17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 22 Eylül 2008/221 ST R A T E J İ c 15 günlerde TETAŞ’ın %35 oranında yeni bir zam talebinde bulunmasını nasıl yorumluyorsunuz? Bu durum enerjide yabancı kaynaklara olan bağımlılığın doğal sonucu. Ancak doğal gaza zamdan söz edilmemesine rağmen, elektrik enerjisine zam talebi önümüzdeki yıl yerli yenilenebilir kaynaklardan üretilebilecek enerjinin payının azalma olasılığına karşı bir hazırlık olabilir. Kamu tarafından yapılan hidroelektrik enerji üretimi, enerji fiyatlarında dengeleyici ve çok önemli bir rol oynuyor. Bu üretimin önümüzdeki yıl azalacağı kesin. Barajlarımızın doluluk oranındaki düşüş enerji üretimini nasıl etkiledi? 1 Eylül 2008 itibariyle işletmede olan enerji amaçlı barajımızda doluluk oranı %23,5’e düştü. Geçen yıl aynı tarihte bu değer %40 olup barajlarımızda geçen yıla göre yaklaşık %16,5 daha az su bulunuyor. 2007 yılında aşırı yüklenilen barajlarımızın bu yükü 2008’de halen devam ediyor. Bu üretimin önümüzdeki yılı da dikkate alan bir işletme programına göre acilen yeniden düzenlenmesi gerekir. DSİ Genel Müdürlüğü bazı işletme kotlarının altına düşülmemesi konusunda Enerji Bakanlığı'nı uyarıyor. Ancak üretim devam ediyor. Seviyelerdeki düşüş de paralel olarak sürüyor. Bu durumda barajların tekrar dolması uzun zaman alabilir. biçimde özerk bir yapıda Türkiye’de yaşanması muhtemel elektrik sıkıntılarının önüne varlığını koruması geçebilmek için yeni enerji politikalarına ihtiyaç duyuluyor. gereklidir. Kamunun piyasada yer alması durumunda bu alanda zorunlu yatırım kararları alınabilecektir. Bunun yanı sıra, kamu karşısında rekabet edebilmek için özel sektör daha makul kâr hadleri ile çalışmaya zorlanacak ve sonuçta elektrik fiyatlarındaki zamların kontrol altında tutulması sağlanacaktır. Bunun yanı sıra kamunun piyasada yer alması arz güvenilirliğinin garanti edilebilmesi açısından da önem taşıyacaktır. 2008 yılında hidroelektrik enerjinin payı ne olur? Bu seneki toplam üretimde hidroelektriğin payının daha da düşerek %12 civarında olacağını düşünüyorum. Çünkü hidroelektrik enerjimizin yarısını ürettiğimiz Dicle ve Fırat havzalarındaki barajlar boşalmış durumda. Enerji barajlarının doluluk oranlarındaki düşüş, hidroelektrik enerji havzalarındaki barajların aktif doluluk oranları üretimini de otomatik olarak azaltır. azalırken Çoruh, Kızılırmak, Yeşilırmak, Doğu Karadeniz havzalarındaki doluluk oranları da RZ, TALEBİ KARŞILAMAYACAK artmıştır. Bu nedenle enerji potansiyeli olarak dördüncü büyük kaynak olan Çoruh Havzası’ndaki Mevcut enerji açığı nereden karşılanacak? barajlar yapılmış olsaydı, diğer havzalarda oluşan 2009 yılında bu açık giderilebilir mi? hidroelektrik enerji üretimi düşüşünün belirli bir Bu düşüşten ortaya çıkan açık 2008 yılı içinde bölümü bu barajlardan karşılanarak doğal gaz santralleri ile kapatılacaktır. Böylece dengelenebilirdi. Hidroelektrik enerji doğal gazın elektrik enerjisi üretimindeki payının potansiyelimizin tümüyle ve bir an önce %55'e ulaşacağını düşünüyorum. Dicle ve Fırat geliştirilmesinin temel sebeplerinden birisi de havzalarındaki barajlar ile Akdeniz Bölgesi'ndeki budur. Diğer taraftan “küresel ısınma” olarak bazı barajlarda halen düşük olan aktif doluluk adlandırılan sürecin olumsuz sonuçlarının da tüm hacimleri enerji üretimi zorunluluğu nedeniyle akarsu havzalarımızda aynı olmayacağından söz önümüzdeki yağışlı döneme kadar azalmaya devam edilmektedir. Örneğin Doğu Karadeniz ve Çoruh edecektir. Bu barajlar 2009 yılına boşalmış havzalarında yağışların artması beklenmektedir. depolarla ve en düşük su seviyesinin de altındaki Enerji üretimi hangi amaçlar doğrultusunda hacimlerle girecektir. Bu durum TEİAŞ’ın 10 Yıllık yapılır? Üretim Kapasite Projeksiyonu Raporu'nda da Enerji üretiminde temel amaçlar, üretilecek belirtiliyor. Bu raporda yeni ilave tesisler açılmazsa enerjinin temiz, güvenilir, ucuz, sürekli ve çevreye 2009 yılında toplam güvenilir üretim kapasitesinin duyarlı olarak üretilmesidir. Bu nedenle hem yerli altında kalacağından söz ediliyor. Rapor, bu yıl kaynakların kullanılması hem de enerjinin kaliteli elektrik üretiminin yedeksiz olarak gittiğini ve ve ucuz olması önem taşır. 2009'da ise negatif bir seyir izleyeceğini ortaya koyuyor. Yani herhangi bir elektrik kesintisi veya bir IŞA BAĞIMLILIK TEHLİKESİ santralde arıza olduğunda bunun yerine devreye “Olmayan enerji en pahalı enerjidir” tanımı girecek yedekleme sistemi tükenmiş durumda. Oysa doğru değil mi? elektrik sisteminin %20’lere varan bir yedekleme Enerji talebinin karşılanamıyor olması, sistemi ile gitmesi gerekiyor. Tüm bu koşullar, maliyeti tabii ki yükseltir. Sanayi üretimi düşer, 2009 yılında enerji arzının, talebi karşılayamama yaşam kalitesi azalır. Ama bu; plansız, programsız, riskinin çok yüksek olduğunu ve doğal gazla stratejisiz, her ne pahasına olursa olsun enerji üretilen enerji oranının en yüksek düzeye çıkacağını üretilmesi anlamına gelmez. Bu durumda da farklı ortaya koymaktadır. sorunlar yaşarsınız. Enerji üretimi planlı bir şekilde Tüm havzalarda kuraklık yaşanması, ve öncelikleriniz dikkate alınarak yapılmalıdır. Aksi hidroelektrik enerjinin istenildiği kadar takdirde, enerji maliyetleriniz ve dışa bağımlılığınız üretilemeyeceği anlamına mı geliyor? artar. Bu bağımlılık, ulusal güvenliğinizi doğrudan Hayır. Öncelikle aynı nehir üzerindeki barajlar tehdit edecek boyutlara da ulaşabilir. Bu nedenle, birlikte işletilir. Bu barajlarda suyun enerjisi nehrin enerji üretimi aynı zamanda stratejik bir konudur. debisi azalmış da olsa birkaç kez türbinleneceği için Geçen ay yapılan %50’ye varan zamlardan enerji üretimi artar. Bunun yanı sıra, kuraklık tüm sonra maliyet bazlı fiyatlandırma sistemine havzalarımızda aynı derecede etkili değil. Örneğin geçilmesinin fiyatlara yansımasını ve bu bu yıl Dicle Fırat, Antalya, Doğu Akdeniz USİAD Genel Başkan Danışmanı ve Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız, Türkiye’nin enerji sıkıntısı yaşamaması için, öz kaynaklarını merkeze alan yeni politikalar oluşturması gerektiğini söyledi. A OLUŞTURULMALI MODEL VE STRATEJİ Bu dönemde yaşanan enerji üretimindeki düşüşü, hidroelektrik enerjinin güvenilir olmadığı şeklindeki yaklaşımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu daha çok hidroelektrik enerjinin gelişmesinden rahatsız olan bazı yabancı kaynaklı enerji lobilerinin iddiasıdır. Türkiye yıllık ortalama yağış olarak, belirli aralıklarla kurak periyotlar yaşıyor. Bu 1955–56, 1972–73, 1989–90 yıllarında da yaşandı. Bu kurak dönemler, oluşturulan güvenilir güç yedeği planlı bir şekilde işletmeye alınıp, barajlardaki işletme daha dikkatli yapılarak daha az sorunlu bir şekilde atlatılabilir. Diğer taraftan, daha önce de sözünü ettiğimiz gibi yağışlarda azalma tüm akarsu havzalarında aynı değil. Bazı havzalarımıza düşen yağış geçen yıldan daha fazla oldu. Bu da hidroelektrik potansiyelimizin tümünü hızla geliştirmemizi gerekli kılıyor. Bundan sonra ne yapılmalı? Öncelikle, ulusal kaynaklarımızı verimli bir şekilde geliştirmeyi öne çıkaran bir enerji modeli ve stratejisi oluşturulmalıdır. Her alanda karşılaştığımız sorunları, bu sorunların oluşturduğu olumsuz sonuçları bir an önce ortadan kaldırmak için değil, bunu yaratan nedenleri ortadan kaldırmak için çalışmalıyız. Bunun için gerekli olan strateji ve politikalar belirlenmeli ve uygulanmalıdır. D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle