorlayıcı hiçbir yanı yoktur. Yüzde 80 vatandaş kar- şısında, hukümet 'olsun, ben yoluma devam ederim' diyor. Bu durumdan ancak erdem an- lardı." Demirel, Özal'ın da Thatc- her'ın yolunu izleyip izlemeye- ceği yolundaki bir soru üzerine "Onları karşılaştıramazsınız. Biri halkın yüzde 80'inin karşı- sında olduğu bir heyele kendi- sini Çankaya'ya çıkartmış, diğeri 152 kişi karşısına geçti di- ye bırakıp gidiyor. Fazilet bu- dur. Ancak bunun mefhum-u muhalifinden yanlış anlamlar çıkarmayın. Ben sadece Thatc- her'ı methettim. Ama Türkiye"- dekilerde ar ve hâyâ yok" dedi. Sevînenler... Üzülenler... Dış Haberler Servisi — İngil- tere Başbakam Margaret Thatc- her'ın isüfası dünyada değişik tepkilere yol açtı. ABD Başka- nı G«orge Busb, "Thatcher'ı öz- leyeeegim. İyi bir dost ve müttefikti" derken, istifa kara- rı SSCB'de "şaşkınlık" yarattı. Fransa, "Avrupa'nın birligi için bir engel ortadan kalktı" değer- lendirmesini yaptı. Thatcher'ın istifası, Almanya'da "temkinli", Irak'ta memnunlukla karşılandı. CNN'in haberine göre Thatc- her'ın istifasını, Suudi Arabis- tan'da oğrenen ABD Başkanı Bush, tepkisini, ^Thatcher iyi bir dost ve iyi bir müttefikti. İnançları için vardı. Öncelikle onu özleyecegim, çünkü onun Aeneyimlerine deger veriyorum'" sözleriyle dile getirdi. Bush, Thatcher'dan sonra gelecek ye- ni İngiltere Başbakanı'nın iki ül- ke arasındaki iyi ilişkileri sürdü- receğine inandığını da söyledi. SSCB'de şaşkınlık İngiltere Başbakam Margaret Thatcher'ın istifa kararı, SSCB tarafından şaşkınhkla kar- şılandı. SSCB Dışişleri Bakanlığı Söz- cusü Gennady Gerasimov, Reu- ter ajansına yaptığı açıklamada, "Çok şaşırdık. Bize göre Demir Lady Thatcher, sonuna kadar savaşmalıydı" dedi. Gerasimov, "Onu iki ülke ara- sında ve dünyada iyi ilişkilere büyük katkısı olan bir kişi ola- rak hatırlayacağız" şeklinde konuştu. Gennady Gerasimov, Thatc- Thatcherizm nedir? Dış Haberler Servisi — Mar- garet Thatcher, 1979 yıhnda baş- bakanlık görevini üstlendikten sonra ekonomide gelenekçi an- layışı yıkmak için kolları sıvadı. Kapitalizmin temel ilkelerine dönüşü savunan Thatcher, İngi- liz şirketlerinin korunmasına son verdi. İşsizliğin artmasım ve piyasada rekabet edemeyecek koşullara sahip şirketlerin ifla- sını göze alarak açık piyasa eko- nomisini yerleştirmeye çalışan Thatcher, İngiltere'de köklü bir geleceğe sahip sendikaları da güçsüzleştirdi. Thatcher'ın bura- daki amacı, ijçilerin reel ücret- lerinde ortaya çıkacak kayıpla sermaye birikiminin sağlanma- sıydı ve Demir Leydi bunda ba- şarıya ulaştı. Başbakanlık görevini sürdür- kâr Parti'ye ve Ingilizlere kabul ettirmeye uğraştı. Thatcher'ın son aylardaki du- şüşünün en önemli nedeni de, sosyal olaylan ikinci plana itme- si oldu ve Thatcherizm "kendiliğinden" gelişen olaylar- la son buldu. On bir yıldır adı "moneta- rizm"in simgesi haline dönüşen Thatcher, partisinin liderlik ya- nşından çekildiğini açıklarken geride bıraktığı ekonomik tab- lo şöyle: 8 ekimde sterlinin Avrupa pa- ra sistemine katılmasından son- ra birkaç puan aşağı indirilme- sine karşm faiz oranları yine de yüzde 14 düzeyinde. Bu yüksek oran, ekonominin canlanması için fazla umut vermediğinden ülkede "durgunluk" korkusu Başbakanlık görevini sürdürdüğü 11,5 yıl boyunca İngiltere tarihine 'Thatcherizm'in damgasını vuran 'Demir Lady' ekonomide 'saf kapitalizm arayışına yönelirken, birçok şirketi de özelleştirdi. duğü 11,5 yıl boyunca, ekonomi- deki katı tutumundan ödün ver- medi ve İngiltere tarihine "Thatcherizm"in damgasını vurdu. Thatcher, ekonomide "saf" kapitalizm arayışına yöne- lirken, özel mülkiyeti de alabil- diğince yaygınlaştırmaya çalıştı. Birçok şirİcet özelleştirildi. Top- rak mülkiyetinden kaynaklanan zenginliği kırmaya çalıştı. Bun- ları yaparken sosyal olaylan de- ğil, bireyselliği ve girişimciliği ön plana çıkardı. İşte bu anlayış, Thatcherizmin temelini oluştur- du. Sağlık hizmetlerini özelleş- tirmeye ve yaygın adıyla "kelle vergisi"ni kurumsallaştırmaya çalışırken, bu düşünceden hare- ket etti. Verimliliğin önemli ol- duğunu üstüne basa basa vurgu- layan Thatcher, sosyal olayların kendiliğinden (spontane) çözü- lebileceği anlayışmı Muhafaza- egemen. Yüksek enflasyon ve düşük büyüme, İngiliz ekonomisinin 1990 yılındaki en çarpıcı özellik- leri. Temmuz - eyhıl döneminde büyüme hızı yüzde 1 azaldı. Bu durum, 1990 yılı sonunda buyü- menin yüzde 0.5'te kalabileceği- ni gösteriyor. Öte yandan enflasyon ise yıl- lık yüzde 10.9'la AT standartla- rına göre çok yüksek. Bundan belediye vergisi Poll Tax'm yü- kü çıkarıldığında bile yüzde 8.4'ten aşağıya inmiyor. Bu ra- kam, İngiltere'nin 1982'den be- ri gördüğü en yüksek enflasyon oranı. Öte yandan işsizlik oranı ise yüzde 6 civarında. Yani ülke- de 1 milyon 700 bin işsiz bu- lunuyor. İngiltere'nin dış ticaret açığı da yılın ilk dokuz ayında 14.8 milyar sterline ulaşmış bu- lunuyor. Muhafazakâr Parti'nin yeni lider adayları PORTRE MİCHAEL HESELTİNE Sabırla bekledi Michael Heseltine, gür sarı saçları, mavi gözleri ve uzun boyu ile "Tarzan" lakabıyla tanınıyor. 1979-86 arasında Thatcher kabinesinde Çevre (Bayındırlık) ve Savunma bakanlıkları yaptıktan sonra, Avrupa Topluluğu'na ilişkin siyasette anlaşmazhğa düşünce, bir sabah bakanlar kurulu toplantısını terk edip çıktı ve istifa etti. Son 4.5 yılını Thatcher'dan uzak geçiren Heseltine, 1930'larda uzun süre kendisine görev verilmesini bekleyen Churchill'e benzetildi. "Haymarket" adlı başarılı ya>ıncılık şirketinin en büyük ortağı olan Heseltine, varlıkh oluşu sayesinde kendini Thatcher sonrasına hazırlarken kendi kampanyasını sabırla yürüttü. Son bir yılda 100 seçim bölgesinde konuşma yapan, halk ve basınla ilişki için her fırsatı değerlendiren Heseltine'm kişisel kampanyasına 100 bin sterlin harcadığı basında yer aldı. . 1933 doğumlu olan Heseltine, 1966'dan beri milletvekili. Muhafazakâr Parti'nin muhalefette olduğu dönemde 1974-79 arasında sanayi ve çevre sözculuğu yaptı. Margaret Thatcher gibi o da Oxford Üniversitesi mezunu. PORTRE JOHN MAJOR Ortaokuldanterk bakanOrtaokuldan terk Maliye Bakanı John Major, adaylar içinde en genci. 47 yaşındaki Major, Thatcher yonetiminde Hazine Müsteşarlığı'ndan geçen yıl Dışişleri Bakanhğfna, uç ay içinde de Maliye Bakanlığı'na atandı. 1979'da milletvekili seçilene kadar baikacüık yapan Majoı'm eğitimi ve geçmişi nıutevazı. Milletvekılliğinden önce belediye meclis üyeliğı. gençlik kollan temsilciliği de yapmıştı. PORTRE DOUGLAS HURD Meslekten hariciyeci Meslekten hariciyeci olan Hurd, Thatcher hükümetlerinde dışişlerinden sorumlu devlet bakanlığı yaptıktan sonra beklenmedik bir şekilde 1983'te İçişleri Bakanlığı'na atandı. Bu görevden ise geçen yıl Dışişleri Bakanlığı'na getirildi. Başbakan Thatcher'ın sevmediği ve partisi tarafından da dışlanan eski başbakan Edward Heath'ın dışişleri danışmanlığını yapmış olmasına karşın Hurd, Thatcher'ın saygısını ve güvenini kazanmış bir kişi. 1974'ten beri milletvekili olan 50 yaşındaki Hurd, daha önce Çin, ABD ve Avrupa'da çeşitli düzeylerde hariciyeci olarak çahşmıştı. Ayrıcalıklı ailelerin çocuklarının gittiği en tanınmış ozel okullardan "Eton"da okuyan Hurd, Cambridge Üniversitesi mezunu. her'ı, SSCB ile Avrupa arasında daha yakın ilişkilerin kurulma- sında tarihsel bir kişi olarak ni- telendirdi. Gerasimov, Thatcher'ın istifa- sı ile iki ülke arasındaki iyi iliş- kilerin etkilenmemesi dileğini de bildirdi. Sovyet lideri Mihail Gorba- çov'un sözcüsü Vitaly İgnaten- ko ise Gorbaçov'un haber konu- sunda henuz bir tepki gösterme- diğini kaydetti. Ignatenko, "Ancak kişisel ola- rak, bunun cesur bir hareket ol- duğu gönişündevim. Thatcher, iki ülke arasındaki ilişkilerin ge- liştirilmesinde etkili olan bir kişiydi" dedi. Irak memnun Irak, Thatcher'ın istifasını memnunlukla karşıladı. Irak hükümet sözcüsü Naci El- Hadithi, Thatcher'ın Irak'a karşı izlediği sert tutum nedeniyle gi- derek artan muhalefet tarafın- dan düşürüldüğünü öne sürdü. Hadithi, Reuter Ajansı'na yaptığı açıklamada, "1965 Sü- veyş Kanalı krizi eski Başbakan Anthony Eden'i yıprattığı gibi Körfez krizi de Thatcher'ı şömdü" dedi. Paris'ten Sabetay Varol'un bildirdiğine göre Manş ötesi komşu Fransa'da, Thatcher'ın istifası, her şeyden önce Avrupa "ekonomik ve parasal birliği" yolundaki önemli engellerden birinin ortadan kalkması şeklin- de algılandı. Thatcher'ın yerine kim gelirse gelsin, Fransızlar İn- giltere'nin bundan sonraki Avru- pa politikasının eskiye oranla daha ılımlı olacağıru düşünüyor- lar. Nitekim Fransa Dışişleri Ba- kanı Roland Dumas, haberi, "İngiltere'nin Avrupa politikası- nın yumuşamasına katkıda bulunabilecek" bir gelişme ola- rak yorumladı. Fransa Dışişleri Bakanı bu yorumunu "Esasen İngiliz Mu- hafazakftr Partisi içindeki tarüş- malar Avrupa'ya yaklaşım ko- nusundaki farklılıklar üzerinde cereyan ediyor" tarzında bir açıklamayla tamamlama gereği duydu. Avrupa konusunda Fransız hükümeüyle çok benzeı yaklaşımlara sahip olduğu bili- nen Avrupa Komisyonu Başka- nı Jacques Delors ise "Aramız- daki görüş aynlıklanna rağmen Margaret Thatcher'ın degerli ki- şiliğini saygıyla selamlıyorum" şeklinde konuştu. Dilek Zaptçıoğlu'nun haberi- ne gore İngiltere Başbakam margaret Thatcher'ın istifa ede- ceğini açıklaması Almanya'da da bomba etkisi yarattı. "Demir Leydi"nin istifa haberi, yorum- larda direkt olarak izlediği Av- rupa politikasına ve partisinin seçim hesaplarına bağlandı. Al- man televizyonu ARD'nin Londra muhabiri, haberi yo- rumlarken şöyle diyordu: "Ben Thatcher çekilmeyecek dediğim için girdiğim bir bahsi kaybettim, en yakın dostlan bi- le Demir Leydi'nin bö>le bir ka- ran alacağına inanmıyordu. Fa- kat muhafazakârlar, Thatchsr- ın çekilmesiyle gelecek seçimîer- de çok daha fazla şansları ola- cagına inanıyor. Partiyi kollayan ve kendilerine 'gri elbiseli adam' denilen muhafazakâr damşman- lar Thatcher'a bu karan salık ' vermiş olabilir." Alman siyasi gözlemciler, İn- giltere'de muhafazakârların ken-, dilerine sececeği yeni lider konu- sunda Douglas Hurd üzerinde duruyor. Hurd'ün Thatcher ka- nadının da oylannı alabilecek "uzlaşmacı bir lider" olacağını bildiren gözlemciler, Michael Heseltine'm ise popülaritesi yü- zünden parti liderliğinde daha fazla şansı olduğunu düşünüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear