Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GEZGİNİN NOT DEFTERİ 31 Al vapurunu başına çal! Nabi Tırışık Neymiş efendim, bir kısım vaveylacı güruhu, ismi lazım değil saf bir belediye reisini, (hadi ‘Kadıköy’ deyip sadece mevki belirterek geçeyim, anlayan anlar) arkalarına almışlar Sinop’un ‘helesa taifesi’ gibi meydan meydan, bağıra çığıra geziyorlar: Vapurumu vermem de vermem! Bey kardeşim! Niye vermezsin vapurunu? Eski de ondan vermem! Mantığa, mülahazaya, şuur ve izana bakar mısınız? Yenisi gelecek! Eski, hışır vapuru vermiyor... Şimdi, Sayın Topbaş, arkadaşım olması hasebiyle kendisine yağcılık yapacak değilim. Buna lüzum yok! “Gönder beni beş yıldızlı bir tesise, inceleme yapayım” desem zaten anında gereğini yapar. Ama istemem! Ben kendisinin sözcüsü de değilim lakin sonuçta insan evladısın dayanmanın bir sınırı var! El insaf! Koskoca şehremini, kaynak ayırmış, bütçe hazırlamış, paraya acımamış, bu peksimet beyinlilere taa Benelüx memleketlerinden yepyeni, gıcır gıcır evladiyelik vapur sipariş etmiş; “Ey benim güzel vatandaşım! Gel seni oturakları ceylan derisi kaplı, motorunun sesi tısır tısır, çayı kahvesi otomattan, ne simitçi gürültüsünü, ne Burhan pazarlama patırtısını, ne de bir parmak simit için ‘Eaaak, eaaaaak! diye hançerelerini paralayan, beleşçi, avantacı martı denilen kuş çetesinin ciyaklamasını duymadan, Kadıköy’den Sirkeci’ye beş dakkada şıpın işi geçiriveren bir edevata bindireyim. Lodosu, poyrazı hissetmeden, yağmurun, karın sisi, pusu yüzüne vurmadan, püfür püfür klima eşliğinde bir rıhtımdan bindireyim ötekine indireyim” diyor. Bu bozguncu taifesi meydan meydan zıplamaya devam ediyor: Vapurumu vermem de vermem! Niye vermezsin? Eski de ondan! Hay o eski vapuruna da sana da Allah ömür ihsan eylesin! Vapur dediğin şey neye yarar? Suyun üzerinde bir yerden bir yere seyrü sefere! Şimdi soruyorum sana be adam! Eski vapur bunu yapıyor da yenisi yapmıyor mu? Zorun ne? Haa! Sen illa sağlam bir dalgada suyun dibini boylamak istiyorsan o başka! O zaman al eski vapurunu öteki dünyada başına çal! Bana sebep olma! nabitirisik@atiktuk.com Tatil yolunda güvenli sürüş İlhan Mutluay er ne kadar tatile çıkmış olsanız da H otomobil kullanmak ciddi bir iştir, hata kabul etmez. Bana bir şey olmaz diyenleri çok duydum, aslında her şey çok basit ama insanlar ancak kötü bir olay başlarına gelince işin ciddiyetinin farkına varabiliyorlar. Keyfinizi kaçırmak istemiyorum ama bu konuda yazmadan da duramıyorum ne yapayım. Tatil yolculuğunda hava sıcak olduğu için konsantrasyon sürekliliğini sağlamanın en önemli konu olduğunu düşünüyorum, ilk önce bunu halledin. Sonra sürüş pozisyonuna dikkat etmelisiniz. Koltukta dik durmalısınız, kolunuzu direksiyonun üstüne doğru gergin bir şekilde uzattığınızda direksiyon simidi bileğinizin altına değmeli, bu ayar çoğu kişiye çok yakın gibi gelebilir ama kritik bir durumda direksiyona hakim olmanızı kolaylaştırır. Otomobilinizin bakımları yapılmış olmalı, herhalde bunu söylemeye gerek yok! Otomobil içindeki eşyalar kaza sırasında büyük bir hızla hareket eder, sert bir frende ufak eşyalar pedalların altına girebilir. Bunlardan daha önce bahsetmiştik. Kendinizi güvene almanız kadar trafikte diğer araçların ve insanların da güvenliğine saygı göstermeniz gerekir. Eğer varsa “port bagaj”ınızdan düşen bir eşya sizin için tehlikeli olmayabilir ama çevrenizdeki araçlar için çok tehlikelidir. Sağ ve sol aynalar mümkün olduğunca otomobilinizin kasasından daha çok yolu göstermeli, özellikle herkesin bildiği orta ayna ile sağ ayna arasında kalan kör noktaya dikkat edin. İyi yolculuklar. ilhanmutluay@hotmail.com GÖRSEL BULMACA Fotoğraftaki yer nerede ve adı ne? İpuçları: Türkiye’nin en eski merkezlerinden birisi. Burası bir adaydı, bir zamanlar güvenlik nedeniyle doldurma bir yolla karaya bağlandı. Antik çağda yörede Pygela kenti vardı, günümüze pek bir şey ulaşamadı. Tarihte olduğu gibi günümüzde de bir liman kenti. Doğru yanıt veren okurlar arasında yapılacak çekiliş sonunda üç kişiye Cumhuriyet Kitap Kulübü’nden kitap armağan ediyoruz. Yanıtların 15 Ağustos 2005 Pazartesi saat 18.00’e kadar faks (0.212. 513 85 95) veya eposta gezi@cumhuriyet.com.tr adresine bildirilmesi gerekiyor. Çekilişte kazanırsanız kitabınızı alabilmeniz için açık adresinizi ve telefonunuzu yazmayı unutmayın. GEÇEN SAYI: Yanıt: Kız Kalesi, Mersin. Kitap kazananlar: Servet Caner Dağdeviren (Kocaeli), Nurgül Yılmaz (Karabük), Aysun Keskiner (Osmaniye).