25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÜRİYET/14 tngiWz y baglı oldugunun göstergelerinden biri de kndiyet ailesinin yaşam tarzı. Kraliçeyi ziyaret eden devlet baş- kanlan da bu gelenege uygun olarak karsılanıyor ve agırlanıyor. Res- mi bir ziyaret için Londra'ya giden ttalya Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga da Kraliçe Elizabeth tarafından böyle karşılandı. (Reuter) MODA FIRTINASI — Dünyanın moda merkezi Paris'te ünlıi modacıların kreasyonlarının sergilendiği fırtına süriiyor. Emmanuel Ungaro'nun leylak rengî parlak kumaştan hazırladığı ve abartılı çizgiler taşıyan hafif elbise defilenin en ilgi çeken parçası oldu. (Fotograf: AP) 24 EKİM 1990 htanbul DGM: Horzum hayali ihracattan yargılanamaz tstanbul Haber Servisi — Is- tanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi Kemal Horzum'un İsviçre'den Emlak Bankası dava- sında yargılanmak üzere şarth olarak iade edildiği gerekçesiyle hayali ihracattan yargılanamaya- cağına karar verdi. Horzum'un kurucusu olduğu ACA (Anado- lu Kargo HavaYolları A.Ş.) hak- kında, HaydarKoç'un ihban üze- rine hayali ihracat davası açılmış- tı. Aralarında Kemal Horzum'un da bulunduğu 27 kişi, Atatürk Havalimam'ndan ve İzmit Seka limanından Italya, Isviçre ve In- giltere'ye hayali ihracat yaparak haksız vergi iadesi almaktanyar- gılanmaya başlamıstı. Füarabavanasılbiner? başkenti Viyana'daki dans okullanndan biri reklamını yapmak için çok ilginç bir yol seçti. Dans okulunun Yolksvvagen marka ara- basının iizerine yerleştirilen plastikten yapılmış fi), Viyanahlarca meraklı ba- kıslarla izlendi. (Fotograf: Reuter) HABERLERIN DEVAMI Business Intemational-Türk hükümeti arasındaki 9. îoplantı Ankara'da başladı : Ozal, başkanlık için krizikııllanıyor Özal, ANAP'ta yîne arabulucu Uluslararası damşmanlık kuruluşu Business International'ın hazırladığı 1990 Türkiye raporunda şu görüşlere yer verildi: Özal başkanlık sistemi için Körfez krizini kullanıyor. Uluslararası iş çevreleri ANAP'ı desteklerken SHP'yi iktidara aday görmüyor. Enflasyon kolay kolay düşmez. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, uluslararası damşmanlık kuruluşu Business Internatio- nal'ın Türk hükümetiyle yaptı- ğı 9. yuvarlak masa toplantısı- nın açılışında konuşurken, "Diınya istikran için Körfez'de ngerekiyorsa olacaktır" de- zal, Turkiye'nin aldığı tav- n Irak'ın unutmayacağını, Irak- la ilişkilerin bundan sonra zor olacağını da vurguladı. Business International'ın dün acıklanan 1990 yılı Türkiye raporunda, "Özal'ın Körfez krizini Fransız modeli bir başkanlık sistemi kurmak için kullanıldığı" görü- şüne yer verildi. Business International'ın Türk hükümetiyle dokuzuncu yuvarlak masa toplantısı dün Ankara'da başladı. Toplantı ön- cesinde acıklanan "Türkiye dört yol aynmında" başlıklı 36 say- falık raporda, Türkiye'de son bir yıl içinde yaşanan siyasi ve eko- nomik gelişmeler aynntılı biçim- tie incelendi. Raporun "Siyasi lâlikrar" bashklı bölümünde Cumhurbaşkanı özal'ın Körfez kriziyle ilgili politikaları şöyle değerlendirildi: "Körfez krizi, muhalefetin anayasaya aykın davrandıgı yo- lundaki suçlamalanna karşın, Cumhurbaşkanı Özal'ın hükiı- raetin yonetimini dinde tuttuğu- nu ortaya koydu. Özal, krizi kendi tercih ettiği ve Amerikan sisteminden çok Fransız mode- line benzeyen giiçlü başkanlığa ulaşmak için açık biçimde kul- lanıyor. Türk yönetim gelenegi (devlet baba)nın güçlü, otoriter rehber- liğine dayanır ve şimdi Özal da yavaş yavaş, ama kesin olarak bu konuma kazanıyor. Bu açıdan, kriz, geçen kasım ayında ANAP'ın parlamentoda çogun- luğuyla cumhurbaşkanlığına yükseUildiği zaman sahip ohna- dığı popüler meşruiyeti Özal'a sağlamiştır." Siyasi değerlendirmeler Business International rapo- runun siyasi değerlendirmeleri arasında, "hükümetin istikran, ANAP ve muhalefet partüerinin durumu konusunda da aynntılı yorumlar yer alıyor. Bu kapsam- da, ANAP'ın 1992'den sonra ik- tidannı sürdurüp sürdüremeye- ceğinin büyük ölçüde gelecek yıl Cumhurbaşkanı Özal, Körfez krizine ağırlık yerdiği açış konuşmasında "Dünya istikrarı için Körfez'de eğer bir şavaş gerekiyorsa, savaş olacaktır" dedi. Özal, Turkiye'nin krizde takındığı tavrm Irak tarafından unutulmayacağmı belirterek, Irak'la ilişkilerin bundan sonra "zor olacağını" söyledi. enflasyon ve büyüme htarun na- sıl gerçekleşeceğine bağlı oldu- ğu belirtiliyor. Raporda özetle şu görüşlere yer veriliyor: "ANAP içinde Akbulut'un yerine gelmeyi uman birçok ki- şi var. Eski Dışişleri Bakanı Me- sut Yılmaz, ocaktaki parti kong- resinden çok önce ağustos ba- şında genel başkanlığa adaylığı- nı açıkladı. Özal'ın kendisinin, Akbulut'un yerinde görmek is- teyebileceği yakınlan ise devlet bakanlan Güneş Taner ve Işın Çelebi ile gene Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler. Bir askeri darbe olasılığı öy- lesine zayıfladı ki artık basında bile pek sözü geçmiyor. Silablı kuvvetler daha profesyonel ol- du ve Genelkurmay Başkanı Ne- cip Torumtay ise zaten Özal'ın tercih ettigi bir kişidir." ANAP: özal'ın cumhurbaş- kanlığı sonrasında partinin par- çalanacağı kaygılan öne çıktı. Ocaktaki kongrede genel başkan adayları Yılmaz ve Güzel'in özal'ın sempatisini alamayaca- ğı sanılıyor. Dolayısıyla, Akbu- lut'un 1992'ye kadar görevde kalması ya da özal'a yakın bir başka adın onun yerini alması mümkün. Keçeciler de tutucu yapısına karşın yabana atılma- ması gereken bir aday. SHP: Deniz BaykaPın düsü- şü, yerini CHP'nin merkez ka- nadından gelen Hikmet Çetın'e bırakmasına karşm, sosyal de- mokratlardaki pragmatizmin önemli bir istikrar unsurunu or- tadan kaldırmış oldu. Bu karar Inönü'yü de zor durumda bıra- kıyor. Çünkü şimdi canh politi- kalarla SHP'nin iç krizden kur- tulduğunu kanıtlaması gereki- yor. DYP: Üç defa başbakanlık yapan Demirel'in liderliğindeki parti, ANAP'a esnek ekonomik alternatifler getiremedi ve one man show (tek adam partisi) gö- rünümünden kurtulamadı. Bü- yük kentlerde başarısız oldu. Eğer DYP kendisini yenilemez- se, iktidara gelmesinin tek yolu koalisyon aracılığıyla olur. ANAP'a dış destek sürüyor Business Internaitonal'ın ra- porunda, yuvarlak masa toplan- tısına katılacak yuz kuruluştan 33'ilnün yarutladığı bir anketin sonuçlan da yer aldı. Business International'ın Batı Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'da düzenle- ANAYASA MAHKEMESt YEDEK ÜYELİĞİ Asİl N a d İ r ' İ l l CI1 k r i t İ k Saıııia Akbulut'un adaylığuıa tepki ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başbakan Yıldınm Ak- bulut'un eşi Yargıtay 5. Hukuk Dairesi üyesi Samia Akbulut'- un, Anayasa Mahkemesi yedek üyeliği için aday gösterilmesi tepkiyle karşılandı. SHP lideri Erdal tnönü, "Aile-devlet gö- revleri birbirine kanştınlmama- lıdır. Bunu mecburen hatırlatı- yorum. Göruyonım ki bir de bu tehlike karşısındayız"dedi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demird de konuyla ilgili soru üzerine, "Hakkı ise olur" de- mekle yetindi. Türk Hukuk Kurumu Başka- nı Kazım Yetıice de Yargııay'ın sectiği üç aday arasından yedek üyeyi Cumhurbaşkanı 'nın seçe- ceğini anımsatarak, "Comhur- başkam'nın ve Başbakan'ın yü- ce divana sevk edilebilecekleri de diişünüliirse, bu seçimde ge- rekli titizliğin gösterilmesi, hiç degilse kamuoyunu tatmin ba- kımından gereklidir" dedi. "Yargıtay herhalde Samia Ak- bulut'u seçilsin diye belirledi" diyen Yenice, "Bu hahte 3 aday- dan defil, ancak tek bir aday- dan söz edilebüir. Çünkü Sayın Cumhurbaşkam'nın, Başba- kan'ın eşini seçmemesi halinde bu büyük bir siyasi olay olur. Kimse de buna meydan vermek tstemez tabii" dedi. Cumhuriyet'in görüşlerine başvurduğu bazı Yargıtay üye- leri, bu aday gösterme işlemine ilk tepkinin Yargıtay bünyesin- de oluştuğunu söyiediler. Buna kimi üyelerin karşı olduğunu belirten Yargıtay üyeleri, bu tepkinin seçim işlemi sonucun- da ortaya çıkan oy dağılımından da anlaşılabileceğini belirttiler. Edinilen bilgilere göre, Yargıtay Genel Kurulu, Lemi Özatakan'- ın yaş haddinden emekli olma- sıyla boşalan Anayaşa Mahke- mesi yedek üyeliği için gösteri- lecek üç adayı belirlemek aına- cıyla 180 üyenin katılımıyla top- landı. Genel kurula katılan üye- lerden en az oyu Samia Akbulut aldı. Samia Akbulut, 105 üye- nin oyunu ahrken, 8. Ceza Da- iresi üyesi Yılmaz Alasu'ya 113 oy, 3. Hukuk Dairesi üyesi İl- haıt Çavlı'ya da 140 oy çıktı. Türkiye Barolar Birliği Baş- kanı Önder Sav, Başbakan Ak- bulut'un eşinin Anayasa Mah- kemesi yedek üyeliği için aday gösterilmesini eleştirerek, şöyie dedi: "Bir Başbakan'ın eşinin de- ğerli bir hukukçu, iyi bir Yargı- tay üyesi olması ayn bir olay, ama eşinin Basbakanlıgı devam ederken Cumhurbaşkam'nın iç- lerinden seçim yapacağı adaylar arasına seçilip katılması ayn bir olaydır. Bu, oteden beri Türki- ye Barolar Biriiği'nin, yürütme- nin yargı üzerindeki etkisinin gittikçe artmakta olduğu konu- sundaki endişesini güçlendirici niteliktedir." Akbulut memnun Başbakan Yıldınm Akbulut, eşi Samia Akbulut'un Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine aday gösterilmesini memnuni- yetle karşıladığını belirterek, "Kendisinin bu şerefli görevi ar- zulaması tabüdir" dedi. Akbulut, Samia Akbulut'un arkadaşlan tarafından aday gösterildiğini ve seçildiğini söy- ledi. Akbulut, TBMM'ye gelir- ken gazetecilerin sorusu üzerine, seçme ya da seçmeme takdirinin Cumhurbaşkanı Özal'a ait ol- duğunu belirterek, "Benim eşim - aday olarak kendisi çıkmış de- ğil. Arkadaşlan tarafından aday gösterilmiş ve seçilmiş" dedi. Süper (Baftamfı 1. Sayfada) temsilciler daha sonra ANAP Grup Başkanvekili Yasin Boz- kurt ile bir görüşme yaptı. Daha önceden hazırlanan ve sü- per emekli maaşlarının iyileşti- rilmesi isteklerini kapsayan di- lekçe de TBMM Başkanlığı'na iletilmek üzere görevlilere verildî. Tartışmalar sırasında 58 ya- şındaki Tevfik Gülen adındaki bir süper emekli rahatsızlanarak hastaneye kaldınldı. ANAP iktidan tarafından 1987 yılında çıkarılan bir yasa ile 60 bine yakın kişi süper emeklilik statüsüne geçmişti. Ancak normal emeklilerin açtı- ğı bir dava sonucu süper. emek- lilikle ilgili bir yasa maddesi Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmişti. Bunun uzerıne ANAP iktidarı TBMM'den çıkardığı bir yasa ile süper emeklilerin maaş- lannı dondurmuştu. (Baştamfı 1. Sayfada) rumu şöyle özetlendi: • Polly Peck'in tüm borcu 1.3 milyar sterlin. Bunun bankala- ra düşen miktarı 400 milyon sterlin. Asil Nadir şimdiye kadar Kuzey Kıbrıs'tan 5 milyon ster- lin sağladı. Başka taze para bu- lamazsa bankalann çarsamba- dan sonrası için ümidi kalmadı. 10 kişilik komisyonun "şirketin sonunun geMiği" kanaatiyle mahkemeye başvurarak şirketin iflasım isteme aşamasında oldu- ğu anlaşılıyor. • Polly Peck'in ticari senetleri- ni ellerinde tutanlara 44 milyon sterlinlik ödemenin çoktan ya- pılmış olması gerekiyordu. Ala- caklılardan biri olan "British Land" firması, icraya başvur- muş durumda. • Polly Peck'den lsviçre ve Al- manya'da emre yazılı tahvil alanlara olan borç 300 milyoa sterlin. Ancak lsviçreli alacak- lılar için ödemenin gelecek ay, Almanlaı için 1993'te yapüma- sı gerekiyor. Şirketin durumu' hakkında Türkiye'deki görüşleri yansıtan "Financial Times"da, "Türki- ye'de bir kurtanna operasyonu olasılığı kayboluyor. Polly Peck'in iflası olasılığı İstanbul- dan. şirketin yan kuruluşlannın bulunduğu Akdeniz kıyılanna kadar uzun bir gölge halinde. Mersin'de çiftçiler bu yıl kendi- lerine hiç ödeme yapılacak mı diye düşünüyoriar" dendi. Asil Nadir'in kişisel yatırım- ları arasında yer alan gazete ve dergilerine de değinilerek Özet- le şöyle dendi: "Bunlann ayda 1 miyon sterlin ka> bettikleri he- saplanryor. Bu kayıpların nasıl karşılandığı hiçbir zaman anla- şılamadı. Yakın zamana kadar gazeteler, kaybı düşünmüyordu. Tek amaç ANAP ve Turgut Özal'a siyasal destek saglamak- tı. Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Münir de ka- ramsarlıga uyarak şirketin bir- kaç gun içinde kayyıma devre- dilecegi görüşünb paylaşıyor." Aynı konuda "Daily Telegraph" gazetesi de Asil Na- dir'in, Sabah gazetesi sahibi Dinç Bilgin ile pazartesi gecesi görüştüğünü öne sürdü ve "Bil- gin'in, Nadir'in gazetelerinden biriyle ügikndiginin samldıguu" yazdı. Ancak Sabah gazetesi yetkilileri, böyle bir ahşverişin söz konusu olmadığını belirtti- ler. Şirket tarafından ay başmda, iirketin mali durumunu incele- me amacıyla atanan bağımsız muhasebe fırması "Coopers aıtd Lybrand Deloitte"in, hazırla- makla yükümlü olduğu malı ra- por için gerekli belgeleri temin etmekte güçlük çektiği de bildi- riliyor. Basında, bu yönde bir süredir yayımlanan haberlere ye- nileri eklendi. Financial Times, KKTC'de bir mahkemenin, ba- zı belgelerin fırmaya verilmesi aleyhinde karar aldığını açıkla- dı. Karar, Polly Peck'e ait 9 şir- ketle ilgili her türlü haberin ya- yımlanmasuu da yasaklıyor. Ga- zete, Kuzey Kıbrıs'taki bir kay- nağın, "Önce muhasebe firma- sının gelmesini onlemeye çalış- tılar, bunu başaramaşınca Asil Nadir'e yakın portakal üretici- leri mahkemeden böyle bir ya- saklama karan çıkarttüar" şek- lindeki görüşune yer verdi. tzzet Rıza Yalın'ın Lefkoşa- dan bildirdiğine göre söz konu- su olay şöyle gelişti: KKTC'de bir turunçgil üreticileri grubu, Lefkoşa Kaza Mahkemesi'ne başvurarak Polly Peck'e bağlı şirketlere ilişkin evrakların yal- nızca şirket yönetim kurulu baş- kanı, yönetim kurulu üyeleri, şirket yöneticileri ve KKTC yet- kililerince incelenebileceğine iliş- kin üç günlük bir ara karar aldırdı. Üreticiler dava dilekçelerinde, "şirketin daha önce iki kez de- netime açılan hcsap ve belgele- rinin içeriklerinin dışan sızdınl- ması nedeniyk şirketle ilişkisi bulunan üreticilerin büyük za- rar gördüklerini" öne sürdüler. Mahkeme esas karannı bugün verecek. Polly Peck hisselerinin Zürih Borsası'nda alım-satımı da pa- zartesi günü yeniden durdu. Polly Peck'in Japonya'daki "Sansui" şirketi hisselerinin de iki hafta içinde 770 yenden 440 yene düştüğü bildiriliyor. 'Daily Telegraph" gazetesi, Amerika1 da "Grey Market" olarak bili- nen, hisselere borsa fıyatlannın üstünde fiyat önerilen piyasada ise Polly Peck hisselerine sade- ce 10 peni değer biçildiğini ha- ber verdi. öte yandan borsaa NasruOah Ayan, Asil Nadir'le olan kavga- sından, Polly Peck krizi nede- nıyle vazgeçtiğıni açıkladı. Hak- kında yayımlanan bir haber ne- deniyle Asil Nadir'in sahibi ol- duğu Güneş gazetesi aleyhine dava açan Nasrullah Ayan, Polly Peck krizinin arkasında Güney Kıbns Rum Devleti iie Yunan sermayesinin bulunduğu- nu iddia ederek "railli bir daya- mşmantn örneği olarak" davala- rını geri aldı. diği seminer, konferans ve yu- varlak masa toplantılarından sorumlu James OToole tarafın- dan acıklanan anket sonuçları- na göre, uluslararası iş çevreleri yapılacak bir seçimde ANAP'ı destekleyecekler. O'Toole'un verdiği bilgiye göre, SHP ulus- lararası iş çevreleri tarafından "örgütsel sonınlan ve ekonomi- de inandıncı bir alternatif orta- ya koyamaması nedeniyle" ikti- dara aday görünmüyor. Muha- lefet partilerinin ciddi bir iktidar alternatifi oluşturacak şekilde gelişmeleri fıkrini de destekleyen iş çevreleri, SHP ve DYP'nin he- nüz bu olgunluğa ulaşamadığı- nı savunuyorlar. Ankete göre, hükümetin pa- ra ve ithalatın liberalleştirilme- si politikalarını destekleyen uluslararası iş çevreleri, Türki- ye'yi cazip bir pazar olarak gör- meye devam ediyor. Ancak ver- gilerin belirlenmesi ve tahsili ko- nusundaki sorunlann çözülme- si ve vergi sisteminin basitleşti- rilmesi isteniyor. tş çevreleri ayrıca gelir dağı- lımı politikası ile eğitim ve sağ- lık hizmetlerindeki yetersizlikten de kaygı duyuyor. Bu çerçevede sosyal rahatsızlığın Turkiye'nin ekonomik başansını olumsuz etkileyeceği ve sendikalarda mi- litanlaşmamn artacağı tahmini yapıhyor. Ekonomik beklentiler Merkezi Londra'da bulunan Business International'ın bu yıl- ki raporuna göre, Türkiye eko- nomisi 1990-1994 döneminde yüzde 6 dolayında büyüyecek. Bu dönemde enflasyon ortala- ma yüzde 40 olacak. 1991 yıhn- da dış açık 3 milyar doları bu- lacak ve enflasyon yüzde 40'ın altma düşürülmeyecek. Rapordaki tahminlere göre, Körfez krizi de Türkiye ekono- misine her koşulda ciddi darbe- ler indirmeye devam edecek. Kriz kısa süreli bir askeri müda- hale ya da diplomatik yollarla çözülürse, Türkiye ekonomisi 1991'de yüzde 4.5 oranında bü- yüyecek, enflasyonist baskı ise artma eğilimi gösterecek. "Kö- tümser senaryo" olarak adlan- dırılan ikinci olasılıkta ise, kriz ancak bütün bölgeyi kapsayacak bir sıcak çatışma ile giderilebi- lecek. Bu durumda, Türk eko- nomisindeki büyüme hızı yüzde 2.6'ya gerileyecek ve dış açık 7-8 milyar doları bulacak. Özal krizi anlattı Cumhurbaşkanı özal, Busi- ness International tarafından düzenlenen Türkiye hükümeti ile 9. yuvarlak masa toplantısı- nın açıhşında verilen akşam ye- meğine katılarak bir konuşma yaptı. Özal, Körfez krizine ağır- lık verdiği konuşmasında, Kör- fez'de bir savaş olmayacağını söylemediğini kaydetti. Özal, Saddam Hüseyin'in Kuveyt'ten kendiliğinden çekilmesini um- duğunu belirterek, "Hepûniz bi- liyonız ki, dünya istikran için Körfez'de eger bir savaş gereki- yorsa, savaş olacaktır" dedi. Doğu-Batı ilişkilerinin gelişti- ği ve dünyanın barışçı bir çağa girdiğinin düşünüldüğu bir dö- nemde, Körfez krizinin patladı- ğını hatırlatan Özal, "Türkiye^ nin konuyla ilgili tavrının Irak tarafından unutulmayacagını ve bunun krizin çözümünden son- raki ilişkilere de yansıyacagını" kaydetti. Özal, Irak'la ilişkilerin bundan sonra "zor olacağını" söyledi. Özal, Turkiye'nin konumu nedeniyle ambargoya uyan diğer ülkelerden çok fazla kaybı göze 'aldığını belirterek, Irak'ın Tür- kiye'ye 2 yıl söreyle bedava pet- rol verme teklifinin reddedildi- ğini ifade etti. Özal, Türk ekonomisine iliş- kin görüşlerini açıklarken de kimsenin Türk işçilerinin düşük ücret aldığını söyleyemeyeceğini savunarak, "Eğer Turkiye'nin durumu yakın koşullarda bulu- nan ülkelerle karşılastınlırsa bu açıkça görülebilir" dedi. Cumhurbaşkanı özal konuş- masında enflasyon, ödemeler dengesi ve Körfez krizinin Türk ekonomisine olan etkilerini de değerlendirdi. (Baftarafi 1. Sayfada) da ANAP Meclis grubunun dünkü toplantısında Mesut Yıl- maz'a "O yollarla bu makama gelinmez" diyerek ANAP için- deki tartışmalan yeniden tır- mandırdı. Akbulut, Yılmaz ve arkadaşlanna yanıt hakkı tanı- madan yaptığı sert konuşmada, parti yetkili organlannın karar- İanna gölge duşürulmesine izin vermeyeceğini söyledi. Başba- kan Akbulut, baanı da ANAP içindeki gelişmelere "çanak tutmak" la suçladı ve "Hare- ketlerimiz bizim kastırnıa aşa- cak boyutta dışarı yanstyor" görüşünü savundu. Akbulut, grup konuşmasından sonra "ts- teyen istifa eder" sözüyle Yıl- maz'ı mı kastettiği yolundaki bir soruyu, "Kimseye öyle bir şey demedim. Herkesin verece- gi karara saygıtayım" biçiminde yanıtladı. Yılmaz ve arkadaşla- rı, Akbulut'un sözlerine tepki göstererek"Genel başkan gibi degil, adayı gibi konuştu" de- ğerlendirmesini yaptılar. Cumhurbaşkam Turgut özal, dün Avrupa Konseyi Genel Sek- reteri Lalumiere'i kabul ettikten sonra Mesut Yılmaz yanlısı es- ki bakan, Sıvas Milletvekili Mü-- kerrem Taşçıoglu ile görüştü. Taşçıoğlu'nun isteği üzerine ger- çeklesen görüşmede, ANAP içindeki çekişme ve genel baş- kanlık yarışı değerlendirildi. Taşçıoglu, parti icerisindeki mu- hafazakâr eğilimin, grupta ço- ğunluğu olustutan liberal eğili- mi tasfıye etme amacında oldu- ğunu, Başbakan Akbulut'un da muhafazakârlann bu "oyunu- na" geldiğini anlattı. Akbulut'- un genel başkan olarak parti içi çekişmeleri yatıştıracağı yerde daha da sertleştirme yoluna git- tiğini vurgulayan Taşçıoglu, "Bu grup sizin de kendilerini desteklediginiz imajını yarat- mak istiyorlar" dedi. Edinilen bilgiye göre Cum- hurbaşkanı özal da ANAP ice- risindeki genel başkanlık yanşı- na kanşmak istemediğini ve "taraf olmadığını" anlattı. Özal'ın "Işler iyi gitmiyor. Ku- rucusu olduğum partinin yara alması beni fazlasıyla üzer. Ku- rucu olarak sizler sükûnetinizi muhafaza ediniz" dediği öğre- nildi. özal'ın ANAP'h milletvekil- leri ile gruplar halinde toplan- tılar yapmak istediğini de bildir- diği ifade edildi. Taşçıoglu, özal ile görüşmesinden sonra TBMM'ye gelerek Yılmaz ve ar- kadaşlanna bilgi verdi. ANAP Meclis grubunun dün- kü toplantısının basına kapalı bölümünde bazı milletvekilleri guncel konular hakkında görüş- lerini aktardılar. Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Yıldı- nm Akbulut, basm mensupları- nın da salona alınmasını istedi. Bu arada konuşmaya başlayan Başbakan Akbulut, Safa Gi- ray'ın Milli Savunma Bakanhğı'ndan istifa ettiğini anımsatarak, "üzüldüğünü" ifade etti. Sözlerini "Neden is- tifa ettiğini de anlatayım. Kadı- köy delege seçimlerinden dolayı" diye sürduren Akbulut, cümlesini tamamlamadan uzun süre susarak gazetecilerin içeri gelmesini bekledi. Bu sırada gazeteciler salona girdiler ve Akbulut konuşması- nı, "Giray'ın istifasına şaşırdı- gını, ama bunun MKYK'nın ka- ranna saygısızlık olduğunu" söyleyerek savundu. Parti içi demokrasiye işlerlik kazandırıl- masım, göreve geldiği ilk gün- den beri vurguladığını kaydeden Akbulut, "Parti organlannın karariannı kişisel olarak begen- memek mümkündür. Ama o karariara gölge duşürecek tavır- lar içerisine girilmesini katiyen kabul edemem" deii. Parti içinde hiç kimseyle ki- şisel sonınu olmadığını söyleyen Akbulut, partinin yara alması- rfa gönlünün razı olmadığını be- lirtti. Akbulut, basını, ANAP içindeki gelişmelere "çanak tutmak" ile suçladı ve ANAP dışındaki bazı kişilerin bu konu- ları "istismar ettiğini" öne sür- dü. ANAP grubunda konuyu gündeme getirmek konusunda tereddüt ettiğini, ancak "bazı arkadaşlanna sorduktan sonra bu konuda konuşmaya karar verdigini" anlatan Akbulut, ko- nuyu, Mesut Yılmaz ve arka- daşlarının kendisine verdikleri bildirilen "muhtıra"ya getirerek "Ben yazdı veya sozlü bir muh- tıra almadım" dedi. Akbulut, "Kim liberal, kim muhafazakâr, bunun cevabını bilmiyorum. ANAP'lıhk var, ANAP'a inananlar var, işin as- lı bu" diyerek sözlerini sürdür- dü. Bu sırada Göksel Kalaycı- oğlu da oturduğu yerden, "Biz Atatürkçü febefeye inanıyoruz. Tarikatçı felsefeye degil" diye seslendi. Akbulut, konuşmasını özetle IstanbuPu kar kurtaracak (Bajtarafi 1. Sayfada) Müdürü Ercan Erus da önü- müzdeki günlerde yağışlı hava kütlesinin lstanbui çevresinde etkili olacağını söyledi. îstan- bul'da dün metrekareye 17.9 ki- logram yağış düştü. Kentin Anadolu yakasındaki barajlardan sonra Avrupa ya- kasındaki en kritik dunımdaki Terkos ve Büyükçekmece baraj- lan üzerine dün sabah gümüş iyodür püskürtüldü. Saat 9.20'de Atatürk Havalimanı'n- dan havalanan uygulama uçağ^, saat 9.44'te taşıdığı 1 tüp gümüş iyodürü yağmur bulutuna püs- kürttü. Bölgedeki uygulamayı tamamlayan uçak Büyükçekme- ce Havzası'na yöneldi. Saat 10.25'te aynı uygulamayı Bü- yükçekmece'de yapan uçak, Atatürk Havalimanı'na geri döndü. Uygulamadan sonra Terkos Barajı yetkilileri, bölge- de yağışın başladığını ve dün sa- at 11 .OO'e kadar aralıksız devam ettiğini belirttiler. Aynı şekilde Büyükçekmece barajı çevresin- de de yağışın devam ettiği bil- dirildi. Yapay yağış sisteminin uygu- lanmaya başlanmasından sonra Istanbul'a su sağlayan 7 bara- jın da su seviyeleri arttı. İlk uy- gulamanın başladığı Darlık Ba- rajı' nda su seviyesi 15 santim arttı. Terkos, Ömerli, Eski ve Yeni Elmah barajlarında su se- viyesi 3'er santim artarken Ali- beyköy ve Büyükçekmece ba- rajlarındaki seviye l'er santim arttı. Kuraklık bakımmdan en kritik noktada bulunan ve çok az miktarda su bulunan "emektar" Terkos Gölü'nde son yağışlarla 517 bin metreküp artış sağlandı. Buna göre Ter- kos gölünde 3 günlük su birik- ti. Istanbul'un en geniş su top- lama havzasına sahip ömerli Barajı'nda da son yağışlarla bir- likte 366 bin 900 metreküp su toplandı. Yapılan ölçümlerden sonra son 1 günde Istanbul'a su sağlayan diğer barajlarda biri- ken su miktan şöyle: Alibeyköy 7 bin metreküp, Eski Elmalı 5 bin 400 metreküp, Yeni Elmaiı 4 bin 500 metreküp, Büyükçek- mece 159 bin 800 metreküp, Darhk'216 bin metreküp, baraj- lann toplam doluluk oranı yüz- de 5.58'den, 5.76'ya yükseldi. Son yağışlarla birlikte Istan- bul'a su sağlayan 7 barajda top- lam 1 milyon 275 bin 500 met- reküp su artışı sağlandı. İSKİ Genel Mudürü Ergun Göknel, yapay yağışın barajlar- daki su orarunı ne ölçüde arttır- dığinı kasım ayı sonunda grafık- lere bakılarak belirleneceğini söylerken tstanbul Meteoroloji Müdürü Ercan Erus, yapay ya- ğış sistemiyle meteorolojik ola- rak ilgilendiklerini, proje olarak sorumlu olmadıklarını belirtti. Erus, önümüzdeki günlerde ya- ğışlı hava kütlesinin bölgede et- kili olacağını, bugün ve yann da yağış beklendiğini söyledi. Me- teoroloji'den verilen bilgiye gö- re son 24 saatte tstanbui'a or- talama 17.9 kilogram yağış düş- tü. Hava sıcaklığıda 10-15 de- rece arasında düşüş göstererek mevsim normallannm altma in- di. lstanbul'un çeşitli bölgeleri- ne düşen yağış miktarı şöyle: Yeşilköy 8 kg., Göztepe ve Flor- ya 10.4 kg., Kartal 6.7 kg., Bah- çeköy 28.7 kg. öte yandan yağış lstanbui trafiğini olumsuz etkiledi. Ken- tin yoğun merkezlerinden Un- kapanı, Eminönü, Aksaray, Be- yazıt, Mecidiyeköy, Zincirliku- yu ve 1. Boğaz Köprüsu Çevre Yollarında trafık diğer gunlere göre daha da yoğunlastı. şöyle tamamladr. "Demokratik usullerle bazı makamlara gelmenin yolu ka- palı degildir. Bunun yolunu ka- patmak için tedbirimiz, teşeb- büsümüz söz konusu degildir. O yollarla bu makamlara gelin- mez. Bu makamlara yetkili or- ganlann karan ile gelinir. Partilerin muvaffakiyetinin önlenmesi hiçbir zaman muha- lefet tarafından gerçekleştirilmiş degildir. Partilerin zaafiyeti her zaman kendi aralarındaki mü- cadeleden kaynaklanmıstır. Biz yeniden iktidar olacağız. Bu ide- aü unutup şahıslanmızı ön plan- da tutamayız. Hareketlerimiz bizim kastımızı aşacak boyutta dışanya yansıyor, onun için bu açıklamayı yapıyomm. Ben partinin genel başkanı- yım ve başbakanım. Her arka- daşım benim için muteberdir. Hiç kimseyle şahsi problemim yoktur. Onun için biz yine be- raberiz, yumruk gibi güçlüyüz ve güçlü olmaya devam edece- ğiz." Akbulut'un konuşmasını Sa- fa Giray, "Söylediklerinin hepsi dogru. Hepimiz altına imza ata- rız. Önemli olan, bu söyledik- lerinin partinin her kademesin- de uygulanması. Ben de zaten bu yüzden istifa ettim" diyerek değerlendirdi. Hasan Celal Gü- zel de "Başbakan bazen bu tip konuşmalar yapıyor. Ama il- ginç olan, ilk kez parti içi bir meseleyi basının önünde konuşması" değerlendirmesini yaptı. Akbulut'a soru-yanıtlar Akbulut, Meclis'ten ayrılır- ken gazetecilerin "Disiplin ku- rullannı isletecek misiniz" sonı- suna, "Şimdiye kadar öyle bir yol seçmedim. Meselelerin tar- tışılrnasından yanayım" yanıtı- nı verdi. Akbulut, "Isteyen is- tifa eder sözüyle Mesut Yılmaz'ı mı kastettiniz" sorusunu da şöyle yanıtladı: "tsteyen istifa eder demedim. Herkesin vereceği karara saygı- lıyım. Şahsi olarak şimdi sen bir şeye karar verdinse ben diyebi- lirim ki, yapma. Bu karann doğru degildir derim. Ama sen ikna olmazsan, onu yerine ge- tirirsin tabii. Hiç kimse de ma- ni otamaz. Onu söytemek istiyo- rum." Mesut Yılmaz, ANAP grup toplantısından sonra TBMM'deki odasında arkadaş- lanyla yeniden bir araya gelerek Akbulut'un konuşmasını değer- lendirdi. Yılmaz, daha sonra ga- zetecilerin sorulanna, "Başba- kan'ın konuşmasını inceledim. Ama değerlendirecek bir şey bulamadım" yamtını verdi. İstanbul tartışılamadı ANAP'ın dün akşam yapılan MKYK toplantısında, Sıvas Yıl- dızeli ilçe örgütü feshedilerek bu ilçede yapılan delege seçimleri ile merkez ilçedeki 10 mahalle- de gerçekleştirilen delege seçim- lerinin iptali kararlaştınldı. Toplantıda Ankara Milletve- kili Mehmet Çevik'in "tstanbul delege seçimlerine ilişkin müfet- tiş raporunu hazırlayanlardan Üker Tuncay'ın dinlenmesi" yo- lundaki önerisi, Yıldınm Akbo- lut ve Mehmet Keçeciler'in, "O konu karara bağlandı. Yeniden gündeme gelmesinde fayda yok" sözleriyle reddedildi. Bunun üzerine Mesut Yılmaz'm Başba- kan'a, "Bir ay önce Orhan De- mirtaş ile Eymen Topbaş'ın Mehmet Keçeciler'in evinde top- lanarak Kadıköy ve Üskudar de- lege seçimlerinin iptal edilmesi konusunda karar aldıklannı, daha sonra MKYK'nın bu ko- nuyu karara bağladıgını bir ga- zete yayımladı. Bu doğru mu?" diye sorduğu belirtildi. Akbu- lut'un MKYK kararının bu tür toplantılarla ilgisi otmadığsnı sa- vunduğu ve Yılmaz'ın ısrarh so- rulannı yanıtsız bıraktığı öğre- nildi. Akbulut'un, Yılmaz'ın "konunun görüşülmesi"ne iliş- kin ısran karşısında, "Anlaşıldı. Bu yüzden birbirimizi kıracağız. Toplantıyı kapatıyonım" diye- rek görüşmeleri sona erdirdiği kaydedildi. Mesut Yılmaz toplantıdan çı- karken, gazetecilerin "toplantı- nın kısa sürdiigünü" belirtmele- ri üzerine, sinirli bir şekilde, "Tabii, tstanbul konusu günde- me geldi, o yüzden erken bitti" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear