Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 EKÎM 1990 * * • *
Berdarfda
ölü
balıklar
TARSUS (AA) — Içel'in Tar-
sus ilçesi yakınlarından geçen
Berdan Irmağı'nda kimyasal
maddelerden zehirlendiği tah-
min edilen binlerce balık ölü
olarak kıyıya vurdu. tçel Sağhk
Müdürlüğü yetkililerinden alı-
nan bilgiye göre Tarsus'un Ku-
lak Köyü yakınlarında kıyıya
vuran balıklann, ırmak yakının-
da kurulan bazı fabrikaların
atıklarından zehirlenebileceği
sanılıyor. ll Sağlık Müdürlüğü
ile ll Tarım Müdürlüğü ekipleri
balıklann toplu halde sahile
vurduğu Kulak Köyü'nde ince-
lemelerde bulunuyor. Yeşiller
Partisi Tarsus Ilçe Başkanı Is-
mail Ateş de Kulak Köyü'ne gi-
derek köylülerden olayla ileili
bilgiler aldığını söyledi.
Avustralya'nın Sidney kentinde duvarları süsleyen bir rek-
| a m o j a y y a r a t t l - G ü n e ) Afrikalı siyahi lider Nelson Man-
deta'nın Avustralya ziyaretinin başladığı gün duvarlara asılan bira reklamı, ırkçılığı çağrıştırdı-
ğı gerekçesiyle tepki aldı. Vetkililer, bira reklam afişlerinin kaldınlması konusunda talimat
verildiğini söylediler. (Fotoğraf: Reuter)
AU
sınav
yönetmeligi
ANKARA (ANKA) — An-
kara Üniversitesi Sosyal Bilim-
ler Enstitüsü lisansüstü eğitim-
öğretim ve sınav yönetmeligi
Resmi Gazete'de yayıraianarak
yürürlüğe girdi. Lisansüstü öğ-
retimi düzerJeyen yönetmelikte,
yüksek lisans öğrenimi yapmak
isteyenlerin lisans mezuniyet not
ortalamalarının en az 60 olma-
sı öngörüldü. îki yanyıl boyun-
ca öğrenim gören lisansüstü öğ-
rencileri hazırladıkları tezin
kabul edilmesi durumunda me-
zuniyet diploması almaya hak
kazanacaklar. Lisansüstü mezu-
niyet not ortalaması en az 75
olan öğrencilerin de doktora öğ-
renimi yapabileceklerinin kay-
dedildiği yönetmelikte, doktora
öğretim süresi de dört yanyıl
olarak belirlendi.
CUMHURİYET/19
Kraliçenin
Şlkllğl İngiltere
Kraliçesi Elizabeth, İtalya
Cumhurbaşkanı
Franeesco Cossiga
onuruna Buckingham
Sarayı'nda verdiği
yemekte şıklığı ile göz
doldurdu. Resmi bir
ziyaret için İngiltere'de
bulunan Cossiga ile bol
bol sohbet eden Kraliçe
Elizabeth, İtalya
Cumhurbaşkanı ile
özellikle Körfez krizi
üzerinde durdu.
(Fotoğraf: Reuter)
HABERLERIN DEVAMI
Sercan
(Baftarafı Sporda)
de bildiği gibi, ani yön değiştir-
meleri ve rakip savunma arası-
na sızarak umulmadık yerlerde
attığı sürpriz gollerle yıllardır
savunmaların korkulu düşü.
Çabukluğu ve sprint yeteneğiy-
le topu önünde bulduğu anda
her an rakip kale ile karşı kar-
şıya kalıp gol yapabilecek özel-
liğe sahip bir oyuncu.
Sercan, futbola Muğlaspor-
da başladı. Muğlaspor'un
Türkiye amator futbol şampi-
yonu olmasından sonra, şu an-
da Fenerbahçe'de top koşturan
arkadaşı Rıdvan'la beraber Bo-
luspor'a transfer oldular. Üç yıl
kadar Boluspor formasını sır-
tında taşıdı Sercan. Oynadığı
başanlı futbol ve attığı güzel
gollerle birçok takımın transfer
listesine girdi. Ama o kararını
"Sanyer" için verdi. Keza yine
Rıdvan'la birlikte geçtiler San-
yer'e. Altı yıldır Sercan, Sanyer
formasını taşıyor sırtında. Sa-
rıyer'in başarısı için uğraş veri-
yor. Sarıyer'in tek başına sırt-
layıcısı gibi âdeta. Ama artık
Sercan, Sarıyer'den ayrılmakta
kararlı. Gönlünde üç büyükler-
den birinde top koşturmak var.
Bu yıl sonunda Sanyer kulübü
ile sözleşmesi de bitiyor Ser-
can'ın. Ama bu sözleşmenin so-
nunu bekleyemeyecek kadar sa-
bırsız olan kulüpler var. İşte Fe-
nerbahçe, işte Beşiktaş. Keza
Sercan da sabırsız. O da bir an
önce iki kulüpten birine geç-
mekten yana. "Şu anda en gü-
zel yıllarım. tşte bu yıllarımı
biiyük kulüplerde geçirmek is-
tiyorum. Bu nedenle de başka-
nımız İhsan Yalçın Bey'den an-
layış bekliyorum" diyor. Ser-
can'ın Fenerbahçe'ye gitme ola-
sılığı hayli fazla. Çünkü Muğ-
la'dan beri top koşturduğu ar-
kadaşı Rıdvan da orada. Yine
de bekleyelim, öğrenelim.
•
IstanbuTdan
(Baştarajı Sporda)
Savic ise takımın pota altın-
daki güvencesi. Pota altındaki
ve faul atışlanndaki yüksek isa-
betine ribauntlardaki başansı
da ekleniyor. Maglic de takımın
"".04 boyundaki etkili uzun şu-
Jrlerinden. 21 yaş ortaJamasın-
da ve pek az takımda görülen
2.01 boy ortalamasında hem
içeriden hem dışandan oynaya-
bilen bu takımı durdurmak ol-
dukça güç. Galatasaray'ı ilk
macta 11 sayı farklal yenen, an-
cak kendini zora sokmayan
Pop 84, kendini 5. turda görü-
yor. Hedefini Avrupa Şampi-
yon Kulüpler Kupası'na çevir-
miş bu ekip için buna ulaşma-
sı ya da finale yükselmesi çok
güç değil. Ancak finale kadar
gelebilmesi Yugoslav ekibi için
zor olmasa gerek.
Basketbolseverler, Avrupa
şampiyonluğu tatmış bir takı-
mı kaçırdılar. Bir daha da
formda ve tam bir takımı gör-
mek oldukça zor gözüküyor.
Televizyonun naklen yaymına
Galatasaray'ın engel olması da,
Istanbul dışmdaki izleyicileri
bu zevkten mahrum bıraktı. Ya-
nk oldu bu takımı izleyemeyen-
lere!..
EBahçe
(Baştarafı Sporda)
yetkilileri, tüm sporseverleri,
basını, taraftarianmm kulübü-
müzün mücadelesinde desteğe
ve ilgiye davet ediyoruz. Sahte
biletlerle ilgili bilgi ve belge sa-
hibi olanlann da kulübümüze
miiracaatlannın bizim için bii-
yük bir yardım teşkil edeceği-
nin bilinmesini rica ediyoruz."
Öte yandan olayla ilgili ola-
rak, 3 kişinin Mali Şube ekip-
lerince gözaltına ahndığı bildi-
rildi.
•
IstanbuTda
(Baştarafı Sporda)
"ugoslavya, Yunanistan,
*ran, Bulgaristan ve Türkiye'-
den toplam 22 takımın 300 gü-
reşçi ile katılacağını belirterek
önümüzdeki yıllarda Cumhu-
riyet Kupası çerçevesinde du-
zenledikleri turnuvaya, bas-
ketbol ve voleybolu da dahil
etmeyi düşündüklerini söyledi.
Sabri Sadıklar Cumhuriyet
Kupası müsabakalarının 100
milyon liraya mal olacağım
sözlerine eicledi.
Meclis'ten türbana izin(Baştarafı 1. Sayfada)
Yoklamanın yapıldığı sırada
salona girmeyen SHP ve HEP
milletveküleri, ANAP'lılann sa-
yısının toplantı için yeterli çık-
ması üzerine içeri girdiler.
TBMM Başkanvekili Yılmaz
Hocaoglu ilk olarak ANAP
Grup Başkanvekili Ülkii Gü-
ney'in, "kıyak emeklilik"in
gündemin üçüncü sırasında gö-
rüşülmesi ve gündemin bitiril-
memesi durumunda genel kuru-
lun çalışmalarına "saai
24.00'ten sonra da devam etme-
sine" ilişkin önerisini okuttur-
du. Öneri aleyhine soz alan
SHP Grup Başkanvekili Hasan
Fehmi Güneş, gündem değişik-
liğinin hiçbir biçimde savunula-
mayacağıru, bir yasanın günde-
mi aşarak görüşülmesinin isten-
mesi durumunda gündemin bi-
rinci sırasının boşaltılması ge-
rektiğini söyledi. Güneş, bu
maddenin göruşülebilmesi için
gündemin 2. ve 3. sırasındaki
maddelerin baskı aracı olarak
kuilanıldığını söyledi. Güneş,
"Gündem değişikligine razı de-
ğiliz. 'Milletvekillerini ilgilendi-
ren yasayı gündeme alarak bi-
rinci sıradaki yasayı geçirtiriz'
diye düşünüyorsanız bunu ka-
bul etmiyoruz. Ya ek 17. mad-
dc (türbana izin verilmesine iliş-
kin maddelnin metinden çıkanl-
dıgını garanti edersiniz ya da bu
değisikliği kabul etmeyiz. Bu
gündem degişikliği bir dayatma-
dır, milletvekillerinin vicdanına
baskıdır" diye konuştu.
Türbana Genç engeli
Hocaoğlu'nun ANAP'ın
önergesini oylamasından sonra
Tunceli Milletvekili Kamer
Genç'in verdiği değişiklik öner-
geleri ile yaptığı engelleme baş-
ladı. İlk önergesi üzerine söz
alan Genç, içtüzüğe göre başka-
nın yoklama isteği olması duru-
munda takdir yetkisi bulunma-
dığını ve yoklama yapmak zo-
runda olduğunu belirterek Ho-
caoğlu'nu taraflı davranmakla
suçladı ve "Bu Meclis böyle yö-
netilirse Meclis olmaktan çıkar.
TBMM Başkanı'nuı sorumlulu-
ğunu bilmesi lazım" dedi.
Ellerini sıra kapaklanna vu-
rarak kendisini protesto eden
ANAP'lılara aldırış etmeden
konuşmasını sürdüren Genç,
söz konusu kararnamenin iki
haftadır çıkanlamadığını, SHP
olarak laikliği zedeleyen bu ka-
rarnamenin cıkarılmasını engel-
lediklerini kaydetti. Genç,
"Milletvekili maaşını gündeme
getirerek bu yasayı çıkarabilece-
ğinizi zannediyorsanız, bu Mec-
lis'in manevi şahsiyetine vurul-
muş ağır bir darbedir. 48 saat
çalışıp o kanunu da çıkarttırma-
yacağız. Kadının statüsünü na-
sıl duzelteceği belli degil. Kadı-
nı kara çarşafa mı sokacaksı-
nız? Bu iş böyle giderse bu ka-
nun bir haftada çıkmaz. Sonu-
na kadar direnecegJz. Bir yan-
dan kadın haklanndan soz eder-
ken hapishanelerdeki kadınlann
haklannı metne nije koymuyor-
sunuz? Hamile kadınlara işken-
ce yaptınp çocugunu düşürten
zihniyel kadına saygılı değildir.
Bu, göz boyamadan başka bir
şey değil. Bası sonu belli değil"
dedi.
Blrinci değişiklik önergesinin
oylamasına geçilmeden önce
yoklama yapılmasını isteyen
SHP'nin, gereğini yerine getir-
mediğini belirten Hocaoglu,
önergeyi oylattı. Hocaoglu, yö-
netimi ile ilgili suçlamalarından
dolayı adalet önünde Genç'ten
hesap soracağını söyledi.
Hocaoglu, Genç'in ikinci de-
ğişiklik önergesini okuttuktan
sonra hâlâ yoklama yaptırmadı-
ğı için kendisini protesto etme-
yi sürdüren SHP'lilere "Aynı
hakka bu önergede de sahipsi-
niz" dedi. Bu önerisinde söz al-
mak istemeyen Genç, yoklama
yapılmasında ısrar etti. 20 daki-
ka süren yoklamanın ardından
Genç'in üçüncü önerisi okundu.
Söz alan Genç, "Böyle sinir
harbi yaptırarak milletvekilleri-
nin Meclis'te çalışmasını engel-
leyemezsiniz" dedi. Genç'in 4.
değişiklik önergesi de ANAP ve
DYP'li üyelerin oylanyla redde-
dildi.
SHP adına beşinci değişiklik
önergesini veren SHP Izmir
Milletvekili Turan Bayazrt, kür-
süden "Meclislerin tarihi,
önemli oturumlan vardır. Bu
olunım da Atatürk ilkekrine ve
devrimlerine baglı olanlaria ol-
mayan zihniyetlerin mücadele-
sini sergiledigi için tarihi bir oru-
rumdur" diye seslenince ortalık
bir anda karıştı. ANAP'hlar el-
lerini sıralara vurarak Bayaat'-
ın sözlerini protesto ederken Ba-
yazıt, "Sözümü geri almıyo-
rum, tekrarlıyorum" diye ko-
nuşmasını sürdürdü. Ancak
Hocaoglu, mikrofonu kaparak
Bayazıt'ın konuşmasını engelle-
di. Sözlerinin kişileri değil zih-
niyetleri hedef aldığını belirten
Bayazıt, "Atatürk ilke ve dev-
rimlerine bağlı olanlarla karşı
olan zihniyet soz konusu. Ben
konuşurken ayaga kalkan ba-
kanlar. milletvekilleri bu zihni-
yetin müraessili ise bu benim so-
runum değil. Bu zihniyetin mü-
messili degilseniz alınmazsınız"
diye konuştu. Bayant, Hocaog-
lu'na da "Böyle tarihi otunım-
larda divan başkanına biiyük
sorumluhık düşer'" diye karşılık
verdi.
Birleşimi yöneten ANAP'lı
Başkanvekili Yılmaz Hocaoğli",
yoklama yapılacağını bildirince,
ANAP'hlar kürsüye yürüyerek
itiraz ettiler. Hocaoglu bunun
üzerine kısa bir tereddüt geçir-
di ve ardından daha önce yok-
lama yapıldığinı, yeniden yokla-
ma istemenin "bir hakkın
suiistimali" olduğunu bildirerek
yoklamadan vazgeçti. Bu açık-
lama ANAP'lılarca alkışlamr-
ken, bu kez SHP'liler kürsüye
yürüdüler.
Hocaoglu, SHP'lilerin itirazı-
na karşın yoklama yapmamak-
ta direnince, SHP Grup Başkan-
vekili Hasan Fehmi Güneş, kür-
sü önünde sinirlenerek tepki
gösterdi. Güneş, arkadaşları ta-
rafından güçlükle yatıştırılarak
yerine oturtuldu. Güneş'in, "Si-
zin bu yaptığınız namussuzluk-
tur, haysiyetsizliktir, şerefsizlik-
tir. Türk Parlamentosu'nun yüz
karasısınız" dediği duyuldu.
SHP'lilerin itirazlan sürerken,
Hocaoğlu'nun oylattığı bir baş-
ka önerge de ANAP ve DYP oy-
lanyla reddedildü. Bir başka
önerge üzerine söz alan SHP'Ii
Kamer Genç, Hocaoğlu'ndan,
"Şu anda TBMM kürsüsünü iş-
gal eden adam terör yaratmak-
tadır" diye söz edince, ANAP'-
lılar sıra kapaklanna vurarak
tepki gösterdiler. Genç, tepkile-
re karşı, "Başınıza vurun, sıra-
lara değil" diye seslendi ve Ho-
caoğlu'na hitaben, "Milli Sa-
vunma Bakanlıgı boşaldı diye
sen Başbakan'a bu kadar yağcı-
lık yapıp bakan mı olacaksın?"
diye sordu.
Hocaoğlu'nun uyarılarına
rağmen Genç konuşmasını sür-
dürünce, kürsüdeki mikrofon
kapatıldı. Bu sırada ANAP'hlar,
oturdukları yerden laf atarak
Geaç/i protesto ettiler. Genç,
mikrofonun kapatılmasına si-
nirlenerek arkasına dönüp Ho-
caoğlu'na bağırdı ve bir ara at-
mak için kürsüdeki bardağa sa-
rıldı. Bundan vazgeçen Genç,
Hocaoğlu'nu dışanya davet et-
ti. Çağrılan idare amirleri
ANAP'h Uğur Ener ve DYP'li
Nafiz Kurt, SHP'Iİ Genç'i kür-
süden indiremeyince oturuma 10
dakika ara verildi.
Engelleme sürüyor
Kararnamenin ikinci madde-
sinin görüşülmesine, SHP'nin
engellemesi nedeniyle saat
17.20'de geçilebildi. Kamer
Genç'in, ikinci maddenin değiş-
tirilmesi için verdiği çok sayıda-
ki önerge reddedildi.
Bir diğer değişiklik önergesi
üzerine söz alan Genç, oturumu
yöneten Hocaoğlu'nun tutumu-
nu eleştirirken şöyle konuştu:
"TBMM'nin iradesine ipotek
koymuştur. Hukuk, anayasa,
kanun, içtüzük dinlemiyor bu
yönetim. Burası TBMM'dir,
TBMM işgal altındadır. Biz bu
kanunu Anayasa Mahkemesi'ne
götürürüz, ama birtakım çevre-
ler Başbakanın eşini Anayasa
Mahkemesi üyeligine aday gös-
teriyorlar. Bugün Meclis'in ça-
lışmasını engellersiniz, ama ya-
nn halkın içine çıkamazsınız.
Bana hakaret edenlerin hepsini
mahkemeye vereceğim. Alaca-
ğım tazminatın yarısını Turgut
Ozal'a, yarısını da düşkünlere
muhtaçlara göndereceğim."
Genç'e ceza
Oturumu yöneten Hocaoglu,
tartışmanın sona ermesinden
sonra içtüzüğün 137. ve 138.
maddeleri uyannca Genç'e genel
kurulun üç birleşimine sokma-
ma cezası verildiğini açıkladı.
Genç'in çıkanlmasından son-
ra maddelerin görüşülmesi hız-
landı. SHP'den Turan Bayazıl-
ın zaman zaman söz alması dı-
şında, bir kez de yoklama iste-
nerek engelleme yapıldı.
SHP'nin engeüemesine karşı ko-
misyon da yeni bir taktik uygu-
layarak önerge sahiplerini ko-
nuşturmadı. ANAP ve DYP'li
komisyon üyeleri gerekü çoğun-
luğu sağlayarak komisyon sıra-
sındaki yerlerini aldılar. Komis-
yon önergelere katıldığını bildi-
rince, önerge sahiplerinin ko-
nuşma hakkı ortadan kalktı.
Ancak hükümet önergelere ka-
tümadı ve ANAP ve DYP'li mil-
letvekilleri önergelerin reddi için
oy kullandılar.
6, 7 ve 8. maddelerin küçük
değişikliklerle kabul edilmesin-
den sonra Bakan tmren Aykut
kürsüye gelerek, kararnamenin
"BaşUn sona Atatürkçü Ukele-
re göre düzenlendiğini, ama
SHP'nin bazı maddeiere AU-
türk'ün adını koymasından
üzüntü duyduğunu" söyledi.
"Önemli olan Atatürk'ün dn-
şüncelerfay uygnlaınaktır" diyen
Aykut, "Bu kadar şiddetli eleş-
tJrinin asıl nedeni kukançltkbr.
Dnnyada sadece Vatikan, Suu-
di ArabisUn ve Türkiye'de ku-
rulmamış bir kunüuşn kurma
serefi bize «ittir" diye konuştu.
SHP'den pazarhk
önerisi
Kararnamenin, "türban" üe
ilgili maddesine geçilmeden ön-
ce söz alan SHP Grup Başkan-
vekili Hasan Fehmi Güneş, bu
maddenin, daha önceki madde-
lerle bir ilgisi olmadığını söyle-
di. Güneş, 12. maddenin kabul
edilmesi halinde laiklik ilkesinin
saldınya uğrayacağım ve bu il-
kenin zayıflatılacağını savuna-
rak, "Bu maddeyi kararname-
den çıkarm. Eger çıkannazsanız
acıkca soylüyonım, bundan son-
raki göriişmeierde yalnız kalır-
sınız, tek başınıza oy
kullanırsuuz" diyerek, milletve-
killerine "ayncaiıklı emeklilik"
getiren önerinin oylamasına ka-
tılmayacaklarını söyledi.
ANAP'lılar, Güneş'i protesto
ederlerken, Bakan İmren Ay-
kut'un da yerinden kalkarak,
kar$i tarafa oturduğu gözlendi.
Aykut'un bu ta\Ti ile "kendisi ile
ilgili olmayan bu böiıimü des-
teklemeyeceğini ortaya
koydugu" öne sürüldü.
DYP ElazıJ milletve-
kili Tahir Şaşmaz "zonınluluk
bulunmadıkça devletin kadınla-
nn boyun ve saçlannı kapatma-
sına engel olmaya hakkı
olmadıgını" söyledi. ANAP adı-
na konuşan Kahramanmaraş
milletvekili Ülkü Söylemezoğlu,
çağdaşlığın kılık kıyafet serbes-
tisini içerdiğini savunarak, SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü'nün
de daha önce "inancı gereği ta-
kıyorlarsa karşı çıkmam" dedi-
ğine dikkat çekti. Bunun üzeri-
ne söz alan Inönii, Söylemezoğ-
lu'nun görüşünü tam yansıtma-
dığını, kendisinin "bu tavır için-
de olanlann dini siyasete istis-
mar ettiklerini" söylediğini
anlattı. Inönü, daha sonra genel
kurul üyelerine "Eğer bu mad-
deyi kabul ederseniz, fikir öz-
gürlüğüne engel olacaksınız.
Universite yönetimbrine siz çağ-
daş bilim ve inanç özgürlüğü ko-
nusunda görev yapmayın diye-
ceksiniz. Universite yonetimleri
yerine siz karar vermiş olacak-
sınız. Herkes sorumluluğunu
bilsin. Öğrencileri özgür bırak-
mak istiyorsanız, bu maddeyi çı-
kanrsuuz. Ama bagımlı yapmak
istiyorsanız kabul edersiniz. Dü-
?unce özgürlügünü kaldırnuş
olursunuz" dedi.
İnönü'den sonra kürsüye ge-
len SHP milletvekilleri Hilmi
Ziya Postacı ve Turan Bayazıt
da maddeyi eleştirdiler. SHP'li-
lerin verdikleri önergeler redde-
dilirken, ANAP'ın bir önergesi
kabul edilerek, maddeden "ge-
nel ahlâk ve adab" bölumü çı-
karıldı. Böylece madde, "yüriir-
lükteki kanunlara aykırı olma-
mak kaydı ile yüksekögretim
kurumlannda kılık ve kıyafel
serbesttir" biçimine dönüştü.
Ancak bu düzenlemeye rağmen,
maddenin üniversitelerde türba-
na izin veren içeriğinde bir de-
ğişiklik olmadı.
Türban maddesinin görüşül-
mesine ve oylamasına ANAP'-
ın liberalleri Mesut Yılmaz ve
arkadaşlan katılmadılar. Oyla-
ma sırasında salonda bulunan
25 SHP'li olumsuz oy kullanır-
ken, 180 dolaymda ANAP'lı ile
24 DYP'li milletvekili kabul oyu
verdiler. Maddenin kabulünden
sonra SHP'liler protesto için ge-
nel kurulu terk ettiler.
Kabul edilen başka bir mad-
de ile de üniversitelerde türban
nedeniyle verilen tüm disiplin
cezalan sonuçlarıyla birlikte af-
fedildi. Daha sonra tasanmn tü-
mü oylanarak kabul edildi.
SHP Genel Başkanı İnönü,
Cumhuriyet muhabirine, yasa-
nın iptali için Anayasa Mahke-
mesi'ne başvuracaklarını söyle-
di.
Bajbakan Akbulut, goruşme-
lerden sonra TBMM'den a>rı-
lırken. gazeıecilerin, "türban
serbest oldu mu?" sorusuna,
"evet. Türban serbest olmasa ni-
ye bu kadar gürültü çıkarsınlar"
yanıtını verdi.
MECLIS'TEN NOTLAR
Dinleyici localarında başörtüsü
ÜMİT ASLANBAY
ANKARA — Milletvekilleri-
nin odalarının bulunduğu Halk-
la Ilişkiler Binası'ndan kol ko-
la girerek 5'erli, 10'arh gruplar
halinde geldiler. Yeşil, mavi,
kahverengi ve beyaz örtülü baş-
Iar, " C " kapısından içeri girdi-
ler. Bir fotoğraf makinesinin
flaşı yandı söndü. Beyaz örtülü
başlardan biri o yöne döndü:
— Ben evde bile fotoğraf çek-
tirmiyorum.
" C " kapısında iki erkek, iki
kadın polis memuru gelenleri
tek tek aradılar, "dinleyici lo-
calanna" aldılar. Ellerine "Mil-
let Meclisi İçtüzüğü"nün ilgili
145. maddesinin yazılı olduğu
kâğıdı tutuşturdular:
— Dinleyiciler, birleşimin de-
vamı süresince kendilerine ayrı-
lan yerlerde sükûnet içinde otur-
mak zorundadırlar. Kabul veya
ret yönünde söz, alkış yahut
herhangi bir hareketle kendi dü-
şunceJerini ortaya koyamazlar.
Bu yasağa uymayanlar. Hemen
dısarı çıkarılırlar.
Başları açık kadınlar da
5'erli, 10'arlı gruplar halinde
geldiler. Bir farkları daha var:
Başörtülülerin tersine hepsi genç
değil, yaşlılar çoğunlukta.
Genel kurul salonu. Tavana
doğru yükselen dinleyci sırala-
rının sol tarafında başını örten-
ler toplanıyor. Başı açıklar da-
ha dağınık. Kendi aralarında fı-
sıldaşıyorlar. Birkaçı not tutu-
yor. Görevliler uyarıyor: Not
tutmak yasak.
Azınlıkta olan erkeklerden bi-
ri önündeki sıraya dirseklerini
dayıyor. Görevliler uyarıyor:
— Geriye koltuğa yaslanın
lütfen.
Görüşmeler başlıyor. Yokla-
ma yapılıyor. Fısıldaşmalar ar-
tıyor:
— Aaa Vehbi Dinçerler yok.
Ama sonuçtan emin gözükü-
yorlar. Çunkü Halkla ilişkiler
Binası'nda, bugünkü "türban
raporunun" ne olduğuna dair
peşin bilgi alarak gelmişler.
Kamer Genç, an arda öner-
ge verip, görüşmeleri uzattıkça
kaygıyla arkadaşlarına dönü-
yorlar. SHP'li birkadın, "anr-
re"de sigara içiyor. O da ken-
dince kaygılı.
Salondaki SHP'li milletvekil-
leri kararlı: Görüşmeieri uzata-
caklar. SHP Grup Başkanveki-
li Hasan Fehmi Güneş ve 10 ar-
kadaşı ikinci kez ayağa kalka-
rak yoklama istediklerinde, otu-
rumu yöneten Yılmaz Hocaog-
lu, ikinci kez reddediyor bu
isteği.
— Maalesef bu defa da geç
kaldınız.
Hocaoğlu'na göre, "yoklama
istendiğinde zamanlamayı tam
yapmak lazım." Içtüzuk uya-
nnca, oylamaya geçilmeden he-
men önce, aynı anda tam en az
10 kişinin ayakta olması ve bi-
rinin başkana sesini duyurması
lazım.
Genç, "sayısız" önergelerin-
den biri için daha kürsüye çık-
tığında oylamaya geçilmeden,
bu kez zamanlamayı yaptı
SHP'liler. Yoklama ve sonuç:
Çoğunluk var.
Genç, bir diğer önerge için
kürsüde. SHP'liler bir yoklama
daha istiyor. İşte o zaman genel
kurul salonu kanşıyor. Hocaoğ-
lu'na göre bu "suiistimal."
Yoklama yapmıyor. Güneş,
kürsüye elini sallayarak atılır-
ken hırsla bağırıyor:
— Bu adaletsizliktir, terbiye-
sizliktir.
Hocaoglu zabıtlara konuşu-
yor:
— Cevap vermiyorum. Bana
hakaret ediyorlar. cevap vermi-
yorum.
Genç kürsüde. Hocaoğlu'na
yanıt veriyor.
— Bu adam TBMM kürsüsü-
nü işgal etmiştir. Bu sözler baş-
kasına söylense onurlu olan bi-
ri kürsüyü terk eder.
Hocaoglu, Genç'in önündeki
mikrofonu kapatırken tutanak-
lara sözlerini geçirtti:
— Bunları; adli makamlar
önünde hesaplaşacağız. Beni
tehdit ediyor. Dışanya davet
ediyor.
— Fenalık geçiren Güneş'in
çevresinde milletvekilleri. İdare
amirleri ise Genç'i kürsüden in-
dirmeye çalışıyorlar. Hocaoglu,
10 dakika ara verince salon bo-
şalıyor. Dinleyici localarında
başörtülüler bekliyor. Başı açık-
lar "antre"de. Milletvekilleri
kuliste. Güneş, sakinleşmiş.
ANAP Grup Başkanvekili Ülkü
Güney ile Genç'i kürsüden in-
diren idare amiri Mustafa Uğur
Ener, SHP tarafında, Güneş'e
"geçmiş olsun"a geliyorlar.
İnönü de orada. Sordu:
— Ne oldu, niye birden hızla
geçirmeye karar verdiniz? Gü-
ney, kararnameyi "yumuşata-
caklarım" anlatınca İnönu ya-
nıt verdi:
— Ama bu Ermeni tasansına
banzer. Başladı mı arkası gelir,
sonunu alamazsınız.
Turan Bayazıt atıldı: Değişik-
lik de sonucu değiştirmiyor.
Çünkü bu konuda yasa yok.
Öbur tarafta, SHP'li eski
MYK üyesi Mustafa Timisi, ile
Kâzım Ulusoy yeni MYK üyesi
Abdülkadir Ateş'e "öğüt veıi-
yor."
— Çoğunlukları var. Bu ka-
dar sertleştirmeyelim. Salonu
boşaltmak daha doğru.
Ateş, "direneceklerini" söy-
lüyor. Başörtülüler bir ktz da-
ha, Genç'in önergesini dinliyor-
lar. SHP grup yönetimi ıden,
Zeki Ünal 6 sayfalık önergesini
hazırlıyor. Amaç vakit geçsin.
Ama ANAP'hlar kararlı, saba-
ha kadar da olsa çalışacaklar,
once bu kararnameyi, onun ar-
dından gelecek "kıyak emekli-
lik"] çıkaracaklar. Uğur Ener,
fenalık geçiren Güneş'e daha sa-
londa iken kolonya döktükleri-
ni soylüyor gazetecilere gülerek.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
ANAP milletvekilleri, "türban maddeleri"ri\ de içeren yasa
tasarısı görüşmelerinde daha önce çoğunluğu sağlayama-
mışlardı.
Türban ve ödenek aynı günün gündemine alınınca çoğun-
luk sağlanmakta hiç güçlük çekilmedi.
Üstelik DYP de ANAP ile birlikte hareket edince SHP çok
zorlandı.
SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç yasa önerileri ile il-
gili değişiklik önergeleri hazırlamıştı. Plan ve Bütçe Komis-
yonu, bu önergelere katıldığını açıklayınca önerge sahipleri
önergeleri üzerinde konuşamıyorlardı.
Bu, bir içtüzük oyunuydu.
Komisyon Başkanı Bozkurt Özal, Kamer Genç ve arkadaş-
larının önergelerine katıldıklarını açıklıyor; böylece, bu içtü-
zük oyunu ile muhalefetin konuşmasını engelliyordu.
Bununla da yetinmediler; oturumu yöneten Meclis Başkan-
vekili Yılmaz Hocaoglu, Kamer Genç'e "Meclis'e geçici ola-
rak üç birleşim" vererek muhalefet görevi yapan bir milletve-
kilini cezalandırdı.
Bu yol ve yöntemlerle anayasa bir kez daha çiğnendi.
Niçin?
Çünkü, Anayasa Mahkemesi kararları. "yasama, yürütme
ve yargı organları ile idare makamlannı, gerçek ve tüzel kişileri"
bağlar.
Bu çok açık bir anayasa kuralıdır.
Anayasa Mahkemesi, Yüksekögretim Yasası'na eklenen
"dini inanç sebebi ile boyun ve saçların örtü ve türbanla ka-
patılması serbesttir'' biçimindeki ek 16. maddeyi iptal etmiş-
tir
Bu iptal kararı bağlayıcıdır. Kimi bağlayıcıdır? Önce "ya-
sama ve yürütme organ/ar"ınü
TBMM, bu karardan sonra aynı nitelikte bir yasa çıkara-
maz.
Anayasa Mahkemesi kararı, 5 Temmuz 1989 günü yayın-
landı. Yüksekögretim Kurulu, 9 Ocak 1990 günü 90.4.26 sa-
yılı kararı aldı. Karar şöyleydi:
— Öğrenci kıyafetlerinin tamamen serbest olduğu ve hatta
bazı tahkat kisvelerinin giyileceğine yürürlükte olan disiplin yö-
netmeiiği hükümlerinin izin vermeyeceği açrktır. Nttekirn Oğ-
renci Disiplin Yönetmeliği'nin 9/d maddesinde yer alan (dil,
ırk, renk, din ve mezhep açısından kutuplaşmalara yol açıcı
faaliyetlerde bulunrrak) hükmünün ağır bir disiplin cezası ge-
rektiren bir suç olarak muhafaza edilmekte olduğu, böylece
din ve tarikat kisvelerinin giyilmesinin mümkün olmayacağı hu-
susu unutulmamalıdır.
YÖK, rektörlüklere gönderdiği karar örneğinde üniversiteye
dinsel giysilerle gelen öğrencilere verilecek cezayı da biç-
mişti:
— Bir ya da iki yanyıl için uzaklaştırma..
Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği ek 16. madde Yükse-
kögretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin 7. mad-
desinde de kelime kelime yer almıştı.
Yönetmelik hükmü. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararın-
dan altı ay sonra yürürlükten kaldırılabildi!
Bu gecikme bir kargaşaya yol açtı.
Disiplin yönetmeliğinin ilgili maddesi 28 Aralık 1989 günü
yürürlükten kaldırılmıştı. Yönetmelik maddesinin yürürlükten
kaldınlması ile YÖK kararının alındığı 9 Ocak 1990 arasında
bazı dekanlıklar. dinsel giysilerle fakülte ve yüksekokullara
gelen kız öğrencileri sınavlara almadılar. Bazıları da bu öğ-
rencileri sınava aldılar.
YÖK'ün bu gecikmeli kararından sonra universite yönetim
kurulları da aynı içerik ve nitelikte kararlar aldılar.
Örneğın. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, YÖK'ün bu ka-
rarını dekanlıklara göndermiş ve "türban, basörtü ve benze-
ri kıyafetlerle" üniversiteye gelen öğrencilerin "görüşme gibi
yollarla uyarılmaları"r\\ istemişti.
Dekanlıklar da dinsel giysilerle dersliklere girmelerini ya-
saklamış; bu yasağın uygulanması için de "öğretim elaman-
lan"na görev vermiştir
Anayasa Mahkemesi kararından sonra bazı dekanlıkların
dinsel giysilerle gelen öğrencileri sınavlara alıp bazılarının
da almamaları çelişkili uygulamaya yol açmrştı.
Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, 15 Ocak 1990 günü de-
kanlıklara gönderdiği "55.5/49 570 acele" kayıtlı yazısıyla, yö-
netmelik hükmünün kaldınlması ile YÖK kararının dekanlık-
lara bildirilmesi arasında geçen sürede sınava alınmayan öğ-
rencilere yeniden sınav hakkı verilmesini istemiştir.
Bu çelişkili uygulamalar, bazı dekanları, öğretim üyeleri ve
araştırma görevlilerini, başörtü eylemlerini destekleyen siya-
sal parti ve örgütlerin boy hedefleri haline getirmişlerdir.
Bunun sorumlusu da YÖK'tür.
Türban, dün Cumhurbaşkanı Özal ile DYP Genel Başka-
nı Demırell. türban, ANAP ve DYP milletvekillerini.. türban,
Yıldınm Akbulut ile Mesut Yılmaz'ı.. türban, Hasan Celal Gü-
zel ile Mustafa Taşar'ı, Kâmran inan'ı, Cavit Kavak'ı ve Safa
Giray'ı birbirine bağladı.
Ve türban dün geceyarısı TBMM üyelerinin ödenek ve yol-
luklarını da sarıverdi!
Özal veto etmişti
Mîlletvekîline
4
kıyak'
maaş benimsendî
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Milletvekillerinin ma-
aşlarını arttıran ve emeklilik
olanaklarını yeniden düzenleyen
yasa, türbana izin yasasının ar-
dından TBMM Genel Kurulu'n-
da 15 dakikada görüşmesiz tar-
tışmasız kabul edildi. Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın daha
önce veto ettiği yasa milletvekil-
lerinin ödenek ve yolluklarını
toplam 9.5 milyon liraya çıkar-
tırken milletvekillerine 20 yılda
emeklilik olanağı sağlıyor.
Türban yasasının ardından
gundemde bulunan diğer yasa
öneri ve tasarılannın görüşül-
mesi ertelenerek milletvekilleri-
nin ödenek yolluk ve emeklilik-
lerine ilişkin yasa önerisi ele
alındı.
Önerinin maddeleri üzerinde
hiçbir milletvekili söz almayın-
ca görüşmeler kısa sürede ta-
mamlandı. Son olarak önerinin
tümü üzerinde lehte söz alan
ANAP Ankara Milletvekili
Alpaslan Pehüvanh, SHP'lilerin
tavrını eleştirerek "SHP grubu
pazariığa girdi. Eğer iürbanı ge-
çirmezsek buna oy verecekleri-
ni söylediler. Sonra burayı terk
ettiler. Ama biliyorum ki ilk
maaş kuyruguna girecek olanlar
yine bunu pazariık konusu ya-
panlar olacaktır" dedi. Bu söz-
leri HEP Milletvekili Salih Sü-
mer'in oturduğu yerden alkışla-
dığı dikkat çekti. Yasa 18'e kar-
şı 221 oyla kabul edildi.