14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/16 SPOR 20 EKİM 1990 Karşıyaka maçı kadrosuna alınan E Bahçelifutbolcu "Ilkgünkü gibi heyecanlıyım" dedi Rıdvan:Ifeniden doğdumSakathğı süresince uykusuz geceler geçirdiğini ve tel örgüler ardından taîcımı seyretmenin kendisi için çok üzücü olduğunu yurgulayan F. Bahçe'nin yıldız futbolcusu Rıdvan, "Her sabah 'bugün oynayamayacağım' diye uyanıyorum. tşte bu stres beni yıldırmıştı " diyor. NECMİ GÜLÜMSEL ...Ve Rıdvan yeniden yeşil sa- halara dönüyor. Geçen sezon Trabzonspor maçında sakatlan- dıktan sonra 10 ayı aşkın bir sü- re futboldan uzak kalan Fener- bahçe'nin yıldız futbolcusu Rıd- van Dilmen, bugünkü Karşıya- ka maçında büyük olasüıkla forma giyecek. Dört kez ameliyat geçiren ve 'futboln bırakma' aşamasına gelip bu karanndan son anda vazgeçen Fenerbahçeli futbolcu ile dünkü antrenman sonrası söyleştik. 'Sakatlık' diye başladığmızda gözleri dolu dolu olan Rıdvan söze, "En çok da takımımın maçlanm tel örgüler ardından seyretmek dokunuyordu, agla- yasım geliyordu" diye girdi. Futbola yeni başlarmışçasına heyecanlandığını ve 10 ay son- ra yeniden oynayacağı ilk ma- çın tatlı stresini yaşadığını belir- ten Rıdvan, "Yann (bugtin) sanki yetüden dogacagım" dedi. "10 aydır bugunü bekliyor- dum" diyen Fenerbahçeli fut- ÇOK ÖZLEDİM — Rıdvan, "F. Bahçe formasını, yeşil saha lan ve tribUnlerin coşkun tezahüratını çok özledim" diyor. (Fotograf: Necmi GülümseJ) bolcu, geçmek bilmeyen sakat- hğı nedeniyle geceleri çoğu kez uykusuz geçirdiğini söyledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: "Her sabah 'bugün de oynaya- mayacağım' diye uyanıvor- dum. Taraftariar, arfcadaşranm 'ne zaman oynayacaksuT diye soru yagmunına tutnyortardı. İşte bu stres beni yıldırmtştı. Bir taraftan bem iç bem dış menis- küs, bir taraftan parça parça olan yan baglar, bir taraftan ta- raftar baskısı. O dönem, haya- Umda yaşadığını en kötü günkr- di. Hatta 'Sahtekâr, bilerek oynamıyor' diye sudamaya baş- lamıyorlar mıydı? İşte o zaman çıldıracak hale geliyordum. tş- te bn dönemde futbolu bırakma kararı aldım. Ancak hocam Hiddink, Başkan Aşık ve arka- daşlanm benle yılmadan ugraş- tdar ve bu günlere geldim. Eger o agır sakatlıklan atlattıysam bunda en büyük pay doktor La- mek, PSV'nin kulüp doktoru Brekel ve fizyoterapist Milan Nikoliç'te." Kopma aşamasına geldiği fut- bola, 'inancryla' döndüğünü de belirten Rıdvan, 4. ameliyat sonrası dizinin yeniden şişmesi ile bir ara karamsarlığa düştü- ğünü, ancak çabuk toparlandı- ğını vurguladı ve "Ameliyat streshıin ardından dizim su top- layınca, her şey bitti diye dtişün- meye başladım. Ancak kendi kendime futbola döoecegim di- yordum. tşte bu inanç beni ye- niden futbola kavnşturdu. Bu- günkü maçta çok heyecanlı ola- cagım. Hayat benim için yeni- den başlıyor, yeniden doğmak gibi bir şey. Şimdiden ayakka- bımın bağlannı nasıl bağlayaca- ğım, formamı nasıl giyecegim diye düşünüyorum. Amatörce bir duygu ile maça çıkacağım. Bugün 30 dakika oynanm, ya- nn 45, ama Allah izin verirse tam maf ovnayacagım günler de gelir" dedi. Rıdvan, rakip futbolculardan da bir 'rica'sı olduğunu kaydetti ve "Lütfen bana kasti tekme vurmasınlar. Bir daha darbe alır sakatlanırsam futbol hayatım biter" diyerek sözlerini nokta- ladı... GÜREŞ Ükgünde döküldük ROMA (Cumhuriyel) — Roma'da yapılmakta olan Dünya Büyükler Grekoromen Güreş Şampiyonası'nın ilk gii- nünde gureşçilerimiz yaptıklan 21 karşılaşmadan 8'ini kazandı. Şampiyonada dün yapılan karşılaşmalarda, 48 kiloda ömer Elmas Brezilyalı rakibi- ni yenerek 3. tura yiiksekü. 52 kiloda Remzi öztürk Macar rakibini yendi ve 3. tur- da güreşmeye hak kazandı. 57 kiloda ilk turda Meksika- lı rakibini sayıyla yenen Ahmet BayTaktar ise 2. turda Finlan- diyalı rakibine 4-3 sayıyla ye- nildi. 74 kiloda Erol Koyuncu, ilk turda Kenyalı rakibini 54 sani- yede, 2. turda Danımarkalı ra- kibini 2 dakika 42 saniyede tuşla yenerek 3. tura vükseldi. 82 kiloda birinci turda Mı- sırh rakibini yenen Hakkı Ba- şar, 3. turda gureşecek. 130 kiloda Şaban Donat Çe- koslovak ve Amerikah rakip- leri ile yaptığı mücadeleden sonra bugün 3. turda mucadele edecek. 62 kiloda Huseyin Demir- taş, 68 kiloda Uğur Öztürk, 90 kiloda Tahir Yılmaz ve 100 ki- loda Osman Yapar şampiyona- dan elendiler. Tekvandoda 3altm AARHUS (Cumhuriyet) — Danimarka'nın Aarhus kentin- de devam eden 8. Avmpa Tek- vando Şampiyonası'nın ikinci gününde Türİc sporcuları 3 al- tın, 1 gümıiş madalya kazandı. 54 küoda Kadir Yağız ve 43 kilodaArzu Cey lan'ın altınma- dalyalarından sonra, 83 kiloda Metin Şahin Hollandalı Verwe- icedleenderd'i, 4'e karşı yanm puanla yenerek Avrupa şampi- yonu oldu ve ülkemize 3. altın madalyayı kazandı rdı. Bayanlar 70 kiloda Mine Ar- duç ise fınalde karşılaştığı Al- man rakibi Betine Hipt'e 3-0 ye- nilerek gümüş madalyanın sa- hibi oldu. Arçelik: 3 G.Saray: 0 HAKEMLER: Hilmi Kara- mercan (6), Necati Ercan (6). ARÇELİK: îlkay (7), Nur (8), Fiiiz (7), Ceylan (7), Didem (7), EH/m, Tezel (6), Yeşim O). G.SARAY: Esra (5), Nurcan (7), Janah (7), Nevin (5), Duy- gu (6), Dilek (6), Sevinç (5), Pınar (4), Nihal (4). SETLER: 15-12, 15-12, 15-4 ALEV ANAKÖK Türkiye Deplasmanlı Er- kekler ve Bayanlar Voleybol Ligi dün başladı. İstanbul'da- kı maçlarda Yeşilyurt THY'yi 3-0, Arçelik de G.Saray'ı 3-0 yendi. Sonuçlar şöyle: Fenerbahçe: 1-Paşabahçe: 3 Galatasaray: 3-Arçelik: 0 S.Filament: 2-Eczacıbaşı: 3 E.Bankası: 1-KolejlUer: 3 Makospor: 1-Ziraat: 3 Eczacıbaşı: 3-Pınar: 0 (Bayan) 1ÜSBK: 1-Karşıyaka: 3 (Bayan) Vakıfbank: 3-G.Sigorta: 0 (Bayan) Rıdvan 10 ay 17 gün sonra ilk kez Tarih, 4 Arahk 1989. Yer, Trabzon Avni Aker Stadı. Dakikalar 30'u gösteriyor. Bir Fenerbahçe atağında top Rıdvan'a geldiğinde Bordo- Mavili takımın savunma oyuncusu Yesiç, F.Bahçeli futbolcuya 'sert' giriyor. Rıdvan önce sendeliyor, ancak yürüyecek halinin bile olmadığım fark edince yerini Aykut'a bırakıyor. Evet, bu pozisyonda Yesiç'in sert darbesi ile sakatlanan Rıdvan, tam 10 ay 17 gün yeşil sahalardan uzak kaldı. Deplasman dönüşü 3 hafta oynayamaz denen genç futbolcuya 22 aralıkta 'menisküs' tanısı kondu ve o gunden sonra Rıdvan tam dört kez bıçak altına yattı. tki kez Zürih'te, iki kez de ABD'de ameliyat olan Fenerbahcelı oyuncu stres ve başansız geçen ilk üç ameliyat sonrası 'futbolu bırakma karan1 aldı. Ancak spor kamuoyunun baskısı nedeniyle yeniden oynayacağını açıklayan Rıdvan, yoğun bir çalışmaı programı sonrası bugünkü Karşıyaka maçında ilk 16'ya alındı. Sarı-Kırmızıhlar, Çukurova'yı 93-80yenerek Ugdeki2. galibiyetini aldı Galatasaray nihayet DIYMJOG ABDÜLKADİR YÜCELMAN G.Saray: 93 — Çukurova: 80 SALON: Lutfi Kırdar 5 FAUL: Murat Evlıyaoğlu (30.22), ömer Büyükaycan (38.55) HAKEMLER: Gökhan Gunalp (5), Memduh Öget (4) İLK VARI: 56-47 (G.Samy Onde) For. 6 7 8 9 10 13 14 15 For. 5 7 8 9 10 11 12 14 G-Saray ÖKart Massop Erol Hakan Cem Ö.Saybır Lütfı Murat Toptam ve yüzdeler Ç.Ova Hayr'ı Ihsan M.Aşkm Emir ömer M.Ev/ıyooJ Turhan Kennedy Toplam ve yüzdeler Nol 4 6 4 5 S 5 4 5 Not 4 • 3 4 4 5 2 3 4 Sayı 3 25 16 7 21 13 8 Şui 2/7 3/4 3/6 0/5 4/9 2/3 93 14/34 Sayı 2 9 2 10 16 9 2 30 %4İ Şut 1/1 1/1 1/1 1/1 5/9 0/4 1/4 2/5 80 12/26 tK46 LEVENT YÜCELMAN 3 sayı 1/3 — — 0/1 2/2 0/3 — 3/9 H33 İ sayı 1/1 0/1 0/1 0/2 3/6 Pota dibi 8/8 — 1/1 7/7 1/1 2/5 19/22 %86 Pota dibi .2/2 — 3/3 1/1 1/1 0/1 8/9 Faul 5/5 — 8/9 1/2 1/3 3/4 0/1 18/24 %75 Faal — 0/1 — 2/3 4/4 7/9 — 1/3 4/1115/17 14/îO K36 %88 &70 S. Rib. — 6 1 — 5 1 1 14 S. Rib. — — — 3 4 3 2 4 16 H. Rib. / 8 1 1 1 4 2 2 20 H. Rib. — — — 3 — 1 12 4 9 Top ç«ı. — ı2 1 1 1 — 7 Top ç«l. 1 — 2 1 2 — 2 — 8 Top Kay. — 6 — — 2 1 1 10 Top Kay. — 3 — ] 1 3 5 15 Basketbolda Galatasaray, Çu- kurova'yı 93-80 yenip 3 hafta aradan sonra tnoral buldu. Ma- çın çok geç saatte oynanması ne- deniyle salon fazla dolu değildi. Galatasaray-Çukurova karşılaş- masını izleyenler bu maçtan on- ce oynanan Paşabahçe-Tofaş macındaki heyecan, zevk ve mu- cadeleyi aradılar. Ancak G.Saray-Çukurova maçı vasat bir görüntü içinde adeta "ma- halle maçını" andırıyordu ve iz- leyenler de sıkıntıdan maçın bir an önce bitmesini bekliyorlardı. Maça iki ekip de adam ada- ma savunma yaparak başladı. Galatasaray akılh hücum ederek 10. dakikada 26-21 öne gecti. Sarı-Kırmızılı ekibi Ömer Say- bir'in faulleri 3'lemesi de etkile- medi. Ancak G.Saray'm karşı- smda maça hiç motive olmamış bir takım vardı. Çukurova'mn bu görüntüsü sahaya yansıdı ve oyuncular tel tel döküldüler. Mersin ekibi, Kennedy, Emir ve Ömer gibi potadan uzak oyna- mayı seven 3 uzunu ile ligde çe- keceği var. Dün bu uzunlar yi- ne pota altını bırakınca hem G.Saray rakibine pota altından yüklenip sayı buldu hem de maç boyunca savunmadan çok hü- cum ribaundu aldı. tlk yarıyı G.Saray 56-47 galip kapadı. 2. yanda da iki takımın görüntü- sü değişmedi. Çukurova, hiçbir oyuncusundan hücumda randı- TofaşSAS:85 Paşabahçe: 84 SALON: Lütfı Kırdar HAKEMLER: Can Bolgi(4), Su- at Yahyabeyoğlu (4) İLK YARI: 41-39 Paşabahçe önde 5 FAUL: 38.02 Engin (Pa- şabahçe) PAŞABAHÇE: Erdal (4) 10, Ufuk(4)8, Orhun (3)5, Harun (6) 28,lhnç(3)2, Enin (4)3, M.Özyi- ğit (3), Embrv (7) 28 TOFAŞ SAS: Levent (?), Cihan- gir (5) 14, Suat (5) 8, Fatih (3) 8, Tolga (7) 16, Efe (5) 2, Nihat (7) 20, Williams(8)17 KADİR DEDE man alamazken, ribaunt üstün- lüğünü bariz şekilde G.Saray'a kaptırma, iki guard, Ihsan ile Murat'ın top getirememeleri ve bilinçsizce savrulan şutlar gibi önemli sebeplerden farkı Tye (66-59) düşürmesine rağmen maçın hiçbir bolumunde rakibi- ni zoriayamadı. G.Saray, Mas- sop'u pota dibinde iyi kullanıp Hakan'ın oyunu ile galip gtiir- ken 3 hafta aradan sonra elde edilen galibiyet sayesinde taraf- tarları ile banştı. MAÇINELEŞTİRÎSİ ZEVKStZ MAÇ — Galatasaray, Çukurovayı 93-80yenerek 3 haf- ta sonra galibiyeti tattı. Her iki ekip dekarşılaşma boyunca zevksiz ve kalitesiz bir oyun ortaya koydu. (Fotograf: Murat Yığcı) Önemli olan galibiyet MURAT MURATHANOĞLU Dün gerçekten zevksiz, heyecansız ve kalite- siz bir maç seyrettik. Galatasaray dün sezonun en kötü oyununu oynadı ancak maçı kazandı. Şu aşamada zaten Galatasaray için önemli olan galibiyetti. tlk devrenin sonlarına doğru 4 da- kika için uyguladıklan lam saha pres ile maçı kopardılar ve geri kalan dakikalar bu farkı ko- rumayı bildiler. Dün Galatasaray'ın en önemli silahı hücumribaunduydu.Kötü hücumlann ço- ğu hücum ribaundları sayesinde kurtuldu. tşin komik ve Çukurova için üzücü tarafı da konuk takımın ligin en uzun takımı olması. Çukurova şu anda takım olmaktan çok uzak. Üstünde formaları olmasa bu sahada gördüğü- muz beş kişinin beraber idman yaptıklannı an- lamak ünkânsız. Takımda en büyük sorun oyun kurucu guarddan kaynaklanıyor. özellikle uzun- ları oyunun akışına sokmakta ve maça ısındır- makta çok yetersiz kahyorlar. Bu kadar uzun oyunculara sahip bir-takımın savunma ribaun- du almakta bu kadar aciz kalması ve alan sa- vunmasında bile pota altından bu kadar sayı ye- mesi Çukurovalı yetkilileri kara kara düşündü-' rüyor olmah. Günün Programı FUTBOL 1. LİG 13.00 Trabzon (Avni Aker): Trabzonspor - Gaziantepspor. 19.00 tzmir (Atarürk): Karşıya- ka - Fenerbahçe. 14.00 Bnrsa (Şebir): Bursaspor - Galatasaray. 14.00 tstanbul (Şenlikköy): Ba- kırköyspor - Gençlerbirliği. 13J0 Konya (AUtürk): Konya- spor - Zeytinburnuspor. 13J0 Ankara (19 Mayıs): Ari- karagücü - Boluspor. 14.00 tstanbul (Yusuf Ziya Öniş): Sanyer - Aydınspor. 14.00 tstanbul (tnönü): Beşik- taş - AdanasDor. VOLEYBOL tstanbul (Burhan Fdek): 11.00 Arçelik - Paşabahçe (Erkekler 1. Ligi), 12J0 Fenerbahçe - Galatasaray (Erkekler 1. Ligi), 14.00 THY-Galatasaray (ba- yan), 1530 Arçelik - Yeşilyurt (bayan), tstanbul (Caferaga): 11.00 lst. ÜnivrPınar (bayan), 12.30 Eczacı-Karşıyaka (ba- yan), Ankara (S. Sım): 11.00 Vakıfbank - ENKA (bayan), 12J0 Emlakbank - Güneş Sig. (bayan), 14.00 Halkbank-Kolej (Erkekler 1. Ligi), 15J0 Em- lakbank - Petrol (Erkekler 1. Ligi), Bursa (AUtürk): 11.00 MAKO - Eczacıbaşı, 12J0 S. Filament - Ziraat Ban. BASKETBOL tzmit (AUtürk Salonu): 16_M) Nasaş - F. Bahçe. tzmir (AUtürk Salonu): 1630 K. Yaka - İTÜ. tsunbul (Lütfı Kırdar Salonu) 16.30 G. Saray - F. Bahçe (ba- yan), 18.00: Beşiktaş - Kolej. Bursa-G.Saray maçı banttan Spor Servia — Bugün oyna- nacak olan 1. lig maçları TV'den naklen yayımlan- mayacak. Daha önce TRT ve Magic- Box tarafından yayın progra- mına alının Bursa-G.Saray ve Beşiktaş-Adana maçlarının Futbol Federasyonu'nun isteği üzerine naklen yayımlanmaya- cağı açıklandı. Ancak TRT, saat 17.45'ten itibaren TV 2'den Bursa- Ga- latasaray maçının özet görün- tülerini ekrana getirecek. Aynca gece yayınında da 1. ka- nalda saat 24.00'ten itibaren Dünya Grekoromen Güreş Şa- mpiyonası ile Avrupa Tekvan- do Şampiyonası'nın özet göruntüleri TV'den yayım- lanacak. "BENCtL DEGtLÎM" Hiçbir zaman benci) degilimdir. Daha doğrusu bunu hiç yapmam de- miyornm.yapsaım dafarkında olmadan yapmışımdır. Futbolda yardımlaşmanın şart oldugunn biliyonım. (Fotograf: Mustafa Ersoy) TT A Jf A \ p Çalımatarken J/lJ±J\jr±l \ • kendimdengeçiyorum 1967'de Rize'de doğdu. Rize'de mahalle arasmda başladığı futbolu ile Ordu'ya taşmırken ortaokul ikinci sınıftan da tahsili terkedip tamamen kendisini futbola verdi. Daha sonra ailesi ile birlikte geldiği Istanbul'da Acıbadem öraekbağ semtinde yine mahalle futbolunu sürdürdü. Bir süre sonra yine Rize'ye taşındı ve orada lisansh futbolcu oldu. Genç takımdan amatör takıma, sonra da profesyonel takıma gecti. 2 yıl önce Fenerbahçe takımına transfer oldu, halen bu takımda orta saha ve forvet oyuncusu olarak futbolculuk yaşamını sürdürüyor. Ticaretle uğraşan bir ailenin çocuğu. Tahsi- lini daha orta okulun ortasında bırakıp ma- halle futbolunu profesyonelliğe taşımış bir fut- bolcu Fenerbahçeli Hakan. Milli takımın da aranan bir ismi. Tekniği var, klası var da ne- dense topu fazla seviyor olmalı ki çalım onun için bir ahşkanlık. Zamanında iyi, ama bazen de kötü bir hastalık. Fazla konuşkan değil, hat- ta içine kapanık, belki o nedenle de "Ben za- ten okusam okusam liseyi bitirirdim, gerisi gel- mezdi, çünkü başaramazdım" diyor. — Peki ama Hakan, ortaokuldan terketti- gin tahsilin için hiçbir gün "hata yaptım, keş- ke okusaydım" demedin mi? — Okusaydım tabii ki iyi olurdu, ama olma- Oi ışte, ıkı ışi birden gotüremezdim. — Hem futbol .oynayıp hem de yüksek tahsil yapan çok kişi var çevrende. Onlar nasıl yap- mışlarsa sen de pekâli başarabilirdin. — Onlar demek ki çalışkanmış, ben tembelim. — Tembelim deme, sahada tstedigin zaman çalışkan olabiliyorsun. Biz seni tribünden iz- liyoruz bir kişi, iki kişi, üç kişi, çalım üstüne çalım, çalımın sonu yok ki. Adamın göbeğini delip geçemezsin. Tembelim diyorsun, çok da boşuna enerji harcıyorsun. — Kuçükken de çok çalım yapardım mahal- lede. Ama bugün kendimi biukaptınyorum, ben de anlamıyorum neden bu kadar çalım yaptığımı. Göze hoş geldiğini biliyonım. — Çalım kuşkusuz göze hoş gelen bir hare- ket, ama fazlası anlamsız; "kapünyorum kendimi''' diyorsun, bu nasıl bir duygu ki fre- ni yok. — Kendimi güçlü hissettiğimde çalım ata- rım. İki üç farketmez. Benim farketmediğim taraf o an güçlü müyüm güçsüz mü; onu an- layamıyorum. O anda karar verirken hata ya- pabiliyorum. Eksiğim bu benim. Kendime gü- venim tam. Yoksa güvenmesem hiç çalım yap- mam. Ama değişik bir duygu o an. Çalımı bas- mak, adam geçmek. Gectiğim zaman moralim fevkalade iyi. Geçemeyince ben de taraftar da bozuluyor. Ama bozulmamak lazım. Çünkü bir maçın içinde çalım atacak çok pozisyon var. — Güçlü, guçlü diyorsun. O güçlülnk lafı- nı biraz açar mısın? — Bir pozisyona girdim, çahmı attım, he- men arkasından bir başka pozisyona gjriyorum yine çalım yaparsam guçsüz kaüyorum. Ama dedığim gibi kaptırıyorum kendimi, hata ya- pıyorum. — Hiddink'in sana ceza alanı içinde ozgür- sün, istedigin gibi çalım atabilirsin dedigi dog- ru mu? — Hocamız bu özgürlüğü sadece bana ta- nımadı, herkese aynı şeyi söylüyor. Ceza ala- nı içine girdikten sonra yeteneklerinizi kulla- nın, dilediğiniz gibi oynayın, futbolun güzel- liği burada, yaratıcı olun, diyor. Bizi kısıtlayı- cı hiçbir şey söylemiyor. Daha çok da bana, Aykut'a, Vokri'ye söylüyor bunları. — Peki ceza alanı içinde şöyle yapın, yar- dımlaşın, paslaşın falan gibi. — Yok, yok, hiç bunları söylemiyor, rahat olun, sorumMuktan kaçmayın, bunu yapama- sam hocam kızar demeyin, diyor. — O zaman bencillik ortaya çıkmıyor mu? — Ben hiçbir zaman bencil degilimdir. Da- ha doğrusu bunu hiç yapmam demiyorurn, yapsam bile farkında olmadan yapmışımdır. Futbolda yardımlaşmanın şart olduğunu bi- liyorum. — Ceza alanı içine girdiğinde bilinçle mi yoksa içgüdü ile mi hareket ediyorsun? — O an ne gelirse, nasıl olursa. Ama iyi bit- mişse zaten akşam televizyonda görüyoruz. Eğer kötü bir hareket yapmışsam bir daha onu yapmamaya çalışıyorum. — Bütün bunlan televizyondakrgörüntüler- le mi değerlendiriyorsun? — Evet, videoya aldırıyorum. — Peki koskoca Fenerbahçe maçın filmini alıp üzerinde daha iyi degerlendirme yaptırsa daha iyi olmaz mı? — Olur tabii ama biz kendi imkânlarımızla bunu yapıyoruz. — Ya televizyonun vermediği maçlar ne oluyor? — Onu göremiyoruz. — Hakan, bugtin herkes sana galiba şu so- nıyu soruyor. "Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali?" Aynı soruyu bir de ben sorayım. — Valla bunahmdayız. Mazeret yok. Şu şöy- le olsaydı da bu böyle olsaydı da... Kimsenin kabahati yok ki!.. Hocayı mı, yönetimi mi, kendimizi mi, hangisini ortaya koyalım. — Ama bir şey var ki işler iyi gitmiyor. Sans- sızlık da olabilir mi? — Bu kadar şanssızlık da olamaz. Yani tek başına işi şanssızlığa bağlamak da yanlış. Ta- kım da toplama bir takım değil. Şampiyon ol- muş bu takımdan 7 kişi oynuyor. Kötu olabi- liriz, şanssız olabiliriz. ama bu kadar da kötü olamayız. — Bir de şu var. Bir maç iyi oynuyorsun, diğer maç kotii. Diğerleri için de aynı şey. Bu- nun uedeni ne olabiir? — Zaten bir maçta ben veya Oğuz veya bir başkası Fenerbahçe'yi kurtarmış, o iş değil. ama biz şampiyon olduğumuz yıl da aynı şey vardı. Bir bakardık maçı Rıdvan kurtarmış, bir başka maçta Oğuz veya ben veya Aykut. Bu sene nedense kurtarıcılar da durdu. — Takımın neden bu hale geldiği belli de- ğil, ama sonuç ortada. Peki Hakan, maçlar- dan sonra kendi aranızda oturup bunun ne- denlerini tartışıyor musunuz? — Kendi aramızda konuşuyoruz, ama bizim göremediğimiz bir şey var demek ki. Bunu da yöneticiler, hocamız bilir herhalde. — Onlar bilirler, ama sahaya çıkıp oynaya- cak sizlersiniz. — Orası öyle, ama biz kendi aramızda ko- nuştuklanmızı hocamıza ya da yöneücikrimize söyleyemeyiz ki. Şunu şurada oynat, burada oynat gibi. — Yanlış anlamıyorsam bazı oyunculann yanlış vcrlerde oynaüldıgını mı söyluyorsunuz? — Onu da bilemeyiz ki, hocamız bilir. — İyi, ama hocanız da şaşırmış vaziyette. Bir gün iyi oynuyor, obürgun sahada ruh gibi do- laşıyorsunuz. Kimin nerede oynayacağını hâ- lâ kestiremedi Hollandalı. B^Şenol'u libero oy- nattı, fevkalade, uç gün sonra ise B^enol di- ye biri yok oluverdi sanki. — Valla dedigin gibi bir şey var, ama ne, bi- len yok. — Psikolojik etkenler var mı? — Şimdi zaten bunalım içindeyiz. Fenerbah- çe hiçbir zaman böyle bir duruma düşmedi. Çalımı seviyorum— Fazla çalım attığımı ben de kabul ediyorum. Eleştirilere neden oluyor, ama o an için çok değişik bir duygu; kendimi kaptırıyorum. — Aldıgınız paralar sızi futboldan uzaklaş- tırmış olabilir mi? Yani doy uma ulaşmtş ola- bilir misiniz? Futbolu ikinci plana itmiş ola- maz mısınız? — Doyum diye bir şey olamaz. Insanoğlu daha fazla kazanmak için çalışıyor. Hepimiz de kazandığımızın üstune kazanmak isteriz. Kazanmanın sonu yok ki. Böyle düşünmüyo- rum ben. Bakın her şeye her gün zam geliyor. Aldığımız paralar da hep eriyip gidiyor. Ben bu sene transfer yaptım, iki yü sonra yine ya- pacağım. Daha çok istemek için daha iyi oy- namak isterim. Arkadaşlanm da öyle dü- şünüyor. — Aldıgın milyarı ne yaptın Hakan. Rizeli olduguna göre müteahhitlik falan gibi işlere mi yatırdın? — Ben arsaya yatırdırn. Arsacıhk daha ka- fama yatkm. Müteahhitlik daha kanşık bir iş. Şu anda düşunmüyorum, ama belki daha son- ra o da olabilir. — Bir futbolcunun birden bire milyarlara kavuşması, altına BMVV'ler alması nasıl bir duygu. Birdenbire değişen yaşam insanı nasıl etkiliyor? — Ben milyar almadan önce çok çektim. Babamın işinde çuval taşıdım, çaycıhk, kah- vecilik yaptım; un taşıdım; milyar, daha önce çok çahştığım için bende bir değişiklik yapma- dı. Hatta belki daha da hırslandırdı. Ben eğer 1 milyan kazandıysam demek ki bende o ye- tenek var. Daha fazlasını da kazanabilirim, onun için daha da fazla çahşıvorum. — Bugün için bu dediklerine pek kaül- mıyonım. — Bugün Fener'in başına gelen her takımın başına gelebilir. Ama bu boyle gitmez. Bu şart- larda lig bitmez. — Lig bitmez derken ne demek istiyorsun? — Taraftar tepki gösterir, zaten şimdi bile sokağa çıkamıyoruz. — Fenerbahçe ikinci lige düsebilir mi? — Asla böyle bir şey olamaz. Fenerbahçe1 nin bu kadrosu bence çok kısa süre sonra ba- şa oynayacak. 3 puan sistemi bize bu inancı veriyor. Puan kaybetmeyecek takım yok ligde. Ben öyle istikrarh bir takım göremiyorum. Onun için bizim her an şansımız var. En is- tikrarh Beşiktaş, bakm o da puan kaybediyor. — Peki defansın bu kadar açık vermesinin, bu kadar gol yemesinin nedeni ne olabilir? — Çok adam çok değişik yerde oynadı. tki maç arka arkaya aynı yerde oynayan olmadı. Bence bu da bir neden olabilir. Ama dediğim gibi ben bu konuda yetkili değilim. Hocamız dünyanın en iyi hocalarından birisi, onun dü- şüncesi doğrudur. — Atalanta maçı için ne diyorsun? — Istanbul'daki ilk maç önemli. 2-0 gibi bir skor yakalarsak Atalanta orada hucum oyna- yacak. Bu da bizim işimizi kolaylastırır. Biz hü- cum oynayan takımlara karşı daha başanh olu- yoruz. Deplasmandaki başarımız da bundan kaynaklanıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear