25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet SahıtH. Cumhunyn Maıbaacılık ve Gazetccıtık Türk Anonım Şırkttı adına •>»dır N«* # Gtncl Yayuı Mudurü Huaa Ctnal. MOascsc Muduru EmDe Lşaklıfil. Yac Işltn Mudurü- Otay Goaeuia. 9 Haber Merke» Muduru YalfM Baycr, Sayfa Dıucnı Yonetm«u Ai Atmr 0 Temsıkıler AMCARA AkKI Tll, IZMİR HikKtl Ç«i.k*yl. ADANA U Pobl&ı C«l»l ^ K O» Hıt«ı« E<fa* •*>. Ekooomı Cra^I Tarkm. I; SouİLİU. Ş«kna femcı. Kultur CeU l«CT. Istaıttml Habcrten KciMİ Kaçak, Einım Gncay ŞajrlM, Haber Arapırma laacl Itfiu, Yım HatKTİen Needc* D»t*a. Spor Danı^muiı AMilkad* I n l u ı , Dı.-ı YazıLar t m a <,d*tn. Aıaüirma $>Ha A*ay. DuKİtmc « H M KllKl 0 Kocmluuıar Ak«H Haı.lı— 9 Mah IsJcr Enl bka 9 Vlul>»be M m Vnt % B^ic PU» l Jma S n Oaanbttnth 0 feklun "w Tom £ El tayuılır H«h» Akjol 0 kUrc H m ü C n 0 Ijkimt Oa*r Çrttk 0 Bılgı Isknn Vrf laal 0 Penonel Stvj" OkU» Cnaal. un/fc B«Un A» Scnm. t l n Tıa Bmım t Yaw Cmfounyci MMbuajık X OCTljna T.*$ THrt Od(ı Cad. 39/41 ( 343H IsL f>K 246 luutni Tt! 512 03 05 (20 ttâl). B a 222«, FU: (I) SM «0 T2 ^ . Sunj.'jr AaJun. Zıya GStılp Bl> inkıUp S No. 19/4. Td 133 11 41-47. IUES. 42344, Fu. (4) 133 05 65 • brir H Zı» Blv 1352 S 2'3. Td 13 12 30. Tcta 5235». Fu: (Sl) 19 53 «O !ı«M C«d 119 S. No I Kal 1. Tcl 19 3? 52 14 !••!). Tdec «2153. Fıv (71) I» 23 » TAKVİM: 3 EKİM 1990 İmsak: 4.31 Guneş: 5.55 Öğle: 11.58 Ikindi: 15.14 Akşam: 17.51 Yatsı: 19.10 Çevre hâlâ yönetmelik bekliyor11 Ağustos 1983 tarihinde yürürlüğe giren Çevre Kanunu, yönetmelikler çıkartılmadığı için tam anlamıyla uygulanamıyor. Kirlenme ve çevre tahribatı 'taslakların son şeklini almasından sonra' durdurulabilecek! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Çevre Kanunu'na göre "en geç bir yıl" içerisinde yayımlanması gereken on yö- netmelikten beşi, aradan yedi yıl geçmesine karşın hâlâ çıka- nlamadı. SHP Tekirdağ Millet- vekili ve TBMM Çevre Komis- yonu üyesi Gttoeş Gttrseter, çev- re konusunda yapılanlann söz- de kâldığını belirtirken İzmir Milletvekili Kemal Anadol, "ANAP politikası çevre konu- sunda sadece ikiyüzlü değil, çok yüzlüdür" diye konuştu. Türkiye'deki bağımsız çevreci- leri Uluslararası Bergen Konfe- ransı'nda temsil eden Avukat Noyan Özkan, yönetmeliklerin tümü yayımlanıp ciddi şekilde uygulanmadığı sürece, Türki- ye'de korkunç boyutlara ulaşan kirlenme ve çevre tahribatının sürüp gideceğini söyledi. Türkiye'de 1983 yıbnda çıka- nlan Çevre Kanunu'na göre bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerin "eo geç" bir yıl içerisinde yürürlüğe konulma- sı gerektiğini belirten Avukat Noyan özkan, aradan bir değil, yedi yıl geçmesine karşın Çev- re Kanunu'nun 9, 10, 12, 15 ve 29. maddelerinin uygulanması- na ilişkin yönetmeliklerin hâlâ çıkarılmadığını vurguladı. Çıkanlmayan yönetmelikler arasında özellikle Aliağa'da ya- pımı planlanan termik santral konusundaki tartışmalarda gündeme gelen "Çevresel etki deferlendirme raporu" ile ilgi- li yönetmelik de yer ahyor. Çev- re Kanunu'nun 10. maddesine göre gerçekleştirdikleri çalışma- larda çevre sorunlanna yol aça- bilecek kurum, kunıluş ve işlet- meler çevresel etki değerlendir- me raporu hazırlamak zorun- dalar. Bu raporda çevreye yapı- labilecek tüm etkiler göz önün- de bulundurularak çevre kirlen- mesine neden olabilecek atık ve artıklann nasıl zararsız hale ge- tirilebileceği ve bu konuda alı- nacak önlemlerin yer alması ge- rekiyor. Öte yandan Çevre Müsteşar Yardımcısı Fehmi Başaran, ÇED (Çevresel Etki Değerlen- dirme) ve Tehlikeli Atıkların Kontrolü yönetmelikleri çıkın- ca yasal çerçevenin tamamlan- mış olacağını belirterek "tld yö- netmelik hanr. son aşamada. tlgili kunıluşlardan göriış isten- di. Bu göruşler dognıltusunda tasiaklann son seklini almasın- dan sonra yönelınelikler çıka- cak" dedi. Caretta için alarm HAKAN KARA İZMİR— Caretta caretta ve chelonia mydas türü deniz kap- lumbağalannın Akdeniz'deki en öncmli yumurtlama alanları olan Türkiye'nin güney sahille- ri yoğun yapılaşma, kiılilik ve aşın kullanım nedeniyle tehdit altında. Deniz kaplumbağaları açısından sahip olduğu önemin, Türkiye'ye, nesli hızla tükenen bu canlıların korunması açısın- dan büyük bir sorumluluk yiık- lediğini belirten Doğal Hayatı Koruma Derneği Genel Mildü- rtt Nergiz Yazgan, "Yaşanan olumsuz geUşmeleri durdurmak için gerekli önlemler zamanın- da ve yeterli ölçüde ahnmazsa, Tiirkiye sahüleri özeUiklerini yi- tirecek ve bu sahillerie biriikte kaplumbağalar da yok olacak" diye konuştu. Ekim ve kasım aylannda DHKD ve çeşitli üniversiteler- den katılacak uzmanlann oluş- turacağı bir ekip çeşitli güney il- lerinde balıkçılar için kaplum- bağaların korunması konusun- da seminer verecek. Doğal Hayaü Koruma Derne- ği tarafından hazırlanan deniz kaplumbağaları konusundaki 1990 yıb raporunda, Türkiye'ye gelen turist sayısının son birkaç yılda iki katından fazla artış gösterdiği, kıyılarda ikincil ko- nut yapımının arttığı, yapılaş- ma, kirlilik ve kıyüann aşın kul- lanımırun yer yer "ürkütücü bo- yudara ulaşügı" vurgulandı. Türkiye'de halen var olan koru- ma konusundaki yasal düzenle- melerin ötesinde yasalann uygu- lanmasında eksikJikler olduğu- na dikkat çekildi. Yüksek öğrenim kurumlan yeni döneme malisorunlarla boğuşarakgiriyor Üniversitenîn kasası boşÜniversiteler, 1990 bütçe ödeneklerinin bloke edilen yüzde 40'bk kısmmın serbest bırakılmasını istiyorlar. Bu kurumların 6. beş yıllık plan hedeflerindeki kontenjan artışını sağlamalan için 2.7 trilyon gerekiyör. Turgut Özal'm direktifleri ile üniversitelere yeni bir finans modeli öneriliyor. Ancak "pazara açılmaya" dayalı bu model için henüz üniversiteler ve sanayi sektörü düşünce ve örgütlenme olaraîc hazır değil. HAKAN AYGÜN ANKARA — Üniversiteier yeni öğretim yıhna mali sıkıntıy- la gjriyorlar. 1980 sonrasında ge- nel bütçe ve GSMH'den aldık- ları pay sürekli düşen üniversi- telerin büyük çoğunluğu, stı borçlarını bile ödeyemiyorlar. 1990 bütçe ödeneklerinin bloke edilen yüzde 40'hk kısmının ser- best bırakılmasını isteyen üni- versiteler, hükumet ve YÖK ta- rafından paralı öğretim uygula- masıyla öğrencinin cebinden çı- kacak parayı beklemek duru- munda kalıyorlar. Milli Eğitim Bakanhğı, YÖK ve DPT raporlan, üniversitele- rin "ekonomik darbo&azda" ol- duklannı gösteriyor. Üniversite- ler, öğrenci sayılan yılda yüzde 6.5 oranında artarken Gayri Safı Milli Hasıla'nın (GSMH) daha az oranda büyüme göstermesi sonucu, hizmet genişlemesirfin gerektirdiği yeni yatınmlarj ya- pamıyorlar. Üniversitelere 6. beş yıllık plan hedeflerindeki kon- tenjan artışını sağlamalan için gereken 2 trilyon 719 milyar li- ra sağlanamıyor. Üniversiteleri bütçe uygula- malan da rahatsız ediyor. Geçen yıl Bakanlar Kurulu kararıyla bütçeleri yüzde 11.5 oranında kesilen üniversitelere de 1990 mali yılında yuzde 12 kesinti ya- pıldı. Aynca, üniversiteler büt- çe paylannın yüzde 4O'ı halen bloke edilmiş durumda. Bu du- rum son olarak geçen hafta Baş- bakan Yıldınm Akbulut'la bir araya gelen rektörler tarafından yetkililere iletildi. Rektörler, blo- ke edilen ödeneklerinin serbest bırakılmasını isterken su borçla- nnı bile ödeyemediklerine dik- kat çektiler. Ankara'daki üniver- sitelerin halen anakent belediye- sine milyarlarca lira su borçlan bulunuyor. Kullandınlmayan ödenekleri her yıl yüzde 50'lere ulaşan uni- versitelerin bütçe ve GSMH için- deki payları da giderek azalıyor. 1979 yılında yüksekoğretim ku- rumlan ödeneklerinin bütçe içindeki payı yüzde 4.32 ve GSMH içindeki payı yüzde 7.8 iken bu oranlar yüzde 3.19 ve 6.4'e düşmüş durumda. Univer- sitelerin öğrenci başına düşen gerçek odenek tutarları da aynı dönemde 3.5 milyon liradan 1.9 milyon liraya düşmüş durumda. Üniversitelerin "ekonomik sa- kınüları"na karşın hükümetten aldıklan yanıt ise harçlann art- tırılması. Bu öğretim yılında "kademeli" olarak başlayan "kısmi paralı öğretim" uygula- masına göre ikinci kez bir üni- versite okuyanlar ile sımfta ka- lanlardan, 30 milyon liraya ka- dar varan rakamlarda harç alın- masına başlandı. önümüzdeki yıl diğer öğrencilerin ödeyecek- leri harç miktarlannın da büyük oranlarda arttrnünasıyla, hükü- met universiteyi "öğrencinin ce- binden çıkacak para"yla besle- meyi hedefliyor. Hükümet, DPT ve YÖK ra- porlannda, üniversitelerin "eko- nomik çıkış yolu" olarak yeni bir finansal modelin denenme- si öngörulüyor. Buna göre üni- ANTtK KAPI — İsa'dan sonra 2. yüzyılda inşa edilen Afrodisjasın görkemli kapısında eserierin yüzde 85'i orijinal parçalardan oluşuyor. Antik heykeltıraşlığın merkezi olan tarihi kentte kazüar30. yıhna girdi Afrodisyas'ın kapısı açılıyorAntik kentte 1961 yıhndan bu yana kazılan sürciüren Prof. Kenan Erim, 30. yılın anısına dört sütunlu tarihi kapının restorasyonunun tamamlanarak gösterime açılacağını söyledi. Prof. Erim, "Bu kapı heykeltıraşhk bakımından Afrodisyas'ı temsil eden bir yapı" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Arkeolojik eser yönünden Akdeniz hav- zasının en zengin antik kentlerinden biri olan Afrodisyas'ta 30. kazı yıhna giril- di. 1961 yıhndan beri aralıksız kazıyı sürdürmekte olan Prof. Dr. Kenan Erim, 30. yıl anısına tetrapilyon (dört sütunlu kapı) restorasyonunun tamam- lanacağını ve gösterime açılacağını söy- ledi. Altıncı yüzyıla kadar dünyamn en önemli heykeltıraşlık merkezlerinden bi- ri olma özelliğini sürdüren Afrodisyas'ta bu yıl ağırhk tetrapilyona verildi. Kapı- nın hem içeri hem dışarı açıldığına dik- kat çeken Prof. Kenan Erim, bu eseri 30. yılın da bir sembolü olarak değer- lendirdiklerini vurguladı. Erim, "Kapı milaltan sonra ikinci asırda yapümış. Önemli bir fonksi>onu var. Heykeltıraşlık bakımından Afrodis- yas'ı temsil eden bir yapı. İki sutunu za- ten dikili dunıyordu. Diğer parçalan çı- karmak için çevrede kapsamlı bir kazı yapmak gerekti. Eserierin >uzde 85'i orijinal parçalardan oluşuyor. Temsili açılışı önümüzdeki günkrde yapacağız" dedi. Tetrapilyonun restorasyonunun 1971 yılında planlandığmı belirten Prof. Erim, acele etmeden, çıkan parçalar uzerinde çizim yapılarak ve Viyana'dan gelen uzmanlann katkılarıyla bu nok- taya gelindiğini söyledi. Prof. Erim, tet- rapilyon uzerinde hassasiyetle durması- nın bir nedeninin de "arkeologun en önemli görevi ortaya çıkardığı eseri korumaktır" ilkesini yaşama geçirmek olduğunu belirtti. Hıristiyanhğın paga- nizmi (Hıristiyanların çok tannya ina- nanlara verdiği ad) ortadan kaldırmak için özellikle beşinci ve altıncı yüzyılda Antik Yunan kentlerini tahrip ettiğini, Afrodisyas'ın da bundan etkilendiğini belirten Prof. Erim, "O nedenle eserie- rin parçalarını degişik yerlerde buluyo- ruz. Bu da çalışmamızı guçleştiriyor ve zaman alıvor. Hırisli\anlar bu kente gel- diklerinde birçok heykeli parçalamış. Tetrapilyonun sütunlarında haç işaret- lerine rastladık. Roma döneminde de ki- lise işlevini görduğü için tetrapilyon nispeten daha az yıpranmış" diye ko- nuştu. Afrodisyas'ın çevredeki doğayla çok güzel bir uyum içinde olduğunu belir- ten Prof. Erim bu nedenle korumaya ozel bir önem verdiklerini vurguladı. Arkeologun ışlevinin kazı yapıp eserle- ri ortaya çıkarmakla bitmediğini söyle- yen Prof. Erim şöyle devam etti: "Toprak altındaki bir eser tabii ki ay- nı zamanda korunmuş oluyor. Arkeo- log bnnu çıkardığında bir sorumluluk iistleniyor. Birinci sorumluluk eseri ko- rumak. Beni ziyaretçilere karşı çok ka- tı birisi olarak bilirler, ama buna mec- burum. Ören yerlerinde dolaşan ziyaret- çiler ne yazık ki eserin korunması için gerekli özeni göstermiyorlar. Nasıl bir mtizede esere dokunmak yasaksa açık alandakiler için de öyle olmalı." Prof. Erim, gerek Afrodisyas Müze- si'ni gerekse stadyumunu bu nedenler- le genel etkinliklere açmaktan yana ol- madığını söyledi. Afrodisyas'ta 30 yıldır hiç ara ver- meksizin kazı yapan Prof. Erim, bölge- nin korunması konusuna en az kazı ka- dar önem verdiğini, bu nedenle halen kazı yapılmayan alanların da kamulaş- tırıldığmı belirtti. İKİ ALMANYA BİRLEŞTİ versitelerden Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da direktifleri doğrultusunda "pazara açılmalan" ve özel sektör için araştırmalar yapıp teknolojiler üreterek kendilerine yeni ola- naklar sağlamalan isteniyor. Ancak üniversitelerin içinde bulunduğu bilimsel eksikliklerin yanı sıra sanayi sektörünün de bu düşünceye yeterince alışma- mış olması, bu düşüncenin ger- çek leşmesini önleyici en büyük etkenler. Üniversiteler 1990-1991 öğre- tim yılında ekonomik sorunlarla mücadele ederlerken öğretim üye ve elemanlan için de yeni bir örgütlenme dönemi başlıyor. Damştay kararı sonucunda iste- yen bütün 1402'lik öğretim üye- lerinin görevlerine döndüğü üni- versitelerde, örgütlenme müca- delesi bu öğretim yılında daha da renkli geçeceğe benziyor. öğ- retim Üyeleri Derneği'nin yam sıra üniversite bazında örgütlen- me çabaları da gündemde. Son olarak Ankara'da ODTÜ öğre- tim Üyeleri Derneği kuruidu. Aynı eğiu'min diğer üniversitele- re de yaygınlaşması bekleniyor. Üniversitelerde yeni öğretim yılı Hacettepe Ankara ve Fırat'tatören Egitim Servisi — Ankara, Hacettepe ve Fırat üniversitele- rinde 1990-1991 öğretim yıhna dün düzenlenen törenlerle baş- landı. Devlet Bakanı Işın Çele- bi, Ankara Üniversitesi'nin açı- lış töreninde yaptığı konuşma- da, "Anayasanın (oplumun ge- risinde kalan maddelerinin göz- den gecirilmesi gerektiğini" söy- ledi. Türkiye'nin demokrasi ala- nında önemli yol katettiğini, ko- şullaıı daha iyileştirebilmek için calışıldığını belirten Çelebi, bu amaçla anayasada değişiklik ya- pılması gerektiğini kaydetti. Çe- lebi, "Egitim sistemimizde de ciddi bir araştırmanın yapılma- sı, 1990'h yıllann temel amacı olmalıdır. Hükümet olarak eko- nomik politikada uyguladıgınuz liberalizmi, artık hukuk, egitim, bilim alanında da uygulamak zorundayız" dedi. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Serin de Tür- kiye'nin konumu, hızlı kalkmma süreci ve Avrupa Topluluğu'na üyelik aşamalannda, en ciddi yatınmlann eğitim, bilim ve kül- tür alanlanna yapılması gereği- ne dikkat çekti. Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek de Hacettepe Üniversi- tesi'nin yeni öğretim yıhna baş- laması nedeniyle düzenlenen tö- rendeki konuşmasında, "Bugttn bilimle elde edilen bilgi, hiçbir çağda olmadıgı kadar önem ve deger kazandı" dedi. Devlet Bakanı Hiısamettin Öriiç de Elazığ Fırat Üniversite- si'ndeki törende, üniversitelerin eğitim ve öğretimin yanı sıra, araştırma, bilgi üretme ve top- lumu yönlendirme gibi fonksi- yonlan da yerine. getirmesi ge- rektiğini söyledi. Bu arada, Erzurum Ataturk Üniversitesi Ziraat Fakültesi bi- nasımn önüne önceki gece kim- likleri henüz belirlenemeyen ki- şilerce bomba süsü verilmiş pan- kart asıldığı, üniversitenin fen- edebiyat fakültesi duvarlarına ise Kürtçe sloganlar yazüdığı bil- dirildi. Yann açıhyor Istanbul Üniversitesi, 1990-1991 öğretim yıhna, yann törenle başlayacak. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da katılacağı tören, ls- tanbul Üniversitesi'nin Avcılar Kampusu lşletme. Fakültesi Ke- nan Evren Amfisi'nde gercekleş- tirilecek. 1990-91 eğitim öğretim yıhn- da, îstanbul Üniversitesi'nde 3 bin 363 öğretim görevlisi görev yapacak ve yaklaşık 40 bin öğ- renci eğitim görecek. Kayaköy'de 'pazar ayinfÖZCAN ÖZGÜR FETHtYE — 1922 yılındaki "mübadele"yle Yunanistan'a göç eden Anadolu Rumlannın Gü- ney Ege'deki önemli yerleşmele- rinden biri olan Kayaköy'de, "Levissi" 68 yıl aradan sonra ilk defa bir "pazar ayini" yapıldı. Meryem Ana Kilisesi'nde ayini gerçekleştiren Rodos'un Analip- sis Kilisesi papazı Pundikinos Nikolanos'un yönettiği ayin sı- rasında "dünya barışı ve dostluğu" için de dua edildi. Kayaköy'ün "Türk-Yunan dostluk ve banş köyii" olması is- temi 2'nci Fethiye Çocuk ve Kül- tür Şenliği'nde bir kere daha dile getirildi. Bu yılki şenliği, 1922 mübadelesinde Fethiye ve Kaya- köy'den Yunanistan'a goç eden- lerin torunları ile yapmayı amaçlayan Fethiye Belediyesi, Nea-Makrili (Fethiye) ve Nea Levissililerin (Kayaköy) "ekim ayında yerel seçimlerin olması ve 11 eylülde okuHann açılmış bulunması" nedeniyle geleme- melerine karşılık Rodos'tan "tesadüfen" gelen Yunanlılarla amacına ulastı. Dostluk ve ba- nş mesajlan Yunanlı turistlerle verilebildi... Fethiye Belediyesi'nce düzen- lenen 2'nci Çocuk ve Kültür Şenliği "Kayaköy Türk-Yunan dostluk ve banş köyii olsun" ko- nulu panel ile sona erdi. Panel öncesinde çocuklarla birlikte Kayaköy gezisıne katılan Ro- dos'tan gelen Yunanlı turistler, beraberlerinde getirdikleri papaz ile Kayaköy'ün iki kilisesinden biri olan "Burcn Koruyan Mer- yem Ana" Kilisesi'nde "pazar ayini" yaptılar. "Burcu Koruyan Meryem Ana" Kilisesi yıllar sonra bir cemaati konuk eder- ken, ayin sırasında "dünya ba- nşı ve dostluğu" içinde dua eden papaz Pundikinos Nikolanos, kilisenin kapısında banşın öne- mini vurguladı. Ayin sırasında, kilisenin bah- çesinde toplanan şenlik konuk- ları ve Kayaköyluler ile ayinden çıkan Rumlar kaynaşırlarken, Papaz ve Belediye Başkanı birer konuşma yaptılar. Papaz Niko- lanos konuşmasında, "10 yıl ön- ce geldiğimde bu kilisede hay- vanlar baglıydı, bugünse ayin yapabildik. Stdere mttteşekktoiz. İki halk (Türk-Yunan) Allah'ın himayesi alündadır poütikacıla- rın degil. Biz dost olarak yaşa- mak istiyonız" derken Fethiye Belediye Başkanı Özer Olgun şunları söyledi: "Biz, 'Kayaköy banş ve dost- luk köyü olsun' derken dünya barışına ve dostluguna katkıda bulunmayı amaçlamaktayız. Ba amacımıza mimarlar odasınu baştan beri katkdan olmakta. Ve amaca adım adım yaklaşıyo- nız. Bugfin bunun bir başka tür- lii kanıünı yaşadık " dedi. Mozart'ın el yazmalan • LONDRA (AA) — ABD'nin Filadelfiya eyaletindeki bir yüksekokulda, Mozart'a ait el yazması iki eser bulundu. Sothedy müzayede ilgililerinden edinilen bilgiye gore, 14 sayfalık "C Minör Fantazya" ve "C Minör Sonat" adh eserler Londra'da 21 kasım tarihinde 940 bin ile 1.4 milyon dolar arasında değişen bir fiyatla muzayedeye sunulacak. 1784 ve 1785 tarihlerinde yazılan eserler, genellikle birlikte icra ediliyor. Mozart'tm kendi el yazısı ve kahverengi mürekkep ile kaleme aldığı bu eserierin nerede korunduğu, eski sahibi Amerikalı William H.Doane'nin 1915 yılındaki ölümünden beri bilinmiyordu. Piyango'nun rakibi basın • ANKARA (ANKA) — Milli Piyango tdaresi Genel Müdürü tlham Küsmenoğlu, ikramiyenin devrettiği haftalarda Spor- Toto ve Spor-Loto'nun yanı sıra son zamanlarda basının da kendileri açısından "büyük bir rakip" durumuna geldiğini söyledi. Küsmenoğlu şöyle dedi: "Asıl rakibimiz basın şu sıralar. Çünkü gazetelerin promosyonlan o kadar büyük ki bu bizim satışlanmıza olumsuz etki yapıyor. Bu olumsuz etkiyi ölçmeyi düşündük, ama bunu saptamak oldukça güç, ama etkili olduğunu söyleyebilirim:' Roma dönemi miltaşı • ANAMUR (AA) — tçel'in Anamur ilçesindeki Anamurium antik kentini Ermenek yakınlanndaki Gelmanicopolis kentine bağlayan antik Roma yolunun İmparator Hadriyanus zamanında yapıldığı anlaşıldı. Anamur'un Kırkkuyu yaylasında bir arıa tarafından bulunarak Anamur Müze Müdürlüğü'ne bildiriled üzeri yazılı silindir biçimindeki taşın, yapılan incelemede eski Roma dönemine ait mil taşı olduğu belirlendi. Anamur Müze Muduru Ali Ekici, mil taşımn bir bölümünün hazine avcılan tarafından kınldığının anlaşıldığını belirtirken kınk taşlann da bulunarak müzede birleştirildiğini söyledi. \eni tıırist çevreye duyariı • İZMİR (AA) — Türkiye Çevre Sorunlan Vakfı Genel Sekreteri Engin Ural, ileri ülkelerde yeni bir turis tipinin doğduğuna işaret ederken bu yeni tip turisti "çevreye duyariı turist" olarak adlandırdı. Engin Ural, dün yaptığı yazılı açıklamada, vakıfça, 4 ve S ekim günleri Çeşme Turban Otel'de "Turizm ve ÇevTe Konferansı" düzenlendiğini de bildirdi. Ural, çevreye duyariı turistin sağlıklı, düzenli ve güzel bir çevre aradığmı hatırlattı. Balonla Kapadokya • NEVŞEHtR (AA) — Kapadokya bolgesinde Amerikalı turistlere yönelik balon turlan düzenlenecek. Bir turizm şirketi tarafından gerçekleştirilecek balonla Kapadokya turlan, Göreme kasabasında başlayacak ve 25 kilometre yarıçaplı bir alanda sürdürülecek. 500 metreye kadar yükselebilecek balonla Göreme, Ürgüp, Avanos ve Zelve ören yeri görülebilecek. Boğazköy'de antik mtihtir • ANKARA (AA) — Hititlerin tarihteki en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Boğazköy'de Alman Arkeolog Dr. Peter Neve tarafından sürdürülen kazılarda arka arkaya önemli buluntular ortaya çıkarılıyor. Hiç buluntu verme olasılığı olmadıgı için uzun bir süre kazı programından açıkarılan Nişantepe yöresinde, yapılan çahşmalar sonucu ilk kez 1040 adet bulla "mühür izi" bir arada bulundu. Hititlerin idari yapısı, dönemin yazışmalan ve devlet yönetimindeki kararlan gün ışığına çıkaran mühurler ve mühür izlerine ilk kez arşiv biçiminde rasüandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear