25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 29 EKİM 1990 RııeVrıın rnısn un A B D B a ? k a m B u sh, Pasîn liderleri toplantısına katılmak uzere bulunduğu Havvai'de de- nize girerek Körfez krizinin ve bütçe goruşmelcrinin gergin- liğini bir parça üstünden atma şansı buldu. (Fotograf: Reu(er) Diyanet Vakfı Yurdu'nda zehirlenme ANKARA (AA) — Altındağ Diyanet Vakfı Kız Yurdu'nda dün yedikleri öğle yemeğinden 28 öğrenci zehirlendi. Öğle yemeğinde yedikleri etli patates, pilav ve cacıktan dola- yı baş dönmesi, karın ağrısı ve kusma belirtüeriyle ortaya çıkan zehirlenme sonucu öğrenciler dün akşam 17.30'dan itibaren Numune, Hacettepe ve Ankaıa Hastaneleri'nde tedavi altına alındılar. Olaydan sonra öğrenci yur- dunda incelemeler yapan Diya- net Vakfı Mütevelli Heyeti üye- si Rıza Salimbaşoglu, zehirlen- me bulgusuyla çeşitli hastanelere kaldınlan toplam 28 öğrenci için hayati tehlikenin sözkonusu ol- madığını söyledi. A t l î i n H ü V l i n i r l î i r •SlewY ori*'ta yapüan bir at yarışı sırasında joke> Randyr l u a l • u a v U I u * l a l Romero'nun atı bir engele takılarak düştü. Sağ diri kın- lan at, artık yaşama şansı kalmadığı için oldurüldü. (Fotoğraf: Reuter) CAROLINE'- NİN MATEMİ BtTMEDt — Monaco Prensesi Carokine, bir deniz kazasında olen kocası Stefano Casiraghi anısına Fino Mornasco kö>ünün kilisesinde düzenlenen bir anrna toplantısına katılırken, tavırları ve giysisi, 'matem'in hâlâ bitmediğini gösteriyordu. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERİN DEVAMI Ana Yörüngede Yola Devam (Baştarafı I. Sayfada) Batı'nın Doğu karşısındaki üstünlüğünün tc- humları bir düşünce devrimi ile atılmıştır. Bu devrim, Uyanış, Akılalık ve Aydınlanma 'nın meydana getirdiği iç içe üç halkadan oluş- muştur. Tüm sancı ve gelgitleriyle yüzyıllar boyu devam eden bu devrimci süreçte, eleştirel düşünce ve bilim, ortaçağın karanlığını ay- dınlığa dönüştürdüler. Akıl, tabuların ve din- sel dogmalann tutsaklığından gitgide sıyrıl- dı. Bağnazlık ve kör inançlann egemenliği zamanla kırıldı. Hoşgörü ve özgür düşünce giüikçe serpildi. Uygartığın tşımasıyla birlik- te, çoğulculuk ye demokrasinin boy atacağı düşünsel ortarri gelişti. Batı'yı Batı yapan böytesine bir süreçti. Buna karşılık Dogu'da uygarlık saatinin çok geri kalmasının temel nedeni, Doğu'nun böyle bir düşünce devrirninden yoksun bıra- kılmasıdır. Cumhuriyet devriminin tarihimizdeki öne- mi, bu çerçevede belirginleşir. Atatürk'ün büyüklüğü, Doğu'yu simgeleyen kısır dön- günün Anadolu topraklarında kırılmasından kaynaklanır. Laik cumhuriyetin kurulması... Şeriatın yerine çağdaş hukukun yerleştiril- mesi... Devlet ve toplum düzeni ıçin laik an- layışın öngörülmesi... Bunların tümü, insan akiının özgürleşmesine ve insanın çağdaş- laşmasına dönük adımlardır. Türkiye'de de- mokrasinin düşünsel allyapısının oluşturul- ması da bu adımlar sayesinde gerçeklik ka- zanabilmiştir. Ama ne yazık ki bugün geldiğimiz nokta- da, cumhuriyet ve demokrasi açısından du- rum iyi değildir. laikliğe mdirilen darbeler- le, cumhuriyet içi boş bir kavrama dönüştü- rülmek isteniyor. Demokrasiye açılan kanal- lardaki tıkanıklıklar bir turlü açılmıyor. Ortak bir özgürlük ve demokrasi platformunun oluşturulması, bu açıdan toplumda yaygın bir mutabakatın (konsensüsün) sağlanması yo- lunda hiçbir sistemli çabaya rastlanmıyor. Günümüzde siyasal iktidar, bu konularda duyarsız davranıyor. Uygartık saatini geri çe- virmeyi duşleyen akımlara karşı kimi zaman seyirci, kimi yerde özendirici tutum alabiliyor. Ancak bir noktayı bir kez daha vurguiamak isteriz: Türkiye, ana yörüngesini Atatürk'ün belirlediği çağdaş uygarlık ve demokrasi yo- lunda ilerlemeye devam edecektir. Bunu engellemeye kimsentn gücü yet- mez. En büyük bayramı kuthıyoruz Ankara'da Said Nursi ÖzaTdan (Baştarafı 1. Sayfada) sındaydı. • 15 bin kişi aldığı bilinen Ko- catepe Camisi'nin içinde çok az bir boşluk kahrken avluda da 2-3 bin kişinin biriktiği gözlen- di. Polis telsizinde de, mevlidi izleyenler 15 bin kişi olarak du- yuruldu. Mevlit programı, Kuran-ı Ke- rim okunarak başladı. Bunu, Ankara merkez vaizi Mehmet Yüce'nin vaazı izledi. öğle na- mazının kılınmasından sonra Yeni Asya Gazetesi sahibi Meh- met Kutlular yaptığı takdim ko- nuşrnasında, Said Nursi'nin ha- yatını anlattı. Kutlular, "Risale- i Nur Külliyatı ile, Kuran'ın bu asra bakan manalannı asnn id- rakine uygun bir tarz içinde tzah ve tefsir eden Bediuzzaman Sa- id Nursi Hazretleri, çağımıza Kuran'ın mührünü vurdu" de- di. Said Nursi'nin, "Sinsi bir şe- kilde gelişen dinsizlik cereyanı- n« karşı 'iman kurtarma' for- mttlii etrafında gelişen tnüspet ve güclü bir raanevi cibat başlattığını" savunan Kutlular, Said Nursi'nin risalelerinin 600 bin dolayında çoğaltılarak yurt- çapında dağıtüdığmı kaydetti. Kutlular, Risale-i Nur'un dünyayı saran dinsizlik ve mad- decilik akımlarau kökünden yıktığını da Öne sürerek Risale- i Nur'un eşsiz bir Kuran tefsiri olduğunu kaydetti. Kutlular, "Bunun içindir ki bu mıibarek İslam milletinden, asil gençleri- mizden milyonlarca bahtiyar, Nurları okumuş, Nur'a talebe ohnuştur" diye konuştu. DemirelMn telgrafı Kutlular'ın konuşması sırasın- da Yeni Asya gazetesi çalışanla- nnın yardımıyla gazeteciler de caraiye girerek fotoğraf çektiler. Gazetecilere rnevlidi izleme ola- nağı da sağlandı. Mevlide gelen telgraflar içinde DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'inki dikkat çekti. Demirel'in gazete sahibi Kutlular'a gönderdiği telgrafın metni şöyle: "Büyük alim ve büyük müfes- sir Bediuzzaman Said Nursi için okunacak mevlidi Allah kabul etsin. Hakkın savıınucusu ve iyi- liğin yol gostericisi olan Bediuz- zaman Said Nursi'ye Allata rah- met eylesin. Saygılar." Yaklaşîk 15" binfcişifikcami- nin içindeki balkonlara kadınla- rın yerleştiği görüldü. Bu arada kadmlann beraberlerindc getir- dikleri çocukların caminin için- de koşarak oynamalan ûzerine ;emaatten uyanlar geldi. Kutlular'ın konuşmasından sonra mevlide geçildi. Dua ve ilahilerin ardından mevlidin "dcrs" bölümünde, Said Nursi- nin eserlerinden bûlümler okun- du. Mevlit sırasında cemaata gülsuyu dökülürken, "mevlit şekeri" yerine de "Ülker hobby" dağıtıldı. Mevlit, Said Nursi için indi- rilen hatimlerle sona erdi. Ha- timde, "tslamiyeün eskiden ba- riçten makavemet gördügiine, şimdilerde ise tehlikenin içten geldiği"ne dikkat çekilerek Sa- id Nursi'nin, "Cemiyet gittikçe basiretsizleşiyor, karşımda müt- hiş bir yangın var. tçinde evlat- larım, imamm yanıyor. O yan- gını söndürmek görevimiz" şek- lindeki sozlerının "ne kadar haklı olduğu" savunuldu. Mevliı, ikindi namazında so- na erdi. öte yandan cami avlu- sunda kUçük çapta 'dini panayır' oluştu. Said Nursi'nin 2 bin 500 lirahk posterleri kapı- şılırken eserleri de çok sayıda alıcı buldu. Caminin avlusunda kurulan çayocağı ve meşrubat standlarında satış yapılırken Sa- id Nursi'nin yaşamını anlatan broşürler de bedava olarak da- ğıtıldı. PORTRE / SAİD NURSİ leriata bağlı Islam )irliğini savundu Bediuzzaman Said Nursi, 1876 yılında Bitlis'in Hizan kazasına bağlı Isparit nahiye- sinin Nurs köyünde doğdu. Nurculuk harekeünin önderi ve 6 bini aşkın eserden oluşan Risale-i Nur'un yazarı olan Nursi, İstanbul'da medrese eğitimi gördu. Ikinci Meşruti- yet'te "İslamcıuk" hareketi- nin temsilcileri arasında yer alarak Volkan gazetesinde ya- zılar yazdı. İttihadı Muham- mediye Fırkası'nı kurdu. 1909'daki 31 Mart ayaklatı- masında suçlu görülerek mah- keme edildi ve Isparta'ya sü- rüldü. Daha sonra Doğuya dönen Nursi, Bitlis savunma- sında Ruslara esir düştu. Üç yıl esaretten sonra Türkiye'ye dönen Said Nursi, 1925 yılın- daki Şeyh Sait isyanıyla ilgili görülerek Burdur, Isparta ve Emirdağ'da sürgün hayati ya- şadı. Risale-i Nur yapıtıyla çağdaşlığın ve laikliğin karşı- sında ycr aldı, ^erwıa bağiı İs- lam birliğini savundu. Çeşitli eserleri nedeniyle soruşturma- ya uğradı. Eskişehir, Denizli, Afyon mahkemelerinde yargı- landı. 23 Mart 1%0'ta Şanlı- urfa'da öldü. Yeni Asya ilgi- Hleri, Said Nursi'nin 23 mart- ta ölmesine karşın niye 28 ekimde Cumhuriyet Bayramı'n- dan önce bir mevlit okutul- duğu sorusuna, "Bunda bir maksat yok. Daha önce 21 ekim olarak karaıiaştırmıştık, ancak sayım olunca bir hafta erteledik" dediler. Nursi'nin mezannın Şanhurfa'da gö- muldukten sonra 27 Mayıs yö- netimince alınarak Akdeniz'e atndığı yolundaki iddialar ise gazete yetkililerince doğrulan- madı. Bir yetkili, "Bediuzza- man'ın vasiyeti vardır, benitn mezanm bilinmesin diye. Ama mezarı lsparta'dadır. çok az sayıda talebesi tarafından bi- linmektedir, berkese söylen- meraektedir" diye konuştu. (Baştarafı 1. Sayfada) lanarak yürurlüğe girdi. Özal, bu yasalar konusunda hukuk danışmanlarının rapor hanrlamasını beklemeden onay işlemini gerçekleştirdi. Oysa bu yasalar daha önce TBMM'ye geri gönderme ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal işlemlerine konu olmuştu. Yasalan onay için 15 gün in- cdeme'süresi bulunan Özal, da- ha önce hiçbir yasayı bu kadar hızlı şekilde onaylamamıştı. SHP Genel Sekreter Yardım- cısı Abdülkadir Ateş, Cumhur- başkanı'run türban ve milletve- killerinin emeklilikleriyle ilgili yasalan hızla onaylamasını "Özal'dan beklenen davranış" olarak niteledi. Ateş, "Sayın Özal, kendisinin bir an önce gecmesini istediği bu yasalan za- ten onaylamaya hazır bir ko- nu mda idi. Ancak Türkiye Cumburiyeü'nin ilkeleri açısın- dan bakıldıgında bu, cumhuri- ye Ukelerini korumaya yemin et- miş bir Cumhurbaşkanf na ya- kışmayan bir davranıştır" diye konuştu. Türbana izin verdiği savunu- lan yasal düzenlemenin üniver- sitelerle işlerlik kazanabilmesi için daha önce öğrenci yönetme- liklerinde yer alan türbanı ya- saklayan hükümlerin de kaldı- nlması gerekiyor. Bu nedenle üniversite yönetim kurullarının konuyu görüşerek karar verme- sinden sonra türbamn geleceği kesinlik kazanabilecek. Halen türban, Anayasa Mah- kemesi karanna dayanılarak Hacettepe Ünhersitesi, ODTÜ, Gazi Üniversitesi, Ege Üniver- sitesi, Çukurova Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, An- kara Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi'nde yasaklanmış bulunuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tmren Aykut, üniversi- telere kıhk kıyafet serbestisi ge- tiren yasanın "türbanı serbest" bırakmadığmı belirterek "Bir değişiklik için teşebbüs edildi, fakat başaramadüar. Yani du- nımu değiştiremediler" dedi. AA'nın haberine göre kanunda "yürürlükteki kanuolara aykı- n olmamak kaydıyla" biçimin- de bir hükmün yer aldığına dik- kat çeken Aykut, mevcut konu- lar uygulanacağmdan türbamn yasak kararuıda herhangi bir değişiklik olmadığını söyledi. Aykut, "Bana göre benim an- ladığım mana bu, mevcut du- rumda bir değişiklik olmadı" diye konuştu. Ote yandan 1982 Anayasası'- nı hazırlayan komisyonun Baş- kanı Prof. Orhan Aldıkaçtı, "Anayasa Mahkemesi bu yasayı da iptal edebilir" dedi. Aldıkaç- tı konuya ilişkin ANKA'nın so- rulannı yanıtlarken Danıştay'- ın türbanla ilgili olarak daha önce verdiği bir karan anımsa- tarak şunları söyledi: "Bu ka- rar Örnek ahnabilir. Kararda, kıhk kıyafet serbesttir ama siya- si bir amaea yöneldiği zaman kısıtlanabiür' deniliyor. Çıkarı- lan yasa da iptale müsaittir. Bence Anayasa Mahkemesi tür- banı serbest bırakan yasayı ip- tal edebilir." (Baştarafi 1. Sayfada) riyette, insan hak ve özgüriük- terinin varlığı ve vatand«şlar arasında hukuk ve siyasal açı- dan tam bir eşitliğin sağlanma- sı yasalarla güvence altına alın- mıştır. Millet adına ber türlü kanun- lan yapan, kararlar alan ve yü- rütme organını denetleyen TBMM, milletin seçtiği temsil- cilerden oluşan bir Meclis ola- rak her konuda söz sahibidir ve bu üstünlügü de sürecektir.'" Özal'ın mesajı Cumhurbaşkanı Turgut özal da dün yayımladığı mesajla yurttaşlann Cumhuriyet Bayra- mını kutlarken, Türkiye ve dün- yadaki son gelişmeleri değerlen- dirdi. Türk ulusunun insan hak ve özgürluklerine bağlılığının her türlü değerin üzerinde oldu- ğunu kaydeden özal, "2000'li ydlara girerken, düşünce ve dü- şünceyi ifade hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti \e teşebbıis hürriyetini geliştirmek, sımsıkı korumak, dunyanın önde gelen devletlerinden biri olmamızın vazgeçilmez şartıdır" dedi. Özal mesajında, Turkiye'nin eğitim ve sağhk alarunda bir reform ge- reksinimi olduğuna da dikkat çekti. 1950'de çok partili siyasal sis- teme geçişle birlikte ekonomik ve toplumsal yaşamda da bir canlanma olduğunu anlatan Özal, " Aradan geçen 40 >ıl için- de demokrasimiz acı, tatlı tec- riibeler yaşadı. Bu tecrubelerden gerekü dersler almasını bildik ve demokrasimizi sağlam temeller üzerine oturtmayı milletçe başardık" dedi. Akbulut'un mesajı Başbakan Yıldmm Akbulut da Cumhuriyet Bayrarru'nın 67'nci yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, Turki- ye'nin cumhuriyetin ilanından bu yana ekonomik, sosyal, siya- sal ve kültürel alanlarda kaydet- tiği gelişmelere değinerek, "Turkiye'nin kaydettiği geliş- melerin olağanüstü boyutları, milletçe duyduğumuz gurur ve coşkunun ne kadar haklı oldu- ğunu adeta vurgulamaktadır. Ote yandan, bu gelişmeler, cumhuriyetin Türk mÛletinin tabiat ve şianna uygun olduğu yolundaki görüşü de dofrula- makladır" dedi. İnönü SHP Genel Başkanı Erdal tnönii, mesajında 'tartjşmalı bir cumhurbaşkanlığı dönemi ya- şandtğına" işaret ederek "Sayın Özal seçildigi günlerden beri bep eski partisinin genei başkanı gibi davranıyor, anayasanın cum- hurbaşkanında aradığı tarafsu- lık şartına uymuyor, uymayaca- ğını da açıkça ilan ediyor, gene anayasada bulunmayan yetkile- ri partisi üzerindeki genel baş- kanhk nufu/undan yararlana- rak kuüanıyor, Başbakanın, Ba- kanlar Kurulu'nun yetkilerine sorumsuzca, sürekli müdahale ediyor" dedi. tnönü, bu "yetkl karmaşasının ülkeyi her alanda maceralara sürüklediğini" belir- terek Cumhuriyet Bayramı'nın iktidar ve muhalefct partileri li- derlerince birlikte kutlanama- masının bile "tartışmalı cum- hurbaskanının ülkenin birlik ve beraberliğine verdiği zararı gösterdiğini" kaydetti. Demirel DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, cumhuriyeti çağın gereği olan niteliklere kavuştur- manm "Ancak hürriyet, adalet, hukukun üstüulüğii ve millet iradesinin son söz oltnası ilke- lerinin zihinlere yerleşmesi ile mümkün olabileceğini" bildir- di. Demirel, mesajında şu gö- rüşlere yer verdi: "Cumhuriyetimizin 67. yıhnı, bu )üksek duygu ve ideallerin hayata geçtiğini görerek idrak ettiğimiz soylenemez. Cumhuri- yet fikri ve kavramı özunde tah- rip edilmeye devam olunuyor. Halkın yüzde sekseninin deste- ğinden mahrum bir siyasi heyet, devleün bütün makam, yetki, kaynak ve nüfuzunu kullanmak suretiyle 'halksız bir cumhuriyet' modelini zorla Türk toplumuna kabul ettirmek istiyor. Bugün milletçe yaşadı- ğımız güçlüklerin kaynagında böyle bir çarpıklığın bulunma- sı, gıindelik sıkınülanmızın ar<- masına neden oluyor. Milletimi- zin bunu kabulleneceğini san- mak gaflet işaretidir." Cumhuriyet Bayramı törenle- rine katılmayacak olan DYP Genel Başkanı Süleyman Demi- rel, cumhuriyetin ülkeye çok büyük nimetler getirdiğini belir- terek, uygulamada hatalar olsa bile müessese olarak cumhuriye- tin bir kusuru olmadığını söyle- di. DYP Genel Idare Kunılu Merkez Karar Kurulu üyeleri ve il genel başkanlannın bugun sa- at 10.00'da genel merkezde top- lanacaklannı ve kendilerinin de Cumhuriyet Bayramı'nı kutla- mak için bir tören yapacaklan- nı bildiren Demirel, "Cumhuri- yet Bayramı'na halk olarak gi- delim. Cumhuriyet cumburun kendisidir. Cumhuru olmayan cumhuriyet, halkı olmayan cumhuriyet, böyle şey olmaz. Halkı olmayan cumhuriyeti, halkı varmış gibi bir hale geti- rirsek, biz o zaman yalancı şa- Komünist partinin ilk (Baştarafı 1. Sayfada) 70 yıl boyunca ülegal calışma- larını sürdüren, ancak 5 ay ön- ce yasal bir parti olarak kuru- larak "yeraltı çalışmalan"na son veren "komünistlerin" kongresinde bir konuşma yapan TBKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu, "Komünistlerin ilk yasal kongresi"nin heyecan verici ol- duğunu söyledi. Kutlu, "Parti- mizin Anayasa Mahkemesi'nde olması bu gerçeği değiştirmez. Anayasa Mahkemesi'ndekî par- ti ülegal TBKP değildir. Bu ne- denle yasal bir partiyi kapatmak o kadar kolay olmayacaktır. Dahası böyle bir talihsiz dunım ortaya çıksa bile söz konnsu olan parti yine de yasal partidir" dedi. Dünyanın köklü bir biçimde değiştiği gerçeğinin taraşılama- yacağını anlatan Haydar Kutlu, hiçbir hükumetin "içeride baş- ka, dışarıda başka bir politika" uygulamayacağını söyledi. Türkiye'deki politik rejimin bu bakımdan açmazda olduğunu ifade eden Kutlu, daha sonra şöyle dedi: "Ekonomik politikalarda dı- şa açumacı, içeride ise kapalı bir rejim uygulanıyor, daha doğru- su dayatılıyor. Hem 12 Eylülcü rejimden vazgecilmeyecek, hem liberalizmden söz edilecek. Bu iki sandalyede oturma politikası daha fazla devam edemez. Ön- ce ekonomi, sonra demokrasi politikası iflas etmiştir. Eğer çağdaş ve çoğulcu demokrasi koşullan yaratılmazsa ekono- mik yeniden yapüanma da ger- çekleşemeyecektir.'' Toplumda yeni bir mutaba- kat sağlanabilmesi için tarihte açılmış yaraların sanlmasına öncelik verilmesini isteyen Kut- lu, "Menderes, Zorlu ve Polat- kan'dan sonra Deniz Gezmiş- ler'in yanı sıra istiklal mahke- melerinde yargüanan Kürt yurt- severierin de itibarlannın iade edilmesi" gerektiğini söyledi. Kutlu'dan sonra söz alan ko- nuşmacılar, TBKP'nin geldiğı nokta ile iç ve dsş sorunlar üze- rinde görüşlerini açıkladılar. TBKP Bakırköy ilçe kongresi- ne, HEP ve Sosyalistlerin Bir- lik Partisi'nden birer temsilci de konuk olarak katıldı. Yaklaşık 170 üyenin katıldığı kongrede Selahattin Çangal, Osman Ay- dın ve Kâmil Süleymanoğln il- çe başkanlığına aday oldular. Kongresini siyasi partiler yasa- sına göre yapan TBKP'de yöne- tim kurulu adaylan da kongre sırasında belirlendi. Seçim sonu- cunda ilçe başkanlığına Osman Aydın getirilirken, yönetim ku- rulu da İbrahim Çubacı, Halim Pekinöz, Ümit Duman ve Zeh- ra Tan'dan oluştu. Öte yandan TBKP lstanbul İl Başkanlığı, Cumhuriyet Bayra- mı nedeniyle Taksim'deki Ata- türk Anıtı'na ilk kez çelenk ko- yarken polis tarafından önce en- gellenmek istendi. Daha sonra Emniyet Müdürii ve Beyoğlu Kaymakamı ile görüşen parti yetkililerine çelenk koymak için izin verildi. Emniyet Müdürü Mehmet Ağar da parti yetkili- lerinden engelleme için özür di- ledi ve üzüntülerini bildirdi. hit, figüran, piyon durumuna düşeriz. Burada toplanıp, cum- huriyete olan bağlıhğımızı cum- huriyet yapma kararldığunızı ortaya koyalım" dedi. Ecevit DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit, cumhuriyetin iki büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğu görüşünü savunarak "Bu tehli- kelerden biri, cumhuriyetin de- mokrasisinin, ulusal bilinç ve biriigünizin güvencesi olan laik- liği yıpratmaya yönelik girişim- lerdir. Dışardan kaynaklanan bu girişimler. gerek 12 Eylül as- keri yöneliminin gerek ANAP iktidannın açtığı kapılardan et- kinliğini arttınyor" dedi. Ece- vit, ikinci tehlikenin, "Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın, TBMM'yi, hüknmeti ve bunla- nn da ötesinde ulusal iradeyi et- kisiz duruma getirerek sınırsız iktidar oluşturma çabası oldu- ğunu" belirterek Osmarüı döne- minde padişahlann yetkilerinin bile, özal'ın son zam:jüarda fı- ilen elinde topladığı yetkiler ka- dar sınırsız ve dpnetimsiz olma- dığı görüşünü savundu. HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, "Cumhuriyetin 67. yıl- dönümü olmasına karşın, onun başlıca belirieyici nitelikleri olan halkçıhk, laiklik ve eğitim bir- liği gibi ilkeleri yok edilmek is- tenmekte ve rejim teokratik dü- zen özlemcilerinin istemleri doğ- rultusunda değiştirilmeye çalı- şümaktadır" dedi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, cumhuriyetin 'milletin kendi kendisini yönettiği bir re- jim olduğunu' anımsatarak "Gerek modern müstemlekeci- lik rejimleri, gerekse güdümlü demokrasi rejimleri, cumhuriyet ile bagdaşamaz. Aynı şekilde yetkilerin ortak pazara devredil- mesi de cumhuriyet rejimi ile bağdaşmaz. Ülkemizde cumhu- riyet rejiminin tam anlamıyla var olabilmesi için her şcyden önce insan haklan üzerindeki sı- nuiamalann kaldınlması gere- kir" dedi. SP Genel Başkanı Ferit Öse- ver mesajında, "Cumhuriyetin kazanınüannm ortadan kaldınl- dığı" görüşünü savunarak 'Türkiye'nin Ortadoğu'da ABD'nin jandarması haline ge- tirilmeye çalısıldığını" belirtti. Ilsever, tarikatlann en önemli devlet kurumlannı ele geçirdik- lerini öne sürerek "Terörün, şe- riatçı tırmanışın, devlet içinde hızla yayıldığı bu koşuüarda, la- iklik savunuculannı hedef alma- sı da çarpıcı bir gelişmedir" de- di. Cumhuriyet Halk Partisi Ge- nel Başkanı Selahattin Bingöl, "Engeller ne olursa olsun, laik ve demokratik devlet anlayışın- dan ödün vermemek ilkelerimiz ve inancırjuzdır" dedi. Sargın TBKP Genel Başkanı Nihat Sargın, "Cumhuriyeti 2000'li yülara taşryacak ulusal çapta ye- ni bir mutabakata, yeni bir top- lum sözleşmesine ihtiyaç var- dır" dedi. Sargm, düzenlediği basın toplantısında, Cumhuri- yet Bayramı nedeniyle yayımla- dıkları mesajı açıkladı. Sargın, "Cumhuriyetin 6Tind yıldönü- münü kutluyoruz. Bu yasal bir komünist partisi ile birtikte kut- lanan ilk Cumhuriyet Bayramı'- dır. Bu aynı zamanda ülkemizin ve bütün insanlığın yeni büyük tercihlerle karşı karşıya olduğu 90'lı yıllann ilk Cumhuriyet Bayramı'dır. TBKP olarak, 67. yıl dönümünde cumhuriyetin çok ciddi bir kriz içinde olduğu- nu saptıyoruz. Çok farklı bir dünya konjonktüriinün kalıntısı olan rejim, demokratik temelde yenilenmedikçe, Türkiye, yeni dünya konjonktürünü yakalayamayacaktır" dedi. Muhalefetsiz tören Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bugün saat 8.30'da Anıtkabir'- deki devlet törenine katüacak ve saat 9.30'da TBMM'de kutla- malan kabul edecek. özal da- ha sonra Hipodrom'daki geçit törenine katılacak. özal akşam da Cumhurbaşkanlığı Köşkü'- nde bir resepsiyon verecek. Devlet törenlerine katılmaya- caklarım açıklayan muhalefet li- derlerinden Erdal İnönü, bay- ramda İstanbul'da olacak, Sü- leyman Demirel de Anıtkabir'i ayn ziyaret edecek. IHDVle tartışmalı genel (Baştarafı 1. Sayfada) olduğu genel kurulda IHD'nin yeni yöneticileri de belirlendi. Nevzat Helvacı yeniden genel başkanlığa seçildi. DSİ Salonu'ndaki genel kuru- lun divan başkanlığına Av. Ha- lit Çelenk seçildi. İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı, açış konuşmasında Türkiye'de insan haklan konusunda hiçbir ciddi adımın atılmadığını söyledi. Do- ğu ve Güneydoğu'da yaşanan olağanüstü hal yöneümini, iş- kence uygulamalarını, TBMM'de bekleyen idamlara ilişkin tartışmalan arumsatan Helvacı, "12 Eylül darbesinin toplumsal ve hukuksal alanda yaptıgı yıkım, etkisini sürdürüyor" dedi. Bugün Türkiye'de laik devle- tin, ciddi bir tehdit altında oldu- ğunu belirten Helvacı, şunları söyledi: "Bu noktaya gelinmesinde 12 Eylül askeri darbesinin önemli rolü unutulmamahdır. Din ders- lerinin anaynsa ile zorunlu Vüın- maa, eğitimin laik anlayıştan uzaklaştınlması, öğretim biriiği ilkesinin gözardı edilmesi gibi yönetimden kaynaklanan tu- tumlar, olumsuz meyvelerini venneye başlamış bulunuyor. Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun ve Bahriye Cçoki un öldürülmeleri, terörün tüm toplumu tehdit altında tutmak için bir yöntem olarak seçildiğini gosteriyor. Cumhuriyetin temel niteliklerine titizlikle sahip çıkıl- malıdır. Can güvenliği ve düşün- ce özgurluğu en üst düzeyde ger- çekleştirilmelidir." "Güneydogu karamameleri" ile getirilen sürgün, sansür ve grev yasaklanm da anımsatarak "Olağanüstü hal bölgesindeki sorunların çözümıi için baskı ve şiddetin dozunu arttınnak gibi bir yolun seçildigi anlasılıyor, demokratik yöntemlerin önem- li ölçüde ihmal edildigi görülüyor" diyen Helvacı, son Körfez krizine de değinerek şöy- le dedi: •Bilindiği gibi insan haklan- nın en yoğun biçimde ihlal edil- digi dönemler savaş dönemleri- dir. Bu nedenle BM Halklannın Barış Hakkı Bildirgesi ile tüm devletlere ve uluslararası örgüt- lere, ulusal ve ulusiararası düzey- de uygun önlemler alarak, banş hakkının gerçekleştirilmesine katkıda bulunmalan çağnsında bulunmuştur. Halkların banş hakkını korumak, bu bildirgeyle her devletin temel yükumlulügü olarak ilan edilmiştir. Savaşlann yarattığı dehşet ve korku ile ge- tirdiği açlık ve sefalet karşısın- da korkudan ve yoksulluktan kurtulma özgürlüğü, insanlık için daha yüksek bir amaç ol- muştur. tşte bu nedenle biz, sa- vaş değil banş istiyonız ve bu is- tegimizi buradan yüksek sesle ilan ediyonız." SHP'den Genel Sekreter Yar- dımcısı Yiğit Gülöksüz. Rıza Yılmaz, Ömer Çiftçi. Abdülka- dir Ateş, HEP'ten Genel Başkan Fehmi Işıklar ile Adnan Ekmen, Ahmet Türk, Bağımsız Ankara Milletvekili Kâmil Ateşoğullan ile çeşitli kitle ve meslek örgüt- lerinin yöneticilerinin de katıl- dıkları genel kurulda, ikinci ko- nuşmayı Işıklar vaptı. Kendisi- ni, "Ben de tşkence gören, işken- cede bir böbreği işlevini yitiren bir insanım" diye tanıtan Işık- lar, "İnsan haklan mücadelesin- de anayasa ve yasalardan önce kendi kafamızdaki saksılan kıralun" dedi. SP Genel Başkam Ferit Ilse- ver de bugün Türkiye'de "gerid vasalann da gerisinde bir baskı rejimi uygulandığını" savunarak atılmak istenen antidemokratik adımların başanh olamayacağı- nı, tüm emekçilerin bunu göğü^. leyerek püskürteceğini söyledi SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, DYP Genel Başkanı Sü- leyman Demirelve RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan da birer telgraf göndererek genel kurul çalışmalarına başarı dile- ğinde bulundular. Kürtçe konuşan delegeye gözaltı İHD Çalışma raporu üzerine söz alan Diyarbakır delegesi Ve- dat Aydın, konuşmasını Kürtçe yaptı. Bunun üzerine, salon için- de ve dışında alınan güvenlik önlemleri arttırıldı. Aydın, ko- nuşmasına başlarken divan ise genel kurula 15 dakika ara ver- di. Bu gelişme salonda çeşitli tepkilere yol açtı. Bazı delege ve izleyicilerin tepkileri üzerine di- van başkanı Çelenk, "divana bir güvensizlik duyulduğu izlenimi edindiğini" belirterek, oylama- ya gidip güven tazeledi. 15.30 sıralannda salonda bu- lunan iki sivil polis memuru, Kürtçe konuşan Aydın'ı gözaltı- na almak istediler. Delegelerin protestolan üzerine, bu girişim- den vazgeçen polis, genel kurul salonu önünde aldığı önlemleri .arttırdı. Salonda da çok sayıda sivil güvenlik görevlisi bulundu- ğu gözlendi. Bu gelişmeler üzerine Fehmi Işıklar ve Abdullah Başturk, Aydın'ı da beraberlerinde götü- rerek saJondan aynldılar. Bu arada dışarıda bulunan güven- lik güçleri Vedat Aydın'ı gözal- tına aldı. Aydın'ın konuşmasını Türkçeye çeviren Avukat Ahme Zeki Okçuoğlu'nun da gözaltı na alınmasının ardından Halkın Emek Partisi Diyarbakır İl Baş- kanı Avukat Mustafa özer, "Kürtçe konuşmanın kimse ta- rafından engelenemeyeceğini" söyledi. Bu sözlerinden sonra Özer de Ankara Emniyet Mü- dürlüğü'ne bağb polisler tarafın- dan gözaltına alındı. tnsan Haklan Derneği 3'ncü olağan genel kurulu, daha son- ra yapılan seçimlerle sona erdi. Gece geç saatlere kadar süren oy kullanım ve sayım işlemleri so- nucunda Nevzat Helvaa 203 oy- la yeniden genel başkanlığa se- çilirken, İHD'nin yeni Merkez Yürütme Kurulu, şu adlardan oluştu: Akın Birdal, Hıdır Oktay, Zü- beyr Aydar, Yusuf Alataş, Mus- tafa Ekmekçi, Ömer Faruk Ye- nigün, lsmet Demirdöğen, Ha- san Uysal. Açık görüş kısıtlaması (Baştarafı 1. Sayfada) lik grupların dönüşümlü açhk grevi sürerken aynı cezaevinde- ki dört kadının da uyarı niteli- ğinde üç günlük açhk grevine başladıklan bildirildi. Sosyaüst Parti'nin Diyarbakır il binasında 54 tutuklu ve hü- kümlü yakınının sürdürdüğü ey- lem ise 17. gününe girdi. 16 ka- dının, açhk grevi eylemini dok- tor komrolünde sürdürdüğü öğ- renildi. SP Nusaybin ilçe bina- sında cezaevlerindeki grevlere destek vermek amacıyla 65 tu- tuklu ve hükümlü yakınının baş- lattığı eylem 8. gününe girerken SP Cizre ilçe binasındaki yüzü aşkın tutuklu ve hükümlü yakı- nının açhk grevi sürüyor. Sağlık durumu bozulan Halime Çengel adlı tutuklu annesi önceki gün Cizre Devlet Hastanesi'ne kaldı- nldı. Halime Çengel'i hastane- ye göturen SP ilçe Sekreteri Ab- dullah Arısoy, sivil polisler tara- fından 2 saat gözaltında tutul- duktan sonra salıverildi. Bistnil Kapalı Cezaevi'nde 21 siyasi tu- tuklu ve hükümlünün açhk grevi 9. gününü doldurdu. Cezaevlerindeki uygulamaları protesto etmek için eylemler yaygınlaşırken Çanakkale, Bar- trn, Aydın ve Nazilli cezaevlerin- deki açhk grevleri de sürüyor. Adalet Bakanlığı'ndan dün cezaevlerine gönderüen bir ge- nelge ile açhk grevi yapüıyor ol- sa da bütün cezaevlerindeki tu- tuklu ve hükümlülerle yakınla- nnın Cumhuriyet Bayramı nede- niyle bir günlük açık görüş ya- pabilecekleri öğrenildi. Ceyhan Cumhuriyet Savcısı Cumhur Kayacan, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle cezaevlerinde açık gö- rüş yapılacağını, Adalet Bakan- lığı'mn da bu yönde kararuun olduğunu söyledi. "Açhk grevi yapanlar açık görüş yapamayacak" biçimindeki ka- rarın geçerli olmadığını belirten Savcı Kayacan, "30 ağustostan sonra açlık grevi yapanlar için açık görüş yasağı vardı. Bu yön- de bakanlığımızın bir genelgesi söz konusuydu. Ancak dün gön- derilen bir genelge ile isteyen herkese 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda açık görüş yaptinl- ması kararlaştınldı. Bir kısıtla- ma söz konusu değil. Açık gö- rüş, koşulsuz serbest bırakıldı" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear