14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
.13 KASIM 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5 Müzayede resimleri sergileniyor • Kiiltür Servisi — Kultur ve Sanat Varhklarını Koruma ve Tanıtma Vakfı ve Ingiliz Müzayede Kuruluşu Sotheby's işbirliği ile düzenlenen "Çağdaş Türk Resmi Müzayedesi" sergilerinin ilki yaruı Ankara'da Devlet Resim Heykel Müzesi'nde açıhyor. Geliri KÜSAV tarafından Alay Köşkü'nün restorasyonu için kullanılacak ;,olan "Çağdaş Türk Resmi Müzayedesi Sergisi" Ankara'da 22 kasıma kadar açık kalacak. 30 kasım - 7 aralık tarihlerinde ise sergi İstanbul'da Alay Köşkü'nde tekrarlanacak. Sotheby's tarafından organize edilen "Çağdaş Turk Resmi Müzayedesi" 9 Aralık 1990 Pazar günü Yüdız Sarayı SUahhane Binası'nda yapılacak. Bu müzayede nedeniyle Sotheby's tarafından hazırlanan katalog ilgili yerlere, kişilere ve kuruluşlara dağıtıhyor. Maltepe'ye kitap kulübti • Kiiltür Servisi — Maltepe Kitap Kulubü kitap kiralama yöntemiyle etkinliklerine başlıyor. 15 günlük süre için öğrenci 500 Iira, tam 1000 lira karşıhğında kitap kiralanabilecek. 3000 kitaphk bir kütüphanenin yanı sıra mini kafeteo'ada iki haftada bir şair ve yazarlann katılacaklan söyleşiler düzenlenecek. Üye sayısı şimdiye dek 300'e ulaştı. Kulübün açılışı, 18 kasım pazar günü saat 14.00'te Enver Ercan, Seyhan Erözçelik ve Küçük Jskender'in katılacağı imza ve soyleşi gunüyle Atatürk Caddesi Taria Sokak 14/1 Maltepe adresinde yapılacak. Türkiye mağaraları • İZMİR (AA) — Turkiye mağaraları, Alman Kultür Merkezi'nde gerçekleştirilecek iki etkinlikle gundeme getinlecek. TRT'nin, Asya Yayın Birliği odulu alan 7 bölümluk "Türkiye Mağaralan" belgeselinin çekimi sırasında, Izmir televızyonundan Tamer Salman'ın saptadığı 40 ilginç fotoğrafı içeren sergi, 14 kasımda merkezde açılacak. Tamer Salman, sergilenen fotoğrafların, Toroslar, Karaman, Nevşehir ve Zonguldak yörelerinde birbirinden farklı yapıda 12 ilginç mağaradan kesitleri yansıttığını kaydetti. ABU ödülünu alan 'Türkiye Mağaralan' belgeselinin yapımcılığını Mehmet Kaya, kameramanlığını Kâzım Atakan üstlenmişti. Alman Kultür Merkezi'nde ayrıca, 20 kasımda, Ege Universitesi Edebiyat Fakültesi öğretim uyesi Prof. Dr. İlhan Kayan, "Türkiye Mağaralarının Oluşumu' konulu bir konferans verecek. Foto- Forum'da Türkiye • Kiilhir Servisi — İsviçre'de düzenlenen 17. FIAP Gençlik Foto- Forum'da Türkiye dörduncu oldu. 14-17 yaş ! grubundan Selin Atasoy ve Çağlar Kulaksız'ın fotoğrafları sergiye alınırken 18-25 yaş grubundan da Selahattin Almaz ikinciliği, Hayrettin Sağanak dördünculuğu kazandı. Aynı yaş grubundan Ali Muhammet Bayraktaroğlu (yukarıda), Cenk Erdoğan Pemra Erginoğlu, Ali Guncan, Aziz Hatman, Ufuk llman ve Yakup Kütük'ün çalışmaları da sergiye girdi. Kent Orkestrası konserleri • Kiiltür Servisi — İstanbul Buyukşehir Belediyesi Kent Orkestrası yeni mevsimde Mozart'tan Beatles'a uzanan değişik bir repertuvarla izleyici karşısına çıkıyor. Ekrem Ifekeşin yönetimindeki orkestra, Cemal Reşit Rey, Ataturk Kultur Merkezi gibi salonlarda, Deniz Harp •Okulu, Kuleli Askeri Lisesi ve kentin çeşitli yerlerindeki parklarda sunacağı konserlerde klasiklerin yanı sıra müzikaller, pop-caz turunde parçalar da seslendirecek. Kuruç ve McMurphy • ANKARA (AA) — Devlet Tiyatroları Genel Mudürü Prof. Bozkurt Kuruç, 8 yıl aradan sonra "Kafesten Bir Kuş Uçtu" adlı oyunla sahneye donerken canlandırdığı McMurphy tipiyle birçok noktada özdeşleştiğini söyledi. Kuruç, oyunun ana karakterini oluşturan McMurphy'nin kişisel anarşizm çizgisine kadar varan özgurluk tutkunluğu ve başkaldırısının benzerini kendisinde bulduğunu kaydetti. Kuruç, "Bu rolü çok severek oynuyorum. Kendimden de çok şeyler katarak. Aslında bazıları da McMurphy'e kızdıkları gibı bana da yaşantım boyunca kızmışlardır. Sanıyorum bazıları da oyundaki gibi benim ölümumden sonra ağlayacakiar" diye konuştu. En son 8 sene önce Moliere'in "Tartuffe" adlı oyununda rol aldığını ve uzun suredır sahneye dönmeyi düşündüğunü kaydeden Kuruç, "Tiyatro aslında oyunculuk sanatıdır. Buna 8 sene ara vermiştim. Benim sanatçı kişiliğim için oyunculuk anlayışım için çok önemli. Yöneticilikse ancak 'marangozun çekici' gibi bir şey, sadece bir araç" diye konuştu. 'Şairler fotokopileşiyor' • İZMİR (AA) — Şair ve eleştırmen Ahmet Oktay, Türkiye'de şairlerin artık beslendikleri kanal, model ve kahpların dışına çıkamadığını savunarak "Bu onları bir teksir, bir fotokopi haline getiriyor" dedi. İzmir Bilar Sanat Merkezi'nde "Şairin Konumu" konulu söyleşiye katılan Oktay, "Şairler, farklılaşmak, yeni olmak, ozgür bir içerik sunmak ve kendılerine 'neredeyim, kimim' sorularını sormak zorundalar" dedi. Şürde de sinemada da resimde de üretmekten 'duşunemez' hale gelindiğini, medyanın, şiiri de sanatı da kuşattığını. büyuk kentlerimizin yapısının şürde yansımadığını iddia eden Oktay, şöyle konuştu: "Türkiye'deki ekonomik değişim ve teknoloji, görsel kültüre ağırlık kazandırdı. Geleneksel aydın kalmadı. Değişen koşullarla birlikte, şairler jbarlara, imza günlerine katılır oldular!' Türkiye'de şiirin lüvey evlat muamelesi gördüğünü, yayınevlerinin şiir kitabına pek ilgi gostermediğini anlatan Oktay, "Artık 40 yıllık Varlık dergisi-bile çok az basıyor. Türk dergicilik hayatında bir iniş var. Bu gidişle dekorasyon dergileri ayakta kalacak" dedi. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI MUHASEBAJ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Malıve ve GUmrük Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürluğûnce 15.12.1990 (Cumanesı) tarihınde bakanhğımızda \e diğer kamu ku- rumlanndaki memurlann katılabileceği devlet muhasebe uzman aday- lığı yarışma sınavı açıklanacaktır. SINAVA KATILACAK ADAVLARIN a) Siyasal Bilgjler, Iktisat, Hukuk, Orta Doğu Teknik Universite- si, İktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi ile bunlara bağlı yüksek okul- lar veya bu okullar gibi; Maliye, Muhasebe, İkıisat, İşletme, Hukuk konulannda ağırlıklı olarak eğitim veren en az 4 vıl sureli ve yukarı- da belirtılen eğitim kurumlarına eşitüği yetküi kunıralarca belirle- nen yerli ve yabancı fakulte, akadenu ve yuksek okullardan bırinı bitirmiş olmaları, b) Erkek adaylann askerliklerinı yapmış olmaları. askerlikten muaf (bağışık) tutulmalan veya tecilli olmaları, c) 1.1.1990 tarihi itıbarıyle 35 yaşını doldurmamış bulunmaları, d) Yapılacak inceleme ve soruşturma sonucunda uzman olmalan- na engel hallerinin bulunmadığının anlasılması gerekmektedır. Sınava giriş şartları ve sınav konularını gösteren duyuru ile baş- vuru formu, Ankara'da Muhasebaı Genel Muduriuğu Personel Ata- ma Şubesi Müdurlüğu'nden, 11lerde Defterdarhklardan, tlçelerde Malmüdürluklerinden sağlanabilır. Yazılı ve sözlu sınavları kazanan adajlar Devlet Muhasebe Uzmanı olarak yetiştirilmek ve Ankara'da ıstihdam edılmek uzere«tanacak- lardır. Bu sınav için son başvuru tarihi 30.11.1990 olup, postadaki ge- çikmeler dikkate alınmayacaktır. Galerisinin 15. yılını AKM'de açılan resim sergisiyle kutlayan Yahşi Baraz: Ressam resmini yırtabîlmeliGaleri Baraz'ın 15. yılı dolayısıyla düzenlenen resim sergisi ay sonuna kadar Atatürk Kultür Merkezi'nde. 1975'ten bu yana Galeri Baraz'ın başında olan Yahşi Baraz, Türk resmi Türk parasıyla alınıp satıldıkça bir gelişme olmayacağı kanısında. LALE FİLOĞLU Yahşi Baraz 25 yıldır resim sanatıyla ilgilenen, 15 yıldır da resün ahp satan bir galeri yöne- ticisi. ABD'de başladığı galeri- cilik çalışmalarını 1975'ten son- ra Türkiye'de Galeri Baraz adıyla sürdüren Yahşi Baraz, 15. kuruluş yılını bugünlerde bir sergiyle kutluyor. Baraz, 29 ka- sıma kadar Atatürk Kultür Merkezi'nde sürecek sergide, koleksiyonunda yer alan Fah- rünnisa ZekJ'den Hakan Onur'a dek 44 sanatçının yapıtlanna yer veriyor. llk yıllarda kimsenin gelip git- mediğd galerisini her gün "inatb açıp inançla bekleyen", daha sonraları 1979'da başlayan ha- reketlenmeyle birlikte birçok işadamını resim sanatına yakın- laştıran Baraz, dışarıya açılma konusunda kimi düşünceleriyle ilgi uyandınrken galericilik tav- rıyla zaman zamaıı sanat çevre- lerinden tepki de ahyor. Bugün Türk resminde önemli noktala- ra ulaşmış birçok sanatçıya re- sim ısmarlayan Baraz, şimdiye kadar 500 dolaymda resim sipa- riş ettiğini, bu resimlerin günu- müzün "basyapıtlar"ı olduğu- nu öne sürüyor. — Ülkemizdeki galerici - sa- natçı • alıcı üişkisi konusunda duşündükleriniz? — Ben ABD'de bir galeride çalışıp dinamizmi görerek Türkiye'de galeri açmaya karar verdim. Galericilik mesleğini bilmeden bu işe girdik. Galeri- cilik, bu işe başladıktan 25-30 yıl sonra öğrenilebilir. Bugün KOLEKSİYONCL LUK BİR PAYE — Yahşi Baraz'a görekolekshonculuk aslında bir paye. Türkiye'de 4 resim alanın koleksiyoncn kesildiğini söyleyen Baraz, çok daha bilinçli kuşakların yeüşmesi gerekti- ğini savunuyor. galeri açanlann büyük bir ceha- let içinde olduğunu görüyorum. Yönlendiren eleştirmenlerin ol- mayışı da büyük eksiklik. Türk- iye'de gerçek sanat yazarlan ol- sa Türk resminin gelişmesi da- ha kolay olurdu. Ne yazık ki pi- yasadaki ilişkiler hep dostluk, akrabalık üzerine kurulmuş. Hayatım boyunca bu tür ilişki- lerden uzak durmaya çaJıştım. Sanatçıdan resmini alınm, son- ra atölyesinden çıkıp giderim. Çünkü Türkiye'de arkadaşlık ilişkileri üçüncü gününde yozla- şır. Aynı zamanda sosyetenin de içindeyim, onlarla birlikteyim. Ama onlar gibi bir hayatım yok. Öyle bir özlemim de olmadı. Sosyeteye girip Jaguar almaya çalışmakla sanatçıyla sabaha kadar içip sızmak arasında bir fark yok bence. — Önceki bir konuşmanızda 'Işadamlarının birçoğunu ko- leksiyoner yaptım' demistiniz. Koleksiyoner olmak öyle kolay bir iş mi? — 1979'dan sonra piyasa ha- reketlenmeye başladığında ben de tanıştığım zenginleri resim sanatına soktum. Bugün o dö- nemdeki hız kesildi. Özellikle Körfez krizi yüzünden alımlar çok azaldı. Aslında şimdi fiyat- lar çok ucuz, almarun tam za- manı. Körfez krizi bir yana, as- lında bugün yeni koleksiyoner- ler de çıkmıyor. Bu, Türk res- mine güvensizlikten kaynaklan- saydı Avrupa, ABD resmine gi- rerlerdi. Bunu da yapmıyorlar. Zaten Türkiye'de yabancı resim de göremezsiniz. Böyle bir ge- lenek yok. Bu olsaydı Türk res- mi de gelişecekti. Zaten Türk resmi Türk parasıyla alınıp sa- tıldıkça gelişme olmayacaktır. Burada resmi 30 milyon lira olan bir ressamın ABD'deki de- ğeri belki de 30 dolar. Batı'yla temaslar ve Türkiye'de kurula- cak modern sanat müzeleri çok önemlidir. Bu da 50-100 sene alacaktır... Koleksiyonerliğe ge- lince, koleksiyoner olmak aslın- da bir payedir. Bizde dört resim alan kişi koleksiyoner kesilir. Dekor olsun diye resim satılmış- tır bizde. Ne sanat sevgisi ne de sanat bilinci var. Çok daha bi- linçli kuşakların yetişmesi gerek. — Son yıllarda büyük firma- lann günümüz sanatçılannı ele alan sergiler açtığını, şirketlerin daha çok yapıt satın aldığını gö- rüyonız. Siz bn durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? — Türkiye'de resme kişiler- den çok fırmalar yardım etmiş- tir. Ama onlar da danışmanlan olmadığı için yanlışlıklar yap- mışlardır. Bugün şu ya da bu ressam resim yapıyor. Bu resim yapıldıktan sonra bir yere git- meli. Pazarlamacılar, yazarlar alıp bu resmi bir yere koyarlar. O resim karma sergilere girer, yaşamaya devam eder. Burada koleksiyonerin durumu da ko- miktir. Resmi alırlar, sonra iki- üç arkadaşlanna gösterirler. Kimse bu resmi hatırlayıp bir öneri de getirmez, resim unutu- lur gider. — Resim alışverişi amacıyla yabancı galericilerle ilişkidesi- niz. Bu arada Batı'ya açılma ko- nusunda bir fırsau kacırdıgımızı da düşiinüyorsunuz... — Batı'ya açılmak için bir fırsatımız vardı. Son 15 yıldır Osmanlı yapıtlan yurtdışmda bir pazar yarattı. Ancak Berlin duvarının yıkılmasından sonra çağdaş Türk resminin dışanya açılma şansını bir ölçüde yitir- miş olduğunu görüyoruz. Doğu ülkelerinin sanatçılan Türk sanat- çılardan önce Batı galerilerine girecektir. Çünkü kültür açısm- dan Doğu Avrupalılar Batı'ya bizden daha yakın. Şu an Batı- lıların ilgisi sadece Osmanlı sa- natında. tznik çinileri, halı ya da minyatür ahyorlar. Belki bugünkü sanat da yıl- larca sonra Avrupa'ya taşına- caktır. Tabii ayıklanarak. Bel- ki de sadece 2-3 isim kalacaktır dışanya açılabilen. Bu arada Türk ressamının da kimi düşün- celerini değiştirmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye'de beğen- tnediği resmini yırtan bir ressam görmedim. Picasso bile yüzler- ce resmini yırtmıştır. Burada ressam en kötü resmini bile pa- raya çevirmek istiyor. Sanırım ressamlar iyi olmayan resimle- rini yırtmaya başladıklan za- man daha iyi sanat yapıtlan or- taya çıkacaktır. Şusıralardört oyunu birden sahnelenen Necati Cumak Yazdıklarımda kadın hep şaygın"Ahmetlerim" İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda, "Vatan Diye Diye" Ankara Devlet Tiyatrosu'nda, "Bir Sabah Gülerek Uyan" İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda, "Mine" Bakırköy Belediyesi Tiyatrosu'nda sergileniyor." Kultür Servisi — İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda "Ahmet- lerim", Ankara Devlet Tiyatro- su'nda "Vatan Diye Di>e", İs- tanbul Belediyesi Şehir Tiyatro- ları Fatih Reşat Nuri Sahnesi'n- de "Bir Sabah Gülerek Uyan" ve Bakırköy Belediyesi Tiyatro- su'nda "Mine". Oyun yazarlı- ğının kırk birinci yılını süren "Necati Cumalı'nın şu sıralar dort oyunu birden sahnelerimiz- de.Bugünekadar 29oyun kale- me alan Cumalı'nın "Ahmetle- rim"i ilk kez 1976'da Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelen- mişti. Şimdi İstanbul'da olduğu gibi o zaman Ankara'da da Türkân rolunü Serpil Tamur üstlenmişti. 38. temsilde bir bel krampı geçiren Tamur oyunu sürdürememiş, ama oyunu çok sevmişti. Şimdi Serpil Tamur, Cumalı'nın Ankara'daki sahne- lenişinden sonra bir kez daha yazdığı "Ahmetlerim"Ie îstan- bul'da Yıldız Tiyatrosu sahne- sinde. Cumalı, "AhmetlerinT'i, us- ta bir baş kadın oyuncu için yaz- dığını belirtiyor. Bütün sanatı- nı sergilemesi için. Oyunu ya- zarken "Tiirkân'ın Günleri" adlı eski bir öyküsunden yola çıkmış Cumalı. Türkân'ın 17, 40 ve 70 yaşlarındaki durumla- BİR SABAH GLLEREK UYAN— Necati Cumalı'nın "Bir Sabah Gülerek Uyan" adlı o>unu, İs- tanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde. Ovunda Doğan Baıli, Haİe Akınlı. Avtaç Yörükaslan. Alev Gürzap, Aslan Altın, Bilkav Tekben ve Suphi Tekniker rol alıvorlar. rını, yaşadıklarını anlatıyor oyunda. Necati Cumalı, "Ahmetle- rim"de "kadını aşağıladığı" yo- lundaki bazı eleştirileri anlama- dığını belirtiyor. "Bugiine ka- dar yazdıklanmın eksenini ka- dın oluşturur" diyor. "Mine'- de, Zeliş'te, Aşk da Gezer'de... Bütün kadın tiplerim olumlu kahramanlardır. Yazdıkianmda kadın saygındır, hep kişiliği var- dır. Bugune kadar >azdıklanm- la bunu kanıtlamış bir yazar ol- duğumu sanıyorum. Sozgelimi, 'Kadın kendini erkekle tamam- lar' demekle ne çıkar? Erkek de kendini kadınla tamamlar..." "Ahmetlerim"de, Serpil Ta- mur'un "olağanustu başarı"sı- nın yanı sıra yönetmen Kenan Işık'ın da "olaganüstü basansı" olduğu kanısında Cumalı. Ti- yatromuzun kırk yılhk yazarı, yapıtlarının sahnelenmesine ar- tık eskisi gibi bakmıyor. Oyun- Iannın saptınlmaması koşuluyla yönetmenlerin yaratma özgur- lüklerini kulianmalarını olağan karşılıyor. Kenan Işık'ın "Ah- metlerinT'e değişik bir yorum getirmesini de bu yüzden mem- nunlukla karşılıyor. "Biz oyun yazarlan bir tür konfeksiyoncuyuz" diyor Cu- malı. "Ama bir oyun, üzerine yakıştırmasını biiende iyi durur. Tamur ve Isık oyunu yakıstırdı- lar kendılerine. Bu tür yorum- lar tiyatroyu zenginleştirir. Işık, benim 3 sahnede anlattığımı ba- zı kısaltmalarta, ama özüne do- kunmadan tek perdede gerçek- leştirdi. Bu yonetmenin bir >o- rumudur. Oyunun kendisine sagladığı bir olanaktan yarar- lanmasıdır..." 2 Aralık 1990, Namık Ke- mal'in 150. doğum yıldönumu. Cumalı'nın Namık Kemal'i iş- lediği "Vatan Diye Diye"sini Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Mahir Canova sahneye koydu. Canova'nın Cumalı'dan sahne- lediği 6. oyun olan "Vatan Di- ye Diye"de Namık Kemal'i, da- ha once Cumalı'nın "Nalın- lar"ında da oynamış olan Mümtaz Sevinç canlandırıyor. Tarihimizle gereğince ilgılen- mediğimizi belırten Cumalı, Na- mık Kemal'e büyük saygı duy- duğunu, çunkü Namık Kemal'- in cok- -ftsılmftkJa hirltktff doflf~ minin Türk edebiyatında önemli biri olmakla kalmadığını, top- lumsal açıdan da büyuk önem taşıdığını vurguluyor. Namık Kemal'in belki de Mustafa Ke- mal'in öncülerinden olduğunu söyleyen Cumalı, Avrupa'nın edebi ve siyasi temsilcilerinin bi- ze Namık Kemal'le yansıdığını, zamanın gençlik ve basın hare- ketlerinde hep Namık Kemal'- in görüldüğünü belirtiyor: "Onun hayatı, bizde 19. yüzyı- lın ikinci yansı demektir. Bu adamı tanımamız gerek. Onunla ilgili 10 bin sayfayı aşkın kitap okudum. 'Vatan Diye Diye'yi belgelere dayanarak yazdım..." "Bir Sabah Gülerek Uyan", 1985'te Ankara Devlet Tiyatro- su'nda oynanmıştı. 15 yıl önce Ankara'da Ümit Sergen'in oy- nadığı Suna'yı bu kez İstanbul Şehir Tiyatroları'nda Alev Gür- zap oynuyor. Ergin Gürman'ın yönettiği "Bir Sabah Gülerek Uyan", hayatınm ortasında dul kalan bir kadını anlatıyor. Oyun, özyaşamöyküsel özellik- ler de taşıyor. "Bir Sabah Gü- lerek Uyan"da kendinden 10 yaş büyük bir kadını seven şai- rin kendisi olduğunu öğreniyo- ruz Necati Cumalı'dan. Cumalı, onceden okunmadan seyredilen oyunlarla birçok noktanın gözden kaçabileceğini belirtiyor. Bir oyuna okuyarak gelinmesi gerektiğini savunuyor: "Hatta yalmzca eleştırmen de- gil, seyirci de okuyarak gelme- li. Fransa'da oyunlar kitap ola- rak da basılır. Seyirci onlan okur. Oyun sırasında aktör ro- lünu allayabilir. dikkatiniz baş- ka yere kayabilir. Sahneden ko- pabilirsiniz. Oyunun metni hak- kında tam bilginiz yoksa onu nasıl değerlendirebilirsiniz?" Viyana'da dev arşiv • Kültür Servisi — Avusturya yazınına çeşitli açılardan merkez olabilecek yeni bir kurum geçen ay Viyana'da "Literaturhaus" (Yazıevi) adı altında cahşmaya başladı. 1500 nv'lik bir alanda oluştunılan halka açık kitaphk, Avusturya yazmı üzerine en buyük belgesel arşivi banndırıyor. Kurumun başlıca amacı Avusturya yazımnın tanıtılmasına yönelik çalışmalar yapmak, yazarlar ve çevirmenlere damşmanlık hizmeti sunmak. Fotograf sergisi • İSTANBUL (AA) — Bayer llaç firmasının SM Grubu'nca düzenlenen, "Çevre ve Sağlık" konulu fotograf yanşmasında, dereceye giren çahşmalann yer aldığı sergi, Galleria'da açıldı. Şirketin SM Grubu'nca, "Aspirin" adına düzenlenen yanşmada, başarı ödüllerini, "Dia PozitiP'te Birol Üzmez, "Renkli Baskı"da Cengiz Akduman ve "Siyah-Beyaz" baskıda da Mustafa Kocabaşı kazanmıştı. Toplam 42 eserin yer aldığı sergi, 17 kasıma kadar, 10.00-22.00 saatleri arasında açık kalacak. Mtizeye bagış • ANAMUR (AA) — lçel'in Anamur ilçesinde, Polet Leyla Tuncer adlı Belçika asıllı Türk gelini, eşinin ailesi tarafından kendisine çeyiz hediyesi olarak verilen 14 parça etnografik eseri Anamur müzesine bağışladı. Edinilen bilgiye göre eserlerin Osmanlı dönemine ait olduğu belirlendi. Anamur Muzesi Müdürü Ali Ekinci, bağışlanan masa saati, fener, elbise, cepken, çarşaf, ipek ve ipek kadife kumaşlardan oluşan kemha ve serenk örneklerinin, müzedeki etnografik eser koleksiyonunu daha da zenginleştirdiğini söyledi. UGUN • Anday'ın okuma günü Melih Cevdet Anday, Atatürk Kitaphğı'nda saat 16.00'da kitaplanndan bölumler ve şiirler okuyacak. Program ,, yöneticisi Atilla Birkiye. • Arkeoloji konferansı Prof. Dr. Leskov Alexander'ın "Kuzeybatı Kafkasya'da Yapılan Son Araştırmalar ve Kazı Sonuçlan" konulu konferansı saat 15.00'te Arkeoloji Müzesi'nde. • \ten Gogh söyleşisi Feryal Irez'in "Van Gogh Üzerine Bazı Düşünceler" konulu söyleşisi saat 17.30'da Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvan'nda. BILSAK1 TA BUGÜN 13 Kasım Salı: 19.00 Ncrcyc Kadar Eroiizm, Ncrcdcn Sonra Pomografi ? Mçhmet YILMAZ, Nur SÜRER, Güvcn TURAN 19.00 Sanat Escrinin Anlamı, Yorumu vc Dcğcrlcndirilmcsi: "Ccnncttc Cinayct Filminin Yorumu" Erol COŞKUNER Ta'i Chi Chu'an Hareketli Meditasyon İlhan GÜNGÖREN (Hcr Sa. 14.00-20.00) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5Kat) 12.00-18.00 Hcavy Mcial 18.00-24.00 Rock Kramp'tan Nczih Doğan BİLSAK, Sırasclvilcr Cad., Sogancı Sok.7 CtHANGlR 143 28 79-99 tlan olunur. Basın: 3&410 HERMANN MAYR PIYANOLAR Hermann Mayr piyanolar kampanyosına nasıl katılacaksınız ? Seçtığınız ûrünû, taksıt saysnı ve ödeme bıçımini Katılma Formu'nda ışaetteyın Peşjnah B£KO Fıc. A.Ş.'rnn T. iş Bankas Beyoğlu Şubeandeki 1262500 nolu hesabna havale edn. Eksiksiz olaak doldurduğuıuz Katılma Fornıu ile banka makbuzunun aslını Beko Ticaret A.Ş. Isffldal Caddes No 349 Beyoğlu 80520 istanbul 1 adresıne taohhütiü olorak en geç 30 Kasm tarhne kadar göndermiz !ekr*Ûee*te(i 1/4 OMav DeımÇopıoe. Etcto ModemP li(W&l«cm KkBk P 12Qıeix1*ıcm. Genel Satıcı BekoTkaretJLŞ. Dıledığınız ürunu seçır tabloaokı odeme &çırrımn yonınaokı kutuyu <x) ile ışaretieyın Adrız Soyadnz Telefon Ûrünün tesüminı ıst&ağinız adres Şehir ...PostaKodu ... Ürunu atmak isfedkjlnc BEKO Vetolı Satıcıa Isfanbıi sîıktol Cadaesı No 34^ Sevog'j ıstonbut 'el '52 49 00(7Hot)Tele)t ?ı!522 Şışlı Te M62I f) IHT*- 1820 00 Ankaro 11731 25 Adana 28 02 65 Başvurunuz bıze ulaşrığıncla. btlgısavarda ûeğeriendıntecek ve gefekH bllgıyi İçeren mektup adresınıze en kısa sûrede gönderılecektir Bu kampanya T C Merkez Bankası nın ilgili teblığıne uygun otorak yûrütûlmektedir Fıyatiara % 11 KDV dahıldır Tesiım sıiresınce KDV cx-an(anndakı degışmeler ftyatiara yansıMocaktır Tüm nakHyeler alıcıya aıttır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear