01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Af>Tl CÎTMHUBİTET 5 Ağustos 1961 kumarbazın hilesi 1 Yil >nl ! : • i I ORHAN KEMAL Oraya şehrimizin tekmil alavere dalaverecilerl avratlarıyla filân gelir. Binbir dalavere orda döner. Çok büyük, çok esaslı lokantadır. Sahibine gelince, sorma. Zamanında o da benim gibl çulsuzun biriydi ya, bakma. Şimdi hatm gönülü dörtyüz dirhem. Bütün biiyük memurlar ahbabı. Hatta şu sıra vali bey bile oradadır belki avradıyla! «Kodaman»ın hiç işine gelmezdi. Arabacı: Yemeler, içmeler, hızmı alamayıp çiftetelli oynamalar. Rezaleti kendi gözünle görürsün. Tanımazlar seni. Ben de demem... Önemle sordu: Sen tabil valiyi bile teftiş edebilirsin değil mi? «Kodaman» sıkılmağa başlamıştı: Sen beni, daha çok halkın kendi aralarında içip eğlendiği bir lokantaya götiir! Arabacıda yeni bir şafak attı: Dogru. Herifi Ankara'dan belki de vali, polis müdürü hakkında soruşturma yapmak için göndermişlerdi! Böyle olunca, ne diye heriflerle pat diye yüz yüza gelsin? Doğru beyim, dedi. Haklısın. Ben orasını akledemedim... Arabaya gene yarım sağla eğildi, sesini kıstı: Buranın bâzı memurları hakkında en iyi bilgiyi sana... (Göz kırptı) Neşe lokantasındaki esnaf verir. Oraya hem esnaf, hem de ufak memurlar gelir, çoğu kafayı beleş tutar. tyi mi? «Kodaman»m vereceği karşılığı beklemeden hayvanlannı kamçıladı. Külüstür fayton lâstik tekerleklerİ5'le bozuk, hemen hemen karanlık bir başka ara sokaktan, daha küçük, az aydınlık bir meydanlığa çıktı. Meydanlığın hemen sağında, aydınlık camlan tül perdelerle kapalı büyükçe bir lokantanın önünde durdu. Arabacı atladı, lokantaya koştu. 5 EiJnDet<j ou$rü • Alkol kokusu, sigara dumanı içindeki lokantada millet vur patlasın, çal oynasın gidiyordu. Bilmem nere belediye seçimlerini kazanmış muhalefet partisinin ileri gelenleriyle, şehrin orta halli esnafı, bir kısım küçük memurlar, Amerikan traktörleri acentalan memurları... Lokantanın iriyarı sahibi, lokantasının tam ortasında göbek atıyordu. Arabacı Kel Mıstık, hemen oracıkta, patronuna elleriyle tempo tutmakta olan şef garsona şip • şak haber verdi: Benden duymuş olmayın, demin Ankara'dan gelen bir müfettişi getirdim. Dışarda arabada. Buraya girecek. Validen, en küçük memura kadar tekmil memleketi teftiş edip Ankara'ya rapor verecekmiş. Söyle patrona, çakıyorsun ya? Geldiği gibi dışan koştu. Şef garson, hâlâ kendini kaybetmişcesine göbek atmakta olan patronuna durumu haber verdi. Herif kavrıyamadı birden. Şef garson önemle anlatmağa çalışırken, Kel Mıstık lokanta kapısını açmış, çift kösele san iskarpinlerini cızırdata cızırdata lokantaya giren «Kodaman»a, usulcacık haber verdi: Senin için tüccar dedim. Müfettiş falan diye kanştırmadım. O değilden sor soruştur gayri, bozma! «Kodaman» üzerinde durmadı. Paldır küldür eğlenirlerken, şef garson'un verdiği haberle aralarına sanki bomba düşmüşe dönüveren iktidar, ya da muhaliî partili, partisiz esnaf, nüfus, adliye, tapu, kadastro, çeşitli bankalann küçük memurları, büyük büyük açılmış gözleriyle, lokantadan içeri MiUetvekili, belki de düpedüz Bakan çalımı içinde giren adama baktılar. Bu kelle, bu kulak, bu alım çalım, hele hele yürürken zııt zııt zıt... eden büyük san ayakkaplarıyla bu adam basit bir müfettiş olamazdı. «Kodaman »dı bu, sağlama kodaman, kalantor! Aldığı aşırı alkolle ayakta zor duran lokanta sahibi, şef garson, garsonlarını falan itip bizzat koşmuştu. Geyirmesini tutmağa çalışarak: Buyurun, dedi, hık. Buyurun, hık hık... Allah kahretsin, kahretsindi şu bir az kaçırınca gırtlağıma yapışan «Hık hık»ları! Sanki faydası varmış gibi. boyuna hıçkırıp duran agzını eliyle kapıyarak tâ dipteki masaya koştu. Allah kahretsin. masa örtüsü yer yer kurumuş yağ ve şarap lekeleri içindeydi. Tabaklar çatlak, pecetelerin uçlan salkım saçak... Örtüleri, dedi, hık, örtüleri falan ça'ouk değiştirüı hık! Lokanta sahibinin az önce paldır küldür kafa çekip, sonra da kendini alamıyarak ortalarında göbek atmağa başladığı arkadaşlarından başka hemaç hemen bütün lokanta ona bakıyor, fikir yürütüyorlardı: Kim acaba? Şef garson müfettiş demiş amma... Kalıba kıyafete bakarsan müfettişten filân büyük... Doğru. En azından Mebus, Vekil gibi... Yahut iktidar partisinin esaslı bir kodamam! Olabüir. Lokanta kapısı yanında durmuş, ağırlanarak tâ karşı masalardan birine buyur edilmekte olan «Kodaman»a memnunlukla bakan arabacı Kel Mıstık'a seslendiler. Baktı, gördll, bir az geç, gitti masaya. Çoğunun ağızlan altın kaplama, beş kişiydiler. tçlerinde esnaf da vardı, çiftçi de, banka memuru da. Sordular: Kim lan bu iri herif? «İri herif» sözüne bıyık altından gülen arabacı: Umum müfettişler müfettlşi! dedi. Bir masa önden kulak kabartan Adliye Başkâtibi gözlüğünU sinirli sinirli düzelterek: Yok böyle bir memuriyet, dedi. Kel Mıstık boş ıskemlelerden birine çökmüştü bile. Önünde duran, yansı içilmiş rakı kadehini, kendisininmişcesine aldı, tepesine dikti Yağlan donmuş taskebabı'ndan çatalıyla bir parça. Sonra : Sizin anlıyacağınız, heril buraya Vali'den en küçiüs memuru teftişe gelmiş! Haber kulaktan kulağa lokantaya yayılıvermişü. Küçük esnaf, bir kısım çiftçiler memnun, ama memurlarla bankalarda çalışan çeşitli müstahdemler, daha doğrusu yarası olanlar, gocunmaea başlamışlardı. Adliye Başkâtibi önemle sordu: Nerden duydun? Tapu kadastro kâtibi: Kendi mi söyledi? «Kendi söylemedi ben yakıştırdım. Yüz kiloluk adam müfet> tiçler rnüfettişi değilse başka ne olabilir?» dese, önemi azalacalc, belki de «Olan serseri. Senin da bir bok büdiğin yok!» diyeceklerdi. Kendi söyîedl tabü, dedi. Boş kadehine yeniden rakı koydu, susuz musuz dikti. Daha doğrusu, ben ağzmdan aldım. Ona kalsa saklıyordu. Lâf aramızda, çok gizli tutuyor. Sakm dedi, büyüklerin kulağına gitmesin ki, ne yolda gezdiklertni belleyip... Göz kırptı. Çakıyorsunuz ya? Herif bildİğİnİZ gibi değil, »nnglrm» gözÜ, siyasl! (Arfcaa v»r) Adana Haruniye Diiziçi İlköğretmen Okulu Müdürlüğünden: 47517 lira 38 kuruş keşif bedelli Düziçi İlköğretmen Okulunda inşa edüen öğretmen lojmanlan ile i§ atelyesi ambar depo ilâve ikmâl inşaatları kapalı zarf usulü i!e eksiltmeye çıkanbnıştır. Eksiltme 16 ağustos 1965 pazartesi günü saat 11.00 de Osmaniye Belediye salonunda yapılacaktır. Geçici teminatı 3565 liradır. Proje, keşifler ve şartnamesi her gün mesaî saatlerinde okulda görüJebilir. Taliplerin asgarî keşif bedeli kadar iş yapmış olduklarına dair evvelce almış oldukları belgelerle Ticaret Odasmdan alacaklan vesika ve teminatlan ile müracaatlan. Teklif mektupları ve vesikalan havi kapalı zarfların ı eksiltme saatinden bir saa* ewel Komisyona teslim etme ', leri ve postada olacak gecikınelerin nazara alınmıyacağı ilân olunur. (Basm Ç. 101813632 9131) Gaziantep Topraksn Başmühendisliğinden: 1 Gaziantep Etrafışehir Tahtacı bölüğü mevkiindo bulunan arsada (Fidanlık karşısı, kışla bitişiği) yapılacak (18918.68) lira keşif bedelli su temini ve ihata duvan yapımı işi açık eksiltme suretiyle ihaleye çıkanlmıştır. 2 Geçici teminati (1418.90) liradır. İşe ait proje dosyası ve şartname her gün mesat saatleri dahilinde Baçmühendislikte görülebilir. 3 Eksiltmeye katümak istiydnlerin ihale gününden üç gün evvel (Tatil günleri hariç) bu veya buna benzer if yaptıklarma dair belgelerini ibraz ederek ihaleye girij belgesi almalan lâzımdır. 4 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin: A) Geçici teminat alındısı veya Banka teminat mekruplannı, B) 1965 yılına ait Ticaret Odası belgelerini, C) ihaleye giriç belgelerini komisyona ibraz etmeleri lâzımdır. 5 Işin ihalesinin 18 ağustos 1965 çarşamba günü saat 10.00 da Gaziantep Topraksu Başmühendisliği binasmda yapüacağı ilân olunur. (Basın 13686 A. 8773/9130) konu ve resim: Ayhan Başoglu ADSIZ KAHRAMAN ERZURUM ASKERİ SATINALMA KOMİSYON BAŞKANLIGINDAN: 1 ZİGAK deposundan ERZURUM'a 400 ton odun nakli 31 inci mr.dde kapalı zarf usulü ile eksiltmesi Komisyonumuzda yapılacaktır. 2 Tahmmi bedeli 28000 lira olup geçici teminatı 2100 liradır. 3 İhalesi 19 ağustos 1965 perşembe günü saat U.00 dedir. 4 Evsaf ve şartnameleri ANKARAİSTANBUL Levazım Âmirlikleri ile komisyonumuzda mesa! saatleri içinde her gün görülebilir. 5 İsteklilerin kanunî şekilde hazırlıyacaklan teklif mekruplarını ihale saatinden bir saat önce Komisyona makbuz karşılığı vermeleri şarttır. Postadaki vâki gecikraeler kabul edilmez. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden Yeni ve kullamlmamış durumda Hububal çuvalları satılacaktır Ofisimizin muhtelif işyerlerindeki depolannda mevcut 553.530 adedi hiç kullanümamış ve 215.894 adedi kullanılmış 50 kgr. buğday istiap eden 10 onsluk kanaviçe jütten mamul çuvallar 16.8J965 günü saat 14.30 da Ankarada Genel Müdürlük binasındaki Ulus İşhanı A. Bloku kat 7. de teşekkül edecek komisyonda açık arttırma suretiyle satılacaktır. Bu işe ait şartnameler Ankarada Malzeme Müdürlüğümüzden, İstanbul, Afyon ve Erzurum Bölge Müdürlükleriyle Mersin Şube Müdürlüğünden bedelsiz olarak temin edilebilir. Ofisimiz 2490 sayıh kanuna tâbi olmadığından satışı kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın 13955 > A. 9010/9132) (1164 Basın 13921/9125) İ S T A N B L L S25 Açılıj 8.30 Günaydın 7.00 Türküler ve oyun havaları 7.30 Sabah çayı 7.45 Haberler re hava durumu 7 55 İstanbulda bugün 8.00 Saz eserleri 8.15 Küçük llânlar 8.20 Bu sabah sizinîe 8.40 Sarkılar 9.00 Keman soloları 9.15 Türküler 9.30 ŞarkıIsr 950 Mtizik kutusu 10.19 Türküler 10.30 Kısa haberler ve küçük Hânlar 10.35 J. Strauss'dan valsler 10.55 Solodan soloya 11.25 Saz eserleri 11.40 Çalışırken müzik 12.00 Süheylâ Gürsesten şarkılar 12.20 Öğle UtiU 12.35 Küçük ilânlar 12.40 İrfan Doğrusözden şarkılar 13 00 Haberler ve hava durumu 13.20 Hafif müzik 13 39 Bir reklâm 13.40 Orkestra müziği 14.00 Türküler 14.15 Kimya 14.35 Tarih 14.50 Dünyaya bakıs 15 00 Kısa haberler ve kapanış. 16.55 Açıhş 17.00 Eğlenceli müzik 17.20 Dört ses, dört sazdan türküler 17.40 Çocuklar için 18.00 Kadınlar farfl 18.25 Küçük İUnlar 18.30 Küçük orkestra 18.45 Saz eserleri 19.00 Reklâmlar geçldl 20.00 Haberler ve hava durumu 20.40 Küçük ilânlar 20.45 Mefharet Yıldırımdan çarkllar 21.00 Radyo tiyatrosu 22.00 Reldâmlar geçidi 22.40 Hafif mü zlk 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Senfonik müzik 23.30 Dans müziği 24.00 Kapanıı. İSTANBUL ÎL RADYOSD 1757 Açilıs 18.00 Müzikli dakikalar 19.00 Akşam konseri 20.00 Hafif müzik 20.15 Her zaman sevilen r'âklar 21.00 Türk bestecüeri 22.00 Her gcce bulusahra 23.00 Sonat saati 23.25 Dans müziği 24.00 Romantik müzik 00 25 Hafif müzik 1.00 Ka A N KAR A 6 25 Açılış 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah mü zigi 7.30 Saz eserleri 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 Ankarada bugün 8.00 Sabah konseri 8.15 Küçük tlânlar 8.20 Her telden 9.00 Çeşitli müzik 9.30 Ev kadınının istekleri 9.50 Niyazi Yılmazdan sarkılar 10.05 Turizm 10.10 Ulviye Taşkentten çarkılar 10.30 Kısa. haberler 10.33 Dans müziği 11.00 Nurettin Dadaloğlludan türküler 11.15 Solistler geçidi 11.45 Konser saaü 12.15 Kıbns saaü 12.25 Küçük ilânlar 12.30 İki solist söylüyor 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 Öğle konseri 13.45 Hacer Buluştan türküler 14.00 Çocuk bahçesi 14.15 Kim3a 14.30 Tarih 14.50 Dünyaya bakif 15.00 Kısa haberler, kapanış. 16.55 Açıhş 17.00 Nevin Demirdövenden şarkılar 17.20 Caz müziği 17.40 Sohbet 17.50 Tarla dönüşü 18.10 Küçük konser 18.25 Küçük ilânlar 18.30 tncesazdan Acemaşiran fasll 19.00 Reklâm programları 20.00 Haberler ve hava durumu 20.40 Küçük ilân lar 20.45 Uykudan önce 20.50 Hüseyni makamında saz eserleri 21.10 Tarihten sesler 21.20 Erkekler topluluğu 21.45 Plân 22.05 Sanlye Candan türküler 22.20 Balete çağrı 22 45 Haberler ve hava durumu 23.00 Gece konseri 23.45 Gece yarısına doğru 24.00 Kapanıs. ANKARA İL RADYOSC 17.57 Açıhş 18.00 Plâklar arasmda 18.30 Diskoteğimizden 19.00 Küçük konser 19.30 Almanca melodiler 19.45 Radyo ile Almanca 20.00 Günün melodileri 20.30 Akşam konseri 21.00 Sevdikleriniz ve sevecekleriniz 2?.00 Gece konseri 23 00 Dansa davet 24 00 Karma rnımk 1 nn Ka JLE m Bu bir askerî sırdır. Nemetz'in sabrı tükenmişti: Bana vız gelir bu, diye haykırdı. Gragory Aleksandroviç Stambulov, doktorun tahliyesini ısrarla istiyor. Size bu hususta iki mektup yazdı. Bunlar, rnektup değil, birer emirdir. Albay yerinden kalktı: Ben Sovyet ordusu tarafından alman tenkil tedbirlerini hiç kimseye ifşa etmemek üzere emir almışımdır, diye güıiedi. Ben yalnız şeflerimi dinlerim, Stanbulov yoldaş benim umurumda değil! Size gelince. buradan derhal çıkıp gitmezseniz sizi tevkif ettiririnı. Burada emir bende, Stanbulov yoldaşta değil! Nemetz, küfürler mırıldana çekildi. Çavuş kadının yanına gelince ona, Levitov'la aralarmda geçen konuşmayı naklettikten sonra: Sizden bir ricam daha var, dedi. Kamyonlann gittiğini bilmiyordum. Acaba gerçekten Doğu garına mı gittiler? Onu yğrenmek istiyorum. Kadın çıktı, bir kaç dakika son ra dönüp geldi Evet, dedi. yarım saat önce. on kamyon hapisaneden hareket etmiş. Korkarım. doktor için hiç bir şey yapamıyacaksınız. Sürgüne gitmesi kendisi için bir bakıma hayırlı. Muhakeme edilmiyecek, dolayısiyle hapse mah BEŞİNCİ KADIN Yazan: M. Façyas Çeviren: Hamdi VAROĞLÜ küm olmıyacaktır. Daha kötü bir âkibete uğrıyabilirdi. Bari tren kalkmadan önce gara yetişebilseydim. Ben sizi göndereyim. Kadın. dahıli telefonu açtı. Ser?ey adlı birısıyle uzun uzun konuştu. Bu adamın elinin altında bir motosiklet bulunduğu, konuşmadan anlaşıhyordu. Nernetz' in anlıyabildiği bundan ibaret kaldı. Konuşma bittikten sonra kadın: Sergey sizi götürecek, dedi. Hoş bir seyahat olmıyacak ama neyse, çünkü motosikleti deli gibi sürer. ona sıkı sıkı tutunmanız lâzını.. Ama ancak bu sayede gara. belki kamyonlardan önce varabilirsiniz. Sergey, kara saçlı genç bir askerdl. Çigan tipinde idi. Macarcayı oldukça iyi konuşuyordu. Nemetz'i motosikletine bindirdiği için çok memnun görünüyordu. Molozlar dolu yoUardan yıldırım hızıyla geçmeğe başladılar. Yol boyunca, Serger, önünden geçtiklerl binalar hakkında mü 94 talâalar yürütüyordu. Şen, hoş n buruşuk bir sürü erkek, kadın sohbet bir çocuktu, bozuk düzen ve çocukla tıklım tıklım dolu idi. bir motosikletle, saatte yüz yir Bu kalabalık, günlerden beri orami kilometre süratle gitmemiş da imiş gibi görünüyordu. olsalar, arkadaşlığı hoşa gidebiBomboş rıhtımlara açılan kalecekti. pıiara Rus nöbetçiler dikilmişti. Nihayet, sağ salim gara vardı Bekleme salonunda, Rusların da, lar. Sergey gazı kesti ve Nemetz' Macarlarm da yüzlerinde ayru tein inmesine yardım etti. El sıkı vekkül ve aciz ifadesi okunuyorşırlarken, Sergey, enspektörün so du. Marşandiz garına kadar biğuktan zangır zangır titremekte nayı dolanmamız lâzım. Sürgün olduğunu fark etti: Böyle pardesüsiiz dışarı çık trenleri oradan kalkar. Binaların etratmdan dolaştımamalıydınız, dedi. Delikanlı salar. Demir yoluna paralel bir duyılmazsınız, dostum. Verdiğiniz malumata teşek varda açümış geniş bir gediğin kür ederim, yavrum. Bir daha önüne vardılar. tlgilüerle konuşsefere beni arabana bindirirsen ma işini Sergey üzerine almıştı, sırtıma bir şey giymeği vaadedi Nemetz, hiç ses çıkarmadan, soğuktan donmuş bir halde, biraz yonım. Gann önünde, Rus ordusu p.çıkta duruyordu. Çok hızh kokamyonlan dizümiş duruyordu. nuştuklan. için Nemetz ne konuş Ama içlerinde şoförlerden başka tuklarını anlarmyordu. Fakat Ser kimse yoktu. Istasyona yolcu a gcy gerekli şekilde konuşmuş okını tamamiyle kesilmiş okaakla lacak ki rıhtıma açılan kapıdan beraber, koskoca bekleme salo geçmelerine izin verildi. nu, halleri perişan, Ustleri başla( Arkası var ı göre kendüıe daha iyi bir i§ buidun...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear