Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C S Bush ve Putin TRATEJİ 5 İki taraf arasında yeni ‘soğuk savaş’ senaryoları gündemde... ABDRusya rekabeti kızışıyor Soğuk Savaş sonrasında Rusya’nın Batı sistemine dahil edilmesi yönündeki çabalar günümüzde geri tepmiş durumda. Rusya, gerilemeyi durdurup, bölgesel çıkarlarına yönelik hareketleri de dengelemeye başladı. NATO ve ikili stratejik ilişkilerini kullanarak Rusya’nın yakın coğrafyasında askeri yığınaklanmaya başlamış durumda. Bunun anlamı, dünyamızın yeniden Soğuk Savaş dönemine girdiğidir. dünyanın her yerinde petrol arama ve üretim anlaşmaları yapıyor. Rusya, ABD’nin Rusya’nın ulusal çıkarlarına karşı uyguladığı, doğrudan veya dolaylı stratejik girişimlere karşı süratle karşı önlemler alırken, AB ile de ikili ilişkilerini her alanda geliştiriyor. STRATEJİK ORTAKLIKLAR Rusya 1970’lerde nükleer deniz gücü ile uyguladığı askeri kuşatma stratejisini bu defa ABD’nin yakın komşuları olan Küba, Nikaragua, Venezüala, Bolivya ile stratejik ortaklık kurarak her alanda uyguluyor. Diğer taraftan Cezayir, Libya, Suriye, İran, Vietnam, Hindistan gibi ülkelerle geliştirilen ekonomik ve askeri ilişkiler ABD’nin etki alanını giderek daraltıyor. Orta Asya’daki ekonomik, politik ve askeri dengeler Rusya’nın lehine dönüyor. Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan ABD etki alanından çıkmıştır. Türkmenistan’ın bağlantısızlığı devam ediyor. Çin ile geliştirilen enerji, teknoloji ve ticari alandaki ilişkiler Pasifik’teki askeri dengeleri değiştirebilecek seviyeye yükselmek üzeredir. Rusya’nın, ABD etki alanındaki Japonya ve Güney Kore ile olan enerji alanındaki ilişkileri, kısa vadede Pasifik bölgesindeki politik ve askeri statükoyu değiştirecek gelişmelere yol açabilir. Geçtiğimiz son 23 yılda ortaya konulan Rus stratejisinin somut uygulama alanları şunlardır. ? Avrupa petrol, doğal gaz ve nükleer enerji çubukları bakımından Rusya’ya bağımlı hale getirilmiştir, ? Özel doğalgaz boru hattı anlaşması ile AB’nin lokomotifi olan Almanya üzerindeki politik etkisini arttırmıştır, ? Tatneft ve Lukoil ile Libya’da 2.000 kilometrekare alanda petrol arama ve geliştirme anlaşması imzaladı. Tatneft böylece üretim karşılığı petrol arayan ilk Rus şirketi unvanını kazanmıştır. ? Büyük ölçüde Rusya’nın stratejik kontrolündeki Kazak petrolünü Çin’e taşıyacak 962 kilometre uzunluğundaki boru hattı 10 ay gibi çok kısa zamanda tamamlandı. ? Dünya’nın iki numaralı petrol sağlayıcısı olarak Rusya, enerji alanındaki egemenliğini sürdürüyor. ? Ortadoğu, Afrika ve Uzakdoğu ülkeleri ile ekonomik, güvenlik alanlarındaki işbirliğini giderek genişletiyor. ? Askeri gücünü modernize etmeye devam eden Rusya, uçuş esnasında rotasını değiştirebilen RUSYA’NIN STRATEJİSİ Rusya, bir yandan küresel sistemdeki Batı hegemonyasına karşı uluslararası yöntemler ile ekonomik mücadele verirken, bir yandan da yeniden başlayan askeri satışlar ve enerji bağlantıları ile politik etki alanını Sovyetler Birliği dönemindeki seviyeye çıkarmaya çalışıyor. Rusya’nın, 1995’te 3 milyar dolar olan silah ihracatı 2004 yılında 6 milyar dolara yükseldi. Bu rakam Sovyetler Birliği çöktüğünde 2 milyar doların altındaydı. Rusya 2006 yılında Cezayir’le yaptığı anlaşma gereğince bu ülkeye 4 milyar dolar değerinde silah satacak. Rusya, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü bir daha yaşamamak için, Batı’nın ekonomik, askeri ve politik stratejilerine karşı kendi stratejilerini geliştiriyor ve uyguluyor. Rusya’nın stratejisi bu defa Küresel ekonomik şartlara uyumluve başarı vaat ediyor. Çünkü Batı’nın kullandığı stratejik enstrümanları çok iyi biliyor ve analiz edebiliyor. Son beş yıldır, Orta Asya devletleri üzerinde gelişmekte olan ABD ve AB etkisini durdurmuş ve geriletme aşamasına getirmiştir. Diğer taraftan AB’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığını kullanarak bölgesel ve global sorunlarda, AB’nin politik ağırlığının ABD’ye kaymasını engellemiş durumda. Özellikle BM Güvenlik Konseyi üyesi Fransa’nın politik desteği, Avrupalı diğer Konsey üyesi İngiltere’yi dengeliyor. AB içinde en sıkı ekonomik, ticari ve teknolojik işbirliği içinde olduğu Almanya’nın ve Asya’nın yükselen gücü Hindistan’ın BM Güvenlik Konseyi üyesi olması, Rusya’yı dünya çapındaki politik ağırlığını büyük ölçüde artıracaktır. ABD’nin, BM tarafından sunulan yeniden yapılanmaya karşı çıkmasının nedeni budur. Diğer taraftan Rusya’nın yeni stratejisinde dikkati çeken en önemi husus, Rus ulusal şirketleri aracılığıyla dünya çapında enerji işbirliğini hedeflemiş olmasıdır. Bu çerçevede Venezuela’dan, Libya’ya Endenozya’dan Suriye ve Irak’a kadar Dr. Nejat TARAKÇI Ege ve İzmir Ekonomi Ünv. Uluslararası İliş. Böl. [email protected] A BD liderliğindeki Batı Sovyetler Birliğini çökerttikten sonraki 10 yıl (19891999) boyunca birliğin çekirdeği olan Rusya’yı küresel ekonomik, ticari ve finansal sisteme entegre etmeye çalıştı. Bu dönemde, bir yandan yoksullaşan Rus halkının sosyokültürel yapısı erozyona uğratılırken, bir yandan da Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası (WB) tarafından borca sokulan Rusya’yı politik kontrole alma çabaları yoğunlaştı. 2000 yılından itibaren iktidara gelen Putin, Sovyetler Birliğinden sonra Rusya’nın da dağıtılma ve Batının kontrolü altına alınma sürecini çabuk farketti. İktidarının ilk dört yılında karşı tarafı fazla ürkütmeden kontrollü bir şekilde, sürüklenişi durdurmayı başardı. 2004 yılında başlayan ve halen devam eden iktidar döneminde ise; konjonktürel politik ve ekonomik gelişmelerden de yararlanarak karşı atağa geçti. Bugün gelinen noktada Rusya, ekonomik, sosyal, askeri, teknolojik ve politik olarak ABD karşısında 1970’lerin Dehşet Dengesi olarak adlandırılan güç dengesini sağlamış gözüküyor. Yeni aşamadaki mücadelenin amacı ise şüphesiz dengeyi kendi lehine çevirmektir. ABD’nin Ortadoğu, Kafkaslar, Karadeniz ve Orta Asya’daki politik ve askeri karşı atakları, bu ülkenin Rusya’nın 1989’da bozulan dengeyi yeniden sağladığının farkında olduğunu gösteriyor. ABD, Rusya’nın yeniden yükselişi karşısında