Katalog

25 MAYIS 2007 CUMA cumhuriyet mitingi C Mustafa ALTIOKLAR 11 Samsun’da gerçekleşen son Cumhuriyet Mitingi’ne her yaştan yurttaş katıldı. Yüz binler açtıkları pankart ve attıkları sloganlarla AKP iktidarını uyardılar. CHP Genel Başkanı Baykal ve DSP Genel Başkanı Sezer , Samsun’daki coşkuya birlikte eşlik etti ‘Biz birleştik sıra millette’ SAMSUN (Cumhuriyet) Yurdun dört bir yanında yapılan Cumhuriyet Mitingileri’nde birleşmeleri çağrısına kayıtsız kalamayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, ilk kez Samsun’daki mitingte bir araya geldi. Baykal, “Birleşin dediler birleştik. Şimdi sandıkta milletin birleşmesi lazım” dedi. Özel bir uçakla Samsun’a ulaşan Baykal ile Zeki Sezer, havaalanında her iki partiye mensup yüzlerce kişi tarafından coşkuyla karşılandı. Baykal, havaalanında yaptığı açıklamada, Samsun’un 19 Mayıs şehri olarak miting açısından ayrı bir önemi olduğunu ifade ederek “Samsun, Atatürk’ün milli mücadeleyi başlatmak için ortaya çıktığı bir kent. Hepimizin gözünde gönlünde önemli bir yeri var. Cumhuriyete sahip çıkma mücadelesinin büyük ilgi ve destek bulacağına güveniyoruz. Son mitingi burada yapıyoruz. Artık seçim kampanyası başlıyor. Bundan sonra seçime yönelik çalışmalar olacak” diye konuştu. Havaalanında yapılan açıklamalardan sonra Baykal ve Sezer, özel bir otobüsle miting alanına ulaştı. Baykal ve Sezer’e CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç ile DSP genel başkan yardımcıları Melda Bayer, Hasan Macit, DSP genel sekreter yardımcıları Hasan Erçelebi, Mustafa Vural ve Genel Sayman Hasan Suna eşlik etti. Uyanık kal Türkiye! Korkarım, tehlikenin farkına varışımız, tehlikeyi daha da tehlikeli bir hale getirdi. Aman dikkat! Mitinglerdeki coşkunun uyuşturucu etkisine kapılmamız halinde, farkına vardığımız sinsi tehlike, farkına varılmış olmasının refleksiyle çoktan bplanına geçti bile. Batı âlemiyle Arap âlemi, dünya tarihi boyunca ilk kez, altını kalın çizgilerle çiziyorum ilk kez aynı projede ortak karar alıp, ortak uygulamaları benimsemekteler. Söz konusu projenin adı: “Türkiye’nin Arabizasyonu”dur... Vahşi Batı, sırtına binmekte zerre kadar tereddüt etmediği Vahşi Doğu’yu ehlileştirebilmek için yeni bir model yaratmanın peşinde. Bir yandan Avrupa Birliği yasalarının Türkiye’de de uygulanması ile demokratik bir toplum yaratma mühendisliğine soyunurlarken, diğer yandan, demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan şeriat hükümlerinin geçerli kılınacağı bir yapılanmaya doğru Türkiye’yi itmekteler. Bu toprakların ne geçmişinden, ne de derinliklerinden haberi olmayan Batı âlemi, buna Hıristiyan âlemi de diyebiliriz; huzurlarını kaçıran Doğu âlemini, buna da Müslüman âlemi desek yeridir zaptı rapt altına almanın yolunu, Türkiye’de uygulamaya koyacakları “Ilımlı İslam” olarak saptamış, ülkemizi, AKP’yi başteknisyenliğine oturttukları bir deney laboratuvarına çevirmek üzere kolları sıvamışlardır. Akıl almaz bir sentezle, Batı’nın sağcılarıyla, Doğu’nun solcuları bir araya gelerek, makroskopik bir ortam yaratıp, biz Türkiyeli deney hayvanlarının yaşamları üzerinde “ya tutarsa” şiarıyla deneyi başlatmışlardır. ÜRETİCİLERİN TEPKİSİ ‘Çay da bizum, Cumhuriyet de...’ Ömer ŞAN SAMSUN 14 Nisan’da Tandoğan’da başlayan Cumhuriyet Mitingleri’nin belki de an anlamlısıydı Samsun Mitingi. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Anadolu’daki kurtuluş mücadelesinde ilk adımını attığı Samsun’daki mitinge katılanlar, aynı zamanda Atatürk’ün doğum gününü de kutladılar. Miting alanında dağıtılan on binlerce karanfil ve gülle, Atatürk Anıtı’nı süslediler. Sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başlayan Cumhuriyet Meydanı’ndaki kalabalık gittikçe artarken, gençlerin ve kadınların çoğunluğu oluşturması ise mitingin dikkat çekici diğer bir noktasıydı. Samsun mitingi, Karadeniz’de gerçekleştirilen ilk miting olması nedeniyle özellikle AKP iktidarına verilecek birçok mesaj açısından da önemliydi. Ordu, Giresun ve Trabzon’dan fındık üreticileri ile Rize, Artvin ve Trabzon’dan çay üreticileri Samsun’a akın etti. Üreticilerin sayısının çoğunluğu, zaten yıllardır uygulanan düşük fiyat ve baskıcı alım politikaları nedeniyle sıkıntılı dönemler yaşamalarının bir patlamasıydı adeta. Geçen yıl fındığa verilen düşük fiyata tepkilerini göstermek için meydanlara çıkan üreticiler, aynı zamanda laik Cumhuriyete bağlılıklarını da ortaya koydular. Samsun Mitingi’ne birlikte katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, alanı dolduran yurttaşlardan büyük alkış aldı. BAYKAL: ARTIK YENİ BİR TÜRKİYE İki genel başkanın alana girişi sırasında büyük izdiham yaşandı. Tam bu sırada SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın da miting alanına yürüyerek girdi. Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, miting alanına en erken gelen genel başkan oldu. Parti genel başkanları anons edilirken alkış tufanı koptu. Liderler alanda yaklaşık bir saat kaldı. Konuşma yapmayan iki lider, diğer konuşmacıları kalabalığın arasında ön sırada dinledi. Mitinglerin görevini yerine getirdiğine inandığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi görev insanlarımızda, millette, vatandaşta. Birleşin dediler birleştik. Şimdi sandıkta milletin birleşmesi lazım. Türkiye’de bu mitinglerde oluşan özlemlerin çözümü sandıkta milletin birleşmesindedir. Samsun mitingi bunu bir kez daha gösterdi. Umarım bunu bir kez daha gerçekleştiririz. Artık Türkiye yeni bir Türkiye’dir. Bu miting öncesi Türkiye bitmiştir. Yepyeni bir noktada olduğumuz bütün dünya tarafından açıkça görülmüştür. Samsun’da buna tanık olmaktan onur duyuyorum.’’ BATI’NIN VE ARAP’IN GAYRETİ Sağsol kavramlarının birbirinin içinde eriyip gittiği günümüzde, yukarıdaki tanımlamanın yapılması, elin ya da dilin sürçmesinden değildir. Taammüden seçilmiş bu kelimeler, Batı’nın sağcısı derken, eski solcularla, hâlâ sağcıların kaynaştığı Batı liberalizmini; Doğu’nun solcuları derken de İslami uygulamalardan rahatsız, kendi gerilikleri içinde, ilerleme arzusunda olan Doğu’nun rölatif ilericilerini kastetmektedir. Bu tanımlamadan sonra daha kolay anlaşılacağı üzere, Batı, Türkiye’yi, Türkiye’nin Kemalist devrimlerle ulaşmış olduğu çağdaş yaşam biçiminden geriye doğru iterek, Arap âlemine “ulaşılabilir” bir demokrasi düzeyi modeli sunmakta; Arap âlemi ise, “AKP başarılı olursa, biz de başarılı olabiliriz, ha gayret!” nidalarıyla toplumlarına ve radikallerine, kabul edebilecekleri bir model işaret edebilmek için kendi karanlık âlemlerine doğru çekiştirmektedir. Tam da projenin girizgâhını tamamlayarak demokratik, laik, sosyal hukuk devletini; antidemokratik, antilaik, antisosyal guguk devletine çevirmek üzereyken suçüstü yakalanmışlar, bu toprakların sağduyusuyla meşhur cumhuru tarafından; “Hop! Bi dakka!” uyarısı gelince, “N’oluyo ya?” diye apışıp kalmaktan kendilerini alamamışlardır. “N’oldu da, böyle oldu?” “N’aptı bu AKP size?” “Niye bu kadar kızgınsınız?” Aldıkları yanıt “Türkiye laiktir, laik kalacak!” olunca, dudak büküp, “Bu muymuş yani bütün mesele?” diyerek küçümseyen Batı âlemi; “Demokrasi mi? Laisizm mi?” gibi abuk bir soruyla kafa karıştırıp; “Türkiye demokrasiyi seçmezse, Batı kulübüne giremez!” tehdidinin anahtar cümle olduğu bplanına girişmiş, güya askerin karşısında mağdur duruma düşmüş olan “seçilmiş”i yeniden formatlayıp, vitrine sürmüştür. İKTİDARA UYARI Çay üreticileri ise Cumhuriyet ürünü olarak değerlendirilen çayın sırf bu nedenlerle bitirilmek istendiğini, uygulanan düşük fiyat ve kota uygulamaları ile Türk çaycılığının sona erdirilmeye çalışıldığına inanıyordu. Çay üreticileri meydanlarda veremediği bu tepkiyi Samsun Cumhuriyet Meydanı’nda haykırdı. Ellerindeki “Çay da bizum, Cumhuriyet de bizum”, “Tehlikenin farkındayız... Çaya da sahip çıkıyoruz Cumhuriyete de” pankartları aynı şekilde de slogana dönüşürken, bir kez daha iktidarı uyardılar. Üreticiler, kendi ürünlerine de, emeklerine de, Cumhuriyete de aynı bağlılıkla sahip çıktılar. Güneş altında alın teriyle ürettikleri ürünlerinin karşılığını isteyen üreticiler, bunaltıcı sıcak havada tepkilerini dile getirirken Karadenizlinin inatçılığını gözler önüne serdiler. Ama bir yandan da neşelerinden hiçbir şey kaybetmediler. Miting boyunca sık sık tulum ve müzik eşliğinde horon oynayarak türkü söylediler. SEZER: ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMALIYIZ Zeki Sezer de, mitinglerin milletin Ata’sına da cumhuriyetine de sahip çıktığını ve çıkmaya kararlı olduğunu gösterdiğini vurgulayarak “Öyleyse artık bu mitinglerden sonra Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sıkıntılı günler geçirdi Türkiye. Kaygılarımız vardı. Ama umutsuzluğa yer olmadığını bu alanlar gösterdi. Geleceğimiz iyi olacak. Hepimiz üzerimize düşeni yapmak durumundayız’’ dedi. Ankara, İstanbul ve İzmir’de olduğu gibi Samsun’da da kadınlar ön plandaydı. ‘Biz saydık sen yalnız oku’ amsun Cumhuriyet Meydanı’nda “Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar”, “Geldikleri gibi giderler”, “Bu yıl tatil yok sandık var”, “Birleştik Cumhuriyete sahip çıkıyoruz” yazılı büyük pankartlarla donatıldı. Mitinge katılanlar da “Bir ölür bin doğarız. Bizler ölmeyiz çoğalırız. Sayabildin mi? Tayyip.”, “Hepimiz Cumhuriyetçiyiz. Ya istiklal ya ölüm”, “Ne şeriat ne darbe”, “Anamızı aldık da geldik”, “İmkân ve şeraiti düşünmem. Cumhuriyet birinci vazifem”, “Mutlaka özgürlük (in), Sömürge borsası (out)”, “Bizi sayamadınsa su şişelerini say Tayyip!”, “ABDullah gizli anlaşmayı açıkla”, “Başkan ve eşbaşkanlar rahat mısınız?”, “1923 ruhu yolumu Geniş katılım amsun Cumhuriyet Mitingi’ni düzenleme komitesinde yer alan demokratik kitle örgütleri şöyle: Atatürkçü Düşüncü Derneği (ADD), Akademik Elemanlar Derneği, Atatürk Kültür Vakfı, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Cumhuriyet Okurları (CUMOK), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Diş Hekimleri Odası, Eğitimİş, KADER, KESK, Köy Enstitüsü Mezunları Derneği, Milli Mücadele Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Pratisyen Hekimler Derneği, Serbest Muhasebeciler Müşavirler Odası, Samsun Soroptimistler Kulübü, Samsun Spor Eğitim ve Tanıtım Vakfı (SAMSEV), Samsun Eğitim Derneği, SamsunSinop Tabip Odası, Samsun Yerel Tarih Grubu, Samsun Sanat Topluluğu, 6. Bölge Eczacılar Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Tüketiciyi Koruma Derneği, Türk Anneler Derneği, Türk Kadınlar Konseyi Derneği, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Türkiye Emekli Subaylar Derneği, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği, Türkiyem Topluluğu, Tesİş, Veteriner Hekimleri Odası, Yerel Gündem 21 Kadınlar Konseyi. YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN... O seçilmişi yüzde 70’in seçmediğine bakmayıp, 75 yıllık bebek demokrasimizi, ancak ve ancak laik koruma kalkanlarıyla büyüttüğümüzü, laikliğin olmadığı İslam topraklarında, hükmü, demokratik değil teokratik, İslami deyişle şeriatın keseceğini asla görememektedirler. Onlar görememekte mi, yoksa Batı ve Arap âlemlerinin mutluluk arayışlarında bize deney hayvanı muamelesi çekerek laboratuvar masasına göz göre göre itelemekte mi, bu da ayrı bir meseledir de; biz onları bırakıp, bizim ahmak liberallere ve onların allayıp pulladığı yaşam biçiminden başı dönmüş deserebrelere bir bakalım. Bilmezler ki, Hıristiyan demokrat olabilir; çünkü İncil, kanun kitabı değildir, ancak İslam demokrat olamaz, çünkü kitabı, kanun kitabıdır. Şeriat kanunu... Bir de, bilmezler ki, şeriatçılar “Şeriatın kestiği parmak acımaz” derler ama.. acır, hem de çok acır... Üstelik, onların canı da acıyacaktır ama, acıyı duydukları gün gelecek olursa, yarın çok geç olmuştur bile... Uyanık kal Türkiye! S zu aydınlatıyor”, “Laik ve çağdaş Türkiye”, “Genciz güçlüyüz, Atatürkçüyüz”, “Emperyalizme hayır”, “Örümcek kafalar Burak Erdoğan’ın gemileri Samsun’da mısırmazotdolar almış gemi batıyor. Tayfalar kaçıyor” yazılı dövizler taşıdılar. Ayrıca mitinge katılan yüz binlerce kişi ise saatler boyunca “Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye”, “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Çankaya’nın yolları şeriata kapalı”, “Gün gelecek devran dönecek. AKP halka hesap verecek”, “Bu ülke bu halk satılık değil”, “Yurtseverim, cumhuriyetçiyim”, “Tayyip baksana kaç kişiyiz saysana” sloganları attı. S