25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuriyet Maıbaaclık ve Gaietecıhk Turk Anonım Şırketı adına Nadir NMII 0 Genel Trayın Muduru Ha&uı Cemal. Muessese Muduru Emıae Lşaklıgil, Yazı Işlen Muduru Ok«) Goncnsm. 0 Habcr Mtrkeü Muduru Valçın Baycr. Sayfa Duzenı Vonetmenı \lı Acar 0 Temsılcıter Ahm« Taa. 1ZM1R HiknKI Çrlınkayı. ADAS A Çıtin Yifnoglıı U Polıl Hıberl. a Crtsl Ba^aafic. Dıs Haberlcr IJJU» Balrı. Ekonomı Cn^ı I.rtımm. I; Sendıka Şskm kcmcl kullu- Cetal Isln. Isıanbul ı kenaj Kaçuk Egıum Gcacay ŞayİM. Haöer Araşnrma IflDCI BerfcM. Yun Habcrlc Sec4et Def». SfMr Damsmanı rrinıu [>iı WUar Kcra Çafcgt» Vaşlımıa Şllua *!««>. DBJ;IIB< \Molbk I m t £ k.oordınator AkBM b n b a n rjlo trol Lrl.ı 0 M.iasebe Itakıl k m 0 Bulc* Plarlama Sf,. Owabna>|la 9 RtKİam A»c T<ma Q l . Hııln 4kv>l 0 Idarc HasrMn Gnref % Islcme Oarief Çdık 0 Biıgı Ijlsm Naıl Inl 0 Prcond Sevgı Bouaacrottu »trn* Aıjruiı/ Batkan Nadır Nadl Oil» 4kDal tafcB Baro. Haıaa Ceaul Hikaaff Ctnakam Oka* GOIKU» l(>r M a n . llkı» BOKI Tıa &rs<7n vr )&WI/L C^mhunveı Maıbaacıiık *c Cazeuaiık T A Ş. Türk Oafc Cad. 39 41 34ÎÎ4 Isl PK 246 lslanbul Td 512 05 05 120 i»t). Tcta 22246, Fa* (1) !26 60 12 0 Burolar Kmktm Zıya Oökalp BU tnkılap S No 19 4 Td 133 11 41-47, Tele*. 42344, Fax. (4) 133 0! 6! % ln«lr H Ztit Bh 1352 S 2/3. Tel 13 12 30 Tetoc 52359. Fmı 151) 19 53 60 % Adaaa. Ir.Cnu Cad 119 S No ı Kii 1 Tt 19 37 5: (4 hal). Tdn 62!<5. Fa» {71. I» 25 T> TAKVIM: 20 EKlM 1990 Imsak: 4.48 Guneş: 6.13 Oğle: 11.54 Ikindı: 14.54 Akşam: 17.25 Yatsı: 18.44 Türk Turing zorda Gümrük Yönetmeliği'nde değişiklikle triptik uygulamasının kalkması sonucu Türk Turing Kurumu yılda 6 milyarlık bir gelir kaynağını yitirdi. CEM HAMULOĞLU ~ Kjsaca Turing olarak tanı- nan Türkiye Turing ve Otomo- bil Kurumu, Maliye ve Güm- ruk Bakanlığı'nın, Gümrük Yönetmeliği'nde yaptığı deği- şiklik nedeniyle zor durumda. 10 ekim tarihinde 20661 sa- yılı Resmi Gazete'de yayımla- narak ytlrürlüğe giren yönet- melik değişikliği, Turing'in en önemli gelir kaynağı olan "triptik" uygulamasını kaldır- dı. Tlıring'in Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Sagnak, kuru- mun yabana taşıtlann gümrük ödemeden geçici olarak Tür- kiye'ye girmesini sağlayan trip- tik uygulamasıyla elde ettiği yılük cironun, 6 milyar TL'ye ulaştığmı söyledi. Turizmi geliştirmek ve ulus- lararası turizm ile otomobil haklarından yararlanmak amacıyla 1923 yılında "Türk Seyahat Cemiyeti" adıyla ku- rulan Turing'in kamuoyunda saygın bir yeri bulunuyor. Çe- lik Gülersoy yönetiminde Is- tanbul ve Safranbolu'da ger- çekleştirilen restorasyon uygu- lamaları, yayınları ve Soğuk- çeşme Sokağı'nda kurulan "ts- Unbol Kitaphğı", Turing'in Türk kültürü ile turizmine yaptığı katkılann başmda ge- İiyor. Peki, yönetmelik değişikliği sonucu Turing'in başlıca gelir kaynağını yitirmesi, kültürel etkinliklerini nasıl etkileyecek? Bu soruya en "doyunıcu" ya- nıü verebilecek kişi olan Çelik Gülersoy bu aşamada "konıış- mak" istemiyor. Ama çeşitli kaynaklardan alınan bilgilere göre kurumu oldukça zor gün- ler bekliyor. Sahîllerde 4 sarıbayrak' alarmı LATtF SANSÜR KUŞADASI — Avrupa'nın iki büyük seyahat acentesi, "mavi bayrak"lı sahiller konu- sunda konaklama tesisleri yö- neticilerini uyardı. Acenteler, tesis sahiplerinin bağlı bulun- duklan örgütlere gönderdikleri mektupla 1991 sezonunda "mavi bayrak"a layık görülme- yen plajların 1992 pazarlama broşürlerinden çıkarılacağım, kirliliğin yarattığı tehlike nede- niyle "san bayrak'Ma işaretle- nip ilan edileceğini bildirdi. Kuşadası Otel, Motel, Pan- siyon, Lokanta Işletmecileri Derneği (KOMPLİD) Yöne- tim Kurulu, gönderilen mek- tup uzerine yoğun olarak ça- hşmaya başladı, Kuşadası kör- fezisinin kurtarılması için Cumhurbaşkanı Turgat Özal'a başvurdu. Avnıpa Çevre Birliği, giril- mesi sağlık açısından tehlike yaratmayan sahilleri belirle- mek, Akdeniz ülkelerinde aşı- n şekilde doğa kıyımlannı ön- lemek amacıyla kampanya başlatmıştı. Kolibasili açısın- dan temiz olan plajlann "ma- vi ba>Tak"la, kirli olanlann ise "san bayrak"la belirleneceği açıklanmıştı. Akdeniz'de kirli- liğin giderek artması üzerine bu denize kıyısı olan ülkelerin turistik tesis yöneticilerini uya- ran iki turist firması Touristic Union ve Nur Touristic, önlem alınmasını, sağlık açısından tüm koşulların yerine getiril- memesi uzerine bu tesislerin pazarlama broşürlerinden çı- karılacağım bildirdi. Türk hükümetinin New York'taki Amerikalı avukatları istedikleri belgeleriAnkara'dan alamiyorlar Kültür Bakanlıgı uyuyor mu?Amerikalı avukatlara 2,5 aydır gerekli bilgi ve belge akışı sağlanmadığı için Türkiye'nin talan edilen tarihi eserlerini geri alması olasılığı gittikçe tehlikeye düşüyor. Avukatlarm istedikleri belgelerin Dışişleri Bakanlığı'nca Kültür BaKanlığı'na iletildiği, ancak sürüncemede kaldığı belirtiliyor. ÖZGEN ACAR NEW YORK — Görevleri arasında "Türkiye'nin tarihsel ve kültürel mirasuu konıma" amacı bulunan Kultur Bakanlı- ğı, New York'taki, Türk hükü- metinin Amerikalı avukatlanna 2.5 aydır "işe yarar-dişe dokunur" bilgi akımı yapmadı- ğı için Türkiye'den kaçmlmış bazı tarihi eserierin yasal olarak geri alınması tehlikeye düşuyor. Adırun açıklanmasını istemeyen bir yetkili "Tarihsel mirasımıza sahip çıkmaktan vazgeçtik, Türkiye Cumhuriyeti'nin onu- runu koruyalım yeter" dedi. Türk hükumeti, fakir vatan- daşından vergi olarak kestiği, milyarlarca Urayı, "tarihsel ve kültürel mirası korama" ama- cıyla eski adıyla Eski Eserier ve Müzeler, yeni adıyla Anıtlar ve Müzeler Genei Müdüriüğü adı- na milyonlarca doları New York'taki Amerikalı avukatlan- na ödüyor. Bir bölümünu kısa bir süre önce "Antika Talanı" dizisin- de açıkladığım bazı eserleri iz- lemek ve bunları geri almak amacıyla Turk hükumeti, New York'ta "Herrick Feinstein" hukuk firması ile bir ön anlaş- maya vardı. Söz konusu firma- nın kıdemli avukatları Harn Rand ve Lawrence Kaye'in, Türkiye'yi "Karun Hazinesi" ve "Elmalı Definesi" davalann- da -bugune değın- başan ile temsil ettikleri biliniyor. Türk Başkonsolosluğu, avu- katlann, Kültür Bakanlığı'ndan, bir bölümü mahkeme ve gum- rük belgesi olan bazı verilerin fotokopilerini isteyen bir yazıyı 2 ağustosta Dışişleri Bakanlığı- na iletmişti. Bugüne-kadar aradan yakla- şık olarak 2.5 ay geçmesine kar- şılık konsolosluk ya da avukat- lık firmasına KUltür Bakanlığı'nca istenen bilgi ve belgelerin hâlâ intikal etmeme- si üzerine, New York'taki ilgi- liler benimle temasa geçerek Manisa'daki, Istanbul Bakır- köy'deki ağır ceza mahkemele- rinin dava dosyalarına ilişkin belgeleri benden istediler. Bu istekleri onurlu bir ölçu- de karşılarken neden fakir hal- kın vergilerinden aylıklarını alan Kültür Bakanı Namık Ke- mal Zeybek ile kendisinin görev verdiği öteki ilgililerin "vurdnmduymaz" bir davranış içınde olduklannı anlayama- dım. New York'tan, Ankara'daki olayları 48 saat içinde araştır- manın yar-ıtacağı "yanılma payını" dikkate alarak şu veri- lerle karşılaştım: 1- Avukatların isteklerini, New York Başkonsolosluğu, 2 ağustosta Ankara'ya iletmiş ve ardından tamamlayıcı bilgi ve ek istekleri de hiç sektirmeden Dışişleri Bakanlığı'na ulaştır- mıştı. 2- Dışişleri Bakanlığı Kültür Dairesi de bu istekleri "ilgili ve yetkili" Kültür Bakanlığı'na en seri bir biçimde intikal ettirmiş- ti. 3- Kültür Bakanlığı da ilgili dairelerine bildirmişti. Ancak: a) Kültür Bakanı Sayın Zey- bek, Avusturya, Avusturalya gezilerine çıkmıştı. b) Amerikan avukatlık firma- sının (Amerika'nın aleyhine ola- cak biçimde) ve Türkiye'nin çı- Osiîiaııblar müzayedesi Knltör ScrHsi — Antik AŞ, 131. müzayedesinde, 250 parça Türk-lslam eserini satışa sunu- yor. Bugün, Yıldız Sarayı Silah- hane'de, saat 14.00'te başlayacak olan muzayedeyi Targay Artam yönetiyor. Antik AŞ'nin Yıldız Sarayı'nda açtığı tombak eser- lerden oluşan "Tombak Sergisi" de bugün sona eriyor. "Türk-lslam Eserieri Müzaye- desi"nde Sultan Abdülmecit, Sultan Mahmut, SulUn Abdü- laziz ve Sultan Abdülhamit dö- nemlerine ait Osmanlı gümüşle- rinin yam sıra; fermanlar, Ku- ran'ı Kerimler, tombaklar, çini- ler, halılar, oryantalist ressamla- ra ait Istanbul konuJu tablolar, padişah portreleri, gravürler, ki- taplar, fotoğraf albümleri, Edir- ne işi eşyalar, sedefli mobilyalar, havan şamdanlar ve Osmanlı cam işçUiğini yansıtan çeşitli ob- jeler bulunuyor. Müzayedede ünlü oryantalist ressamlardan Rudolph Ernst'in Topkapı Sarayı'nda yaptığı bir portre, 125 milyon liralık "baş- langıç fiyaü" ile en pahalı eser- ier arasında yer alıyor. 1854-1932 tarihleri arasında yaşayan sanat- çı, Sultan Abdülaziz dönemin- de Türkiye"ye gelmiş ve sarayla çevresinden etkilenerek çeşitli tablolar yapmış. Ernst'in müza- yedede satışa sunulan "Osmanb Portresi", tuval üzerine yağhbo- ya ve 85X140 santimetre boyut- larında. Müzayedede satışa su- nulacak olan tablolardan bazı- Yıldız Sarayı Silahhane'de bugün yapılacak Türk-lslam eserleri müzayedesinde tablolar önemli bir yer tutuyor. Rudolph Ernst'in 'Osmanlı Portresi' adlı eseri 125 milyonluk başlangıç fiyatla en pahalı eser sayılıyor. lannın fiyatları ise şöyle: — Halife Abdülmecit'in (1868-1944) 30X40 santimetre boyutlarındaki yağbboya peyza- jı; 50 milyon TL. — Leonardo de Mango (1843-1930) imzah lstanbul'da eski bir sokak konusunu işleyen 32X40 santimetre boyutlannda- ki yağlıboya tablo; 20 milyon T L — Fausnto Zonaro (1854 - 1929) imzah iki Istanbul peyza- jı. 54x31 santimetre boyutlann- daki yağhboya tablo; 30 milyon TL. 35x21 santimetre boyutla- nndaki yağlıboya tablo ise 15 milyon TL. — SiUeyman Seyid imzalı na- türmort tablo; 30 milyon TL. Türk-lslam Eserleri Müzaye- desi'nde satışa sunulacak olan ilginç eşyadan Sultan 2. Mah- mut tarafından verilen Sancak Beyliği'ne ait H. 1250 tarihli fer- man, 20 milyon TLden açık art- tırmaya çıkanlıyor. Müzayede- de, Sultan 2. Abitülhamit tuğralı gümüş leğen-ibrik için 40 mil- yon, fildişi ve sedef kakmalı kol- tuk takımı içinse 50 milyon TL isteniyor. Antik AŞ'nin Yıldız Sarayı'n- da açtığı "Tombak SergisT'nde ise seçkin eserler bulunuyor. Ba- kır ve bakır alaşımlannın "altın- cıra" kanşımıyla yaldızlanması işlemi olan tombaklama siste- minden Osmanlı lmparatorlu- ğu'nda günlük kullanım eşyala- nndan, askeri eşyalara dek çe- şitli yerlerde yararlanılmış. Fransız modacı Thierry Mugleı, 1991 ilkbahar-yaz modası çılgınlıkla- n n a çO |j ügin ç o i r yenisini ekleyerek kâgıttan kırmalı bir elbiseye ko- leksiyonunda yer verdi. Askısız olan giysinin göğüs uçları ve etekieri tamamıyla renk renk kâ- ğıtlardan yapdmış kırmalarla kaplı. (Fotoğraf: AP) Yıkılmaya terk edîlen kiliseSEVİNÇ BAYSAL BURSA — Fransızlar tarafından 19. yüzyılın ilk yıllannda yaptırılan ve 1950 yılına kader ibadete açık olduğu belirti- len tarihi kilise restore edilemiyor. Ho- caalizade Mahallesi'nde Necatibey Kız Meslek Lisesi'nin karşısmda bulunan ki- lisenin kulturel etkinliklerde kullanıla- bilmesi amacıyla bazı kişi ve kuruluşla- rın başlattıkları girişimler de sonuçsuz kalıyor. Bu arada harabeye donüşen ki- lisenin çan ve ikon gibi değerli eşyaları bilinmeyen kişilerce yağmalanmış du- rumda. Kilise, Taşınmaz Kültür ve Ta- biat Varhklan Konıma Bolge Kurulu'- nun tescüi ile tarihi eser kapsamında bu- lunuyor. Kilise hakkında Bursa'da hiçbir yazıh kaynaktan bilgi edinilemezken konuyla ilgili kişiler de çelişkili bilgiler veriyor. Tapu sicilinin bir "sır" gibi saklandığı kilise, Bursa VaJisi Erdoğan Şahinoğlu'- na göre Vakıflar Bölge Müdurluğu'nün malı. Vakıflar Bolge Mudurlüğü yetki- lileri böyle bir taşınmazın kendilerine ait olmadığıru, muhtemelen yabancılara ait olabileceğini soylüyor. İl Kültür Müdür- lüğü, buranın Fransızlara ait olduğunu tahmin ediyor. Kilisenin kültürel etkin- liklerde kullanılabilmesi amaayla iki yıl once girişimlerde bulunan Bursa Türk - Fransız Kültür Derneği Başkanı da olan Prof. Erhan Kotar ise mülkiyetin önce- den İstanbul'daki Saint Benoit Kız Ko- leji'nde iken sonraları Dunya Kiliseler Birliği'ne geçtiğini öğrendiklerini soylü- yor. Prof. Kotar, eski Belediye Başkanı Ekrem Barışık zamanında 3 yıl önce ts- tanbul'daki Vatikan temsilcisine yazı gondererek kullanım ve restorasyon iz- ni istediklerini anlatarak Vatikan tem- silcisinin 'Noellerde ayin' koşulu öne sürmesi üzerine Barışık'ın konu üzerine gitmediğini bildirdi. Prof. Kotar, "Sa- nıyorum belediye başkanı vatandaşlar- dan dini tepkiler gelir kaygısı taşıdı. Oy- sa tarihi yapılarda bu tur kaygı güdül- memeli. Bu kilise Bursa turizmi açısın- dan bir kazanundır. Avrupa'da Türk iz- lerine nasıl önem veriliyorsa, Türkiye'- deki Avrupah izlerine de avnı önem ve- rilmeli. İstanbul'daki Aya Irini'de muh- teşem konserler veriliyor" dedi. karlarını korumak için "işi res- miyetin dışına çıkarıp benden medet umup" Anıtlar ve Müze- ler Genel Mudurlüğü'nü arama- mı rica ettikleri gün, bakan da- hil, tüm üst düzey yöneticileri- ni aradığımda hepsi çeşitli yurt- dışı gezisindeydi, işe yarayanlar ise kızaktaydı. O gün genel mü- dürlüğe vekâlet edecek tek Al- lah'm kulu yoktu. Bütun yetkililerin yurtdışında olduğunu, o gün, ne ben ve ne de Türk Başkonsolosluk yetki- lisi, medeni cesaret bulup Türki- ye'nin çıkannı koruyan Ame- rikalı avukatlara söyleyemedik. Söyleseydik, o gün "Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm davalann- dan çekildiklerini" bildiren is- tifanameleri rahatlıkla skandal oluşturabilirdi. Ne Karun ne yüzyılın definesi ve ne de öteki olaylarda Turkiye'nin inandırı- cıüğı kaürdı. (lnşallah, bu yazıyı Ankara'daki ABD Büyükelçiliği çevirip Washington'a bildirmi- yordur.) c) Dışişlerinden gelen yazı, "dosyasına" diye kayıt duşül- müştü ve mahkemece herhangi bir işlem yapılmamıştı. d) Ingilizce bümeyen genel müdür ve yardımalanna hitap eden Amerikalı avukatlarm ln- gilizce yanlanmn çevirileri bile yapılmadan dosyasına kaldırıl- mıştı. e) Manisa, Antalya, Burdur ve Istanbul müzelerine istekler iletihnemiş, bu müzelerin yöne- ticileri basm haberlerinden ini- siyatiflerini kullanarak ve "Türkiye'nin tarihsel ve kültü- rel mirası"nın korunması için ön girişimlere başlamışlardı. Amerikalı avukatlar, Anka- ra'dan gelecek yamtı beklerken New York'ta çaresizlikten saç- larını başlannı yoluyorlardı. Oysa bu sırada ya herkes yurtdışına görevli gitmişti ya da kalanlar sıra bekliyordu. Şu an- da Kültür Bakanlığı'nın ilk yurtdışı kültür ataşeleri karar- namesi hazırlanıyordu. Iş yeri- ne baş sallayıp, bu dış ataşelik- lerden birini kapmak daha önemliydi. Maaşların, kendile- rine görevlerini yapsınlar ve ta- rihsel kültürel mirası korusun- lar diye fakir vatandaşın cebin- den çıkması onlar için önemli değildi. Ankara'daki bu oluşumlar- dan habersiz ve avukatlara fahri danışmanlık yapan bir Ameri- kalı arkeolog "Antika kaçakçı- lığının bol sıfırlı çeklerini imza- layabilen uzun kollar, acaba Kültür Bakanlığı'ndan nerelere kadar uzanıyor?" diyordu, Buna karşılık Ankara'daki Dışişleri ve Kültür Bakanlığı'n- daki yetkililer şu sorulara yanıt anyorlar: " — 18-26 ağustos tarihleri arasında Isveç'te kitap fuarına, Yugoslavya'da şiir festivaline katılan ve 8-17 ekim tarihleri arasında Sovyetler'in resmi ko- nuğu olan Kültür Bakanı'nın Ankara'dan uzaklaşmasından yararlanıp Nevv York'tan gelen her turlu yazışma neden ve kim- ler tarafından gereği yapılma- dan dosyasına kaldırıldı? — Konuyla ilgili genel müdür ve yardımcılan nasıl oluyor da aynı anda yurtdışına çıktı? — 28 eylül tarihine kadar New York'un beklediği yanıt hangi yetkili tarafından "Dö- nünce yanıtlanm" diye rafa kal- dırıldı? — Dışişleri BakanhğYnın ive- di gizli şifrelerine işlem yapılma- yışının ardında yurtdışına kul- tür ataşeliği beklentileri olanlar neden el sürmuyor? — Kültür Bakanı, temmuz sonundan bu yana Washington Büyükelçiliği ve Nevv York Baş- konsolosluğu'ndan kendilerine gelen her türlü yazı hangi tarihte gelmiş ve ne gibi işlem hangi ta- rihte yapılmış araştıramaz mıV" Bu gidişle "Türkiye'nin tarih- sel ve kültürel mirasının" geri getirilmesi hayal olacak. 5. kez yürütme dıırdııruldu • tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Ahağa'da kurulan serbest bölgeye termik santral yapımıyla ilgili olarak Damştay 5. kez yürütmeyi durdurma karan verdi. Danıştay'ın Aliağa Serbest Bölgesi'yle ilgili bilgi isteğine Başbakaalıgın, Ege (Izmir/Gaziemir) Serbest Bolgesi hakkında bilgi verdiği ortaya çıktı. Damştay 10. Dairesi, bunun üzerine verdiği son yürütmeyi durdurma kararında Başbakanlık'tan Ahağa Serbest Bolgesi'ne bir santral yapılıp yapılmayacağının yeniden soruhnasını benimsedi. Dava sahibi bağımsız milletvekiü Kemal Anadol, "Hükümet büyük bir açmazda. Aliağa Serbest Bolgesi'ne santral yapılacağını açıklayamıyor. Danıştay'ın sorusuna yanıt olarak hiçbir ilgisi olmayan Ege Serbest Bölgesi hakkında bilgi veriyor" dedi. AzizNesin aday gösterildi • BRÜKSEL (AA) — Avrupa Parlamentosu'ndaki sol grup, 1990 yılı Sakarov ödülü'ne Aziz Nesin'i aday gösterdi. Fransız, Yunanlı, Portekizli ve Irlandah komünist parlamenterlerden oluşan Sol Koalisyon Grubu, Brüksel'de aldığı bir kararla Aziz Nesin'i Avrupa Parlamentosu'nun yılda bir kez verilen Sakarov ödülü'ne aday seçti. Aynı ödüle, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubu'nun, Tienanmen olayları sırasında öğrencilerin yanında mücadele veren Çinli fızikçi Fangh Luzhi'yi, aday gösterdiği belirtildi. Avrupa Parlamentosu tarafından verilen Sakarov ödülü'ne 1988 yıhnda Mandela, 1989 yılında ise Dubçek layık görülmüştü. Moskova Bıız Balesi • Kultur Servisi — Istanbul Kültur ve Sanat Vakfı, Korukent Rekreasyon Merkezi ve Emlak Bankası'nın katkılanyla gerçekleştirilen All Stars Moskova Buz Balesi gösterileri dün düzenlenen özel gala ile başladı. Topluluk 20 ekim-14 kasun tarihleri arasında çarşambaları hariç her gece Korukent'te gösterilerini sunmaya devam edecek. Maxwell Moskova'da • MOSKOVA (AA) — İngıliz işadamı Robert Maxwell in, Moskova'da KGB Başkanı Vladimir Kruckov ile görüştüp açıklandı. KGB'nin görüşmeye ilişkin açıklamasında, Maxwell'in önceki gün bir araya geldiği Kruckov'la "Geniş bir sorunlar yelpazesi üzerinde yararlı görüşmelerde bulunduğu" belirtildi. Açıklamaya göre Kruckov, Maxwell'e, KGB'nin, uyuşturucu ticareti dahil her türlü kaçakçılığı, örgütlü suçlan ve uluslararası terorizmi önlemek için tam bir seferberlik ilan ettiğini anlattı. Kruckov'un bir tngiliz işadamıyla yaptığı göruşmeyle ilgili olarak açıklama yapması dikkati çekerken, KGB Başkanı'nın suçla mücadele konusunda bir işadamına bilgi vermesi de "ilginç" olarak niteleniyor. w IstaııInılVlaıı Leningrad'a44 yıllık denizci Yılmaz Dağcı, Istanbul- Leningrad gezisi için özellikle vizede büyük kolaylıklar gösterildiğini, ayrıca harita, bilgi ve kılavuz temini için de olanakların iyi olduğunu söylüyor. MEHMET SARAÇ "Deniz, kum ve giıneş". Artık bu espri turizmde yıprandı, es- kidi. Yeni arayışlar yeni açılım- lar buhnak gerek. Sözgelimi "yatla İstanbul'dan Leningrad- a" ne dersiniz? Ya da "İstanbul - Leningrad - Balük Denizi - Da- nimarka - Isviçre - Tuna Nehri - İstanbul." Bu ilginç fikrin sahipleri Sov- yet Sosyalist Cumhuriyetler Bir- liği yatçılarıyla -ki onlar bu yol- culuğu defalarca gerçekleştir- mişler- 44 yılhk denizci, Ataköy Marina Koordinatörü Yılmaz Dağcı. "Yatla İstanbul'dan Le- ningrad'a." Dağcı'yı dinleyelim: "1992'ye Avrupa ülkeleri bü- tün alanlarda hazırlanıyor. Tu- rizmde de cevrelerine bir duvar örecekler. Iç turizmi ısrarla teş- vik edip, gelirin topluluk içinde kalmasını sağlamaya çalışacak- lar. Bu konuda Brüksel'de bü- tün hazırlıklar tamamlanmış, 92'de resmen yüriırlüge kona- cak. 92'de AT'ye giremeyeceği- mize göre üzerimize orülen bu duvan nasıl aşabiliriz diye dü- şünmek gerek." SSCB'nin bu konuda çok "hevesli" olduğunu söyleyen Dağcı, bizden tanıtım bekledik- lerini belirterek onlann şu söz- lerini aktarıyor: "Bizi pazarla- yın." Yatçılığın yaygınlaştırılması, Karadeniz kıyılannın turizme kazandırılması düşüncesine Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın da "ısrarlı destegi" olduğunu söyleyen Yılmaz Dağcı "Yatla İs- tanbul'dan Leningrad'a" düşün- cesinin burokratik zorluklannm giderilmeye çalışıldığını beürte- rek şöyle diyor: "Teknik problem yok. Burok- ratik engelîer giderek azalıyor. Vizede özellikle bize kolayuk gösteriyoriar. Bu konuda sıkın- tısı olan bize gelsin. Yatçılara kolaylık gosterecegiz diye bize söz verdiler. Aynca harita, bilgi ve kılavuz temini için de olanak- lar gayet iyi. Yol için tercihler ya- pılabilir. Yat kıılüpleriyle anlaş- malarımız var. Yardımları olabilir" "Egzotik yenilik"in biraz da yolundan söz edelim: İstanbul'dan yatla Lening- rad'a ya da Moskova'ya gitmek için iki yol var. İstanbul'dan Ka- radeniz'e geçip, Azak Denizi üzerinden Don Kanalı ve Volga Nehri'ne ulaşmak. Volga'ya var- dığınızda Moskova'nın bir hay- li doğusundasımz demek. İster- seniz buraya kadar yeterli diye- bilirsiniz ya da devam edip ku- zeydeki göller bölgesinden geçip Leningrad'a ulaşabilirsiniz. Bu yolun uzakhğı 3 bin km. Ikinci yol ise Odessa üzerinden Kiev, Dinyeper Nehri ve Moskova'ya 150 km. uzaklıktaki Smolensk'e ulaşırsınız. Bu iki seçeneğin dı- şında bir de "büyük tur" var. İs- tanbul'dan Leningrad'a geçip oradan Baltık Denizi'nden Kiel, Roterdam, Hollanda, Danimar- ka, Ren sonra Tuna ve Karade- niz. "Yolun mevsimi" Dağcı'ya göre çok kuzeylere çıkmak isten- mezse beş ay. Bu uç bin kilomet- relik yolun üzerinde "kimsenin görmedigi, dokunmadığı, hayal bile edemeyeceği doğal güzeilik- ler"den söz ediliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear