17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 22 Eylül 2008/221 ST R A T E J İ c 11 sarsacak geri dönülemez bir değişime sebep olabilir. Sınırların açılması Ermenistan’ın öneminin artırır bu ise Gürcistan’ın önemini azaltır ve TürkiyeAzerbaycanGürcistan jeopolitik kutuplaşmasının ortadan kalkmasıyla sonuçlanabilir. Sonuçta Türkiye kozunu kaybederken Ermenistan taleplerinden vazgeçmemiş olur ve sınırların açılması Ermenistan’a kendini toparlama imkanı sunabilir. Bugün Azerbaycan iktidarları ve halkı Dağlık Karabağ’daki işgale engel olamamaları nedeniyle eleştirilebilir. Fakat özellikle bu konuda yapılacak eleştiriler TürkiyeAzerbaycan ilişkilerini olumsuz etkilemek isteyenlerin eline koz verecektir. Bölgenin zor günler geçirdiği ve daha da önemlisi iki stratejik müttefikin bir birine daha çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde ayrıştırıcı noktalar değil birleştirici noktalar ortaya çıkarılmalıdır. Gül’ün Ermenistan ziyareti sonrası Türkiye içinde ”soykırım” yapıldı tezini savunanların cesaretlendiği gözlemlenmektedir. Türkiye Ermenistan’a “1915 olaylarını tarihçiler tartışsın” baskısını yaparken, eski Türk diplomatları ve bir takım köşe yazarları “soykırım” yapıldı tezini savunmaya başladı. Hatta bu ziyaret sonrası bu açıklamalar, “Türkiye Ermenistan’dan özür dilemeli” ifadesine dönüştü. Türkiye içinde bu tartışmalar Ermenistan ve Ermeni lobisinin “soykırımı” Türkiye içinde kabul ettirme stratejisine destektir. Bunu Ermenistan eski Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan da şöyle ifade ediyor: “Bizim için önemli olan 1915 olaylarını Türkiye’nin soykırım olarak kabul etmesidir. Dünya bunu kabul edip de Türkiye kabul etmedikten sonra hiçbir anlamı yoktur”. Ermeni “soykırımı” Müzesi Başkanı Hayk Demoyan’ın, tarihçilerden oluşan komisyona “Türkiye tarafından “soykırım”dan dolayı yargılananlar da katılacaktır,” açıklaması aslında Ermenistan’ın “soykırımı” Türkiye içinde kabul ettirme peşinde olduğunu ortaya koymaktadır. Uzun zamandır Türkiye içinde devam eden bu süreç TürkiyeErmenistan diplomatik ilişkilerinin kurulmasıyla psikolojik engeli aşmış olacaktır. Oysa ki, iki devlet arasında ilişkileri başlatmadan yana olanların ana iddialarından biri, Ermenistan’la “soykırım” için diaspora yapan Ermeni teşkilatları arasında farklılık yaratmaktı. Halbuki “soykırımın” uluslararası alanda tanınması ve sınır kapılarının açılması konusunda Ermeni diaspora teşkilatları ve Ermenistan’ın çıkarları örtüşmektedir. Kısaca bu süreç “soykırımın” uluslararası alanda değil Türkiye içinden tanınması için propaganda sürecine dönüşebilir. Ayrıca sınır kapısı karşılığında “soykırım” tezini geri plana atan Ermenistan’ın istediğini aldıktan sonra “soykırım”ı tekrar gündeme getirmeyeceğinin garantisini kimse veremez. ülkelerde görüştü. Bu görüşmelerde Minsk Grubu tarafından, ülkenin toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü teklif Azerbaycan hükümetleri tarafından reddedildi. Türkiye dahil olmak üzere 13 üyesi olmasına rağmen Dağlık Karabağ “sorununda” taraflar arasında arabululuculuk yapan Minsk Grubu’nun üç eşbaşkanı ABD, Rusya, Fransa bulunmaktadır. Türkiye bu grubun eşbaşkanı olmamasına rağmen defalarca Dağlık Karabağ “sorununun” çözümü için tekliflerde bulundu. Bu tekliflerin hepsinde Azerbaycan toprak bütünlüğü desteklendiği için Ermenistan tarafından, “Türkiye objektif değildir”, eleştirisi yapıldı. Abdullah Gül, Bakü’de İlham Aliyev’le yaptığı görüşmeden sonra basın açıklamasında tarafları BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda diplomatik yolla çağırırken Türkiye’nin her zaman Azerbaycan’ı desteklediğini ve bundan sonra da desteleyeceğini ifade etti. Gül’ün ifade ettiği BM Güvenlik Konseyi kararları, 1992–1993 yıllarında alındı ve Ermenistan ve desteklediği Dağlık Karabağ Ermenilerinin işgal ettikleri Azerbaycan topraklarından çıkmasını talep ediyor. Ayrıca 14 Mart 2008’de Türkiye’nin de desteğiyle BM Genel Kurulu’nda kabul edilen kararda Ermenistan’ın biran önce işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi öngörülmektedir. Gül bu kararlara vurgu yaparak Türkiye’nin hala Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü desteklediğini ortaya koydu. BM GENEL KURULU Gül’ün Ermenistan ve Azerbaycan ziyaretinden sonra tarafların 28 Eylül–1 Ekim tarihleri arasında New York'ta yapılacak 63. BM Genel Kurulu toplantısında tarafların dışişleri bakanlığı düzeyinde üçlü bir görüşme yapacağı ve bu görüşmede üç ülke arasındaki sorunların çözümünün paket halinde görüşüleceği ortaya çıktı. Devletler arasındaki meselelerin paket halinde görüşülmesi bilinen bir uygulamadır ve Almanya, Fransa ve İngiltere ile İran arasında nükleer görüşmeler bu şekilde yürütülürken, RusyaABD arasında füze ve İran’ın nükleer çalışmaları gibi meselelerin de paket halinde görüşüldüğü bilinmektedir. Ermenistan tarafının Türkiye’nin içinde bulunduğu bu üçlü görüşmeye onay vermesi aslında olumlu bir gelişme olmasına rağmen Ermenistan’ın karşı tarafın şartlarını kabul edeceği anlamına gemlememektedir. Bunu üçlü görüşme kararı alındıktan sonra Ermeni yetkililerin yaptıkları açıklamalar da gösteriyor. Görünen o ki, TürkiyeErmenistan sınırlarını açacak her çeşit gelişmeye onay veren Ermenistan, bu üçlü görüşmeyi de bu şekilde değerlendirmeye çalışmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın, “ErmenistanTürkiye meselelerini ikili açıdan çözmek mümkün değil. Burada ErmenistanAzerbaycan ilişkisi önemlidir”, ifadesi Türkiye’nin sınır kapıları meselesinde işgal unsurunu göz ardı etmediğini gösteriyor. Fakat bu görüşmelerden Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü sağlayacak bir sonuç çıkmazsa bu görüşmeler, ucu açık bir sürece doğru yol alınmasına neden olabilir. Son ziyaretlerde Abdullah Gül’ün ve Türk diplomatların Dağlık Karabağ “sorunu” konusunda yaptığı açıklamalar Türkiye’nin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü hala desteklediğini göstermektedir. Fakat Türkiye’nin ne şekilde Azerbaycan’ı destekleyeceği tartışma konusu oldu. Türkiye sınır kapılarını kapalı tutarak Azerbaycan’ı destekleyip Ermenistan’ı cezalandıracak mı yoksa, bu destek Türkiye’nin Gürcistan ve İran’ın, Azerbaycan toprak bütünlüğüne verdiği desteğe mi benzeyecek? Türkiye, Ermenistan’la sınır kapılarını, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal altında tutmaya devam etmesi nedeniyle kapatmıştı.Yıllar içinde Türk hükümetleri net bir şekilde Ermenistan işgale son vermedikçe sınır kapılarının açılmayacağını ortaya koydu ve bazı tavizlere rağmen bu politikayı 15 yıldır uyguluyor. Hatta Abdullah Gül, Azerbaycan’ı kırmamak için korumalarının yolunu 600 km uzatarak Gürcistan üzerinden Ermenistan’a gönderdi. Fakat AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren diğer dış politika sorunlarına olduğu gibi Ermenistan sorununa da farklı yaklaşım içinde olduğu görünmektedir ve Cumhurbaşkanı Gül de bu meselenin AKP hükümetinin sorumluluğunda olduğunu Ermenistan ziyareti sonrasında ifade etmiştir. Ermenistan’dan sonra Azerbaycan’ı ziyaret eden Gül’ün “Biz her zaman Azerbaycan’ın yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz” açıklaması sınır kapıları konusunda bir değişim düşünmediğini göstermektedir. Gül’ün bu açıklamasına rağmen son aylarda TürkiyeErmenistan arasında yürütülen gizli diplomatik görüşmelere paralel olarak yaşanan bazı gelişmeler sınır kapılarının açılacağına dair şüphe uyandırmaktadır. “Türkiye’nin sınır kapılarını açması sorunların çözümüne yardımcı olabilecektir”, düşüncesinde olan diplomatların TürkiyeErmenistan ilişkilerinde ağrılık kazandığını görmekteyiz ki, HaziranTemmuz aylarında taraflar arasında yapılan gizli diplomatik görüşmeler bunun sonucudur. Diğer taraftan Türkiye ile Ermenistan’ı bağlayan GümrüKars demiryolunun onarımı ve Gül’ün Ermenistan ziyareti sırasında taraflar arasında imzalanan elektrik anlaşması da sınırların yakın bir zamanda açılacağı izlenimini uyandırmaktadır. TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TUZAKLAR Ermenistan’a güvenerek atılan adımların TürkiyeAzerbaycan ilişkilerine zarar vermesi hesaba katılmalı ve bu sonuca gidecek her türlü adımdan uzak durulmalıdır. Aksi takdirde yaşanacak olası gelişmelerden TürkiyeAzerbaycan ikilisi değil RusyaErmenistan ikilisi karlı çıkabilir. Bu değişim Türkiye’nin Güney Kafkasya siyasetini derinden Ermenistan’a güvenerek atılan adımların TürkiyeAzerbaycan ilişkilerine zarar vermesi hesaba katılmalı ve bu sonuca gidecek her türlü adımdan uzak durulmalı... Aksi takdirde yaşanacak olası gelişmelerden TürkiyeAzerbaycan değil RusyaErmenistan ikilisinin karlı çıkma olasılığı daha yüksek görünüyor. Lavrov Rice
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle