Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 23 KASIM
(Baştarafı 1. Sayfada)
10'una varacağına işaret etti.
Bütçenin "Sadece bir faiz öde-
me bütçesi" haline geldiğini
vurgulayan Cem Boyner, faiz
ödemelerinin eğitim bütçesinin
yüzde 33 üzerinde olduğuna,
sağlık bütçesinin ise yüzde
450'sine vardığına dikkat çek-
ti. Cem Boyner şöyle konuştu:
"1991 bütçesinde öngöriilen
açık, enflasyonu çözülmesi ge-
reken en önemli sorun olarak
gören bir hükiimetin önerebi-
lecegi bir açık degildir. 20 kü-
sur trilyon TL'lik açık makul
'enflasyon senaryolan içinde pi-
yasadan finanse edilemeyecek
kadar yüksek bir açıktır. Yine
makul enflasyon senaryolan
içinde piyasadan finanse edile-
bilirse piyasada özel sektörün
finansmanı için fon kalmaya-
cak demektir. Bu da ekonomi-
yi tahammül edilemeyecek bir
resesyona sürükler.
Bütçe açıklan ile bir arada
sürdürülecek bir sıkı para po-
litikası istikrarlı bir dönemin
müjdecisi olamaz. 1991 'in
1989'a benzeyeceginden endişe
duyuyoruz.
Bir yıl yüksek büyüme htn,
diger yıl fideta resesyon. Dur-
kalk, bu yıllann ekonomi po-
titikasının âdeta sembolü oldu.
Bütçe dışındakı fonların da
bütçeye aktanlmasını savunan
Cem Boyner, ücretlilerden alı-
nan vergi ve fonların Avnıpa
ülkeleri seviyesine indirilmesi,
sayısı 30'a varan yan ödemele-
rin ücrete dahil edilerek ulus-
lararası standartların kabul
edilmesi gerektiğini söyledi.
Cem Boyner, bütçe çıkmazı ve
mali krize çare olmak üzere şu
öneride bulundu: "Sonuçlan-
nı orta dönemde bissettirecek
bir vergi reformu yapılmasının
zamanı geimiştir. Vergi yapısı-
nm degiştirUip vergi gelirierinin
büyük kısmının göreli fiyatla-
ra etkisi olmayan dolaysız ver-
gilerden toplanmasının saglan-
ması gereklidir. Bunun için ge-
lir vergisi tabanı genişletilmeli,
vergi kaçaklan önlenmeli, sa-
bH geliriilerin gelir vergileri dü-
şüriilmeli, KDV oranlan ise
arttınlmahdır."
Laiklik tartışması
Bir süre önce TÜSlAD'ın
yayımlandığı 'pğitim Raporu'-
nun değişik çevrelerde yanlış
yankılar bulduğuna işaret eden
Cem Boyner, TÜSlAD'ın laik,
bilime ve çağdaşlığa inanan,
Atatürk ilkelerine bağlı bir ku-
ruluş olduğunu anlattı. Cem
Boyner bu konuda da şunları
kaydetti:
"TÜSİAD 'Eğitim Raponı'-
nu önyargı ile değeriendiren
çevreler dini inançlarla müspet
ilimlerin sımrlanm ayırt edebil-
melidir. Egitimin bir pozitif bil-
gi verme faaliyeti oldugu, dinin
ise bir inanç sistemi olarak ay-
n ve özel bir yeri bulundugu-
nu hatırlamalılar.
Her ülkenin taribinde laiklik
ve egitimk ilgili tartışmalar ol-
rnuştur ve olmaktadır.
Ancak AT'ye tam üyeligimi-
tin giindemde oldugu bugiin-
lerde din-laiklik tartışmasının
toplumun huzurunu bozan bir
tarzda (ekrar gündeme getiril-
mesinin sadece dostumuz ol-
mayan çevreleri memnun ede-
cek bir gelişme olduğuna bura-
da işaret etmeliyim."
Eğitim ve laiklik sorunları-
nın yine eğitim reformu ile çö-
zümleneceğine inandıklannı,
zira demokrasi ve kültür açığı-
run kapatümasının tek yolunun
yine eğitimden geçtiğini vurgu-
layan TÜSİAD Başkanı Cem
Boyner sözlerini şöyle tamam-
ladı:
"Din bir ulusu birbirine bag-
layan dil, kültür, tarih gibi
önemli faktörlerden biridir.
Birleştirki bir unsur olarak yer
almalı, bölücü degil. Karşılıklı
saygı ve boşgörii içinde din da-
hil bütün konulanmızı barış
içinde halledecek olgunluga ve
kapasiteye sahip oldugumuru
tereddütsüz söyleyebilirim.
Özellikle halkımızın bu ko-
nuda çok duyariı olması bizi
birbirimize düşürebilecek za-
rarlı kıskırtmalara kendini kap-
tırmaması büyük önem arz et-
mektedir. Avnıpa'da halledil-
mesi birkaç asır alan bu tartış-
matarm ülkemizde kesin bir çö-
züme ulaştırılabumesi için ay-
dınlanmızıa gereken bilimsel
katküan bir an evvel yapmasın-
da yarar görmekteyim."
TUSlAD Yüksek Istişare
Konseyi'nin 80 üyesinden 60'-
ının katıldığı toplantı daha son-
ra basına kapalı olarak sürdü-
rüldü. Üyelerin bu kapalı bö-
lümde özellikle isçi isveren iliş-
kileri, damping, antidamping,
hükümetle diyalog ve borsa ko-
nulannın gündeme getirdikleri
öğrenildi. TÜSlAD'ın sorunla-
ra doğru teşhis koyduğu ve
doğru öneriler getirdiğine dik-
kati çeken üyeler "Nasıl oiuyor
da biz bunu Ankara'ya anlata-
mıyoruz? Nasıl oiuyor da on-
lar bu önerileri
uygulamıyortar" dediler. Üye-
ler TÜSİAD yönetimini de bor-
sa ile yeterince ilgilenmedikle-
ri konusunda eleştirdiler ve
özetle şu görüşü savundular:
"Borsa özel sektörün canı, kal-
bi. Mutlaka TÜSİAD borsa
konusuada çok aktif yol gös-
terid olmalıdır."
Sabancı: Grev de lokavt
da olacak
Toplantıda üyelerin işçi-
işveren ilişkilerinin geleceği ko-
nusunda da karamsar konuş-
maJar yaptıldan öğrenildi. Bu
arada toplantı sonrasında gaze-
tecilerin sorusu üzerine Sakıp
Sabancı bu konuda şunlan söy-
ledi:
"Çalısma hayatımızda gre-
vin olmaması mümkün degil.
Grev de olacak lokavt da ola-
cak. Bu toplusözieşme müesse-
sesi gelişecek, ogrenilecek. Ne
olursa olsun daha az grev, da-
ha az lokavt olsun temennisi
var. Ama devam edecek. Bun-
lar hayaün parçası."
İSTANBUL BÜYÜK
BELEDİYE BAŞKANLI
EHİR
I'NDAN
istanbul Bûyûk Ş«hir Betodiyesirtfaiyehizmetlerinde kullanıl-
mak üzere 50 adet tetniz hava teneffüs dhazı kompto, 50 adet
temiz hava teneffüs cinazı tupü, 1 adet temiz hava teneffüs dijitaf
test cinazı 2886 sayriı Devlet thale Kanununun 51/p maddesine
göre dış piyasadan tekJrf ahnarak pazarhk uaûlü ile satın ahnacaktır.
Şartnameler Satınalma Daire Baskanlıgı Araç Gereç Satın Aİ-
ma MOdûrlügû'nden bedeli mukabMnde temin edüebJNr.
IsteMiterin bu is için hazniayacaklan tekfifler, en geç 20/12/1990
gpnü saat 10.00'a kadar İstanbul Büyük Şehir Encümeni'ne tes-
Urn edilecektir.
Yine Bush-Saddam düeUosuDış Haberier Servisi — ABD
Başkanı George Busb, Suudi
Arabistan'daki Amerikan asker-
lerine 'moral' ziyaretinde bulu-
nurken Dışişleri Bakanı James
Baker, BM Güvenlik Konseyi'n-
den Irak'a karşı askeri güç kul-
lanılması yolunda bir karar çı-
karılabilmesi için turlannı sür-
dürüyor. Yemen Devlet Başka-
nı Ali AbduUah Salib ile dün bir
göriişme yapan Baker, kasım ayı
sonuna kadar Güvenlik Konse-
yi'nde karar ahnmasını istedi.
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin ise Bush'un Suudi Ara-
bistan'a yaptığı ziyareti, "Irak'a
karşı meydan okurna" diye ni-
telendirerek "Körfez'deki Ame-
rikan birliklerinin dişlerini
dökecegiz" dedi. Sovyetler Bir-
liği Dışişleri Bakanı Eduard Şe-
vardnadze, Irak'a askeri güç kul-
lanımını görüşmek üzere bugün
Çin'e gidiyor.
ABD Başkanı Bush, Suudi
Arabistan Kralı Fahd ile yaptı-
ğı görüşmenin ardından dün
Dahran kentine geçerek Ameri-
kan askeri birliklerini ziyaret et-
ti. 'Şükran Günü'nü Amerikan
askerleriyle birlikte kutlamak is-
tediği için bölgeye geldiğini söy-
leyen Bush, "Görevimiz tamam-
lanıncaya ve işgalci Irak, Ku-
veyt'i terk edinceye kadar bura-
dan aynlmayacagız" dedi. "Sad-
dam'iD, bölgedeki Amerikan
biriikierini alt edebüeceğini san-
makla hayatının hatasını
yapbguu" söyleyen Bush, Irak'ta
buiunan yabancı rehinelerin der-
ABD Dışişleri Bakanı Baker
ise Yemen'e gitmeden önce Su-
udi Arabistan'ın Cidde kentin-
de yaptığı açıklamada Irak'a
karşı güç kullanılmasına olanak
sağlayacak BM kararı konusun-
da anlaşma sağlanmasını ve ka-
rarın bu ay sonuna kadar çık-
masını istedi. Baker, karar için
henüz bir anlaşmaya varılama-
mış olmasına karşın ülkelerin
yakında görüş birliğine varaca-
ğını umduğunu söyledi. "BM
Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler
arasında bu konuda tam bir an-
laşma olduğunu şu anda
söyleyemem" şeklinde konuşan
Baker, bu konudaki temasların
sürdürülmesi gerektiğini belirt-
ti ve şimdiye kadar kaydedilen
gelişmelerden memnun oldukla-
rını söyledi. Baker, BM Güven-
lik Konseyi'nin bu konuda bir
karar aJmadan önce önümüzde-
ki günlerde "Irak'ın işgal ve il-
hak ettiği Kuveyt'te yaptıgı
vahşeti" göruşmesinin beklendi-
gini söyledi.
Saddam'dan tehdit
sonuna kadar 14 bin yeni asker
gönderilerek, sayınm 30 bine
ulaştınlacağını söyledi.. King,
gönderilecek yeni asker, araç ve
silahlar arasında tank, uçak, he-
likopter ve savaş gemilerinin de
yer alacağını kaydetti.
Kohl: Saddam
ateşle oynuyor
Almanya Başbakanı Helmut
Kohl, Irak'ın ülkesindeki Batı-
lüan rehin tutarak ateşle oyna-
dığını söyledi ve Bağdat'ın bü-
tün rehineleri yılbaşına kadar
serbest bırakmasını istedi.
Irak'ın bütün Alman rehine-
leri serbest bırakma kararını
memnunlukla karşıladıklarını
kaydeden Kohl, Bonn'un kalan
bütün rahinelerin serbest bıra-
kılması için baskı yapmaya de-
vam edeceğini bildirdi.
Kohl, parlameritoda yaptığı
konuşmada, "Irak yönetimi şu-
nu bilmelidir ki, Kuveyt ve Irak-
taki yabancılan rehin tutmak
sorunu önemli ölçiide artırmak-
tadır. Irak, rehineler konusun-
daki tutumuyla ateşle
oynamaktadır" dedi.
R l l « ! r l l t l ı ı p n & i h p L l f m i * ^ A B D B a
? k a n i
G f 0
^ Bush'un Suudi Arabistan
O U h f l UI1 U y a g l O e K i e m e a e g e z i s j nedeniyle tncirlike gelen özel haberleşme
uçağının, Bush'un özel baberieşmelerinde yardımcı olacagı bildirildi. Bir ABD'li yetklli, Boeing-747
tipi uçagın en gelişmiş haberleşme aygıtlanvla donanımlı olduğunu kaydetti. Bush'un özel uça-
gıyla birlikte bazı teknik danışmanlarının da tncirlik'e geldikleri haberi ise iisteki yetkililerce doğ-
rulanmadı. (Fotograf: Yusuf Toprak)
Bush-Esad buluşmasını ABD
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin, ABD Başkanı George
Bush'un Suudi Arabistana yap- Ş e v a r d n a d z e Ç i n ' d e
tığı ziyareti Irak'a karşı 'meydan -2- —
okuma' olarak nitelendirerek
Körfez'deki Amerikan birlikle-
rini 'dişlerini dökmekle' tebdit
etti. Saddam, Irak resmi haber
ajansı İNA tarafmdân yayımla-
nan konuşmasında 'saldın' ha-
linde ülkesinin kendisini savun-
maya karariı olduğunu tekrarla-
Sovyetler Birliği Dışişleri Ba-
kam Eduard Şevardnadze, Irak'a
karşı askeri güç kullanımı konu-
sunu görüşmek üzere bugün
Çin'e gidiyor. Şevardnadze,
Urumki kentinde Çin Dışişleri
Bakanı Kian Kişen ile görüşe-
cek. Reuter'in haberine göre
'MERHABA ASKER' — ABD Başkanı Bush, Ortadogu gezisi kapsamında Korfez krizi nedeniy-
le Suudi Arabistan çöllerinde Irak'a karşı konuşlandırılan Amerikan birliklerini ziyaret ederek
askerlere teşekkür etti. (Fotograf: AP)
hal serbest bırakılmalarını iste-
di.
Bush ile Suudi Arabistan Kra-
lı Fahd'ın önceki gece geç saat-
lerde yaptıkları görüşmede Kör-
fez krizinde hiçbir kısmi çözü-
mün kabul edilemeyeceği konu-
sunda anlaştıklan bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker, görüşmeyle ilgili açıkla-
masında Bush ve Fahd'ın Irak'a
karşı güç kullanılmasının göz
ardı edilemeyeceğini belirttiğini
söyledi. Baker, Irak'ın Kuveyt'-
ten şartsız geri çekilmesine iliş-
kin BM kararlarının tam olarak
uygulanması gerektiği konusun-
da Suudi ve Amerikalı yetkilile-
rin görüş birliği içinde oldukla-
rını anlattı.
Daha sonra Ortadogu gezisi-
nin son durağı olan Mısır'a gi-
den Bush, Kahire Havaalanı'nda
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü
Mübarek tarafından karşılandı.
Bush, bugün Isviçre'nin Ce-
nevre kentine giderek Suriye
Devlet Başkanı Hafız Esad iie
Körfez krizini gündeme getire-
cek.
dı. Saddam Hüseyin, ülkenin
güney kesimine yaptığı bir ziya-
ret sırasında, "ABD Başkanı
Irak'a meydan okumak için S.
Arabistan'a geldi. Irak'ın muh-
terael bir saldınya karşı koyacak
giicü var" dedi.
Thatcher uyardı
Ingiltere Başbakanı Margaret
Thateher, Avam Kamarası'nda
dün yaptığı konuşmada Körfez
krizine değinirken Irak'ı uyardı.
Devlet Başkanı Saddam Hü-
seyin'in, askerlerini Kuveyt'ten
çekmesi konusunda zaman yitir-
mekte olduğunu savunan That-
cer, "Uluslararası bukukun uy-
gulanmasını ve Saddam Hüse-
yin'in Kuvyel'ten çıkanlmasını
sağlamak amacıyla dünya top-
lumunun daha karariı ve etkin
adımlar atma zamanı hızla
yaklaşıyor" dedi.
Öte >-andan Savunma Bakaru
Tom King, Ingiltere'nin Körfez
bölgesine göndereceği ek askeri
birlikler konusunda aynntılı bir
açıklama yaptı. King, bölgeye yü
Çinli yetkililer, Pekin yönetimi-
nin Körfez krizinin banşçı yol-
dan çözülmesi konusundaki ka-
rarlılığını sürdürerek Güvenlik
Konseyi'nde askeri güç kullanı-
mına ilişkin bir karar alınması-
na karşı çıkacağını bildiriyorlar.
Luns Irak'a gidiyor
Irak'tan rehine kurtarma ope-
rasyonuna son olarak NATO es-
ki Genel Sekreteri ve Hollanda-
nın eski dışişleri bakanlarından
Joseph Luns da katılıyor.
Hollanda Hıristiyan Demok-
rat Parti Parlamento Grubu
Başkanı Eelco Brinkman,
Luns'un Bağdat'a yapacağı ziya-
retle ilgili görüşmelerin, Lahey
L
deki Irak Büyükelçisi ile sürdü-
rüldüğünü açıkladı.
Parlamentoda grubu buiunan
tüm partiler adına konuştuğunu
belirten Brinkman, Luns'un
Hollandah rehinelerin serbest
bırakıhnasını sağlamak için ya-
pacağı ziyaretin tarihinin Bağ-
dat'ta bu konuda anlaşma sağ-
landıktan sonra belirleneceğini
sözlerine ekledi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
nemde herkesin bilgiyi kendi
kaynağından almasının doğru
olacağına inanıyor olmalı.
özal'a göre bilgilerin, haberle-
rin "cevredeldlerden" alınması-
nın sakıncaları var. Onlar insa-
nı yanıltıyorlar. Bu yüzden Irak
lideri Saddam gibi yanılmaktan
kurtulmak için bilgiyi çevreden
değil, doğrudan kaynaktan al-
mak gerek. Sözcü Kaya Tope-
ri, Cumhurbaşkanı'nın en yaîan
çevresinde. Kendisini devre dı-
şı bırakmasının nedeni belki de
hem özal'ı hem de gazetecileri
yanılmaktan kurtarmak için.
Yabancıdan al haberi..
Bush'la Hafız Esad'ın Cenev-
re buluşmasının Türkiye ve Mı-
sır tarafından ayarlandığmı,
Bush'un sözcüsü Fitzwater apk-
ladı. Sözcüye göre Türkiye ve
Mısır, bu görüşmenin yapılma-
sının yararlı olacağını Bush'a
telkin ve tavsiye etmişler. Tür-
kiye'nin bu tavsiyeyi, Paris zir-
vesi sırasında Bush ile buluşan
özal aracılığıyia ortaya koydu-
ğu anlaşılıyor. Özal acaba Tok-
yo'ya giderken Iran lideri Raf-
sancani ile yaptığı görüşmede
ısıtmak istediği fran-ABD üişki-
leri gibi Suriye-ABD soğukluğu-
Ozal Paris
(Baştarafı l. Sayfada)
lah'ın insanı özene bezene ya-
rattığı yazılıdır. Dinimiz de bun-
lara yalundır" dedi. SHP Genel
Başkanı Erdal lnönü, antlaşma
maddelerinin büyük çoğunluğu-
nun Türkiye'de uygulanmadığı-
nı söyledi.
Cumhurbaşkanı Özal, Tarım
Kredi Kooperatifleri Merkez
Birliği'nin 3. Ofağan Genel Ku-
rulu'nda çiftçilere, Paris'teki
AGİK zirvesiyle ilgili görüşleri-
ni anlattı. Özal, Paris'te imzala-
nan bildirgenin bir yıl önce
Cumhurbaşkanı seçildiğinde
yaptığı konuşma ile benzerlikler
taşıdığını söyledi. Serbest pazar
ekonomisini savunmayanları
"inançsızlar" olarak niteleyen
özal, "Keşice mümkün olsa da
bu inançsızlan komşu ülkelere
turistik geziye götüriip konuş-
turabilsek" dedi.
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü de dün bazı kuruluşların
temsilcileriyle sohbet ederken
Paris'te imzalanan antlaşmada
yer alan maddelerin "büyük ço-
gunlugunun Türkiye'de
uygulanmadığım" savundu,
"Türkiye'nin Avnıpa Toplulugu
içinde yer alması. bu şarttaki fi-
kirleri, hükümleri, amaçiarı ger-
çekleştirmesiyle mümkün ola-
caktır. Başka türlü olmaz" de-
di. lnönü, Paris şartındaki fıkir-
lerin, partisinin yıllardır savun-
duğu fıkirlerden farklı olmadı-
ğı görüşünü savunarak "Ama il-
ginç olan bu sözleşmeyi imzala-
yan ülkelerin oradaki temsücile-
rinin hepsinin sosyal demokrat
partilerden gelmiş olmaması"
diye konuştu.
nu da mı ortadan kaldırmak is-
tiyor? Beyaz Saray Sözcüsü'nün
açıklamasından çıkan hava
bu...
Washington ile Şam arasın-
daki ilişkilerin düzeİmesinin, ge-
lişmesinin Türkiye'ye ne çıkar
sağlayacağı üzerinde Türk hari-
ciyesi yeterince düşünüp taşın-
dı mı? Bush'un Suriye Devlet
Başkanı ile görüşmesi, kendi ül-
kesinde bazı çevreler tarafından
şiddetle eleştiriliyor. Bunlara
göre Bush'un Esad'la buluşması
"çok büyuk hata". CIA'nın es-
ki üst yöneticılerinden Cannist-
zaro, "Suriye, uluslararası tero-
rizme arka çıkmaktan vazgeç-
miş degildir" diyerek Esad'la
buluşmanın yanlış olduğunu di-
le getiriyor. Halen Washing-
ton'daki Ulusal Stratejik Haber
Merkezi adlı kuruluşun görev-
lilerinden olan bu eski CIA yö-
neticisinin uyarüan Türkiye için
de önem taşıyor. Türkiye'nin
Esad'la Bush'un arasını yapma-
sı, özal'm ulusal güvenliğine ne
kadar uygun düşüyor?
Bu konu yeterince tartışılıp
incelendi mi?
"Komşu"lardan Türkiye'ye
yönelik terör tehlikesi oldugu
Milli Istihbarat Teşkilatı Müs-
teşarı'nca hem hükümete hem
kamuoyuna açıklanmıştı...
Bush, bugünkü CenevTe bu-
luşmasından sonra akşam üze-
ri de Kahire'ye geçerek Mısır
Devlet Başkanı Mübarek ile gö-
rüşecek.
Dış politikada hesap
Saddam'ın sıkıştırılması,
Irak'a karşı "uluslararası koa-
lisyon"un güçlendirilmesi yerin-
de. Ancak bu yapıürken her ül-
kenin kendi ulusal güvenliğini,
uzun vadeli çıkarlarını da dik-
kate alması bir zorunluluk.
ABD Başkanı'nın Esad ile bu-
luşmasının bir nedeni olarak da,
Batılı rehinelerin kurtarılması
gösteriliyor.
Bush'un Esad ile görüşmesin-
de Körfez asıl konu. Ama Lüb-
nan'daki Amerikalı rehineler
konusunun da ele alınacağı, bu
arada 1985 yıhndan beri rehin
tutulan Terry Anderson da da-
hil olmak üzere altısı Amerika-
lı 13 Batılırun serbest bırakılma-
sı için Bush'un Esad'dan aracı-
lık isteyeceği kaydediliyor.
Giderek Lübnan üzerindeki
etkisini arttıran Suriye'nin,
ABD ile de ilişkilerini normal-
leştirmesi Ankara-Şam ilişkile-
rine nasıl yansıyacak? Bu konu-
da Dışişleri'nde ya da Çanka-
ya'da yapılmış çalışmalar var
mı? Aynı şekilde, Iran'ın ABD
ile yeniden ilişki kurmasının
Türkiye bakımından yararları-
run değerlendirilmesi gibi...
Saddam'ın Irak'tan çekılme-
si için Türkiye uluslararası ko-
alisyonda üzerine düşeni yap-
malı. Ancak bunu yaparken,
Amerikan diplomasisinin yürü-
tülmesinde aracılıklar üstlenme-
sinin Türkiye'ye etkileri de iyi
hesaplanmalı...
(Baştarafı 1. Sayfada) Yunaais-
tan liderleriyle görüştüm. Size,
yaraıiı olabileceğimizi soylevebi-
lirün."
Öte yandan, Kıbns Rum yö-
netimi lideri Yorgo Vasiliu, Pa-
ris'teki temaslanyla ilgili olarak
yaptığı değerlendirmede, dünya
liderlerinden "tam anlayış" gör-
düklerini söyledi.
Körfez krizinin yatışmasından
sonra Kıbns'ın ön plana çıkaca-
ğını öne süren Vasiliu, "Başkan
Bush, Gorbaçov, Mitterrand,
Başbakan Kohl ve Andreotti ile
yaptığım temaslarda, hepsi ba-
na Kıbns sonınunun çözümkn-
mesi zamanının geldiğini
söylediler" dedi.
Vasiliu, aynca, AGİK zirve-
sinde Kıbns sorunundan söz
edilmiş olmasından büyük
memnunluk duyduklarını, bu-
nun için BM Genel Sekreteri'ne
teşekkür borçlu olduklannı kay-
detti.
Yunanistan Başbakanı Kons-
tantin Mitsotakis de Rum gaze-
tecilere yaptığı değerlendirmede,
Paris temaslarından, özellikle
Başkan Bush'la olan görüşme-
sinden çok memnun kaldığını
söyledi.
Avnıpa'da bugün çözümlen-
memiş tek sorun kaldığını, bu-
nun da Kıbns sorunu olduğunu
belirten Mitsotakis, "Bötünmüş
durnmdaki tek devlet Kıbns'tır
ve eminim ki Kıbns'ın birleşme-
sinin sırası da gelmektedir" di-
ye konuştu.
Denktaş-Camillion
görüşmesi
KKTC Cumhurbaşkanı
Denktaş, BM Genel Sekreteri'-
nin Kıbns özel Temsilcisi Oscar
Camillion'u dün saat 16.00'da
kabul ederek, bir süre görüştü.
Denktaş, görüşmeden sonra
yaptığı açıklamada, "CamiUion
yeni bir şey getirmiş degildir. Bi-
zim yeni bir şey de söylediğimiz
yoktur. Esasen Kıbns meselesi-
ni bu safhada hareketlendirecek
herhangi bir sebep de ortada
yoktur. Bütün dünya Irak'la
meşguldür, ne oldugu ne olacagı
belli degildir" dedi.
Denktaş, "Kıbns hükümeti
unvanını silah zoruyla çalıp, bu-
nun arkasında saklanıp, bize şn
veya bu şartı koştnak, ortada bu
ucube dunırken 'KKTC yoktur'
diyerek bizi bir azınlık olarak
gönnek denenmiş şeylerdir ve
bu bizi hiçbir yere götürmüs
degildir" dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı, söz-
lerini şöyle tamamladı:
Rum halkı zannedersem ya-
vaş yavaş anhyor. Bugün kuzey-
de bir KKTC varsa, bu kendi
yaptıklannın bir sonucudur.
Türk Kıbns'ı Rum yapmak is-
tediler, başaramadılar. Kendi-
mizi kurtardık diye suçlu degi-
liz. Ortaklık olacaksa eşit şart-
larda olur, dostla olur. Onun
için dostluk gösterilerine başla-
malan gerekir. Bu da ambargo-
lann derhal kaldınlmasıdır.
CUMHURİYETKİTAPKULÜBÜ
Fuarında
• 17-25 Kasım • F-M Fuar Merkezi
Kadın kitapları, sanat yapıtları, çocuk edebiyatı...
Çok satan kitaplar... Üye Kayıt Bölümü...
İ M Z A G Ü N L E R İ
IBU6ÛN 23 Kasım Cuma 16.00-19.00
MEÜSA GÜRPINAR TÜLAY FERAH RAMİZE ERER
YARIM 24 Kasım Cumartesi 16.00-19.00
FÜSUN ÖNAL
25 Kasım Pazar 15.00-18.00
BUKET UZUNER, GÜLSÜM AKYÜZ
F-M Fuar Merkezi, Onaklar Caddesi, Mecidiyekdy-İstanbul
Her « n 1100-20.00 arast ayarttçılert açıktır
Ctımİamytt Kıup Kulubü üytUnru gtnf ücrttt %S0 mdmmluUr
KURS DERSANE EĞİTİM
INGILIZCE
KENT'TE
ÖĞRENİLİR
Audio Visual Yöntem
Sıcak, Uygar Bir Ortam
ÇANAJANS ısı oo 44 FAX ısı 4i ss
3-6 Yaş
• isviçref ve Alman
pedagoglar yönetiminde
Almanca Sınıf
ve Müzik Eğitimi
DEUTSCHSPRACHIGE-GRUPPE
• Tasanmcı-Ressam
ZEYNEPSARIOGLU-ndan
Temel Sanat Eğitimi
GedidıS.No:i2Feneryo(u
^338 75 43
Hedefimiz
düşüncede özgür ve yaratıa çocuklar
yetiştirmektir.
Gündüz 07.30-19.00 arası
GECE BAKIM SERVİSİ \9.°° - 24.
IKREŞ (0-2
İÇOCUKEVİ (3-6
İETOTEVİ
: Levent u 36
(3-6) :LaleSk.No:6
(6-12) : Levent Cd. 36
Levent 18000811
Levent 169 43:
Levenl 179 90 22İ
KENT
ENGLISH
Bahanye Cad
Ks Sıneması Karşısı
Kadıkoy-IST
Tel: 347 27 91-92
kayıtlar sürüyor
HJVTde INGILIZCE
CAMBRIDGE Onfversitesi Şınavlan
PET-CFE - GENEL İNGİLİZCB
Yüksek Standart Ekonomlk Fiyı
INGILTERE'DE INGILIZCE
Tnn ÜCRETSİZ yurtdışı hizmetleri
AD-PAHtllk (lng.aıleyanındaanneyardıınalığı)
KAMPLARDA öğrencilere çalışarâk
para kazanma ve tngilizce gellşttrme imkanı
İSTANBUL LISAN MERKEZİ
GençlurkCd.No.50LALEU Tel;520 81 99
K A D I K O Y
LISKUR
SÜRÜCÜ
KURSU
Devreler:
Hafta Sonu: 1 Araiık
Haftalçi: 5 AraJık
KADIKÖY
(Söğûtlüçeşme Cami yanı)
349 18 24-349 18 25
336 02 06-336 02 79
way
toleam English
Başlangıç düzeyi.
Orta düzey. İleri düzey.
Proficiency. Toefl.
Kurumlara özel dersler.
BESTsize Inailizcevisevdirir
KURS
DERSANE
EĞİTİM
İLANLARINIZ
İÇİN
ÇANAJANS
1510044
1514155
MEVLİT
Canım annem,
ŞÜKRAN
ŞIMŞEKİn
v«latının 4ffıncı gunüne
rastlayan 23 Kasım 1990
Cuma günü Vatan
Caddesi'ndekı
Molla Fenarı Isa Camıi'nde
öğlen namazına
müteakıp mevlit
okunacaktır.
Dost, akraba ve din
kardeşlerımızın
teşrıflefinı ricaederim.
Oğlu:
BÜLENTŞİMŞBC
NİŞANTAŞJ
RESTAUKANT
Düğün Salonlan
19. VJO»
/147 »40
Salanlaruuz kllaalt ve
•00-lOnO Uşlltktir.