29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 GÜNCEL C haberlerin devamı Kara birlikleri operasyonun 8. gününde PKK’nin Zap kampının etrafında çember oluşturdu 29 ŞUBAT 2008 CUMA GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CÜNEYT ARCAYÜREK Teröristler ağır kayıp veriyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) TSK’nin Kuzey Irak’ta PKK kamplarının bulunduğu Zap ve Hakurk bölgelerinde yürüttüğü sınır ötesi operasyon sürüyor. Operasyonun merkezi konumunda bulunan Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde uzun menzilli toplar ve helikopterlerin hareketliliği gözlenirken, Hakurk kampı yakınlarındaki Gelireş ve Brados bölgesi de yoğun bombardımana tutuldu. Kara birliklerinin de örgütün Zap kampının etrafında çember oluşturduğu, teröristlere ağır kayıplar verdirildiği belirtildi. Bölgede tipi ve sis nedeniyle görüş mesafesinin yer yer 10 metreye kadar düştüğü öğrenildi. Diyarbakır Askeri Havaalanı da hareketli askeri noktalardan biri olarak dikkat çekti. Hava Kuvvet Komutanlığı 8. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan kalkan F16 savaş uçakları, Kuzey Irak’taki örgüt kamplarını bombaladı. ÜRK ÜSLERİNİ KAPATMA KARARI Irak Bölgesel Kürt Parlamentosu ise Başkan Yardımcısı Kemal Kerküki başkanlığında toplanarak durum değerlendirmesi yaptı. Toplantıda konuşan Kerküki, “Operasyonlar bizim inisiyatifimiz dışında gerçekleşmiştir. PKK’nin faaliyetlerinin bizimle hiçbir ilgisi yok ve olmadı. Korkumuz ve endişemiz bu operasyonun bizi hedef almasıdır. Operasyon gerçekleştiği saatlerde peşmerge güçlerinin tedbir alması, operasyon sınırını belirlemiş oldu” dedi. Toplantıda bölgede bulunan Türk askeri üslerinin kapatılması kararı alındı.Toplantının ardından yapılan açıklamada TSK birliklerinin en kısa sürede bölgeden çekilmesi istendi. Ayrıca operasyon nedeniyle sınır kesiminde yaşayan Iraklıların maddi ve manevi kayba uğradığı ileri sürülerek Türkiye’den zararların tazmin edilmesi istendi. Irak ve Türkiye hükümetleri arasında gizli anlaşmalar olduğu iddia edilen açıklamada, bu konuyu incelemek üzere yerel parlamentoda bir komisyon oluşturulmasının kararlaştırıldığı duyuruldu. Bölgesel yönetim, ayrıca harekâtla ilgili olarak, ABD başta olmak üzere bütün ülkelerin bu konuda daha aktif rol alması çağrısında bulundu. Bu toplantının yapıldığı sıralarda 15 araçlık Irak Muhafız Birliği konvoyunun sınır bölgesine doğru hareket ettiği görüldü. Operasyonun başladığı günden bu yana teslim olan teröristlerin sayısı da arttı. ARAZİ ARAMASI Bu İktidar ve Maşalarıyla... azeteler: Kendini küçük bir RTE sanan YZ Özcan’ın bir bez parçası uğruna YÖK’ü bir kez daha bölerek yeni bir durum yarattığını ilan etti. Marifetin sahipleri: Kına yakınız! Din kurallarını çağdaşlığa bela edecek adamları seçip işbaşına getirmekte usta olanların iktidar olduğu bir dönemde; kapıkulu olmaya hazır ne çok insanımız varmış! Bunların kimileri mesleklerinde başarısız. Değersiz. Bir köşeye atılmış. Emekliliğe gün doldururken dinci kafalı bir iktidar, bir devlet başkanı aracılığıyla bir köstebek gibi karanlık yuvalarından çıkarılıyor, hakaretleri de sineye çekerek o iktidara hizmet için yola koyuluyorlar. YÖK Başkanı, belki doğru belki değil; icraatına bakılırsa AKP doruklarından gelen emirlere her daim amade bir nefer. Başkanlık koltuğuna oturduğundan beri RTE’nin, Çankaya’daki AKP’linin bir dediğini ikiletmiyor. İktidar sahiplerinin “sıkıysa yapmasın” hakaretini sineye çekip karşı bir refleks göstermiyor; “hayır, sıkıyor!” diye bağıran kararlar alıyor. Üniversitenin, YÖK yönetiminin ikiye bölünmesine başta Çankaya’daki ve tabii RTE memnun olmalı. Ülkemiz beşon bin yumurta kafalı türban takanlar sayesinde kargaşa içinde kargaşa yaşıyor. Önce ülkeyi böldüler. Şimdi YÖK Başkanı aracılığıyla bilimselliği mezara gömüyor; üniversiteleri imam hatip okullarına çevirmenin temellerini atıyorlar. Olur mu? Bu iktidar ve maşalarıyla olur, olur! ??? YZÖ’nün son açıklaması kargaşayı üniversiteden çıkarıp Cumhuriyet’in temel hedeflerine yöneltecek içerikte. Neymiş? YÖK’ün başındaki (AKP’ye göre) bulunmaz Hint kumaşına göre Cumhuriyet’in temel nitelikleri “hürriyetlerin sınırlandırılmasına gerekçe” yapılamazmış. YZÖ bal gibi, “Ben türban uğruna Cumhuriyet’in niteliklerini, laikliği kurban ederim ve bu temel ilkeleri türban serbestliğini engellemekle bir tutarım” diyor. Cumhuriyet’e bu denli ağır saldırıya türban bağımlı Çankaya’daki ve Başbakanlık’takiler sessiz kalıyor. AKP adına Meclis grubundan tutarsız, ortağı MHP’yi ortada bırakan açıklamalar geliyor. Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’a göre YÖK haklı. Sanki anayasa değişikliğini uygulamam demek hakkı hiç kimsede yokmuş. Peki ama, YÖK Yasası’ndaki 17. madde olduğu gibi durdukça, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın türbanı üniversite dışında tutan kararları yürürlükte kaldıkça, icat edilen yeni anayasal maddeler nasıl uygulanacak? Bir başka iktidar demagojisi: Ek 17. maddenin düzenlenmemiş olması anayasada yapılan değişikliğin uygulanmasına engel değilmiş! Değil ise, Bay Bekir lütfen söyler misiniz? Olayın başından beri reisiniz başta, bütün iktidar borazanları durmadan ek 17. maddeyi düzenleyeceklerini neden yineleyip duruyor? Gerçek durum iktidarın yüce katlarında esen hava gibi değil. Anayasa değişikliği türbanı serbest bırakma yolunda kesin ve doğrudan bir hüküm taşımıyor. AKP, YÖK aracılığıyla laik devlette fiili durum yaratmaya, 17. maddeyi ıska geçerek üçbeş bin bez parçasını üniversiteye sokmaya çalışıyor. Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu söyleyen RTE, hukuk devletinin temsilcisi olduğundan söz eden Çankaya’daki, Adalet Bakanı ve AKP’nin derin hukukçularından DMM Fırat nerede? YÖK gibi bir kurumun başına getirdiğiniz adam, yargıyı tanımazlıktan öteye türban uğruna Cumhuriyet’in temel niteliklerine saldırıyor. Neredesiniz? Suudi Arabistan çöllerinde mi? G Askeri Hedef PKK... Siyasi Hedef Barzani! ürk ordusunun Irak’ın kuzeyine başlattığı operasyonda beşinci güne gelindi. Operasyonun zamansal bir dilime sokulmasının zor olduğu görülüyor. Konunun 5 sıcak boyutu var: Türkiye, ABD, Bağdat, Irak’ın kuzeyindeki gruplar ve terör örgütü PKK... Sondan başlayalım... Örgütün durumuyla ilgili değişik bilgiler geliyor. Darbe aldığı kesin. Ancak bu tür çok destekli ve çok boyutlu örgütlerin böylesi darbelerle tamamen silineceğini düşünmek gerçekçi olmaz. Örgüt başının İmralı’dan verdiği talimat şuydu: Yaz başına kadar silahlı militan sayısını 10 bine çıkartın. Örgütün bilinen silahlı gücünün 4 bin 5005 bin kadar olduğu düşünülürse, bu talimatın ne anlama geldiği açık... Bu bağlamda sınır ötesi operasyon için “önleyici girişim” tanımı da kullanılabilir. Kuzey Irak’taki gruplarla terör örgütü birbirinden tam olarak ayrılabilir mi? BarzaniTalabani terörle mücadelede samimi olursa ayrılır. Ne kadar samimi? Türk ordusunun şu anda sürdürdüğü operasyona direnen teröristler bu gücü nereden, nasıl sağladı? Hedef tabii ki sadece teröristler. Ancak bundan teröristlere destek verenlere göz yumulacağı anlamı da çıkarılmamalı... Bu bağlamda operasyonun hedefleri için başlıktaki tanımlama uygun olur. Bağdat ne yapıyor? Doğal olarak Washington’a bakıyor! ??? Herkesin yanıtını aradığı soru şu: ABD bize bu desteği neden sağladı? ABD yönetiminden çok net açıklamaların geleceğini düşünmüyoruz. ABD’nin şu aşamadaki tutumunu şöyle maddeleyebiliriz: 1 Önümüzdeki dönem, Afganistan’dan Balkanlar’a kadar atacakları adımlarda Türkiye’yi yanlarında görmeyi planladılar. ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın operasyon sonrasındaki şu açıklaması her şeyi özetliyor: “Türkiye ile PKK konusunda mutlak bir dayanışma içinde olduğumuzu dile getirmeye devam ediyoruz.” 2 Irak’taki dengeler ve petrol paylaşımı içinde kuzeye bugünkü görünümden daha ileri bir “güç” verilmemesi görüşü benimsendi. 3 ABD, Irak’ı tek başına kontrol edemeyeceğini gördü. Irak’ın çevresinde de Türkiye’den daha fazla güvenebileceği bir ülke yok. ??? Gelelim Ankara’nın durumuna... ABD desteğini yukarıda özetledik. Konuya uluslararası ilişkiler bağlamında yaklaşmak gerekirse şunu söyleyebiliriz: Ne 20032007’de terör örgütünün Irak’ta güçlenmesine izin veren ABD düşmanımızdı ne de bugün terör örgütüne yönelik her türlü operasyonu düzenlememize izin veren ABD dostumuz! Türkiye’nin böyle yaklaşıp, ulusal çıkarlarını her şeyin üzerinde tutması gerekiyor. Asker düzenlediği operasyonla tutumunu en açık şekilde ortaya koydu. Hükümete gelince... Başbakan, hafta sonu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne övgüler yağdırdı. Üzerine de şiir okudu... Yanına da şunu söyledi: “Kuzey Iraklı kardeşlerimiz kesinlikle endişeye kapılmasınlar. Operasyon sadece teröristleri temizlemeye yönelik.” Elbette öyle ama, yukarıda aktardığımız gibi teröriste destek verene de başbakan düzeyinde “ayağını denk al” demek gerekmez mi? YURT İÇİNDE T T Yurtiçinde de operasyonlarını sürdüren güvenlik güçleri, Şırnak’ta Cudi, Gabar ve Bestler Dereler bölgelerinde, arazi arama taraması yaptı. Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlı Çayırlı köyü yakınlarında teröristlerle çatışma yaşandığı, TSK birliklerinin çatışmada ağır silahla karşılık verdiği öğrenildi. Mardin’in Nusaybin ilçesi dağlık kesiminde güvenlik güçlerince yapılan tarama faaliyetinde, 7 mağara içerisinde; çeşitli çapta 47 adet mermi, bir adet el bombası, 63 adet mayın kapsülü, muhtelif gıda maddesi ve yaşam malzemesi bulundu. Ergenekon’da 6 tutuklama İstanbul Haber Servisi Ergenekon terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla gözaltına alınan 7 zanlıdan 6’sı tutuklandı. Tutuklanan zanlılardan İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Sayın, evinde ele geçirilen Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili evrakların kendisine ismini hatırlamadığı bir gazeteci tarafından verildiğini söyledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Ümraniye’deki bir gecekonduda patlayıcıların ele geçirilmesi sonrası başlattığı operasyon kapsamında gözaltına alınan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Gürses, Ümit Sayın, gazeteci Vedat Yenerer, yazar Orhan Tunç, kuyumcu Hayrettin Ertekin ve Ayasofya Derneği’nin kurucu üyesi Muammer Karabulut, İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, “devleti ele geçirmeye yönelik kurulmuş Ergenekon terör örgütü üyesi olmak”, “hükümete karşı isyana tahrik”, “ruhsatsız silah”, “ruhsatsız bıçak ve muşta bulundurmak”, “vahim nitelikte tüfek bulundurmak” ve “Kültür ve Tabiat Varlıkları Yasası’na muhalefet” suçlarını işledikleri iddiasıyla tutuklandılar. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Coşkun Ç. ise savcılıkça serbest bırakıldı. Evinde Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili belgeler bulunan Ümit Sayın, mahkemede verdiği ifadesinde, söz konusu belgelerin ismini hatırlamadığı bir gazeteci tarafından kendisine verildiğini söyledi. Diğer sanıklarla yaptığı telefon konuşmalarında “Ben darbeden yanayım” şeklindeki sözleriyle de ilgili olarak “Şu andaki görüşüm böyle değildir. Ben bir darbe yapılmasından yana değilim” diyen Sayın, örgütte bulunduğu iddia edilen kişilerle şimdiye kadar bir temasının bulunmadığını belirtti. Zanlılardan Business Channel TV’nin ortaklarından Hayrettin Ertekin de ifadesinde hakkındaki suçlamaları reddederek, “Ben kesinlikle terör örgütü bağlantılı bir kişi değilim. İşadamıyım. Yanımda 320 kişi çalıştırıyorum. Yurtdışına yatırımlarım vardır. Tutuklanmam halinde işlerim yarım kalacak” diye konuştu. GEREĞİNİ YAPTIM’ Gazeteci Vedat Yenerer ise Yeniçağ gazetesinde köşe yazarı olduğunu hatırlatarak tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk’ü tanıdığını ancak yaptığı görüşmelerin gazeteci kimliğinden öteye gitmediğini savundu. Gözaltına alınmadan iki gün önce “Kanlı Kukla PKK” adlı kitabının çıktığını ve bu kitabı yazmak için gece gündüz PKK kamplarında yattığını ileri süren Yenerer, gazeteci olarak yasadışı örgütlerle görüşme yapmasının normal olduğunu söyledi. KAR ARTIK PKK İÇİN DEZAVANTAJ ‘MESLEĞIMİN TSK harekâtta yeni teknoloji kullandı Baştarafı 1.Sayfada mağara ve sığınakları imha etmesi, teröristlerin açık araziye çıkmasına neden oldu. Daha önce kar TSK’nin harekât gerçekleştirmesini engellediği gerekçesiyle PKK tarafından avantaj olarak kullanılıyordu. Gelinen noktada ise soğuk hava koşulları PKK için tamamen dezavantaja dönüştü. Yoğun kar nedeniyle kaçmaları zorlaşan teröristler hareket etme yeteneklerini de sınırlamak zorunda kalıyorlar. Havadan görüntü alan elektronik istihbarat araçları, teröristlerin ayak izlerinin takip edilerek vurulmasına imkân tanıyor. Daha önce Irak’ın kuzeyine düzenlenen harekâtlarda görev alan emekli askerler, “Kar, Türk ordusu için avantaj, PKK için tamamen dezavantaj oldu. Kar artık PKK’ye ölüm getiriyor” değerlendirmesini yapıyorlar. Hava harekâtlarının başlamasından bu yana PKK’nin haberleşme sıkıntısı çektiği biliniyor. Örgütün ana karargâhı Kandil Dağı’nda, yedeği de Zap Vadisi’nde bulunuyordu. Bu iki bölge de yoğun olarak bombalanmıştı. Kara harekâtıyla PKK’nin Zap’taki karargâhı çökmek üzere, Kandil’deki karargâhı ise sürekli bombalanıyor. Örgütün KandilZap, KandilTürkiye kırsalı ve ZapTürkiye kırsalı arasındaki bağlantısının koptuğu değerlendiriliyor. Emekli generaller, PKK’nin haberleşme yeteneğini yitirmesi konusunda “Baş ile gövde arasındaki iletişim koptu. Bu örgüte ciddi bir darbe” yorumunu yapıyor. ‘VELİ KÜÇÜK’Ü TANIRIM’ Emin Gürses de milli şehit kaymakam Kemal Bey’i anma toplantısında tanıştığı Veli Küçük ile zaman zaman görüştüğünü, Türk Ortodoks Kilisesi’nde düzenlenen kokteyl tarzı yemeklere katıldığını kabul ederken herhangi bir örgütle alakası olmadığını, Ergenekon’u da basında çıkan haberlerden duyduğunu söyledi. Gürses diğer sanıklarla yaptığı telefon konuşmalarıyla ilgili olarak “Benim telefonda memleket meseleleri hakkında görüşmem gayet doğaldır. Ben uluslararası ilişkiler ve terör konusunda çalışıyorum. Bana neden bu tür konuşmalar yapıyorsun diye soruyorlar. Zaten bu konular üzerine çalışıyorum” dedi. Can pazarında diplomasi... Mehmet FARAÇ TSK birlikleri PKK’nin ana karargâhı Zap kampı çevresindeki kuşatmayı şiddetli kar yağışına rağmen daraltmaya çalışırken, örgüt Kuzey Irak içindeki sivil uzantılarını harekete geçirerek güvenlik güçlerini Kürt bölgesine çekmeye çalışıyor. PKK, “Talabani orduyu Kandil’e davet etti” açıklamasıyla peşmerge liderlerini tehdit ederken, “Asıl çatışma Güney’de yürütülecektir” idddiasıyla Kürt unsurları da kışkırtmayı hedefliyor. Operasyon kumpasında sıkışan örgüt, İsrail’in teknik desteğiyle PKK yöneticilerine suikast yapılacağı endişesi de yaşıyor. TSK, 6. gününe giren kara harekâtında PKK’nin askeri üssü Zap kampını çıkış yollarını tutarak hem kaçışları hem de Kandil ve çevresinden sızmaları önlemeye çalışıyor. Zap’a son darbenin vurulması için hava koşullarının yumuşaması bekleniyor. Derlenen bilgilere göre ABD’li askeri yetkililer de helikopter ve zırhlı araçlarla harekâtın ilk gününden itibaren operasyonları yakından izliyor. 23 Şubat’ta, 10 kadar Amerikan ordusuna ait araçlarla Çemço bölgesinde incelemelerde bulunan ABD askeri yetkililerine bazı peşmerge yöneticileri de eşlik etti. PKK ise peşmerge liderleri Celal Talabani ve Mesud Barzani ile gizli bir savaş yürütüyor. Örgüt operasyonun bir an önce bitirilmesi için Kuzey Irak’taki Kürt liderler ve yurtiçindeki uzantıları aracılığıyla diplomatik ve siyasi girişimlerini yoğunlaştırıyor. Bu çabalar örgütün yayın organları üzerinden çok net görülüyor. PKK, operasyonun sonucunu Talabani ve Barzani’nin tutumuna bağlıyor. Bir PKK yetkilisinin “Eğer Güneyli güçler destek vermezse harekât amacına ulaşamayacaktır. Bu yüzden biz net bir tutumun gerekli olduğunu söylüyoruz” şeklindeki sözleri örgütün peşmergeler üzerindeki baskısını dışa vuruyor. nacağını bu durumun, harekâtın peşmerge bölgesinin içlerine uzanacağı anlamına geleceği” iddialarını öne çıkarıyor! Örgüt hem bu iddiaları seslendirerek hem de yayın organları üzerinden, “Güney Kürdistan güçleri aktif olarak saldırıda yer alıyorlar, destek veriyorlar” açıklamaları yaparak Talabani ve Barzani’yi tehdit ediyor. Kara herakâtında, 19 asker ve 3 korucuyu şehit eden terör gruplarının başındaki Fehman Hüseyin’in üç gün önce yaptığı, “Kuzeyde 24 yıldır her gün operasyon yapıyorlar. Güney’de bu temelde Kuzeyleşecektir. Asıl savaş Güney Kürdistan’da yürütelecektir. Kuzey’in kaderi de Güney’de belli olacaktır!” şeklindeki açıklamalar ise militanların peşmerge kentlerine yayılacağı biçiminde değerlendiriliyor. Bu açıklama TSK’nin Kuzey Irak’ın içlerine çekilmek istendiğini de gösteriyor. PKK’nin Kandil ve çevresindeki kampları üs tutan Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Mustafa Karasu gibi yöneticilerini de güvenli bölgelere çektiği belirtiliyor. İddiaya göre örgüt hava operasyonlarının başlamasından bu yana panik halinde “nokta suikastları” endişesi yaşıyor. Örgüte yakın kaynaklara yansıyan iddialara göre “İsrail ordusu TSK’ye hem 16 Aralık’ta başlayan hava operasyonları hem de kara harekâtında teknik destek veriyor!” Örgütün İsrail kuşkusunu son dönemde özellikle Murat Karayılan üzerinden ısrarla dile getirmesi de bundan kaynaklanıyor. KongraGel’e yakın yayın organları örgüt sorumlularının, “Kara operasyonlarının Zap ve çevresindeki terör unsurlarını enterne etmesinin ardından tıpkı İsrail’in Hamas ve Hizbullah yöneticilerine yönelik nokta operasyonları gibi suikastlere uğrayacağından endişe ettiğini” yazıyor. PKK bir yandan Kuzey Irak’taki yönetimi sindirerek yanına çekmeyi amaçlarken, yurtiçindeki Kürt siyasal kurumlarını da harekete geçirmeye çalışıyor. Diyarbakır’dan sonra Van’a sıçrayan sokak eylemlerinin önümüzdeki günlerde diğer kentlere yayılmasından endişe ediliyor. Örgüt sorumlularının, Zap çevresindeki operasyonları, “Kürt sorununun geneline etkide bulunacaktır. Bunun sonucuna göre pek çok şey yeniden belirlenecektir” diye açıklaması, kara harekâtının örgütün geleceği açısından ciddi bir dönemeç olarak algılanmaya başladığını gösteriyor! Can pazarında diplomasi bu yüzden yapılıyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr Teröristlerin en az yarısı yabancı Sertaç EŞ ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak’ın kuzeyine yönelik operasyonu PKK içindeki yabancı uyrukluları yeniden gündeme getirdi. Örgütün silahlı unsurlarının yarısının yabancı uyruklu olduğu biliniyor. Yabancılar arasında Suriyeliler birinci, Iraklılar ikinci ve İranlılar üçüncü sırada yer alıyor. PKK’nin ve lider kadrodaki teröristlerin uzun süre Suriye’de kalmış olmaları, bu ülkede doğmuş olanların örgütte de belirli bir sayıya ulaşmalarının nedenlerinden birisi. PKK’nin yabancı uyruklu ilk üst düzey teröristi de yine bu bölgeden “Bahoz Erdal” kod adlı Feyman Hüseyin. Feyman Hüseyin, örgüt içinde fiili lider olan Murat Karayılan’a karşı liderlik savaşı veriyor. Mardin’in Nusaybin ilçesinin bitişik sınırında olan Kamışlı ise PKK’nin Suriye’de en faal olduğu kent olarak biliniyor. Güneş Harekâtı... Baştarafı 1.sayfada oluşu bir çelişki midir? Son gelişmelerle birlikte terörün çıkar yol olmadığı bir kez daha kanıtlanırsa, operasyonun terbiyevi dersleri bu parti üzerinde de görülebilecektir. ? Sonuçta tüm resmi kurumlarında yetersizlik ve bozulma görülen Türkiye Cumhuriyeti’nde Ordu’nun gösterdiği yetkinlik ve güç içerde ve dışarda yeni bir düşünce açılımına yol açacaktır. Bu yazımıza iki kırmızı çizgiyle başlamıştık; iki kırmızı çizgiyle noktayı koyalım. Türkiye Cumhuriyeti’nin gizil ve açık güçleri, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti tüm çağdaş nitelikleriyle savunmaya, korumaya ve sürdürmeye yetkindirler. “Güneş Harekâtı” bu gerçeğin dışavurumundan başka bir şey değil. PKK İÇE ÇEKİLİYOR! Tüm bu girişimler terör gruplarını yöneten Suriyeli Fehman Hüseyin üzerinden ilerletiliyor. Teröristler, peşmerge güçlerini Türkiye’ye karşı kışkırtmak için yoğun bir propaganda ve diyalog yürütüyor. Örgüt, bu girişimlerinde, “TSK’nin kara harekâtında PKK gruplarını temizlemesinin ardından tampon bölge oluşturacağını, ABD’nin desteğiyle Kandil çevresine TSK birliklerinin konuşla C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle