25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 11 EKİM 1990 Inonıi: Akbuhıfun staj dönemi Uevakit kaybediyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP Genel Başkanı Er- dal İnönü, parlamentonun gü- ven tazelemesinin ertelenemez bir siyasi gereksinim olduğunu söyledi. Artan terör olayların- dan duyduğu kaygıyı ifade eden İnönü, "Türkiye, Başbakan Akbulut'un staj dönemi ile va- kit kaybediyor. Akbulut bu işi öğrenecek diye insanların tek tek ölmesini bekleyemeyiz" de- di. SHP Genel Başkanı Erdal tnönii, önceki giin olağanüstü toplanan parti meclisinin bildi- risini dün açıklayarak "Görev ve yetkilerini teslim etmiş bir hiikümet ve işlevsiz bakanlarla ülkemizin gittikçe agırlaşan so- runlannın altından kalkılamaz. Yalnız bu hükiimetin görevin- den ayrılması değil, parlamen- tonun da giiven tazelemesi erte- lenemez bir siyasal gereksinmedir" dedi. İnönü, son gelişmeler karşısında bazı bakanlar hakkında gensoru ve- receklerini, bu konudaki çalış- malarınm da halen sürdüğünü dile getirdi. Dün bir basın toplantısı ile hazırlanan parti meclisi bildiri- sini açıklayan İnönü, "Parti meclisimizin unutulmaz iiyesi" dediği Bahriye Üçok'un cenaze törenine katılanlara, "önemli bir ödevi gerçekleştirdikleri için" teşekkür etti. SHP Genel Başkanı, "Türkiye Cumhuriye- ti'nin çağdaş temellerinin, laik, demokratik, özgürlükçü ilkele- rinin ne kadar sarsılmaz, aşıl- maz, yenilmez, halk kökleri ol- duğunu bir kez daha biiyiik bir kararlılıkla sergilediler" dedi. tnönii, Ankara büromuzda SHP Genel Başkanı Erdal inönü, artık terör olaylanndan duyduğu kaygıyı ifade ederek, "Türkiye Başbakan Akbulut'un staj dönemi ile vakit kaybedi- yor. Akbulut bu işi öğrenecek diye insanların tek tek ölmesini bekleyemeyiz" dedi. İnönü, dün beraberinde Ge- nel Sekreter Hikmet Çetin, Ge- nel Sekreter Yardımcıları Ertuğ- rul Günay, Yiğit Gülöksüz, Cevdet Selvi ve Genel Sayman Yfiksel Çengel ile birlikte gaze- temizin Ankara Bürosunu ziya- ret etti. Ankara Temsilcisi Ah- met Tan, Cumhuriyet yazarları llgur Mumcu, Cüneyt Arcayü- rek ile bir süre görüştü. İnönü, son terör olaylan ile ilgili olarak gazetemize yaptığı değerlendir- mede şöyle dedi. "Türkiye'de bir iktidar boş- luğu olduğu ortadadır. 26 Mart seçimlerinin sonucunu kabul et- mediler. Direndiler. Ama so- runlar giderek ağırlaşarak sürii- yor. Ne enflasyonu durdurabil- diler, ne de dış politikadaki so- rnnlan çözme yolunda bir başa- n gösterebildiler. Halkın sıkın- tısı ise en yüksek düzeyde. Toplu iş sözleşmesi döneminde işçilerin karşısına çıkıyorlar. Enflasyonu indirmeden bu ka- dar çok istenmez diyorlar. Enf- lasyonun yiıkünü adeta çiftçile- rin sırtına bindirdiler. Üstüne üstlük terör artarak lırmanıyor. SHP Genel Başkanı, "Akbu- lut'un staj dönemi dediniz. Siz taoca olarak bu işi öğrenmek is- tidadını göriiyor musunuz?" so- rusuna ise gülerek, "Herkesin istidadı vardır. Ama zaman me- selesidir. Herkes öğrenir sonuç- ta. Ben üniversite hocası olsay- dım dersi öğretirdim ya da bir başkasına rica ederdim. Ama ülke sorunları böyle bekleye- mez. Ona millel karar verir, iş millettedir" karşıhğını verdi. Anayasa (Baştarafı 1. Sayfada) özden, birgazetecinin "konı- ma istediniz mi" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Devlet varsa korur, Allah korur. Ben, ilgili yerlere başvu- rup 'beni koruyun, benim kor- kudan bacaklanm titriyor' de- mem. Devlet istiyorsa korur. Ge- çen pazar gününden itibaren evi- min önünde bir bekçi koydular. Beni bir bekçi konıyor." Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Ozden, türbanla ilgili ip- tal karanndan sonra ise Anaya- sa Mahkemesi'ne 6 klasör mek- tup ve telgraf geldiğini, bunla- nn 5 klasörünün "tehdit, küfür ve hakaret" içerikli olduğunu belirtti. özden, türban karann- dan sonra gönderilen tehdit ve küfür mektuplannın sayısının 10 bini aştığını ifade etti. özden, şöyle devam etti: "Bu telgrafların pekçof u ağır küfür ifadeleriyle dolu. Bunla- n PTT görevliierinin nasd kabul ettigini bilemiyonım. Bunun tekdirini siz yapın.' Özal'a yanıt verildi özden, Cumhurbaşkanı Tbr- gut Özal'ın Anayasa Mahkemesi kararlarım eleştirirken kullandj- ğı, "Bunlar çağdışı, teknolojinin gerisindeler" şeklindeki sözlere ise Anayasa Mahkemesi Başka- nı Necdet Dancıoglu tarafından yanıt verildiğini söyledi ve "Baş- ka bir söze gerek yok" dedi. TBMM'deki kararnamenin görüşülmesiANAP'ı ikiye böldü SHPden türbana engelleme CÜNEYT ARCAYUREK yazıyor Deve Hendek Atlar, Ama... geçilmesi kabul edildi. Bu oyla- maya ANAP genel başkan adaylarından Hasan Celal Gii- zel, bakanlar Halil Şıvgın, Kâm- ran İnan, liberallerden Ferruh İlter, Fethi Çelikbaş, Rıfat Di- ker ve Cahit Aral da katıldılar. Olumsuz oylan saymayı unutan Yıldırım Avcı, SHP'lilerin uya- rısı üzerine "Afedersiniz, işin heyecanına kapıldım" dedi. Av- cı, ANAP'hlar tarafından alkış- landı. Bu eelişmeler üzerine dinleyi- ci bölümünde oturan kadınlar protesto için genel kurulu top- luca terk ettiler. Bunun üzerine Kadın Statüsü ve Sorunları Başkanlığı kurulması, üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını içeren kararnamenin görüşülmesi SHP'liler tarafından sürekli yoklama istenerek ve değişiklik önergeleri hazırlanarak engellendi. ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — SHP'nin engellemesi üzerine üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına ilişkin ka- rarnamenin TBMM'deki göriiş- meleri dün tamamlanamadı. Kararname, ANAP'ı da ikiye böldü ve türban serbestisine karşı olan liberaller görüşmele- re katılmadılar. Kararnamenin kabul edilmesi için yoğun çaba harcayan ANAP'ın muhafaza- kâr kanadı da görüşmeler için gerekli çoğunluğu sağlayamadı. "Kadının Statüsü ve Sorun- lan Başkanlığı Kurulması" ve türban serbestisi getiren karar- namenin konuyla ilgili bakan olan Çahşmaye Sosyal Güven- o n R I I ( İ T 1 T p M . C İ T H İ r v r » » lik Bakanı Imren Aykut'un M J K L Ş İ U R l T l A S U R U Y O R ABD'ye gitmesi nedeniyle görü- şülememesi olasılığımn belirme- si, ANAP'ın muhafazakâr ka- nadını harekete geçirdi. Başta ANAP Malatya milletvekilleri Bülent Çaparoğlu ve Galip De- mirel olmak üzere ANAP'ın muhafazakâr milletvekilleri yo- ğun kulise başladılar. Muhafa- zakârların kulisi sonucu Ay- kut'un yerine vekâlet eden Dev- let Bakanı Kemal Akkaya gö- rüşmelere katılmaya razı oldu. Kararnamenin maddelerine geçilmesi oylanacağı sırada SHP Ankara Milletvekili Ömer Çiftçi ayağa kalkarak birleşimi yöneten başkanvekili Avcı'ya "karar yeter sayısı yok" uyan- sında bulundu. Yapılan oylama- da yeterli sayr bulunamayınca Avcı birleşime 10 dakika ara verdi. İkinci oturumdaki oylamada SHP'lilerin katılmamasına kar- şın muhafazakârlar, gerekli ço- ğunluğu sağlamayı başardılar. 7 DYP'li ile eski ANAP'lı bağım- sız milletvekili Nabi Sabuncu'- nun da katılımıyla maddelere Türban serbestisine karşı olan ANAP'lı liberaller görüşmelere katılmadılar. Kararnamenin kabul edilmesi için yoğun çaba harcayan ANAP'ın muhafazakâr kanadı da görüşmelerde çoğunluğu sağlayamadılar. Kararnamenin görüşülmesi bugune kaldı. dinleyici bölümünde sadece tür- banlı dört kadın kaldı. SHP'den engelleme SHP adına konuşan İzmir Milletvekili Turan Beyazıt tür- ban ve kadının statüsü ile ilgili düzenlemelere kararnamenin gerekçesinde yer verilmediğini söyleyerek "Bu ya cahilliktir, ya da işi bilmemektir" dedi. Kararname maddelerinin gö- rüşülmesini engellemek için SHP milletvekillerinin başkan- lığa verdikleri yedi değişiklik önergesinin ve önergelerde yer alacak sa>ida milletvekilinin ad- larının teker teker okunması yaklaşık 45 dakika sürdü. İlk önergenin sahibi olarak Beyazıt yeniden söz aldı. Bu önergenin görüşülmesinin tamamlanma- sından sonra SHP milletvekilleri Başkan Yıldınm Avcı'dan yok- lama yapmasını istediler. 20 da- kika süren yoklama yapılırken, yoklama isteyenlerin dışındaki tüm SHP milletvekiUeri genel kurulu terk ettiler. Görüşmele- re çoğunluk olmadığı için on da- kika ara verildi. Genel kurulda kalan SHP milletvekilleri Birgen Keleş, Türkân Akyol ve Turan Beya- zıt, yoklamayı izlerken SHP Ge- nel Başkanı Erdal tnönü de ku- liste öbür milletvekilleriyle sofı- bet etti. Ad okunarak yapılan yokla- ma sürerken geç gelen ANAP milletvekilleri genel kurulda ol- duklarını yazılı olarak divana ilettiler. Yıldırım Avcı, bu mil- letvekillerinin adlannı okuyarak salonda olup olmadıklarını kontrol etti. Yeterli çoğunluğun sağlanamaması üzerine Avcı, birleşime ikinci kez 10 dakika ara verdi. Bu aradan sonra ya- pılan ikinci yoklamada da ço- ğunluk sağlanamayınca Avcı bugün toplanmak üzere birleşi- mi kapattı. Bu arada genel kurulu izlerne- yi protesto için terk eden ve İs- tanbul ve Ankara'dan çeşitü ka- dın gruplarını temsil eden ka- dınlar adına yapılan açıklama- da kararname eleştirildi. Kargo görevlileri DGM'de ANKARA — Bu iktidar; dev- rilip gitmesi zorunlu olan bu ik- tidar, gerici hareketlerle terörün iç içeliğini kabul etmedikçe, dinsel örgütleri terörden soyut- lamayı sürdürdükçe cinayetler zincirine yeni halkalar ek- lenecek. Dün SHP ve DYP kulisinde bu yargı önkoşul olarak öne sü- rülüyordu. Demirel bundan sonra "kurşuna kimin muhatap olacağının" bilinemeyeceğini yineliyor; ortada on iki cinayet varken, iktidarın "bir katilin eş- kâlini sapmakla, ötekinin kul- landığı silahla ilgili bilgıler edin- mekle övündüğünü" söyiüyor- du. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin Demirel'in "asıl mikrop içerde" kanısına katılıyordu. İçerdeki örgütlerin dışardan maddi yardım gördüğünü kim- se yadsımıyordu. Ne var ki, ci- nayetleri "dışarıya mal etmek- le, bir yerde olaylan bilinmez hale getirebilirdik." Dinci hareketlerin asıl hangi kaynaktan "manevi destek" gördüğünü saptayarak ise baş- lamak gerekiyor. Meclise veri- başlıca görev biliyorlar. Demirel diyor ki, "devtetin is- tihbaratı yok". Hikmet Çetin di- yor ki, Üçok'un cenaze töreni 12 Eylül'den bu yana yapılan görkemli tek olay. "Hükümet, törene katılan topluluğun değe- rini bilmeli". Ama nerede o er- dem, nerede o akıl ve nerede kaldtgı sağduyu? Dinci hareketleri manen des- tekleyenler, her fırsatta bu des- teği maddi olanaklara dönüş- türüyorlar. Dün Mecliste görü- şülüp oylanması beklenen bir kararnamenin hem içeriği, hem de aldtğı son biçim, bu sa- vı destekliyor. "Kadının statüsünü ve so- runlannı araştıracak" bir baş- kanlığın Çahşma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı'nda kurulma- sı için kararname çıkarılıyor. Meclis onaylayacak. Başkanlı- ğının Bozkurt Özal'ın yaptığı Bütçe komisyonunda aynı ka- bın insanlan bir önerge vererek türbanı özgürlüğe kavuştura- cak maddeyi kararnameye ek- liyorlar. Yanı sıra Merkez Ban- kası başkanını beş yıl daha gö- revde tutacak ikinci bir madde len "irtica hareketlerinin amaç de TÖ'nün buyruğuyla bu ka- ve boyutları" ile ilgili araştırma rarnameye giriyor. çoğunluğu Haber Merkezi — SHP Par- ti Meclisi üyesi Doç. Dr. Bahri- ye Üçok'un ölümüne neden olan paketi alan kargo görevli- ierinin Ankara'daki sorguları sürüyor. Emniyet yetkilileri, tstanbul'- dan Ankara'ya getirilen Ekspres Kargo'da görevli bir bayan ile şirketin şoförünün ayrmtılı bi- çimde sorgulandığını belirttiler. İki görevli daha sonra DGM'ye gönderildi. DGM'deki soruşturmayı yü- rüten Başsavcı Nusret Demiral, iki kargo görevlisinin ifadesinin alındığını, ancak soruşturmanın gizliliği açısından konu hakkın- da bilgi veremeyeceğini söyledi. Demiral aynca, Ücok'u öldü- ren bombanın türünün belirlen- mesi amacıyla polis loboratuva- nna gönderilen parçaların ince- lenmesinin sürdüğünü bildirdi. şam Seyhan Kültür Şenliği'nden çıkan 25 kişiyi gözaltına aldığı bildirildi. Yetkililer, gözaltılar konusunda bir açıklama yapa- mayacaklarını soruşturmanın sürdüğünü söylediler. Tepkiler Bahriye Üçok'un önceki gün- kü cenaze töreninde slogan atıp, "Öğrenci gençlik platformu" pankartı açan bir grup hakkın- da Ankara Emniyet Müdürlüğü soruşturma başlattı. Polis yetki- üleri, henüz gözaltına alınan bu- lunmadığını, önceki olaylar doğnıltusunda tespit çalışması Türkiye Mühendisler ve Mi- yapıldığını söylediler. Yetkililer marlar Odası Birliği tstanbul İl gelişmeye göre bazı kişilerin Koordinasyon Kurulu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Ege Ba- sın Birliği yayımladıklan bildi- rilerle Üçok cinayetini kınadı- lar. öte yandan Laikliğe Çağrı Grubu'na mensup kadınlar dün Doç. Üçok'un evine çiçeklerle "Saygı ve bagldık" ziyareti yap- tı. Ellerinde çiçeklerle Üçok'un Köroğlu sokaktaki evine grup- gözaltına alınabileceğini bildir- diler. Mersin ve Adana'da gözaltılar Üçok'un öldürülmesini önce- ki gün Mersin Barosu'nun ön- cülüğünde düzenlenen yürüyüş- le protesto eden gruptan gözal- tına alınan 29 kişinin henüz ser- best bırakılmadığı öğrenildi. Adana Emniyet Müdürlüğü siyasi ekiplerinin de önceki ak- lar halinde gelen kadınlar, "La- ikliğe Çağrı Grubu" imzasıyla bir açıklama yaptılar. Açıkla- mada, Üçok'un düşüncelere, inançlara saygı ile yaklaştığı be- lirtilerek, "Ortaçağ karanlığını yeniden kurmak isteyen. tavır ve eylemleriyle barbarlığı so- mutlaştıran bir avuç fanatik, sevgi dolu bu yüregi ancak bomba ile durdurabileceklenni düşündüler. Bizler haklıyız. İn- sanız; Üçok gibi düşünen milyonlanz" denildi. Adını parka verdiler Çankaya Belediye Meclisi, dün yaptığı toplantıda, Doç. Dr. Bahriye Üçok'un adını Bah- çeli VI Park'a verdi. SHP-ANAP-DYP'li üyelerin ortak verdikleri önerge oybirli- ğiyle kabul edilirken, yine üç partiye mensup meclis üyeleri- nin ortak önerisiyle Bahriye Üçok adına saygı duruşunda bulunuldu. önergesini ANAP reddederken, "manevi hima- ye"nin belli başlı öğeleri tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor. Bahriye Üçok'un öldürülme- sini kınayan, laik cumhuriyeti savunan muhalefet konuşma- sanları kuliste oturuyor. Onlar için Türkiye'de "irtica hareketleri" yok. Ama onlara göre toplumun büyük kesimini kaygılandıran gerici hareketle- rin Mecliste araştırılmasını ön- leyecek ret oyu vermek başlı- ca görev. Koşa koşa oylamaya katılıyorlar. ANAP'taki dinci gruplar ka- dın statüsüyle sorunlarını ince- leyecek kararnameyi kullanıyor, içeriğiyle uzak yakın ilgisi ol- mayan türban sorununu metne aldırıyorlar: Manevi destekçiler amaca varmak için her zemini kullanmayı "mübah" sayıyoriar. Cumhurbaşkanlığına adaylı- ğını koyuncaya dek TÖ için Türkiye'de "irtica hareketleri" yoktu. Adaylığından sonra, kuşkusuz laiklik konusunda duyarlı olan kimi çevreleri do- yurmak için gerici hareketlere değinen bir iki cümlecik söyledi. Işte o kadar! Geçen pazar Alman TV'le- rinde laikliğe saldırı geniş bir programda ete alınırken spiker- ler şu yargıyı vurguladılar: "Türkiye, Atatürk'e sırt çeviri- İSTANBUL'dan HİKMET ÇETİNKAYA 6 Ettidar irticanın koruyucusu' Terör Tırmanıyor İSTANBUL — İçişleri Baka- nı Abdülkadir Aksu çok ilginç bir açıklamada bulundu: — Kanrt ve ipuçlannı açıklar- sak zanlılara kaç, kurtul demek olur. Prof. Muammer Aksoy ve Çetin Emeç cinayetlerinden sonra da Bakan Aksu, benzeri açıklamalarda bulunmuştu: — Önemli ipuçlan var elimiz- de. Hiram Abas'ın öldürüldüğü gün Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı ise şöyle konuşuyordu: — Ûnemli bazı ipuçlan elde ettik. Prof. Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Hiram Abas ve diğerieri. Görülen o ki ortada ne bir ipucu var ne de belirlenmiş bir örgüt adı. Terör vuruyor insanları. Kimi zaman silahla, kimi zaman bombalı paketle. Önceden ha- zırianan senaryolar peşi sıra çekiliyor. Ama nereye kadar? Hangi amaca yönelik oldu- ğu, nereden güç aldığı konu- sunda çeşitli varsaytmlar atılı- yor ortaya. Her cinayetten son- ra aynı demeçler veriliyor. İçişleri Bakanı Aksu, olayı çözmek için uzmanlardan olu- şan bir ekip kurulduğunu anla- tıyor. Ankara'dan gelen özel ekibin İstanbul'daki bırimlerle koordineli bir çalışma içinde ol- duklarını açıklıyor. Aksu, bu arada cinayetlerin aydınlanma- sı için 250 milyon liralık ödül konulduğunu duyuruyor. Aynı gün TBMM'de "İrtica hareketlerinin amaç ve boyutları" konulannı kapsayan Meclis Araştırma Önergesi ANAP milletvekillerinin oylarry- la reddediliyor. İçişleri Bakanı Aksu bu konuda yine görüş açıklıyor: — Laiklik politikaya alet edil- memelidir. Oysa ANAP iktidarı 1983 yı- lından beri dini politikaya alet ediyor. Bugün kimi bakanlıkla- n kuşatan tarikatlar, kendi yan- daşları için yoğun bir biçimde çalışıyor. Kendilerini laik, çağdaş ve Atatürkçü sayan kimi ANAP milletvekilleriyle yüz yüze ko- nuştuğunuzda, aşırı dinci grup- ların eylemlerinden rahatsız ol- duklarını söylerler. Kimi bakan ve milletvekillerinin seçmen ve delege ilişkisinde dinsel motif- lere önem verdiklerini, ANAP'ı kimi tarikatların yönettiğini an- latırlar. Gelin görün ki irtica iddiala- nna ilişkin bir Meclis araştırma- sı istenildiğinde ya oylamada bulunmazlar ya da ret oyu ve- rirler. Kısaca böyle bir araştır- ma yapılmasından kaçarlar. Türkiye'de anayasanın ön- gördüğü laik, demokratik, sos- yal hukuk devletinin yerleştiril- mesine, demokrasinin tüm ku- rum ve kurallarıyia çalıştırılma- sına karşı çıkan güçler, cinayet eylemlerini sürdürmek için her yola başvuracaklardır. Onların amacı, demokrasiyi yıkmaktır Bu gerçeği SHP ve DYP li- derlerigörüyor. Onun için Bah- riye Üçok'un cenazesinde TBMM Başkanı Kaya Erdem1 le birlikte yürüyorlar. Ancak ce- naze töreninde ne Başbakan Akbulut ne de DSP Genel Baş- kanı Ecevit var. Demek ki her ikisinin de önemli işleri olmalı ki cenaze törenine katılmıyor- lar. Başbakan Yıldınm Akbulut, sık sık "Terör 12 Eylül öncesi gibi değil" diye demeçler veri- yor. İşlenen cinayetleri, yaşa- nan acı olaytan "Üzerine gidt- yoruz, emniyet güçleri görevi başında" olarak açıklıyor Dün sabah İstanbul'da MİT Bölge Sorumlusu'nun şoförü Kemal Tunçsel, Kustepe'de si- lahlı saldırı sonucu öldürülüyor. Yine Tekstil İşverenleri Sendi- kası'na bombalı eylem düzen- leniyor. Lice'de PKK, Kutlu kö- yünü basıyor, evleri ateşe veri- yor. İlk haberlere göre 5 ölü, 6 yaralı var. Çoğunluğu çocuklar ve kadınlardan oluşuyor. Kars 1 ın Selim ilçesinin Yukandamla- pınar köyünde yine teröristler okul yakıyor ve bir öğretmeni öldürüyor. Başbakan Akbulut ne diyor- du: — Bu olayiarı şiddetle kını- yoruz. Terörün, 1980 öncesin- dekilerle aynı sekilde mütalaa edilmesi yanlıştır. DYP lideri Süteyman Demirel, "12 Eylül sonrası terör örgütle- rinin kökü kazınacağına, siya- si partilerin kökü kazındı" diyor. Doğru değil mi Süleyman De- mirel'in söyledikleri? ANAP iktidarı "Hayır" yanı- tını veriyor. Çağı yakalayan Türkiye'den, kalkınmadan söz ediyor. Türkiye'yi bir çıkmaz sokağa sürüklemek isteyen güçler bu- gün ve yarın hangi kişiye yöne- lik olacağı bilinmeyen silahlı eylemlere giriyor. Terör insan- ları vuruyor. Terör giderek tır- manıyor... (Baştarafı 1. Sayfada) Türkiye'deki irticayı şeriatçı kaynakların eylemi olarak nite- leyen Üçok, bu eylemleri besle- yen kuruluşlar arasında Ilim Yayma Cemiyeti, Milli Türk Ta- lebe Birliği, tmam Hatip Me- zunları Derneği gibi örgütlerden başka, Nurcular, Süleymancüar, Nakşiler, Vahdetçiler, Milli Mü- cadeleciler, Akgüçler ve Yeni Rufailer gfbi gruların bulundu- ğuna dikkat çekti. Bu dernek ve gnıplann Ata- türk'ün yerine, Fatih ya da Alpaslan'ı milli kahraman ola- rak göstermek istediklerini be- lirten Üçok, raporunda şöyle dedi: "Çizmek istedikleri yol ibret vericidir. Devletin din için va- rolduğuna halkı inandumak, müftülükten fetva olmadan ka- nun çıkarmamak iç ve dış siya- sette Diyanet İşlerini yetkili kıl- mak, Atatürk'ü halifeye ihanet etmiş göstermek istiyorlar. Ge- rici oluşumların birçoğu çıkan- lan kararnamalerle gerçekleşti- rilmiştir. 1982 yılından sonra dinsel kökenli cabalar anayasal- laştırmıştır. Bu gruplara deste- ğin dış kaynaklı boyutları iç ku- ruluşlarla ölcülemeyecek kadar güçlüdür." Ekonomik sıkıntısı olan ülke- ler üzerinde Arap emperyalizmi- nin etkinliğine dikkat çeken Üçok, Örneğin Rabıtat-ÜI Alem-ül Islami veya Hizbüt- Tahrir, Hizbi İslami, Siret Ün Nebi gibi kuruluşlann Türkiye'- deki etkinliği, tabanda dine bağ- lı halk kütlesinin şeriata yönel- mesi konusunda kendilerine yandaş kılarken. bir yandan da yoğun bir biçimde cihad faali- yetleri sürdürülmekledir" dedi. Türkiye'de irtrca faahyetleri- nin bir hayli yol aldığmı vurgu- layan Üçok, raporunda şu gö- rüşlere yer verdi: "Bu örgütler, Türkiye'yi Ba- tıdan ayırmak istiyor. Milli gö- rüş yanlısı etkinlikler 1981 son- rası başörtüsü bahane edilerek boykotları idare etmiş, İran İs- lam Devrimi'nin propagandası yapılnuşür. Türkiye'yi köylerde imamlann. şehirlerde müftüle- rin yönetmesi gerektiğini savu- nanlar vardır. Bu alanda yapıl- ması gereken çok iş var. Bu gö- revi üstlenmek her şeyden önce iktidara düşer. " En önemli görevin iktidara ait olduğu be- lirtilerek şöyle denildi: "Oysa irtica iktidarın koru- yucu kanatları arasında gittik- çe semirmekte, hatta iktidar onun önderliğini yapmaktadır. Bu alanda yıllardan beri yapılan uyarılar yararlı olmamıştır. Bu yüzdeı artan endişeler iktidann puan kaybetmesine büyük ölçü- de neden olacaktır. Buna kesin Gerici hareketlerin amaçları ile boyutlarını araştırmaya kar- şı çıkanlar, ANAP'ta yuvalan- mış tarikatçılar, din sömürücü- leri, evleri Ankara'da gözleri Ri- yad'da olanlar, elbette cinayet- yor!" Atatürk'ün frak giysili res- leri işlemesi olası gruplarla te- miyle başlayan program, dinsel rörû biribirinden soyutlamayı band satışı yapan dükkânlar ve cami önlerindeki insanlann gö- rüntüleri sürdü gitti. Sonra AT'ye girme çabalan? eözüyle bakıyorum. B a t l toplumu bu görüntülerle Bu konuda iktidar bizden koşullandıkça ne Bush'un bas- destek talep ediyorsa ona izle- kısı ne de TO'nün 2000 yılında yeceği yolu göster.neliyiz. Bu Japonya'yı yakalayacağımızı jol Atatürk'ün çizdigi laiklik 'Çeren kendi söyler kendi ina- yoludur. Eğitim birliği yoludur. n ı r demeçleri... Çağdaş eğitim programlarını H l < ? b i r s e y yazrnaz. uvgulama yoludur. Diyanet İş- ° n ceki gün toplanan ANAP leri Başkanhğı'na çeki düzen grubunda terör ve dinsel ey- verme yoludur." lemlerie ilgili tek kişinin söz al- Uluslararası düzeyde faaliyet maması, hükümetin bilgi ver- gösteren çeşitli İslami kuruluş- memesı onemı yadsınmaz bir lann "normal vardımlaşma" a n l a m l f a d e etmıyor mu? Türbana baş verenlerın ön- de gidenlerinden Malatyalı Bü- gruplan gibi görünmesine kar- şın bunların amaçlarıyla laikli- ğin bağdaşmayacağı belirtilen l e n t Çapanoğlu, arkadaşımız raporda Türkiye'nin bu tür ku- C a n a n Ged'k'e, şayet Evren rumların toplantılarına resmi t u r b a n yasasını Anayasa Mah- düzeylerde katıldığına dikkat kfmesı ne goturmeseymış laık- çekildî ''9 1 savunanların cınayete kur- Çeşitü dinci örgütlerin Türki- b a n gitmeyeceklerini söyleye- ye'de gösterdikleri faaüyetlerin- c e k ^dar saptırıyor olayları. dendeörneklerverilen raporda Onların deyışıyle "bir Üçok şöyle devam etti: 9ünah var orta yerde. Din ko- "Bu olaylar Türkiye'de din- nusundaki uyarılara gözlerini sel irticanın hayli yol aldığının kaP a y an Evren dönemi başta, kanıtıdır. Gizli'veaçık parti ö r - a m a arkasından tarikatçılığı gütleri Türkiye'ji Batı'dan ayır- d e v l e t yonetımıne egemen kı- mak, şeriat yasalarına uyğun l a n A N A P 'ktidarları günahın kılmak için yoğun çabalar sarf orXa &- Başlıca sorumluları. etmektedirier." Laiklığın ıpıni çekmeye hazır- Doç. Üçok raporunun son l a n a n e l l e r b u »ktidarın bünye- bölümünde gerçeklerin yurttaş- s i n d e - Bun'ara gerici hareket- lara anlatüması için bir seferber- l e r l e terörün ıç ıçelığını kabul lik başlatılması gerektiğini belir- ettırmek olanaksız. Deveye tilerek bu konuda daen önemli hendeğı atlatabılırsınız, gerici görevin muhalefete düştüğünü tayfasına gerçeği kabul ettıre- vurgulandı. mezsinız. VEFAT Merhurae Nazire Hacaloğlu ve raerhum Esat Hacaloğlu'nun kızlan; Enver Münevver, Mustafa, Müzeyyen, Cavit ve Cevdet Hacaloğlu'nun ablalan; Neval, Mehtap, Zuhal, Nihal, Mehmet Akif ve Mustafa Kemal Sözeri'nin anneleri; Osman Kavazoğlu, Alpaslan Küçükreisoğlu, Ender Gözüm ve Nur Sözeri'nin kayınvalideleri; Süreyya, Şükrü, Çiğdem, Murat, Deniz, Levent, Fehmi Can, Gökçe'nin anneanneleri; Senem'in ninesi, merhum Ali Kemal Sözeri'nin eşi AYŞE SÖZERİ (HACALOĞLU) 09.10.1990 Salı günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 11.10.1990 Perşembe günü (bugün) Levent Camii'nden öğle namazını müteakip Zıncirlikuyu Mezarhğı'nda defnedilecektir. Allah rahmet eylesin AİLESİ MAVİ DÜNYA'YA GÖNÜL VERENLER Geçmişi günümüzde yaşatan tekne BALTIMORE'UN GURURU İSTANBUL'DAN GEÇTİ 'DENİ/CİNİM OERGİSİ EKİM 1990 ** SAYH7S JL. "Oenizde va Evinizde" o 'Suauırlsı r« 339310? BİZLER'TEMİZ DENİZ' DERKEN YABANCILAR KİRLETİYOR:.. KOÇOKYELKENLİİLE İZMIR'DEN BODRUMA BİRTEHLİKEANINDA TEKNEYİ NASIL TERKEDELİM? Windsurf: ROZGARÜSTO DÖNOŞLER TEŞEKKÜR Parti Meclis Üyemiz Doçent Dr. Rahmetli Bahriye Üçok'un Partimizce düzenlenen cenaze törenine katılarak; laik Cumhuriyetimize, demokrasiye, düşünce ve inanç özgürlüğüne bağlılığını kararlılıkla sergileyen halkımıza, bu görkemli törenin gerçekleşmesinde emeği geçen örgütümüze ve tüm üyelerimize, bize yardımcı olan kamu görevlilerine, yürekten teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyorum. Erdal İNÖNÜ SHP Genel Başkanı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear