25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 'Carmina Burana'yla açılıg • Kültür Senisi — İstanbul Devlet Opera ve Balesi 1990-91 sezonunu dün Carl Orffun "Carmina Burana" adlı sahne oratoryosuyla açtı. Aya İrini'de seslendirilen oratoryunun şefliğini Selman Ada yaptı. Gökçen Koray'ın hazırladıgı koronun solistleri Suna Korat, Mesut Iktu ve Cemalettin Kurugüllü'ydü. 1895-1982 yılları arasında yaşayan Alman besteci Carl OrfPun yapıtlan arasında "Akıllı Kız", "Ay" adlı operalar da bulunuyor. Bestecinin "Carmina Burana"sı ise antik ve ortaçağda yaşamış bazı bilinen ya da bilinmeyen ozanların katkısıyla yazılmış. Üç bölümden oluşan "Carmina Burana" 1930-40 ve 50'li yıllarda bestelenmiş; üçü toplu olarak ilk kez 1953'te ünlü La Scala Operası'nda sahnelenmiş. İstanbul Devlet Opera ve Balesi "Carmina Burana"yı çarşamba gunü saat 20.30'da Aya İrini'de ekrar seslendirecek. (Fotograf Uğur Günyüz) Cemal Reşit Rey'de yeni sezon • Kültür Servisi — Istanbul Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu 1990-91 sezonunu, dün soprano Barbara Segal yönetimindekı İngiliz Opera Topluluğu'nun Broadway müzikallerinden seslendirdiği seçme yapıtlarla açtı. Soprano Barbara Segal ve Yvonne Barclay, mezzo- soprano Kathleen McKellar-Ferguson, tenor Richard Reaville, bariton Christopher Blades, bas-bariton Graham Stone ve piyanoda Robin Humphreys'den oluşan topluluk konserde My Fair Lady, Kral \e Ben, Kediler, Şen Dul, Shovvboat, Carousel, Guney Pasifik, Sound of Music ve West Side Story gibi unlü Broadway müzikallerinden seçmeleri dinleyicilere sundu. Ayrıca topluluk program dışı olarak "Operadaki Hayalet"ten bir düet de seslendirdi. Ifeni bir galeri • Kültür Servisi — Çanakkale Seramik Fabrikalan dün açılan "Türk Seramik Sanatmda Aşamalar Sıireci" adlı sergi ile Çanakkale Seramik Sanat Galerisi'ni hizmete soktu. 27 kasıma dek açık kalacak sergide îlgi Adalan, Beril Anılanmert, Dalya Anter, Tülin Ayta, Erdinç Bakla, Şaziye Ibak Barlas, Bingül Başarır, Tülay Baytuğ, Ünal Cimit, Müfıde Çalık, Sevim Çizer, Hamiye Çolakoğlu, Sadi Diren, Ferhan Taylan Erder, N. Fehmi Erdoğdu, Efsun Erguven, Seniye Fenmen, Gandeğer Furtun, Atilla Galatalı, Filiz özgüven Galatau, Güngör Güner, Ayfer Karamani, Sabit Karamani, Füreya Koral, Melike Abasıyaruk, Kurtiç, Şeyma Reisoğlu Nalça, Süreyya Oskay Önen ve Mustafa Tunçalp adlı sanatçıların yapıtlan yer alıyor. (Fotograf: Yıldız Üçok) 'O, Hamdi Bey Kongresi' başhyor • Kultür Servisi — Mimar Sinan Üniversitesi'nce Atabay Şirketler Grubu'nun katkılanyla düzenlenen Osman Hamdi Bey Kongresi bugün saat 10.30'dan itibaren, Mimar Sinan Universitesi Rektörü Prof. Gündüz Gökçe; Atabay Şirketler Gmbu'ndan Nur Atabay, İstanbul Üniversitesi Avrupa Topluluğu Bölümü öğretim üyesi ve organizasyon komitesi başkanı Prof. Dr. İsmail Tunalı, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Mustafa Cezar, istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdüru Alpay Pasinli, Osman Hamdi Bey'in torunu Cenan Sarç ile sanat tarihçisi, yazar ve yönetmen Metin Erksan'ın açılış konuşmaları ile başhyor. Saat 14.30'da MSÜ'den hareketle Gebze-Eskihisar'a gidilecek, Osman Hamdi Bey Muzesi ve kabrinin ziyaret edilmesinden sonra saat 16.30'da Atabay Tesisleri'nde keman ve piyano resitaü sunulacak. Resitale MSÜ Devlet Konservatuan'ndan kemancı Prof. Saim Akçıl ile piyanist Doç. Cana Gürmen katılacak. Kongre yann saat 10.00'dan itibaren Prof. Dr. İsmail Tunalı, Prof. Mustafa Cezar, Prof. Dr. İlbey Ortaylı, Prof. Dr. Jale Parla, Doç. Dr. Semra Germaner, Dr. İpek Aksüğür, Doç. Dr. Jale Erzen ve Sezer Tansufun sunacağı bildirilerle devam edecek. Ttirk resim sanatmda 100 yıl. • Kultür Servisi — Türkiye Iş Bankası'nın iştiraklerinden Destek Reasürans'ın 45. kuruluş yıldönümü nedeniyle dün Destek Reasürans Sanat Galerisi'nde "19. Yüzyıldan Günümüze Türk Resim Sanatı" adlı bir resim sergisi açıldı. Galerinin kultur ve sanat müşaviri ressam Ülkü Uludoğan'm duzenlediği sergi kapsamında Türkiye îş Bankası'nm koleksiyonundan seçilen 71 tablo yer alıyor. Geçen yıl Köln Şehir Müzesi'nde sergilenen tablolar büyük ustalann çahşmalannı 100 yıllık bir zaman dilimi içinde sunuyor. Portre, natürmort ve peyzaj çahşmalarının izlendiği tabloların oluşturduğu sergi 2 kasım gününe dek açık kalacak. Sergide, Şerif Akdik'in "Boğaz'da Grup", Ali Arif Bey'in "Eski Göksu", Ibrahim Çallı'nın "Emirgan", Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Beylerbeyi İskelesi", Elif Naci'nin "Kayık", Mahmut Cuda'nın "Camili Peyzaj", Hüseyin Avni Lifıj'in "Testili Kadın", Adnan Turanî'nin "Piktografi", Şeker Ahmet Ali Paşa'nın "Ayvalı Natürmort" adlı yapıtlan da izlenebilecek. Bolşoy KGB'ye kapalı • MOSKOVA (Reuter) — Sovyet guvenlik örgütu KGB, Bolşoy Tiyatrosu'nda bugune kadar uyelerine ayrılan özel koltukları kaybetme "tehlike"siyle yüz yüze. Gençlik gazetesi "Komsomoloskaya Pravda"nın verdıği habere göre, Moskova'daki Bolşoy Tıyatrosu yönetıcileri, tıyatro salonunda yüksek Sovyet gorevlilerine ve KGB mensuplarına ayrılan özel koltukların bundan böyle kaldınlmasım istediler. 'Kaybetmek Yok'u Arthur Milleryazdı, KarelReisz beyazperdeye aktardı 'Uygunsuzlardan 29 yıl sonraBeyoğlu Dünya Sineması'nda gösterilmeye başlanan "Kaybetmek Yok", Arthur Miller'ın 50 yıllık yazarlık yaşamında yazdığı ikinci senaryo. "Fransız Teğmenin Karısı"nın yönetmeni Karel Reisz'ın yönettiği filmde Nick Nolte, Debra Winger ve Jack Warden oynuyorlar. Kultür Servisi — Senaryosu- nu ünlü Amerikalı oyun yazan Arthur Miller'ın kaleme aldığı "Kaybetmek Yok" (Everybody Wins) adlı fdm, Beyoğlu Dün- ya Sineması'nda gösterilmeye başladı. Çekoslovak asıllı İngi- liz yönetmen Karel Reisz'ın im- zasını taşıyan "Kaybetmek Yok", Arthur Miller'ın "Uy- gunsuziar"dan sonra yazdığı ikinci senaryo. Miller'm o sıra- lar evli olduğu Marilyn Monroe için yazdığı "Uygunsuzlar"dan tam 29 yıl sonra kaleme aldığı "Kaybetmek Yok"ta Debra Winger, Nick Nolte, Jack War- den, VVill Patton, Juditb Ivey, Kathleen VVUboite, Frank Con- verse oynuyorlar. özel dedektif Tom OTooIe (Nick Nolte), Angela Crispini (Debra Winger) tarafmdan New England'da sakin bir kasaba olan Highbury'ye çağnlır. Genç kadın, özel dedektiften bir ada- letsizliği soruşturmasını ister. Küçük bir çocuğun, kasabanın önde gelenlerinden birini öldür- düğü ileri sürülmekte, ama bü- tün kasaba çocuğun suçsuz ol- duğunu bilmektedir. Angela, katilin kim olduğunu bildiğini söyler... Senaryoyu, bir süre önce yaz- dığı tek perdelik bir oyundan yola çıkarak kaleme alan Art- hur Miller, ana temanın, gerçe- ği arayan bir adamla gerçeği bil- diğini sandığımız bir kadının buluşması olduğunu söylüyor. Ancak genç kadının birkaç de- ğişik kimlıği, dolayısıyla birkaç farklı gerçeği var. Yönetmen Karel Reisz ise "Beni Arthur MiUer'ın senaryo- sunda büyiileyen, öykünun ken- disi oldu" diyor. "Eskiden be- ri küçük kent polisiyelerini se- verim. Filmdeki polisiye öykü, ikinci öyküyle, yani Angela'nın öyküsiiyle yan yana yüriiyor." "Kaybetmek Yok"un yapım- ası ise İtalyan yönetmen Ber- nardo Bertolucci'nin Oscar'lı "Son tmparator"unun yapım- cısı Jeremy Thomas. EUi yıllık yazarlık yaşamında ikinci senaryosunu yazan Art- ARTHUR MİLLER tLE DEBRA WINGER — "Cadı Kazam", '^Satıcının Ölümü" gibi oyunların yazan Arthur Miller, Marilyn Monroe için yazdığı "Uygun- suzlar"dan yıllar sonra "Kaybetmek Yok"un senaryosunu kaleme aldı. Son olarak Costa-Gavras'ın "Aldatılmış" adlı filminde oynayan Debra "\Vinger, "Kavbetmek Yok'ta Angela'yı canlandınyor. hur Miller, "Bütttn Ogulla- nm", "Cadı Kazanı", "Saücı- nın Ölümü" gibi oyunlanyla, Henrik tbsen'ddh yaptığı "Bir Halk Düşmanı" uyarlamasıyla bugün dünyanın önde gelen bir- kaç tiyatro yazarından biri. 1950'li yıllarda McCarthy so- ruşturmalannın baş hedeflerin- den biri haline gelen Miller, son yıllarda Uluslararası Pen Yazar- lar Birliği'nde yaptığı çalışma- lanyla tanınmış insan hakları savunuculan arasında. 1956'da Marilyn Monroe'yla evlenen Miller'ın özel olarak se- naryosunu Monroe için yazdığı "Uygunsuzlar" John Huston tarafmdan sinemaya aktarümış, nimde Monroe'nun yanı sıra dark Gabte, Montgomery CHft ve Eli VVallacb oynamışlardı. Miller, son olarak 1987'de "Za- man Dönemeçleri" adıyla özya- şamöyküsünü yayımlamış; ki- tap, yalnızca Amerikan yaşamı üstüne büyüleyici bir inceleme olarak değil, aynı zamanda bir edebiyat başyapıtı olarak da öv- güyle karşılanmıştı. Yönetmen Karel Reisz, Nazi birlikleri Orta ve Doğu Avru- pa'ya girdiğinde Çekoslovak- ya'dan İngiltere'ye göç eden bir ailenin çocuğu. Savaştan sonra LJndsay Anderson'la sinema ça- hşmalannı sürdüren Reisz, ay- nı zamanda Lindsay Anderson ve Tony Rkhardson gibi yönet- menlerle birlikte İngiltere'deki 'Özgür Sinema Akımı'nın kuru- cularından. "Biz Lambelb Çocukları" adlı yapıtıyla 1959'da Tours Film Şenliği'nde Büyük ödülü alan Reisz, bugü- ne kadar filmlerinde Alan Silli- toe, David Storey, Harold Pin- ter gibi ünlü yazarlarla işbirliği yaptı. Reisz'm başlıca filmlerin- den "Cumartesi Gecesi ve Pa- zar Sabahı"nda Albert Finney ve Rachel Roberts, "Morgan" da David VVarner ve Vanessa Redgrave, "Kumarbaz"da Ja- mes Caan, "En Büyük Suç"ta Nick Nolte, "Fransız Teğmenin Karısr'nda Meryl Streep ve Je- remy Irons, "Tath Hayaller"de Jessica Lange ve Ed Harris oy- nadılar. Gelmanhn 'Yüz Yüze'sini Çetin Ipekkaya sahneliyor 'Yüz Yüze' ameliyatta DtKMEN GÜRÜN UÇARER Daha önce Şehir Tiyatroları'nda "Biz Aşağıda Imzası Olanlar" adlı yapıtı sergilenen Sovyet yazar Gelman'ın "Yuz Yüze"sini dilimize Sevgi Paksoy çevirdi. Yönetmen İpekkaya oyuna değişik bir yorum getiriyor. görülüyor" diyor Çetin İpekka- ya. "Oysa biz sahnede gördüf ü- müz sistemi, bütun bir yaşayış biçimini belirleyelim, ortaya çı- kartalım istedik. Bir ritra çalış- ması yaptık. Bir müzik parçası gibi düşündük eseri ve kimi za- man canlı kimi zaman duragan riünler içinde geliştirmeye calış- tık oyunun bütününü" İpekka- ya "Biz" derken birlikte çalıştı- ğı dramaturg Sema Engin'i kas- tediyor. Engin 22 yıldır Berlin- de yaşayan bir sanatçı. Hem yüksek işletme mühendisi hem de tiyatro eğitimi görmüş. İki yıldır Berlin'de Schiller Tiyatro- su'nda çalışıyor. Bu yıl aym ti- yatroda "Cadı Kazanı"nda Ti- tuba rolünde izlenecek. "Yüz Yüze" ve "Hortlaklar" için bu- rada bulunuyor. Çetin tpekka- ya'nın yardımcısı olarak... Yeniden "Yüz Yüze"ye dönü- yomz İpekkaya'yla: "Oyunun ritmini yazılmış olan biçiminden biraz değiştirdik. Giderek oyun iki kişinin hesaplaşması olmak- tan çıktı ve kişilerin kendileriy- le hesaplaşmalan haline geldi. A. Gelman'ı öncelikle 1989'da Harbiye Şehir Tiyatrosu'nda O. Vefremov ve A. Kalyagin gibi dünya çapında ünlü iki sanatçı- nın birlikte yommladıklan "Biz Aşagıda Imzası Olanlar" adlı oyundan tanıyoruz. Belgi Pak- soy'un çevirisinden izlediğimiz bu çalışmada yozlaşmış yönetim çarkı içinde bireyin insanca de- ğerleri yitirişi, komedi öğesi vur- gulanarak sergileniyordu. "Yüz Yüze" ise Ankara Devlet Tiyat- rosu'nda sahnelenmiş ve Olcay Poyraz'la Dinçer Sumer Natasa ve Andrey rollerini ustlenmişler- di. Bu kez de tstanbul Devlet Ti- yatrosu'ndan izleyeceğiz "Yüz Yüze"yi. Deniz Gokçer ve Zafer Ergin'den. Belgi Paksoy'un çe- virdiği oyunun yönetmeni ise Çetin tpekkaya. "Oyun ilk bakışta bir kan- kocanın yaşadıklan yirmi yıllık sürede çeşitli olaylan kendi açı- lanndan yorumlayarak birbuie- riyle hesaplaşmalan biçiminde Belgi Paksoy, Sovyetler'de ve Al- manya'da izlemiş. Yazan da ya- kından tanıyor. Oyunun bu şe- kilde duşünülmemiş olduğunu söyledi. Kişilerin kendileriyle he- saplaşmalan biçiminde yonım- lanmamış daha önce. Dış dün- yayı daha çok aldık biz oyunun içine." — Dış dünya derken sistem eleştirisinden söz ediyorsunuz sanınm. Bu eleştiri yapdan dra- maturji çalışması sonunda mı vurgulanmıs oldu? Gelman'ın metninde de ağır basan unsur değil miydi. "Biz Aşagıda lmza- sı Olanlar'da olduğu gibi? — Hayır. Tabii kj sistemin ne olduğu o gözle okursak çıkıyor. Glasnost öncesi yazarların her şeyi örtülü yazdıklan bir gerçek. Bizim yaptığımız dramaturjide oyunu bir ameliyat masasına ya- tınr gibi dış dünyaya ait bölüm- lerinden ayırdı Sema, psikolojik bölümleri ayırdı, çatışmaları ayırdı. Sonra da oyunun sırası- nı pek bozmadan bazı yerleri eksiltti, bazı yerlerde yer değiş- tirmeler yaptı. Metin yine Gel- man'ın metni, ama oyun daha bir tempo kazandı ve anlaşıhr oldu. Bazı kör kör parmağım gözüne bölümleri attık. Bu bö- lümler oyuncuya eylemi içinde NATAŞA tLE ANDREY — tstanbul Devlet Tiyatrosu'nda iz- leyeceğimiz "Yüz Yüze" adlı oyunda Nataşa'yı Deniz Gökçer, Andrev'i ise Zafer Ergin oynuyorlar. bir çıkmaz getirmiyordu. Oysa oyunda insanların çıkmazlarla boğuştuğunu görüyoruz hep, her bulduklan çıkar kapıda bir başka şeyin o kapıyı hem çıkı- labüir hem çıkılamaz hale getir- diğini görüyoruz. Sonucu ço- ğunlukla seyirciye bırakmaya ça- lıştık. Çıkmış mıdır, çıkmamış mıdır. Vakko sanat galerilerinde üç kentte üç resim sergisi açılıyor Sanat ve insanla hesaplaşmalar Alp Tamer Ulukılıç'ın sergisi İstanbul'da, Mustafa Altıntaş sergisi İzmir'de, Mehmet Güler sergisi Ankara'da bugün açılıyor. Kültür Servisi — Vakko Sanat Galerilerinde bugün üç kentte üç resim sergisi açılıyor. Alp Ta- mer Ulukılıç'ın son dönem ça- hşmaları Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde izlenebilecek. Mus- tafa Altıntaş'ın resim sergisi Iz- mir Vakko Sanat Galerisi'nde. 1977 yılından bu yana çaüşma- larını Ahnanya'nın Kassel ken- tinde sürdüren Mehmet Güler- in sergisi ise Vakko Ankara Sa- nat Galerisi'nde. Üç sergi de ay sonuna kadar açık kalacak. Alp Tamer Ulukılıç'ın yeni ya- pıtiarında tualin yerini duvar kâğıdı alıyor. Sanatçı bunun ne- denini şöyle açıklıyor: "Hiç yabancısı olmadığımız, genellikle kapalı mekânlarda bizleri tuzağına düşüren, sıradan beğeninin başvapıtı sayılabilecek peyzajlı duvar kâğıtları ile bir hesaplaşma." Alp Tamer Ulukı- lıç'ın vurguladığı hesaplaşma, sanatçının fırçasında, çok sıra- dışı bir hesaplaşmaya, güçlü fi- gürlerin yer aldığı, rengin ola- naklannın sonuna kadar kulla- nıldığı bir hesaplaşmaya dönü- şüyor. Aralarında 49. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Başarı Ödülu- nün de bulunduğu çok sayıda ödüle değer görülen Alp Tamer ULUKILIÇ'IN YENİ SERGİSİ — Ressam Alp Tamer Ulukılıç son dönem yapıtlarını bugünden başlayarak Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde sergileyecek. Ulukılıç, son olarak 1989 nisanında Ata- türk Kültür Merkezi'nde bir sergi açmıştı. Ulukılıç, İstanbul'da en son 1989 nisanında Atatürk Kültür Merkezi'nde bir sergi açmıştı. 1970 yılında Fransız hüküme- tinin verdiği bir bursla Paris'e gi- den Mustafa Altıntaş, Paris Ulusal güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda Singier ve Bertholle ile çalıştı, 1973'te de Plastik Sa- natlar Yüksek Diploması aldı. Yirmi yıldır Paris'te yaşayan Al- tıntaş, çeşitli Avrupa ulkelerin- de düzenlenen bienallere ve fes- tivallere çağrıldı. Çok sayıda ki- şisel sergi açan, birçok karma sergiye katılan sanatçı, geçen yıl Fransa'da yayımlanan 1988-1989 Çağdaş Yaratı Kataloğu'nda yer aldı. Yapıtlan Fransa'da düzen- lenen çağdaş resim müzayedele- rinde de satılan Altıntaş'ın yurt içinde ve dışında birçok kolek- siyonda resimleri bulunuyor. Eleştirmen Fabienne de Qua- sa de Riera, Altıntaş için şöyle diyor: "Mustafa Altıntaş çok yönlü bir sanatçı olarak sinema da içinde olmak Uzere çağdaş dün- yanın çok çeşitli etkileşimleriy- le, merak ve ilgilernle sanatsal yaşamında düşünce boyutlannı ve yeteneklerini zenginleştirerek son yapıtlarıyla bngun yeni bir sanatın sorularını ortaya koy- makta. Altıntaş, zevk ve form- lann ineelikve karmaşık ilişki- lerinden de öte 'görülen' ile 'gö- ren'in catışmasını, 'gören göz' Ue 'görülen konu'nun diyalektiğini kompozisyonlannda geometrik simgeler, fantastik mimari biçi- mi ve figürierin kanştığı düşsel bir dünyanın parcalan olarak başanyla gerçekleştirmektedir. Altıntaş'ın resimlerivte hemen özdeşleşi\or, onlarda ilk bakış- ta ortak dunyamızı buluyoruz. Tuallerinde düşlerimiz, belleği- miz ve bilincimizle konuşuyo- ruz." Yaklaşık on üç yıldır çahşma- larını Almanya'nın Kassel ken- tinde sürduren Mehmet Güler de son dönem işlerini Vakko Ankara Sanat Galerisi'nde $er- güiyor. Türkiye"de son kişisel re- sim sergisini iki yıl önce açan Güler, çeşitli ülkelerde seksenin üstünde kişisel sergi gerçekleştir- di, uluslararası bienallere ve kar- ma sergilere katıldı. Aralarında 1983 Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödulü'nun de bulun- duğu çok sayıda ödülün sahibi olan Mehmet Güler, son olarak 1990 Frechen Uluslararası Gra- fik Trienali ödülü'ne layık gö- rüldü. Sanatı üzerine yerli ve yabancı basında çok sayıda yazı yayım- lanan Mehmet Güler'le ilgili ola- rak aynca biri Berlin Kültür Se- natosu tarafmdan hazırlanan iki Almanca kitap basıldı. Mehmet Güler'in konulan, kendi ülkesi ve kendi insanı. An- cak bunu yaparken öğeleri ken- di süzgecinden geçirerek evren- sel bir dil yaratıyor. Güler'in da- ha çok soyutlanan ve annan son dönem resimlerinde figürler ço- ğu kez yöresel bir öğe olmaktan çıkarak biçime dönüşüyor. Tîyatroda yeni mevsım • Kültür Servisi — İstanbul Devlet Tiyatrosu ve Şehir Tiyatrosu perdelerini bugün açıyor. Devlet Tiyatrosu 1990-91 mevsimine geçen mevsim sahnelediği Jerome Kitty'nin 'Sevgili Soytan' adlı oyunuyla Atatürk Kültür Merkezi Oda Tiyatrosu'nda, Memet Baydur'un 'Yangm Yerinde Orkideler'i ile Taksim Sahnesi'nde giriyor. Her iki oyun da hafta boyunca sergilenecek. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan ise perdelerini Hugh Whitemore'un 'Bir Yalan Çemberi' adh oyunuyla Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde açıyor. Geçen - mevsim sonunda sergilenmeye başlanan oyunu Hakan Altıner sahnelemişti. 'Kitap'ın olusşiınıır • Kültür Servisi — Ferit Edgü ve Bulent Erkmen'in birlikte tasarladıkları 'Kitap'ın Oluşumu' adh sergi dün Türk ve İslam Eserleri Muzesi İbrahim Paşa Sarayı'nda açıldı. 30 ekim gunüne dek devam edecek sergide, kitabın hazırlık aşamasında yaşayan, ancak kitabın basılmasından sonra 'hiç'e kanşan nesneler sergileniyor. lasarıın' Frankfurt'ta • Kültür Servisi — Mimarlık, içmimarlık ve görsel sanatlar dergisi "Tasarım", İngiliz Mimarhk Kitaplığı İndeksi'ne alındı. 3-8 ekim tarihleri arasında Frankfurt Kitap Fuan'nda da tanıtılacak olan "Tasarım" dergisi, mayıs- haziran sayısıyla birinci yılını doldurdu ve Türkçe- Ingilizce yayımlanmaya başladı. Derginin son eylül- ekim sayısında Reyhan Köşkü ile birlikte restorasyon görmüş 4 yalının görüntü ve projeleri, Harikzedegân'dan Ramada Oteh'ne bir değerlendirme, Ağa Han Yarışması adayı Salime Beldibi Tatil Köyü, 15. ve 16. yüzyülar İstanbul'u ve Sinan, yer alıyor X sınıfı filmler • LOS ANGELES (AA) — Amerikan Sinema Birliği, porno fıhnlere verilen X değerlendirmesini kaldırarak bu fılmleri bundan sonra ur-17 sımfına sokmaya karar verdi. Yeni oluşturulan NC-17 sımfı filmler X sınıfında olduğu gibi cocuklara seyretme yasağı getiriyor. Ancak, NC-17 sımfı, X'in kötü şöhretine sahip bulunmuyor. Film yapımcılan, NC-17 değerlendirmesine giren filmlerin, X sınıfı için söz konusu olan reklam kısıtlamalanna tâbi olmayacağıru umut ediyorlar. Çıplak fotograf davası • LOS ANGELES (AP) — "Vahşi Orkide" fılminin başrollerini paylaşan Mickey Rourke ve Carre Otis, çıplak fotoğralannın iki dergiye satılması konusunda filmin yapımcılarıyla anlaşmaya vardılar. Geçen mayıs ayında, Rourke ve Otis, film fotoğraflarının kendilerinden izin alınmadan "Playboy"un haziran sayısında ve Alman dergisi "Kino"nun nisan sayısında yayımlanması üzerine mahkemeye başvurmuşlardı. Ankara'ya yeni galeri • ANKARA (AA) — Başkentteki sanat galerilerine bir yenisi daha ekleniyor. 'Zon' adını taşıyan yeni sanat galerisi, iki ayrı bölüm halinde 'Art Market' ve resim galerisi olarak etkinlik gösterecek. BUGÜN • Okuma günü Atatürk Kitaplığı Toplantı Salonu'nda saat 16.00'da düzenlenecek okuma gününe Orhan Pamuk katılıyor. "Umarım Kafka aranızda değildir" başlıkh etkinliğj Atilla Birkiye yonetiyor. • Pestagram Afişleri Uluslararası bir tasarım grubu olan Pentagram'ın afişlerinden oluşan sergi 18.00'de MSÜ Dolmabahçe Sarayı hareket Köşkü'nde açılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear