Catalog

SAHİFE ALTI CUMHURİYET 29 Ağustos 1965 9 CAINLI ADAM ORHAN KEMAL 29 « Kira, sıpalara üst baş. bakkala, kasaba, manava, taksitçilere borç gırla. E, kendi şahsi masrafım, içkim falan? Anca bize göre. Anneme de bir manto yapmak lâ zım bu kış. Kadm pek tınllaştî. O olmasa, kenef kan. sıpalar görümü oyardı alimallah. Hani Allah gecinden versin, ölüverirse diye ödüm kopuyor. Öldü mii, yandım. Şaşı. kuru. mendebur karı tırnaklarmı gırtlağıma iyice geçirir. Hergele oğlanlar, kız ...» Paranm her yılki gibi gene çarçur oluvereceğini bümenin ağırhğı kapkara bir kâbus gibi oturmuş tu içine. Bıkmış usanmıştı bu kâbuslardan. Ah şu karı, ah şu mendebur karı... ulan çiroza hâlâ çivi gibi, poker, briç, viski... «... inek karı, viski neyine senin? Zıkkımianacaksan, çarap zıkkımlan bâri, rakı zıkkımlan. Hayır. Viski hem de îskoç olacak. Sanki îngilizce bi lirmis gibi, Îskoç değil de Skaç!» Okkalı bir küfür kaçırdı. Sonra da ürkerek çevresine bakındı te!âsla. Ssnki kansı buralardaydı, duyabilirdi. Sedire ilişti bir ara. Iş arksdaşı Idris'i düşünuü: Onun da ufacık gözleri burun köklerine akmışa benziyordu ama. hiç de karısı gibi mendebur değildi. O kadar değildi ki. karısının bir gün usullacık yaZihaneye gelip ağzını aramasını bi le hemen haber vermişti: c Seninki geldi bugün buıaya!» Kim?» « Karın. Şehvar..» . Niye?» ' « Mâlum..» « Kadın ve para meselesi değil mi 1 '' « Mâlum dedim ya!» « Sen ne dedin?» • Ne diyebüeceğimi bilmiyor musun?» « Inandı mı?» « îstersem inandırabileceğimi de biiirsin.» « Yaşa.» « Sen de yaşa. Hani bir takım prfönler falan almıştı ya?» « Haa.. o gün mü?» • O gün. Annenden faian atü tuttu...» « Ne dedi?» « Her zamanki, mâlum şejler..> Karyolaya gitti, girdi, beyaz örlüyü kalın, kıîlı bacaklarına çekti. İdris'e de biraz para ayırmahydı. Ayırmahydi, ayıracaktı ama, Semâ'ya îdris'in yazıhane adresini vermesi... gerçi tdris'in Tamparah ğı falan yoktu. Agzı da sıkıydı ya, eene de korkuyordu bir biçimsizlik oluvermesinden. Bir yandan bir yana döndü. Kadma yarın bir fırsat düşüriip İdıis'e fazla açılmamasmı tembih etmeliydi. Etmeliydi ki, sa.kah eline vermesin. O kuru bamya, o sinir yükü, çirkin, yenilmez yutulms7. kannın bu kadar bindirmesi, bütün sırlarmı bilmesindendi. Aptallık etmiş. paşa torunudur falan diye her şeyini anlatmış, «Müfettiî'liğini bile giziememişti. Gene bir yandan bir yana döndü. Allah Allaaaah... uyku tutmuyordu be. Gözleri uykusuzluktan çol'er gibi yanıyordu oysa. Esnedi. yaşaran gözlerini avuçIsrıyla sildi. Yarm geç vakta kadar uyur. eeceki uykusuzluğunun acısmı çıkarırdı. Çıkanrdı ama. Semâ, cıvıl cıvıl Semâ, hârika Semâ şu anda o ciğeri beş para etmez herifin ko! ları arasmda mıydı? «Tabii». diye geçirdi. « Tabiî ama, neden? Niçin? Ne hakla? Mâdem anlaştık, bundan sonra benim sayılır. Deyjıj?. hakkıma, hakkı sarihime. » Öksürdü, kendi kendine güldü. Sanki karşısında Idris, yahut da 'Boktan arkadaşları>ndan kısa boy lu, çakır gözlüsü vardı. Sanki, tstanbul'da Meserret kahvesindeydiler. karşı karşıya da. Anadolu mâccrssını anlatıyor, anlatırken de •Hak»tan, Hakkı sarih»ten söz edi yordu. Arkadaşı da sanki: • Hak mı?» diyordu <... hakkı sarih mi? Hangi hak? Hangi hakkı sarih ulan? Herifin karısından mangırlan tırtıkla, bileziklerini fa lan al, metresini ayarla. Sonra da herif son birkaç gece daha yatacak belki, onu çok gör, hakkına el atılmış, hakkı sarihin gaspedilmiş say. Aşkolsun oğlum palavracı!» Arkadajlan kısaea «Palavracı» derierdi. Yüzü gene nefretle burujtu. Onlar neydi ya? Asıl palavracı onlardı. Meserret kahvesine sabah sabah toplanılır. Gazeteler açıhr. Her biri bir kurt, gözler projektör gibi, taranır tekmil gazeteler. Daha çok da işyerlerindeki iş kazala rı üzerinde falan durulurdu. Bir yerlerde bir duvar mı yıkılmış? Bir amele mi ölmüş? Tamamdı. Bayram sevinci içinde kahveden çıkılır, pınl pırıl taksilere dolunur, atlanırdı iş kazası olan yere. Kalıbı, kıyafeti, milletvekili, Bakan, müfettişe benzeyen Kudret Dağdeviren başta, ötekiler derece derece arkasmda, «teftiş heyeti» gi bi, düşülürdü iş kazası olmug yere. « Sakatlanan işçinin sağlık durumu ne merkezde?» Her işyerinde eksik bir şeyleıin, kanunsuzlukların bulunduğu kaide halinde olduğundan, «lşveren>. ya da sorumlu mühendis, mimar hık, mık'a başlardı. Derken yalvarıp yakarmalar, ardından da • Allah ne verdiyse», «Miktarı mü nasip dercep edilir», gene teftiş heyeti edâsiyle taksilere dolunulup ver elini gazinolar, randevu ev leri! Uykusu gene piç olmuştu. Karyoladan indi. Gazinolara, randevu evlerine de pek para vermezlerdi. Gene hep o cTeftiş heyeti» çalımı içinde. Palavracı önde, teftiş heyeti reisi, ya da kimbilir, belki de Belediye sağlık ekipi sanılarak, korkulur, çekinilir, en iyi yerler onlara ayrılır, kadınların en güzelleri. yiyeceklerin. içkilerin en pahalıları onlara ikram edilirdi Yerler. içerler.. yeyip içerken sık Mk çatal. bıçak, peçete, tabat beğenilmez, bardaklar lâf olsun diye kirli, cânım bahklar bayat bulunur, garson azarlanır, şefgarson koğulur, patron çağınlırdı. Patron çokluk süklüm püklüm Eelirdi. Korku içinde. Korku'nun derecesine göre ona da bağınhr çağırıhr, üstü örtülü tehditler savrulurdu ki, yeyip içtikten başka bolca bir cep harçhğıyla körkütük çıkılırdı gazıno'dan. Esnedi. « Kenef uyku!» dedl sesli sesli. « Karyolaya girsem kaçarsm, yatmayıp kalk?am gelir, beni esnetirsin...» Pencereye gitti, perdeyi hafifço açtı, dısarıya baktı: Ikınci plân caddenin bozuk parkeleri, sıra sıta elektriklerle aydınlanmıştı. Kimseler yoktu. Perdeyi kapayıp çekildi. Yarın parayı karısına, Idris's postayla mı, yoksa banka yoluyla mı gönderseydi? tkisini de mahzurlu buluyordu. Takip ediliyor* $a? Adresi tesbit edilip enselenir" se? Cart curtunu yernezlerse? Eski sabıkası da meydana çıkınca cezası katlanarak içeri atılırsa? Bu sefer içerde yeni, candan bir tdris bulabilecek miydi bakalım? Sedir üzerindeki çantasından cigarasiyle kibritini çıkarıp, yaktı bir tane. fstemiyordu, yeniden hap?e girmekten korkuyordu Şayet ckenef karifi» ile «boktan arkadaşları» olmafa. bu palavra i$lere de snn verir, çekilirdi kenara. Cigarasından aldığı dumanlar tavana doğru aâır ağır yükssliyor, sonra da odava yaj'ilıyord'j, Daha şiındiden odayı açık mavi, açık gri bir rt'inan tülü kaplaEvet evet, ckenef karı» yla «bok tan arkadaşlar» ı olmasa, şu şimdi pantolon cebindeki üçbin'den çok parayla îstanbul'un dışında, filtı kahve. ü=tü iki odalı bir evcik vaptırır. anacığını yanına a» lır. îdriü'le birlikte... Ne zaman bunları düşün^e can» • ar.ırdı. Gen e öyle oldu. Cigara^ından keyifli bir duman aldı tdri.ç. kendisi, anne5İ «Helâll rniıı?llah ka^anaf^kları Daralarla... Kafasmda gene tdrls canianmıştı. tstanbul'da. tdris'in Cagaloğlu'daki büyük iş hanlarından birinin üçüncü katındaki yazıhanesinde çok konuşmuşlardı bunu. Kısa beyaz külotu, tire ten fsınilâsı, etli, büyük, kocaman kocaman ayaklanyla sedire ilismişti. (Arkası var) Çekroece Nükieer Araştırma ve Eğitim SEKİİNLE BAU 5 u . pküîkBİUE CEGİMİ Ş.ÖV. 30.000 ton sun'î gübre naklettirilecektir X J g g | 5 2 g ö 2 g X § 1 Partiler halinde îzmit'e 8.500 ton, tstanbul veya Tekirdağ'a 3.500 ton, Samsun'a 7.500 ton, Jzmir'e 3.000 ton, tskenderun'a 3.500 ton ve Mersin'e 4.000 ton ithal edilecek cem'an 30.000 ton sun'i gübre Fabrikala nrnıza sevfeettirüecektir. 2 üsulüne uygun kapalı zarf halindeki teklifler 4.9.1965 pünü saat 12 ye kadar Sirketin Sirkeci Aşirefendi cad de&i Şeker Handaki Büromuz Muhaberat Servisine tevdi edilmiş olacaktır. 3 Şartname ve Sözleşme tasarısı ve diğer vesaik TL 25, mukabilinde Büromuz ile Ankaradaki Genel Müdürlüğümüzden temin edilecektir. 4 Sirketimlz 3490 sayılı kanıına tabi değildir. thaleyi kısmen veya tamamen icra edip etmemekte ve dilediğine vermekte serbesttir. Kerkezi Müdürlüğünden: Merkezimizde çalıştırılrnak üzere aşağıdaki şartları haiz bir tornacı imtihanla alınacaktır. 1 Askerliğini yapmış olmak, 2 40 yaşından yukan olmamak. 3 Sanat Enstitüsü torna bölümünden mezun olmak (en az beş yıllık tecrübeEİ bulunan eleman). İsteklilerin 15 eylül 1965 tarihine kadar P.K. 1 Hava Alanı İstanbul adresine kısa hâl tercümeleri i!e yazılı olarak müracap.tları rica oiunur. (Basın 15772/10247) konu veresim: AyhanBaşoğlu mA ADSIZ KAHRAMAN Devlet Orman İşlelmesi Veıirköprü Müdür!üğünden 1 Isletmemızin Vezirköprü Merkez deposur.da mevcut 702.677 m3. I. Sınıf normal boy çam tomruğu 12 parti halinde metrekupü 305 346, 677,083 m3. II Sınıf normal boy çam tomruğu 10 parti halinde metrekupü 218, 678,148 m3. III. Sınıf normal boy çam tomruğu 11 parti halinde m.3. ü 163, 149.104 m3. III. Sınıf kısa boy çam tomruğu 4 parti halinde metrekupü 147, 66.650 m3. III. Sınıf kısa boy kaym tomruğu 3 parti halinde metreküpü 120, 124,771 m3. III. Sınıf normal boy kaym tomruğu 4 parti halinde metreküpü 132 liradan açık artırma suretiyle satışa çıkanlmıştır. 2 Açık «rtırma 7/Eylül/1965 salı günü saat 14.00 te Müdürlük binasmda toplanacak Komisyon önünde yapılacaktır. 3 Alıcıların ihale günü saat 14.00 e kadar almak istedikleri partilerin temmatlannı yatırmış olacaklardır. 4 Bu satışa ait şartname Orman Genel Müdürlüğünrie. Amasya Orman Başmüdürlüğünde, Ankara, Samsun, Tnkat, Çorum, Boyabat, Kargı Işletme MüdürlükUrinde, Havza, Merzifon, Zile, Lâdik, Duragan, Merkez Orman Bolge Şefliklerinde ve Müdürlügümüzde görülebilir. 5 Alıcıların belirîi gün ve saatte teminat makbuzlan ile Komisyona müracaatlan. (Basın 15664/10248) § 1 ö ? TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. İstanbul Bürosu (Basın 15864/10245) Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'ndan NATO EİLtM KOMİTESI tarafmdan temel bilimler öğrenimini teşvik etmek amacıyla veriiecek burslarla Ugili olarak yapıi.in sjıav ve mülâkatta başarı kazananların isimleri aşağıda gösterilmiştıı Duj'urulur, 1. Arık Metin Kadıköy Koleji 2. Ayık Şâkir Bahçelievler Deneme L. 3 Belli Fevzı İzmir Atatürk L. 4. Bozhüyük Ali Gaziantep L. 5. Kalayaoğlu Ünsal Vefa L. 6. Leventoğlu Hülya Kandilli Kız L 7. Öktem Naci îzmir Atatürk L. 8. Özel Fahri Ankara Atatürk L. 9. Özyer Ahmet Aydın L. 10. Suzer Sefik Kayseri L. 11. ŞahİB Yıldu Ankara Kız L. İJ. Taral Selçuk Bahçelievler Deneme L. 13. Turün Rikkat Ankara Kız L. 14. Ulaj Tuncay Yıldınm Beyazıt L. 15. Ünlü Yusuf Pertevniyal L. 1«. Yetkiner Ahmet Kırschir L. 17. Zorlu Feride Ankara Kız L. (Basm A. 10367 15895/I02<1o) dibı ,. . \co\o dudaÜannda İSTANBUL 6.25 Açıliî 6.30 Günaydm 7.00 Turküler ve oyun havaları 7.30 Tatil sabahl 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 İstanbulda bugün 8.00 Bu pazar sizinle 8.30 Türk Hallc müziğl dinleyici istekleri 9.00 Keman soloları 9.15 Türk Sanat müziği dinleyici istekleri 9.45 Atlı karmca 10.00 Kısa haberler 10.02 Plâklar dönüyor 10.25 Bizi dinler mlsiniz? 10.30 Cem ve Cemile 10.İ5 Çesltli müzik 11.00 Sarkılar ve saz eserleri 11.30 Yaz rüzgârı 11.50 Dünyg Nelere gülüyor? 12.00 Yurdun sesi 12 25 Küçük ilânlar 12.30 Beraber ve solo şarkılar 13.00 Haberler ve hava durumu 13.15 Kayıp mektupları 13.20 Piyano ile hafif melodiler 13.30 Reklâmlar geçidi 15.00 Kısa haberler 15.02 Opera konseri 16 00 Türküler 16.15 Gençlik saati 16.30 Sevket TJğurluel orkestrası 16.45 Tarla dönüşü 17.00 Melodi zincîri 17.40 Çocuklar için 17.57 Kısa haberler ve küçük ilânlar 18.00 İleri Türk Musikisi Konservatuarı konseri 18.25 Küçük ilânlalr 18.30 Hafif müzik orkestrası 18.45 Bağlama takımmdan türküler ve oyun havaları 19.00 Reklâmlar geçidi 20.09 Haberler ve hava durumu 20.40 Küçük llânlar 20.45 Sarkılar 21.00 Yedl tepedcn yankılar 21.10 Alâeddin Yavasçadan şarkılar 21.30 Hadyo oda orkestrası 22.00 Reklâmlar geçidi 22.40 Hafif müzik 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Çağdas opera 23.30 GünOmuıun plâklan 24.00 Kspanış. İSTANBUL İL RADTOSÜ 14.57 Açılıs 15.00 Müzikli dakıkalar 16.00 Senfonik konser 17.00 Caz albümleri 17.30 Diskotek 18.00 Türk bestecileri 18.20 Bir konçerto 18.45 Dansa davet 19.30 Melodiler ülkesinde geri 20.00 Sololar 20.15 Sizin lçin seçtiklerlmiı 21.00 Büyük orkesrraları tenıyalım 22.00 Her gece bulufalım 39.00 Gece konseri 34.00 Bu ««• lizinl» 1.00 Kapanıj. A N K A R A 625 Açılıj «30 Günaydtn 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah müziği 7.30 Oyun havaları 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 Ankarada bugün 8.00 Neclâ Eroldan türküler 8.15 Hafif müzik 8.45 Türk müziğl dinleyicl istekleri 9.15 Atlı karınca 9.30 İsteklerinlz mikrofonda 10.00 Kısa baberler 10.03 Türk müziği pazar konseri 10.40 Bizi dlnler misiniı? 10.45 Eski sesler, eski melodiler 11.30 Şarkılar, oyun havaları v« türküler 112.00 Diskoteğimizden seçrneler 12.25 Küçük ilânlar 13.30 Yurttan sesler dinleyici istekleri 13.00 Haberler ve hava dururau 13.15 Eyfelden müzik 13.40 Zekl Mürenden şarkılar 14.00 Çocuk bahçesi 14.15 Reklâm programları 15.15 Kısa haberler 15.18 Müzik dünyası 15.40 Dllek kutusu 16.40 Fikret Kozinogludan sarkılar 17.00 Kısa haberler 17.03 Her hafta bir sarkıcı 17.25 Mülkiye Toperden şarkılar 17.45 Tarl» dönüşü 18.10 Spor dergisl 18.25 Küçük ilânlar 18.30 İncesazdan Muhayyer fasliı 19.00 Reklâm programlan 20.00 Haberler ye hava durumu 20.40 Küçük ilânlar 20.45 Uykudan önce 20.50 İsmet Nedimden larkılar 21.10 30 Ağustosa doğru 31J» MeraJ Armağandan sarkılar 21.45 Geçen hafta 22.10 Caz müziği 22.S0 N'urettin Çamlıdağdan türküler 22.45 Haberler »e havm durunnı 23.00 Hafif müzik dünyattndm *e*ler 24.00 Kapanif. ANKARA tL BADYOSU 14 57 Açılıs 15,00 Sevilen klâsik eserler 15,30 Hafif melodiler 16.00 Sollstler ve orkestralar 1T.00 Pazar konseri 18,00 Plftklar ar«sında 18.30 Haftanın solistl 19.00 Küç konser 19.30 Dünden Dugüne 20.00 Film melodileri 20.30 Şan soloları 21.00 Mozaik 22.00 Gece konseri 22.30 Batıya bakıı 33.30 Tatil gecesinin dan* mttzlğt 24.00 Karma müzik 1 00 Kapanı;. AYŞE İLE ALİ 20 zavallının, böyle nâzik bir dâvanın altından nasıl kalkacağmı nıe rakla düşünüyordu. O ise, bütün dikkatiyie solunda oturan ve ya vaş sesle konuşan, SaintJacques Enstitüsü Müdürünü dinliyordu. Bir iki karşılaşmadan sonra Müdür de «İşe» bütün ilgisi ile bağlanmıştı. Tercünıanlık görevini benimsemiş, isteği de kabul edilmişti. Muhakeme günü gelmeden, birkaç defa o da avukatla hapishaneye gitmiş. ve Vauthier'den sa bırla. incelikle epey bi'gi elde ede bihrişti. Hattâ Eonraları, Jacques Vauthier bu iyi kalbli tercümana alışmıştı.. Çoğu genç ve gıizel kadmlar olan dinleyicilerden sonra Danielle'in gözleri karşı tarafm avukatma dönmüştü. Voirin neden aksini söylemeli? çekici bir adamdı. Yanında kalabalık bir yardımcı grupu vardı. Deliot'nun tersine etrafına ısrarla bakryor, durmadan kolluklarını eynatarak hayranlannı oyalıyor du. Bir kere daha, büyük avukat, kazanacağı zafere hazırlanı yordu. Danielle, bu emin hallerden rahatsız olarak, yaşh dostunun düseceği acıklı hali düşünm«kten kendini alamıyordu. Voirin'de gevimlilikten baska her yagr vtain. YALNIZ Vazan : G. Des Cars Zür&çesi: Berin Kurtbay Şınıdı genç kızın gözleri. o güne kadar görmemiş olduğu ve merakla bekledıği kapıdan içeri sokulmakta olan samğa çevrüdi. İnce ve duygulu Danielie'de gördüğü manzara bir sinir cereyanı yarattı. Nefesi kesilmişti. Dünyada böyle bir yaratığın bulur.abileceğine, ona da insan denebileceğine katiyen inanamazdı. Bu karrr.akanşık saçlar, bu kimseye benzemiyen yüz, bu atlet vücudu üzerine sanki zorla yapıştınlmış kocaman baş, yan.nda duran jandarmalann ortasında bu dev yapılı gövde.. Genç kız irkildi. Bu yaratık avukatın her zaman heyecanla andığı zavallı olamazdı. Ona bakmakla, masallardaki canavar olduğuna inanmak kolaydı. Danieile fena olmuçtu. Böyle bir eanavan savunmağa kalkıçtığından dolayı yajlı dostu için acı duyuyordu. Bu manzaradan güçlükle »yrılan gözleri, IOB k«ran verecek olan jüriye çevrildi. Onlar, sessiz, sanığı inceliyorlardı. Acaba üç kere sakat, dünya ile teması olmıyan Jacques Vauthier hayatmın dönemecinde olduğunun farkmda mı idi? Salon bu canavarın girdiği andan beri ağır bir hava içinde bunalıyordu. Hâkimler yerlerini aldılar. Onlar kapıdan girerken dinleyicile rin hepsi ayağa kalkmıştı. Başkanlık eden Legris idi. Savcı, Victor Deliot'yu Voirin'den çok ürküten, Berthier idi. Bu göreve yeni başlıyan savcı, önüne getirilen her sanığı ölümle cezalandırmak için çırpmırdı. Asıl çarpacağı duvar, etrafa derin tesir bırakan Berthier'nin duvan idi. Cansız bir ses olayın nasıl cereyan ettiğini okudu. Bu yazılardan eskiden gazetelerde okunan şeylerden başka bir şey öğrenilmiyordu. Olay «nlatıldıktan sonra Başkan Legris, sanığın medenl durumu hakkında »orular sordu. Bu sorular, Vauthier' nin ellerine dokunularak, tercüraan tarafmdan kendisine çevriliyordu. Hiçbir yanlışlık olmaraaşı için ayrıca Braille sistemi de kullanılıyordu. Sanık, cevaplarını bu yoldan veriyordu. Başka bir tercüman, yazılı bu cevaplan, hâkimlere okuyordu. Biraz uzun sürmesine rağmen, bu çifte yol, emir.liği bakımından, tatbik edi'.iyordu. Salonu dolduran toplum, normal bir duruşmada sıkılarak dinleyeceği bu soru cevap kısmını ilgi ile izliyordu. îsminiz? Jacqueı Vauthier. Doğum tarihiniz ve doğum yeriniz? 5 mart 1923, Paris. Babanızın adı? Paul Vauthier, 1941 de öldü. Annenizin adı? Simone Vauthier. Kardeşleriniz var nsr (Arkam v»r) İŞ SflflTLERI Sana acıyacağımı zannediyorsan yamüyorsun. En iyi memurumun ortadan kaybolmasma sebep oldun.