25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 EKÎM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15 ATZlRVESl Türkiye'ye AT yardımı, 1991'e kaldıRoma'da 12 AT üyesi ülkenin devlet ve hükümet başkanlarımn katılımıyla yapılan zirvede, Körfez krizinden en çok zarar gören Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yapılacak olan 1.5 milyar dolarlık yardımın 1990 bütçesinden karşılanmayacağı kesinleşti. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'ın AT zirvesi öncesinde 12'li hükumet ve devlet başkanlanna Türki- ye, Mısır ve Ürdün'e yapılacak Körfez yardımının 'ivedi olarak* gündeme alın- ması için yaptığı çağn sonuçsuz kaldı. Zirve öncesinde Italyan Dışişleri Bakanı Gianni de Mkhelis'e bir mektup yazan ve AT Dönem Başkanı Başbakan Ğiulio Andreotti'yi bizzat telefonla arayan Ba- ker, ekonomileri Körfez krizinden ağır yara alan üç ülkeye yapılacak yardıırun tümünün gelecek yıla ertelenmemesini ve lusmen bu yıl yapılmasını istemişti. Özel- likie Ürdün ve Turkiye ekonomilerinin aldığı yaraya dikkat çeken ABD Dışişle- ri Bakanı, ivedi yardımın ambargoda ve Irak'a karşı cephede herhangi bir çatlak olmaması açısından büyük önem taşıdı- ğını söylemişti. Ne ki, önceki gece 12 hukumet ve dev- let başkanının katıldığı 'Giustiniani' sa- KÖRFEZ Barışçı çözüm umudu artıyorABD Başkanı Bush, "Körfez'de savaş çıkmadan çözüme ulaşma şansı var" derken Sovyet lideri Gorbaçov'un temsilcisi Primakov dün Saddam ile yaptığı görüşmede, 'barışçı çözüm' olasıhklarını görüştü. Irak'ta benzin karnesi uygulaması kaldırıldı, petrol bakanı görevinden alındı. Dış Haberler Senisi — Körfez krizi- nin barışçı >oldan çözülebileceği yönun- deki görüşler, Sovyetler Birliği Başkanı Mitaail S. Gorbaçov'dan sonra ABD Baş- kanı Bush'un yaprığı açıklamalarla agır- lık kazandı. Bush, Körfez'e yerleştirilen yabancı askeri güçlerin Irak'ın gözünü korkuttuğunu ve bu nedenle Irak'ın ba- rışçı çözümden yana tavır alacağını söy- lerken Gorbaçov'un temsilcisi Yevgeni Primakov ile Irak lideh Saddam Hüse- yin'in Bağdat'ta yaptığı görüşmede, ba- nşçı çözüm olasılıklan ele alındı. Bu ara- da, Irak'ta S gün önce uyguJamaya ko- yulan benzin karnesi kaldmldı ve Petrol Bakanı AbdüJ Rahim El Çelebi görevin- den abndı. ABD Başkanı George Bush, Irak Dev- let Başkanı Saddam Hüseyin'in kendile- rine karşı Körfez'de mevzilenen ulusla- rarası güçlerin "olümiıoe ciddi" olduğu- nu anlamaya başladığını ve bunun Kör- fez krizine barışçı bir çözüm bulunması ihtimalini arttırdığını söyledi. Bush, Honolulu'da düzenlediği basın toplantısında, Irak Devlet Başkaru'mn Körfez'deki kara ve denizde konuşlandı- nlmış ABD ve diğer müttefik ülkelerinin güçlerini yeni bir gözle değerlendirdiği- *toi savundu. Bu guçlenn, Saddam'a sal- dırganlığa prim verilmeyeceğini göster- mek için Körfez'e gönderıldiğıni belirten Bush, "Banşçıl çözüm konusunda, ba- na ekonomik yaptınmlann etkili oldugu söyleodi, bu cesaret verid. Bana Sad- dam'u bir çatışmada kendisine üsttin ge- lecek guçierie karşı karşıya olduğunu gor- dügıi soylendi, bu nedenle de sorunun barıscıl bir çözümii olacağı konusnnda umutluyum" dedi. Primakov-Saddam göriişmesi Sovyetler Birliği Başkanı Mihali S.Gorbaçov'un temsilcisi Yevgeni Prima- kov ile Irak Devlet Başkanı Saddam Hü- seyin arasında dün Bağdat'ta yapılan gö- rüşmede de Körfez krizine "savaşsz" bir çözüm bulma konusu ele alındı. AFP'- nin haberine göre, Primakov Irak üde- rine, Sovyetler Birliği Başkanı Gorba- çov'dan sözlü bir mesaj Uetti. Irak ha- ber ajansı INA, Gorbaçov'un mesajının, 'iki dost iilke arasmdaki iliskiler ve Kör- fez'deki dunım' konularını kapsadığını duyurdu. Primakov ile Saddam Hüseyin,. gündıiz yaptıklan bir saatlik görüşmenin ardından, akşam da bir araya gelerek gö- rüşmelerini surdurdüler. Gorbaçov'un önceki gun Ispanya'da yaptığı "Irak ynmuşayabilir" sekündeki açıklamanın ardından gelen görüşme, krize banşçı bir çözum bulunabilmesi yolunda önernli bir kilometre taşı olarak kabul ediliyor. Filistinli kaynaklar, Primakov'un, Bağdat'ta bulunan Filistin Devlet Başka- nı Yaser Araiat ile de göruşeceğini belir- tiyorlar. Filistin Kurtuluş Orgütü Yünit- me Komitesı üyesi Yaser Aben Rabbo, Primakov-Saddam görüşmesinin Körfez krizinin banşçı yolla çözümlenmesi yo- lunda umut verici olduğunu söyledi. Rabbo, dün gazetecilere yaptığı açıkla- mada, Fransa ve SSCB'yi, Körfez krizi- nin banşçı yolla çözümlenmesi için yar- dımcı olmaya cağırdı. Benzin karnesi kaldmldı Bağdat Radyosu'nun dün verdiği ha- bere göre, uzmanlann, Irak Devlet Baş- kanı Saddam Hüseyin'e, rafine petrolde kullanılan ithal katkı madde stokunun daha önce belirtilen miktardan daha faz- la olduğunu ve bunlann üretilebileceği- ni anlatmasından sonra, Petrol BakMU görevinden alındı. Haberde, "Petrol Ba- kanltgı, yanlış bilgi üzerine benzinde kar- ne uygulaması getirdi" denildi. Bu arada, Irak Haber Ajansı, görev- den alınan petrol bakanının yerine Dev- let Başkanı Saddam'ın akrabası Endüstri ve Askeri Sanayıleşme Bakanı Hüseyin Kemal Hasan'm vekâleten atandığını bil- dirdi. ABD Başkanı George Bush'un, zirveden önce yaptığı 'Irak karşıtı cephenin sürdürülmesi ve Saddam etrafmdaki çemberin daraltılması' çağnsı karşılık buldu. AT ülkeleri, İrak'ı yalnızlığa terk etme politikasında direteceklerini 'Irak'la rehine pazarlığı yapmayacaklarını' belirttiler. rayındaki yemekte, Körfez krizini tartı- şan AT liderleri, Baker'ın çağnsma ku- lak asmadılar. Körfez konusundaki tar- tışmalarını tamamen Saddam Huseyin'- in rehineler politikasına karşı izlenecek strateji ve savaş tehdidi değerlendirmesi üzerinde yoğunlaştıran liderler, Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yapılacak yardım ko- nusuna hiç girrnediler. Dün Roma'da edinilen izlenim, AT'nin 1990 bütçesin- den böyle bir yardımın çıkamayacağıydı. Bu konudaki soruları cevaplayan AT Komisyonu Başkanı Jacques Delors, "Üç ölkeye Jansis edilmesi öngörülen toplam 1.5 milyar dolarlık yardımın ya- nsı AT bütçesinden, diger yarısı da ulu- sal katkılarla karşılanacaktır. AT kendi besabına, yardım için 1991 bütçesinden pay aytrmayı ongörmektedir" dedi ve sözlerine, "Her kurumun kendisine öz- gü kurallan vardır. Bana savgı gosteril- mesi gerekir. Bizi bu nedenle eleşliren ul- keler varsa, gereken katkıyı kendi mer- kez bankalanndan karsuasınlar" şeklin- de devam etti. Türkiye, Ürdün ve Mısır'a vaat edilen AT yardımının 1990 bütçesinden verile- meyeceğine dikkati çeken İngiliz Başba- kanı Margaret Thatcher da "yardımın ivedilikle bir ara>a getirilmesi konusun- da bfirokratik engelleri öne çıkaran" yaklaşımına ilişkin olarak AT Komisyo- nu 'na yazdığı mektup konusundaki so- rularımızı yanıtladı. Ingiltere'nin bu yar- dıma karşı olmadığını, bilakis Körfez kri- zinden ağır yara alan ülkelere yapılacak olan ekonomik katkıya önayaic olan ül- keler arasında başı çektiğine dikkati çe- ken Thatcher, AT'nin karar mekanizma- sının ağırlığından yakınarak "Paranın 1990'da tahsis edilmemesinin nedeni, AT ülkelerinin bir karar verip gereken mik- tarian bir araya getirememesidir. tşte şu ÇÖL FARELERİ — tngilizlerin en seçkin birlikleri arasında yer alan 'Çöl Fareleri'. Suudi Arabistan çöllerinde de gelenek- lerini bozmajarak "çay saati'ni aksatmıyorlar. (Fotoğraf: Reuter) DIŞ BASIN gfcrSctogorkgimcs Irak'ın çekilmesi, ABD'nin kâbusuSaddam Hüse>in'in Kuveyt'teki ışgal güçlerini hiçbir şart ileri siirraeden ve ta- mamen geri çektiğini varsaym. Hiçbir kanh çatışma olmadığını, zehirli gazlar- la saldınlmadığını, binlerce sivilin ölme- sine yol açacak bombalann Irak şehirle- rine atılmadığmı varsayın. Başkan Geor- ge Bush'un açıkça talep ettiği geri çekil- me böylece gerçekleşmiş olurdu. Penta- gon'daki şahinler bu tür bir olasılığı ne- den "kâbus senarjo" olarak adlandırı- yorlar? Çunku bu tür bir geri çekilme Irak'ın saldırısı karşısında oluşturulan global ül- keler ittifakının önemini derhal azaltacak ve Saddam Hüseyin'in dev ordusuna do- kunuhnamış olunacak. Suudi Arabistan Savunma Bakanı'nın işaret ettiği gibi bu olasılıkların daha kötüsu gundeme gele- bilir. Irak, geri çekilmesi karşıhğında ödul olarak bazı komşulanndan Kuveyt'- in bir kısmıru elinde tutmasına anlayış göstermelerini isteyebilir. Nasıl olur da tum dünya, özellikle de Arap komşuları, başka bir gunün saba- hında Saddam Hüseyin'in yeni bir saldın başlatmayacağına güvenebilir? Buna ina- nılmasa da barışın kâbus olarak algılan- ması için hiçbir neden yok. Uluslararası ambargonun Irak'ın Kuveyt'ten çekilme- sini sağlaması durumunda bir sonraki amaç, Irak'ın kontrol altında tutulması olur. Sonuçlan tayin edecek kişi Saddam Hüseyin değil, krizin sona ermesinin ko- şullarını belirleyecek olan tüm dünya ol- malıdır. anda bu ülkelere gilmesi gereken yardım, bu karar verflemediği için gerektigi yere gidememektedir" dedi. Thatcher, aynı zamanda ileride AT'nin genişlemesi ha- linde ele alınması gereken ilk Uyelik ta- leplerinin Turkiye, Avusturya ve Kıbrıs olduğuna dikkati çekerek bu arada Türk- iye ile ortaklık anlaşmasının da hemen iş- leme konması gerektiğini bildirdi. Thatcher'ın bu noktayı özellikle vur- gulamasına yol acan neden, zirve kulis- lerinde Isveç'in de tam üyelik talep ede- ceğine ilişkin yayılan haberlerdi. Bu ko- nudaki soruları yanıtlayan Delors, "ts- veç sosyal demokratlanyla olan ilişkim ve tsvec deraokrasisine olan hayranlığım nedeniyle bu olasılığı ancak sevinçle karşılanm" dedi. Aynı konuya parmak basan Fransa Cumhurbaşkanı Mitter- rand da "Isveç külturiıne, tarih ve eko- nomisine çok sempatitn var, ama bize bi- raz zaman verilmeli. Neticede, Türkiye ve Avusturya da 1993'ten once bir cevap alamayacaklar" şeklintle konuştu. Bu arada, Almanya Başbakanı Hdmut Kohl de zirvenin açıhşında AT ortaklanna Al- manya'nın birleşmesi için gösterdikleri desteğe teşekkur ederken.Macaristan'ın tam üyelik niyetlerine yeşil ışık yaktı. AT'nin 12'lerle sınırb kalamayacağına ve genişlemesinin kaçınılmaz olduğuna işa- ret eden Kohl, Macaristan'ın, Almanya'- nın birleşmesinde özel bir rolu olduğu- nu ve geçen yıl Doğu Almanlara sınırla- nnı açarak gördüğü tarihi işlevin unutul- mayacağını söyledi. Aslında Doğu Avrupa ülkelerinin ge- leceği ve Sovyetler Birliği'ne verilecek yardımın tartışılması için planlanmış olan bu zirvenin baş gündemini, Körfez krizi belirledi. Zirve sonunda yapılan dekla- rasyonda 12'ler, Bağdat'ın bölücü tak- tiklerine bundan böyle fırsat verilmeye- ceğini vurguladılar. BM'nin kararlarım uygulamanın gerektiği konusunda tama- men göruşbirliği içinde olduklannı, Sad- dam'ın Kuveyt'ten kısmen çekilmesini kabul etmeyeceklerini ve bu krizden ka- zançh çıktığı izlenimi verecek hiçbir ta- vize yanaşmayacaklannı açıkiadılar. Zir- venin açılışından önce AT Dönem Baş- kanı Andreotti'ye bir mektup yazan ve telefonla bizzat arayan ABD Başkanı Ge- orge Bnsh'un, "Irak karşıtı cephenin sür- dürülmesi ve Saddam etrafındakj çembe- rin daraltılması" konusunda yaptığı çağn başanlı oldu. 12'ler, irak'ı yalnızlığa terk etme politikasında direteceklerini vurgu- ladılar. Bu bağlamda, Fransa'nın kendi rehinelerini kurtarmak için eski bakan- larından Qude Cheysson yoluyla gerçek- leştirdiği operasyon, Kohl, Thatcher ve Andreotti'nin tepkilerine yol açtı. Zirve- nin sonunda yayımlanan bildiride 12'ler, bundan böyle 'üye ülke hükümetlerinin Irak ile rebine pazarlığı >apmak için tem- silci gondermeyeceğini' belırttıler. Ital- yanların Körfez kriziyle Ortadoğu'daki <ü£er -»orunları aynı çerçevede değerlen-ı dirmek için yaptıklan çabalar sonuçsui kaldı. Oysa dönem başkanı Italya, öte- den beri Körfez sorunuyla Filistin soru- nunun birlikte ele alınmasından yanay- dı. Körfez konusunun yanı sıra üzerinde durulan acil gundem maddelerinden bi- ri de Sovyetler Birliği için kararlaştınlan prensip yardımı oldu. Sovyetler Birlıği'- nin siyasi, ekonomik ve kurumsal moder- nizasyon programının yıl sonundan ön- ce hazırlanması halinde, aralık ayındaki AT zirvesinde, yapılacak yardımın mik- tarının kararlaştınlabileceğı belirtildi. Roma zirvesi, Thatcher'ın karşı koy- duğu parasal ve ekonomik birliğin kilo- metre taşlannı belirlemek açısından da önemüydi. 'Demir Leydi", Il'e karşı tek oyla kaybetti. Avrupa Para Birliği'nin ortak bir merkez bankası ile birlikte 1 Ocak 1994'ten itibaren başlatılması ve uçüncU aşamada ortak para biriminin ka- bul edilmesi kararlaştırıldı. Ortak para biriminin kabulu için Delors'un öne sur- düğü tarih, aşağı yukan 2000 yılıydı. ELEMAN HABERLERIN DEVAMI OTOMARSAN TEKNİK DİREKTÖR ASİSTANI ARIYOR Çok iyi derecede Almanca bilen, tercihan yurt dışında yüksek öğrenim görmüş, dinamik, mesleği ile ılgilı değişik konulara hızla adapte olabilen, beşeri ilişkılerde başanlı MAKİNA YÜKSEK MÜHENDİSİ veya ENDÜSTRİ YÜKSEK MÜHENDİSİ aranmaktadır. Askerliğini yapmış ve 35 yaşını geçmemiş adayların öğrenim belgeleri ve fotoğrafları ile Personel Müdürlüğümüze başvurmafarı rica olunur. OTOMARSAN A.Ş. Adres: Burmalı Çeşme Sokak Askeri Fırın Yolu No:2 Davutpaşa/İSTANBUL Tel : 567 04 30 MERCEDESBENZ OTOMARSANMERCEDES-BENZ AG Mamullerı Turkiye Uretıcısı ve Genel Mumess* Konuyla ilgıli yüksek okul veya teknik lise mezunu. bilgisayarda tasarmı yapabilecek, elektronik alanında en az ıkı yıl deneyimli KONSTRÜKTÖR RESSAM ARANIYOR İlgilenenlerin 176 57 50/154 numaralı telefondan randevu almaları gerekmektedir. Erkek adayların askerlikle ilişkili olmaması istenmektedır. Savunmaya sürpriz atama (Baştarafi 1. Sayfada) ket etmişti. Husnü Doğan'ın Milli Savun- ma Bakanlığı'na atarnasıyla bo- şalan devlet bakanlığma ise ki- min getirileceği açıklanmadı. Bu göreve teşkilat başkanlığında ol- dukça yıpranan Orhan Demir- taş'ın getirileceğine ANAP ku- lislerinde kesin gözüyle bakılı- yor. Demirtaş'tan boşalacak Teşkilat Başkanlığj'na yeni ata- marun yapılmasıyla Başbakan Akbulut'un rahatlayacağı da di- le getiriliyor. Husnü Doğan'ın dün sürpriz bir sekilde Savunma Bakanhğj'na getirilmesini yo- rumlayan bazı ANAP'lılar önü- müzdeki günlerde hukümet ve parti ust yönetiminde liberal- muhafazakâr kavgasının büyü- yeceğine dikkat çekiyorlar. Hüsnu Doğan, dun gece ken- disini telefonla arayan Cumhu- riyet muhabirine, Milli Savunma Bakanlığı'na getirildiğinı doğnı- ladı. Doğan yeni göreviyle ilgilı olarak "Hayıriı olur, bayırlı olsun" yorumunu yaptı. Milli Sa\oınma Bakanlığı'na atandığı- nı daha önceden bildiğini söyle- yen Doğan, atanmasının kabine içindeki dengeleri nasıl etkiledıği ş^klindeki bir soruya da "Şim- di bu konuda hiçbir yorum yap- mak istemiyonım" dedi. Do- ğan'ın Savunma Bakanlığı'na atanmasına ilişkin kararname bugünkü Resmi Gazete'de Cum- huriyet Bayramı tatili nedeniy- le yayımlanamayacak. Eğitim FREE-LANCE VVRITERSfl-RANSLATORS We are in need of versatile free-lancers who wil! cope wi!rı translations, compılations and even ıntervıevvs for a prospecîive periodicaJ on business management. Those ınterested are encouraged to apply in person to Melıh Cılga a! the address belovv. Yeniçâfi Sokak, 6/5, Dördûncû Levent, Istanbul 179 6610 (6 lınes) nhcvKJTABEVl A.S POKTRE / HÜSNÜ DOĞAN Aileden Şirketimizin Ticaret Servisi'nde görevlendirilmek üzere ELEMANLAR ARANIYOR ODTÜ İşletme, Boğaziçı İktisat, İşletme veya İstan- bul Üniversitesi İktisat Fakültesı mezunu, askerliğini yapmış, çok iyi derecede İngilizce bilen, ticari lisana hâkim eleman aranmaktadır. Tercihen hemen işe başlayabilecek, 35 yaşını aş- mamış adayların, Ticaret Servisi'ne şahsen müraca- atlan rica olunur. SİMKO TİCARET VE SANAYİ A.Ş. Meclısı Mebusan Cad. No: 125 Fındıklı 80040 Istanbul Tel- 151 09 00 1. Özal hükümeti açıklandığı sırada, 6 Kasım 1983 seçimlerinde veto yediği için milletvekili olamayan Husnü Doğan'ın parlamento dışından Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na getirilmesi kimseyi fazla şaşırtmamıştı. Çünkü hemen her şeyini borçlu olduğu ve kendisine "\etim Husnü" diyen dayıoğlu Turgut özal, onu her zaman bir yerlere getirecekti. 1944 yılında Malatya'da dunyaya gözlerini açan Hüsnü Doğan, dayıoğlu özal Ue birlikte ANAP'ı kuranlardan. Turgut Özal'm partiyi kurup kurmayacağı konusundaki çelişkili doneminde "Agabey, biz de bir şeyier yapmalıyız" diyen, zamanın DPT Yabancı Sermayeler "Daire Başkanhğı görevini sürduren HUsnü Doğan'dan başkası değildi. 1980 yılı başmda AP azmük hükümeti doneminde Turgut özal'm yükselişi ile birlikte DPT Yabancı Sermaye Başkanlığı'na getirildi. Turgut Özal da o dönemde, hem DPT müsteşan hem de Başbakanhk musteşarıydı. ANAP'ın ilk teşkilat başkan yardımcılanndan olan, aynca ANAP MKYK uyelerinden, 1. Özal hükumetinin göreve gelmesinden bu yana Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığj yapan HüsnU Doğan, 28 Eylül 1986'da yapılan ara seçimlerde ıstanbul 6. bölgeden milletvekili seçilmişti. 1987 genel seçimlerinde Izmir milletvekili oldu. Doğan, Akbulut hukumetinde Devlet Bakanuğı görevini yurutuyordu. İngilizce bilen Hüsnu Doğan, evli ve bir cocuk sahibi. (Baftamfi I. Sayfada) 1.14'üne kadar çıktıktan sonra 1970'li yıllarda da binde 8.3'le 6.3 arasında değişti. 1980'li yıl- larda ise bu oran, ortalama bin- de 5 düzeyinde gerçekleşti. Eği- tim yatınmlarımn aldığı en dü- şük pay binde 3.6 ile 1984 yılın- da olurken, bu oranın 1987 yı- lından sonra tekrar yüksehneye başladığı görüldü. Söz konusu oranlar 1987 yılında binde 6.2, 1988'de 6.5, 1989'da ise binde 6.4 oldu. 1990 yılında binde 6.5'e cıkacağı tahmin edilen bu oramn 1991de ise binde 7.9'a yükseltilmesi hedeflendi. Sağlık sektörundeki kamu yatınmlan- nm ulusal gelirdeki payı ise 1968-69 yıllannda binde 3'lere kadar çıktıktan sonra 70'li yıl- larda ise binde 1.8'le 2.4 arasın- da gerçekleşti. 1985 yılında bin- de 1.4'e düşen bu oran, 1989'da binde 2.2'ye çıktı. Bu yıl binde 2.7 düzeyinde gerçekleşmesi beklenen kamunun sağhk yaü- nmiarının GSMH'ye oramnın 1991'de de binde 3.7'ye çıkanl- ması öngörülüyor. DPl verüerine göre Özal'h yıllarda kişi başına duşen eğitim ve sağlık yatırımı harcamalann- da da önemli gerilemeler görüldü. 1988 yılı sabit fiyatlanyla ya- pılan bir hesaplamaya göre 1970-79 arasındaki 10 yılhk dö- nemde devletçe kişi başına or- talama her yıl 9 bin 776 liralık sabit sermaye yatınmı, 4.115 li- ralık da sağlık yatınmı yapılmış- tı. 1980-89 aralığındaki son 10 yılda ise eğitim sektöründe kişi başına yılhk kamu yatınmı tu- tan yüzde 4.5 oranında azalarak 9.336 liraya, sağhk yatınmı da yüzde 17.1 azalarak 3.412 lira- ya indi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear