Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 EKİM 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE DE BUGÜN
Uevtet Meteoroty Işlen Genel Mu
<*jrtü>j'nden aknan ttlgıye göre yurtu-i ku
zey « doOu kesmleri parçalı ço« Su u'Ju
Orta ve Doju Kamferaz ıle Doju Anadolij
ımn luay ve dojusu yafrnur ve y«r yer sa
Janat yağışiı, (Kğar yerteriz bdulu gece
c*. HA* SCAKLÛ BatUgeMiKdebı-
raz artacak. doju Mlgeltnmiate ânemli t> •
dfek<*rc«acak. RÜZGÂR Vurdunk.
feridkdûfgi y û g y
lenle gûney ve tnb yûnterttefi haffl, ara sıra
orta kuiMtt. yer ytrtaıvvetliotarafc eacek.
Demzteraniztte. Kandenrtfe yıldız ve tara-
yd. Akdanı/de gûıtetsı ve iaıayıH. dtfer
tfenfafefiırigfc yttave poynzdan 3 ıLa & Ege
ve BJÖ AMtnrtle 6 tmvvelinde aatte 10 ria
21, Ege ve Bat) Akdenız'de 27 denız mlı he-
taesec*k,dalgatbi<seUığıO.3ılaa5m Ege
ve BaO Akdenız açıklarında 1 ıla 2 m dote-
yntfa bulunacak vSn GAIü nde hara Cok
A 26° 16° Dıyartalor
B 16° 11° Edıme
A 28° 14° Erancan
A 14°
Y 1S°
A 13° 2°Gaaantep
A 27° 18° Gıresun
A 28° 14° Gumüşhane Y 14° 4° Ftae
A 26° 11° Manısa
B 13° 2° K Maraş
Y 18° 7°Mereın
Y 10° 2°Mu$la
A 14° 3 Muş
A 27° 11 Nıjde
*Y 16°13°Ort
Y 16° 6°rtaMcân
A 24° 8°lsparü
B 17° 8°lstanlxii
B 12° 3°lzmr
B 19° 9°Kars
B 15° 8°Samsun
A 21° 6°Sıi(t
B 15° 9°&nop
A 21° 13° Sıvas
Y 14° 4°fekırdağ
B 20° 9°Kastamonu B 9° rîabzon
bumilu ve yaCmurtu geçecek ftcjâr gûney ve batı yönlenfcn loltt, sa a-
ra orta kuvvelle esecek, göl kuçuk daigaiı otacak. görtş uafckfr 5 t a »
km doUyında tKjlunac*.
ÇsıaMale
Çorum
Doııct
B 7° O°Kaysen
B 13° 9° Kırtaelı
B 15° 8°Konya
Y 13° 4°KüBhya
A 17° 8°MaJa!y3
A 18° 7 ° l » w *
B -13° 3°Uşa*
A 18° 4°Van
A 16° 6°Yuzgat
B 18° e°ZonQvlüiX
A 22° 8°
A 25° 12°
A 27° 16°
A 23° 12°
B 21° 10°
A 17° 7°
Y W 1 2 °
Y 16° 13°
Y 14° 10°
A 28° 14°
8 14° 10°
A 18° 6°
B 14° 6°
Y 15° 12°
8 17° 8°
A 15° 6°
B 21° 10°
A 14° 3°
B 12° B"
: W k
yagmurtu ört A-açık B-bulu0u Gijûneşi K-kvk S-aslı Y-yagnurtu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Koku ve duman
çıkarmadan buyük
bir ısı vererek yanan
bir cins taşkömü-
rü.2/ Bir sonı sözü...
Kapital. 3/ Gökkü-
resinde on iki bur-
cun eşit arahklarla
dağıtıldığı kuşak...
Baryumun simgesi.
4/ Kars yakınların-
daki ünlü harabe ye-
ri... Çok iri bir ker-
tenkele türü. 5/ Bir
tür tatlı. 6/ Bestelen-
miş her tür şiire Ba- 9
tı'da verilen ad... Açı ölçmeye yara-
yan dönme hareketli bir çeşit cetvel.
7/ Metal sarnıç... Duvar içinde bıra-
kılan oyuk bölüm. 8/ Deride geniş
leke... Sivil havacılıkta uçuş güven-
liği bulunan bölgeye verilen ad. 9/ Is-
tavrit balığınm küçüğü... Eski Mısır1
da güneş tannsı.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Sıcak ülkelerde yetişen, yara te-
davisinde kullanılan bodur bir ağaç.
2/ Sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçla-
rında kullanılan element... Osmanlı devleti zamarunda Tunus
ve Cezayir beylerine verilen ad. 3/ Slayt... Bir meyve. 4/ De-
miryolu... Güney Afrika'da yaşayan bir maymun türü. 5/ Su-
yun taksim yeri... Gözü doymaz, haris. 6/ Şeker hastalannın
şeker yerine kullandığı, taşkömürü katranından elde edilen be-
yaz toz. 7/ Parola... Bir uyaktan sonra yinelenen ayru anlam-
daki sözcük ve eklere verilen ad. 8/ Bir renk... Bir dinsel tören
sırasında Kuran'dan okunan on ayetlik bölüm. 9/ Kargış... Rad-
yumun simgesi.
6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Üzüm-incir satışı
25 EKİM 1930
Şehrimiz Ticaret Odası'nm üzüm ve incirlerin ticari
vaziyetine dair neşrettiği rapor şudur:
Bu sene mevsim iptidasımn 20 teşrinievvel akşamına
kadar Izmir borsasında 21.640.347 kilo üzüm satılmıştır.
Geçen sene aynı tarihte 32.500.555 ve evvelki sene
25.030.356 kilo satılmıştı. Son hafta zarfındaki fiatlar
şunlardır:
Aüyülâlâ 44 ilâ 48, âlâ 43,
birinci 23 ilâ 37.5, ikinci 27
-ilâ 33, üçüncü 21 ilâ 26.75
ve karaboca 16.5 ilâ 21.75
kuruştur.
Mevsim iptidasından 20
teşrinievvel tarihine kadar
ihracatımız Almanya'ya ve
Şimali Avrupa'ya 10.249.729
KcnAL ttn
P COLUMBİA.2
MEVLÛDİTşERiF
Nkhn otaı^ljr.
ve Ingiltere'ye, 3.619.163 ve Fransa'ya 417.793 ve
Amerika'ya 403.974 ve halya'ya 3.183.138 ve Mısır'a
25.433 ve muhtelif memleketlere 117.382 ceman
18.606.010 geçen sene bu miktar 22.384.774 kilo idi.
Bu sene mevsim iptidasından 20 teşrinievvel akşamına
kadar, Izmir borsasında 14.695.456 kilo incir satılmıştır.
Matbaacılar Cemiyeti
Türkiye Matbaacılar Cemiyeti Heyeti Umumiyesi, dün
Hilâl matbaasında toplanmıştır. Kongreye, bütün
Istanbul matbaalan iştirak etmiş; matbaacılığın
inkişafına mani olan ve matbaalan müteessir eden
sebepler görüşülmüş ve cemiyetin matlûp faaliyeti
göstererek mevcut vaziyeti ıslah edecek çarelerin
aranılması takarrür eyiemiştir.
3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Radyo Gazetesi
25 EKİM 1960
Devlet Radyosu'nun Demokrat
Parti organı haline getirilmesi ve
böylece Cumhuriyetçiliğe ve
Demokrasi prensiplerine aykırı
surette devletin tek bir fert veya
zümre tarafından idare edilmesi
maksadı ile propadanga yapılması
fıillerine ait son tahkikat karan
sanıklara tebliğ edilmiştir. C*
1
»
1
Yardıma
Kararda, radyonun kuruluşundan bahsedilmekte, Radyo
Gazetesi'nin nasıl hazırlandığı anlatılraaktadır. Bu arada
şahitlerin ifadesine göre Radyo Gazetesi 1955'den beri
Başbakanın direktifi ve malûmatı altında hazırlanmakta
hatta bazen iç politika kısmı sâbık ve sâkıt Başbakan
tarafından yazılmaktadır.
Yapılan tahkikatta müntehir Namık Gedik'in de ekseriya
Radyo Gazetesi'nin hazırlığına katılrmş, spikerler bilhassa
muhalefete hücum edileceği zamanlarda Başbakanlığa
çağınlmış ve metinler huzurda kendilerine prova
ettirilmiştir.
Bu arada spikerlerin çok defa beğenilmediği, azarlandığı
hatta kovulma emri alanlann da bulunduğu tahkikat
sırasında meydana çıkan hususlar arasındadır.
Gazetelere karşı radyoda yapılan hücumların da yine
yukarıdan dikte edildiği, gazete makalelerinin
yaymlanmasmda daima demokrat gazetelerin nazara
almdığı, Vatan Cephesi, imar, kalkınma reklamiarına
büyük önem verildiğini tesbit eden kurul, 1957
seçimlerinde Fatin RUştü Zorlu'nun emri ile seçim
neticelerinin ilan edildiğini meydana çıkarmıştır.
Şahitlerin ifadelerinden anlasıldığına göre o günlerde
Basm Yayın Umum Müdürluğü'ne vekalet eden Münir
Müeyyet Bekman ile Fatin Rüştü arasında bir de
münakaşa cereyan etmiş ve düşük
her ne bahasına olursa olsun
neticelerin 14.30 dan itibaren
yayınlanması emrini vermiştir. Bu
hadisede Menderes, Yardımcı,
Zorlu, Kalafat, Sarol, Yırcalı, Aker,
Şaman, Kılıç hakkında T.C.K'nun
142/2 inci maddesine göre beş
Kalafat
GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriY
et
2. turda 28 fire
25 EKİM 1999
Turkiye Cumhuriyeti'nin sekizinci cumhurbaşkanı
seçiminin ikinci tur oylamasında ANAP milletvekillerinin
yakın markajda tutulmalan sonucunda, özal'a 256 oy
çıktı. Diğer cumhurbaşkanı adayı Burdur Milletvekili
Fethi Çelikbaş 17 oy alırken, 9 oy boş, 2 oy da geçersiz
sayıldı. Cumhurbaşkanhğı seçiminin ikinci tur
oylamasına da SHP ve DYP milletvekilleri katıhnadılar.
HelSı.nki
Lenıngrad
Cezayır
>•• Tunus -Y")
DÜNYADA BUGÜN
...£v^Belgraü
ORorna
Kahıre
Amslenianı Y 15°
Ammajı A 26°
Atına
Bağdat
Barcetona
Basel
Bögrad
Befiın
Bonn
Brüteel
BudapesS
Cenevre
Cezayir
aaae
Dubaı
FtaHd-jrt
Gıme
Helsınta
Kahıre
Kopenhag
Köln
Leftosa
A 22°
A 31°
B 19°
B 13°
Y 16°
B 9°
B 10°
Y 17°
B 10°
B 10°
A 27°
A 32°
A 35°
B 8°
A 21°
B 9°
A 25°
Y 12°
B 10°
A 21°
Lenıngrad
Londra
Madnd
Mlanc
Uontreai
Moskovs
Mûnıh
New Yotk
Oslo
Pans
Praç
Ftyad
Roma
Sofya
Şam
Imus
Varçova
vtnedk
Viyana
B 9°
Y 16°
B 20°
B 14°
B 15°
B 7°
B 7°
B 20"
Y 12°
Y 17°
B 8°
A 34°
A 18°
B 10°
A 24°
A 32°
A 25°
B 8°
B 15°
B 12°
»feshmgton B 18°
Zünh B 13°
T4RTISMA
Tespih Çeken EUer Tetik Çekmez'
Terörü önlemenin daha başka, daha etkin ve çağdaş yönleri
de var. Her şeyden önce suça itilmeye yönelmeyi önleyecek
bir dizi ekonomik, sosyal ve eğitsel tedbirler almak gerekir...
Böyle buyurmuştu bir zamanlar, yetkili
büyüklerimizden biri...
fran'da Humeyni liderliğinde yönetime
el koymuştu mollalar, Devlet yonetimi şe-
riat kurallarına göre duzenlenmişti. "tşte
devrim böyle olur" demişti bir liderimiz...
"Dinsel sağa karşı değiliz, orada bir teh-
like görmüjoruz" veya bu anlama gelen
başka sözcüklerle ifade etmişti bir başka
yetkilimiz görüşlerini.
"Devlet güçlüdür. Türk demokrasisine,
laik cumhuriyete yönelik saldınlar amacı-
na varamayacak, buna cesaret edenler şid-
detle cezalandınlacaktır." Etkili ve yetki-
liler her cinayet, her terör olayında böyle
demişlerdi... Bekliyoruz... ömrümüz
yeterse...
Tarihte en uzun ve kanlı savaşlar teme-
linde ekmek kavgası yatan mezhep savaş-
landır. Din adına işlenen cinayetler, gerçek
dindarların ve inanmışların dışında, çıkar-
cıların, madde ve makam düşkünlerinin ve
birtakım ruh hastalannın yönlendirmeleri
ile olmuştur. Hiçbir dinde Tann'run verdiği
canı onun iradesi dışında yok etmek ödül-
lendirilmemiştir, hele hele fslamda adam öl-
dürme "Kebairden", yani büyuk gunah sa-
yılmıştır.
Geçmişte ulu hakanlanmız "Her kim ki
nizaıru âlem için kanndaşını katleyleye,
sezadır" fetvasını verirken acaba bunda
kendi saltanatlarının kaygısı var mıydı?..
Bir babanın öz evladını veya kardeşini kat-
letmesinin "nizamı âlem" için yapümış ol-
ması, insanı acı acı düşünmeye yöneltiyor.
Bence kamu düzenini kişisel duzeniyle öz-
deşleştirmiş olanlara özgü bir değer yar-
gısıdır.
BUtün bu gerçekler ortada iken son ay-
larda urmanan terörü önlemek için alınma-
sı düşünülen tedbirler içinde ilk olarak ce-
za konusunun gündeme gelmesi neyi çö-
zer?.. Hele hele on yıldır Meclis'te bekle-
yen idam dosyalarından medet ummak, on-
ların içinden kurban seçmek için "şablon"
saptamak gibi hukuk devleti ilkeleri, insa-
na saygı ve umulan amaca katkısı her za-
man şüpheli olan bir yol izlemek, aklın ve
mantığın kabul edeceği bir yöntem değil-
dir.
Ibret olsun diye seçilmiş kurbanlan yir-
mi yaşmda yaşamından yoksun kılacaksı-
nız, bunu gören suça yönelmişler "bu işin
sonunda ölüm var, ben vazgeçtim diyecek"
öyle mi?
Geçmişte bu düşünce ne derece etkin ol-
muş ve neyi çözmüştür?..
Size bu yöntemin ne derece etkisiz oldu-
ğunu kanıtlayacak somut bir örnek sunmak
isterim: Yirmi beş yaşında bir idam hüküm-
lüsü, sehpa altında yazdığı bir mektupta di-
yor ki: "Baba. oğlun bu yola girerken so-
nucun bu oldugunu biliyordu..." İşte size
suça yönelmişleri korkutarak caydırmak
için adam öldürmenin etkinliği... Düşuhun
düşünmek isterseniz...
Terörü önlemenin başka, daha etkin ve
çağdaş yönleri de var. Her şeyden önce, su-
ça itilmeye yönelmeyi önleyecek bir dizi
ekonomik, sosyal ve eğitsel tedbirler almak
gerekir... Ekonomik dengeyi, sosyal ada-
leti yaygınlaştırmak, hukuk devletini butün
kurum ve kurallarıyla işletmek ilk akla ge-
len tedbirlerdir.
Eğer bir ülkede, insanlar karnı tok, sırtı
pekse, devlet kapısından hakkını alarak çı-
kabiliyorsa, mai ve can güvenliğinden yok-
sun değilse, gelecek endişesi yoksa, özgür-
ce düşünüp özgürce ifade edebiliyorsa ül-
kede tek bir insan, başka bir dünya, başka
bir düzen ve başka bir yönetim biçimi dü-
şünmek istemez.
CEMİL GEZMİŞ
Emekli İlkögretim Müfettişi
Kok Fabrikası Bacasa Y ıkılmasın
63 adı, Kok Fabrikası'nın 63 metre boyundaki bacasından
gelir. Fabrikanın bacası Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk sanayi
bacası olması nedeni ile gerçek bir anıttır.
Uimizde Asma semtinde Eregli Kömttr-
leri İşletmesi'nce kurulan, 1935 yılında fa-
aliyete geçen Zonguldak Kok Fabrikaa kırk
yıl faaliyet göstermiş ilk sanayi tesislerimiz-
dendii-. Fabrikanın faaliyeti, "eskidi" ge-
rekçesiyle 1974 yılında durmuş, çalışan iş-
çiler kurum içerisinde çeşitli birimlere da-
ğıtılmıştı. Türkiye Taş Köraürleri Kunımu
Genel Müdüriiiğii'nce, Üziümez mues&ese
binası inşa ettirilmek için fabrika yıktınl-
maktadır. O yöre " 6 3 " adı ile arulır. 63 adı
Kok Fabrikası'nın 63 metre boyundaki ba-
casından gelir. Fabrikanın bacası Türkiye
Cumhuriyeti'nin ilk sanayi bacası olması
nedeni ile gerçek bir anıttır.
Uzun bir süre çaüşmış, tarihe mal olmuş,
sanayileşme hamlemizin ilk adımlarından
olan Kok Fabrikası ve bacasının yıkılma-
sında sadece kent ve yerel boyutta değil,
ulusal boyutta bir kent belleği kaybı demek
olacağı inancıyla, Kok Fabrikası'nın baca-
sının yıkılmasının durdurulması için
19.4.1990 tarihinde Ankara KultUr ve Ta-
biat Varlıklannı Koruma Kurulu Müdiir-
lüğtt'ne başvurdum.
25.6.1990 tarihinde söz konusu bacanın
yıkım işleminin durdurulması için Ankara
Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ku-
rulu'ndan ZongaMak Valiliği Kültür Mü-
dürlügü'ne. Karadeniz Ereğli Kaymakam-
lığı Müze Müdürluğü'ne, Zonguldak Bele-
diye Başkanlığı'na gelen yazıda, "Konunun
Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Ko-
ruma Kurulu'nca göriışülebilmesi için 2863
ve 3386 sayılı yasalar gerefi Müze Müdür-
lüğü elemanlannca yerinde incelenerek ra-
por ve fotoğraflarla belgelenerek kurulu-
muza üetilmesi gerekmekte, incelemeler so-
nuçlanıncaya kadar bacanın yıkım işlemi-
nin durdurulması gerekmekledir" denil-
mektedir.
20.7.1990 tarihinde Karadeniz Ereğli
Müze Müdürlüğü'nden gelen bir heyet Kok
Fabrikası'nda yerinde incelemelerde bulun-
muş, haritadaki yeri tespit edilerek fotoğ-
raflarla yıkım işlemleri belgelenmiştir. Bu
arada söz konusu bacanın yıkılması için di-
namit deh'kleri açıldığı üzülerek gözlen-
miştir.
Kültür Bakanlığı Ankara Kültür ve Ta-
biat Varlıklannı Koruma Kurulu'nun
25.6.1990 tarihti yazısından sonra TTK Ge-
nel Müdürluğü'ne bir yazı gönderen Zon-
guldak Belediyesi de Ankara Kültür ve Ta-
biat Varhklan Kurulu'nda Kdz. Ereğli Mü-
ze Müdürlüğü'nden gelecek rapor doğrul-
tusunda görüşülünceye kadar Kok Fabri-
kası yıkımının durdurulması istenmiştir.
Ereğli Müze Müdürü'nün hazırlayacağı
rapor doğrultusunda Kok Fabrikası baca-
sının yıkılmasına ya da korunmasına karar
verilecek. Şimdilik karar verilinceye kadar
Kok Fabrikası'mn bacasırun yıkılması dur-
durulmuş bulunuyor.
BİROL ÜZMEZ
Fotoğrafçı/Zonguldak
V0UR
TONGUE
1TBA
Kurtann artık dilinizi zincirlerinden
Bırakın diliniz çöziilsün, İngilizce'yı
İngilizce öğrensin. İngilizce konuşsun.
ITBA'de İngilizce kursları devam ediyor.
Her seviyede, her saatte. her iki yakada.
hem Nişantaşı'nda hem Kalamış'ta.
Arayın ITBA'yi!
İsianbui 1 urk-Ingili/ Kültür Derneği
Suleyman Nazif Sok. 68 NİŞANTAŞI Tel: 132 82 00 (6 nat)
Manolyah Sok. 6 KALAMIŞ Tel: 347 55 64
Cumhuriyet Cad. 279-281 Harbiye, İstanbul
ThcHrıtLshGıunci!
•OOIOOI
o«o«o«o
oo«»»oo
"tngiliz Küllür". tstanbul'da
British Council'in desteklediği
tek kuruluştur.
oo««*oo
o«o«o«o
•ootoo*
FATOŞ, GÜRDAL,
NEZİH
Uçlüsü
— Cuma —
LAZARRO
-Perş.-Ctesi
Ukeli Cal SHhane Sok. 10/2 Kıt 1
Ortıkoy Tel 1606810
Tıirklyc'mn cn gflnl
düğiın salonlan
NİŞANTAŞI
I RESTAURANT
Diiğün Salonlan
Hweli-y__ekli 19.«X»
RU:U762 39/147 7440
S-loniarıaız klUalt v«
«O-lono kisiliktir.
Nüfus cüzdanımı
kaybettim, geçersizdir.
GÜLER KIRCA
İZMİR 6. İCRA TETKİK MERCİİ
999/720
Alacaklıları ile konkordato akdetmek üzere mühleJ talebinde bu-
lunan 4649 Sk. No: 2 Bozyaka îzmir adresinde boya ve nalburiye sa-
uşı ile işligal eden Zeren Ticaret Vekili Av. A. Turgut Çetin'in talebi
uzerine merciimizce yapılan incelemesi üzerine alacaklıları ile kon-
kordato akdetmek üzere tİK'nm 285 ve müteakip maddeleri gereğince
-iki ay mühlet verilmesine- tzmir avukatlarından Av. Erdoğan Ke-
ser'in Konkordato Komiseri olarak tayinine 15.10.1990 gün 1990/720
Esas, J990/820 sayısı ile karar verilmiştir.
Keyfiyet ilan olunur. 15.10.1990
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYE BAŞKANLIGI'NDAN
1- Fatih Ereğli Mah. 375 pafta, 1552 ada, 2 parsel sayılı 135 m2
alanlı belediye malı üzerinde kat karşılığı konut inşaatı Işi
250.000.000.— TL muhammen bedelle ihale olacaktır.
Geçici teminatı: 7.500.000.— TL'dir.
Şartnamesi: Mesken ve Gecekondu İşleri Müdürlüğü'nde görü-
lebilir.
2- Bakırköy Ümraniye Mah. 28 pafta, 364 ada, 22-23 parsel sa-
yılı yerde kat karşılığı konut inşaatı işi 340.000.000.— TL muham-
men bedelle ıhale olacaktır.
Geçici teminatı: 10.200.000.— TL'dir.
Şartnamesi: 80.000 — TL bedelle Yatınm Planlama Müd.den
satın alınabilir.
3- Eminönü Molla Hüsrev Mah. Himmet Sok. 171 pafta, 962 ada,
13 parsel sayılı yerde kat karşılığı konut inşaatı işi 190.000.000.—
TL muhammen bedelie ıhale olacaktır.
Geçici teminatı: 5.700.000.— TL'dir.
Şartnamesi: 40.000.— TL bedelle Yatınm Planlama Müdür-
lüğü'nden satın alınabilir.
4- Bakırköy Ümraniye Mah. Güvercin Sok. 27 pafta, 390 ada,
3 parsel sayılı yerde kat karşılığı konut inşaatı işi 125.000.000.—
TL muhammen bedelle ihale olacaktır.
Geçici teminatı: 3.750.000.— TL'dir.
Şartnamesi: 40.000.— TL bedelle Yatınm Planlama Müdür-
lüğü'nden satın alınabilir.
Yukarıda yazılı işler 20 Kasım 1990 gönü saat 11 OO'de İstan-
bul Büyükşehir Belediye Encümeni'nde 2886/51 (g) mad. göre pa-
zarlık usulü ile şartnameleri veçhıle ayrı ayrı ihale olacaktır.
Ihalelere katılmak isteyenlerin ihale tarihinden 5 (beş) iş günü
once beledıyeye müracaat etmeleri gerekmekte olup, şartname-
lerınde yazılı belgelerle birlikte yukarıda yazılı gün ve saatte İstanbul
Büyükşehir Belediye Encümeni'nde hazır bulunmaları gerek-
mektedir.
ilan olunur.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Komedinin Son Perdesi mi?
Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü, alnın-
da yazılı, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi içinden yıkılmak mı
isteniyor? DTCF'de olup bitenler, gazetelere manşet oluyor;
gericiliğin yuvalandığı bu fakültede, olup bitenlere tüm yö-
neticiler seyirci durumda. Fakültenin başında, "Muzır Kurulu"
Başkanı Prof. Rüçhan Ank, onun da arkasında, Prof. Nec-
det Serin var. Prof. Necdet Serin'in eşi, DTCF'yi bitirdi. Tür-
banlı mürbanlı değil, ama Prof. Necdet Serin, DTCF'deki
'türbanlı' öğrencinin durumuyla -nedense- çok yakından il-
gilenmiş, türbanlı öğrenciyi, sözlü sınava almayan öğretim
görevlisi Haydar Dönmez hakkında 'soruşturma açılmasını'
buyurmuştur. Türbanı yasaklayan Anayasa Mahkemesi ka-
ran ortadayken, bir üniversite rektörü bunu nasıl yapar? Oku-
duğunu mu anlamamıştır? Bu olamaz. Rektör Serin'e, kimi
öğretim üyeleri, görevlileri, giderek Anayasa Mahkemesi
kararını anlatmışlardır.
Hakkında 'soruşturma' açılması istenen Dil ve Tarih Coğ-
rafya Fakültesi Latin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Arastır-
ma görevlisi Haydar Dönmez, rektörlüğe şunları yazdı:
"Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'ne.
Bilindiği gibi, DTCF Yönetim Kurulu LDS 11 (Latin Dili Gra-
meri) kodlu ders için 'başörtülü' öğrenci Nevin Çetin'e öğ-
renci sınav yönetmeliğine aykın olarak iki sözlü sınav hakkı
verilmişti. Rektörlüğünüz de fakülte yönetiminin aldığı "ya-
sal dayanaktan yoksun" karan, sorunu iyice araştırmadan,
onaylamıştı. Bugüne değin Nevin Çetin'le ilgili olarak hiçbir
üst makama yazı yazmaya girişmedim. Şimdi, Nevin Çetin^
in sınavı ile ilgili birtakım gerçekleri üniversite yöneticileri-
nin bilgisine sunmak istiyorum.
Öğrenci Nevin Çetin ile ilgili olarak üniversite ve fakülte
yönetiminde sorumluluk üstlenmiş birçok kişi yazı yazmış,
karar çıkarmış, ancak hiçbir yönetici sorunla ilgili olarak dersi
veren öğretim elemanının görüşlerine başvurmayı gerekli gör-
memiştir. Dahası başörtülü öğrencinin, avukatı Şevket Ka-
zan aracılığı ile fakülteye verdiği dilekçedeki bilgilere, avukatı
Şevket Kazan verdiği için olsa gerek, fakülte yöneticilerince
gözü kapalı inanılmıştır. Bununla da yetinilmemiş, başörtülü
öğrenci Nevin Çetin'in 16.7.1990 günü fakülte dekanlığına ver-
diği dilekçedeki bilgilerin doğruluk derecesi araştırılmadan
söz konusu öğrencinin sözlü sınava girebilmesi için yönetim
kurulu karan çıkarılmıştır. Daha sonra fakülte dekanı Prof. Dr.
Rüçhan Ank 27.7.1990 gün ve 607 sayılı yazısında yönetim
kurulunun 'sorunun bütün hukuki ve idari veçhelerini düşü-
nerek ve müzakere ederek ve sorumluluğunu müdrik olarak'
bu karan verdiğini söylemiştir.
Şimdi ben rektörluğünüzün, Rüçhan Ank'ın bu yazısını göz
önünde tutarak ortaya atacağım iddiaların araştırmasını isti-
yorum. Araştırılması gerektiğine inandığım iddialarımı şöyle
sıralayabilirim:
1) Fakülte dekanlığı, Nevin Çetin'in avukatı Şevket Kazan'ın
dilekçesıni 8.6.1990 günü kabul etmiştir. Ancak öğrenci, Şev-
ket Kazan'a bu tarihte vekâletıni vermiş değildir. Buna kar-
şın fakülte dekanı Rüçhan Ank, dilekçedeki isteğe olumlu
karşılık vermiştir.
2) Fakülte yonetimi öğrencilerle ilgili sorunlarda, onlann
dilekçelerinin bir örneğini anabilim dallarına sürekli gönde-
rirken Nevin Çetin'in 16.7.1990 günlü dilekçesinin bir örneği-
ni ısrarla istenmesine karşın göndermemiştir.
3) Nevin Çetin LDS 11 kodlu dersin yıl sonu sınavına başı
açık girmiş, ancak 'sözlü sınava girebilmesi için yeterii notu
alamamıştır.' Bu yüzden fakülte yonetimi yıl sonu sınavında
geçer not alamarnış bir öğrencinin sözlerine ve avukatı Şev-
ket Kazan'ın sözlerine inanarak öğrenciye yönetim kurulu ka-
ran ile iki sözlü sınav hakkı vermiştir. Bu durum akıllara
durgunluk verici bir uygulamadır.
4) Fakülte yönetim kurulunun aldığı, yasal dayanaktan yok-
sun karar uyarınca, 33.1990 günü Nevin Çetin'in sınavını ya-
pacak üç kişiden biri olan Prof. Dr. Meliha Kulaoğlu yıllık
izninde olmasına karşın fakülteye gelmiş ve yönetmeliğe ay
kırı olarak resmi görevini yerine getirmiş ve öğrenci ile ilgili
tutanağı imzalamıştır.
Bu iddialarımın yanlışlığı kanıtlanmadığı sürece rektörlu-
ğünüzün hakkımda açmış olduğu soruşturma anlamsız ve
mantıksız olacaktır. Haklannda soruşturma açılması gereken-
ler, yüce mahkeme kararlanna uyanlar değil, koltuğunu yi-
tirmemek için kendi çıkardığı kararı görmezlikten gelenlerdir.
Saygılarımla"
Haydar Dönmez, mektubunu, bilgi için YÖK'e de gönder-
miş.
Şimdi buna ne demeli? Komedinin son perdesi mi?
Yazılı sınavı vermemiş bir öğrencinin, 'türbanlı' diye, söz-
lü sınava alınması istenmekte; sözlü sınava almayan öğre-
tim üyesi hakkında soruşturma başlatılmaktadır. Yazılıdan
geçmiş olsaydı bile öğretim üyesi, Anayasa Mahkemesi ka-
rarlanna uymak zorundaydı. Bir yanda Bahriye Üçok için ağıt-
lar yakıp, beri yanda, 'türban' savunuculuğu yapmak, usun
alacağı işlerden değildir.
• * *
Düzeltme: 'Ev Erkeği...' başlıklı 'Ankara Notlan'nda, öğre-
tim üyelerinin 'savaşa hayır' açıklamalarında; açıklamanın
son paragrafında geçen olunması' sözcüğü 'olunmaması'
olacaktı.
CAUSANLARIN
SORULAR1/SORUNLAR1
YRMAZ ŞİPAL
'Kamu eczacısıyım'
SORU: 1968 yılında eczacılık fakühesini (4 yıl) bitirdim.
1979'a kadar serbest eczane işlettim.
1979'da memuriyete girdim ve haien kamu ecza-
cısıyım.
Serbest çalıştığım 1968-1972 dönemini kendim
Emekli Sandığı'na borçlanıp saydırdun.
1972-1979 arası Bağ-Kur'lu idim. Onu da saydır-
dun. Şu anda her lürlü özlük haklanm yönünden 22
yıllık memur sayılıyorum.
Kıdera, terfi, izin vs. dunımiar için tanınan bu hak,
emekli ikramiyesi için nasıl uygulanır? İkramiyemi
sadece memur olarak çalıştığım 11 yıl (1979-1990)
nzerinden mi, 22 yıl üzerinden mi (1968-1990), yok-
sa Bağ-Kur hariç kendi ödeme yaptığım aktif çalış-
tığım dönem toplamını mı alınm.
B.H.
YANIT: Tüm çaiışma yaşamı TC Emekli Sandığı kapsamında
geçen ve bu kurumdan emekli olup emekli ayhğı bağlananla-
ra, çaiışma sürelerinin 30 yıla kadar bölümü için emekli ikra-
miyesi ödendiği tartışmasızdır.
Ancak çaiışma yaşamlannın bir bölümü hiçbir kuruma bağlı
olmaksızm ya da Sosyal Sigortalar Kunımu ya da Bağ-Kur kap-
samında geçen ve Emekli Sandığı'ndan emekli olup aylıkları
da bu kurumca bağlananlara emekli ikramiyesi neye göre öde-
necektir?
2829 sayıh yasanm uygulama esaslanyla ilgili yönetmeliğin
8. maddesinde emekli ikramiyesi ödeme koşulları belirlenmiş-
tir. Yönetmeli|e göre son kez TC Emekli Sandığı'na bağlı gö-
revlerden emekliye ayrılan ve sigortalı süreleri de birleştirilerek
aylık bağlananlara "sigorta primi veya emeklilik keseneği Öde-
mek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden " TC Emekli
Sandığı'nca emekli ikramiyesi ödenir.
"Ancak sigortalı sürelerin ikramiye ödenmesinde nazara alı-
nabilmesi için bu sürelerin TC Emekli Sandığı'na tabi daire,
kuruluş ve ortaklıklarda geçmiş olması gerekmektedir:'
Emekli aylıkları Emekli Sandbğı'nca bağlananlann, gerek özel
sektörde SSK sigortahsı, gerekse kendi adına ve hesabına ça-
lışması nedeniyle hiçbir sosyal güvenlik kurumu ile ilgilendi-
rilmeksizin ya da Bağ-Kur sigortalısı olarak geçen süreleri için
emekli ikramiyesi hesaplanmayacaktır.
Serbest çalıştığınız ve borçlandığınız 1968-1972 dönemi ile
Bağ-Kur kapsamında sigortalı geçen 1972-1979 dönemi, emekli
ikramiyesinin hesaplanmasında göz önüne alınmayacaktır.
Görüşürhuze göre emekli ikramiyeniz devlet memuru olarak
ve TC Emekli Sandığı'na fıilen kesenek ödediğiniz 11 yıl üze-
rinden ödenecektir.