22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNCEL EDİTÖR ‘İstanbul yaşanmalı’ İngiliz gezi yazarı Johanna Foley’in İstanbul izlenimleri stanbul geçmişten bugüne bir İ çok gezginin uğrak yeri oldu. Yüzyıllarca kimler gelip geçmedi ki bu topraklardan. Seyyahlar, tüccarlar, aşıklar... Yazıla yazıla, anlatıla anlatıla bitmeyen güzellikleri ve problemleriyle gezginler bugün de İstanbul’u anlatıyor. Bildiğimiz kadarı ile üç kez Türkiye’ye gelen İngiliz gezi yazarı Johanna Foley, izlenimlerinde İstanbul’un geleceği için umutlu, yeter ki iyi pazarlansın ve üzerine yatırım yapılsın diyor. Johanna Foley’in kariyerinde The Observer’da editörlük ve Financial Times’a, Daily Telegraph’a, Sunday Telegraph’a ve birçok dergiye yazılan seyahat yazıları var. Foley gezdiği bir çok yeri benzetmelerle süslüyor. İstanbul’u ise; bakılıp büyütülmesi, eğitilmesi gereken bir bebek olarak görüyor ve ekliyor: “İstanbul benim için özel bir yeri olan bir şehir. Türkiye’yi seviyorum Güneye de gittim ancak Türkiye’deki favorim İstanbul. Kısa seyahatler yoğun iş temposunda çalışan insanların ilk tercihi. İstanbul uzun hafta sonları için harika, çünkü bu büyülü şehre ulaşmak için Londra’dan sadece 3.5 saatlik bir uçak yolculuğu gerekiyor. Bu kısa yolculukla Avrupa şehirleri yerine İstanbul’u tercih edebiliyorsunuz. İstanbul iyi pazarlandığı takdirde Avrupa kentleriyle rakip olabilecek niteliklere sahip. Turizm çekiciliklerini kullanıp, kendisini geliştirmesi gerekiyor. Mesela çok az İngiliz, Türkçe konuşuyor ve bu İngilizlerin gelmemesi için bir sebep. Sokaklardaki tabelaları okuyamıyorlar, gittikleri yollardan emin olamıyorlar, otobüse binmeye cesaretleri yok. İstanbul’daki yol işaretlerinin İngilizce olması gerekli. İstanbul’da yol bulmak bazen gerçekten çok zor. Ana yoldan gitmek kolay ama haritalarda ismi olmayan öyle çok sokak ve yan cadde var ki, yolunuzu kaybediyorsunuz. Ama keşfetmek için de iyi ve cesaretli bir gezgin olmak gerek. Gittiği ülkede kaybolan turist, kötü olaylar yaşarsa bir daha o ülkeye ayak basmaz, anılarında kötü bir yer edinir ve pişman olur. Bu güzel şehre gelenler pişman olmadan ayrılmalı. İstanbul’un zor bir şehir olduğunu sanıyorlar; ancak yanılıyorlar. İstanbul teknik anlamda tamamlandığı zaman eşsiz ve rakipsiz turizm merkezi olabilir. İstanbul’ da egzotik, harika binalar, muhteşem yemek ve alışveriş var; üstelik son derece makul fiyatlara. Ben tatlı yemek ama ortasında peynir olan bir tatlı (künefe) bugüne dek yediğim en güzel tatlıydı. Doğulu bir Avrupa kenti olan İstanbul’ da gezmek bu şehri yaşamak bence bir ayrı bir tat.” Yabancıların ayak sesleri 1950’li yılların sonlarına doğru turizm hareketi başladı ülkemizde. Anımsıyorum; Avşa adasına Marmara adasından sadece Ömer kaptanın motoru kalkardı, çünkü adaya sadece bir iki aile giderdik. 1960’lı yıllara geçince paralarını sahil kasabalarına yatıranlar ortaya çıktı. Avşa güzelleştirme derneğimizin üyeleri bile o furyada güzelim bağlarını satmışlardı. Canım Avşa adası birkaç yıl içinde artık gidilemez, oturulamaz hale gelmişti. Bu sadece Avşa’da değil genel bir çıkarma hareketiydi. Köylü parayı görünce sahilde yağmalar başlamıştı. 1980’li yıllarda bugün dünyanın gözünü diktiği Antalya, devlet eliyle yağma edildi. Özal hükümeti, turizmi teşvik etmek amacı ile hem arazi hem teşvik verince sermaye Antalya sahillerini adeta işgal etti. Turizm bacasız sanayi olarak ülkemize milyar dolarlar kazandırırken bugün başka bir tehlike ile karşı karşıyayız. Yabancılar ufak ufak Türkiye’de arazi almaya başladılar. Gerçi sahillerimizde yer kalmadı ama İsrailliler, İrlandalılar, Almanlar ve İngilizler toprak patronları olarak ülkemize yerleşiyorlar. Kimimiz bundan mutluluk duyabilir, örneğin ev sahibi olarak Alanya’yı mesken tutanların sayısı arttıkça seviniyoruz. Ama bu satışların nerede duracağı belli değil. Anayasa Mahkemesi yabancıların mülk almasını yasaklamasına rağmen yeni yasa tasarısı yabancılara turizm, sanayi ve teknoloji yatırımları için 10 dönüm yani 10 bin metrekareye kadar izin veriyor. Ufak ufak da olsa elden giden toprak bizim atalarımızdan kalan mirastır... Dört Mevsim Gezi dergimize turizm bölgelerinden gelen ilanlar bastırınca, sayfa sayımızı arttırmak, hatta kimi ilanları gelecek sayılarımıza aktarmak zorunda kaldık. İlginiz giderek artıyor ve biz sizlere daha kaliteli bir dergi sunma çabası içindeyiz. Deniz Som Atatürk’ün adını koyduğu Alanya’nın dün ve bugününü anlattı. Faruk Pekin sizleri altın kaplamalı ülke Burma’ya götürdü. Zeynep Oral TürkYunan köylü kadınlarının işbirliği ile Karaburun’daki turizm modelini çizdi... Dört Mevsim Gezi’de güneş batmaz. Sağlıcakla kalın. Abdülkadir Yücelman ayucelman@cumhuriyet.com.tr Mehmet Sucu. Yayın Yönetmeni: Abdülkadir Yücelman. Yayın Danışmanları: Gündüz Mutluay, Faruk Pekin, Turgay Tuna, Ahmet Yaygın süreli yayın Oruçoğlu, Ali Abalı, Serdar Kızık, Çetin Yiğenoğlu, Deniz Tüfekçi, Mustafa Balbay. Renk Ayrımı: Cumhur Ercan. Görsel Uygulama: Rabia İlknur Sak. Yayımlayan: Yenigün Haber Ajansı Basım ve Yayıncılık A.Ş. Türkocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu / İstanbul Telefon: (0212) 512 05 05 Faks: (0212) 513 85 95 Eposta: gezi@cumhuriyet.com.tr Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna / İstanbul. Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden. Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal. Zambak Sokak No: 4 D: 1 Beyoğlu / İstanbul. Telefon: (0212) 251 98 74 251 98 75 Faks: (0212) 251 98 68 Eposta: ilan@cumhuriyet.com.tr. Rezervasyon: (0212) 512 41 19 512 48 30 512 47 78 Faks: (0212) 513 84 63 DÖRT MEVSİM GEZİ Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk. Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız. Yayın Koordinatörü: Deniz Som. Sorumlu Müdür:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle