Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 7 Mayıs 2014 Çarşamba Cemal Nadir’in “Amca Bey’i. (Cumhuriyet1944) “Cumhuriyet”in mizah kültürümüze katkıları O o TURGUT ÇEVİKER smanlı dönemi basınında mizah, özellikle karikatür dergilerde yer alırdı. Birkaç istisna dışında günlük gazetelerde karikatürün yeri yoktu. Oysa bugün “köşe yazarlığı” olarak anılan yorumcular, “fıkracı” olarak anılırdı. Gazetelerin köşelerinde yer alan günlük “yazı”lara neden “fıkra” dendiği ayrı bir konu belki; ancak “fıkra muharrirleri”nin, okuyuculara neşe dağıtan bir özelliğine işaret ettiğini söyleyebiliriz en azından. Köşelerinde “neşe” kaynaklarına yer veren bu gazetelerin neden, karikatüre yer vermediğinin mantıklı bir açıklamasını yapmak da güçtür. Gazetelerimiz, Osmanlı’dan Cumhuriyet Türkiyesi’ne de karikatürsüz girdi. 19231928 yılları arasında önemli sayılabilecek on bir gazetenin birkaçında mizahi çizgiler yavaş yavaş görülmeye başlar... Tasviri Efkâr, Vakit, Akşam, Cumhuriyet ilk akla gelen gazeteler. Akşam, 1926’da Cemal Nadir’e birinci sayfada çizme olanağı tanır... Bursa’dan gelmiş genç bir taşralı olan Cemal Nadir’in gazetedeki ilk yılları, bir tür ısınma dönemidir. Gün be gün çalışma odasına yerleşen bu genç ve ümitvar karikatürcü, birkaç yıl sonra bütün Babıâli’ye, karikatürün nasıl vazgeçilmez bir yorum olduğunu gösterir... Cemal Nadir’in Akşam’da yarattığı “mizah olayı”, dünyada bile eşine az rastlanır bir “parıldama”dır... Onun sayesinde gazeteler, karikatüre yer açmıştır. Karikatür, basında doğmuş ve orada gelişerek var olmuştur. Bu bakımdan karikatüre yer veren her yayının, karikatüre katkısı kuşkusuzdur. Karikatürün, üç önemli gazetesi vardır: Akşam, Cumhuriyet ve Milliyet. Bu üç gazete olmaksızın cumhuriyet dönemi karikatürü ortaya çıkamazdı. Cumhuriyet gazetesinde 19242014 yılları arasında çalışan ve karikatürümüzün büyük ustaları arasında yerini almış karikatürcüler Cemal Nadir Güler, Ali Ulvi Ersoy, Turhan Selçuk ve Tan Oral’dır. Cemal Nadir, 1926’dan 1944’ye değin toplam 18 yıl Akşam’da çalışır. Aynı yıl Cumhuriyet’e geçer ve onun birinci sayfasına kurulur. Beklenmedik İsmail Gülgeç (Cumhuriyet 1986) genç ölümüne değin (27.2.1947) değin Cumhuriyet’te bir önceki gazetesinde olduğu gibi birinci sayfada siyasi, top kaldığı 1990’da, Tan Oral, Ali Ulvi Ersoy’un lumsal ve kentsel karikatürler; üçüncü sayfada yerini almıştı. Liberal gazetecilerin tasfiyesi ilk günlük bant karikatürümüz “Amca Bey”i; sonrasında Kemalistler gazeteye döndü ve Ali hafta sonları renkli ve büyük boy ve panaro Ulvi Ersoy bıraktığı yerden çizmeyi sürdürdü. Ali Ulvi Ersoy’un ölümünden sonra gazetemik karikatürler çizer. Soyadıyla birlikte söylersek Cemal Nadir Güler, iki gazetede geçir nin birinci sayfası karikatürsüz kalmıştı. İç saydiği 20 yıllık gazete çizerliğiyle kendini bü fa çizerlerinden Musa Kart, son yıllarda gazetün Türkiye’ye sevdirdi. O zamanlara özgü bir tenin birinci sayfasında renkli ve resimlemeci metafor kullanmam gerekirse, halk Atatürk’ü bir biçemde karikatürler çiziyor. Gazetede kısa ya da uzun sürelerde çalışnasıl sevdiyse “büyük usta”yı da öyle sevmişti. Toprağa verileceği gün, Babıâli’de indiril mış ve hâlâ çalışmakta olan çizerler arasında miş bir kepenk üzerinde şu yazı okunur: “Ce şu isimleri sayabiliriz: 1930 sonrasında Ramal Nadir’in ölümü münasebetiyle müessese miz Gökçe, Ratip Tahir Burak; 1950’lerde Burhan Felek’in yazılarına vinyet çizen Fermiz 12’den 15’e kadar kapalıdır”. Onun ardından, bir süre sonra “neşriyat mü ruh Doğan, zaman içinde, özellikle 1980 sondürü” Cevat Fehmi Başkut’un kapısını liseli rası birçok kez Cumhuriyet’in sayfalarında genç irisi Niyazi Yoltaş karikatürleriyle ça görünmüştür. Tan Oral gibi Politika’dan aylar. Kısa bir görüşme sonunda çizer, işe ka rılıp Cumhuriyet’e geçen (1977) Haslet Sobul edilir. Yoltaş, gazetenin birinci sayfasın yöz, büyük bir beğeni kazanan bant karikatüda sekiz ay karikatür çizer; sonra derslerinin rü “Küçümen”i Cumhuriyet’te yarattı, ayrıca ağırlığı nedeniyle işi bırakır. 1950’de, mo vinyet, resimleme ve karikatürleriyle göründern karikatür kuşağından– Ali Ulvi Ersoy, dü. İç sayfalarda düzensiz karikatür çizimleCumhuriyet’in birinci sayfasında aradığı yeri ri ve bazı yazı dizilerine resimlemeleriyle Sebuldu. 19571959’da ABD’de geçen iki yılını mih Balcıoğlu. 1960’lardan başlayarak gazetenin spor sayçıkarırsak, öldüğü yıl olan 1998’e değin tam 46 yıl aynı gazetede çizdi. Bu çalışma süre fasi karikatüre yer verdi. Farklı zamanlarda şu sinin, dünya çapında önemli bir rekor olduğu isimler göründü: Öktemer Köksal, Deniz Som, Aydın Aliustaoğlu, Seydali Gönel, Bülent Kabile söylenebilir. 12 Mart 1971 askeri darbesinden önce bir raköse. Seydali Gönel, neredeyse tümüyle “yasüre gazeteden ayrı kalan Nadir Nadi, 1972’de zısız” ve spor dünyasının ana sorunlarını ele yeni bir kadroyla birlikte baba ocağına döner. alıyordu. Seydali’nin verimi, karikatür tariGazete, darbe sonrasının ilk genel seçimi (14 himiz için önemli bir satırbaşı oluşturmuştur. 1970 sonrası gazetenin çeşitli sayfalarında Ekim 1974) için önemli bir muhalefet cephesi oluşturacaktır. İlhan Selçuk içerde, an kendine yer bulan çizerler arasında Atila Kancak karikatürcü ve Abdülcanbaz’ın yaratıcı bir, Memet Sönmez, Selçuk Demirel, Alper Uysı Turhan Selçuk –kısa süren gözaltı sonrası– gur, Beysun Gökçin, Ruhi Görüney, Ohannes dışardadır ve gazetenin yeni kadrosunun yıl Şaşkal, Şadi Dinççağ, Selçuk Kulaksız, Mustafa Doğruer, Sami Caner, Mim Uykusuz... dızlarındandır. Gazetenin dış politika sayfasında birkaç yıl 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, aynı yıl Milliyet Gazetesi’ne geçene değin Cumhuriyet’te karikatür, Abdülcanbaz ve resimlemeler gerçekleştirdi. Milliyet’ten 1990’ların sonunda Kemalistlerin tasfiyesi sırasında ayrılıp yeniden Cumhuriyet’e döndü ve yaşamının sonuna değin (2010) çizgi yaşamanı sürdürdü. 1960’lardan başlayarak haftalık ve aylık politik, kültür, sanat ve edebiyat dergilerinde kendini gösteren mimar kökenli Tan Oral, 1975’te İsmail Cem’in Politikası’nda arka sayfada günlük karikatür çizmeye başladı. 1977’de Cumhuriyet’e Mustafa Ekmekçi’nin köşe yazılarına vinyet çizerek işe başladı. Uzun bir süre gazetenin birçok metnine resimlemeler çizdi ve sonra Politika’da olduğu gibi arka sayfada günlük karikatür çizmeye başladı ve 2008’de düşünce ayrılığı nedeniyle gazete işine son verdi. Kemalistlerin gazeteden ayrılmak zorunda görünen Yurdagün Göker; halen dördüncü sayfada çizen Zafer Temoçin. Her gün yayımlanan “Tarihte Bugün”ün çizeri Mümtaz Arıkan’ın çoğunca karikatürsel olan politik portreleri; Semih Poroy’un, bant karikatürü “Harbi”den önce ve sonra gazetenin ve eklerinin birçok sayfasına yayılan vinyet, çizgi roman ve resimlemeleri. Cumhuriyet Gazetesi’nin mizah ve karikatür tarihimize önemli katkıları arasında şu iki etkinliği sayabiliriz: • 1977’de ve 1990’larda haftada bir yayımlanan mizah sayfaları “Ciddiyet” ve “Burun”. • 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında beşinci sayfada İsmail Gülgeç’in “Hayvanlar” bant karikatürüyle başlayan çizgili anlatılar sütunu yeni isimlerle sayfanın başından altına değin uzadı ve karikatür tarihimiz için benzersiz bir eleştirel kürsü olanağı yarattı. Beşinci sayfada başlayıp farklı sayfalarda konumlandırılan ve 2010 sonrası giderek küçülen bu çizgi anlatı sütununda şu isimler yer aldı: Behiç Ak, Kâmil Masaracı, Piyâle Madra, Necdet Şen, Kemal Gökhan Gürses, Semih Poroy, Nuri Kurtcebe, Abdülkadir Elçioğlu, Uğur Durak, Kemal Urgenç, Mustafa Bilgin, Nuray Çiftçi, Hakan Çelik. Son olarak gazetede kısa ya da uzun süreler mizahi metinler yazan isimleri sıralamak istiyorum: Gazetenin yazıişleri kadrosunda çalışan, “Davuldan ilhamlar” alt başlığıyla “Özlü Sözler”in yazarı –genç yaşta ölen– Agâh İzzet Yazgaç; üçüncü sayfanın yergisel şiir köşesi “Gâvei Zalim”in yergicisi Hüseyin Suat Yalçın; “Pazardan Pazara”nın yazarı Burhan Felek, –karikatürlerinin eşlik ettiği yergisel şiirlerin yazarı– Dr. İhsan Ünlüer... “Pencere”sindeki yazılarında “mizah”ın eksiltmeyen İlhan Selçuk’u; her haberden bir neşeli bir hınzırlık çıkarabilen Yalçın Pekşen; “Ciddiyet” sayfasında mizahi yönünü gösterme olanağı bulan “Dert Babası”, Vural Sözer, Fuat Örer ve Muzaffer İzgü’yü; Deli’de başladığı mizahi metinlerini gazetenin arka sayfasında –Kâmil Masaracı’nın zenginleştirici çizgileriyle– “Mesela Dedik” başlığıyla yayımlayan Erdal Atabek’i politik mizah edebiyatımızı birçok bakımdan zenginleştirmiş kalemler olduğu düşünüyorum. Cumhuriyet Gazetesi’nin, son yıllarda karikatür konusundaki eski dikkat ve hassasiyetini yitirdiğini düşünüyorum. Dilerim, Cumhuriyet daima mizah kültürünün, mizahi muhalefetin kalelerinden biri olmayı sürdürür... Tan Oral (Cumhuriyet1977) Ali Ulvi (Cumhuriyet 1966) Turhan Selçuk (Cumhuriyet 2006) C M Y B