17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Cihangir DUMANLI [email protected] Çatışmaların sonuçları, alınan dersler ve yaklaşımların değerlendirilmesi C S TRATEJİ çözülmedikçe bu savaşın müteakip raundlarının yaşanılması kaçınılmazdır. BM Barış Gücünün savaşı sonsuza kadar engellemesi olanaksızdır. 2. İlk aşamanın galibi Hizbullah: Savaş asimetrik olduğundan, tarafların başarı ölçütleri de asimetriktir. Klasik düzenli orduların başlıca başarı ölçütleri, düşmana verdirdiği zayiatın çokluğu, kendi zayiatının azlığı ve elde ettiği toprakların büyüklüğüdür. Gayrinizami kuvvetlerin başarı ölçütü ise savaşı mümkün olduğu kadar uzatmak, prestijini ve örgüte olan halk desteğini artırmaktır. 34 günün sonunda İsrail Hizbullah tehdidini ortadan kaldıramamış, buna karşılık Hizbullah şimdiye kadar hiçbir Arap ordusunun gösteremediği direnişi göstererek savaşı uzatmış ve Lübnan halkı başta olmak üzere İslam dünyasındaki prestijini artırmıştır. 3. İsrail’in caydırıcılığı sarsıldı: Bölgedeki en modern ve kendi teknolojisine dayalı silahlı kuvvetlerden birine sahip olan İsrail, bu güne kadar Arap orduları karşısında kısa zamanda kesin sonuç alabilmiştir. İsrail ilk kez bu kadar zorlanmış ve savaşı uzatmak zorunda kalmış, buna karşın istediği sonucu elde edememiştir. Bu durum İsrail’in caydırıcılığını büyük ölçüde sarsmıştır. Bu savaştan İsrail’e karşı diğer örgütler ve ülkeler ders almışlardır. Hamas, Hizbullahla koordineli olarak Gazze şeridi ve Batı Şeria’dan atacağı füzelerle İsrail’i sıkıştırmayı, Suriye ise Hizbullah’ın metotları ile Golan tepelerini geri almayı düşünmektedir. 4. Bölgede ve dünyada ABD/İsrail karşıtlığı arttı: Özellikle İsrail’in savaş hukukunun temel prensiplerine aykırı olarak Lübnan’daki sivil hedefleri vurması ve orantısız güç kullanması, ABD’nin BM’yi zamanında harekete geçirmeyerek İsrail’in bu davranışını desteklemesi, bölgede ve dünyada ABD/İsrail ikilisine duyulan nefreti ve düşmanlığı artırmıştır. 5. BM’in etkisizliği bir kez daha teyit edildi: Uluslararası hukuka ve BM’nin kendi Anayasasına aykırı durumun 34 gün süreyle devam etmesine seyirci kalan, kendi askerlerinin öldürülmesini dahi kınayamayan BM’nin prestiji sarsılmış, örgütün Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin elinde ve onların politikalarının aracı olarak kullanıldığı bir kez daha görülmüştür. 6. İran elini güçlendirdi: Hizbullah ABD tarafından "İran’ın İ srail ile Hizbullah arasında 12 Temmuz–14 Ağustos tarihleri arasında yapılan 34 günlük savaş, günümüz savaşlarının özelliklerini yansıtıyor ve stratejik, operatif ve taktik düzeylerde alınacak pek çok ders içeriyor. SAVAŞIN ÖZELLİKLERİ Bu savaş bundan önceki beş Arap–İsrail savaşından oldukça farklı özellikler gösteriyor. Her şeyden önce savaşın cereyan ettiği uluslararası ortam öncekilerden farklıdır. Önceki Arap–İsrail savaşları Soğuk Savaşın koşullarında yapılmışken, bu savaş "Soğuk Savaş Sonrası" döneminin koşullarına göre yapıldı. SSCB’nin desteklediği Arap devletleri ve Arap milliyetçiliği artık sahnede değil. Onun yerine İran’ın desteklediği ve donattığı, Şii kimliği öne çıkan bir örgütle, ABD’nin Ortadoğu’daki uzantısı İsrail arasında bir savaşa tanık olduk. Her ne kadar cephede İsrail ve Hizbullah çarpıştılarsa da, savaş, ABD/İsrail ikilisinin İran’a ve Suriye’ye yapmayı planladığı müdahalenin ilk raundu olarak görülmelidir. Bu anlamda, yaşanan savaş aslında ABD’nin Soğuk Savaş sonrasında Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme planı olan "Büyük Ortadoğu Projesi"nin uygulama aşamalarından birisidir ve siyasi hedefi İran ve Suriye’nin İsrail’i tehdit eden uzantısını etkisiz hale getirmek ve Lübnan’ı Hıristiyan ağırlıklı Batı yanlısı bir devlet yapmaktır. Savaşın diğer önemli bir niteliği, bir devletin düzenli ve modern silahlı kuvveti ile devlet dışı bir aktörün gayrı nizami kuvveti arasında olmasıdır. "Dördüncü nesil savaş" veya "asimetrik savaş" denilen bu tür mücadele yeni bir şey değil, Büyük İskender zamanından (MÖ 356–323) beri harp tarihinde pek çok örnekleri olan bir savaş türüdür. Ancak Soğuk Savaştan sonra devletler arasında doğrudan savaş olasılığı ortadan kalkmış, devlet ile devlet dışı aktörler arasındaki askeri mücadeleler günümüzün belirgin mücadele biçimi haline gelmiştir. 1990–2000 yılları arasında dört milyon insanın hayatına mal olan çatışmaların tümü bu tür çatışmalardır. (Bir devletin kendi içerisindeki ayaklananlara karşı yürüttüğü mücadele hukuki olarak savaş kapsamına girmemekle birlikte bu mücadeleler de günümüzde oldukça yaygınlaşmıştır). Bu olgu, küreselleşme ile siyasi ve İsrail bombardımanı sonrası yıkılan Lübnan kentlerinden... Ortadoğu’da ilk raund sona erdi ABDİsrail ikilisinin İranSuriye ikilisine yönelik ilk çatışma girişimi sona erdi. Hizbullah ile İsrail, çatışmalarda birbirlerine son ve büyük darbeyi vurmaktan kaçındı. İran’ın ‘batı kalesi’ düşmedi. Hizbullah başarılı bir direniş sergiledi, Arap dünyasındaki itibarı arttı. ekonomik alanlarda ortaya çıkan egemen ulus devletlerin yanında "devlet dışı aktör sayısının artması" olgusunun askeri alana yansımasıdır. SAVAŞIN SONUÇLARI Lübnan savaşının sonuçları aşağıdaki gibi özetlenebilir: 1. Savaş bitmedi: İsrail–Hizbullah savaşı bitmeden durduruldu. Bir savaşın sonuçlanması için taraflardan en az birinin "doruk noktasına" gelmesi yani en son gücünü kullanması ve "kesin sonuçlu bir muharebe" yapması gerekir. (Kurtuluş Savaşında Büyük Taarruz, İkinci Dünya Savaşında Normandiya çıkartması veya atom bombasının atılması gibi). Oysa bu savaşta tarafların hiç birisi kesin sonuç alacak şekilde azami kuvvet kullanamadan çatışmalar durduruldu. İsrail Hizbullah’a yüzde 15–20 zayiat verdirebildi. Hizbullah elinde kalan füzelerle harekatı aynı tempoda altı ay daha sürdürme imkan ve kabiliyetine sahiptir. Savaşın temel nedeni olan ABD–İran çekişmesi ve Filistin sorunu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle