10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KRUİSER TURİZMİ 27 O gemide ben de vardım Mustafa Pamukoğlu alıpazarı’ndan S Çarşamba günleri geçtiğinizde bir iki tane dev gemi görürsünüz ve içinizden bu gemiyle seyahat etmek gelir ve kendinize “O gemide ben de olsaydım” dersiniz ya işte ben o gemide bir haftalık seyahate çıktım. Gezinin birinci günü; gemiye yerleşme ve gemiyi tanımakla geçiyor. an yeme ve içmeyi düşünüyor ve yiyorsunuz. Her şey fiyata dahil. Ancak kapalı içecekler için ücret ödemek zorundasınız. Eğer diyet yapıyorsanız, diyeti gemide bırakmanız şart oluyor. Akşam yeni yerler keşfediyorsunuz. Monte Carlo, disko ve gece kulübü size yeni heyecanlar veriyor. Bizim ilk durağımız; Hırvatistan’ın Dubrovnik limanı. Sırp savaşında büyük zarar görmüş bu şirin kente saat 11.00’de varıyorsunuz. Kalkış saati 14.30. Üç saat boyunca kenti gezebilirsiniz.0 Öğleden sonra Venedik’e doğru yol alıyorsunuz. meydanını görmeniz gerekiyor. Biz tercihimizi dantelleriyle meşhur Bruno adasına tekne ile giderek kullandık. Venedik’e doymadığınızı ve sadece buraya gelip gezmeyi kararlaştırarak gemiye dönüyor ve beş yıldızlı otellerin olanaklarını tekrar kullanmaya başlıyorsunuz. dans ve animasyon kalabalığına katılabilirsiniz. Bari’den sonra Yunan limanı ve geçen Olimpiyat ateşinin yakıldığı Katakolon’a geliyorsunuz. Çok şirin bir yer. Yöre halkı bizden biri gibi. Ertesi gün Türk karasularına girip heyecanlanıyor ama. Kuşadası limanına yanaşıp, beton ve şekilsiz yapılaşmayı görünce hayıflanıyor ve ülkeniz adına üzülürsünüz. İstanbul’a doğru yol alırken kaptandan gemi ve yolcular ile ilgili bilgileri alıyorum; yolcu sayısı 2 bin 34. Mürettebat 729 kişi. Gemi bir hafta boyunca 730 ton yakıt tüketiyor. Çalışanların ücretleri 400 doları geçmiyor. Geminin neden daha çok limana uğramayıp, denizde geçirdiğini kaptana sorduğumuzda, yanıtı “Bu gemi yüzen beş yıldızlı bir otel” oluyor. Mehtap keyfi Eğer kabininiz 8 ve 9.katta ise şanslısınız. Balkonunuz var. Buradan engin denizi seyrederek düşünce seansı yapabilirsiniz. Akşam mehtabı da seyredebilirsiniz. Ertesi gün İtalya’nın ucunda Venedik’ten sonra çekilmeyecek Mersin limanı gibi bir liman olan Bari’ye geliyorsunuz. Tipik bir Akdeniz kenti. Sandalyeye ters oturan İtalyanları görünce kendinizi Anadolu’da hissediyorsunuz. Bari’yi üçdört saat şöyle bir gezip gemiye döndüğünüzde sizi etkileyen ciddi bir şey kalmıyor. Gemide beşinci.gününüz. Artık gözü kapalı gidiyorsunuz. Ama değişik bir şey yapmak isterseniz, akşam 11. katta Beş yıldızlı otel Gemi denizde yüzen beş bir yıldızlı otel.Yok yok. Neyin nerede olduğunu öğrenmek iki gününüzü alıyor. Öğlen İstanbul’dan kalkan gemi, Çanakkale’yi gece geçiyor. O gün açık büfelerden neler yiyeceğinizi şaşırıyor, ciddi bir acemilik çekiyorsunuz. İkinci gün de denizde geçiyor. Artık gemiyi tanıyorsunuz. Nerede ne yenir, ne içilir, öğreniyorsunuz. Geminin havuzunda serinlemek ve güneşlenmek istiyorsanız çok erken yerinizi almanız gerekiyor. Aksi halde serin yerler arıyorsunuz. Öğle bir sistem geliştirmişler ki, her Kaptanın galası Gemide yolculuk bir önceki günün benzeri. Tek farkı var. Kaptanın gala gecesi. Baylar koyu elbiseler, bayanlar şık elbiseleri ile restorana inmek zorunda. Seyahatinizin dördüncü günü, saat.8.30’da gemi Venedik limanına yanaşıyor. 15.30’a kadar Venedik’tesiniz. Kısa bir zaman diliminde bir iki ada ve mutlaka San Marco
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle