23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Suçun birazı da sende kardeşlm" demiyor mu? Korkusuzca diyor. Demokrasi karakaçan mı? Tencere dibin kara Özal, ıktıdara seçimle gelmedi mi, seçimle geldi Giderse gene seçimle gider. Kimsenin gırtlağına yapışıp zorla iktidar olmadı. Hele para ile oynaması, dargelırlılerın pahalılık derdi, yeni değil ki! Daha ılk ortaya düştüğünde parasal oyunları bır partının kodamanlarına benimsetti, ondan sonra kotardı. Her şey Özal'ın yeni marifeti imiş gibi gösteriliyor, hayır değil... Özal, zuhurunda parasal oyunları savundu, şımdı de savunuyor. Bence, sağda bulunanlar, Özal'a kızacaklarına, ona oy veren seçmene kızsalar ya... Seçmenler oy verdi, Özal da geldi. Ama seçmene kızamazlar, seçmen velinimettir. Seçmene kızdılar mı, şapa oturmuş gıbi plurlar, bir daha oy dilencılığı edemezler. İşin gerçeği suçlu aranıyorsa, suçlu seçmenlerdir, Özal'a oy verenlerdir. Onlar vermeseler özal gelemezdi ki! Hani şair, oyunu kendinden yana kullanamayan seçmene. Bir de, "Ben senden fazla demokratım, sen benden az demokratsın" tartışması var... Bu da yersiz ve gereksizdir. Demokrasi elden giderken, sesini çıkaramayanların, bugün ortalık biraz ağarınca demokrasi havarisı kesılmelerı de yersızdir. Demokrasi avuçlannın içinde ıken sahiplik edemediler de, çekıp gittikten sonra, "demokrasi de demokrasi" diye dövünüyorlar. Bence bu tutumları da inandırıcı değildir. Eğer gerçeklen demokrasiye sahiplik edeceklerse, her şeyden önce partı ayrımı gözetmeden biraraya gelirler, demokrasinin eksiğıni gediğini onarırlar. Madem, "demokrasi olmadan bir şey olmuyor" diyorlar, önce demokrasinin tabanını da, tavanını da çatarlar. Demokrasi kavgası da bir gösterıştır. Demokrasi nerdeyse Hoca Nasrettin'ın karakaçanına döndü, bir yitiriliyor, bir bulunuyor Bulduklannda, "Aman bir daha yitirmeyelim" diye önlem almıyorlar. Para hiç yükselmedi ki Paraya ve paranın duşmesine gelınce, ben bizim paranın oldum olası hep düştüğünü gördüm, hiç yükseldiğıni görmedim, hep düştüğünü gördüm. Aklımın paraya erdiğinde bir para, ikı para iyice değerini yitirmişti de, beş para, on para vardı. On paraya bir karamela verirlerdi. Demek eskiden birim para imiş. Eh, aradan biraz zaman geçtı, beş paralıklar da, on paralıklar da görünmez oldular. Kırk paraya bir kuruş denirdı. Para birimi kuruş oldu. İki buçuk kuruşa yüz para derlerdi. Beş tane kuruşa da beş kuruş. Kuruşların biraraya gelmesı, böyle hesaplanırdı. Beş tane beş kuruş yırmibeşlikti ve manda gözü de denirdi. İlkokula giderken, harçlığımız önce yüz paraydı, sonra beş kuruşa çıktı. Lisede iken on kuruş, onbeş kuruş alırdık. Bu paralarla papuç boyatılır, akşam üzerleri simit alınır, biriktirılir hafta arası ya da hafta sonu sinemaya gidilirdi. Eskiler paranın günden güne düşüşüne üzülürler, bir paraların, iki paraların özlemini çekerlerdi. Şimdi bakıyorum da, para da birim on lira da değil, yüz lira da değil, bin lira oldu. Bir binlik bozdurdunuz mu, onun parçaları ile bazı öteberi alabiliyorsunuz. ilkin paranın böyle duşmesine kolay kolay alışamadım Vakta ki hanım rahatsızlık geçirirken, çarşıpazar işi bana düştü, o zaman gördüm ki, alıştığımız paralarla alışveriş edilemiyor. Bana hayli yüklüce gelen, alışmadığım paralarla çarşı pazara çıkmaya başladım Azını aldığımda eli boş dönüyordum. arsiv konusuyor Baba, bu ne?... Sut ninen nonoşum!... (tstanbul'da salılan sütlerin beşle dordu suymuşl. Gazelelerden... Seçmen gafletten uyanırsa özal'a para yönünden çatanlar da boşuna çatmasınlar, onların bir bölümünün döneminde bunlar zaten açıktan açığa oldu. Bir bölümü de çaktırmadan IMF'nin kuyruğuna takılıp, para ile oynadı durdu. Biz yenıyiz diye ortaya düşenlerin ardındaki eskiler bu para şamatasını çok iyi bilirler ve kınamaya yeltenecek olurlarsa, gözlerine dizlerıne durur. Görülüyor ki, özal'ın kağnısı tekeri kırıhncaya değin sürüklenıp gıdecektir. Ta ki, seçmen denilen baştacı zaman gelır gaflet uykusundan uyanır, işte o vakit bir şeyler olabilir. Sendika ağalanndan yakınanlar var. Sendıka ağaları var da, sermayeci uşakları yok mu? İşveren sendikalarının duldasında kimler eyleşiyor? İşçi ile pazarlığa oturulduğunda kraldan çok kralcı kesilenler nerdedir? Ya holding profesörlerine ne diyeceksiniz? Görülüyor ki, daha 'tencere dibin kara' dönemini atlayamadık... î l t î f r t t ^ W " y e uzun süren muhalefetten sonra 1957yıllarmda iktidann ucu görünmeye basladı... tktidann ucu göl l l l l a l rünmeyebaşladığmdadabasınailtifatlaryağıyordu. CHP'likodamanlarbasınmensuplarımbırakmıyorlarda. CHP Genel Sekreteri Ismail Rüstü Aksal, Divan Oteli'nde verilen bir kokteylde gazetecilerle birlikte (soldan sağa), Dünya gazetesi yazt isleri müdürlerinden Yekta Ragıp önen, Ismail Rüştü Aksal, Nusret Safa Coşkun, gene Dünya gazetesi yazı işleri müdürlerinden Sami Karaören, Coşkun, gazetesi Zaman kapandıktan sonra 1957'de milletvekili olmuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle