Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 EKİM 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Morais, Cemal Reşit Rey'de
• Kültür Servisi — Bizim Ülke Derneği ve Turk
Soroptimıst Kulupleri Federasyonu bir konser duzenledi.
bugun saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'naa gerçekleştinlecek konserin konuğu Portekizli
sanatçı Maria Jose Morais. Avrupa'run en iyi Chopin
yorumcularından biri olarak tanınan sanatçı programının
birinci bölumünü Beethoven, Rave! ve Lizst'e, ikinci
bölümünu ise Chopin'e ayıracak. 1953 doğumlu Morais
bugüne dek Fransa, İngiltere, Polonya, Ispanya, Portekiz,
Belçika, Bulgaristan, Sovyetler Birliği, ABD ve Mısır'da
konserler vermişti.
Tîyatro Eleştirmenleri Birligi
• Kültür Servisi — Tiyatro Eleştirmenleri Birliği dun
gece Karaca Tiyatrosu'nda bir araya geldi. 36 üyesi
bulunan birliğin onur üyeleri Prof. Melahat Özgü, Prof.
Metin And, Prof. Sevda Şenel ve Lütfu Ay'dan oluşuyor.
Yönetim kuruiunda ise Dikmen Gürun Uçarer, Hayati
Asdyaacı, Zeynep Oral ve Seçkin Selvi yer alıyor. Gece
bir konuşma yapan Zeynep Oral, "Çahşmalarunız
kapsarrunda cumhuriyet sonrası, tiyatro sonrası bir
panorama sunmayı amaçlayan bir seçki yer alıyor.
Uluslararası Tiyatro Eleşıirmenler Birliği'nde dernek
olarak temsil edildik. Aynca Kültür Bakanlığı'mn özel
tiyatrolara yaptığı yardım konusunda bakanhğa
sunulmak üzere bir tüzük önerisi hazırladık!' Oral aynca
her yıl bir alanda verilecek tiyatro eleştirmenler ödülü
koyduklarını ve gelecek mayıs ayında İstanbul Tiyatro
Festivali'nde 13 ülkeden eleştirmenlerin buraya geleceğini
bildirdi.
Beethoven'ın hastalıgı
• LO.NDRA (AA) — Bir Ingıliz doktoru, Alman besteci
Ludvig Van Beethoven'ın, nadir görulen romatizmal bir
hastalık yüzünden sağır olduğunu ve bestecinın ölümune
yol açan bu hastalığın günumuzde tedavisinin mümkun
olduğunu bildirdi. ıngiliz Sunday Times gazetesinin
haberine göre Yeovil Hastanesi romatologlarından Dr.
Tom Palferman, Beethoven'ın bütun hayati boyunca
nadir rastlanılan romatizmal bir hastalık olan ve yavaş
yavaş bütün organlan saran "Sarkoidoz"dan muzdarip
olduğunu söyledi. Doktor Palferman, hastalığın
Beethoven'da ileri bir vaka haline gelmesinin
nedenlerinden birinin, besteci 16 yaşındayken annesinin
ölmesine yol açan tuberkuloza eğilimi olduğunu kaydetti.
Dr. Palferman'a gore stereroid ilaçlar verilerek ileri
aşamada da karaciğer nakli yapılarak söz konusu
hastalığın tedavisi mümkün olabilir, Beethoven böylece
10. Senfoni'sini bitirebilirdi. On yıldır mektuplarını ve
otopsi raporlannı inceleyerek Beethoven'ın durumunu
araştıran Dr. Palferman'ın çahşmalarının sonucu, "Royal
Journal Of Medicine" tıp dergisinin kasım sayısında yer
alacak.
Sanat Kurumu ödülleri
• ANKARA (AA) — Sanat Kurumu tarafmdan
dağıtılan tiyatro ödüllerini kazananlar belli oldu.
Mehmet Baydur, "Yangın Yerinde Orkideler" adlı oyunu
ile "En İyi Oyun Yazarı" seçilirken, oyunu sahneleyen
Can Gurzap da "En İyi Yonetmen Ödulu"ne layık
gorüldü. Sanat Kurumu Başkanı İmren Erşen'den
edinilen bilgıye göre "Mutlu Gunler"deki sahneleme
çalışması ile Ayberk Çolok övguye değer yonetmen
bulundu. "Beğendiğiniz Gibi" ve "Sevgili Palyaço" adlı
oyunlardaki yorumuyla Tülay Bursa "En İyi Kadın
Oyuncu", Mehmet Atay da "Beyaz Geceler"deki oyunu
ile "En İyi Erkek Oyuncu'
1
seçildi. Atila Sav, Gönul
Üçele, Ayşegül Yüksel, Uğur Bilge ve İmren Erşen'den
oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu Akşit
Göktürk "Mutlu Günler", Mualla Genez de "Lavanta
Çiçeği" adlı oyunların çevirileri ile "En iyi Çevirmen
Odulü"nu kazandılar. Değerlendirme sonucu Haris
tyigün ve Sevinç Gürluk "Sevgili Palyaço" adlı oyundaki
çahşmaları ile "En İyi Dekor", Nurettın Özsuca da
"Yusuf ile Menofis" adlı oyundaki çalışması ile "En İyi
Müzik" ödülunü kazandılar. "En İyi Yapım" odulu de
geçen yıl sergilenen "Beğendiğiniz Gibi" adlı oyuna
verildi. Seçici kurul, Türk tiyatrosuna ve Turk tiyatro
eğitimine katkılarından dolayı geçen yıl ölen İrfan
Şahinbaş'ı "Juri Özel ödülu"ne değer buldu. Öduller,
kasım ay» içinde belirlenecek çocuk tiyatrosu odulleri ile
birlikte Sanat Kurumu'nda duzenlenecek bir törenle
dağıhlacak.
Bastia'da Türk sineması
• PARİS (Cumhuriyet) — 18-27 ekim tarihleri arasında,
Korsika Adası'nın Bastia kentinde altmcısı duzenlenecek
olan "Akdeniz Kulturleri Film Şenliği"; Türk sinemasına
ve Turk sanatına geniş bir yer ayıracak. Bastia'da "30
Yıllık Turk Sineması" toplu gosterisi kapsamında 1963
ile 1989 yılları arasında gerçekleştirilmiş 17 Türk filmi
sunulacak. Şenlık kapsamında Türk sineması ile ilgili bir
fotoğraf sergisinin yanında aynca Türk sanatının değişik
daliarını kapsayan bir dizi etkinlik daha yer alacak.
"Osmanh İmparatorluğu'nun Miman, Mimar Sinan"
başlıklı konferansın yanı sıra Mimar Sinan ve çağdaş
Turk miman Behruz Çinici'nin çalışmalarına ilişkin
fotoğraflardan, plan ve taslaklardan oluşan bir sergi de
gezilebilecek. Çağdaş Turk resim sanatı sekiz ressamm
çalışmalan ile tanıtılırken seramikçi Erdinç Bakla'nın
yapıtları da yine Bastia da sergilenecek.
Ismail Cem'den 'Sonbahar'
• Kültür Servisi — Ismail Cem "Sonbahar" adını
verdıği IV. fotoğraf sergisini 24 ekim gunu Bebek
Akbanat Sanat Galerisı'nde açıyor. Bugune dek üç kişisel
sergi gerçekleştiren yazar ve İstanbul Milletvekili Cem,
özellikle doğa ve insanı konu ediniyor. 49 fotoğrafın yer
aldığı sergi için Cem, "Sonbahar sadece mevsimlerın en
guzeli, renklerin en guzeli değil. Huznüyle ve
'sonluğuyla' bir duşunce zamanı, geçmişe dönük
değerlendirmenin biraz da geçmişi özlemenin mevsimi
'sonbahar' galiba, her şeyin gelip geçmekte olduğunun
artan bilinci, bunun yansımaları ve yenılerınin doğacağını
bilmenin guveni, guzelliği" diyor. Ismail Cem'in sergisi 9
kasıma dek görulebilecek.
SerdarAteşer'in 'Mütareke Yılları'nın gözden geçirilmiş ikinci baskısı
Sözsüz,ama sesli bir ateşkesSerdar Ateşer, 'Mütareke Yılları'nın ardından,
sözlü parçalardan oluşan bir albüm yapmak
istiyor. Sözler büyük olasılıkla Murathan
Mungan'ın olacak. Öncelikle ritimden yola
çıkarak müzik yaptığını söyleyen Ateşer,
"kafasının içinde uçuşan sesler"i önemli
buluyor.
YAVUZ BAYDAR
Geçen yıl piyasada görünüp
ardından hızla ortadan kaybo-
lan bir kaset vardı. 1980 sonra-
sı modern Türk muziğinin en
parlak isimlerinden biri olarak
kabul edilen Serdar Ateşer'in
imzasını taşıyan bu yapıtın adı
"Mütareke Ydlan'ydı. Usta iş-
çiliği, yenilikçiliği, çizgi-dış» ol-
mayı hedefleyen cesareti ve in-
ce hicvi ile farkh bir kuşaksal
bakış tarzının da ilk belgelerin-
den biri olarak tanımlanabilecek
bu calışma, genç kesimlerde giz-
li ve yoğun bir kabul gördü,
"kült" konumuna yerleşti.
Dağıtımdaki türlü aksaklık-
lardan ötürü ortadan aniden
kaybolan, buhmması olanaksız-
laşan bu son derece ilginç çalış-
manın "gözden geçirilmiş ikin-
ci baskısı" bir süredir yeniden
piyasada.
Geniş bir kitle, Serdar Ate-
şer'i 1982-86 yıllan arasında
Mozalk grubunun basgitaristi
olarak tanıdı. Müziğe lise yılla-
rında giren ve bas dışında pek
çok çalgıya da egemen olan Ate-
şer, kendi deyişi ile "müzigi tü-
müyle, baştan sona denetleye-
bümek amacıyla", çalışmalan-
nı birkaç yıldır tek başına, evin-
de kurduğu stüdyosunda sür-
dttrmekte. Stüdyosundaki alet-
lerinin fınans kaynağı, bir ara
turist rehberliğinden elde ettiği
gelir olmuş.
Rumelihisan'nda, Boğaz'a
bakan yaşama/çalışma mekâ-
nında "Mütareke Yülan"nı ko-
nuşuyoruz Ateşer'le. Şunları
anlatıyor:
"Kasete bu adı koymaya ka-
rar verdiğimde, herkesin çok
hoşuna gitmişti. Aniden sankı
bir şeye tekabül etmişti bu isim.
Aslında bana çok komik gelmiş-
ti. Fakat şu da var: Butün ya-
şıtlarun gibi benim de hayatım
80'den önce, 80'den sonra gibi
bir bölünmeye kaçınılmaz ola-
rak tabi tutuldu. Ben bu kaset-
le belki de son on yıümın bir
özetini çıkartmış oldum. Parça-
larda doğrudan doğruya bir şey-
ler kastedilmemişti, ama bütün
olarak baktığımda o kokuyu, o
atmosferi hissediyorum.
Beş on yıldır çevremdeki mü-
zisyen ya da gayri muzisyenler-
de görduğüm bariz bir sıkılma,
bir gerilim var. Sorunlu bir du-
nım var, bu da her şeye yansı-
yor, fakat bir yandan da içinde
yaşadığım toplumla, içinde ya-
şadığım İstanbul'la belirli bir
kopuşu da getirse bu, başka bir
yerlerden bağlılığın devam edi-
yor. Bu da en açık biçimde mü-
zikte ortaya çıkıyor: Bir hesap-
laşmaya yöneliyorsun. Bir de
bazı şeylerin, küçuklükten beri
alıştığın, içinde yer etmiş şeyle-
rin müziğinde ortaya çıktığını
görüyorsun. Müzik de bunu
gösterdi. Çok birbirine benze-
yen, belli bir türe adreslenebile-
cek gibi olmayan müzik biriki-
mim, oldukça kontrolsüz biçim-
de dışavurulmuş oldu.
Fakat bir ortak nokta belki
de hemen herkesin dikkatini çe-
kecek ölçüde bizden motiflerin
daha Batı, daha modern üslup-
larla bir araya gelmeseydi. Içi
boşalmış olduğu için sentez kav-
ramını kullanmaktan kaçınıyo-
rum. Bazı arkadaşlar yapıttaki
bu Türk muziği öğesinin ağırlı-
ğını hayretle karşıladılar. Bunun
nedenini ben de iyi açıklayamı-
MOZAİKTEN TEK BAŞIN ALIGA — Serdar Ateşer, 1982-1986
yılları arasında Mozaik lopluluğunun basgitaristi olarak tanın-
dı. Ateşer, çalışmalarını birkaç > ıldır evinde kurduğu stüdyoda
tek başına sürdurüyor.
yorum. Sanki elim gidiyor, bu
arada da Türkiye'de müzik yap-
manın da anlamını bulmuş olu-
yorum. Yani dışanda yapılanın
iyi-kötü bir kopyasıru yapmak-
tansa burada yaşananı müzikte
göstermek daha hoşuma gidi-
yor."
— Kent kökenli bir müzisyen
olmak, müziğe nasıl yansıyor?
— Istanbul'da yaşayan her-
kes gibi ben de kentin benim sa-
natsal yaşamıma katkısından
çok kösteğini hissettiğimi söyle-
yebilirim. Ancak bunun, olum-
lu olmasa bile, farklı, özgün bir
etkisi var üzerimizde. Ben biraz
daha agressif bir noktaya yak-
laştığımı hissediyorum: Daha
sert bir müzik yapmak istiyo-
rum örneğin. Bu ilîe de "heavy-
metal" olmak zorunda değil.
Belki daha keskin hatları barın-
dıran şeyler yapmak istiyorum.
Ama bunlan planlamış değiüm.
Bilmiyorum belki aynı tepkiler
daha içe-dönuk, daha karanlık
bir müziğe de goturebilir.
— "Mütareke Yıllan"nda
söz kullanmamışsın. Nedeni,
dinleyicinin üstüne fazia gitmek
istemeyişin mi?
— Hayır, bunun nedeni be-
nim beceriksizliğim oldu. Kal-
kışmadım değil, yaptığım sözlü
parçalar ya da sözlu parça raa-
ketleri vardı. Fakat hiçbiri beni
çok memnun etmedi. Bu durum
bir yıl öncesine kadar böyleydi.
Son zamanlarda ise kendimde
umut verici gelişmeler göruyo-
rum. Son aylarda bir tiyatro
müziği çalışması -yaptım. Neti-
celer iyi. Taşıdığım "olamaz"
eğilimi biraz eğildi. Sözlü par-
çalar yapmaya niyetim var. An-
cak konu ciddi, çünkü enstru-
mantal muzikteki gibi serbestçe
hareket edemeyeceğimizi, çok
daha formlara bağımlı kalınma-
sı gerektiğini göruyorum. Tabii
söz girince insanın iyi bir hatip
de olması gerekiyor. Bakalım
bunlan nasıl müziğime yansıta-
cağım. Şimdilik bir muamma.
— Seni müzik yapmaya iten
şeyler neler?
— Öncelikle ritim. Doğada
gizli en tekdüze seste bile bir ri-
tim oluyor. Fakat ne doğada ne
de kentte rastlayıp da ondan yo-
la çıktığım pek bir şey yok. Ka-
famın içinde uçuşan sesler da-
ha önemli. Bazen de bir enstrü-
manın başına oturduğumda bel-
li bir sesi baz alıyorum, bu ku-
lağımda bir melodi yaratıyor,
onu işlemeye başlıyorum. Bazen
de bir parçanın içinde olmayan
bir çalgıyı kurguluyorum, belirli
bir motifin üstüne gidiyonım.
— Ritim senin için kaçınıl-
maz bir unsur olmalı.
— Evet, bazen ifrada kaça-
cak şekilde bir ritmin çeşitleme-
lerini yapmaya başlıyorum.
Hatta daha önce yaptıklarımı
tanınmaz hale getirecek işlere gi-
rişüğün de oluyor. Fakat gali-
ba yavaş yavaş olgunlaştım bu
konuda. Ekonomik olmanın,
dozun öneminin de farkına var-
dım. Fakat bir ritmin mümkün
versiyonlan beni çok çekiyor.
Kimi zaman bir parçanın melo-
disini bile buna feda edebiliyo-
rum. Çünkü erotizmden kent
hayatına kadar her şeyin önce-
likle ritmini algıhyorum. Gö-
rüntu bende rıtimde başlıyor ve
coşkuyu beraberinde getiriyor.
SANA T GALERİLERÎNDE BİR GEZİNTİ
İzer'in özgün
baskıları
Ayşegül tzer kolaj-özgün
baskı resim sergisi / Soyak
Sanat Galerisi / 20 ekime kadar.
Ayşegül tzer'in kolaj-ozgünbaskı ser-
gisi, 20 ekim günune kadar Soyak Sanat
Galerisi'nde izlenebilecek. Yugoslavya'-
da Sarayevo Guzel Sanatlar Akademisi
Grafik ve Özgünbaskı Atölyesi'nden me-
zun olan Izer, Mimar Sinan Üniversitesi
Güzel Sanatlar Akademisi'nden de yuk-
sek lisans diploması aldı. 1986-87 yılla-
nnda Munih'te baskı eğitimi ustune araş-
tırma yapan İzer, Straubing Yaz Akade-
mısi'nde de Prof. Sturm Atölyesi'nde
beykel ve baskı çalışmalarında bulundu.
UNESCO'ya bağlı Uluslararası Plastik
Sanatçılar Derneği uyesi olan sanatçı, ha-
len Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sa-
natlar Fakultesi Grafik Ana Sanat Da-
lı'nda araştırma görevlisi. Yurtdışında
birçok bıenal ve karma sergiye katılan
Ayşegül Izer, ilk kişisel sergisini I986'da
Yugoslavya'da açtı. 1987'de Barselona'-
da bir sergi gerçekleştiren sanatçı, 1988
yılında da Istanbul'da Destek Reasurans
Sanat Galerisi'nde ve Ankara'da Galeri
Grifon'da birer sergi duzenledi. izer'in
1986'da Belgrad Altın Kalem Yarışma-
sı'nda En İyi İllüstrasyon Ödulu, Barse-
lona'da birincilik ödulü, 1987'de Yugos-
lavya'daki Bitol Grafik Bieanali'nde bi-
rincilik ödülü bulunu>or. Bedri Rahmi'nin 1953'ten bir yapıtı.
Gelenekten
moderneBedri Rahmi Eyuboglu resim
s e r g i s i /*Almelek Sanat Galerisi /
3 kasıma kadar.
1975 yılında yitirdiğimiz Bedri Rahmi
Eyuboglu'nun resimlerı Almelek Sanat
Galerisi'nde 3 kasım gunune kadar go-
rülebilecek. Ressam ve şair Bedri Rahmi
Eyuboğlu, İstanbul Guzel Sanatlar Aka-
demisi'nde Nazmi Ziya ve İbrahim Çal-
lı'nın oğrenasi olmuş, daha sonra Paris'e
giderek Andre Lbote'un yanında resim
çalışmıştı. 1934 yılında yurda döndukten
sonra D Grubu'nun 4. sergisine 30 res-
mivle katılan Eyuboğlu, 1937'de Cemal'
Tollu'vla birlikte Akademi'nin Resim
Bolumu Şefi Leopold Levy'nin asistanı
olmuştu. Akademi'deki ilk yıllarından
sonra temel bılgilerini Lhote'un atolye-
sinde edınmesine karşın, Eyuboğlu, Lho-
te'un kubist ve konstruktif vaklaşımını
benimsememiş, Dufy ve Matisse'i kendi-
ne daha yakın bulmuş, Paris'ten dondük-
ten sonra da Anadolu ve Trakya gezile-
rinde yaptığı resimlerle İstanbul goru-
numlerinde Duf>'nin renk ve çizgi anla-
yışının etkilerine rastlanmış, ancak za-
manla halk sanatını sağlam kaynak ola-
rak görmeye başlamıştı.
Bir ara değişik malzemelerden yararlana-
rak soyut resimlere ve renk duzenleme-
lerine yönelen sanatçı, son yıllannda ye-
niden eski konularına dönmüştü.
Necati Cumalı
y
nın yapıtını Kenan Işık sahneye koydu
'Ahmetleriırf Yıldız Tiyatrosu'nda
Cumalı'nın 'Ahmetlerim' adlı oyunu bu hafta
17, 18 ve 18 ekim günleri Yıldız Sarayı'nda
yeni açılan tiyatroda sahneleniyor.
DİKMEN GÜRÜN
UÇARER
İstanbul bu sezon yeni bir ti-
yatro kazandı: Yıldız Sarayı Ti-
yatrosu. Pınl pınl minyatür bir
tiyatro. Her köşesi oya gibi işli
zarif bir salon. Bu tiyatronun
değeri sadece duvarlardaki, ta-
vanındaki ya da sahne altında-
ki restore edilmiş süslemelerle
değil, sahne üstü için seçilen
malzemeyle de olçülecektir kuş-
kusuz. Bu malzemenin titizlik-
le saptanması, Devlet Tiyatro-
su'nun sorumluluğu ve zorunlu-
luğudur.
Kenan Işık'a söyleşimizde
"Niçin Ahmetlerim" diye sor-
muştum. Oyunu izledikten son-
ra aynı soruyu bir kez daha sor-
mak gereğini duyuyorum. "Ni-
çin Ahmetlerim?" Tek kisilik bir
oyun olduğu için mi, yoksa Yıl-
dız Sarayı Tiyatrosu'nu yerli bir
eserle açmış olmak için mi? Ta-
bii ki Devlet Tiyatrosu'nun,
bunyesine yeni katılan bir sah-
neyi yerli bir oyunla açması, an-
lamlı ve önemli (hele yerli eser-
yabancı eser tartışmasınuı sanat
bir yana bıraküarak bir
bayrak yarışına dönuşturüldüğü
şu donemde), ama aynı olçude,
hatta daha da önemli olan bir
başka nokta da (yerli ya da ya-
bancı) eser seçiminde kullanıla-
cak ölçutler.
Program dergisinde belirttiği-
ne göre Necati Cumalı'nın bu
eserinde altını çizmeyi amaçla-
dığı sonın, kadının yaşamı bo-
yunca tamamlayıası olarak gör-
düğü erkeğe, kendi duşlerine gö-
re biçim ve kişilik verme savaşı-
dır. Başka bir deyişle, geri plan-
da olan kadın bu durumu, ken-
dini erkekleriyle (kardeş, eş,
torun) özdeşleştirerek dengeleye-
cektir. Bu içerik aynca tartışjla-
bilir. Erkek kadının tamamlayı-
cısı mıdır? Kadın erkeği oyle mi
görmektedir?
"Ahmetlerim diledigimden de
mntlu ettiler beni" diyerek so-
nuçta yerinden hiç de şikâyetçi
olmadığını belirten bir Türkân-
la vanlacak nokta neresidir, ka-
dının bilinçli olarak bastınlmak
istendiği şu dönemde? Bu soru-
lar kanımca çok boyutlu bir ko-
nunun yazar tarafından dar bir
çerçeve içinde işlenmesinden
kaynaklanmaktadır. Oyunda or-
taya çıkan tablo, yönetmenin
"taribsel gelişim süreciiHJe Türk
kadınının veri" çizgisinin kesin-
likle dışındadır. Izlediğimiz, "bir
kadının hezeyanlan-
dır." Oyun boyunca Türkân'ın
gözünde erkekler "saf, içkici,
kumarcı, çabnk tavlanır, bencil.
kaba"dırlar. Bunu, kadının er-
keğe biçim verme tutkusundan
kaynaklanan bir tavır olarak al-
gılamak herhalde yanlıştır. O
halde terslik, kadının kişiliğin-
dedir. Türkân oyunu n başında
neyse sonunda da odur. İşte
"Ahmetlerim"i yetersiz bir oyun
yapan da oyun kahramanının
sürekli bu kısır döngü içinde
oluşudur. Ahmetler'le iüşkisi ya-
pay, iç çatışmalan yüzeyseldir.
Yanm yüzyılı aşkın önemli dö-
nemleri kapsayan süreçte kişili-
ğinde bir kıpırtı yakalanmaz.
Bir yazarı n her yazdığı başa-
rılı olmayabilir. Necati Cumalı
da 16 yıl önce böyle bir oyun
yazmış olabilir. Buraya kadar
pek söylenecek bir şey yok. Ama
Devlet Tiyatrosu'nun bu oyunu
repertuanna alması yanlıştır.
Geçen yıl pınl pınl "Yaşar Ya-
şamaz"ından sonra yonetmen
Kenan Işık'ın da eksi hanesine
işlenecek bir çalışma ne yazık ki
"Ahmetlerim." Oyunu tek per-
deye indirmekle en doğru şeyi
yapmış Işık, ama amaçladıği re-
simleri yakalayamamış; çünkü
elindeki malzeme buna elverişli
değiL Malzeme kısıtlı olunca yö-
netmenin yeni bir sıçrayış yap-
ması da aynı ölçüde zor. Işık ve
onca emek başka bir projede de-
ğerlendirilmeliydi.
A)TU şey Serpil Tamur için de
geçerli. Yıllann başanlı oyuncu-
su Tamur. Ne var ki burada on-
ca çaba, onca uğraş boşa gidi-
yor. Hele torunla olan sahneler-
de... Evet, eser seçimi, eser seçi-
mi, eser seçimi...
Şiir yanşması
• Kültür Servisi —
Galatasaray Lisesı'nce
kurulan "Sanat ve
Edebiyat" ödülleri
çerçevesinde düzenlenen
"90 Şiir Yanşması"nın
başvuru suresı 31 ekim
gunüne kadar uzatıldı.
Gonderilecek şiirlerin daha
önce hiçbır yerde
yayımlanmamış ve ödül
almamış olması gerekiyor.
Yanşmaya katılacakların en
az uç en fazla beş şiir
göndermesi, şiirlerin beyaz
kâğıda ve daktiloyla çift
aralıkh olarak altı nusha
yazılması gerekiyor.
Şiirlerin en geç 31 ekim
gunüne dek Galatasaray
Lisesi Müdür Yardımcısı
Selahattin Yıldınm Beyoğlu-
Istanbul adresine
ulaştınlması daha ayrıntılı
bilgi için 149 11 00
numarah telefona
başvurulabileceği belirtildi.
Urart
?
ta
SERPİL TAMUR VE KENAN IŞIK — "Ahmetlerim^'in ba^rolünde, Devlet Tiyatroları'nın başa-
rılı oyuncusu Serpil Tamur oynuyor. Necati Cumalı'nın oyununun yonetmeni ise Kenan Işık.
• Kültür Servisi — Emre
Zeytinoğlu'nun resim sergisi
18 ekim gunu Urart Sanat
Galerisi'nde açılıyor. 1955
doğumlu sanatçı kişisel
sergilerini 1988'de Yonca
Modern Sanat Galerisi'nde,
1990'da istanbul Belediyesi
Ataturk Kitaplığı'nda
açmıştı. Emre Zeytinoğiu
1986-1989 yılları arasında
ise çeşitli karma sergılere
katıldı. Sergi 6 kasım
günune dek surecek.
Amerikalı
oynn yazarları
• WASHINGTON (UBA)
— Amerikalı çağdaş dram
uzmanı Arthur Ballet 22
eVim gunu Ankara Yeni
Sahne'de "Amerikalı
Çağdaş Oyun Yazarları"
konulu bir semıner verecek.
Ballet 'nin son 35 yıl içinde
tiyatroya yeni oyun
yazarları kazandırmak, bu
yazarların yapıtlarını kâr
amacı gütmeden sergilemek
ve tiyalroya kaynak
sağlamak için çaba
gosterdiği bildiriidi.
'İstanbuTun
Gözleri
Mahmur'
• Kültür Servisi — Melisa
Gürpınar, bugün
saat 16.00'da Atatürk
KTtaplığı'ndakı (Taksim)
okuma gunune katıhyor.
Eski İstanbul'un insanlanr«jj
şiir biçimiyle Öyküle5tirdiji_
"İstanbul'un Gözleri -^
w
Mahmur" adlı son
kitabından parçalar
okuyacak olan Gürpınar,
aynca kitaplarıru da
imzalayacak. Programın
yöneticiliğini Atilla
Birkiye'nin yaptığı etkinlik
Cumhuriyet Kitap
Kulübü'nün katkılanyla
gerçekleşiyor.
6
Kayıp
?
Mozart
• LONDRA (AP) —
Mozart'ın kayıp olduğu
sanılan bir yapıtı,
Lond^a'da buyuk bir
olasılıkla ilk kez çalındı.
Ote yandan,
Sotheby müzayede
firmasının elyazmaları •
bolumü yöneticisi Stephen
Roe, Mozart'ın yapıtının
elyazmalarını 21 kasımda
açıkarttırmaya
çıkaracaklarını açıkladı.
BüGÜN
• Kültür Servisi —
Tunceli Hacı Bektaş
Derneği'nin duzenlediği
Hacı Bektaş Kültür Gecesi
saat 19.00'da Atatürk
Kültür Merkezi'nde
gerçekleşecek. Geceye
Sabahat Akkiraz, Süleyman
\ ıldız ve Muhlis Akarsu
katılacak.
BİLSAKTA
BUGUN
16 Ekim Salı:
19.00 BfUM DlZ/Sl
Çağdaş ve Çağ Ötesi Bir
Teknoloji: Gen Teknoloiisi
Beyazıt ÇIRAKOGLU
19.00 SANAT ESERINİN
ANLAMl, YORUMU VE
DEĞERLENDIRİLMESİ
Doğu Felsefesi, Jung
Felsefesi, Dadaist ve
Sürrealist Resim.
Erol COŞKUNER
Görsel Sanat
Atölyeleri
Mehmet GÜLERYÜZ
yönetiminde (Per.-Cum.)
Ta'i Chi Chu'an
Hareketli Meditasjon
Hhan GÜNGÖREN
Her Sa. 14.00-20.00
Yoga
ZerrinAKGÜN
Pıesi.-Per. 1830-19.30
< G M ı )
Rock Cafe-Bar (5. Kat)
12.00-18.00 HeavyMeUİ
18.00-24.00 Rock
BİLSAK, Sıraselviler Cad.
Sogancı sok.7 CİHANGİR
143 28 79-143 28 99