Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 EKİM 1990
URLEŞEN ALMANYAJfc DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15
YeniAlmanya'nın Ankara'daki ilk büyükelçisiEkkehard Eickhoff:
Türklerin durumu çok iyi
YASEMİN ÇONGAR
Artık yabancı işçilerin daha az bekleyerek yurttaşlık haklarına
sahip olabileceklerini, oturma izni almalannın kolayla$acağını
söyleyen Eickhoff, "Türkler en başarılı, güvenilir ve en değerli
işgücü kadroları arasında yer ahyor. Ayrıca ülkemizdeki
Türklerin önemli bir çoğunluğu toplumumuza büyük ölçüde
entegre olduklan için az zorluk çekeceklerdir" dedi.
Başbakan Akbulut'a bir mesajla iletile-
cek. Mesaj, tek Almanya'nın ilk şansöl-
yesi sıfatına kavuşan Hıristiyan Demok-
rat lider Helmut Kohl'un imzasını taşıya-
cak. Başbakan Akbulut "yeni Almanya-
'nın büyükelçisini kabul ettikten sonra
Atatürk Bulvarı 114 numaradaki kutla-
maya katılacak. Aynı törende Cumhur-
başkanı Turgut Özal ve TBMM Başkanı
Kaya Erdem'in de aralarında bulunduğu
üst düzey yetkililer siyasi parti ve kitle ör-
gütü temsilcileri, yabancı misyon şefieri
ve gazeteciler de bir araya gelecek.
Sınırları artık Polonya ile arasındaki
Oder-Neisse nehirlerine kadar genişleyen
Federal Almanya'nın Ankara Büyükelçi-
si ile yaptığımız söyleşi şöyle:
— Demokratik Almanya'nın iltibakı
Türkiye ile Federal Almanya arasındaki
ilişkileri nasıl etkileyecek?
EİCKHOFF — Çarşamba sabahmdan
itibaren Federal Almanya Cumhuriyeti,
aynı ad ve aynı anayasa ile Almanya'nın
bütününü temsil edecek. Demokratik Al-
manya Cumhuriyeti hukuksal varlığına
son verdi. Ben, birleşik Almanya'nın
Türkiye ile geleneksel dostluk ve işbirliği
politikasını geliştirerek sürdüreceğinden
eminim. Ülkemiz, Türkiye*nin Avrupa-
daki yerini ve varlığını sağlamlaştırması-
na eskiden olduğu gibi destek verecektir.
Bu olaya, Türk-Alman dostluğunun uzun
geleneği perspektifiyle yaklaşmak lazım.
Bu dostiuk tüm Alman toprakları ile
Türkiye arasındaydı. Ancak bu ittifak,
son kırk yıl içinde resmen Almanya'nın
ANKARA — Başkentteki resmi kut-
lamalardan önce hemen el atılan "kordip-
lomatik liste"den bir sayfa koptu. Dün ge-
ceyansından itibaren varlığı sona eren De-
mokratik Almanya Cumhuriyeti, artık
Karh sokağın köşesindeki kuçük binasın-
da temsil edilmeyecek. "Pergel çekiçli"
bayrak, bundan böyle dünyanın her ye-
rinde olduğu gibi Türkiye'de de arşiv fo-
toğraflarında dalgalanacak yalnız. Fede-
ral Almanya Cumhuriyeti'nin Atatürk
Bulvarı 114 numaradaki binası ise gene
aynı ad, aynı bayrak ve aynı kadroyla gö-
revini sürdürecek. Mayıs 1988'den beri bu
kadronun başındaki deneyimli Büyükel-
çi Ekkehard Eickhoff, bir gecede nüfu-
su 17 milyon, yüzölçümü 108 bin kilomet-
re kare artan ülkesini temsil etmeye de-
vam edecek.
Demokratik Almanya'nın Federal Al-
manya'ya iltihakı ile oluşan yeni Alman-
ya'nın, Ankara'daki ilk Büyükelçisi Ek-
kehard Eickhoff la bu sıfatı almasına 24
saat kala söyleştik. Büyükelçi Eickhoff,
gençliğinde de görev yaptığı Türkiye'yi
çok iyi tanıyan bir diplomat olarak "Türk
yönetiminin ve halkının, iki Almanya'mn
birleşmesi konusuna her zaman destek
verdiğini; bu konunun popüler olmadıgı
1970'li, 1980'li yıllarda bile Türkiye'nin
Federal Almanya ile biriikte birieşmeden
yana tavır aldıgım" vurguladı. Ankara1
nın bu tutumunun Bonn'da yarattığı tak-
dir bugün Büyükelçi Eickhoff tarafından
Büyükelçi Eichoff, "Ülkemiz Türkiye'nin Avrupa'daki
yerini ve varlığım sağlamlaştırmasma eskiden olduğu gibi
destek verecektir. Bu olaya, Türk-Alman dostluğunun
uzun geleneği perspektifi ile yaklaşmak lazım. Bu dostluk
tüm Alman toprakları ile Türkiye arasındaydı. Ancak bu
ittifak, Almanya'mn batı yansına indirgendi" diye konuştu.
batı yarısma indirgendi. Birleşmeyle bir-
iikte artık ülkelerimiz arasındaki ilişkiler
de doğal çercevesine oturacak. Ben bu
ilişkilerin, son dönemde olağanüstü güç-
Jendiğine dikkat çekmek istiyorum. Ül-
kemizdesi 1,5 rnilyonu aşkın Türkiyeli isci
ve her yıl Türkiye"ye akın eden Ahnan tu-
ristleri, iki ülke halklarının birbirlerini
çok daha iyi tanımaiarını sağladı. Bu ol-
gular bazı sorunların doğmasına da yol
açtı, ama aslolan karşılıklı iletişimin bi-
ze kazandırdıklarıdır.
— Demokratik Almanya'nın iltihakıyla
genişleyen ülkenizde yaşanması beklenen
ekonomik. kültürel sorunlardan Türkiyeli
işçilerin de büyiik olçüde etkileneceği
kaygılan var. Bu kaygılar nası) giderile-
cek?
EİCKHOFF — Temelde, Türkiyeli iş-
çilerin durumunda bir değişiklik olmaya-
cak. Tek yenilik, bir süre önce kabul edi-
len Yabancılar Yasası'nın getirdikleridir,
ki bu düzenlemeler de ban çevrelerin aşın
diyebileceğim olumsuz eleştirilerine kar-
şın, genelde pek çok avantaj sağlamıştır.
Artık yabancı işçiler daha az bekleyerek
yurttaşlık hakkına sahip olabiliyorlar,
oturma izni almaları da kolaylaştınldı.
Öte yandan, Avrupa'nın bölünmesi süre-
cine son verilmesiyle birlikte, ülkemize
hem Doğu Almanya'dan hem de Doğu
Avrupa'dan büyük bir göç yaşandı.
1989'dan beri gelenlerin sayısı bir milyo-
na ulaştı. Bu yoğun göç sonucu işsizlik
ve evsizlik sorunları başgösterdi. Bu so-
runları herkes hissediyor, ancak emin ola-
Almanya 1 trilyon 250 milyon dolarlık ulusalgelirle Avrupa Topluluğu'nun en zengin ülkesi oldu
'Süper güç' Avrupa'nın ortasına konduAlman birliğinin Almanya içinde de tartışılan olumlu ve
olumsuz yönleri bulunuyor. Genel kanı bu birleşme sonunda
ülke ekonomisinde genel bir canlanmanın olacağı. Olumsuz
taraf ise 1991 yılında 100 milyar marka çıkacağıtahminedilen
birleşme faturası.
Ekonomi Servisi — Bugünden başla-
yarak Avrupa'nın ortasında dev bir Al-
manya beliriyor: Toplam 78 milyon nü-
fusuyla Avrupa Topluluğu'nun en kala-
balık üyesi, ortalama 1 trilyon 250 mil-
yon dolarlık ulusal gelirle Avrupa Top-
^ıriugu-'nun en zengin ülkesi, yurtdışında
bulundurduğu 427 milyar marklık rezerv-
leriyle dünyanın ikinci büyük alacakhsı,
135 milyar marklık bir dış ticaret fazla-
sıyla dünyanın ikinci büyük ticari gücü,
kısacası, nükleer askeri faaliyetler bir ya-
na bırakılacak olursa, dünyanın ikinci bü-
yük gücü.
Alman birliğinin, Almanya içinde de
tartışılan olumlu ve olumsuz yönleri bu-
lunuyor. Genel kanı, bu birleşme sonu-
"cu, ülke ekonomisinde uzun vadede ge-
nel bir canlanma olacağı ve büyük Batı
Alman şirketlerinin, yepyeni yatınm ola-
nakları sayesinde daha da güçlenip serpi-
leceği yolunda. Olumsuz taraf ise birleş-
menin faturası. Haziran ayında, Federal
Almanya Maliye Bakanı VVaigel, kamu
harcamalarının birleşme sonunda yüzde
3.9 oranında artacağını, böylece bütçede
50 milyar marklık bir açık doğacağını be-
lirtmişti. Bazı uzmanlara göre bu raka-
mın 1991 yılında 100 milyar marka çık-
ması bekleniyor. Bu da GSMH'nın yüz-
de 3.5 ile 4'ü arasında bir rakam. Alman
tarihinde böyle bir açığa rastlamak için
1981 yıhna kadar geri dönmek gerekiyor.
Batı Almanya, Doğu'suna kavuşabil-
mek için şu harcamalan yapmak zorun-
da:
• Sovyet askeri birliklerinin Doğu Alman-
ya'dan çekilebilmesi için Moskova'ya 13
milyar mark verilecek.
• Alman birliği için oluşturulan özel fo-
na dört yıl boyunca 95 milyar mark öde-
necek.
• Doğu Almanya'da özelleştirme işlem-
lerini yüriitmekle gorevli Treuhandanstalt
adlı kuruluşa 55 milyar marklık bir fon
aynlacak.
• Demokratik Almanya'nın sürekli açık
veren hastalık sigortası harcamalan için
13 milyar mark ödenecek.
• Doğu Alman-Sosyal Sigorta Kurumu-
nun borçlanoı karşılamak için 6 milyar
mark aynlacak.
Bu harcamalar, aşağı yukarı 200 mil-
yar marklık bir faturayı ortaya çıkanyor.
Üstelik Helmut Kohl, vatandaşlarına bir
vergi arttırımına gidilmeyeceği yolunda
önceden söz verdiği için durum daha da
vahimleşiyor. Şimdi herkes, Başbakan'ın
sözüne karşın, vergilerin arttıniması ka-
rarını korkuyla bekliyor.
Almanya'nın birleşmesi, kısa vadede
Alman ekonomisini frenleyecek gibi
gözüküyor. Çünkü Doğu Almanya,
50-100 rnilyar dolarlık toplam GSMH'siy-
le Batı Almanya'dan tam on kez daha
yoksul. Bu nedenle, birleşmenin ilk aşa-
mada toplam büyümeyi yuzde 2,5-4 ora-
nında aialtması, enflasyonu da Körfez
kriziyle birleşince, 1991'de yüzde 4'e çıkar-
ması bekleniyor. Bir önemli yük de D. Al-
manya'daki ücret düzeyi. Eski Demokra-
tik Almanya Cumhuriyeti'nde ücretler,
Batı ile eşitliğin sağlanması için yüzde 35
oranında arttırüıyor. Buna karşüık D. Al-
manya'da bir çığ gibi büyüyen işsizlik de
Birleşik Almanya'nın faturasını kabartı-
yor.
Ancak bütün bu rakamlar, yalnızca
şimdnik istatistiklerde görülen toplama ve
çıkarmalardan ibaret. Bu olumsuzlukla-
ra karşın Almanya, birieşmeden uzun va-
dede umutlu. En çok iştahı kabaranlar ise
Batı Almanya'mn büyük şirketleri.
Birleşen Almanya
Yüzölçümü (1000 km.)
Nüfus (milyon)
Yaşarn beklentısi, yıl
Erkek
Kadın
GSMH, milyar dolar
Kişı başına GSMH. dolar
1000 kışiye telefon
1000 kişiye düşen otomobil
(*) Kaynaklar: OECD, IMF. The Economıst.
•a*
249
62.0
72
78
1200
19300
620
450
Do«u i
108
16.4
69
75
Urfe«ni*
357
78.4
71
77
50-1001250-1300
4500
240
220
16200
540
400
AT'MI
tab
4
1
6
6
1
2
2
1
k
nratanası
BlrttsaMt
3
1
' 10
10
1
4
5
4
Demokratik Almanya'da, tüm sanayi
ve hizmet şirketlerini özel sermayeye dev-
retmek üzere Treuhandanstalt adlı bir ku-
ruluş oluşturuldu. Bu kurum, tıpkı TUr-
kiye"deki Kamu Ortaklığı ldaresi gibi
özelleştirmeden sonımlu. Treuhandans-
talt, satılacak D. Alman şirketlerinin bir
listesini hazırladı. Bu kapsamda 8 bin şir-
ket yer alıyor. 6 milyon insanın çalıştığı
bu 8 bin şirketin toplam borcu 100 mil-
yar marka kadar yükseliyor. Batı Alman
sermayesi, şimdilik Doğu'daki özelleştir-
meden en çok nasiplenecek yabancı ser-
maye gruplarının başında geliyor. Batı
Alman şirketleri, bu kurum oluşturulma-
dan önce de Doğu'da önemli yatırımlara
girişmişlerdi. örneğin Volkswagen,
1989'da Doğu Alman Trabant otomobil-
Ierini üreten IFA ile ortaklık kurmuş,
Mercedes'i üreten Daimler-Benz ise diğer
Doğu Alman şirketi Wartburg ile birleş-
mişti. Doğu Aİmanya'nın öbü'r otomobil
şirketi Wartburg ise Batı Alman Opel ile
birleşti.
Bu arada, Batı Almanya'nın en büyük
sigortacılık şirketi Allianz da Doğu Al-
man sigorta tekelini elinde bulıınduran
Staatliche Versicherung'u satın aldı. Oto-
motiv ve sigortacılık sektöründen verilen
bu iki örnek, Doğu ile Batı arasındaki ser-
maye birliğinin, resmi birlikten çok da-
ha önce başladığını gösteriyor.
Berlin'de coşku: Birleşme bira ve şampanyayla kutland(Bûftarafı 1. Sayfada)
tere ve Fransa'mn Almanya'daki bütün
hakları ortadan kalktı. Batı Berlin, işgal
kuvvetlerinin idaresinden çıkarak bağım-
sızlığına kavuştu ve doğuyla birleserek ye-
ni Ahnan devletinin başkenti oldu.
Çoğu Alman ve yabancı, birleşmeyi hâ-
lâ "inanılmaz bir şey" olarak niteliyor
.Berlin'de birleşme gününü yaşamak için
on binlerce turist sokakları doldurdu,
otellerde hiç yer kalmazken trafık de fel-
ce uğradı. Binlerce yabancı gazeteci, yüz-
lerce televizyon ekibi dünj-anm her yerin-
den Berlin'e aktı. Kent merkezinde kut-
lamaların yapıldığı Brandenburg Kapısı
ve Reichstag binasının önü, duvann ka-
lıntılan boyunca dev çanak antenlerle do-
natıldı. Berlin, tarihinde bu kadar büyük
bir kalabalığı ve sevinci 9 kasım 1989'da
duvar açıldığında görmüştü, şimdi bugün
yaşıyor.
Ahnan gazeteleri dün büyük şirketle-
rin "kutlama mesajlan"yla doluydu. Tam
sayfalık ilanlarda "sevinçliyiz" sözü en sık
rastlanan sözdü. Gazeteler geleneksel ya-
yunlannı değiştirerek manşete yarun say-
falık yorum ve kutlama yazılannı çıkar-
dılar. Çoğu gazete bugün Alman bayra-
ğının renklerinde yayımlandı.
Yorumlarda vurgulanan nokta, "Arük
Almanya'nın gözünü ileriye çevirmesi, ta-
rihtnden ders almış bir ulus olarak Al-
manlann Avrupa'nın birliği içinde kendi
birliğini yaşaması gerektiği' yolundaydı.
3 Ekim 1990'dan, yani bugünden son-
ra Almanya'ya vizesiz girişleri yasaklanan
Polonyalılar dün kenti istila ettiler. Bin-
lerce PolonyaU dün otobüslerle geldikle-
ri Berlin'den elektronik eşya, gıda mad-
desi, giyim eşyası yüklenerek ülkelerine
geri döndü.
Bu kadar kalabalıktan rahatsız olan
Batı Berlinlilere karşın Türkler, özellikle
Türk esnaf "birieşme şamatası"ndan
memnun. Dönercilerin önündeki kuyruk-
lar; bakkal, manav dUkkânlarının önün-
de birikenler esnafın işlerini açtı. Berlin-
li Türkler birleşmeye ne kadar endişeli
baksa; işsizliğin artmasından, kiralann
yükselmesinden ne kadar korksa bile Al-
manların birleşme sevincini paylaşıyor.
Konuştuğumuz gurbetçilerin hemen hep-
si, "Alman ulusunun böliınmesinin suni
oMuğunu ve birteşmesinin doğal karşılan-
ması gerektigini, buna Alman halkının
her ulus gibi bakkı olduğunu" düşünü-
yor.
Birleşme doğunun batıya iltihakıyla
gerçekleştiği için devletin ismi "Alman-
ya Federal Cumhuriyeti" olarak kalacak.
Ulusal marş ve bayrak değişmeyecek. Kı-
sacası, Federal Almanya baki kalırken ta-
rih sahnesine veda eden ülke Demokra-
tik Almanya devleti oluyor.
Batı Berlin'i 45 yıldır yöneten ABD, In-
giltere ve Fransa'mn şehir komutanları
dün Belediye Başkanı VValter Momper'le
vedalaştılar .Momper komutanlara, Ba-
tı Berlin için yaptıklan yardımdan ötürü
Alman halkının teşekkürlerini iletti.
Birfeşme sevinci, Doğu Almanlarda ba-
tılılara kıyasla daha ağır basıyor. Görüş-
tüğümüz Doğu Berlinliler "Birieşmeden
sonra işyerterini kaybetmekten ve gele-
cekten korktuklarını" belirtiyor, ama
"Biz yıllanca bu anı bekledik ve çok
mutluyuz" demeyi ihmal etmiyorlar. Bir-
leşen Almanya'da artık hiçbir duvar ve sı-
nır kalmamasına karşın bu kez "göriin-
mez duvariar" batıyı doğudan ayıracak.
Yeni Almanya'daki duvar, zengin ba-
tıyla, yoksul doğu, yüksek gelirli batılıy-
la az kazançlı doğulu arasında var olma-
ya devam edecek. Doğu Almanlar daha
yılarca kendüerini "ikinci anıf vatandaş"
olarak hissetmekten kurtulamayacak.
Resmi birleşme bu açıdan bakıldığında
gerçek kaynaşmadan çok daha kolay bir
işlem olarak gözüküyor.
Birleşme dün Berlin'in batısında ve do-
ğusunda ayrı tören ve toplantılarla kut-
lanmaya başlandı. Törenler bugünden iti-
baren birleşik olarak düzenleniyor.
Dün öğleden sonra Doğu Berlin'de, re-
jim alehtarlığı yüzünden sınırdışı edilip
batıya yerleşmiş olan sanatçı Wolf Bier-
mann bir konser verdi. Üniversitenin hâlâ
adını koruyan "Marks Engels Salonu1
'ndaki konserde Biermann gitarı eşliğin-
de eleştirel yapıtlannı sundu. Doğudaki
Maksim Gorki Tiyatrosu'nda ise dün ak-
şam, "Yeni cumburiyette ajdınlann ve sa-
natçıların rolii" konulu bir açıkoturum
yapıldı. D.Alman parlamentosu kendini
feshetmeden önceki son toplantısında bir
araya geldi. Bu resmi törende Doğu Ber-
lin Filarmoni Orkestrası, Kurt Masuryö-
netiminde Beethoven'in Dokuzuncu Sen-
fonisi'ni çaldı, program radyo ve televiz-
yondan naklen yayımlandı. Kutlamalar
gece sabaha kadar devam etti.
Almanya'daki kutlamaiara katılmak üzere Berlin'e gelen Amerikalı travesti Doğu Alman polisi ile birleşme coskusunu paylaşö.
Milletvekilleri ve devlet erkânı Doğu
Berlin'deki Marien Kilisesi'nde Katolik ve
Protestanlann ortak dini ayinine katüdık-
tan sonra Batı'da filarmoni salonunda
devlet töreni için toplandı. Berlin Filar-
moni Orkestrası Bach, Hâydn ve
Brahms'tan eserler calacak. Cumhurbaş-
kanı Richard von VVeizsaecker, eski D.A1-
man Meclis Başkanı Sabine Bergmann,
Pohl, F.Alman Meclis Başkanı Rita Sii-
essmutfı ve Berlin Belediye Başkanı Wal-
ter Momper törende birer konuşma yap-
tılar.
Bütün gün kentteki kabarelerde, tiyat-
rolarda ve operalarda konserler ve oyun-
lar sahnelenecek.
Devlet töreni dışındaki bütün kutlama-
lar halka açık olarak gerçekleşiyor. Ber-
lin Belediyesi, piyasaya 3 marka satın alı-
nan bir rozet çıkarttı. Bu "Berlin 3 Ekim
1990" rozetini taşıyan herkes taşıtlara be-
dava biniyor. Rozetin gelirinin üçte biri
Brandenburg Kapısı'mn onanmı için har-
canacak.
Bush'tan kutlama mesajı
ABD Başkanı George Bush, Alman
halkına yayımladığı mesajda, "Yeni Al-
manya için her şeyin en iytsini diliyorum"
dedi.
Bush, Alman radyo ve televizyonlann-
dan yayımlanan mesajında, Alman ulu-
su için bugün yeni bir çığır açıldığını be-
lirterek Amerikan halkının en iyi dilek-
lerini ilettiğini söyledi.
ABD'nin, dost ve müttefikleri arasın-
da hür bir Almanya'yı görmekten gurur
duyduğunu ifade eden Bush, "Berlin Du-
van bugün artık bir yıkıntıdan ibaret,
gözlerimiz, umut dolu yeni bir diınyaya
bakıyor" dedi.
Dünyada hiçbir duvarın insan ruhunu
boğacak güçte olmadığını kaydeden
Bush, yıkılan "utanç duvarT'nın bunun
en güzel örneğini teşkil ettiğini belirterek
"Milli ruhu parcalayabilecek bir duvar
düşünemiyorum" diye konuştu.
Gorbaçov: Büyük olay
Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gor-
baçov da dün Almanya Devlet Başkanı
Richard von VVeizsaecker ve Başbakan
Helmut Kohl'e bir kutlama mesajı gön-
derdi. Gorbaçov mesajında iki Alman-
ya'nın birleşmesini, "büyük olay" diye
niteledi ve "Bu önemli günde, güçlükle-
ri aşarak, kaybedilenleri balırlayıp ölen-
leri onurlandırarak, korkuya kapılmadan
gelecek için çaba gosterip 'Alman soru-
nu'nun banşçı bir şekilde çözülmesini
mümkün kılan ülkeniz ve ülkemiz insan-
lannı kulluyorum" dedi.
bilirsiniz ki ülkemizdeki Türklerin duru-
mu yeni gelenlere göre çok daha iyidir.
Türklerin evleri, işleri var, Alman yaşam
biçimine ve üretim sistemine uyum sağ-
lamış durumdalar. Türkler en başarılı,
güvenilir ve en değerli işgücü kadrolan
arasında yer alıyor. Ayrıca Ülkemizdeki
Türklerin önemli bir çoğunluğu toplulu-
ğumuza büyük ölçüde entegre olduklan
için yeni gelenlere göre çok daha az zor-
luk çekeceklerdir.
— Ya kültürel zortuklar... İşsizlik ve ev-
sizliğin, Almanlarda yabancı düşmanhgı-
nı, neo-Nazi egilimleri arttırma olasdığı?
EİCKHOFF — Evet, bazı Almanlar
böyle bir düşkınkhğı yaşayabilirler. An-
cak bunun genelgeçer bir ruh hali olaca-
ğını sanmıyorum. Biliyorsunuz yabancı-
lara yeni haklar getiren yasa Bundestag'da
(Federal Meclis) büyük bir oy çokluğuy-
la desteklendi. Tabii, her işveren, işçisiy-
le arasındaki sözleşmeye baglı kalmak ko-
şuluyla, istediğini işten atabilir, istediği-
ni işe alabilir. Ancak Türk işçileri üretim
sürecine öyle iyi bir uyum gösteriyorlar
ki işsizliğin Doğu Almanlar ve diğer Do-
ğu Avrupa ülkelerinden gelip, bu sürece
yabancı olan kişiler için daha önemli bir
sorun olabileceği kanısındayım.
Neo-Nazi hareketlerin güçlenmesi bek-
lenebilir. Ancak bu gruplar çok gürultü
çıkarsalar bile aslında çok sınırlı bir gü-
ce sahipler. Berlin'de Cumhuriyetçi Par-
ti seçimlerde başarı kazanınca Alman ka-
muoyunda fırtınalar esti. Çok akılhca bir
seçim kampanyası yürütmüşlerdi. Ama
daha sonra neo-Nazi bir parti olmama-
larına rağmen, içlerinde bu eğilimdeki
gruplan barındırmaları büyük tepki do-
ğurdu. Bu gerçek ortaya çıkar çıkmaz, oy-
ları tükendi. Yüzde 5'lik barajın yanına
bile yaklaşamadılar.
— Demokratik Almanya'nın iltihakı
acaba bu ülkenin topraklannda Türkler
için yeni olanakların doğmasına yol aça-
bilir mi? Batıdan doğuya giden çok sayı-
da Türk girişimcisi olduğu biliniyor...
EİCKHOFF — Doğu'da yeni ekono-
mik olanaklar var. Sorunlar olduğu ka-
dar yeni avantajlar da söz konusu. Türk
ihracatçılan, müteahhitleri ve hizmet sek-
törü 1980'den sonra uluslararası düzeyde
rekabet gtlcüne sahip olduklannı kanıt-
ladılar. Sovyetler Birliği'nde önemli iha-
leler yürüten Türk şirketlerinin Doğu Al-
manya'da, Polonya'da, hatta Bulgaristar^
da da başarı kazanmaması için neden
yok. Aynca Batı'daki yaratıcı Türk giri-
şımdleri, küçuk iş sahipleri, Doğu'da yeni
işler kurma olanağını başanyla degerlen-
diriyorlar.
ANKARA
Büyükelçilik
tarih oluyor
Demokratik Almanya'mn
özel bir kişiden kiralanan
büyükelçilik binası aralık ayı
sonunda boşakılacak.
Haritadan silinen ülkenin
Ankara'da mülkiyetine sahip
bulunduğu hiçbir toprak ya
da bina yok.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Gaziosmanpaşa'da, Karlı Scrkak'ın dört
yokuşu birleştiren köşesinde kurulu Al-
manya Demokratik Cumhuriyeti Büyü-
kelçiliği artık temsîl yetkisine sahip de-
ğil. Büyükelçilik Müsteşan Edgar Püsc-
hel "tahliye ve tasfıye" işleri için Anka-
ra'da kahnayı sürdürüyor. Ancak hafta
sonundan itibaren o da Karlı Sokak 3 nu-
marayı terk edecek. Federal Almanya
Büyükelçiliği'ne taşınacak.
Ankara'da kalan, dün geceye kadar
Demokratik Almanya yurttaşı olan diğer
yetkili Rudolf Popp. Bugün Federal Al-
manya Büyükelçiliği'nde düzenlenecek
kutlamada hem Musteşar Püschel hem de
birinci sekreter Popp bulunacak. Ancak
konuk değil, ev sahibi olarak.
Demokratik Almanya'nın özel bir ki-
şiden kiralanan büyükelçilik binası ara-
lık ayı sonunda boşaltılacak. Haritadan
silinen ülkenin Ankara'da mülkiyetine
sahip bulunduğu hiçbir toprak ya da bi-
na yok. Ancak gene de eski anlaşmala-
nn iptali, devri, Demokratik Almanya
yetküilerinin kiracı bulunduğu dairelerin
boşaltılması, demirbaş eşyamn, hesapla-
nn denetimi gibi işler oldukça yoğun.
Edgar Püschel bu işleri bitirdikten son-
ra Türkiye'den ayrılacak. Bugünden iti-
baren Demokratik Almanya'nın iltiha-
kıyla büyüyen yeni' Federal Almanya'yı
Ankara'da eski Federal Almanya Büyü-
kelçiliği kadrosu temsil edecek. Karh So-
kak üç numaradaki beş Türk görevliden
ikisi bu hafta sonundan itibaren işlerini
bırakacaklar. Bir tercüman, bir şoför ve
bir bahçıvan ise aralık sonuna dek görev
başında kalacak. Büyükelçiliğin bahçe-
sindeki güller en azuıdan 1991 başına dek
düzenli sulanacak, ilaçlanacak.
Federal Almanya Büyükelçiliği yetki-
lileri ise 'iltihaktan sonra' işlerinin daha
da yoğunlaşacağını belirtiyorlar. Elçilikte
halen 44 diplomat görev yapıyor. Bu sa-
yının arttıniması henüz düşünülmüyor.
Son haftayı yoğun hazırlıklarla geçi-
ren Federal Almanyalı diplomatlar,
'belki' diyorlar, "Bu temponun sürdü-
ğü görulürse, kadro genişletilmesi kara-
n alınır." Yaz başında Türkiye'nin Fe-
deral Almanya'daki diplomatlarının ge-
ri gönderilmesi karanyla ciddi bir kriz ya-
şayan 'diplomatik temsil ilişkileri'nin
'yeni' Federal Almanya ile daha 'yoğun',
ama 'daha sonınsuz' olacağı umuluyor.