25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EKİM 1990 KENTOAŞAM JMHURÎYET/9 Uyum villalarının yıkımına idare mahkemesi izin veriyor, tçişleriBakanlığıyıkana soruşturma açıyor Içişleri Bakanlığıyargıyı dinlemiyor'Hnkııka aykırı' Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, "idari yargının kararı, idari tasarrufla engelleniyor. Bu, hukuka ve anayasaya aykırıdır" diyor. BERAT GÜNÇIKAN Yıkımlan tçişleri Bakanı Ab- dülkadir Aksu'nun emriyle "geçici" olarak durdurulan Uyum vilialan hem vılla sahip- leri, hera belediye yonetimi için sorun olmayı sürdüruyor. Ba- kanlığın, "usulsuz yıkım yaptıklan" gerekçesiyle hakla- nnda soruşturma açtığı Ana- kent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, Genel Sekreter Akv Coşkun, encümen üyeleri, Bo- ğaziçi Imar Mudürluğü'nün es- ki ve bugünku görevlileri savun- malanru hazırladılar. Haklann- da soruşturma açılmasını, "Yandaşlannın binalannı kur- tarmak için bulunmuş yön- tem" olarak tanımla>an Ana- kent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, "İdari yargının kararı, idari tasarrufla engelleniyor. Bu bukuka ve anayasaya ajkındır" dedi. Savunmasında Uyum vil- lalanyla ilgili alınan kararlann tümUnün yasalara uygun oldu- ğunu vurgulayan Anakent Bele- diyesi tmar Daire Başkanı Meh- met Yıldız ise, "bazı güçler"in ne inşaat sahibinden ne de mu- teahhitten hesap sorduğunu be- lirterek, "hesabın kamu görev- lilerinden sorulmasım" eleştir- di. 1985 yümda, 3194 sayılı Imar Yasası'na uç madde eklenerek, yapı yasağı olan Boğaziçi öngo- rünümündeki beş bin metreka- renin üzerindeki koru ve yeşil alaaların da içinde bulunduğu arsaların yüzde 6'sma iki katlı villa yapımı ızni verilmişti. SHP, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak bu maddelerin ve yasadaki değişikliğin, "Boğaziçi yağmalanmasına" yol açacağı gerekçesiyle ıptalini istemiş, mahkeme de 11 Aralık 1986'da iptal karannı vermişti. Yasa ge- reği Resmi Gazete'de ilan edil- mesi gereken bu iptal kararı dört ay dokuz gun gecikmeyle 18 Nisan 1987 günü yayımlan- mış, bu arada Anayasa Mahke- mesi'nin iptal karanna kadar 72 parsel için Boğaziçi ön görtınü- münde inşaat ruhsatı alınırken, karann Resmi Gazete'de yayım- lanarak yürürlüğe girdiği gecik- meli süre içinde 1047 ruhsat ta- lebi olmuştu. Son günde inşaat ruhsatı alanlann sayısı ise 120 olarak belirienmişti. Toplam 139 villadan 62'si tü- müyle, 6'sının da aykın kısım- ları yıkılan Uyum Yapı Koope- ratifi'nin girişimleri sonucunda İçişleri Bakanlığı "Delillerin kaybolacagı" gerekçesiyle yı- kımların durdurulması kararı BARIŞ KARİKATÜRLERİ, BELEDİYE KARİKATÜR VE MİZAH MÜZESİ'NDE Çizgilerle 'Barış'Kültttr Servisi — lstanbul Buyukşehır Belediyesi Karikatür ve Mizah Muzesi'nde dun "Banş" konulu bir karikatür sergısı açıldı. Muze ile Istanbut Büyükşehir Belediyesi Kultur Işleri Daire Başkanlığı'nın ortak çalışması sonucunda hazırlanan ve Nurettin Sözen tarafından açılan sergide Korfez krizini konu alan karikatürlere ağırlık verildi. Sergi 31 ekıme kadar sürecek. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) Galeri • Atölye / ' PERA • 146 97 38 • 132 64 26 Artık . ŞişlPde de Çid1 ÇXLG\^*T w^ı-rıM BAKANLIĞI Döneın lKayrtlarımız *r Açılm'Ş*ır ' FİGURDE DUYARLILIK 5-31 EKIM 1990 RESUL AYTEMÜR N E Ş E E R D O K E R G i N İ N A N KEMAL İSKENDER Ö Z E R K A B A Ş E R O L K I N A L I K A S I M K O Ç A K İ B R A H I M O R S DOĞANPAKSOY BURHANUYGUR *BDİ İPFKÇİ CAD «-I »200 TESUHİVE-İST*NBUL-TIRKEY ,ll - 1« 67 t l (II - 141 *4 <S II) - 147 74 75 F\\ (II 144 «7 61 lanak9 UMTMlfRİSl » NİLAY MESTÇİ KERMEN Resim - Gravur Sergisi 10 Ekim - 27 Eklm Nııpebye Cad. 44,7 EHIer 165 19 35 • 165 32 91 HOBİ sanat «alerisi EREN EYÜBOĞLU BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU Resim Sergisi 4-19 Ekim VaUkona» Cad Pwa| 85 Nt«»nta*ı 148 72 «1 AYŞEGÜL tZER Kolaj-Özgün Baskı 25 Eylül-20 Ekim '90 SOYAK BUyükdere Cad. Noc 38 MecldiyefcSy 175 09 10-20 TOSHIBA ELEKTFOMAK A.Ş.'nin KATKILARIYLA BEDRI RAHMÎ EYÜBOĞLU Resim Sergisi 8 Ekim - 3 Kastm SADBERK HANIM MUZESI Pı>asa Cad 27-29 Buyukdere ist 142 38 13 14-142 03 65 PARÇAU BOHÇA SERGİSİ SEVİM HANIF VE 89-90 GRUBU 7 Ekim-16 Ekim Çarşamba tıanç herçûrı 1000-1700 Düzenleyen SANAT ODASI Nispetiye Aytar Cad. Nil Apt. 24/6 LEVENT 169 80 14 LâlehanTfczkan Resim Seıgisi t 29Ekml09C I1MI8M ,Pazargunlendışında) • Yonça „ Modem Sanat Galerisi - s"-^s Valıkonağı Caddesı No 117'2 Nışantaşı lstanbul ; 2eEwml*W 1100 18.00 Fa&rgunltn dışnia< HalasMısa£Caddes36 HatbıvE lstanbul W 1324717 Resim Sergisi l • G A R A N T l G A L E R I S 1 galeri • atölye M6 9 7 M I 132 64 26 AEDPA AMTekstilbınk Sa Sanal Galerısi VURAL SÜBİLER Resim Sergısı 26 Eylul-15 Ekim Hfisnev Gcrede Cad. 126 Teşviklye 138 12 79 yjiiiu RAMKO 10 - 22 EKİM SANAT MERKEZİ Atıye Sok Yuva Apt 8'2 Tcsvikıye 136 İS BİR KİTAP'IN OLUŞUMU almıştı. tçişleri Bakanı Abdıil- kadir Aksu'nun isteğîvle alınan bu karar üzerine yıkımlar dur- durulmuş, bakanhk müfettisle- rince de villalarla ilgili dosyalar incelemeye alınmıştı. Incelemelerini lamamlayarak bir rapor hazırlayan Mülkiye müfettişleri Ali Üzmez ve Mus- tafa Tam, villalann haksız yere yıkıldığını belırtmis, bunun uze- rine de İçişleri Bakanlığı Ana- kent Belediye Bakanı Nurettin Sözen, Genel Sekreter Alev Coşkun, encumen üyeleri, Bo- ğaziçi Imar Müdürlüğü hakkın- da soruşturma açmış ve savun- malannı istemişti. Müfettişlerin, imar aykınlık- lannın, kısmi yıkımla düzeltil- mesi mumkün villalann tümüy- le yıkılması, yasada temel üstu ruhsat belgesi zorunlu olmama- sına karşın bu ruhsatın bulun- mamasının yıkım nedeni göste- rilmesi ve kayma konusunda ye- terli inceleme ve tespit yapıtma- dığı halde, yıkım sebebi sayma suçlamalarına yanıt veren Ana- kent Belediyesi îmar Daire Baş- kanı Mehmet Yıldız, aldıklan kararlarla devletin yasalannı ve kamu düzenini koruduklarma inandığını açıkladı. Villa sahip- lerinin ve muteahhitlerin uygu- lamalanyla suç işlemelerine kar- şm hesabın kendilerinden sorul- masım eleştiren Yıldız, "Bazı güçler ne inşaat sahibinden ne de muleahhitten besap soru>or. Kendi işlemini yapan kamu gö- revlisinden hesap soruyor. Bizi görev yapmaktan yddıramazlar, geri adım atmayız" diye ko- nuştu. Uyum Vilialan'yla ilgili sa- vunmasmı hazırlayanlardan Anakent Belediye Başkanı Nu- rettin Sözen ise villalarla ilgili Yüksek Denetleme Kurulu, Baş- kanlık Murakabe Kurumu, Yar- gıtay, Bölge İdare Mahkemele- ri'nin kararı olduğunu anımsa- tarak "Yapılan yandaşlannın binalannı kurtarmak için bir yöntemdir" dedi. Tarafsız bilir- kişi raporlarının da vilJalarla il- gili kendi kararlannı doğruladı- ğını belirten Sözen, idari yargı- nın karannın idari tasarnjfun kararlanyla engellendiğini, bu- nun da anayasa ve hukuka ay- kın olduğunu söyledi. Sangazi Mezarlığı'ndaki anma, sıkı govenük önlemleri alUnds yapıldı. (Fotoğraf: Ugur Günyflz) Tıızla ölünüerinin 2. yılı 7 Ekim 1988 günü yasadışı TİKKO örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle öldürülen 4 genç anıldı. isUnbul Habcr Servisi — Tbzla köprüsu altında 7 Ekim 1980 günu yasadışı TİKKO ör- gütu üyesi oldukları gerekçesiyle otomobillen içinde polis tarafın- dan kurşunlanarak öldurulen İs- mail Hakkı Adalı, Fevzi Yalçın, Reba Şen ve Kemal Sogukpuur ikinci ölüm yıldönümlerinde ai- Ieleri ve yakınlannca anıldı. Sa- ngazi mezarhğında jandanna- nın sıkı gıivenlik önlemleri altın- da anmayı gerçekleştiren Adata, Yalçın, Şen ve Sogukpıoar'ın ai- leleri çocuklannın suçsuz yere öldurülduklerini yinelediler. Anma töreninde aileler adına konuşma yapanlar çocuklannın öldürülmesinin yanı sıra son günlerde bilim adamlanna yö- nelik saldınlan da kınadılar. Çocuklannın çiçekli fotoğrafla- nnı taşıyan anneleri "Çocnkla- nnuzın suçu neydi", "Çocukla- nmmn katili devlettir" diye ya- kındılar. Törenden sonra yakla- şık 200 metre slogan atarak yû- rüyen aileler ve yakınlan, jan- darma tarafından üç otobuse bindirilerek mezarhktan uzak- laştınldılar. Adalı, Yalçın, Şen ve Soguk- pmar için geçen yıl yapılan tö- rende polis müdaJıale etmis, çı- kan tartışmadan sonra İsmafl Hakkı Adalı'nın ailesı ile birlikte 20 kişi gözaltına alınmıtı. KONUK YAZAR TEREKLÎ TELEFONLAR • Pofeiadat: 055 • hf»lye:OOO • Jaadana: 056 • bbıta MMûtMji: 527 57 00 • MezarMiarHM*«4i: 172 13 73 -74-75 ve 088 • tSKİ mzx 068 • SA6UK: HOT AC«:077 Safhk MMMOtfc 511 89 18 Carnfep^a T*: 588 48 00 Çapl T»: 525 92 30 HanMn T»: 340 01 00 lUyteHM »mmm: 345 46 80 9* Ettafc 131 22 09 Jtbtm Ikprtaı: 152 43 00 SSK Sautra: 588 44 00 Sannkmtrimr. 132 30 00 SH GtatopK 358 67 60 • TRAFk: Traflk p+ı IM.: 176 24 14 (ist), 356 04 8546 (Kadıköy) M i * Traflk: 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şefıınçi), 314 36 (B Çekmece) • THT: tç Itaaar 573 13 31. INş Mtan 573 04 33, : 574 73 00, 573 35 25 • DDT: Shktd i M p c 527 00 50, HJtoşa tomşmM: 338 30 50 • VAPOI: W Haitan: 526 40 20. 144 42 33, Onriz Yata (Ac«rtt): 145 53 66. 144 25 02. 149 18 96 M z OMiti: 543 05 25 • METHNnUUİ: (Hava tatimım öğrenme) 573 89 80 526 62 74, 150 83 50. Kattty: 348 71 40 • TBt:069 SUJUUZA: 585 19 90-91. 152 10 15, KaftUy: 339 46 48 • $U AIOZA: 522 97 03, 147 51 10, r 333 02 20, •fcnGan. IM.: 145 07 20 (17 hat) • PTT: 011 (Bıiınmeyen mımaralar ve nöbetçı eczane sonra). 021 (anza), •26 (danışma) Safiye Filiz Cenaze töreni yann tstanbul Haber Servisi — Geçirdiği trafik kazası sonu- cu önceki gun ölen ses sanat- çısı Safi>e Filiz'in cenazesi yann toprağa verilecek. Fi- liz'in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa veril- meden önce uzun yıllar çaüş- tığı radyoevine getirilecek. Radyoevinde Filiz için tören düzenlenecek. KlSACA • Okmeydau Sadabat viyaduğu gırişınde bir duğune gidenleri taşıyan 34 FLD 73 plakalı minibüs lastiğinin patlaması sonucu devrildi. Kazada iki kişi yaralandı. • Aksaray Laleli Caddesi 23 numaraü inşaatta asansör boşluğuna düşen kimliği belirlenemeyen bir kişi öldü. • Kapalıçarşı dün Emınonü Belediyesi Temizlik Işçilerince iki saatlik bir çalışma sonucu yıkanarak temiziendi. Çalışmaya belediyenin yanı sıra Kapalıçarşı Derneği yetkilileri de katıldı. • Etninönü Belediyesi ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin ortaklaşa duzenledikleri kan bağışı kampanyası bugün 11.00'de Mısırcarşısı yanmda, Çiçek Pazan'nda başlayacak. Madam ÇELİK GÜLERSOY Yazlan Silivri yakınlanndaki kıyı evin- de oturan dostlanm Av. Yaşar Önol ile ya- zar ve çevirmen eşi Nihal Hanım tatil gün- lerinde uyguladıklan bir programdan soz ettiler, bana: Otomobilleri ile çevre köyle- rini gezerlermiş. Benim pek boş giınum kal- mıyor, ama girenin öyle ya da böyle bir has- talık kaptığını gözlemlediğim için artık ne yazık ki ayağımı bile sokamadığım Kara- deniz'e karşılık ben de bizim yöreleri do- laşayım istedim ve eski, yeni en az 30 yılını bildiğim, Kısırkaya, Yalıköy (Podima) Ru- meli Fenerı gibi çevreleri gezmeye yelten- dim. Gitmemle de dönmem bir oldu. Hemen hepsi tanınmaz hale gelmiş çünku. Tek du- ze beton yapı tipi, bıitün eski şirin evleti si- lip supürmuş. Nereye gitseniz, aynı görün- tü. Üstüne üstlük sokaklar yine bakımsız. Tek ortak yanlan avare tavuklar. Halbuki köyler on beş yirmi yıl öncesi- ne kadar ne tipik ve sevimli tablolar oluş- turuyordu. Evlerin çoğu iki kath olurdu. Alt kat harçla sıvalı ve beyaz kireçle bada- nalı kargir, üstü ahşap ya boyasız ya da açık griye boyalı. Her evin orta yerinde çe- peçevre dolaşan ve kapı üstu ile önündeki avluyu da örten kocaman birer asma, yaz boyu evi zumrut bir kuşakla sarar, güz ge- lince de sık yapraklannın arasından -çoğu mor ve ustu de buğulu- üzüm salkımlarını sallandınrdı. Bir avuca sığmayan bu bere- ketli saikımlann hâlâ küçük pencerelerin çerçevesini fırdolayı donatması yok muy- du, seyrine doyamazdım. Ama bu yazımın asıl konusu, bu evler- den çok insanlan. Onlardan da tanımış ol- duğum biri. Rumeli Feneri'nde aym kalmış tek görü- num olan düz denize bakarken ve dalmış duşünurken aklıma o düştü. Bu koyün bir kızıymış o da. Önü asma çardaklı, bahçeli-bostanlı kutu gibi evlerin- de kuşaklar boyu otururken 1900'lu yılla- nn başında >ine bir yıl hayırsız ve güven- siz dünya, kararmış. O zaman radyo biie yok. Ama îstanbul'a süt ve sebze göturüp dönenler, kahvelerde okunan gazetelerden haberler getirmeye başlamışiar: Yine bir sa- vaş. Hem de bu seferki bütün dunyayı ka- sıp kavuracak cinsten. Savaş dediğin o za- mana değin komşu iki üç millet arasında oiur. Butun dunya nasıl tutuşur? Ama o da olmuş işte. Harp Nâzın Enver Paşa, dostu Almanlara yaranmak için kolları sıvarken ilk yaptığı işlerden biri bu Karadeniz ve de özeUikJe de "müslahkem mevki" Boğaz gi- rişi köylerini boşaltmak olmuş. Çunku ço- ğu da Rum. Köyun deyimi ile hepsine "haydi bakalım" demişler. Ne ev ne ocak ne asma ne çardak! Her biri bir yere sav- rulmuş. Eski IstanbuPun bir geleneği vardı: Zen- gin, hatta ortanın biraz üstu evlerinin hiz- metkârlannın her biri imparatorluğun bir koşesinden gelirdi. Dadılar, çoğunlukla Ege adalarından. Fener'in genç kızının kısme- tine de işte serasker oğlunun konağı duş- müş ve Italyan mürebbiye, Enneni soracı hanım, Bolulu aşçı, Arnavut bahçevanlar- dan oluşan karma bolüğun içinde konağın kızının dadısı olarak yerini alrnış. Kendi yu- vasını sonsuza dek unularak. Kısa süren evliliğinden ona bir oğul ya- digâr kalmıştı: Miltiyadis. İstanbul opera- sında figüran rollere çıkan iyi bir tenor sa- nat çıydı. Fakat annesinin yaşamı oğlunun yer aldığı sahnelerden daha fazla, daha zen- gin bir operaya benziyordu denilebilır. Ben kendisini tanımaya başladığımda dünyada ikinci bir toplu savaşın ilk kıvıl- cımları savrulmaya başlıyordu ve orta yaşlı dadı hanım, bunun üzüntusu içindeydi. Yi- ne kimbilir kaç ocak sönecek, kaç genç kız evinden, bostanından ve de nişanlısından olacaktı. Kendisi kokenini ve gelinlik çağını çok- tan unutmuş ve yeni yaşanuna da ne kadar uysallıkla ve de ama tam başarı ile uymuş- tu: Evinin bembeyaz ve işlemeli patiska per- deleri yerine konakıa üzerı altın gümuş tel- lerle işli ağır kadife perdeler, köyunun ka- tı ot yastıklı ve mınderh divanlan yerine ko- nakta sedef ve fildişi kakma takımlar ve sofralarda tahta kaşıklar yerine aynntıh gü- muş takımlar vardı. O bunların hepsini en iyi biçimde benimsemişti. Çunkü ne de ol- sa çadırdan gelmiyor, yol ve yordam ve köy evinde aynalı dolap, konsol ve gardrob ve envai türlü reçel ve de şurup... nedir bili- yordu. Siyah giysisi önune kolalı beyaz prostelasını ve davet gunlerinde alnının üs- tüne bembeyaz bonesini taktığı zaman Av- rupalı benzerlerini de hiç aratmıyordu. O yüzden Enneni sofracı Avagni "Hanım" iken bu bizimki "Madam Feni" olarak ad- landırılmaya da hak kazanıyordu. Yaz gunleri sıcak öğleden sonralan bü- tün efendiler sağlık uykulannı uyurken o yine durmaz ve hem beylere ve hammlara, hem de konağın çocuklan ile ben komşu evinden arkadaşlarına, ikinci kahvaltüan- nı her gün hiç bıkmadan hazırlardı. Büyük gumüş tepsiye ozenle dizilmiş "porsden" fincanlarda çaylar, sütler, kahveler. Sak- son tabaklarda üzerine tereyağı sürülmüş ekmek dilimlerinin kare kare kesilmiş bi- rimlerinin her birine oturtulmuş kayısı ve- ya vişne reçeli taneleri, kahvaltıdan çok bir resme benzerdi. Zaten çamlaım dallannı yere nazlı nazlı indirdikleri o büyük bah- çede her şey, ama bana inanın okuyucular kı her şey o ışıklar, o ortancalar, o bambu koltuklar ve insanlar, Degas'nın, Renoir'ın empresyonist tablolannın tam bir eşiydi. Ve siz Madam Feni, sonlara doğnı gü- müşleşen saçlannızla bu tablonun o kadar aynlmaz bir figurü idiniz ki! Ben sizi hiç unutmazdım. Bir yılbaşı gecesini üç beş ah- bap beraber geçirirken o küçük cemiyeti- mizde bize öğrettiğiniz "kasap havası" oyununuzdaki güzelliği bile, nasıl unuturum? • Adınıza bir roman yazmayı da ne kadar isterdim bilemezsiniz. Ama ne yazık ki ger- çekten benim bunun için boş zamanım yok. Ve de bize denize girmeyi bile haram kılan bu 20. yy sonunda o kadar kötümserim ki dünyanın da bir romana değecek kadar ar- tık vakti kaldığmı sanmıyoaım. Karade- niz'e uzaktan bakarken size ancak bu kısa mektubu yazmakla yetiniyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear