10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNCEL EDİTÖR Kimine yemek kimine tarih Turistik tesislerdeki animasyonlarda yabancılar opera ve tiyatro, Türkler ise saz ve fasıl istiyor. ezilerden sonra “Yediğin içG tiğin senin olsun, gördüklerini anlat” derler. Türkiye’ye gelip hayran kalan turistler, gördüklerini anlatmakla beraber eşsiz Türk yemeklerini de anlatmadan geçemiyorlar. Türkiye’den damaklarında ve gönüllerinde kalan tatlarla ayrılan turistlerin izlenimlerinin ortak noktası: Türkiye harika bir ülke. Haroula Daratros (Yunanistan): “Türkiye’ye ilk kez Nisan ayında geldim. İlk gezim İstanbul ve Ayasofya’yaydı. Harika bir turdu. Beş günlük gezim boyunca İstanbul hakkında bir çok şey öğrendim. Konakladığımız oteli beğenmiş olmasam da Türkiye’de olmak çok güzeldi. Türkiye hakkında söyleyeceğim en güzel şey yemekleri. Sütlaç denilen pirinçli ve sütlü tatlıyı çok beğendim. Türk kahvesinin tadı mükemmel, Kapadokya’da izlediğim Mevlana gösterisinden çok etkilendim.” Pierre Flener (Fransa): “Ben 15 günlük gezimde İzmir’de kaldım. Fantastik bir ülke olan Türkiye’ye ilk kez 1995 yılında gelmiştim. O zaman kaldığım şehir İstanbul’du. Bu büyülü ülkeye gelmeden önce ön yargılarım vardı. Özellikle terörizm gibi bir teh likenin ülkeyi tehdit ettiği dönemlerde Türkiye’ye gelmek istememe rağmen cesaret edememiştim. Ege’yi gezmek hoşuma gidiyor. İzmir’de içtiğim tarhana çorbasının tadını hala unutamıyorum. Şehirden ayrılırken bu çorbadan yanımda götürmüştüm. Fransa’da bu tadı bulamadım. Türk insanı da çok sıcak kanlı. Ancak eğitim seviyesinin yükselmesi gerekiyor. Özellikle İstanbul’da rastladığım insan manzaraları bunun toplumda iyileştirilmesi gereken bir konu olduğunu gördüm. Türkiye’yi seviyorum...” Shahrokh Mortazavi (İran): “Türkiye demokratik ve gelişmeye açık bir ülke. Batılı olmaya özenmeden kendi çağdaşlığını yakalamış. Türk turizmi her geçen gün ilerliyor. Özellikle Ortadoğu ülkelerinden, denizi, havası ve doğası için gelen milyonlarca turist var. Ben İstanbul’a gittiğimde Sultanahmet’teki otellerden birinde kalıyorum. Sultanahmet İstanbul’un merkezinde olan tarihi bir semt. Kesinlikle çiğköfte yemeden İstanbul’dan ayrılmam. Bence Türkiye’yi herkes gezip görmeli. Türkiye’de beğendiğim o kadar çok şey var ki.” Richard Blacklock (İngiltere): “Bir haftalık gezim Çanakkale’yeydi. Türkiye’nin her yerini gezmek isterim. Her şehirde her sokakta harikalar gizli. Çanakkale ilgi çekici bir kent. Tarihin önemli anlarına ev sahipliği yapmış. Birinci Dünya Savaşı’nın izlerini her yerde görmek mümkün. Ayrıca Troia efsanesi ve savaşlarının geçtiği yerleri gördüğüme de çok sevindim. Çanakkale’de tarih ve doğa güzellikleri iç içe. Bir eleştiri gerekirse bence Türkiye, tarihi eserlerine gerekli özeni göstermiyor. Troia antik kenti Türkiye için büyük bir pazar olabilir.” Turizmde yanlış hesaplar Turizm bu ülkede bacasız sanayi. Giderek artmasını dilediğimiz turizm gelirleri bireysel rakamlara bakıldığında artmış gibi gözüküyorsa da gerçekçi hesaplar gelirlerin azaldığını ortaya koyuyor. Bunun nedeni ise bir turizm politikasının olmayışı ve ortaya çıkan sorunlara yeni sorunların eklenmesi. Turizmciler “önümüze konulan vergiler ve yeni vergi paketi Türk turizminin geleceğini karartıyor” diyor ve yüzde 18 KDV’den, özel idare ve belediye vergileri ile bir şişe sudan bile vatandaştan beş ayrı vergi alındığından yakınıyor. Otel, motel, tatil köyü ve pansiyon işletenler Meclis’in açılması ile gündeme gelecek “konaklama vergisi”ni ise altın yumurtlayan tavuğun ölümü olarak niteliyorlar, müşterilerinin günlük yeme, içme ve konaklama ücreti üzerinden verecekleri yüzde 3 konaklama vergisinin iç turizmi de baltalayacağını öne sürüyorlar. Bütün bu konuların medyada ciddi biçimde irdelenmesi gerekiyor. Ekibimiz bu sayıda Kuzey Ege’yi dolaşıyor. Nereye adım atsak orada tarih var, geçmişten geleceğe miras var, yaşamı renklendiren, oksijen pompalayan yöreler var, sağlık fışkıran sular var. Gezelim görelim. Hani koskoca bir gemi vardı da demiştik ki “o gemide ben de olsaydım”, Mustafa Pamukoğlu “ben o gemideydim” diye rüya gemisini anlattı, Erdal Atabek zaferlerin ve acıların kenti Roma’yı oturma odanıza getirdi. Aylin Öney Tan, tekne cenneti Göçek’in teknesizlerini anlatırken, Gündüz Mutluay Artvin’in Yusufeli’sini, İsmet Aktekin talih kuşunun konduğu Las Vegas’ı dile getirdi. Mustafa Balbay eski bir maratoncu olduğunu ortaya koydu, Güney Afrika’ya dek uzandı. Sevgili okurlar Dört Mevsim Gezi’de güneş batmaz, kalın sağlıcakla. Abdülkadir Yücelman [email protected] Mehmet Sucu. Yayın Yönetmeni: Abdülkadir Yücelman. Yayın Danışmanları: Gündüz Mutluay, Faruk Pekin, Turgay Tuna, Ahmet Yaygın süreli yayın Oruçoğlu, Ali Abalı, Serdar Kızık, Çetin Yiğenoğlu, Deniz Tüfekçi, Mustafa Balbay. Renk Ayrımı: Cumhur Ercan. Görsel Uygulama: Rabia İlknur Sak. Yayımlayan: Yenigün Haber Ajansı Basım ve Yayıncılık A.Ş. Türkocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu / İstanbul Telefon: (0212) 512 05 05 Faks: (0212) 513 85 95 Eposta: [email protected] Baskı: Uygun Basın (0212) 451 65 11 Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden. Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal. Zambak Sokak No: 4 D: 1 Beyoğlu / İstanbul. Telefon: (0212) 251 98 74 251 98 75 Faks: (0212) 251 98 68 Eposta: [email protected]. Rezervasyon: (0212) 512 41 19 512 48 30 512 47 78 Faks: (0212) 513 84 63 DÖRT MEVSİM GEZİ Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk. Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız. Yayın Koordinatörü: Deniz Som. Sorumlu Müdür:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle