17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

fabrika zarar gördü; 500 araba isabet aldı. Bunların maddi bedeli 220 milyon dolardı. Ayrıca füzelerin isabet ettiği orman ve koruluklarda yangın çıktı; on binlerce ağaç zarar gördü; 700 hektar arazi kullanılamaz hale geldi. Ekonomik bilanço daha ağırdı: Günlük zarar ziyanın faturası 250 milyon dolar; İsrail'in günlük operasyon masrafı 3050 milyon dolardı. Toplam yerli milli hasıla 140 milyar dolardır. Hizmet ve turizm sektörünün payı yüzde 69'u bulur. Hizbullah füzeleri nedeniyle her iki sektör de Akdeniz (Hayfa, Akka)'den kuzeydeki Lübnan sınırına (Golan, Celil) kadar olan alanda felç oldu. Bu nedenle 2 Ağustos 2006 tarihli İsrail Maariv gazetesi şunları yazdı: "İsrail, muharebeyi kaybetti. Bir kere mağlup olduktan sonra; İsrail ordusunun Lübnan içlerindeki el Litani Irmağı veya herhangi bir yere ulaşmış olması artık önemli değil. Bundan sonra Nasrallah'ın lideri veya Bin Ladin'in kellesini de getirse, şu acı gerçek değişmeyecektir: Biz kaybettik, onlar kazandı! Biz vurucu ve caydırıcı gücümüzü yitirdik. Artık her aklına esen, bize füze sallayabilir!" YIPRATMA SAVAŞINDA YENİ VE ESKİ 1967'deki feci bozgunlarından sonra Araplar, İsrail ile savaşlarında üç yıpratma savaşı verdiler. Bunlardan ilki Mısır lideri Cemal Abdülnasır'ın 196770 yılları arasında, İsrail'in hava baskını sonrası uğradığı büyük maddi ve manevi kaybı telafi için başlattığı yıpratma savaşıydı. Savaş "ne galip, ne mağlup" stratejisi üstüne kurgulandıysa da, aslında mağlup olan Arap dünyasının lider ülkesi Mısır ile onun efsanevi devlet başkanı Nasır'ın "kuyruğu dik tutma, çizilen karizmayı düzeltme" taktiğiydi. Bir yere kadar başarılı oldu. Çünkü kısa süreli yıldırım savaşlarına alışkın İsrail, üç Arap ülkesine karşı kazandığı zaferin tadını bir türlü çıkaramıyordu. Altı günde sona eren cephe savaşının yerini, yıpratma savaşı almıştı. Her gün bir hasar, mal veya can kaybı haberi geliyordu. Süveyş hattındaki askerlerin uykuları bölünüyordu. Zaferin kısa süren sarhoşluğundan ayılan herkes, "Savaş daha ne kadar sürecek, ölüm haberlerinin sonu gelmeyecek mi?" diye sormaya başladı. ABD devreye girip Filistin meselesinin çözümünü vaadedince, yıpratma savaşı ünlü Rogers Planı çerçevesinde 1970'te son buldu. Ekim 1973'teki savaş yine klasik olmakla birlikte belli oranlarda yıpratma taktiklerine dayandı. Bu yüzden Mısır ve Suriye orduları İsrail'e ağır kayıplar verdirdiler; ilk günlerde "asla geçilmez" denilen İsrail'in ünlü Barlev Hattı (Süveyş kanalı üzerinde Mısır'a karşı) aşıldı; Golan tepeleri zapt edildi. Filistinliler vurkaç taktikleriyle Güney Lübnan'dan İsrail'e Ülkesinde, icraatı nedeniyle sorgulanan Olmert... unutulmaz vuruşlar yaptılar. Ne yazık ki Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, Arapların bu üstünlüğünü, Camp David Anlaşması gibi kötü bir barış ile sonuçlandırdı. 2000 yılında İsrail'in güney Lübnan'dan çekilmesi; gerçek anlamda Hizbullah'ın "yıpratma savaşı" taktiklerinin bir sonucuydu. Bugünkü direnişinde Hizbullah, yine yıpratma savaşı taktiklerine dayanmış oldu. Anlaşılan o ki, Hizbullah Arapİsrail savaşlarının niteliğini iyi inceleyip, gerekli dersler çıkarmış: Hizbullah, öncelikle İsrail ordusunun savaş taktiklerini gözlemlemiş. Buna göre, İsrail ordusu kısa süreli, yıldırım savaşı denilen türden düzenli çatışmalarda çok başarılı. Ayrıca mekanize birliklerinin (top, tank, zırhlı araçlar) üstünlüğünü kanıtlayabileceği en iyi yer geniş meydan muharebesidir. Zamanı ve mekanı belli, manevra alanı geniş yerlerde İsrail kara birliklerinin başarılı olduğunu gördü. Önce karşı tarafın savaş yeteneğini felç eden yoğun hava bombardımanı, ardından avcı kolu düzeninde mekanize birlikler ve piyade ile ilerleme. Bu zaafı iyi yakalayan Hizbullah, son çatışmalarında değişik taktikler uyguladı. Coğrafi durumdan yararlandı: İsrail'in Güney Lübnan'a açılan coğrafyası koyun ya da keçi postundan yapılan su tulumunu andırıyor. Yani muhtemel bir kara harekatı için geniş alanda yığınak (İsrail'in sınır boyları, tulumun gövdesine benzer) ardından daracık çıkış yolu (tulumun ağzı) ve avcı kolu. Harekat aynen gerçekleşti. Sınır ötesi operasyona cephe gerisinde yığınakta bekleyen askerler ile harekat için avcı kolu düzeninde değil tümüyle patikadaki keçikatır yürüyüşü düzeninde tek sıra halinde ilerleyen mekanize birlikler, Hizbullah silahlarının kolay hedefleri oldular. Arazinin C S TRATEJİ 21 dağınık yapısından yararlanan Hizbullah, dar alan paslaşmasını iyi kullandı; geniş alan manevraları ve çöldeki meydan muharebelerine alışmış İsrail'in mecburen tek sıra dizili tanklarından bir veya birkaçını tahrip etti. Yol tıkandı, artıçı kuvvetler şişkinlik yarattı. Arka sıradaki bütün araçlar ve birlikler atıl kaldılar, kolay hedef teşkil ettiler. Tankların peşi sıra gitmesi gereken avcı kolları ve piyade birlikleri, bu kez en önde yürüyüp güvenliği sağlamaya çalışırken avlandılar. Bu gözlemi, İsrail'in 1 Ağustos 2006 tarihli Haaretz gazetesinden askeri işler yorumcusu Zeiv Şif de yaptı: "Bizdeki yıpratma savaşı stratejisi yönetimi şimdiye kadar başarısız oldu. Kara birliklerimiz, yıpratma savaşını engelleyemediği gibi, Hizbullah silahlarının sivil hedeflere, sınırımız içindeki hedeflere yönelmesine yol açtı." SAVAŞIN GENEL SONUÇLARI Savaşın sonuçları, şöyle özetlenebilir: İsrail, Lübnan'a topyekun saldırısında kaybeden taraf oldu. Ana planı boşa çıktı; Hizbullah'ı derdest edip silahsızlandırmaya yönelik esas hedefi gerçekleşmedi. Siyasetin emrinde bombalama operasyonu, evdeki hesaba uymadı. Lübnan halkını Hizbullah aleyhine kışkırtmak ve Lübnan'da iç savaşı başlatma temeline dayanan gizli amacı da boşa çıktı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah Arapİslam dünyasında efsaneleştirildi; hiç hak etmediği bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle