25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 3 EKİM1990 KÖRFEZ KR İZİ...KORFEZ KR İZI... KORFEZ KRtZİ...KÖRFEZ KR İZİ... TANSİYON GİDEREK YÜKSELİYOR Independentuçak gemisiKörfez'e girdi16 yıl aradan sonra ilk kez bir ABD uçak gemisi Basra Körfezi'ne girdi. 70 uçak taşıyan Independent uçak gemisinin 'gövde gösterisi' için Körfez'e girdiği bildirildi. Irak, Kuveyt'teki askerlerinin sayısını 400 bine çıkardı. Fransız savaş gemileri, bir Kuzey Kore tankerini ateş açarak durdurdular. Dış Haberier Servisi — Körfez krizi, üçüncü ayına savaş rüzgârlan eşliğinde girdi. Irak'ın Kuveyt'ten koşulsuz olarak çekilmesi amacıyla askeri çözum yollan- nın yoğun olarak tartıyldığı bir dönem- de,. Irak'ın ordusunun yansını Kuveyt'e yığdığı bildirildi. ABD uçak gemisi Inde- pendent, Basra Körfezi'ne gjrerken, Fran- sız savaş gemileri, dün bir Kuzey Kore yük gemisini ateş açarak durdurdular. Ulus- lararası Af Orgutü, Irak'ın Kuveyt'te çok sayıda kişiye işkence yaptığını bildirdi. AP'nin haberine göre Irak, son günler- de savaş olasüığının giderek güçlenmesi üzerine, Kuveyt'e asker ve tank yığmaya başladı. Ajansa haber veren kaynaklar, Irak'ın Kuveyt'teki askerlerinin sayısını bir hafta içinde 400 binin üzerine çıkar- dığmı, aynca tank ve ağır silahların da miktarını arttrrdığını bildirdiler. Reuter'in haberine göre de ABD uçak gemisi Independent, "göyde gösterisi" için Basra Körfezi'ne girdi. ABD Deniz Kuvvetleri yetkilileri, 70 savaş uçağı taşı- yan Independent'in, ABD ve müttefikle- rinin gücünü göstermek amacıyla Kör- fez'e girdiğini söylediler. Independent'in Körfez'de kalıp kalmayacağı konusunda bilgi verilmedi. Independent 16 yıldan bu yana Körfez'e giren ilk ABD uçak gemisi oluyor. Irak'ın birkaç gündür ilişkilerini yeni- den düzeltmek amacıyla ceşitli adımlar attığı Fransa'nın Körfez'deki savaş gemi- leri, Irak'a yük götürduğunden kuşkula- nılan bir Kuzey Kore tankerini ateş aça- rak durdurdular. AP'nin haberine göre Fransız gemileri, ilk kez bir tankere ateş açmış oluyorlar. Irak Devlet Başkanı Sad- dam Hüseyin, stratejik bölgelere yerleş- tirilen 9 Fransızın serbest bırakılacağını açıklamış ve Fransa ile ilişkilerin gelişti- rilmesinden yana pldugunu söylemişti. Uluslararası Af Örgütü, Irak'ın 2 ağus- tosta Kuveyt'i işgal etmesinden sonra bu- rada çok sayıda kişinin tutuklandığını, öl- dürüldüğünü ve birçok kişiye de işkence yapıldığını bijdirdi. Örgütün, Kuveyt'teki kaynaklar ve ay- nı zamanda buradan kaçan birçok kişiye dayanarak hazırladığı raporda, Kuveyt 1 te sorgulaması yapılan çok sayıda kişiye işkence uygulandığı belirtildi. Kaynaklar tarafından alınan bazı ha- berlerin doğrulanmasının olanak dışı ol- duğu kaydedilen raporda, Irak işgalinden sonra Kuveyt'te çizilen tablonun "dehşet verici olduğu" kaydedildi. Kuveyt hastanelerinde çahşan doktor- lar, Irak askerlerinin çok sayıda gencin cesetlerini hastanelere getirdiğini, arala- rında 15 yaşındakilerin de bulunduğu bir- çok kişinin yakın mesafeden kafasından ya da kalbinden vurulmuş olduklarım bil- dirdiler. Uluslararası Af Örgütü, işkence yapı- lan baa Kuveytlilere elektrik şoku uygu- landığını, dayak atıldığını, bazılannın da işkence sırasında bacaklannın kınldığuıı, el ve ayak tırnaklarının çekildiğini kay- detti. Irak'ın Kuveyt'i ilhak ve işgaline karşı çıkan çok sayıda kişinin de Kuveyt üni- versitesinde idam edüdiği belirtildi. Uluslararası Af örgütü raporunda, Ba- tıhlann Irak'ta stratejik yerlere yerleşti- rilmesinin de insan hakları ihlali olduğu kaydedilerek bu tutum kınandı. MübarekMn vaazı Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, "Irak'ın Kuveyt'i işgalinin, cahiliye dev- rine döniiş" olduğunu söyledi. Mevlit Kandili dolayısıyla önceki ak- şam bir camide konuşan Mübarek, ts4am dünyasınm bugün, "tslamiyet öncesine dönmck isteyenlerin yol acngı bir suHuna- dan geçtiğini" kaydetti. Mübarek, Irak'ın Kuveyt'i işgaline atıf- ta bulunarak, "Kuvveüi zaytfa saldmyor. Silahh adam, mallarını eline geçirmek için silahsız adama saldınyor ve böylece, oluşma yolundaki biriigi bozuyor" dedi. Konuşması Mısır televizyonundan da yayunlanan Mübarek, ne Irak'ın ne de Saddam Hüseyin adını vererek, "saldın ve ihanetlerini haklı çıkarmak için tslam bayragı arkasına gizlenenleri" de eleştir- di. Mısır Devlet Başkanı, "tslam toplumu, bizi tebdit eden tehükeye karşı korunmak için İsiamın ögrettiklerine bağlanmava bugünkü kadar hiç ihtiyaç duymamışü" dedi. RUM YÖNETİMİ Türkiye'den mazot taşıyan tanker durduruldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Türkiye'den mazot yuku alarak Akde- niz'e açılan Honduras bandıralı "Fiona" tankeri Kıbrıs Rum pohsinin müdahale- si ile durduruldu. Irak'a uygulanan am- bargonun delindiği gerekçesiyle durduru- larak kaptanı ve iki personeli gözaltına alınan tankerin taşıdığı 1800 tonluk ma- zotun, Irak'tan alındığı doğrulandı. Dı- şişleri Bakanhğı yetkilileri, mazotun Irak'tan ahm tarihinin 1990 yılının ilk ya- rısına rastladığını, dolayısıyla anıbargo ihlalinin söz konusu olmadıguu büdirdi- ler. Kıbrıs Rum yönetimi polisinin Türki- ye'de dolum yapan bir tankeri durdur- duğu haberi üzerine Dışişleri Bakanhğı yetkilileri konuyu incelemeye aldı. Yapı- lan araştırma sonucunda Honduras ban- dıralı tankerin 25 ağustos günü Adana Ceyhan'daki özel bir şirketten satın al- dığı 1800 tonluk rafıne edilmiş mazotu taşıdığı belirlendi. Konu hakkında Cum- huriyet'e bilgi veren bir bakanbk yetki- üsi, tankerin aldığı mazotun 1990 yılının ilk yarısında Irak'tan kara yoluyla Türk- iye'ye geldiğinin anlaşıldığını belirterek, "Dolayısıyla ambargonun delinraesi söz- konusu değil. Alınan yuk işjenmiş petrol üriinüdür. Bu nedenle bonı hattından akıolan ham petrolle hicbir Ugisi yoklur" dedi. Aynı yetkili Türkiye'nin olaydan kaygı duymasını gerektirecek hiçbir yön bulun- madığını, ancak Fiona tankerinin 25 ağustosta Ceyhan'dan ayrıldıktan sonra bölgede yaklaşık 40 gün ne yaptığının an- laşılamadığını kaydetti. Türkiye'nin, ya- pılan incelemelerde elde edilen sonuçla- rı ilgili ülkelere bildirdiği ve soruşturma- nın Kıbns Rum yönetimince sürdürüle- ceği Öğrenildi. BABA OGUL — 19 yaşındaki Adam Robinson Körfez'e bareket ederek biriigine katılmadan önce babasına sanlarak uzun bir süre ağladı. (Fotograf: AP) ÖZAÜIN SIS^DEMECİ:EJSÜSSSIS BM müdahale kararı alırsa karşı çıkmayızNewsweek'e verdiği demecinde, Saddam'ın İran örneğinde olduğu gibi esnek davranabileceğini, geri çeküeceğini beürten Özal, Saddam'ı sıkıştırmak gerektiğini söyledi. Dış Haberler Servisi — Cumhurbaşka- nı Turgut Özal, Irak'ın Kuveyt'ten çekil- mesi durumunda, verdiği tüm zararları ödemesi gerektiğini söyledi. özal, BM ça- tısı altmda Irak'a karşı askeri bir hare- kete girişilmesi durumunda Türkiye'nin de buna katılacağını belirtti. Newsweek Dergisi'nin bu haftaki sa- yısında Özal'la ABD ziyareti sırasında yapılan söyleşi yayımlandı. Dergide ay- nca, "Batı'nın Türkiye'ye Borcu" baş- hğı altında, Türkiye'nin Korfez krizine ilişkin tutumu irdelendi. Dergi, Türkiye'- nin Irak'a karşı uygulanan ambargoya katılarak zarara uğradığını belirttiği ya- zısında, Ankara'nın bu zararı ABD ve Avrupa ile ticaretini geliştirerek karşüa- mak istediği görüşüne yer verdi. Yazıda Türkiye'nin Irak'a karşı attığı adımlar- dan övgüyle söz edilerek Batı'nın bu adımlara karşılık vermesi gerektiği kay- dedildi. Cumhurbaşkanı Özal da Newsweek'- le yaptığı söyleşide, ambargonun Irak'- ın Kuveyt'ten çekilmesini sağlayacağına inandığını belirterek "Kuveyt'ten çıkıp gitmek yetmez, verilen zarar odenmelidir" görüşünü savundu. özal'ın söyleşisinin geniş bir özetini aşağıda su- nuyoruz. —Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi için askeri çatışma dışında bir yol göriiyor musu- nuz? ÖZAL—Sorunun yüzde 90'ımn am- bargo ile çözüleceğini düşünüyorum. Sal- dırgana karşı ülkeler arasında işbirliğinin oluşması önemlidir. Bu, bu kadar çok halkın, bu kadar çok ülkenin katıldığı ilk olaydır. Bunun Irak üzerinde gerçekten derin bir psikolojik etkisi oldu. Şirndi eğer ambargo ve tüm diğer önlemler düz- gün ve etkili bir şekilde çalışmazsa, ek tedbirler almak zorundayız. Hava ablu- kası bunun bir örneğidir. Benim görüşü- me göre hava ablukası çok önemlidir. Deniz ablukası ile kıyaslandığmda çok küçüktür, ama dünyanın nasıl birleştiği- ni gösterir. Hava ablukasının çok büyük bir psikolojik etkisi olmuşrur. Hikâyenin bir de öteki yüzü vardır. Körfez bölgesi- ne çok güçlü bir askeri sevkıyat yapıldı. 'Böylesi büyük bir sevkıyatın sonucun- da bir çatışma kaçınılmazdır' diye du- şünülebilu. Bu, pek çok askeri ve siyasi uzmanın görüşüdür. Fakat ben, bu güç- lü askeri sevkıyatın Irak üzerinde yeteri kadar bir psikolojik etki yaptığına inan- ma eğilimindeyim. , —Eger Kuveyt'ten çekilirse, Saddam Hü- seyin'in ülkesinde karşılaşabileceği risk- ler ne kadar ciddidir? ÖZAL—Mısır Devlet Başkanı Hüsnu Mübarek'in görüşune göre Saddam, eğer geri çekilirse ayakta duramaz. Mubarek, bu nedenle, Saddam'ın geri cekilmeyece- ğini söylüyor. Fakat geri çekilebilir, çün- kıi tran örneğinde esnek davranabildiği- ni göstermiştı. Daha büyük bir tehlike ile karşı karşkya olduğu için sekiz yıllık sa- vaşta kazandıklarını bıraktı. Saddam ile Nasır arasında şöyle bir benzerlik oluşa- bilir. Nasır, 1%7 yıhnda Israil karşısın- da bozguna uğrayınca 'aynlıyorum' de- mişti. Fakat Mısır halkı, 'bizi bırakma' gibi şeyler söyledi. Ve Nasır kaldı. —Eğer ambargo sürersc ve Irak halkı bundan etkilenmeye başlarsa, Irak için- de Saddam'a karşı çıkabilecek bir muha- lefetin oluşma şansı var mı? ÖZAL—8 yü süren savaş boyunca hiç- bir karşı çıkış yoktu. Şunu demek istiyo- rum; ilk 5 veya 6 yılda savaşı kaybedi- yordu. Bu dönem boyunca Saddam muh- temelen pek çok kişiyi öldürdü. Bir mu- halefet vardı, fakat Saddam bunu ezebil- di. Fakat bugün bir fark var. O zaman Saddam'ı bütün Batı destekliyordu. Tüm Araplar onu destekliyordu. Bugün Sad- dam, aynı konumda değil. —Eger Kuveyt'ten çekilirse ne olur? Sad- dam hâlâ iktidarda olacak, biyolojik ve kimyasal sUahlan elinde bulunacak ve or- dusu dokunulmamış bir şekilde kalacak. Bu durum, dünyanın geri kalanı için da- ha köıü bir bela degil midir? ÖZAL—Benim tavsiyem, Saddam'a, Kuveyt'te yaptıklannın tazmini, Kuveyt'- ten kaçan insanlann durumu için bir fa- tura çıkartmak ve ondan bunu odemesi- ni istemektir. Şununla başlanabilir: "Çı- kıp gitmek yetmez, odemek zorundasın". Bu onu daha da sıkıştıracaktır. —ABD'nin, BM Güvenlik Konseyi'ne sunmak üzere ve kabul edildiği takdirde ortak askeri güce yetki verecek bir karar tasansı üzerinde çalıştıgı söyleniyor. Bu, Türkiye'nin destekleyebileceği bir şey mi- dir? ÖZAL—Bizim herhangi bir iürazımız olmayacaktır. Eğer, BM Güvenlik Kon- seyi böyle bir karar alırsa, biz karşı çık- mayız. — Sizin subaylarınız Irak ordusunu na- sıl değerlendiri>orlar ? ÖZAL—Sanıyorum genellikle çok önemsemiyorlar. Irak temel olarak bir Üçuncü Dünya ülkesi. Rusya, Almanya gibi değil. Sonuçta, Iran'la yaptıkları 8 yıllık savaş boyunca ne yaptılar? —Batı'nın ve Körfez devletlerinin ambar- go için ohışturduklan saglam cephenin ne kadar konınabilecegini diışünüyorsunuz? ÖZAL—Irak propaganda konusunda çok iyi. Ve muhtemelen, Amerikan med- yasınm da yardımıyla, açhktan ölen, ağ- layan çocuklar gostermeye başlayabilir- ler ve bunun da Batı dünyası ve Ortado- ğu ulkeleri insanları üzerinde moral bir etkisi olabilir. Bir sınır komşusu olarak biz de, eğer açlık yüzünden bazı göçmen- ler Türkiye'ye gelmeye başlarsa, bazı so- runlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bunlar ambargonun getireceği sorunlardır ve eğer Saddam direnmeye devam ederse, ilk olarak ordusunu besleyecektir, diğer insanları değil. —Türkiye'nin Körfez ittifakına en büyük katkısı ne olmuştur? ÖZAL—Samnm, Türkiyç'nin yaptığı en önemli şey, ambargoyu aktif olarak uygulamak olmuştur. Ben Başkan Bush'a, bir ambargo karannın BM tara- fından en kısa sürede alınması yolunda ısrar ettim. Ambargo kararı, 7 ağustos tarihinde alındı. Bundan bir saat sonra biz Bakanlar Kurulu'nu topladık ve am- bargoyu hemen uygulama karan aldık ve Irak'tan gelen petrol boru hatlarım ka- pattık. Sanınm bunun psikolojik etkisi çok büyük oldu. Çünkü kimse kayıpları çok büyük olacağı için Türkiye'nin bu- nu yapabileceğini ummuyordu. Şunu anımsıyorum. Boru hattmı kapatmadan önce Suudi Arabistan Kralı Fahd'ı ara- dım ve ona "Ben boru hattını kapatıyo- rum. Benden sonra siz de kapatabilir- siniz' dedim. O da bana 'Evet' dedi. —Bu işbirliginiz sizi Batı'ya daha yakın kılacak mı? Körfez krizinin başlamasın- dan bu yana Batı Avrupa ve VVashing- ton'daki gttcüniiz etkileyici bir şekilde artmadı mı? ÖZAL—Evet, sanınm öyle. Fakat bundan sonra ne geleceğini bilmiyorum. Bu durum Türkiye'nin tereddüt etmeden Batı'nın yanında olduğunu göstermiştir. Fakat aynı. zamanda Turkiye, tüm ulus- lann bir araya gelmesine de yardım et- miştir. Ve belki de Türkiye'nin bölgede- ki önemi çok önemli olacaktır, çünkü biz onlara bu kadar yakın olan tek NATO uyesiyiz ve Arap dunyasında şu anda Saddam Hüseyin hariç büyük bir saygın- lığımız var. Ozal döndii öte yandan BM tarafından duzenlenen "Çocuklar İçin Dünya Zirvesi"ne katı- lan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türki- ye'ye döndü. Özal, Esenboğa Havaala- nı'nda yaptığı açıklamada, ziyareti- nin,"Her bakımdan yararh ve fevkala- de olumlu geçtigini" belirtirken, Körfez krizi konusunda ABD ile benzer görüş- lere sahip olunduğunun bir kere daha tes- cil edildiğini söyledi. Özal, Esenboğa Havaalanı'nda TBMM Başkanı Kaya Erdem tarafmdan karşılandı. Karşılamada Başbakan Vekili ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, ba- kanlar Hüsnü Doğan, Kâmran Inan, Vehbi Dinçerler, Cemil Çiçek. tsmet Özarslan, Safa Giray, tlhan Aküzüm, Şükrii Yüriir, YÖK Başkanı thsan Doğ- ramacı, Ankara Vali Vekili Nizamettin Güven ve Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın da hazır bulundu. Özal yaptığı acıklamada, Türkiye'nin uluslararası planda gördüğu ilgi ve yük- sek itibarın Türk milleti adına kendisine gurur verdiğini ifade etti. ANKARA Washington ile füze pazarlığıTürkiye, Körfez krizi ile bağlantılı olarak hava savunma sistemlerinin güçlendirilmesi için ABD ile masaya oturuyor. Türkiye, yeni füze sistemleri üzerinde duruyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Turkiye, Körfez krizi sonrasında açıkça ortaya çıkan modernizasyon açığının ka- patılması ve özellikle hava savunma sis- temlerinin modernizesi için ABD ile ma- saya oturacak. 7 ekimde Milli Savunma Bakanhğı Teknik Işler Müsteşar Muavi- ni Tumgeneral Seyhan Canova başkan- lığında bir heyet ABD'ye giderek, genel- de uzun vadeli savunma sanayıi projele- rini, özelde ise kısa vadede Türkiye'nin hava savunma sisteminin güçlendirilme- si ve yeni füze sistemlerinin alınması için pazarhk yapacak. Milli Savunma Bakanlığı'na yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre ABD'ye gidecek heyet, askeri ilgililer, Dış- işleri Bakanhğı ve Savunma Sanayii Müs- teşarhğı yetkililerinden oluşuyor. Heyet 7 ekimde ABD'ye gidecek ve yaklaşık 1 hafta süreyle göruşmelerde bulunacak. Ziyaret sırasında, yaklaşık 2.5 yıldır ya- pılmayan Savunma Sanayii Komitesi (DIC) toplantısı gerçekleştirilecek. Yetkili kaynaklardan edinilen bilgiye göre Türkiye pazarhk masasına öncelik- li olarak hava savunma sistemlerini geti- recek. Bu çerçevede hem uçaklara hem de füzelere karşı etkili olabilen Patriot fü- zelerinin verürnesi istenecek. Türkiye ay- nca, ABD'den Federal Almanya üretimi olan ve yalnızca uçaklara karşı etkili ola- bilen Roland füzelerinin Türkiye'ye ve- rilmesi için yardım isteminde de buluna- cak. Bu füzelerin özellikle Körfez bölge- sinde bir sıcak savaş halinde, Irak'ın Turkiye'ye yönelik olası füze ve uçak sal- dırısına karşı etkili olabileceği belirtiliyor. DIC toplantılarında, aynca Türkiye ile ABD arasında daha önceden bağıtlanan uzun vadeli savunma sanayii projeleri de ele alınacak. Bu çerçevede de yeni F-16 paketi ile ilgili mali konular değerlendi- rilirken, halen üretimi süren F-16 uçak- larına takılacak elektronik harp sistem- leri uzerinde de durulacak. Türkiye hava savunmasının güçlendi- rilmesi amacıyla, ABD'nin Türkiye'ye vereceği 40 adet F-4 uçağının bir an on- ce Turk Hava Kuvvetleri'nin envanteri- ne kazandınlması amacıyla girişimlerde de bulunacak. Görüşmeler sırasında Türk savunma sanayiinin önemli projeleri arasında yer alan helikopter projesinin de ele alınma- sı bekleniyor. Bilindiği gibi bu projede ABD Bell ve Skorsky firmaları yanşıyor. Her iki firma da Türkiye'de ortak üreti- mi öngörülen helikopter projesi çerçeve- sinde uzun vadeli kredi öneriyorlar. PARİS Mitterrand'ın barış planı gündemde SABETAY VAROL PARİS — ABD Başkanı George Bush'un önceki gün BM Genel. Kurulu'n- da yaptığı konuşma, Fransa Cumhurbaş- kanı François Mitterrand'ın Irak'a yap- tığı önerileri yeniden gundeme getirdL Bush, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi duru- munda Ortadoğu'daki sorunlann topye- kün çözülebileceğini söyleyip bunun ge- ri bir adım sayılmaması gerektiğini belir- tirken Irak, "Bush'un söylediği tüm söz- lere karşı çıkıyoruz" açıklamasım yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'uı bir hafta önce BM Genel Kurulu'nda yaptı- ğı konuşmada gündeme getirdiği öneri- ler, Irak tarafından olumlu karşılanmış- tı. Saddam Hüseyin bu tavnyla François Mitterrand'ın BM konuşmasmdan bir şeyler umduğunu göstermek istedi. An- cak Fransa Dışişleri Bakanı Roland Du- mas, klasik diplomatik temsilcilikler dı- şında Paris'in Bağdat'la temas sürdürdü- ğünü yalanladı. Fransa daha önce Irak- ın büyükelçilik rezidansıyla ilgili özür di- leme girişimini kabul etmediğini de açık- lamıştı. Dumas, Saddam'ın Irak karşıtı Koalisyonu zayıflatmak için bu yolu iz- lediğini ima etti. Fronçois Mitterrand'ın bu yılki BM genel kurulu toplantısmm 24 ekim açılış oturumunda önerdiği ve tar- tışmalara yol acan planı şöyle: İlk aşamada Irak, Kuveyt'tep çekilijçue niyetini ifade edecek ve tüm rehıneleri ser- best bırakacak. Müzakerelere önkoşul teşkil eden bu birinci adımdan sonra Mit- terrand'ın deyişiyle, "Her şey mümkün olacak", görüldüğü gibi, Mitterrand mü- zakere açmak için "niyet"le yetinmeye ha- zır olduğu izlenimi verdi. Ikinci aşamada "Uluslararası toplu- luk", bir yandan çokuluslu askeri gücun çeküeceğini güvence altına alırken Ku- veyt'in hükümranlığını da garanti altına alacak. Mitterrand plamnın bu adımın- da, Sabah ailesinin geri gelmesinden de- ğil, "Kuveyt halkının yapacağı tercihlerin demokratik biçimde ifade edilmesi"nden söz etti. Bu ifade tarzı Bağdat'a ikinci göz kırpma olarak değerlendirildi. Bu iki ta- vizden amaç, Irak'm en azından "zeva- hiri kurtarma"sı... Mitterrand önerdiği planın üçüncü aşa- masını şu sözcüklerle aktardı: "Bu, faz- Iaca umut bağlamadan bütün dünyanın beklediği aşama olacak. Söz konusu umutsuzluğumuzun nedeni ya hedefın bizlere ulaşılmayacak kadar uzak gözük- mesi ya da bizzat tercih saati anlamına geleceği için bizleri ürkütmesi.. Başka bir deyişle, Ortadoğu'yu harap eden çatışma- lann yerini herkesin banş ve güvenliğe ka- vuşacağı bir iyi komşuluk dinamiğine terk etmesi. Başkan Mitterrand bunu söy- lerken Lübnan, Filistinliler ve lsrail'i dü- şündüğünü de sözlerine ekiedi. Mitterrand daha da ileri giderek bir dördüncü aşamanın da tahayyul edilebi- leceğini vurguladı. "Karşılıklı ve herke- sin onayına sahip bir bölgesel silahsızlanma" süreci ile istikrar ve refa- ha yol açacak bir "işbirliği" bu dördün- cü aşamayı teşkil ediyor. LONDRA Thatcher 4 savaş' diyor EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — Başbakan Margaret Thatcher, Saddam Hüseyin ile artık go- rüşülecek konu kalmadığını ve Kuveyt 1 ten geri çekilmesinden başka seçeneği ol- madığını söyledi. Başbakan Thatcher ile ABD Başkanı George Bush arasında Kör- fez bunahmı konusunda yaklaşım farkı ortaya çıkıyor. Başkan Bush, soruna hâ- lâ barışçı çözüm yollan aranabileceğini ima ederken, Başbakan Thatcher, sertlik yanlısı. Nitekim, Ingiltere Körfez'e gön- dereceği kuvveti "sessizce" iki bin kişi da- ha arttırdı. Kasım ortasına kadar toplam 15 bin askeri personel Körfez bölgesine varmış olacak. Ingiliz kuvvet komutanı da atandı. Başbakan Thatcher, özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, bunalıma "farklı" çözümler arama önerilerini ima ederek, "Bazıları, sorunda diplomasiye yer olması gerektiğini söytuyorlar, bir tür görüşmeye yer olması gerektiğini diişünü- yorlar. Saddam Hüseyin, Kuveyt'i savaş- la ele geçirdi, tanklarla, silahlarla üzeri- ne yürudii, mala ve cana hiç deger ver- meden. saygı gostermeden. Orada kalma- ya devam ettigi her geçen gün, Birleşmiş Milletler Yasası'na yeni bir saldırıda bu- lunuyor sayılmahdır. Yeni bir savaş du- rumu yaratıyor sayılmahdır" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear