Katalog

GEZEKALIN 29 Nil’den dünyaya akan tarih Mustafa Balbay ünyanın hangi büyük D müzesine giderseniz gidin, biraz da Mısır’a gitmiş olursunuz. 56 bin yıldan bu yana Nil kıyısında akmakta olan tarih ırmağının günümüze taşıdığı eserler bugün beş kıtadaki 40’ı aşkın ülkenin 500’e yakın müzesinde sergileniyor. New York’tan Londra’ya, Floransa’dan Berlin’e, Moskova’dan Varşova’ya, Havana’dan Prag’a kadar yüzlerce müzenin salonlarından bazılarının girişinde şu yazılı: Mısır uygarlığı. Tarihi eserler yine de çıkarıldığı toprakta güzel. Gelişmiş ülkeler, öteki ülkelerin tarih varlıklarını müzelerinde sergilerken bunu hiç mi hiç gözetmezler. Yıllar önce Halikarnas Balıkçısı, British Museum’daki Bodrum eserlerine gönderme yapıp, “Onlar Bodrum’un lacivert denizinin kıyısına ne güzel yakışır” demiş. Müze yetkilileri şu yanıtı vermiş: “Önerinizi dikkate alıp, eserlerin bulunduğu duvarı laciverde boyayacağız...” Her neyse... Biz Mısır Müzesi’ne girelim... Dünyanın dört bucağında Mısır eseri var ama, Kahire’nin Nil kıyısındaki Tahrir meydanına bakan Mısır Müzesi ayrıca görülmeye değer. Kahire’ye gidince elbette ilk durak Giza bölgesindeki piramitler olacak. Eğer “bir zamanlar bu piramitlerin içinde ne vardı” sorusuna yanıt bulmak istiyorsanız, çare yok Mısır Müzesi’ne gireceksiniz. Ben de öyle yaptım. O güzelim, üzeri naneli Mısır çayını içip 57 salona sahip mü zeye daldım. Her eserin önünde birkaç dakika dura dura giderken bir saat sonra baktım ki anca yarım salon boyu yol gitmişim. Bu müzede insan hangi mesleğe sahip olursa olsun, o meslekten bir parça bulabilir. Takılar, heykeller, günlük kullanım eşyaları... Mermerden taşa, altından tahtaya akla gelecek her maddeden yapılmış eserler... Müzeye ilişkin bilgiler edinirken öğrendim ki, burada gösterime açık eserlerin tümünü görmek isteseniz ve her birinin önünde yarım dakika dursanız 1.5 ay gerekiyormuş. Bugüne en çok eseri kalmış Tutankamon’a ait bölümde, özelliği müze kitabında yer alan eser sayısı bin 703. Bir altın maskesi var ki, sarının bu kadar çok tonu mu olur... Tutankamon bölümünü gezerken sık sık şu anonsu duyuyorsunuz: “Lütfen hanımlar beyler... Sırada burayı görmek isteyen insanlar var. Bir an önce terk edin.” Edeceğiz de, Tutankamon bırakmıyor ki! Yüzüklerin sergilendiği bölüm özel ilgi duyan bir kişinin çadır kurup geceleyece ği güzellikte. Mumyalar ve mumyaların saklandığı tabutlar bölümü ayrı bir müze. O tabutların güzelliği... İnsanın içine giresi geliyor. Tabii canı isteyince çıkmak şartıyla. Onca firavun mumyasının arasında bir ceylan mumyası yer almaz mı? Canlısı olsa bu kadar heyecanlandırır. Mısır Müzesi’ne girerseniz, sonrasında kimseye randevu vermeyin... Ya randevuya uyarsınız, aklınız müzede kalır... Ya uymazsınız, gözünüz saatte kalır... Gezekalın...