25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
< 13 KASIM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 İsrail * yumuşadı • KUDÜS (AA) — İsrail Dışişleri Bakanı David • Levy, ABD'nin Birleşmiş Milletler'de Filistinliler'in ., öldürüldüğü Doğu Kudüs .. olaylarıyla ilgili tartışmalara son verilmesi yolunda çaba harcayacağına dair söz .; vennesinden sonra, ülkesinin BM'den sadece bir terasilciyi kabul . edeceğini söyledi. İsrail radyosunun dünkü haberinde, Levy'nin söz konusu karan, parlamentoda dışişleri ve savunma komitesinin kapalı oturumu sırasında '• açıkladığı bildirildi. İsrail, BM'nin Doğu Kudüs olaylarıyla ilgili kınamasını reddetmiş ve bu olaylan soruşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler'in heyet göndermesini de kabul etmemişti. Kimyasal silahlar • BRISBANE (AA) — Avustralya'mn Brisbane kentinde düzenlenen ,. uluslararası bir kolokyumda, kimyasal silahlan yok etme görevinin herkesten önce bu silahlan üreten ülkelere düştüğü vurgulandı. Asya ve Pasifik ' ülkelerinden delegelerin katıldığı kolokyumda söz alan bazı temsilcüer, Cenevre'de görüşülmekte ' olan kimyasal siiahlann toptan yok edilmesine yönelik uluslararası sözleşmeyi ülkeleri imzalamadan önce üretici ülkelere ellerindeki silahlan " ve üretim tesislerini tümüyle yok etme zorunluluğu getirilmesini i' istediler. Lübnan : duruluyor r • BEYRUT (AA) — '' Lübnan'da, Dürzi lider " Velid Canbolat r önderliğindeki Ilerici "* Sosyalist Parti'ye bağlı milislerin ağır silahlannın, Beyrut çevresinden geri ' çekilmesinin tamamlandığı " bildirildi. Ifokovas'tan açıklama • ATtNA (AA) — Amerika ve Kanada Başpiskoposu Yakovas, Atina'da son günlerde ortaya atılan, Türkiye'nin kendisini yeniden vatandaşlığa kabul edeceği yolundaki iddialar hakkında bir bilgisi bulunmadığını söyledi. Yakovas, dün Atina'da düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Türgut özal'ın yine TC vatandaşlığına kabul edilmesini sağlayacağına ^ilişkin iddialarla ilgili bir sonıyu cevaplandırırken "Benim bu konuda bir bilgim yok" dedi. ABD casusu idam edildi • LEFKOŞA (AA) — Iran'da, ABD hesabma çalışan bir casusun idam edildiği ve Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) hesabına çalışan bir casusluk şebekesinin de çökertildiği bildirildi. İran haber ajansı İRNA'nın bildirdiğine göre Tahran askeri savcısı Hocatülislam Muhammed Niyazi, dün yaptığı açıklamada, casusluk şebekesinin, İran silahlı kuvvetleriyle ilgili bilgileri Washington'a ilettiğini söyledi. Niyazi, idam edilen casus Said Muhammed Ali Şahbukari'nin, "Bir komşu ülke vatandaşı" olduğunu belirterek Şahbukari'nin önce askeri mahkemede yargılanıp ölüm cezasına çarptmldığını ve bunun yüksek mahkeme tarafından da onaylandığını bildirdi. Sınır anlaşması • BONN (AA) — Almanya ve Polonya, çarşamba günü sınır anlaşması imzalayacaklar. Almanya Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher ile Polonya Dışişleri Bakanı Krzysztof Skubiszewski'nin Varşova'da imzalayacakları anlaşma, geçen hafta iki ülkenin başbakanları arasında kararlaştınlmıştı. İki lider ortak komisyonlar kurulmasına karar verdiler Gorbiieltsin dîyaloğuKurulaçak ortak komisyonlar, Rusya Federasyonu ile merkezi hükümetin karşılıklı sorumluluk ve haklarını belirleyecek. Sovyet resmi haber ajansı TASS, anlaşmayı "Yeltsin'in boyun eğmesi" şeklinde tanımladı. MOSKOVA (Ajanslar) — SSCB'nin en büyük cumhuriyeti Rusya Federasyo- nu'nun Devlet Başkanı Boris Yeltsin, önceki gün Başkan Mihail Gorbaçov'la yaptığı göruşmede, yeni birlik sözleşmesi çerçevesinde, Rusya Federasyonu'yla merkezi hükümetin sorumluluk ve hak- lannı belirlemek üzere bir dizi "ortak komisyonlar" kurulmasına karar ver- diklerini söyledi. Yeltsin, Rusya Federasyonu'nun ye- ni anayasasını belirlemeye çalışan Rus- ya Parlamentosu'nun anayasa komite- sinde dün yaptığı açıklamada, kurulacak ortak komisyonlann, yeni birlik sözleş- mesi imzaya hazır hale getirilmeden, Rusya'yla SSCB'nin merkezi yönetimin işlevlerinin aynştınlmasını sağlayacak belgeleri hazırlayacaklarını bildirdi. Rusya liderinin açıklamasına göre, oluşturulacak ortak komisyonlar, ban- kacılıktan ülkenin petrol, altın ve elmas ihracatına kadar hemen tüm ekonomik alanlarda, Rusya Federasyonu'nun hak- larının ve sorumluluklannın ne kadan- nı merkeze devredeceğini "hukuki belgelere" dökerek işbölümünün yasal temelini hazırlayacaklar. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov ve Rusya lideri Yeltsin, geçen ağustos ayjn- da, ülkede piyasa ekonomisine geçış planlarını formüle etmek üzere ortak bir komisyon kurmuşlar, ancak Gorbaçov'- un danışmanı Stanislav Şats£in başkan- lığındaki bu komisyonun hazırladığı plan, sonuçta rafa kaldınlmış ve ekono- mik reform için hükümetin hazırladığı plana dayanan politika benimsenmişti. Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin, Gorbaçov görüşmesinden son- ra yaptığı açıklamada, Kremlin yöneti- mine sert bir dille çattı. Yeltsin, Rusya Parlamentosu'nun anayasa komitesinde dün yaptığı konuşmada, Gorbaçov ve Rijkov'u, Rusya Federasyonu'na baskı uygulamaya çalışmakla suçladı. Gorba- çov'un, Rusya yönetiminin önce yeni birlik sözleşmesini imçalamasını, anlaş- mazlıkların daha sonra çözülmesi için baskı yaptığını söyleyen Yeltsin, böyle- likle Rusya'nın söz hakkının elinden Sovyetler Birliği'nde 15 Cumhuriyette huzursuzluk hızla artıyor Ekonomik retormlar. sıkı sınır kontrollenyte korunuyor LETMTA Letonya asıllılara vatandaşlık belgeten dağıtılıyor ÜTVJWYA I Kremiın ile görüşmeler yapılması gündemde I afYumm Çemobil kazasının kurbanı NOUMVYft Mıllıyetcıler, daha 32 mılhyetp oıanlara CKaıapdırıyor Durgunluk dönemının anJndm toparianmaya çaltşıyor JKA2AKİSTAI | Başlıca sorunu çevre turlılıjı ımentoda çoğunluğu ayrılıkcılaı ele geçırdı iç savaşa sûrûktenmemek ıpn çabalar görtilûyor AZEflSAVCAM MtMiyetçı hareket tankıarla bastın'dı 1 W8YA Doğal kaynaklarma sahıp çıkmaya başladı Dogu sıhrya ve Başkırya gıbı bölgeler sırayla egemenlıklennı ilan ettıler Islam Kenmov ondertıöınde baskanlık yön IM6KİSTAJ» Oş bolgesındekı çatışmalardan sonra sakın Islamı uyanış başgostenyor TÜmnaiSTAN Komünıs 1 aday Saparmurat Nıyazov devlet . başkantyjına secildı Kaynak The Independent KABUSU EtııikbıuıalımDış Haberler Servisi — Başkan Gorba- çov'un yakın danışmanlanndan Alexander Yakovlev, bir açıklamasında. "Gorbaçov 1985 te iktidara geldiğinde etnik sorunun bu denli ciddi olduğunu bilmiyordu" de- mişti: The Independent gazetesi, bu yargının doğru olduğunu belirtiyor. Gazeteyegöre bugün Gorbaçov sorunun ciddiyetini an- lamıştı. The Independent Gorbaçov'un bir noktayı daha anladığını belirtiyor: Sovyet lideri 15 cumhuriyeti bir arada tulmanın tek yolunun, bu imparatorluğu gonüllü bir ortak pazara dönüşlürmek olduğunu da anlamıştı. Ancak 15 cumhuriyetten kaçı böyle bir birliği kabul eder? Birlik anlaşmasını Baltık cumhuriyetle- rinin imzalaması beklenmiyor. Diğer 13 cumhuriyetin atacakları adımın Rusya Fe- derasyonu'nun kararına bağlı olduğu be- lirtilirken Orta Asya'daki cumhuriyetlerin ekonomik yetersizliklerinden dolayı birlik- ten ayn bir yol izleyemeyeceği kaydedili- yordu. The Independent, Mihail Gorbaçov'un dev birliği ortak pazar oluşturarak bir ara- da tutma çabalarının Baltık cumhuriyet- lerini etkilemeyeceğine kesin gözüyle ba- kıyor. Litvanya, Estonya ve Letonya cum- huriyetleri, 1940 yılında yitirdikleri bağım- sızhklarını ısrarla geri isteyecekler ve yeni Birlik Anlaşması'nı imzalamayacaklar. Milliyetçilerin çoğunlukta olduğu Lit- vanya Parlamentosu mart ayında bağım- sızlığını ilan-etti. Letonya ve Estonya aynı hızla ilerleme- seler bile hedeflerinin bağınısızlıldannı geri almak olduğundan kimsenin kuşkusu yok. Estonya da bağımsız bir devletmiş gibi davranıyor. Tüm dikkatler ekonomik po- litikalar üzerinde yoğunlaşıyor. tlk önce, piyasa ekonomisine yönelik olarak fiyat- lar arttınldı. Ardından, birliğin ekonomik sorunlanndan korunmak amacıyla sınır- larda gümrük uygulaması başlatıldı. Le- tonya'da hâlâ Sovyet birliklerinin cumhu- riyet topraklannı terk etmesi için mücadele veriliyor. • Rusya Cumhuriyeti ekonomik bağımsız- lığını ve doğal kaynakları üzerindeki hâ- kimiyetini ilan ettikten sonra geçen gün- lerde de Moskova'nın benimsediğinden çok daha hızlı ve radikal bir reform pake- tini uygulamaya koydu. '500 Gün' isimli bu ekonomik paket, cumhuriyette piyasa ekonomisine geçiş düzenini ayarlıyor. • Mihail Gorbaçov'un petrol kaynaklann- dan dolayı Rusya Cumhuriyeti'ni kolay fe- da edemeyeceği belirtiliyor. Aynı şeyin bir- liğin ekmek kapısı (bread-basket) olan Uk- rayna Cumhuriyeti için de geçerli olduğu kaydediliyor. Glasnost politikasına başlar- da oldukça direnen bu cumhuriyette, öğ- rencilertn gösterileri sonucu ekonomik ve politik bağmısızlığını amaçlayan reform paketi onaylandı. • Moldavya'nın yeni birlik yasasına yak- laşırru, cumhuriyetteki etnik sorunlan çöz- mesine bağlı. Bu sorunu Moskova'nın yar- dımıyla çozduğü takdirde, anlaşmayı onay- lamaya sıcak bakabilir. Aksi takdirde Ro- manya ile yakınlaşmaya çahşacaktır. • Azerbaycan Cumhuriyeti'nde bağımsız- Iık isteği güçlü olarak dile getirildiyse de seçknlerde parlamentoda çoğunluğu ko- münistler elde etti. • Ekonomik güçleri olmayan beş Orta As- ya cumhuriyeti egemenliklerini ilan ederek Moskova'ya karşı duyduklan memnuni- yetsizliklerini belirttilerse de yeni Sovyet- ler Birliği içinde yer alacaklarından kimse kuşku duymuyor. • Moskova tarafından Dağiık Karabağ kö- nusunda 'ihanete' uğradığına inanan Er- menistan'la komünistlerin muhalefete düş- tuğu Gürcistan, gerçi bağımsızlık istiyor- lar, ama ekonomik bakımdan yazgılarının Rusya'ya bağlı olduğunu da biliyorlar. alınmak istendiğini savundu. "Ancak böyle bir şeye izin veremezdik ve verme- dik de" diyen Rusya lideri, kurulacak olan ortak komisyonlann, birlik sözleş- mesi imzalanmadan önce çalışmalarını tamamlayacağını söyledi. Gorbaçov ile Yeltsin arasında varılan anlaşma, Moskova'da olumlu karşdan- dı. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS, anlaşmayı 'Yeltsin'in boyun eğmesi' şek- linde tanımlayarak, "Yeltsin, Gorba- çov'un onayı olmadan hiçbir reformu uygulamaya koyamayacağını fark edi- verdi ve uzlaşmaya razı oldu" dedi. Gorbaçov ile Yeltsin, geçen ağustos ayında da ülkede piyasa ekonomisine ge- çiş planlannı formüle etmek üzere ortak bir komisyon kurmuşlar, ancak Gorba- çov'un danışmanı Stanislav Şatalin baş- kanlığındaki bu komisyonun hazırladı- ğı plan, daha sonra rafa kaldınlmıştı. AKKUM Moskovaldan Ankara'ya olumlu sinyaller SSCB'nin, Kafkasya'daki paramiliter güçlerin elindeki ağır silahların denetim şemsiyesi altına alınması yönünde bazı adımlar attığı bildiriliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Ankara, Sovyetler Bir- liği'ne ait yarı askeri kuvvetle- rin elindeki ağır siiahlann 19 ka- sımda Paris'te imzalanacak Av- rupa'da Konvansiyonel Kuvvet Antlaşması kapsamına dahil edilmesi için diplomatik girişim- lerini sürdürüyor. Yelkililerden edinilen bilgiye göre AKK Ant- laşması'nın aksamasında bir çı- kan olmayan Moskova, bu ko- nuda tümüyle olumsuz bir tu- tum içinde değil. Bu çerçevede 'adım adım' da olsa söz konu- sü kuvvetlerin elindeki ağır si- iahlann denetim şemsiyesi altı- na alınması yönünde bazı iler- lemelerin kaydedildiği belirtili- yor. Ancak atılan adımlann Türkiye'nin endişelerini tama- miyle ortadan kaidıracak düze- ye henüz gelmediği de kaydedi- liyor. Yetkililer, AKK Antlaşması kapsamındaki silah kategorile- ri için saptanacak tavanlar da- hilinde yan askeri kuvvetlere transferler yapılmasmın bir sa- kınca doğurmadığmı belirtiyor- lar. Türkiye'nin asıl kaygısının, yan askeri kuvvetlerin, sapta- nan tavanların aşılması ve böy- lece dolaylı ihlale gidihnesi için bir yol olarak kullanılabilece- ğinden kaynaklanıyor. Bu nedenle Türkiye, başta zırhh piyade muharebe araçlan sınıfı olmak üzere söz konusu kuvvetlerin elindeki ağır siiah- lann sayıma ve denetime tabi tutulmasında ısrarlı davranıyor. Yetküiler, bu kaygıların sade- ce Türkiye'de değ^l Viyana'da sürcn AKK müzakerelerine ka- tılan diğer NATO üyesi ülkeler tarafından da paylaşıldığma işa- ret ediyorlar. FRANSA 6 1990 kuşağı' sesini yükseltiyor Paris'te dün ülkenin dört bir yanından gelen lise öğrencileri, 'daha iyi eğitim koşulları' isteğiyle büyük bir gösteri düzenledi. SABETAY VAROL P ARİS — Fransız liseli genç- lerinin her yeni gösterisi bir ön- cekinden daha görkemli. Baş- kent Paris ve taşra kentlerinde 200 bini aşkın kişi gösterilere katıldı. Ancak dünkü gösteriler- de, küçük bir grup mağazalara saldırdı. Birçok otomobil ateşe verildi. Dükkânlar yağmalandı. Polis hortumla su sıkarak ve gözyaşartıcı bombalar kullana- rak bu grubu dağıtmaya çalış- tı. Yağmalama olaylan geç sa- atlere kadar sürdü. Yürüyüşü düzenleyen komi- te, küçük saldırgan grupla öğ- renciler arasında ilişki olmadı- ğını belirtti. Aşırı grubun saldı- rılannı devam ettirmesi yüzün- den koordinasyon komitesi yü- rüyüşü, bitim yerine varmadan sona erdirdi. Ote yandan Cum- hurbaşkanı Mitterrand ile Eği- tim Bakanı Lionel Jospin öğren- cilerden oluşan birer heyeti ka- bul etti. Bakan Jospin, önumüz- deki günlerde bir "acil eylem planı"mn yürürlüğe konacağı- nı açıkladı. Bazı tahminlerin aksine, son haftalarda yükselen protesto dalgası sayısal açıdan dün tam anlamıyla zirveye ulaştı. Ülke- nin dört bir yanından gelen on POLtS DE DESTEKIİYOR — Fransada liseli gençligin eylemleri tüm ülkede ses buluyor. (Fotoğraf: AFP) binlerce genç başkent Paris'te buluşarak "daha iyi eğitim koşulları" talep etti. "Bastille Mevdanı'yla, Champs Elysees Caddesi'nin girişi arasında cere- yan eden gösterinin güvenliği, gayri resmi olarak ülkenin en büyük ve sol eğilimli polis sen- dikası FASP (Otonom Polis Fe- derasyonu) üyelerince sağlandı. Ancak sendika üyeleri saldırgan grubun "kararlılığı" karşısında etkili olamadı. Öğretmen sendi- kal kuruluşlan ve veli dernekleri de taraftarlannı gösterilere gön- dererek liseli gençlere destek sağladı. Demiryolları şirketi "SNCF", taşradan Paris'e ge- lecek öğrencilere yüzde 60 indi- rim uyguladı. Öğrenci hareketi Fransa'da geniş çevrelerce benimseniyor. Geçen haftalarda meydana ge- len gösterilerde, küçük fakat or- ganize bir vurucu grubun, yağ- malama ve polisle çatışma yol- larını seçmesi, gençleri bu kez daha dikkatli olmaya sevk etti. Gözlemciler, öğrencilerin büyük gösteri düzenleme konusunda son derece deneyimsiz olduğu- na dikkat çekerek, gençlerin bu "vur-kır"cı topluluğa söz geçi- remediğini kaydetti. Bir aydan beri Fransız kamu- oyunu birinci dereceden meşgul eden liseli hareketi, başlangıçta geçici bir kıpırdanma olarak ni- telenmişti. tlk gösteri bir kız öğ- rencinin, Paris banliyösündeki bir lisede ırzına geçilmesinden sonra patlak verdi. Okullarda can güvenliği olmadığını savu- nan gençler, hükümetten bu ko- nuda önlem almasını istedi. Ar- dından yeni istekler geldi. Bina- lann bakımsızlığı, öğretmen ek- sikliği, sınıfların aşırı kalabalık oluşu öğrencilerin şikâyetleri arasında yer alıyor. Ancak tçişleri Bakanı'nın emriyle Paris Emniyet Müdür- lüğu Öğrencilerle polis arasında çatışma olmaması için hayli "dikkatli" davranıyor. Nitekim dünkü gösteride, iktidardaki Sosyalist Parti'ye yakınlığıyla bilinen Polis Sendikal Federas- yonu (FASP), kendi üyelerini si- vil kıyafetlerle öğrenci gösteri- sinde "kolluk kuvveti" rolü oy- namaya çağırdı. tşin ilginci, öğ- renci komiteleri bu isteği kabul etti. Polisle öğrenci arasındaki bu işbirliği, 1990'ların gösteri- leriyle 20 yıl önceki gösterilerin farkını ortaya koymaya yetiyor. DUNYÂDA BUGUN AUSIRMEN Terör Tırmanıyor Bayrampaşa Savcısı Fikret Niyazi Aygün'ün dün sabah öl- dürülmesi, toplumda kaynaşmanın doruk noktasına doğru yüKseldiği sırada terörde yeni bir tırmanmanın işaretlerini ver- miş bulunuyor. ;; Üzerinde hep durduk, sürekli yazdık. Terör hiçbir sorunu çözmez, olsa olsa yeni şiddet olaylarını çağırır ve sonunda demokrasi yara alır veya yok olur. Son terör olayı ise bu gibi girişimlerin sıklaştığı, öte yan- dan kimilerinin Islam için savaş çağrılarında bulunduğu bir döneme rastlıyor ve kurumların çözülmekte olduğu bir sıra- da toplum için tek olayın boyutlannı da aşan ciddi tehlike sin- yalleri veriyor. Bayrampaşa Savcısı Fikret Niyazi Aygün ile Sağmacılar Ha- pishanesi'nin yeni Müdürü Ali Kurt hakkında daha önce sol görüşlü tutuklu ve hükümlülere kötü davranmak, dayak at- mak, açık görüşü engellemek gibi dayranışlar dolayısıyla suç duyurusunda bulunulmuş ve bir kez askeri mahkeme, suç duyurularını gereği yapılması için Eyüp Savcılığı'na gönder- mişti. Ancak şimdiye dek bu başvurular karşısında bir şey yapıl- madı. Yanlış anlaşmaları baştan gidermek için yukarıda belirtti- ğimiz bir noktayı yeniden vurgulamak istiyoruz. Eski MHP eğilimli oldukları söylenen savcı ve cezaevi müdürü hakkın- daki iddiaların doğru olması halinde bile -ki olabilir- terör ey- lemini onaylamaya olanak yoktur. Terör ancak karşı terörü çağrıştırır. Bu gerçek, bireysel ya da örgütlü terör için olduğu kadar devlet terörü için de geçerlidir. Nitekim olayı üstlenen örgü- tün tavrı da budur. Ancak olaylara yaklaşırken bir noktayı da gözden uzak tut- mamak gerek. Türkiye'de toplumun patlama noktasına ge- lecek ölçüde kaynaması ve terörün yeniden tırmanmasında iktidarı ellerinde tutanların büyük, hatta birincil derecede so- rumlulukları vardır. Sorunlann sürekli ertelenmesi ya da hu- kukun kuralları içinde onlara çözüm bulunamaması, feryat- lar karşısında kulakların tıkanması ve sonunda âdeta devlet terörü havası yaratılmasının terörün tırmanmasındaki payını görmezden gelirsek, son olayı da tüm boyutlarıyla kavrama- mış oluruz. Evet, teröre karşıyız ve onun hiçbir sorunu çözemeyece- ğini biliyoruz. Ama Türkiye'de hapishanelerden yükselen fer- yatlar karşısında Kulaklartnı tıkayanlann, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasına seyirci kalanların sorumluluğunu da görmezden gelemeyiz. Bugün belirli mılıtanlann eiine geç- miş olan yalnızca İçişleri Bakanlığı değildir. Adalet Bakanlı- ğı'nda da kimlerin odaklandtğını, ceza ve tutukevlerinde, ki- mi zaman hukuka, insanlığa uygun davranıslara da rastlan- makla birlikte, genelde nasıl uygulamaların yapıldığını Türki- ye'de ve dünyada herkes bıliyor. Öte yandan güvenlik güçlerinin, daha açık bir deyişle po- lis örgütünün nasıl bir durumda olduğunu herkes biliyor. Bu örgütü belirli çevrelerin etkisine sokma çabasında olanlar, bir yandan onun zayrflamasına vc etkisizleşmesine yol açar- ken öte yandan laik olan ile olmayana ayn uygulama yapan bir çifte standardı getirip yerleştirmislerdir. Ve durum o ker- teye gelmiştir ki kimi büyük kentlerab vc özellikle İstanbul- da ciddi, işinin ehli ve akiı başında kişilerin en üst görevlere getirilmeleri bile sorunu tek basına çözmeye yetmez olmuş- tur. Türkiye, bir yandan çarpık kentleşmenin, kentlerdeki kor- san yapılaşmanın, bir yandan belki bu ilk gelişmenin de ana nedeni olan ürettiginden çok üremenin pençesi altındayken 4üm kurumları çürüten, tüm sorunları erteleyen, laik devleti dinamitleyen bir iktidarın sultasında çok tehlikeli bir döne- mece geimiş bulunuyor. Terörün her türlüsü sokaklarda kol geziyor. Kurumlar teker teker çöküyor. Savaş bulutları ufukta yoğunlaşıyor. '•' Anti-laik güçler her gün biraz daha semiriyor. Haneden vurgunları birbirini izliyor Türkiye tehlikeye doğru bütün hızıyla ilertiyor. Birilerınin silkinmesi, kendine gelmesi ve "ben buradayım" demesi gerekiyor. Yoksa felaket kaçınılmazdır. BlRLEŞMlSMtLLETLER Kıhrısiçin kritik haftaRum Yönetimi Ulusal Konseyi, Kıbrıs sorununu BM Genel Kurulu'na götürme konusundaki kesin karannı 17 kasımdaki toplantısında verecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kıbns sorununun ge- leceğini önemli ölçüde belirle- yebilecek nitelikteki Rum hazır- lıklannın kaderi 17 kasımda be- liılenecek. Rum Yönetimi Ulu- sal Konseyi cumartesi günü ya- pacağı özel birleşimde Kıbns sorununu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na götürüp gö- türmeme konusunda kesin ka- rarını verecek. Karar olumlu olursa, Kıbns sorunu büytik olasılıkla 29 kasım günü genel kurulun ilgili bir komisyonun- da ele alınacak. Bu durumda, Kıbns'ta taraflararası diyalo- gun çok uzun süre kopması bekleniyor. Rum yönetiminin genel kurul girişiminden vaz- geçmesi halinde ise BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın son Kıbrıs raporu çerçevesinde Türklerle Rumlann dolaylı te- masları devam edecek. Kıbns Rum yönetiminin 9 kasımda toplanan Ulusal Kon- seyi, Kıbns sorusunun 1983'ten sonra bir kez daha genel kurul gündemine getirmeyi tartıştı. Ancak söz konusu girişimin Batı başkentleri ve BM Genel Sekreterliği'nden destek alma- mış olmasının da etkisiyle bu konudaki karann bir hafta sü- reyle geniş çaph nabız yoklama- sı ve kulis yapıldıktan sonra 17 kasunda alınması kararlaştml- dı. Bu karar, içinde bulunduğu- muz hafta boyunca Kıbns ko- nusunda "diplomasi savaşı"run yoğunlaşmasına yol açacak. Rum yönetiminin gerek New York'ta BM çevrelerinde gerek- se Yunanistan'ın da katkısıyla Batı Avrupa başkentlerinde so- runun genel kurula götürülmesi halinde oluşacak tepkiyi ölç- mek için bir dizi temasta bulu- nacağı öğrenildi. Öte yandan genel kurul giri- şiminin beklenen desteği bul- mamış olması Rum basınına da yansıyor. Rum gazeteleri, BM Genel Sekreteri Perez de Cuel- lar'ın geçen hafta açıklanan Kıbrıs raporunu "Türklere uyan" şeklinde yorumlamakta ısrar ederken sorunun genel ku- rula götürülmesinin sakıncala- nna dikkat çeken yorumlara da yer veriyorlar. Ankara'nın görüşü Kıbns sorununun BM Genel Kurulu'na götürülmesine karşı çıkan ve bu yönde 1983'te ya- pılan girişimin KKTC'nin ku- rulmasına yol açtığını anımsa- tan yetkih' çevreler, sorunun 29 kasunda genel kurulda ele alın- ması halinde "Kıbns'ın bölnn- muşlüğüDÜn devamı yönünde geriye döndürüunesi zor bir adım atdmış olacağını" ifade ediyorlar. Klerides'e tepki Kıbns Rum yönetiminin et- kin siyaset adamlarından Rum Demokratik Partisi (DtSİ) lide- ri Glafkos Klerides'in Yunanis- tan Başbakanı Mitsotakis'ten Kıbns'a bir tümen asker gönde- rilmesini istemesi ise Ankara- da tepki yarattı. Yetkiüler, Kle- rides'in "Hem guvenligimizi arttınr hem pazarlık masasın- da bizi güçlü kılar" diyerek gündeme getirdiği isteği, "ger- çekçilikten uzak vetenUkeii"di- ye yorumladılar. Klerides'in ay- nı isterni daha önce de günde- me getirdiğini anımsatan bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, "Rum yönetiminin adayı hızla silahlandırdığı yönünde bilgiler mevcutken Yunanistan'ın Kıb- ns'a bir tümen asker gönderme- si zaten giiç bir aşamaya girmiş olan çözüm çabalannı yokuşa siirmekten baska soouç vermeyecektir" değerlendinne- sini yaptı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear