Katalog

6 KAPAK BEGONVİL PLAJI tek fiyat uygulanıyor. Plajlar, Mavi Bayraklı ve limanın içinden dahi denize girilebiliyor. Plajların hemen arkası ise yeşil alan olarak düzenlenmiş. Dileyen ağaçların altında güneşleniyor. Kent dışında ise batıda Ulaş, Konaklı, Fuğla, İncekum, doğuda Kestel, Mahmutlar plajları bulunuyor. Mahmutlar’dan öteye antik kalıntıların arasında küçük koylar sıralanıyor. Alanya’da temmuz ve ağustos aylarında güne genellikle plajda başlanıyor ve gün, güneş alçalıncaya kadar plajda geçiyor. saatinde nöbetçi eczanede “yanık merhemi” aramaya başlıyor. Tekne turları Günü, denizle bağlantılı olarak teknede geçirmek de olası. İskeleden sabah saatlerinde kalkan büyük gezinti tekneleri, kıyı boyu yol alıyor. Haritalarda, Alanya kıyısının düz bir çizgi ile gösterildiğine bakmayın, denize açılınca sayısız koylarla karşılaşıyorsunuz. Tekneler önce, yarımadanın altındaki mağaralara uğruyor sonra koylardan birinde yemek molası için demir atıyor. Grupların keyfine göre teknelerdeki eğlence vur patlasın çal oynasın akşamüstüne kadar sürüyor. Denizle daha fazla “içlidışlı” olmak isteyenler içinse tüple dalış turları var. İskeledeki dalış okulları, “sertifika” da veriyor. Ayrıca, plajlarda ve teknelerin demirlediği koylarda deniz paraşütü, “muz gezintisi” gibi eğlenceler düzenleniyor. Su parklarına gelince. Kent merkezinde müzenin bulunduğu caddede büyük bir su parkı var. Akdeniz bölgesinin en büyük su parklarından biri ise Okurcalar beldesinde. Burası su parkı değil; tam bir su şehri. İçindeki yapay nehirlerde rafting bile yapılıyor. Dim ve Oba çayları Toroslar’dan akıp gelen Dim ve Oba çayları kenarındaki piknik alanları ve kır lokantaları tatilin klasik “denizkumgüneş” seçeneği dışına çıkmak isteyenleri bekliyor. Ulu çınar ağaçlarıyla kaplı vadide, suyun içine kurulan masalarda zaman su gibi akıp gidiyor. Suyu serin bulanlar için lokantalar masalarını salların üzerine ya da suyun üstündeki ahşap teraslara kuruyor. Burada, genellikle tava, ızgara ya da fırında güveç olarak alabalık yeniyor; rakı, şarap ya da bira sizin tercihinize kalıyor. Dim vadisinin başlangıcındaki “Anadolu Köyü” turistlere otantik bir ortam yaratırken vadinin en sonundaki “Pınarbaşı” doğanın kendisini sunuyor. Oba çayında ise Alanyalılar “Kadıpınarı”nda “Muammer’in Yeri”ni öneriyor. Piknik alanları, kıyıdan yaklaşık 15 kilometre içeride. Dim çayına, Kestel Belediyesi’nin otobüsleri gidiyor. Bölgede dağ bisikleti ve trekking de yapılabiliyor. Dim vadisine gelmişken Dim mağarasını da gezmek gerekir. Sonunda bir gölcüğün beklediği mağara oldukça gizemli. Doğa sporları ya da orman içinde uzun yürüyüşler yapmak isteyenler için bir seçenek de Toroslar’daki yaylalar. Bunlardan Türbenilas yaylasına bir saatlik otomobil yolculuğu ile çıkılıyor; seyahat acenteleri safari turları düzenliyor. Biraz da tarih Denize girdiniz; tekneyle gezdiniz; çayın içinde alabalık yediniz; hatta yaylaya çıktınız... Sıra Alanya’nın tarihiyle tanışmaya gelmiş olmalı. Bunun için en güzel zaman, akşam üstüne doğru; güneş ufka doğru inerken... Öncelikle Alanya Müzesi’ni gezmelisiniz. Müzede özel bir salonda tek başına sergilenen 51.5 santim ? Güneşe dikkat Bu arada güneşin altında özellikle yatmamak gerekiyor. Gölgede yatarken kumdan yansıyan ışınlar bir “eskimo”yu bile birkaç günde bronzlaştırmaya yetiyor. Aksi halde gün boyu “güneş kremi”ne güvenenler gecenin bir KALEDEN KIZILKULE