17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kaynaklarına ihtiyaç duyacaktır; ancak görünen o ki Çin, var olan kaynaklarını bile etkin olarak kullanamıyor. Kentlerin su talebinin 2000 ile 2050 yılları arasında yüzde 85 oranında artacağı dikkate alındığında, Çin’in ne kadar ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğu açıktır. Görünen o ki, hızlı nüfus artışı ve su kaynaklarında önemli orandaki azalmalar Çin’in sürdürülebilir bir kalkınma gerçekleştiremeyeceği olasılığını artırıyor. Su sıkıntısı özellikle geçimini tarımdan sağlayan köylü halkı derinden ve olumsuz etkiliyor. Çin, bir yandan ekonomisini dışarı açarak dış yatırımların merkezi haline gelirken, diğer yandan bilinçsiz olarak yapmış olduğu yatırımların cezasını çekmeye başlamış durumda. Yatırımların birçoğunun verimli arazilerde yapılmış olması ve yabancı yatırımcıların çevre sorununa kendi ülkelerinde olduğu kadar itinalı yaklaşmamaları, Çin içinde yaşanan sorunları daha ciddi boyuta taşııyor. Gittikçe artan kirlilik, zaten kısıtlı sayıda olan tarım arazilerinin varlığını daha da tehlikeye sokuyor. Tüm bunların bir sonucu olarak köylü halkın geliri ve tarım alanındaki üretim miktarı düşüyor, sosyal yapıda huzursuzluklar ortaya çıkıyor. Her ne kadar Devlet Başkanı Hu Jintao ve Başbakan Wen Jiabao, Çin’de harmonik toplum yapısını kurmak istediklerini dile getirseler de, toplum içinde bu yönde bir gelişme ne yazık ki görülmüyor. İstatistiki bilgilere göre Çin’de, hükümete karşı gerçekleşen protesto sayısı her geçen gün artıyor. 2004 yılında 74.000 kadar protesto kayda geçti. Bu rakam 2006’da 87.000’i bulmuş durumda. ‘BAŞ’TAN AŞAĞIYA POLİTİKALAR Gelir dağılımı eşitsizliği de, Çin’in gerçekleştirmekte olduğu bu muazzam gelişmenin önündeki en önemli engellerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Batı ve doğu kesimleri arasındaki kalkınma dengesizliği ve vatandaşların gelirindeki uçurum, Çin’de ciddi sorunlara neden oluyor. Örneğin, 2001 yılında kentlerde kişi başına düşen gelir 2000 yılına kıyasla yüzde 7 oranında arttı. Kırsal alanda kişi başına düşen gelir artışı ise, yaklaşık yüzde 4 oldu. Bu durumun değiştirilmesi için Çin Hükümeti bir dizi tarım destekleme politikası belirledi, tarım vergilerini iptal ederek köylülerin gelirini artırmaya çalıştı. Dolayısıyla 2003 yılına göre köylülerin kişi başına düşen geliri 2004 yılında yüzde 7 artış gösterdi. Ancak bu oran yine de kentlilerin gelirine kıyasla biraz düşük kalıyor. Buna ek olarak hükümet, sağlık sigortalarının kırsal kesimlerde yaygın hale gelmesini destekleyen ve batı kesimine yönelik yatırımı artırarak, doğu ve batı arasındaki gelişme ve gelir farklarının azaltılmasına dayanan politikalar üretmeye de başladı. Çevre alanında ise Çin Hükümeti, 11. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında su ve hava kirliliği gibi çevre sorunlarına kesin çözüm bulmak amacıyla önümüzdeki 5 yıl için 1 milyar 400 milyon yenlik yatırım yapma kararı aldı. Resmi kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Çin en kısa zamanda yaklaşık 40 milyon ton kirli suyu temizleyebilecek kapasiteye sahip 180 milyar dolarlık ekipmanı faaliyete sokacak. Buna ek olarak Çin, ülkede sıkça görülen toprak ve su erozyonunu kontrol altına almak amacıyla da yaklaşık 150 milyar yen tutarında yatırımda bulunacağını ve bu yatırımın 24.8 milyar yeninin kırsal kesim için ayrılacağını belirtti. Çin, aynı zamanda, önümüzdeki 5 yıl boyunca 113 önemli şehrin hava kalitesini iyileştirmek için girişimlerde bulunacağını, sülfür dioksit kirliliğine karşı koyabilmek amacıyla yaklaşık 300 milyar yen; C S TRATEJİ 9 motorlu taşıtların ve toz emisyonun kontrolü için ise 300 milyar yenlik yatırımda bulunacağını açıkladı. Çin’deki hava kirliliğinin altında yatan en büyük neden olan kömür tüketimine karşı da devlet bazı önemli politikalar geliştiriyor. Hızlı büyümenin bir sonucu olarak artan enerji ihtiyacı, Çin’i büyük bir ikilemin ortasında bıraktı. Bölgedeki petrol kaynaklarının yetersiz olması sonucu kömür, Çin’deki en temel enerji kaynağı haline geldi. Çin Hükümeti, asit yağmurunun ve çevre kirliliğinin başlıca kaynakları arasında yer alan kömürü daha etkin ve verimli bir şekilde kullanabilmek amacıyla temiz kömür teknolojisi üzerine çalışmalar başlattı. Şimdiye kadar Çin, temiz kömür teknolojisinin geliştirilmesi adına Güney Afrika ve Amerika ile işbirliği anlaşmaları imzaladı. Ne var ki, etkin bir sonuca erişmek için Çin’in daha fazla ülkenin desteğini alması gerekiyor. Bu nedenle Hu Jintao, St. Petersburg’da 17 Temmuz 2006’da düzenlenen G8 zirvesinde bu konuya değindi ve temiz kömür teknolojisini geliştirmede ortak hareket için uluslararası topluluklara çağrıda bulundu. Temiz Kömür teknolojilerinin uygulanması halinde kömürün yanması sonucu ortaya çıkan emisyon miktarında bir azalma ve tüketilen her ton kömürden elde edilen faydalı enerji miktarında da artış görülebilecektir. Birçok alanda olduğu gibi, enerji alanında da çok fazla dışa bağımlı bir politika izlememeye çalışan Çin’in, önümüzdeki 5 yıl boyunca da kömür tüketimi oranında ciddi bir düşüş yaşanmayacağı düşünülüyor. Ancak Çin, doğal gaz kaynaklarının batı bölgesinden doğuya doğru ulaştırılması yönünde geliştirilen projelerle ve Rusya’dan ithal edilen doğalgaz yardımıyla, petrol ve doğal gaz gibi kaynakların geçmişe oranla daha yüksek miktarda kullanılacağını açıkladı. KENDİSİNE DE TEHDİT Öyle görünüyor ki, uzun bir uykudan uyanan dev artık sadece yabancı güçler için değil, kendisi için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Yukarıda belirtilen tüm bu çevre kirliliği ve gelir dağılımı eşitsizliği sorunlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan toplum içindeki huzursuzluklar, hükümetin başını ciddi anlamda ağrıtıyor. Son yılların en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olan Çin, bunun bedelini yavaş yavaş ödemeye başladı. Bir kısır döngü içerisinde olan Çin’in büyümesinin altında yatan en önemli sebebin ülke içine akın eden dış yatırımlar olduğu mutlak bir gerçektir. Ancak ülke içindeki toplumsal huzursuzluklar Çin’in sosyal, ekonomik ve siyasi düzenini tehlikeye sokabilecek potansiyeldedir; bu durum da dış yatırımcıların Çin’e karşı daha temkinli davranmalarına yol açarak Çin’in büyüyen ekonomisini ciddi anlamda tehdit edebilir. Sonuç olarak, kendi büyümesiyle doğru orantılı bir şekilde büyüyen tüm bu sorunlara karşı gereken önlemlerin alınmaması halinde, Çin’de şu an var olan "baş" ağrısının, tedavisi olmayan bir "migrene" dönüşmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Gelir dağılımı bozukluğu için önlem alan Çin, çevre kirliliğine neden olan sorunlar için de planlar hazırlıyor. Çin, su arıtma, temiz kömür kullanımı ve diğer çevre sorunları için ciddi yatırımlar planlıyor. Çin’de modern yapılar arasında zıtlık oluşturan dilenciler...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle