25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 BUSH ELMAVI YEDİ ABD Başkanı George Bush, Temsilciler "Meclisi iiyesi Peter Smilh'in seçim kampan>asına fon sağlamak amacıyla Vermont'taki Sheraton Oteli'nde diin düzenlenen kahvaltıya katıldı. Başkan Bush kahvaltıda sunulan ünlü Vermont elmasını yerken oldukça iştahlı göriinüyordu. (Fotoğraf: AP) P n l v a ^ o n ı ı n ö l i i t n i i A m e r i k a h P»»l»ço Richard Brunner bu kez aglattı. r a i y a Ç O n u n O l U m i l 6 9 >a şında kan kanserinden ölen palyaço Brunner, va- siyetine uygun olarak palyaço kıyafetleri içindeki mesiektaşları tarafından topreğa verildi. Mantar faciası 2 ölitnı dalıa Toplam: 25 tstanbul Haber Servisi — tstanbuT- da yedikleri mantarlardan zehirlene- rek ölenlerin sayısı 25'e yükseldi. Hay- darpaşa Numune Hastanesi'nde yat- makta olan Arif Aydogan ile SSK Ok- meydanı Hastanesi'nde tedavi gören Fadime Böke dün yaşamlannı yitirir- ken, daha önce hastaneye kaldınlan 86 kişinin tedavileri Şişli Etfal, Haydarpaşa Numune, SSK Okmeyda- nı, SSK Istanbul ve Çapa Tıp Fakül- teleri'nde sürdürülüyor. Bu arada Ankara büromuzun ha- berine göre Sağük Bakanlığı çıkardı- ğı bir genelgeyle vatandaşlan, kültür mantannın dışmdaki tnantarlann ye- nilmemesi konusunda uyardı. Genelgede, mantar zehirlenmesi olaylarında laboratuvarlardan önce en yakın kuruluşlanna gidilmesi de öne- rildi. 24 EKÎM 1990 KABAKTAN FENER — ABD'nin Bremerton kenti sakinlerinden Bnıce Hansen, 31 ekim akşamı çocukların tiirlii kıyafellere girerek eğlenceler tertipledikleri hortlak gecesi için kabaktan bir fener oy mayı aklına koyunca, doğnı kentteki manavların yolunu tuttu. Hansen çocuklar için hoş bir sürpıiz olacak fener için uygun boyutlarda kabak bulmakta pek zorlanmadı. (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI OLAYLARFV ARDENDAKI 16 YAŞI1NDAKİ LİSELİ N.A. GERCEK(Baftarafı 1. Sayfatta) gücünü ANAP Meclis Grubu sağlamaktadır. Bu kesimde cid- di bir çatlama, rejimi normalleş- tirecek, sorumsuz Cumhurbaş- kanı'nın anayasal sımrların içi- ne çekilmesini sağlayacaktır. Böyle bir olay, (en başta özal1 tn dış politikayı tek başına be- lirlemesini engelleyeceği için) uluslararası bir nitelik taşıyor. Kısacası ANAP'ın içindeki gelişmelerin hem anayasal rejim hem dış poliüka açısından ö'ne- mi var. Ne yazık ki ANAP'taki son gelişmelere bakarak yeterince iyimser olamıyoruz. Son hafta- larda Ali Bozer'in Dışişleri, Sa- fa Giray'ın Milli Savunma Ba- kanlığı'ndan istifa etmeleri azımsanacak olaylar değildir; ama gelişmeleri yakından izle- yenler, gelişmelerin, Cumhur- başkanı özal'ın ANAP'a çizdi- ği çerçeveyi ktracak bir öz taşı- madığını söylüyorlar. Bu gozJe- min gerçeği ne kadar yansıttığı da ilerideki günlerde ortaya çı- kacaL.. Şimdilik Cumhurbaşkanı özal, partinin genel başkanı gi- bi ANAP içindeki çekişmelerin içine dalmış, taraflarla görüş- müş, parti içi politikayı biçim- lendirmeye çalışmış ve bütün bu işleri Çankaya'da yürütmekten deen küçük bir "fütur"duyma- mıştır. Manzara hüzün vericidir. Çankaya'da bir cumhurbaş- kanı değil, ANAP'ın Genel Baş- kanı oturuyor. Savaşa hayır (Baftarafı 1. Sayfada) teşkil edecegini hiç düşünme- miştitn. Nitekim karakoldan bu yolda uyarı gelip yazımın kaldı- rılması istendiginde hemen kal- dırarak iyi niyetimi gösterdim. Yargıca da aynı sözlerimi ve dü- şüncemi aktardım. Savaşa kar- şı olma düşüncemin suç olma- yacagım yineledim. Serbest kal- dıgım için mutluyura. Böyle bir diişüncenin ve savaşa karşı çık- manın suç olmayacağının dava sonunda da ortaya çıkacagına ve ceza almayacagıma inanıyo- nım." Uşak Baro Başkanı K. Koray Atak da yaptığı açıklamada, dü- şüncenin suç olmasına karşı ol- duklannı belirterek şöyle konuş- tu: "Biz düşüncenin suç sayılma- sına öteden beri karşıyız. 12 Ey- liil sonrası TCK'ya eklenen ba- a maddeler bu şekilde yaniış de- ğerlendirilerek gereksiz tutukla- malara ve insanların hürriyetle- rini kısıtlayıcı karariara yol açı- yor. AT'ye giremeyişimiz de bu tiir ufak tefek yasalar nedeniy- ledir. Vedat Sümercan olayı bu- na tipik bir örnektir." Savaşa hayır protestolan • 17 ağustos: Ankara ve Istan- bul'da ilk savaş aJeyhtarı korsan gösteriler yapıldı. • 18 ağustos: Sosyalist Parti- nin ilk yasal "Savaşa Hayır" mi- tingi lstanbul Bayrampaşa'da yapıldı. • 24 ağustos: Bir grup sanat- çı Istanbul'da savaşa karşı ol- duklarını açıkladı. • 31 ağustos: Dernekler Plat- Tormu "Savaşa Hayır Mitingi" için İstanbul Valiliği'ne başvur- du. Ancak izin verilmedi. Mitin- gin yapılacağı tarih olarak 8 ey- lül bildirildi. • 10 eylülde miting için 2. baş- vuru yapıldı. 16 eylülde yapılma- sı öngörülen mitinge vaÜlikçe yi- ne izin verilmedi. • Aynı platformun son başvu- ru tarihi 19 eylül. 23 eylülde ya- pacağı mitinge izin verilmedi. Gerekçe: Toptantı ve Gösteri Yüniyüşleri Yasası'nın 17. mad- desi. • 20 ekim: Pendik Lisesi öğ- rencisi N.A. okul duvarına "Sa- vaşa Hayır" yazılı pankart astı- ğı için okul müdürünce polise ihbar ediliyor. DGM'ce tutuk- landı ve 20 yıl hapsi istendi. • 22 ekim Serbest Muhasebeci Vedat Sümercan işyerine "Sava- şa Hayır" yazdığı için Uşak'ta tutuklandı. Örnek öğrencilikten mahpusluğa BERAT GÜNÇIKAN Pendik'te orta halliden biraz iyice bir ev. Birinci Dünya Sava- şı'na tanıklık etmiş babaanne Saadet Alkan, televizyon karşı- sında haberleri izliyor. İlk haber Körfez krizi; "ABD askerkri Su- udi Arabislan'da... Yurtdışına asker gönderme izni..." İç geçi- riyor babaanne, "Yine birileri yanacak. Yine birileri benim ço- cukluğumda yaptığım gibi hay- van dışkısından arpa avıklaya- cak." Baba Hüseyin Alkan, an- nesinin söylediklerine ekleme yapıyor, tkinci Dünya Savaşı yıl- larına rastlayan çocukluk anıla- rıyla: "Kişi başına dörtte bir ekmek alabiliyorduk karne karşılıgı. Şeker de karne karşılığıydı pi- rinç de. Ne çabuk unutuluyor bunlar." 16 yaşındaki N. Alkan bir yandan televizyon izliyor bir yandan babaannesiyle babasının anlattıklarını dinliyor sessiz. Bir süre sonra da Pendik Lisesi'nin duvarına yansıtıyor duşüncele- rini. Bir kâğıda kendi el yazısıyia "Savaşa hayır" yazıyor ve oku- lun duvarına asıyor. Okulun "sağduyulu" müdürü Süleyman Yolcu, durumu polise bildiriyor: "Okuluma pankart astılar." Ne olup bittiğini anlamadan gözal- tına alınıyor N.A.. Aynı gün di- siplin kurülunca okuldan atılı- yor. Üç günü açlık greviyle ge- çen dokuz günlük gözaltından sonra DGM'ce tutuklanıyor. Geçen eğitim ydı sonunda ya- pılan veli toplantısında tüm öğ- retmenlerince tek kelimeyle "ör- nek ögrenci" diye tanımlanan N A , şimdi 24 yıl hapis istemiy- le yargılanacak. Suçu; "Yasadı- şı örgiit iiyesi olma ve okul du- N.A. Meclis (Baftarafı 1. Sayfada) mi bu konuda suskun kalını- yor!" dedi. Kars Bağımsız Milletvekili Mahmut Alınak da TBMM Ge- nel Kurulu'nda gündem dışı söz alarak yaptığı konuşmada, "Turgut Özal savaş istiyor diye 55 milyonun savaş çığlıklan at- ması isteniyor" diyerek şunları söyledi: "N.A. daha bir çocuk. Savaş tehlikesi küçücük yiireğinde korkular yarattı. Devlet ise po- lisiyle bu küçük çocuğun yaka- sına yapışıyor. N.A.'nın yüregi şimdi özgürlük için çarpıyor." Muhasebeci Vedat Sümer- can'ın da, bürosunun camına "Savaşa hayır" yazılı pankart as- tığı için tutukJandığına dikkat çeken Ahnak, bunun demokra- siyle bağdaşmadığını belirtti. Alınak'a yanıt veren Devlet Bakanı Cemil Çiçek, "Bunlar savaşa hayır dedikleri için degil, kanuna aykın davranıp silahlı çete iiyesi oldukları için hakla- nnda dava açılmıştır" dedi. TÜRKSAT da varına pankart asmak." Okul- dan atılma gerekçesi ise sadece, "Yasadışı afiş asmak." Ablası Suzan Alkan, N.AI'nın yazdığı "Savaşa hayır"ın yasadışıhğının henüz kanıtlanmadığını anım- satyor. "Bu erken teşhis, okul yönetiminin başansı." Suçlamalarda hep N.Aİnın bi- rilerinden özellikle "örgüf'ten etkilendiği söyleniyor. Baba Al- kan ise asıl etkileyicinin annesiy- le kendisi olduğunu savunuyor, "savaş yıllan anılanm" N.AIya anlatarak. N.A., aktif, canlı, sevecen, hırslı, özgurlüğünden yana ödünsüz. Bir akşam ablasına "Hiç dostum yok, yalnızım" di- ye ağlayacak kadar yaşlı, bir sa- bah teybe koyduğu horon hava- sında babasını, babaannesini coşturacak kadar genç. llkokul, ortaokul ve lisede her yıl teşek- kür, takdir getirecek kadar da seçım yasağı kurbanı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — TÜRKSAT uydusunun sözleşmesi, TRT'nin seçim ya- sakları nedeniyle, törenin TV'den yayımlanabileceği bir tarihe ertelendi. TÜRKSAT uydulannın üre- timi konusundaki sözleşmenin, PTT ile ihaleyi kazanan Fran- sız Aerospatiale fırması arasın- da dün imzalanması bekleniyor- du. Ancak sözleşmenin "tören" niteliği taşıması, Ulaştırma Ba- kanı Cengiz Tuncer'in bir ko- nuşma yapacak olması, TRT'nin seçim yasakları kapsa- mına girince, söz konusu töre- ni TRT'nin haber olarak değer- lendirebileceği bir tarihe ertelen- mesi konusunda PTT ve Aeros- patiale ortak karar aldılar. PTT töreni ertelerken, Aerospatiale şirketi de gazetelere verdiği "teşekkür" ilanını başka bir ta- rihte yayımlanmak üzere geri çekti. Törenin, 18 kasıma kadar sü- recek seçim yasakları göz önü- ne alınarak 26 kasıma ertelen- diği bildirildi. başarılı. Mahalle bakkalı Meh- met Varol'a göre iyi bir insan, şaygılı, sıcak. Komşu Hamdiye Özer içinse, "Sizden iyi ounasın, N.A. iyi bir kız, ailesi de öyle." Altı kızı, altı torunuyla hem de yıllarca Almanya'da çalıştık- tan sonra ilk kez cezaevini, o ce- zaevinde iki cam arkasmda en küçük kızını görüyor anne Şiik- riye Alkan. Cezaevine hangi yol- lardan geçerek geldiğinin, kori- dorlann, mazgalların farkında değil. N.Atnın, "lyiyim anne" demesi aklında kalan. Hiç de inandırıcı olmayan, "Neler olacak" diye soran bir "lyiyim" sözü. Okuldan atılmasına üz- gün, "Suçsuzum" diyor N.A., annesine; "O yazıyı yazdım, ama bana zorla imzalattırdıklan suçlamalan kabul etmem." Baba Alkan, polislerin kendi- sine, "Kızın geceleri eve gelmez miydi" sorusuna "Hayır" yanı- tı vermesine karşın, N.A!ya "Bak. geceleri evine de gitmiyor- muşsun, baban soylüyor" gibi ağız yoklamalarına da kızgın, duygularını sadece "acf'yla özetliyor. Biraz dikbaşlı, âsi ve sadece 16 yaşındaki küçük kızı için "yasadışı örgiit iiyesi" suç- lamalarına da tek kelimeyle ya- nıt veriyor: "Asla." Alkan ailesi şimdi bölge ida- re mahkemesine başvurarak N.AInın okuldan atılması kara- rına itiraz etmeye hazırlanıyor. Suçlamalar ise yargıya bağlı, ama yazıyı görüp de okul mü- dürüne ileten öğrenci de disip- lin kurulunda N.AÎyı okuldan atma karan alan öğretmenler de "Keşke" diyorlar şimdi, "keşke söylemeseydik, polise haber ver- meseydik, kendi içimizde N.A.'yla konuşarak çözseydik bu işi." ABD. JAPONYA VE FRANSA^DA GÖSTERİLER Dünya da 'savaşa hayır' diyor Dış Haberler Servisi — Kör- fez krizinde "'çozüm" ibresi sa- vaş ile diplomasi arasında gidip gelirken, önceki gün ABD, Ja- ponya ve Fransa'da düzenlenen büyük gösterilerde, askeri çö- zümler protesto edildi ve siyasi çözüm talepleri dile getirildi. ABD'nin New York, Boston, San Francisco, Houston, Dal- lar, Seattle, VVashington DC. gi- bi önemli kentlerinde savaş aleyhtan gösteriler yapıldı. New Yorkt'ta, Broadvvay'den Times Meydanı'na kadar yürüyen 10 bin kişi "Savaşa gitmeyecegız", "Texaco için savaşmayacağız", sloganlarını attılar. Dini orgüt- ler, eski muharip dernekleri ve sendikaların çağrısı uzerine ge- tirilerek, ABD'nin Vietnam benzeri bir savaşa sürüklenme- si protesto edildi. ABD Başkanı George Bush'- un Vermont'taki Burlington'da dün yaptığı konuşma sırasında da yaklaşık 100 kadar gösterici körfez'deki Amerikan askeri varlığını protesto etti. Japonya'nın başkenti Tok- yo'da da 20 binden fazla kişi, Japon hükümetinin Körfez'e as- keri personel göndermek iste- mesi kınandı. Japonya Komü- nist Partisi önculüğünde gerçek- leşen toplantıda, savaş aleyhta- n sloganlar atan kalabalık, Ja- pon hükümetinin yam sıra ABD yönetimini de protesto etti. Ay- rıca bir ABD hava üssü de gös- tericilerce Cuşatıldı. Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan gösteriye ise 1S binden fazla kişi katıldı. Fransız Komü- nist Partisi, sol partiler, öğren- ci dernekleri ve sendikaların çağnsıyla gerçekleşen gösteriler- de Körfez krizine siyasi çözüm bulunması istendi ve savaş pro- testo edildi. Akaryakıtta yeni fiyatlar (litre - TL) Cinsi Söper Normal Motorin Ankara ESKİ 2630 2351 1917 YENİ 2371 2120 1784 IstanİHri ESKİ 2691 2402 1931 YENİ 2426 2165 1798 Izmir ESKİ 2660 2376 1906 YENİ 2399 2139 1773 Filozof Benzin ucuzladı (Baftarafı 1. Sayfada) larını fiyatlannı "aynı oranda düşürmeye" çağırdı. Keçecüer, Turkıye'dekı petrol endüstrisinin Körfez krizinde başarılı bir sınav verdiğini kay- dederek dünya petrol fiyatların- daki düşüşün "savaş tehlikesi- nin uzaklaşması" olarak yo- nımlanabileceği göruşünü sa- vundu. Keçeciler, petrol üzeri: - den alınan ve kriz sonrası azal- tılan vergi oranlarının yeniden ytikselebileceğini ima ederek "Biz şimdi tüketiciye verdigimiz sözü tuttuk. Dünya harapetrol fiyatlan diişmeye devam ederse maliyenin de hakkını verecegiz. Eğer fiyatlar daha da düşerse o zaman iç fiyatlarımızı da yeni- den indiririz" diye konuştu. Ke- çeciler, bir soru üzerine bayile- rin depolanndaki benzin ve mo- torinin düşuk fiyattan satılma- sını "Ticarette kâr da olur za- rar da. Daha once de zamlı fi- yattan satıyorlardı" biçiminde değerlendirdi. 1 dolar arttı Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Sultan Bin Abdü- laziz'in iki gün içinde yaptığı iki değişik açıklama petrol fiyatla- nnı "şaşırttı". Önceki gün Londra'da varil başına 5.5 do- lar birden düşen petrol fiyatla- n dün yaklaşık 1 dolar arttı. Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Sultan Bin Abdü- laziz önceki gün yaptığı bir açık- lamada, Kuveyt'in Irak'a toprak tavizinde bulunabilece- ğini ima edercesine "Suudi Ara- bistan'ın, herhangi bir Arap ülkesinin kardeş bir Arap ülke- sfne toprak veya denizde bir te- sis vermesinde sakınca görmediğini" belirtmişti. Aynı gün, İngiltere eski Başbakam Edward Heath'ın, îngiliz rehi- nelerle ilgili müjdesinden sonra Amerikalı ve Fransız rehinelerin serbest bırakılacağı yolundaki haberler petrol fiyatlarında re- kor düşüşlere neden olmuştu. Bu iki haber üzerine Londra. Borsası'nda cuma günü 32.40 dolarlık fiyattan kapanan Ku- zey Denizi tür ham petrolün va- ril fıyatı pazartesi günü 26.75 dolara kadar gerilemişti. Önceki gün varil başına 26.75 dolara kadar gerüeyen Kuzey Denizi türü ham petrol dünkü seansta 27.75 dolara yükseldi. New York Ticaret Borsası'nda ise seansın ilk saatlerinde fiyat düşüş gözlendi. Bu borsada, ön- ceki gün 30.41 dolardan işlem gören Batı Teksas petrolünün aralık ayı teslimat fiyatı 29.70 dolara geriledi. Butto'nun kader günü (Baftarafı I. Sayfada) nedeniyle 46 milyon seçmen bu- lunan Pakistan'daki bugünkü seçimlere katılma oranının dü- şük olması bekleniyor. Seçim bölgelerinin 60 hassas bölgeye aynldhğı, etnik ve dinsel çatışma olasıhğının artması üzerine bu- günku seçimlerin 50 bin askerin gözetiminde gercekleşeceği ha- ber verildi. Öte yandan önceki gün seçim sonuçlannı belirleyecek eyalet olarak nitelendirilen Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da bü- yük bir gövde gösterisi yapan ve yüz binlerce insan tarafından "Başbakan" diye karşılanan Be- nazir Butto'ya karşı yeni bir so- ruşturma dosyası daha açıldı. Halefoğlu'nun demeci Pakistan'daki 5. genel seçim- leri izlemek üzere bu ülkede bu- lunan ve merkezi Washington- da olan Uluslararası Demokra- si Enstitusü'nün Ikinci Başkanı Ken Wollock, Pakistan Halk Partisi'nin açıklamalan üzerine "Bu tiir suçlamalann ilki değil" derken enstitünün gönderdiği gözlemci heyetine başkanhk eden Türkiye'nin eski dışişleri bakanlanndan Vahît Halefoğlu, bugünkü genel seçimlerde göz- lemcilerin hakem rolü oynama- ları yolundaki partilerden gelen istekleri reddettiklerini açıldadı. (Bajtarafı I. Sayfada) yan Althusser'in cenazesi yann toprağa verilecek. 1980 yılına kadar Fransa'da beşeri bilimler dalında en yük- sek düzeyde eleman yetiştiren Ecole Normale Superieur'de öğ- retim üyeliği yapan Althusser, o yıl geçirdiği bir sinir krizi sonu- cu karısını boğarak öldürmüş, hiçbir soruşturma ve yargılama- ya uğramadan akıl hastanesine gönderilmişti. O sıralar sağ ve sol eğilimlerden çok sayıda ya- zar, düşünür ve bilim adamı, Althusser'in yargılanmaması için çaba harcamıştı. Marksist düşünürün birçok yakını, karı- sını nasıl öldürdüğtinü anımsa- madığını söylemişti. Althusser 1984'te akıl hastanesinden çıka- rılmış, Sorbonne Üniversitesi öğretim üyelerinden Etienoe Ba- libar ünlü düşünürü son günu- ne kadar tert etmeyen öğrenci- lerinden biri olmuştu. Althus- ser'in, Balibar'la birlikte kale- me aldığı "KapiUl'i Okumak" adlı yapıtı 1971-72 yıllannda Marksist çevrelerde büytik yan- kılar uyandırmıştı. "John Lewis'e Cevap", "Po- liüka ve Tarih". "tdeoloji ve Devletin Ideolojik Aygıtlan" ve "Lenin ve Felsefe" adlı yapıt- lan Türkçeye de çevrilen Alt- husser, 1918'deCezayir'dedoğ- muştu. lkinci Dünya Savaşı'nda Fransız Direniş Hareketi'ne ka- tılan Althusser, Almanlarca tu- tuklanarak esir kampına gönde- rilmişti. 1943'te Fransız Komü- nist Parttsi'ne giren ünlü filozo- fun görüşleri, 1966'da Cahiers Pour l'Analyse (Inceleme Def- terleri) adlı derginin çıkmaya ba^lamasıyla birlikte FKP için- de etkili olmaya başlamıştı. 1962'den beri psikolojik teda- vi gören Louis Althusser, en başta Karl Mara, Sigmund Fre- ud ve Mao Zednng'un yapıtları üstüne ilginç yorunüanyla tanı- nıyordu. I965'te yayımlanan "Mara İçin" adlı yapıtında, Marx'ın gençlik dönemiyle ol- gunluk dönemi arasında büyük bir ayrım olduğunu öne süren Althusser, Mant'ın, yaşamının geç döneminde gerçekten dev- rimci olduğunu vurgulamıştı. Manc'ın tarihin akışının belirle- yici etkeni olarak sınıf mücade- leleri kuramının önemi üstünde duran Althusser, "Felsefe, ak- lın sınıf mücadeksidir" demiş- tir. SHFNİN GENSORUSUNA RET Terör görüşmesînde 'hedef gösterîldi ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — SHP'nin irtica ve terOr olaylan nedeniyle hükumet hak- kında verdiği gensoru önergesi TBMM'de reddedildi. Önerge göriişmeleri sırasında, siyasi su- ikastleri hatırlatarak hükümete, "Bundan sonra sıra kimde" so- rusunu yönelten SHP Edirne Milletvekili Erdal Kalkan'a, ANAP Antalya Milletvekil Cengiz Dagyar'ın, "Inşallah sen oiursun" yanıtmı vermesi tartış- malara neden oldu. Içişleri Ba- kanı Abdülkadir Aksu, kendi- sinin tarikatlarla ilişkisi olduğu- nu iddia eden SHP'li Kalkan'ı ıspata çağırdı ve hakkında da- va açacağını söyledi. Dünkü görüşmelerde gensoru sahipleri adına ilk *özü alan Kalkan, 1980'li yıUara kadar Türkiye Cumhuriyet ; 'nin laik devlet ilkesini ısrarla koruduğu- nu ancak son 10 yıldır teokra- tik düzeni amaçlayan karşı kül- tür ün bütün boyutlanyla saldı- nya geçtiğini anlattı. Laiklikten, demokrasiden ya- na emniyet görevlilerinin düş- man ilan edilerek istifaya zor- landığını, meslekten ihraç edil- diğini söyleyen Kalkan, "Bütün masrafları Suudi Arabistan krallığı tarafından karşılanarak hacı yapılan valiler >ilayetleri- mizi, emniyet müdürieri ise gü- venlik örgütlerimizi yönetiyor- lar. En son atanan 99 kaymaka- mın 44'ü imam hatip kökenli. Artık emniyet mudürlüğunden tayinler tarikat şeyhlerinin ara- cılıgıyla yapılıyor. Seyh Reşit Erol ile Içişleri Bakam'nın ya- kınlıgı kamuoyumuzca bilini- yor. Valiler ve emniyet müdür- leri telefonlannda birbirlerine merhaba, alo yerine 'selamüna- leyküm', 'haam' diye hitap edi- yorlar" dedi. Bunun üzerine ANAP sıralannda "aleykürnse- lam" sesleri yükseldi. Kalkan, bu yapı ile katillere emir veren gizli örgütlerin yakalanmasının mümkün görünmediğini söyle- di ve şöyle devam etti: "Çttnkii bu örgüttiilügün en tepesinde Sayın Turgut Özal bu- lunmaktadır. Sayın Özal çok yönlii insandır. Kendisi akıllı bir dinci, Amerikancı, işverenci, hatta zaman zaman Atatürkçu- dür. Gün geldi Nakşibendi sey- hi Zabit Kotku'dan irfan ve fey- zaldı. Gün geldi Anıtkabir'de Atatürk'e övgüler yazdı. Daha 70"li yıllarda DPT'de ilk mescidi açan, kardeşi Korkut Özal'la birlikte takunya ile gezerken adını taknnyalı biraderiere çıka- ran odur." Tartışma Bu sozler üzerine genel kurul salonu kanşü. ANAP'lı Ydmaz Sanioğlu, yerinden kalkarak kürsüye yürümek isterken, Kal- kan'a "AUahsu ", "AOah senin beianı versin" dedi. Devlet Ba- kanı Mehmet Keçeciler, " N e alakası var" diye söylenirken, Turizm Bakanı Ilhan Aküziim, "Bunlan söylemesine izin ver- meyin" diye bağjrdı. SHP'li Ömer Çiftçi, "Bakan gibi otur- sun orada" sözleriyle Keçeci- ler'e çıkışırken, Yılmaz Sanioğ- lu ve Yasin Bozkurt laf atmayı sürdürdüler. Sanioğlu kürsüye aynı sözlerle yüriirken, Kalkan, "Gel gel" dedi. Kalkan diğer ANAP'hlara da "Cesaretiniz varsa gelin bunlan kürsüden söyleyin" çağrısında bulunur- ken, oturumu yöneten ANAP'lı Ydmaz Hocaoglu SHP'lılerin Kalkan'a engel olunduğu biçi- mindeki itirazlanna "Cumhur- başkanına, 'Cumhurbaşkanı değil' dedi yine müdahale etme- dim" yanıtmı verdi. Salon kanşıyor Kalkan sözlerini şöyle sürdür- dü: "Urfalı tbrahim Halü'i, çağ atlattığmız TUrkiyemizde 3 ya- şındaki oglunu kesmeye ikna eden tarikat şeyhi serbest bıra- kılırken, okul duvanna 'savaşa hayır' sloganı yazdı diye 16 ya- şındaki miimeyyiz küçük Ner- min'i 10 gün gözaltında tuttuk- tan sonra tutuklayan bu yöne- timin giicii 16 yaşında kız ço- cuklanna yetiyor, Yüreginiz. gücünüz yetiyorsa kanlı katilleri yakalayın. Yeni kurbanlar kim- dir. Milletvekilleri mi, işadam- lan mi, gazetecikr mi, yargıçlar mi, laik subaylar mı sıra kirade- dir?" Kalkan'm bu sorusu üzerine Cengiz Dağyar oturduğu yerden "Inşallah sen oiursun" diye ba- ğırdı. Geael kurul salonu bir kez daha karışırken, SHP'li Yaşar Ydmaz, bu lafı atanın saptan- masını istedi. Hocaoglu, tuta- naklardan inceleteceğini söyler- ken, zabıt kâtipleri lafı atanın kim olduğunu saptayamadıkla- nnı söylediler. Pağyar'dan savunma Erdal Kalkan'm, "Teröriin yeni kurbanı kim olacak?" so- rusuna, "İnşallah sen oiursun" diye laf atan ANAP Antalya Milletvekili Cengiz Dağyar, ku- liste gazetecilere "Farkında de- gilim. Sinirle söylemiş olabilirim" dedi. Dağyar, "Bnyle bir şey temenni edilmez ama tahrik etti. Bir teröristi çı- karsan da ancak onun gibi ko- nuşur. Dini imanı inkâr ediyor" diye konuştu. Dağyar, daha sonra Meclis Idare Amiri aracı- lığıyla Kalkan'dan özür diledi. DYP grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Mehmet Ga- zioglu, daha çok terör konusu- na değindiği konuşmasında ci- nayetlerin faillerinin yakalan- masını isteyerek, hükümetin her cinayetten sonra yinelediği söz- lerle hiç kimseyi tatmin edeme- yeceğini söyledi. ANAP'h Küçük ANAP grubu adına konuşan Konya Milletvekili Adil Küçük, SHP'nin gensoru önergesinin 1970'li yıllann sol frekansh öğ- renci bildirilerine benzediğini öne sürdü. Aksu kürsüde Hükümetin görüşlerini açık- layan lçişleri Bakanı Abdülka- dir Aksu, SHP'nin terör konu- sunda genel görüşme açılması önergesinin Mecliste reddedildi- ğini anımsatarak, "Aynı iddia- lan 15-20 gün sonra, tekrar tek- rar gündeme getinmenin gerek- çesini anlamak mümkün degil- dir" dedi. Aksu, Erdal Kalkan'm gaze- telerde kendisi ile ilgili olarak yer alan "tarikatlarla ilişkisi olduğu" yolundaki demeçleri için mahkemeye başvuracağını açıklayarak. "tspata davet ede- cegim. İspat edemezse şerefsiz, tnüfteri ilan edecegim" diye ko- nuştu. El kaldınlarak yapılan oyla- mada, SHP ve DYP milletvekil- leri önergenin kabulü yönünde oy kullandılar. Önerge ANAP'- lıların oylanyla reddedilirken, ANAP genel başkan adayları Mesut Yılmaz ve Hasan Celal Güzel ret oyu kullandılar. Oy- lama sırasmda DYP Genel Baş- kanı Süleyman Demirel genel kurulda bulunmadı. Yine soygun (Baftarafı 1. Sayfada) ların bunu gerçekleştiremediğı öğrenildi. Küçükçekmece Cennet Ma- hallesi Hürriyet Caddesi 78/b'deki Zeki Koleoğulları'na ait, "Köleogullan Kuyumcusu" na dün saat 10.20 sıralarında kimlikleri belirsiz üç kişi geldi. Zekeriya Köleoğullan'na alyans almak istediklerini belirten soy- guncular, bir anda silahlannı çe- kerek "Bu bir soygundur, yan- lış bir harekette bulunanlar vu- rulacaktır" diye içerideki Köle- oğullan ile işçi Aydın Koral'ı et- kisiz hale getirdiler. Daha sonra iki kişiyi sürük- leyerek arkada bulunan bir oda- ya kitleyen silahlı üç soyguncu, dükkânın vitrinindeki yaklaşık 9 kilo altını beraberlerinde ge- tirdikleri torbalara doldurdular. Görgü tarukları ve polis yet- kililerinin ifadesine göre soygun- cuların kaçarken içeride havaya bir el ateş actıklan ve zafer işa- reti yaparak kaçtıklan belirtildi. Soyguncuların, olay yerinin biraz ötesinde kendilerini bekle- yen 34 NK 565 plakalı bir taşıt- İa kaçtıklan, daha sonra da Se- faköy yakınlarında 34 DNK 83 plakalı başka bir otomobille Fa- tih Köprusü'nden Anadolu ya- kasına geçtikleri öğrenildi. Sayımın iptali için birçok başvuru • Istanbııl'un nüfusu 7,3 milyon Pazar günü yapılan sayımın kesin olmayan sonuçlanna göre doğuda 7 ilden 5'inde, Karadeniz'de de 4 ilden 3'ünde nüfus azaldı. Haber Merkezi — 13. genel nüfus sayımından elde edilen v Devlet ıstatistik Enstitüsü'nt (DİE) telgrafla ulaşan geçici sa- yım sonuçlan alınmaya başlan- dı. tlk sonuçlara göre doğuda 7 ilden 5'inde, Karadeniz'de de 4 ilden 3'ünde nüfus azaldı. Sayımın eksik yapıldığı yö- nündeki tartışmalar devam eder- ken, Isparta Belediyesi genel nü- fus sayımınm iptali istemiyle lçişleri Bakanlığı ve DlE'ye baş- vurdu. Ankara Belediye Başka- nı Murat Karayalçın, "Birçok belediyeden eksik sayun yapıldı- gına ilişkin şikâyetler var" der- ken, bazı başkanlar da mahke- meye başvurup yeniden sayım isteyeceklerini söylediler. DİE Başkanı Orhan Güvenen, "Sa- yım günü tüm uyanlan dikkate aldık" dedi. Bu arada tstanbul ve Izmir'in kesin olmayan so- nuçlan alındı. Istanbul'un nüfu- su 7 milyon 367 bin, Izmir'in ise 2 milyon 702 bin olarak belirlen- di. Ankara büromuzun haberine göre geçen pazar günü yapılan son "sokaga çıkma yasaklı" sa- yımın resmi olmayan sonuçlan Türkiye'nin toplumsal yapısı açısından ilginç verileri de içe- riyor. tlk saptamalara göre do- ğuda Elazığ, Bingöl, Tunceli, Muş ve Hakkâri'de; Karadeniz'- de de Rize, Artvin, Gümüşha- ne'de 1985 sayımına oranla nü- fusun azaldığı saptandı. Konya, Kırşehir ve Niğde*de de nüfus azalması görüldü. AA'nın bildirdiğine göre Isparta Belediyesi, genel nüfus sayımının iptali istemiyle, lçiş- leri Bakanlığı ve DtE'ye başvur- du. Belediye Başkanı Altan Ra- şit Civan tarafından gönderiler, yazılarda, sayımdan bir gun ön- ce, kent merkezinde yaşayanla- nn, "kafileler halinde kenti terk ettikleri" bildıriidi. Jl ve ilçe olmayı özleyen çev- re ilçe ve kasabalann, sayım gü- nünden bir iki gün önce, kendi yörelerine ücretsiz otobüs sefer- leri düzenlediklerini iddia eden Civan, "Kendi nüfuslannı ka- labalık göstermek için Isparta kent merkezinde yaşayanlan gö- türdüler. Dogal olarak da, Isparta'nın nüfusu çok düşıik çıktı" dedi. Bu arada nüfus sayımının ciddi yapılmadığı, özellikle bü- yük kentlerde bazı semtlerin "toplu olarak" sayılmadığı yo- lundaki eleştiriler de sürüyor. Ankara Anakent Belediye Baş- kanı Murat Karayalçın, "Bele- diyelerde çok yakınma aldık. Eksik sayım yapdmış, durumu DlE'ye bildirdik" diye konuş- tu. Diğer belediye başkanlan da son beş yılda yeni semtlerin oluştuğunu vurgulayarak, nüfus artışınm buna paralel ortaya çıkmadığını öne sürdüler. DtE Başkanı Prof. Orhan Güvenen eleştirileri yanıtlarken büyük kentlerde bazı aksakhk- lann yaşandığını belirtti. Prof. Güvenen, "Buralarda ulaşun sorunu dogmuş. Eksik sayun yapılan yerlerde sokağa çıkma yasağından sonra da çalışma ya- pıldı. Pazar günü gelen tüm uyanlar dikkate alındı" diye konuştu. İstanbul 7.3 milyon AA'nın haberine göre tstan- bul ve tzmir'in kesin olmayan sonuçlan alındı. tstanbul'un nüfusu 7 milyon 367 bin 317, tz- mir'in ise 2 milyon 702 bin 297 olarak belirlendi. 1985 sonuçla- nna göre tstanbul'un nüfusu 5 milyon 842 bin 985, lzmir'in ise 2 milyon 317 bin 829'du. Bu arada Ankara'nın nüfus sayım işlemlerinin devam ettiği bugüne kadar belirlenen sonuç- lara göre nufusunun 3 milyon 782'ye çıktığı açıklandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear