28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EKÎM 1990* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 F.Bahçe ilk maçta (Baştarafı Sporda) ye inebildik. Savunma Müjdat'- ın dışında kaybolup giderken kaleci Schumacher karşı karşı- •ya iki yüzde yüz gol pozisyonu- na izin vermedi. Hasan yüksel- diği bütün hava toplanndan bir tanesi dahi alamayacak kadar beceriksiz kalırken orta üçlüde tam anlamıyla rezdldi. Oğuz'un oynar gibi görünmesi, Hakan'ı F.Bahçe'nin (Baştarafı Sporda) Yüksek topların adamı diye bilinen Hasan yaptığı zaman- lama hatalanyla kendi yandaş- larını bile güldürdu. Erdi drip- ling yaptığı bütun topları son anda ayağından açarak rakip- lerine kaptırdı. B.Şenol sade- ce sahada dolaştı. Vokri sade- ce bir devre mucadele etti. İkinci yarıda yoruldu. Ismail cesur oyunuyla ayakta kalma- ya çaJıştı. Schumacher ise far- kı önledi. Ama liglerimizde el- le kullandığı toplar sonucun- da takımına gol attırırken, dün boyle bir top sonucunda gol yeme talihsizliğini yaşadı. Sonuç olarak iki takım ara- sında oyun anlayışı ve güç ola- rak buyuk fark vardı. Italyan- lar sahanın tüm bolümlerinde, topun olduğu alanda çok iyi çoğaldılar. Fener'e oyun kur- ma olanağı bile vermediler. Hatta Fenerbahçe gol pozisyo- nu bile bulamadı. Skorun 1-0'da kalmasında ise Schu- macher'in kurtarışları onemü rol oynadı. G.Saray pes (Baştarafı Sporda) ti. 7. dakika 24-10 Pop 84'ün us- ünlüğü ile geçilirken Yugoslav ekibi "• 100 isabetle hücum edi- yordu. Galatasaray ise kendisi- den boyca oldukça uzun olan Pop 84'e karşı pota altında mu- cadele dahi edemedi ve hücum- daki boşlann ardından Massop ve Cem ile sayılar bulmaya baş- ladı. 11. dakikada skorun 35-17 olmasından sonra sahada çok iyi organize olan ve paslan, şut- ları yardımlaşmalan ile ne kadar iyi bir takım olduğu her halin- den belli olan Pop 84 ilk yarıyı 60-40 galip kapadı. Maçın 2. yarısında Pop 84 as oyunculannı kenara aldıktan sonra yedek oyuncularla farkı korumayı amaçladı. Ancak Sarı-Kırmızılı ekip 2. yarı daha organizeydi ve top kayıplarını iyi değerlendirdi. Galatasaray akılhca ve sabırla top çevirip sa- yı bulunca 35. dakikada skor 83-73 oldu. Fakat Galalasaray- ın baskısından kurtulmayı başa- ran Pop 84, maçı 97-86 kazan- dı. eli belinde dolaşıp durması, aya- ğındaki topları sürekli rakibine vermesi, Erdi'nin her defasında korner köşesine kadar inip to- pu kaptırdıktan sonra orada kalması seyirciyi ve bizleri çile- den çıkarttı. Böyle olunca da ne Aykut ne de Vokri istedikleri topları alabildiler. İkinci yan için başlangıçta ya- pılan değişiklik tribündeki ta- raftarı biraz hareketlendirir gi- bi olmuştu, ancak Rıdvan'm da çabası Fenerbahçe'ye yetmedi. Yine bir iki şık hareket yaptı Rıdvan, yine üç kişiyi dizip Fe- nerbahçe'nin koca maç boyun- ca attığı iki şuttan birisini attı Rıdvan, gerilere kadar gelip top aldı, yani anlayacağınız durma- dı çalıştı Rıdvan. Ama diğerle- rinin adım atacak halleri yoktu sahada. Hepsi afyon yutmuş gi- biydiler sanki, yani açıkçası ka- zanmak için hiçbir şey yapma- dılar. İşte bunun sonucunda da 40 bini aşkın galibiyete şartlan- mış taraftar Inonü'den boynu -bûkuk, huzunlu ayrılırken Fe- nerbahçe tur umidini Inönü'nün yeşil çimenlerine kahrederek go- muyordu. Hiddink (Baştarafı Sporda) duğunu söyleyen Hiddink sözle- rine şöyle devam etti: "Toni'nin özellikle ilk yarıda önemli kur- tanşlar yaptığını ifade ederim. 3-0, 4-0 maçı alırız havası ger- çekçi olmamalıydı. Atalanta ta- kımı İtalya liginin en ağır oyna- yan ekibi. Pes elmiş sayılmayız, italya'da bir sürpriz yapmaya ça- lışacağız. Deplasmanda gol ata- cağımızı gösterdik. Gol attığımız zaman durum eşitlenir. Çok iyi bir defans yaptıklannı söyleme- liyim. Özellikle bire bir mücade- lede toplara hâkim oldular. Bu topları almak için özveri gerek, bizim futbolcularda bu eksik. Kafamda sihirli şapka yok za- mana ihtiyacım var." Kosecki (Baştarafı Sporda) Bu arada G.Saray'ın denedi- ği ve anlaşacağını belirttiği Pe- na'nın dün ülkesine döndüğü öğrenildi. Rumen futbolcunun bonservis sorununu halletmeye çalışacak olan San-Kırmızılılar, bu oyuncuyu kısa sürede renk- lerine bağlayacaklannı belirtti- Ier. Popa'ya ceza G.Saray'm gündeminde yer alan Rumen Popa, ülkesinde iki kulüple birlikte sözleşme imza- ladığı için 6 ay ceza aldı. Kos- tence Farul'da oynarken Steaua adına fiş dolduran Popa'nın ce- zası dün kesinleşti. F.Bahçe bizi (Baştarafı Sporda) Siria Magri (Canale 5-TV): Fenerbahçe'yi daha iyi bir ta- kım olarak hayal ediyordum. Ama defansı bu kadar hata yapan bir takımın Vitoria Gu- imaraes'e nasıl elenmediğine hayret ettim. Markaj denen olay yoktu. Bence maçın yıl- dızı Schumacher'di. Aykut ve Hakan çok top ezdiler. Ata- lanta'nın çok iyi organize olan orta sahası maçı aldı. Atalan- ta bu gece çok cömertti, İtal- ya'da bu kadar yumuşak oy- nayacaklarını sanmıyorum. Maçın en ilginç notu bence Rıdvan gibi bir yıldızın geriye kadar gelip defalarca kendine pozisyon hazırlamasıydı. Strömbergli Atalanta önünde Fenerbahçe'ye tur şansı tanı- mıyorum. Pietro Serena (L'Eco Di Bergamo): Fenerbahçe tanın- mamayacak kadar kötuydü. Atalanta da ahım şahım değil- di. Özellikle Evair her zaman olduğu gibi deplasmanda sak- landı. Fenerbahçe maça 3-5-2 başladı, üç dakika sonra 4-3-3-'e döndu. Hiç olmazsa kendi sahasında Fenerbahçe'- nin galip geleceğini umuyor- duk. Hatta bir farklı mağlubı- yetlere bile razıydık. Franco Sabatini (Bergamo Di Oggi): Caniggiasız ve Strömbergsiz Atalanta daha maça çıkarken gücünün yarı- sını yitirmiş gibiydi. Katı de- fans yapacaktı. Bunu bilen Türklerin hâlâ topu kanatlar- dan getirmeyip ortada ezmele- rine hayret ettim. Atalanta (Baştarafı Sporda) Futbolun fizik ve takım oy- nu olduğunu kanıtlayan Ata- lanta karşısında Fenerbahçe'- nin tek farklı yenilgisi düşun- cemize gore hafif atlatılmış bir 90dakikadır. Ve Fenerbahçe'- nin Avrupa sahalanna çıkması için daha bir kaç fırın ekmek yemesi gerektiği de dün bir kez daha ortaya çıkmış ve Turk futbolunun Avrupa kupaları- nın 2. turundaki tek temsılci- si Fenerbahçe'nin henuz dene- yimsiz futbolcularla daha faz- la ileri gidemeyeceği de gözler önune serilmişti. Efes yenildi MLLHOLSE (AA) — Av- rupa Koraç Kupası'nda Efes Pilsen basketbol takımı Fran- sa'nın Mulhouse takımına 87-70 yenildi. Mulhouse kentinde oyna- nan, İspanyol ve Hollandalı ha- kem ikilisinin yonettiği karşılaş- madan Efes Pilsen 17 sayı farkla veniK-aynldi". * " * Tek tip kalktıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Danıştay, 1 Ağustos Genelgesi'nin bazı maddelerini iptal etti. Tutuklular için tek tip elbise uygulaması sona ererken, haberleşmeye getirilen kısıtla- malar da azaltıldı. Aynca tutuk- lu ve hükumlüler avukatlanyla suresiz goruşebilecek. Genelgede iptal edilen bölüm- ler şöyle: 1. madde: Cezaevlerinde hü- kümlü ve tutuklulara tek tip el- bise uygulamasını getiren mad- denin tutuklularla ilgili bölümü iptal edildi. Hükumlüler yönün- den ise iptal istemi reddedildi. 2. madde: Hükümlü ve tu- tuklulann cezaevlerinde avukat- larıyla mesai gunlerinde ve 30-60 dakika arasında göruşme- sini öngören madde iptal edildi. Buna göre, avukatlar süreyle sı- nırlı olmaksızın tatil günleri de dahil muvekkilleriyle görüşebi- lecekler. 10. madde: "Disiplin cezası- nı gerektiren toplu hareketler" başlıklı bu maddenin, birden fazla hükümlü ve tutuklunun idarece verilen elbiseyi giyme- melerini içeren (b), birden faz- la hükümlü ve tutuklunun boy- kot amacıyla duruşmalara git- mek istememelerini içeren (g) ve toplu dilekçe vermelerini içeren (o) fıkraları, cezaevi idaresini değil, mahkemeyi ilgilendirdiği gerekçesiyle iptal edildi. 14. madde: "Hükümlü \e tu- tuklulara ait mektup, telgraf ve basılı kağıtlann denetlenmesi" başlıklı maddenin, iyi hallilik vasfını kazanamayan hükumlü- lerin haftada en fazla 2, iyi hal- li hükumlülerin haftada 4 mek- tup gönderebileceklerini içeren kısmı iptal edildi. Aynftnadde- nin, yazılan mektupların bir dosya sayfasını geçmemesi, hü- kümlü ve tutukluların anarşist ve terörist hükümlü ve tutuklu- ların bulunduğu cezaevleri ile askeri ceza ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular ile mektuplaşamayacaklarını öngören kısımları da iptal edildi. Genelgenin, "güvenlikle ilgili hususlar" başlıklı bölümünun, "açlık grevlerinde alınacak tedbirleri" içeren 4. maddesi ip- tal edildi. Edinilen bilgiye göre radyo, teyep walkmen, daktilo, bilgisa- yar, müzik aletleri, resim mal- zemelerinin koğuş ve yemekha- nelere sokulmasını yasaklayan madde ile cezaevlerine basılı eser girmesini sınırlandıran maddeyle ilgili iptal istemi red- ddildi G Ö Z L E M UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) rafından -doğrusu- çok iyi kullanıldı. Kalkan'ın terör ile ilgili sözleri ANAP milletvekilleri tara- fından sık sık sataşmalarla kesilmek isteniyordu. Antalya Milletvekili Cengiz Dağyar. Kalkan "Öldürülme sırası kime geldi?" diye konuşurken şöyle bağırıyordu: — İnşallah sen olursun... Basın locasından ANAP milletvekıllerini izlerken ister is- temez on yıl önce aynı sıralarda oturan AP milletvekillerinı anımsadım. 12 Eylül öncesindeki AP milletvekilleri de tıpkı bugünkü ANAP milletvekilleri gibiydıler. Terör ile ilgili uyarıcı konuş- malar yapılırken söz atarlar ve kayıtsızca gülerler; araların- daki kabadayılar da kürsüye yürürlerdi. O günden bugüne ne değişti? Yalnızca parti adları! • • • Kişisel saplantılarına kronolojik dedikodu bulup bunlara ideolojik kılıf giydirmekle ün yapan bir tarihçimizin son te- rör olayları ile ilgili dehşetengiz bir yorumu var. Prof. Aksoy, gazeteci Çetin Emeç, sürücüşü Sinan Ercan, eski muftü Turan Dursun ve Doç. Bahriye Üçok İslamcılar tarafından öldürülmemiş; eğer İslamcı terör varsa, terörist- lerin bir İslam âliminden fetva almalan gerekıyormuş; Türk- iye'de bu fetvayı verebilecek bir İslam âlimı de yokmuş. Herhalde tarihçimiz, bu fetvaların Resmi Gazete'de ya- yımlanıp yürürlüğe girmesini bekleyecek! İslamcı kesim, büyük çoğunluğu ile teröre karşıdır. So- lun büyük çoğunluğu da teröre karşı olmuştur. Bu ne de- ğiştirir? Ve ne değiştirmiştir? Terör örgütlerı. doğaları ve yapıları gereği "marjinal ör- gütler"d\r. Bugün dünyada çeşitli adda ve ideolojik yapıda İslamcı terör örgütleri var. Bunların işlediklerı cinayetler de biliniyor. Bu örgütlerin bir kısmı da Türkiye'de karargâh kur- muş bulunuyor. Kaldı ki kendisini "din âlımi" sananların bu konularda açıklamaları da var. Yurtdışında bunların yayın organlarında laiklere karşı yaptıkları yayınları da, bu yayın- ları izleyenler biliyor. "Türkiye'de teröre fetva verecek din âlimı yoktur; oyleyse İslamcı terör yoktur" mantığı "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz" görüşünün dıyalektik ve dramatik bir uzan- tısı gibidir. Tarihçimizin bugün yaşanan olayları değerlendirebilme- si için bu olayların üzerinden en az elli yıl geçmesı gerekir. Bu yüzden kusuruna bakılmaz! * • * Sabah gazetesinde Mehmet Barlas. Amerika'da döviz bu- lundurmak konusunda görüşlerime "tercüman" olmaya ça- lışmış; çalışmış, ama pek becerememış. Benim görüşüm kısaca şu: —ANAP, 1983 yılında çıkardığı bir tebliğ ile Türkiye'ye ge- tirilen dövizin kaynağının araştırılmayacağını kabul etmiş; bu tebliğ ile her türlü kaçakçıya güvence verilmiştir. Çıkarılan yasalarla da bu kaçakçılara özel aflar sağlanmıştır. Bunlar- la da yetinilmemiş; Pasaport Yasası değtştırılerek bu kaçak- çılara birer de pasaport verilmiştir. Dünyanın her yerinde ge- len dövizin kaynağı sorulur. Amerika'da 10 bin dolar üzerin- deki dövizin kaynağı sorulur. Bunları yazarken de hangi yasayla kaçakçılara ne gibi ay- rıcalıklar sağlandığını tek tek açıkhyorum. Bu arada Sabah gazetesine gönderdiğim "yanrfta '10 bin dolarm üzerinde" sözcüklerinde "ö/n"sözcüğü yanlışlıkla "10 dolar üzerinde" olarak çıkıyor. Barlas da yazıyor. Amerika'da döviz korkusu yokmuş da, falan da fılan da... Amerika'da 'Currency and Foreign Transactions Repor- ting Act" adlı bir yasa vardır. Bu yasanın 21. maddesi Birle- şık Amerıka Devletleri sınırlarından 10 bin dolardan fazla para sokandan bu parayı "deklare" etmesini ister. Bunun için gümrükte 4790 sayılı form doldurulur. Bu parayı bildir- meyenlerin paralarına el konur. Konduğu gibi olay hemen ABD "Internal Ravenue Service" denilen vergi dairesine yan- sıtılır. Tartışma konumuz budur. Dövizin kaynağı araştırılır mı, araştırılmaz mı? Görüyoruz ki araştırıhyor. İpekçi cinayetinı araştırırken kaçakçılık konusuna eğiliriz, Barlas. bir tek dosyanın kapağını açmaz. ama "Kaçakçılık- la olayın ne ilgisi var?" diye yazar. Zaman geçer, kaçakçı Abuzer Uğurlu'nun Ağca'ya para gönderdiği anlaşılır. Vu- ralhan olayını ortaya atanz. Barlas, hiçbir araştırma yapma- dan "Bu kanıtlarla soruşturma açılmayacağım" yazar. Dev- letin altı büyükelçisi, ayrı ayrı yaptıkları inceleme ve soruş- turmalardan sonra Barlas'ın soruşturmaya değer görme- diğı konularda rapor ve fezleke düzenlerler! Işadamı olduğu günden beri kendisıne bir haller oldu. Aferim oğlum Mehmet, sen bu yolda devam et! • • * Son konu da DTCF'de yayımlanan "Remzi Oğuz Arık'a Armağan" adlı kitabın Rıdvan Çonkur tarafından basılması ile ilgili. 16 ekim günlü yazıda ayrıntıları ile anlatılan bu olayla il- gili olarak "Genç Kitap Kırtasiye"der\ bir açıklama geldi. Açıklamada, kitabın Genç Kitap Kırtasiye tarafından de- ğtl Çonkur tarafından bastırıldığı belirtilerek kitabın yalnız- ca satışının kitabevlerinde yapıldığı kaydediliyor. Elımizde Genç Kitap Kırtasıye'nın bir broşürü var, Çon- kur'un kitabı broşürdeki listede yer alıyor Yerı gelmişken soralım: Rektörlük bu konuda bir soruşturma açtı mı? DTCF De- kanlığı olay ile ilgili ne gibi başvurularda bulundu? Ne ol- du? Ne oluyor? Savaşa hayır (Baştarafı 1. Sayfada) na alındı. Dun Ankara Emniyet Müdurlüğu Birinci Şube'ye ge- tirilen Ömer Karataş'ın ağabeyi Faik Karataş, polisin kendisine "Kardeşiniz savaşa hayır kam- pan>asına katılmış. onun için gözalüna aldık" dediğini belirt- ti. İnsan Hakları Derneği Anka- ra Şube Başkanı Muzaffer İlhan Erdost, Başbakan Yıldırım Ak- bulut ve bazı yöneticiler tarafın- dan Istanbul ve Uşak'taki "sa- vaşa hayır" yazısı nedeniyle ya- pılan tutuklamalar için "O yazı yüziinden tutuklama yok. Onlar örgiit üyesi olduğu için somştMiıhı>0r"-<liye savunma yapıldığını anımsatarak "Kor- kumuz Ömer Karataş'a da bu demeçler ışığında 'örgüt uyeliği' suçu >uklenmesidir. Savaşa karşı çıktıkian için gözaltına alınan- ları zorla orgüt üyesi npma gi- rişimi ürkütüciidür" dedi. Bir haftaya yakın bir suredir bulunduğu Bayrampaşa Cezae- vi'nde dün babası Huseyin Al- kan ile goruşen N.A. da kendisi için "çocuk" tanımı kullanılma- sını eleştirerek "Ben kimseye kendimi acındırmak istemiyo- rum. Bilinçli olarak "savaşa hayır" dedim. Bunu insanlık go- revi olarak goruyorum" dedi. Okul duvarına "savaşa hayır" yajan üse^ğrencısi N.A-'nın tu- tuklanmasını "akıl almaz bir olay" olarak değerlendiren MDP Genel Başkanı Bedrettin Dalan, asıl "savaşa hayır dememenin" bir insanlık suçu oluşturacağını savundu. Uşak'ın Banaz ılçesinde geçen cuma gecesi dukkânının önune astığı "savaşa hayır" yazısı ne- deniyle gözaltına alınan ve cu- martesi günü çıkarıldığı mahke- mece tutuklandıktan sonra ke- faletle serbest bırakılan Uşaklı muhasebeci Vedat Sümercan, "Artık savaş istemediğimizi \ö- neticilere duyurmak zonındayız" dedi. Bu arada Bursa Anadolu Li- sesi tuvaletine "savaşa hayırl' sloganı yazıldığı, okul yönetimi- nin yazıyı yazan kalemi bulmak için okulda arama yaptırdığı öğ- renildi. Turk-Amerikan İşadamları Derneği (TABA) Başkanı Erdal Karatepe de savaşa karşı oldu- ğunu, demokratik bir ülkede "savaşa karşıyım" diyebilmenin suç olmaması gerektiğini belir- terek "Ben savaşa karşıyım diyebilmeliyim" diye konuştu. Adana büromuzun haberine göre Adana'da bazı dernek ve sendika şubeleri de Başbakan Vıldınm Akbulut'a telgraf çeke- rek savaşa ve idamlara karşı ol- duklarını bildirdiler. ' Zekâ parlaür. StiJ inceltir. AJe\ander Pope TEŞ«İKİYEC\D. I 43 >ll}ANTAŞI \I111I11 CollecÜon CITY&COUNTRY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear