17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Dr. Eren EROL TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası Kuzeydeki Kürt gruplar, hem İran’la hem de Türkiye ile sorun yaşıyor… C S TRATEJİ yanaşmıyorlardı. Kerkük’ü yutma amaçlı illegal nüfus kaydırmasını ise şehirdeki kamu arazilerine el koymak izledi. Bu durum, sadece Iraklı Türkmenleri değil, Iraklı Sünni ve Şiilerin yanı sıra Irak’a komşu olan Türkiye, İran ve Suriye’yi de rahatsız ediyor. Kürt yerel yönetimi bütün bu illegal girişimlerine paralel olarak, kontrolleri altında olan bazı bölgelerde petrol arama çıkarma çalışmalarının yapılması hususunda Amerikan Hunt Oil Şirketi ile anlaşma yaptı. Irak merkezi hükümetinin yanı sıra ABD yönetiminin de karşı çıktığı bu anlaşma, tamamen Irak Anayasası’na aykırıdır. Açık ki, Kürt yerel yönetimi artık ABD’ye "Irak’ın başka bir Irak olduğu" imajını vermeye çalışıyor. Bütün bu kaygı verici gelişmelerin yanı sıra Irak’ın kuzeyindeki yerel Kürt yönetimi, Türkiye, İran ve Suriye’de yaşayan Kürt kökenlilere "büyük Kürdistan’da" yaşama vaadinde bulunuyor. Açıkçası civardaki Kürt kökenliler için Irak’ın kuzeyi de yapılanma faaliyetleri ve inşaatlarla bir cazibe merkezi haline getirilmeye çalışılıyor. Bölgedeki ayrılıkçı Kürt grupların "büyük Kürdistan" hayalinde birleşen görüşleri ve Irak’ın kuzeyinde süregelen olumlu ve olumsuz olayların etkisi Türkiye, İran ve Suriye’ye de yansıyor. Irak’ın kuzeyindeki yapılandırma gayretleri ve Barzani’nin sunmaya çalıştığı "başka bir Irak olma" hayalinin temelinde yatan "bağımsız Kürdistan" oluşumu ise dış gelişmeler ile iç baskılar arasında savrulacaktır. kinci Dünya Savaşı sırasında kendi coğrafyasından yaklaşık altı kat büyüklükte olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni (SSCB) işgal etmeye kalkışan Hitler dönemindeki Almanya, bataklığa saplanarak büyük yenilgiye uğradı. Bahse konu olan yenilgi askeri literatürdeki eski bir deyişe geçerlilik kazandırdı: "Kazanamayacağın savaşa asla girme" Bu deyişten ders çıkarmayan dönemin Irak Devlet başkanı olan Saddam Hüseyin 1990 yılının Ağustos ayında Kuveyt’i işgal ederek, SSCB’yi işgal eden Hitler’in düştüğü duruma sürüklenmişti. Irak’ı işgal etmenin çok kolay olacağını düşünen ABD yönetimi ise, 2003 yılının ikinci çeyreğinde Irak’ı işgal etmeye hazırlanırken, "Kazanamayacağın savaşa asla girme" deyişinde bir değişiklik yaparak "Kazanma yollarını bilemediğin savaşa asla girme" şekline dönüştürdü. Ancak, Irak’ta dört bin Amerikan askerinin hayatını kaybetmesi, binlercesinin yaralanması, Irak işgaline yaklaşık altı yüz milyar Amerikan Doları’nın sarf edilmesi ve bunların yanı sıra yüz binlerce Iraklı sivilin ölümü, bu savaşın hiç de ABD’nin sandığı kadar kolay olmadığını gösterdi. Üstelik dünyanın 21. yüzyılda tanık olduğu en korkunç felaketlere neden olan İkinci ABDIrak Savaşı’nın yakın gelecekte de bitmesi beklenmiyor. Öte yandan ABD’nin işgaliyle uyumlu biçimde geliştirdiği yönetim stratejisinin ortaya çıkardığı veya geliştirdiği etnik gruplara ait olan silahlı milisler, suç örgütleri ve teröristlerin yol açtığı kompleks şiddet dalgaları Irak’ın yanı sıra Türkiye ve İran gibi komşularını da tehdit etmeye başladı. İ Irak’ta sona yaklaşan oyun ‘Kazanma yollarını bilmediğin savaşa girme’ genel kuralını gözetmeden Irak’a giren ABD, iyiden iyiye bocalıyor. Görece istikrarlı bölge olarak öne çıkan ülkenin kuzeyinin geleceği ciddi soru işaretleri taşıyor. ABD’nin İran’a yönelik hedefleri Irak’ın kuzeyindeki istikrarın geleceğini riske sokuyor. Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) ile Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB), Saddam sonrası süreçte devlet içerisinde bir başka devlet konumuna geldiler. IKDP ile IKYB’nin konumu, Saddam devrildikten sonra isteklerinin sınırlarını özerk bölgelerinden daha geniş tutmaya yöneltti. Bu bağlamda, Irak’ın kuzey bölgesini kontrol eden (IKDP ve IKYB’den oluşan) yerel yönetim, bağımsızlık talebiyle Bağdat yönetimi üzerinde baskı kuruyor. Bağımsızlıklarını elde etmeye çalışan iki Iraklı Kürt partisi, bağımsız bir devleti sürdürülebilir hale getirecek kaynak sorununu da bu arada çözmek istiyorlar. Büyük ekonomik kaynak (petrol) içeren Türkmen özelliğine sahip Kerkük şehrini kuzey bölgesine meşruluğu kesinlikle tartışmalı olan bir referandumla katmaya çalışıyorlar. Ancak, nedense Iraklı iki Kürt partisi, referandumun Irak’ın kuzey bölgelerinden Kerkük’e illegal nüfus kaydırmaların tamamlanmasından önce yapılmasına YENİ SAVAŞLAR Kesin olan şu ki Barzani ve/veya Talabani’nin sıradan ya da uysal bir devlet oluşturma ihtimali taşımıyor. Irak yerel yönetimi, Irak’ın kuzeyinde yuvalanan terör örgütlerine (PKK ve PJAK) lojistik destek sağlıyor. Irak’ın topraklarında barınan bu terör örgütleri, gerek Türkiye gerekse İran ordusuna karşı vur kaç operasyonları düzenliyor. Buna karşın, yerel Kürt yönetiminin denetimi altına olan topraklarda faaliyet gösteren PKK ve PJAK’ın kampları İran tarafından bombalanırken Türkiye de bu kampların bulunduğu yerlerde imha edilmesi konusunda adımlar atıyor. Durumu kontrol altına almaya çalışan yerel yönetim, PKK ve PJAK’ın faaliyetlerini kontrol etmek amacıyla TürkiyeIrak ve İranIrak sınır bölgelerine peşmergelerini gönderdi. Bu gelişmelerin sonucunda ortaya çıkacak olaylar, Irak’ın yerel yönetimi için büyük sorunlar yaratır. Bu bağlamda, ABD’nin Irak’ın kuzeyinde istikrarın sağlanmasındaki başarısı, Irak için yeni savaş cephelerinin açılmasına neden olacaktır. Dolayısıyla, Irak’ın işgal edilmesinden önce tüm bu gelişmelerin farkına varmayan veya varamayan ya da farkında olmakla birlikte bir şekilde bundan kendi sonuçlarını çıkarabileceğini düşünen ABD, "kazanma yollarını bilemediğin savaşa asla girme" deyişinin doğru olup olmadığını ancak savaş sonrasında anladı. ABD VE KUZEY ARTIK Bugün Irak merkezli bölgede süregelen tüm bu olumsuz gelişmelerin gerçekleşeceği işgal öncesinde de bilinmekteydi. Irak’ın sosyal yapısının homojen olmadığını bilen uzmanlar, araştırmacılar ve Irak’a komşu olan ülkeler, Saddam rejiminin düşmesiyle meydana gelecek anarşi konusunda Bush yönetimini uyarmışlardı. Özellikle Irak’taki Kürt meselesine Iraklı siviller... etnik temele dayalı bir çözüm getirilmesine girişildiğinde, Ortadoğu için Arapİsrail sorunu benzeri ikinci bir kaotik sorunun kapıda olduğu konusunda ABD idaresine telkinde bulunulmuştu. Bütün bu uyarıları dikkate almayan Bush yönetimi Irak’ı işgal etti ve Saddam rejimini devirdi. 1991 yılından 2003 yılına kadar olan süreçte, ABD’nin koruması altında devlet teşkilatlanması konusunda önemli yol alan Irak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle