23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:cumhuriyet@gmx.net Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Ben vatandaş Mustafa Esra AÇIKGÖZ Ben Vatandaş Mustafa. Asıl ismim Halis Orhan’dır. Benden iki yıl önce doğan kardeşim Mustafa vefat edince, bana nüfus kâğıdı çıkarmaya lüzum görmemişler. Onun adına yaşıyorum... Nüfus cüzdanına göre 35, biyolojiye göre 37 doğumluyum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Rize Çamlıhemşin Şenyuva, eski adıyla Çinçiva köyündenim... Böyle yanıtlıyor, “Vatandaş Mustafa kimdir?” sorusunu Halis Orhan. Pastacılık, çobanlık ve imamlık yapmış. Bizlerse onu Fırtına Vadisi’ne hidroelektrik santrali yapılmasına karşı verdiği mücadele ve avukat, yönetmen Remzi Kazmaz’ın bu mücadeleyi anlatan belgeseli “Vatandaş Mustafa” ile tanıdık. Geçen hafta İstanbul’daydı Vatandaş Mustafa... Yoksa İstanbul’a temelli mi yerleşeceksiniz? Hayır, hayır, Allah göstermesin... Şehir hayatı bitti benim için, ancak 1520 günlüğüne geliyorum, çünkü hanım hasta. İstanbul’u hiç sevmediniz anlaşılan... Geldiğimden beri başım ağrıyor. Şehirde yaşanlara acıyorum. Allah herkesi kurtarsın... İstanbul çok güzel, ama yüksek, tenha bir yerden seyredilirse, aşağıya inerseniz... Bu ne meşakkatli hayat yav... Parkta çadırda yaşayan bir adam gördüm, köyünde yaşadığı, buradakinin 50 katı yukarıdadır. İstanbul’da bazen küfredecek, bazen de şükredeceksiniz... Bence herkesin gidecek köyü olmalı. Hiç mi köyünüzden ayrılmadınız? 1952’de, ekonomik nedenlerle gurbete çıktım. 1984’te döndüm. İstanbul, Erzurum, Eskişehir, Samsun... Pastacılık yaptım. 32 yıl sonra niye döndünüz? Hemşin, Fırtına Vadisi bir hastalıktır, bir kere gördün mü, yeniden kesin gelirsin. Zaten 32 yıl tamamen ayrı kalmadım. Ara ara dönüp, buradaki işleri yaptım. Şehirde yaşamama kararımı o zamandan verdiğimden, hiç mülk almadım. Aslında 1970’lerde hemen herkes göç edince arazilerimiz orman oldu. Dönenler topraklarını istediklerinde, 50’lere ait olanlarla değil de, göçten sonra çekilmiş haritalarla yargıladıklarından burada hakkınız yok diyorlar. Köyde kaç kişi yaşıyor? Yazın 20002500, ancak kışın herkes şehre gidikardım. Adam 42 dakika yalan söyledi. Hâkim, keşfe gelen hâkim, ama sesi çıkmıyor, avukatların sesi çıkmıyor. Dayanamadım, yalan söylüyor, nasıl tahammül ediyorsunuz dedim, çantamı kaptım çıktım. Beni hemen taksiye atıp götürdüler ki, mahkemeyi bozmaktan tutmasınlar... Bu davaya başladığımızda okumuşlar dahil herkes, sizin gibi üç baldırı çıplağın devletin karar verdiği şeyi durduracağına aklınız kesiyor mu, dedi. Ateşi suya soktuğunuzda vij eder ya, bizde “Denizi yakamasam bile vıj bari ederim” derler. Ben de dedim ki, durduramasam dahi bağırmış olurum. Ya diğer köylüler? Gerek korkuyla, gerekse deli cesareti ile mücadele ettik. Bir an gözlerini kapayıp “Dere akmadığında ne olur”unu düşünse inanın ki herkes eylemci olur, ancak onu düşünmeye vakti yok. Milyarlarca yıl yaşaRemzi Kazmaz, Bu davaya DAHA ÇOK VATANDAŞ MUSTAFA LAZIM başladığımızda yacak gibi yaşayacaksınız. Fırtına Vadisi’ne Çünkü sizden sonra gelenler o santral yapılmasına Çevresel Etki kadar yaşayacaklar. Siz sadece Halis Orhan’ın mücadelesini temel alan belgeseliyle Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği almak zordu, bir insansınız, yeniden toprak karşı çıktı. “Vatandaş Mustafa” ne kadar çok kişi ufak bir su için bir yıl sürerdi. Mesut Yılmaz’ın olursunuz mesele değil, ancak tarafından izlenilirse o kadar çok insan Fırtına başbakan olmasından sonra bu değişti, şimdi adamın o toprak daha nice insanı bir Vadisi’ne sahip çıkacak, biliyor. Belgeseli çekme varsa bir günde alabiliyorsun. Yabancı sermayenin araya getirecek. nedenini ve süreci şöyle anlatıyor: gelmesi de davayı tehlikeye soktu. Yabancı sermayenin Daha önce hiç eyleme ka“Ben de o bölgenin çocuğuyum. Fırtına Vadisi yatırımını durdurmak için tahkime gitmelisiniz. Oysa tılmış mıydınız? davasının avukatlığını yaptım. Bağımsız Yurttaş proje başladıktan sonra Vatandaş Mustafa tahkime Kediyi sıkıştırırsanız suratıGirişimi diye bir sivil inisiyatif kurduk. Dava iyiye gitse ne çıkar... Şimdi Fırtına Havzası’nın etrafında nıza atlar, derler. İnsanları eygidiyordu, ancak Mustafa Amca’nın deyişiyle eşkıyanın milli park olmayan yerlerde yapılaşma başladı, oradan lemci eden karşısındakilerdir. ne yapacağı belli olmaz. Ben de mücadeleyi yaymak Vadi’ye de girecekler. Vatandaş Mustafa sadece Akan deremi, ağacımı üç beş için belgesel çekmeye karar verdim. Mustafa Amca Hemşin’de değil, her yerde olursa, katliamlar kuruş için hiçe sayarsanız, herbaşta kabul etmedi, ama ikna ettim. durdurulur.” kes eylemci olur. Tehdit edilse, yor, 10 kişi kalıyoruz. Ya sizin çocuklarınız? Dört çocuğum, kamyonla da torunum var. Ailemiz 102 kişi. Evde, 22 evli aile kalıyor, ancak kışın kimi Antalya’ya, kimi İstanbul’a gidiyor. Hemşin’de geçinmek zor. Turizmin gelişmesini bekliyoruz, o da daha yeni, ancak yanlış uygulamalar yüzünden, bazı yerlerde betonlaşma başladı. Mesela, şimdi yol asfaltlanıyor, bu dört trilyonluk bir yatırım, ancak hiçbir tedbir alınmıyor. Milletvekillerine de söyledim, eğer betonlaşma devam ederse, oralar da İstanbul, Ankara, İzmir gibi kötü olacak. Hidroelektrik santral kurulacağı zaman yapılmaması için çok uğraşmıştınız... Hidroelektrik santralinin ne olduğunu bile bilmiyorduk, bize öyle anlattılar ki yapıldığında yörem kurtulacak... Oysa burası dünyada koruma altına alınan 200 ekolojik alandan biri, milli park. Bir cinayet işleniyordu. Su sıkıntısı varken, güzelim dereleri binde bir elektrik üretmek için milyon dolarlar harcayıp niye kirletiyorsunuz? Bunu önlemek için santralle ilgili bütün davaları takip ettiniz. Eylemler düzenlediniz... Hatta Trabzon İdare Mahkemesi’nde kavga çıküfredilse de... Hiç gözaltına alındınız mı? Yok... Şehirli ile oralı insanın karşı gelmesi farklıdır. O yüzden aynı sıkıntıda olanlara diyorum, beklemeyin ki bizi adalet divanı, tahkim kurtarır; malınıza siz sahip çıkacaksınız... Santralin kurulmaması için bu kadar mücadele ettiğiniz halde, Remzi Kazmaz, sizi belgeselde yer almaya ikna etmek için çok uğraşmış, pek yanaşmamışsınız. Niye? Remzi Bey’le aynı davada karşılaştık. Bir gün Fırtına Vadisi filmi yapalım dedi. Başkasıyla uğraş, ben yaşını başını almış, torun torba sahibi insanım, dedim, dinletemedim. Bir yandan da eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz ya, korkuyorum; sabah dozerler yola dizilmiş olacak diye. Onu yaşamamak için filme evet dedim, vefa borcumu da ödedim. Yoksa ben artist değilim. Oynarken zorlandınız mı? Hayır, yaşadığımı yaşadım... Şehirde dernekçilik yaptığımdan, mikrofona alışkınım. Konuştuklarım beni üniversite mezunu sanır, ama ilkokul üçüncü sınıfı bile bitiremedim. Hukuk Fakültesi’nde bir konferansa katıldım, çok güzeldi. Tahtaya yazmışlar, profesör bilmem kim tahkimi anlatıyor, profesör bilmem kim başka konuyu anlatıyor... En altta da “Mustafa Orhan çoban” yazıyor. Kürsüde, bir yarım dakika konuşmadan baktım öğrencilere. Zannettiler ki, tutukluk yaptım. “Beyler” dedim, “oturmuş bekliyorsunuz ki, çoban size ne diyecek. Sizin görevinizi, ben mecbur kaldım yapmaya, aslında bu mücadelenin içinde bizzat sizler olmalıydınız”. Vatandaş Mustafa ve Remzi Kazmaz... 5. Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali Kültür Servisi 5. Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali başladı. Festival, İstanbul Cinecity Sinemaları’ndaki gösterimlerin ardından 29 Ekim8 Kasım arası Sodexho’nun desteğiyle Çanakkale’de Lapseki, İntepe ve Tevfikiye’de sürecek. Festivalde, aralarında Litvanya, Fransa, Rusya, İskoçya, Polonya, Letonya, Brezilya’nın da olduğu 25 ülkeden filmler gösterilecek. Çanakkale’deki gösterimler Plevne İlköğretim Okulu, Eçialan YİBO, Umurbey İlköğretim Okulu, İsmail Baykut İlköğretim Okulu, Çardak İlköğretim Okulu, İntepe İlköğretim Okulu, Tevfikiye İlköğretim Okulu’nda yapılacak. ‘KİLO VER UZUN YAŞA’ Türkiye’nin obezite haritası çıkarılıyor İstanbul Haber Servisi Tüm dünyada tehlike haline gelen obezitenin Türkiye’deki haritası çıkarılıyor. Harita ile ilgili çalışmalar 20 Ekim’de İstanbul pilot bölge olmak üzere Şişli Belediyesi’nde başlayacak ve tüm Türkiye’de 81 ilde sürdürülecek. Türkiye’de ilk defa kutlanacak “Obezite Haftası” nedeniyle gerçekleştirilecek çalışmaya ilişkin dün Bilim Üniversitesi’nde tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan İstanbul Alman Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Hüsrev Hatemi, obezitenin birçok hastalığı beraberinde getirdiğini belirterek “Şişmanlık, kalp hastalığı ve hipertansiyonun suç ortağıdır” dedi. Hatemi, 2000 yılında yapılan araştırmalara göre, 20 yaşın üzerindeki nüfusa bakıldığında 4 kişiden 1’i toplu iken 1’inin de obez olduğunu ifade etti. İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörü ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Canan Efendigil Karatay da “Kilo ver, uzun yaşa” sloganıyla yola çıktıklarını ifade ederek “Amacımız, halkımızı bilinçlendirmek ve obezite riskini azaltmak” dedi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Sadi Gündoğdu ise fastfood kültürünün ülkemizde gün geçtikçe arttığını vurguladı. İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Çavlan Çiftçi de obeziteye karşı düzenli yürüyüş ve sağlıklı beslenmenin önemini vurguladı. Alman turistin ilgisi artacak ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Alman Tur Operatörleri ve Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) Başkanı Klaus Laepple, geçen yıl Alman tatilcilerin Türkiye’ye yönelik ilgilerinde bir azalma olduğunu ancak bunun kısa süre içinde toparlandığını belirterek kış sezonu için Türkiye’ye gelecek Alman sayısında yüzde 26.8 artış beklendiğini ifade etti. Antalya’nın Almanlar için vazgeçilmez bir turizm bölgesi olduğuna işaret eden Laepple, “Almanlar için İspanya birinci, Türkiye ikinci sırada. Ancak bölgesel olarak Almanya’nın 17. eyaleti gibi görünen Mallorca’nın önünde Antalya var” diye konuştu. Klaus Laepple, DRV’nin 1518 Kasım tarihleri arasındaki genel kurulunun Antalya’da düzenleneceğini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle