17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 ürkiye, bölgedeki son gelişmeleri de dikkate alarak Ermenistan’la ilişkileri iyileştirmek ve bölgeyi savaşa sürükleyebilecek Dağlık Karabağ meselesini çözmek için sonucu riskli bir süreç başlattı. Olumlu sonuçlar doğurabileceği düşünülerek başlatılan bu sürecin doğal olarak bir takım olumsuz sonuçları da olabilir. Biliyoruz ki sadece olumlu ya da olumsuz olasılıklardan yola çıkılarak gerçekçi sonuçlara varılamaz ancak önemli olan hangi olasılığın ağır basacağıdır. Bunun için Türkiye’nin Ermenistan açılımını tüm olasılıkları göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekiyor. T Cavid VELİEV TUSAM Kafkasya ve Yakındoğu Masası [email protected] topraklarının % 20’sini işgal ederken, işgal sırasında gibi olumsuz tepki vermeyenler de vardı ve hatta 30 bin Azeri öldürüldü, binlercesi esir alındı ve 1 Astana’da GülSarkisyan diyaloğuna tercümanlığı milyonu da mülteci durumuna düştü. Ermenistan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yaptı. tarafından öldürülen ve esir alınan Azerbaycan Abdullah Gül’ün de ifade ettiği gibi, Azerbaycan vatandaşları, 1905 ve 1918’de olduğu gibi özel kamuoyu tarafından verilen tepkilerin benzerleri yöntemlerle işkence edilerek öldürüldü. Türkiye’de de gösterildi. Türkiye’nin demokratik bir Azerbaycan’da hemen her ailenin Karabağ savaşında ülke olması ve Azerbaycan’ın da demokrasi yönünde ilerlemesi kamuoylarına, hükümetlerin politikalarından en az bir şehidi vardır. Karabağ, Ermenistan işgalinde farklı tepkiler verme şansı sunmaktadır. Azerbaycan Gül’ün Ermenistan ziyaretinden... kamuoyunun ziyarete olumsuz yaklaşmış olmasının Türkiye’de anlayışla karşılanması gerekirken bilakis kızgınlığa neden oldu ve hatta gereğinden fazla abartıldı. Azerbaycan’ın psikolojisinde Ermeni düşmanlığı tazeliğini koruduğu için Ermeni algılaması, Türkiye’deki Ermeni algılamasından daha farklıdır. Zira Azerbaycan kamuoyunun sert tepkiler vermesinin kendine özgü nedenleri var. Azerbaycan son iki yüz yıldır sürekli olarak Ermenilerin saldırılarına maruz kaldı ve bunun sonucu olarak toprak ve insan kaybına uğradı. Hatta Ermenistan ve Ermeni çeteleri tarafından yapılan bu işgal ve katliamların hangi yöntemlerle gerçekleştirildiği hala Azerbaycan halkının hafızasında tazeliğini korumaktadır. En son 1988–1994 yılları arasında Rusya’nın da desteğiyle saldırganlaşan Ermenistan, Azerbaycan GÜVENİLEN DAĞA KAR YAĞINCA Türkiye, bölgedeki son gelişmeleri Abdullah Gül’ün Ermenistan ziyareti sırasında Türk basınında sadece de dikkate alarak Ermenistan’la Azerbaycan’daki karşı tepkiler ön plana çıkartıldı; Azerbaycan Türkiye’nin sırtında bir ilişkileri iyileştirmek ve bölgeyi yükmüş gibi tanıtıldı, hatta Türkiye için “Bakü mü Erivan mı” tartışmaları yaşandı. Ermenistan, savaşa sürükleyecek Dağlık Türkiye çıkarları açısından çok önemli bir devletmiş gibi gösterilirken bu “önemli” devletle Karabağ meselesini çözmek için ilişki kurmanın önünde en büyük engel olarak Azerbaycan gösterildi. Ermenistan’ın “soykırım” sonucu riskli bir süreç başlattı. iddialarını “empati kurarak” kabul eden kesimler kendilerini “hümanist” açıdan savunurlarken Olumlu sonuçlar doğurabileceği Ermenistan’ın yaptıklarına karşı Azerbaycan kamuoyunun tepkisine aynı empatiyle düşünülerek başlatılan bu süreç yaklaşmamaktadırlar. Ermenilerin “soykırım” iddialarına karşı insani duyguları kabaranların olumsuz bir dönemi de Ermenistan –Azerbaycan meselesi gündeme gelirken nedense çıkar duyguları kabarıyor. beraberinde getirebilir. Azerbaycan’da ziyarete karşı olanlar olduğu Araya şeytanlar girmemeli ErmenistanTürkiye yakınlaşması ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 22 Eylül 2008/221 olsa da Azerbaycan insanı bu işgali meşrulaştıracak adımları kesinlikle kabullenmemekte ve masada bunu meşrulaştıran adımlara kesinlikle karşı çıkmaktadır. Dolayısıyla işgal altındaki topraklarını kurtarmak umuduyla yaşamaktadır. Tüm bu kötü hatıraların yanı sıra Hocalı’da Ermenilerin yaptıkları soykırımında önemli bir paya sahip olan bugünün Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan Azerbaycan halkının psikolojisinde unutulması zor hasarlara yol açmıştır. Öyle ki Azerbaycan halkına Ermenistan ve Sarkisyan denildiği zaman gözlerinin önüne Hocalı soykırımında öldürülen yaşlı, genç, çoluk, çocuk tam 30 bin şehit geliyor. Dolayısıyla Azerbaycan halkının Gül’ün Ermenistan ziyaretine tepkisinin yadırganması Türk basınının Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da Sarkisyan ve Koçaryan liderliğinde yaptığı insanlık dışı vahşetleri unuttuğunun göstergesidir. Diğer taraftan İran, Rusya, ABD ve Avrupa ülkeleri işgal sırasında Ermenistan’a destek verirken, Türkiye, Dağlık Karabağ meselesinde Azerbaycan’a somut destek veren tek ülke oldu. Bu kadar somut destek diğer Türk cumhuriyetlerinden gelmediği gibi Ermenistan’ı işgalci devlet olarak tanıyan BM ve İran’dan da gelmedi. Bütün baskılara ve karşı karşıya kaldığı iç ve dış sorunlara rağmen hala Türkiye’nin somut desteğini devam ettirmesi Azerbaycan’da Türkiye’ye karşı bir beklenti uyandırdı. Bu dayanışma beklentisi, 1918’de Bakü’yü kurtarmak için Nuri Paşa önderliğinde Azerbaycan’a gelen Osmanlı Ordusu ve Kurtuluş Savaş’ı sırasında Azerbaycan kadının Türkiye’ye gönderdiği altınlar, gibi örneklerle pekiştirildi. Bunun sonucu olarak Azerbaycan Türkü’nün kafasında Anadolu Türkü başı sıkıştığında başvurabileceği bir sığınağa dönüştü. TürkiyeErmenistan arasında gizli sürdürülen diplomatik görüşmelerin basına yansıması ise Azerbaycan’da amiyane tabir ile “Türkiye bizi satıyor” izlenimini yarattı ve bu ziyaretle bunun resmileştiği/tescillendiği düşünüldü. Azerbaycan iktidarı ise bu ziyarete karşı çıkmadı ama ziyaretin hem TürkiyeErmenistan ilişkileri hem de işgal altındaki Azerbaycan toprakları açısından ne anlama geldiğini dikkatle takip etti. Çünkü TürkiyeErmenistan sınır kapıları Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ diplomasisini direk ilgilendirmektedir ve diplomatik görüşmelerde BM Güvenlik Konseyi kararları ya da Azerbaycan’ın Ermenistan’dan askeri anlamda kat kat üstün olması değil Ermenistan’ın yalnızlığı Azerbaycan’ın pozisyonunu kuvvetlendiren özelliğe sahiptir. Yalnızlık Ermenistan’ın diplomatik görüşmelerde üzerinde büyük bir baskıdır ve bu baskıyı kırabilmenin tek yolu sınırların açılmasıdır. Dolayısıyla Azerbaycan’ın Karabağ diplomasisine zarar vermek isteyenler için TürkiyeErmenistan sınır kapılarının açılması yeterlidir. KARŞI TUTUMU TÜRKİYE’NİN İŞGALE Azerbaycan, bağımsızlığını kazandığı günden itibaren Dağlık Karabağ “sorununu” kendi toprak bütünlüğü çerçevesinde çözecek her türlü diplomatik adıma destek verdi ve hatta bunun için Minsk Grubu aracılığıyla Ermenistan’la üçüncü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle