25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 EKİM 1990 Sosyal Demokraside Birleşmek... 1950-70 döneminin hızh gelişme yıUannda işçi ücretlerinde reel olarak çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu gelişmede, yüzyıhmızın başından itibaren filizlenen ve hızla dünyaya yayılan sosyal demokrasinin katkılan büyük olmuştur. Kuramsal gerçeklerin yazından çıkarılıp yaşama aktanlmasında sosyal demokrat partiler özellikle sanayileşmiş kapitalist ülkelerde hareketin öncülüğünü vapmışlardır. Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL Dünya kapitalizmi, 1970'Ii yıllara Ikinci Dün- ya Savaşı'ndan sonra başlayan görkemli bir eko- nomik gelişmenın ürunlerini paylaşarak geliyor- du. Tarihi akış, kapitalizmin her yeni bunalıma bir gelişme döneminden sonra girdiğini gösteri- yor. Bolluk vegönenç yıllaruu çok kez kıtlık ve se- falet yılları izliyor. Bu acaba neden böyle olu>or? Varlık içinde yokluğu, işsizliği, yoksulluğu yaşa- mak olgusu liberal-kapitalist yapının özilnde var- hğı bilinen bir ikilemden doğuyor. Bu ikilem birikim-böliişüm süreçlerinde gözJeniyor. Biri- kimle bölüşüm birbirinin karşıtı iki süreç. İki- lem bundan doğuyor. Ikilemin çözülmesi belli optimumlarda belli dengelerin kurulmasıyla ger- çekleşebilryor. Liberal kapitalizm bu dügümü çö- zemiyor. Neden? Kapitalist sistemde hakça ol- mayan gelir bolüşümünden söz edilince, yaratı- lan artıdeğerin, onu yaratan emekle sermaye ara- sında bölüşülmesinden kaynaklanan sorun an- laşılıyor. Artıdeğerin tümünün emekçiye bırakıl- ması, birikim kaynağımn kunıtulması, ekonomik büyümenin durmasıyla sonuçlanıyor. Artıde- jerin tûmünün sermayeye aktanlması, uretilen- den emekçinin eüne ancak emeğin maddi varb- gını koruyacak, yeniden ûretimine olanak sağ- layacak kadar gelirin geçraesi demek oluyor. Bu durumda artan ürünü kim talep edecektir? Üre- tilen mal ve hizmetlere karşı talebin olmaması, üretimin durması, ekonomik büyümenin ortadan kalkması demektir. tki karşıt süreç aynı sonucu doğuruyor. Ekonomik büyilme duruyor. Buna- lım başlıyor. 1929'da patlayan göreli olarak kısa süren fa- kat benzerine rastlanmayan büyüklükte çökün- tü ve bezginük yaratan dünya bunalımı, talep ye- tersizliği ile açıklanmıstır. Bu açıklama artıde- ğerin dengesiz bir biçdmde sermayeye kaydınlmış olmasını irdeliyor. Birikimle bölüşüm arasında- ki zorunlu dengelerin bozulması dünya ekono- misinde acı günlerin ve dramatik olaylann ya- şanmasma neden oluyor. 1929 bımalımına yol açan ve artıdeğerin den- gesiz bölüşümüyle açıklanan olaylann arkasın- daki nedenleri araştıran ünlü Ingiliz iktisatçısı J.M. Keynes, büyük düşünür Karl Man'ı anım- samadan yapamıyor. Onun ne adından ne de ya- pıtlanndan söz ediyor; ama kafasını kurcalayan sorunlann yanıtlannı Marksist eleştirinin özün- de buluyor. 1930'lu yıllarda gelişmiş sanayi ülkelerinde emekçinin eline ancak emeğin maddi varlığını koruyacak ve yeniden üretimini sağlayacak ka- dar ücret geçtiğini söylemek yanılgılı olur. Ka- pitalist Batı'nın emekçileri bu eşiği çoktan aşmış- lardır. Fakat bolüşümde adaJetsizlik mutlak de- ğil göreli bir olgudur. Bu olgu Marx'ın öğreti- sinde yer alan bir başka sorunu gündeme getir- miştir. Beyinsel emeğin ürünü olan teknolojik geliş- me ile emeğin artan verimliliği acaba hakça bö- lüşülmekte midir? Birikim-bolüşüm dengesi top- lumsaJ optimumlarda tutulabilmekte midir? Bu sorunun varlığını kabul eden Keynes ve onun izleyicileri. söz konusu dengesizliği liberal kapitalizmin gideremeyeceğini görüyorlar ve onun "devlet gözetimine" alınmasını öneriyor- lar. Liberal kapitalizmin devlet gözetimine alındığı yülardattcretler,işgücünün verimliliğine bağlan- mıştır. İşgücünün verimliliğindeki artış oranın- da ücretlerde artış sağlanmıştır. 1950-70 döne- minin hızh gelişme yülannda işçi ücretlerinde reel olarak çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu gelişmede yüzyılımızın başından itibaren filizle- nen ve hızla dünyaya yayılan sosyal demokrasi- nin katkılan büyük olmuştur. Kuramsal gerçei:- lerin yazından çıkanhp yaşama aktanlmasında sosyal demokrat partiler özellikle sanayileşmiş kapitalist ülkelerde hareketin öncülüğünü yap- mışlardır. tdeolojik çizgilerini oluşturan birikim- bölüşüm çelişkisini halk yaranna çözmek, geniş emekçi katmanlann "gönencini" arttınp ekono- mik dinamizmi surdürmek için geliştirdikleri ve uyguladıklan ekonomik ve sosyal politikalarla emekçi sımflann gönlünü ve güvenini kazanmış- lardır. Birçoğu iktidar olmuşlardır. 1970 sonrası Ttirkiye Dünya ekonomisi, 1970*11 yıllara, yeni bir bu- nalımın guniltusüz, yumuşak fakat ürpertici uya- n sesleriyle giriyor. 1950 sonrası gelişmeyi sim- geleyen göstergeler arük yeşil değil, önce san son- ra kırmızı sinyaller vermeye başlıyor. Tıpkı tra- fikte olduğu gibi. ABD, dünya ekonomisindeki görkemli ağırh- ğını kaybediyor. Yatınmlar azahyor. Işsizlik ar- tıyor. Enflasyon tırmanıyor. Durgunluk içinde enflasyon yaşanıyor. Böyle bir olay dünya kapi- tallzminin başına ilk kez geliyor. Uluslararası pa- ra sistemi çöküyor. ABD dış ödemeler bilanço- su büyük açıklar veriyor. ABD Dolan dünya parası olmak kimliğini yi- tiriyor. Bunalımla ilgili çeşitli görüşler ortaya atı- lıyor. Bazılan bunalımı, petrol bunalımma ve pet- rol fiyatlannın hızlı artışına bağlıyor. Bazılan hastalığın kaynağını kapitalist ülkeler arasında- ki işbirliğinin bozulmasında anyor. Kimileri bu- nahma, Avrupa, Japon ve Amerikan ekonomi- leri arasındaki rekabetin bir ürünü olarak bakı- yor. Bir başka grup iktisatçı; bunahmı, liberal kapitalizmin devlet gözetimine alınmasının do- ğal sonucu olarak yonımluyor. Devlet gelirleri- nin ekonomik olmayan alanlara kaydınlmasım, ücretlerin, üretkenliğe bağlamp başlanru alıp git- mesini, emekçi sınıflara akıl almaz ödünler ve- rilmiş olmasını, kaynak transferlerini, subvansi- yonlan, piyasa ekonomisinin doğal işleyişini bo- zan ve bunalımı başlatan temel nedenler olarak gösteriyorlar. Bu söylenenlerin tümü ideolojik bir içerikle yüklii. Dikkat edilirse hiçbiri olayın özü- ne inmek istemiyor. Liberal-kapitalizmin özün- de var olduğunu belirttiğimiz birikim-bölöşttm çelişkisine doğrudan değinmiyor. Oysa olay açık, teknolojik gelişme, birikimtnin yeniden yapıian- masıni zonuün kılıyor. ölçek ekonomilerinden daha büyük ölçülerde yararlanmak, daha çok ve daha ucuza üretmek daha büyük yatınmlan ge- rektiriyor. Bunun için kâr oranlannın yükselmesi, sermayenin değer kazanması gerekiyor. Serma- yenin değer kazanması bu bağlamda emegin de- ğer yrtinnesiyle eş anlamlı oluyor. Kapitalizm ye- niden bir iç hesaplaşmaya gjdiyor. Bu hesaplaş- madan ortaya şu sonuçlar çıkıyor: 1- Liberal kapitalizmin üzerinden devlet göze- timi kaldırılmalıdır. 2- Üretkenüğe bağlı ücret belirlenmesinden vazgeçilmehdir. 3- Uluslararası işbölümü yeniden gözden ge- çirilmelidir Sonuç Uluslararası işbölümününün değerlendirilmesi demek, birikime az gelişmiş ülkelerin katkılan- nın aranması demektir. Katkının sağlanması için yeni bir model hazırlanıyor. Bu modelin her mo- del gibi kullanmayı kabul eden ülkelere önemli pahalar yüklemesi bekleniyor. Model Türkiye^ de on yıldır tartışüıyor ve bölük pörçük uygula- nıyor. Türkiye'nin on yıl içinde ne gibi darbo- ğazlara sokulduğunu artık ilkokul öğrencileri bile biliyor. Türk halkının büyük çoğunluğu ülkeyi bu modelin içine sokanlara ve yönetenkre her fır- satta tepkisini oylanyla gösteriyor. Ülkemizin sosyal demokrat ana muhalefet par- tisi SHP'nin, bir bunahmdan geçtiği biliniyor- du. Kurultaym bunu çözdüğüne inanıyor, sosyal demokratlık işlevinin yerine getirilmesini bek- liyoruz. ARADABIR MEVLÜT KAPLAN Eğitimci Ders Kitapları Sorunu... Bu yıl geçen yıllara oranla ders kitaplarının durumu daha kötü. Her ilde, her kitapçıda "devlet kitapları" sıkıntısı çekil- mektedir. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol her ne kadar radyo ve televizyon aracılığı ile "35 milyon ders kitabı bastırdıkları- nı, kitap sıkıntısı çekilmeyeceğini" mujdeledi ise de yokluğa doğru uzanan kitap kuyrukları bitmek bilmiyor. Okullar çoktan açıldı. Şu andaöğrenci velilerı, öğrenciler perakende kitapçılar arasında, perakende kitapçılar ise Devlet Kitapları Bölge Şeflikteri arasında ömür törpülüyoriar. Bu yıl yine ilkokullarda Hayat Bilgisi ve Matematik kitapla- rı dışında tüm kitapların basımını ve dağıtımını M.Eğitim Ba- kanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığı Devlet Kitapları Müdür- lüğü üstlenmiştir. İlkokulların bütün sınıflarında 20 çeşit ders kitabmın okutulacağı açıklanmıstır. Ortaokullarda 55 kitaba ek olarak imam hatip okullarında 6, kız sanat okullarında 4 kitap okutulacaktır. Liselerde 60 kitap, buna ek olarak imam- hatip liselerinde 17, spor meslek liselerinde 7, kız meslek li- selermde 26, öğretmen liselerinde 3, turizm meslek lisele- rinde 28 ders ya da yardımcı ders kitabından yararlanılacaktır. Endüstri meslek liselerinde okutulması öngörülen 183 çeşit kltapla beraber M.Eğitim Bakanlıgı'nın basmak, Öağıtrnak ûu- rumunda olduğu ders kitabı sayısı 411 çeşittir. '"öğretim yılı açıldı. Öğretmenler ödev vermeye başladılar. Öğrencilerin çoğu kitapsız. Hiçbir okulun, hiçbir sınıfın kita- bı tam değıldir. Sözgelimı, bu yıla değin ilkokullarda okutu- lan 4 - 5. sınıf sosyal bilgiler kitapları ile 4 - 5. sınıflarda okutu- lan Türkçe kitapları değiştirilmiştir. Yenilerinin yazımı, bası- mı ve dağıtımı bürokrasinin umursamazlığı sonucu ülke ge- nelinde aksamıştır. İllerde bulunan M.Eğitim Bakanlığı yayınevlerinin önünde öğrenciler, öğrenci velileri saatlerce -olmayan kitaplar için- sıra beklemekten bunalım geçirıyorlar. ilkokulun 2. sınıf Türk- çe, 4. ve 5. sınıfın sosyal bilgiler kitapları, ortaokulun Milli Coğ- rafya, Milli Tarih, İnkılâp Tarıhı, Vatandaşlık, Matematik kitap- ları, lisenin Milli Guvenlik. inkılâp Tarihi için uzak il ve ılçe- lerden gelen perakendecı kitapçılar, Devlet Kitapları Bölge Şeflikleri önünde geceleyerek çile çekmektedirler. Öte yan- dan kimi açıkgözler Deviet Kitapları Müdüriüğü'nde işi pişi- rerek kamyonla kitap alıyor, devlete karşı devlet eliyle reka- bete giriyor. Bu tür insanlara da kimse dur demiyor. Oysa kı- tapçıların elinde bulunan Milli Eğitim Bakanlıgı'nın yayımla- dığı satıcılık (bayilik) yönetmeliğine göre devlet kitaplarını al- mak ve dağıtmak yetkisi sadece Devlet Kitapları Bölge Şef- liklerine verilmiştir. Bu hak, özel sektör ve kişilere devre- dilemez. Yine bu yönetmeliğine göre geçmiş yıllardan bu yıla devreden eski kitapların fiyatları arttırılamaz. Etiket ya- pıştırılamaz. Tersini yapan kitapçıların satıcılık belgeleri geri alınır. Gelin görün ki üç yıl önce bu yönetmelik M.Eğitim Ba- kanlığı'nca delinmiş, herkese kötü örnek olunmuştur. Sözü- nü ettiğimiz satıcılık yönetmeliği devlet kitaplarının %20 ın- dirimle ve devlet eliyle perakendecı kitapçılara satışını ön- görür. Bakanlık bu hükmü de sulandırmıştır. Kitaplara nor- maiin çok üzerinde fiyat uygulanmış, politik çıkar sağlamak amacı ile %50 indirimle kitap satışları yapılmıştır. Devlet ki- taplarının birden bire devlet eliyle yükseltildiğini gören özel sektör ise fırsatı ganimet bilerek devletle yarışır hale gelmiştır. Kâğıt fiyatlannın artması deftere, kitaba yansımıştır. 8-10 yıi önce okumak ve çocuk okutmak çok daha kolaydı. Çocuk- lar her ders için ayrı bir defter, ayrı ayrı yardımcı kitaplar, renk renk kalemler alırlardı. Şimdiyse sadece ders kitabı ile ye- tinmekte, birkaç defteri bütün derslerde kullanmaktadırlar. Yardımcı kitap ve testlere karşı olan ilgi ve okuma alışkanlığı ise giderek yok olmaktadır. Peki ama, uygarlık yolunun bilim ve fenden geçtiğini, oku- manın bu yolu açtığını neden görmezlikten geliyoruz? İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIGI'NDAN TKİ tarafından belediyemize tahsis edilen aşağıda ocak- yeri ve takribi miktarı belirtilen kömür nakliyesi yaptırılacak- tır. a) Ocak adı: Tunçbilek Miktarı: 25.000 ton b) İhaleye iştirak etmek isteyen kömür taşıyıcıları şart- nameyi 50.000.-TL. (elli bin lira) karşılığında; Istanbul Bü- yük Şehir Belediyesi Tanzim Satışları Müdürlüğü Fuatpaşa Cad. Katotoparkı yanı No: 60, Beyazıt adresınden temin edebilirler. c) ihale şartnamesi veçhile 23 Ekim 1990 tarih ve saat 11 OO'de İstanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'nde ya- pılacaktır. d) İhale 4768 sayılı yasanın 3. maddesine göre çıkarılan yönetmeliğe göre kapalı zarf eksiltmesi usulü ile yapılacak- tır. e) Geçici teminat karşılığı 38.400.000.-TL.'dir. 0 Teklif mektuplan ve diğer belgeler saat 10.00'a kadar İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Encümen Müdürlüğü'ne verilecektir. Basın: 35794 YUZYUZE AtiDâ Dorsay 5000 üra (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türlcocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. ÇOKKAPIU ODA Asım Bezirci 3. bası 7000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağatoğiu-htanbu! Ressam ve gazetemiz mensuplarından AGOP ARAD'ı yitirmenin acısını paylaşıyoruz. Bugün saat 12.00'de istanbul Gazeteciler Cemiyeti önünde Agop Arad için bir tören düzenlenecek. Arad'ın cenazesi saat 14.00'te Galatasaray Üç Horan Ermeni Kilisesi'nde yapılacak dini törenden sonra toprağa verilecek. Sanatçının ailesine, dostlarına başsağlığı diliyoruz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI SATILIK MOTOSİKLET 1990 model, 5 bin kilometrede, siyah M2 marka motosiklet 5 milyon peşine satılıktır. Başvuru: 542 93 26 HAYRETTtN " DUYURU Halkın Emek Partisi Kurucular Kurulu 27 Ekim 1990 günü saat 10.00'da İnkılâp Sokak No: 20 Harb-iş Toplantı Salonu'nda olağanüstü olarak aşağıdaki gûndemle toplanacaktır. ilgililere duyurulur. HEP Genel Başkanı FEHMİ IŞIKLAR Gündem: 1- Açılış ve divan seçimi 2- Tüzük degişikliği 3- Öneriler 4- Kapanış T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 5.000.000 ABD Dolan Orta Vadeli Kredi Katılan Bankalar: American Express Bank GmbH Hollandsche Bank Unie NV The Mitsui Taiyo Kobe Bank Iimited Düzenleven ve Yönetici Banka: KOÇ-AMERIKAN BANK Evlül 1990 OKURLARA. OKAYGÖNENSİN İşaretler ^RANKFUrTT — Almanlar doğu ile birleşmeye sanki Mpek sevinmemişler. 2 ekim gecesinin heyecanı, coşkusu ve hatta gerilimi yalnız Berlin'de yaşanmış. Bir taksi şoförü "Berlinliler için önemli bu birleşme, çünkü onlar ortadaydılar" diyor. Genç mühendis "Bu işin maliyetini bize ödetecekler, vergi ile ve enflasyonla" diye yakınıyor. Deneyimli reklamcı daha da soğuk bakıyor ve üç sözcükle özetliyor: "Doğu Almanya çılgınlığı." Ülkeye katılan 17 milyon Doğu Alman'ın yanında 3 milyon yabancının önemi fena halde azalmış. Bu 3 milyon yabancının 1.5 milyonunu da Tûrkler oluşturunca gö'rüntü iyice değişiyor. Türklerin diğer azınlıklardan çok farklı yapısı da başka işaretler veriyor. Örneğin en genç nûfus Tûrkler. Yüzde 84'ü 44 yaşın altında; ikinci genç azınlık olan İtalyanlarda bu oran yüzde 78. Buna karşın Türklerin ortalama net geliri yalnızca İspanyollardan yüksek, bütün diğer azınlıkların altında. Frankfurt Kitap Fuarı'ndaki standlan ülke ülke gözden geçirmek de yayın yaşamının bizdeki geriliğini insanın gözüne hemen sokuyor. Bu, işin bir yanı. Diğer yanı ise burada yaşayan her kesimden yurttaşın Türkiye'de olan her şeye ilişkin büyük ilgisi. Bunu da ilk sayısı yayımlanan Cumhuriyet Hafta'ya yönelik istekleri, dilekleri ve eleştirileri gösteriyor. • • • Gazetelerin günlûk ortalama net satışlannda eylül ayında oldukça ilginç gelişmeler oldu. Türkiye gazetesi, ağustos ayına göre satışını ortalama 163 bin arttınrken Milliyefin satış artışı ise 99 bindi. Gazetelerin eylül ayındaki ortalama net satışları ve bir önceki aya göre satış farklan şöyle: 900 Liralık Gazete Cumhuriyet 122.675 —8385 800 Liralık Gazeteler Sabah Hürriyet Mllliyet Fotospor Tercüman Yeni Asır 676.050 554.700 418.280 204.465 66.150 45.170 —3585 +16.226 +99.715 —69.761 —5.976 +942 700 Liralık Gazeteler Türkiye Günaydın 422.890 368500 +163.099 —49587 600 Liralık Gazete Güneş 110.152 +5.716 500 Liralık Gazeteler Bugün Tan Zaman 320.100 225.770 62.700 —20500 +a876 —300 Toplam gazete satışlannın 145 bin 64 tane arttığı eylül ayında gazeteler TV reklamlarına 8 milyar 554 milyon 886 bin lira harcadılar. Gazetelerin eylül ayındaki TV reklamı harcamalan şöyle: Sabah Hürriyet Günaydın Fotospor Milliyet Tan Türkiye Güneş Bugün \eni Asır Tercüman Zaman 1.677.900.000^- 1.329.100.000^- 1.284.462.000^- 1.161.825.000r- 1.060.000.000r- 803.375.000r- 500.587.000r- 250.025.000r- 243.600.000r- 111.725.000r- 24.500.000r- 16.987.000r- MESLEKTAŞLARIMIZA DUYURU Yaklaşan Baro seçimleriyle ilgili çahşmalan görüşüp yürütmek amacıyla tstanbul Barosu binasında yapacağımız buluşma 10.10.1990 günü saat 16.00ya, Istiklal Caddesi'ndeki KARACA TİYATROSLrna ahnmıştır. ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU MENSUPLARINA DUYURULUR AVUKAT TURGUT KAZAN OSMAN KELEŞ (SIVAS-1951-8.10.1983) Sevgili Osman sensizliği beraber yaşıyoruz unutmadık. Mustafa Karsavuran Ergül Alkdıç Ferhat Ateşalmaz Muhsin Çalışkan İsmail Gülek Yılmaz Yıldırun OSMAN KELEŞ (SÎVAS-1951-8.10.1983) Canımız, ağabeyimiz seni kaybedeli 7 yıl oldu. Herşeyinle yüreğimizdesin Kardeşlerin AYANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ NDEN Sayı: 1985/139 Davacı K.H., Davalı Nufus Müdürlüğü aleyhine ikame olunan ka- yıt iptali davasının mahkememizde yapüan açık yargılaması so- nucunda; Ayancık Akören Köyü nufusuna kayıtlı Cilt: 7/3, Sıra: 5'te Hasan Çalışkan ile eşi Aâme Çalışkan ve çocuklan Ahmet, Fadime ve Me- lek'in kayıtlarııun iptaline karar verilmiştir. lş bu karar özetinin Akören Köyittden Ahmet kızı 1952 doğumlu Melek Çalışkan tarafından müddeti içinde temyizi vuku balmadığı takdirde hükmün kesinleşmiş sayılacağı tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 14.9.1990
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear