Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SİYASET 83 9 HANDIKAPLAR... SURPRIZLER... TEMENNILER... SKDAT ERGtN eni dönemde dışişleri bakanı koltuğunda oturmaya devam edip etmeyeceği yohındaki söylentiler süredursun, llker Türkmen Avrupa Konseyi toplantılarına katıldığı Strasbourg'dan ayrılırken çahşma arkadaşlarına, "Slzleri artık Cenevre'de bekUyonım" diye davette bulunmaktaydı. Y Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Delegelıği'ne atanmasma ilişkin kararname 8 kasım tarihli Resim Ga/.ete'de çıkan llter Türkmen Strasbourg'da "gidcn bakan" havasındaydı. Başbakan Bülend Ulusu Cumhurbaşkanı Kenan Kvren'e istifasını verdiği gün Türkmen Strasbourg'da Avrupa Konseyi ile ili>kilerin onarılması ıçin çaba sarfetmekteydi. Türkmen, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin geçen nisan ayındaki toplantısında "Bir dahaki olıırumda benim yerimde seçimle gelmiş bir hükiimetin Dışişleri Bakanı oturacaktır" diyerek bakanların dikkatini demokrasiye dönuş takvimine çekmişti. Ancak yeni hukünıetin kurulması zaman alınca Strasbourg'a gelmek yine Turkmen'e dııştıl. Türkmen, Bakanlar Komitesi'nde konuşurken "Ilandikaplı" bir durumda olduğunu açıkça ifade edecekti. Avrupa Konseyi, Ttirk temsilcileri ııasıl bekliyor? Dışişleri Bakanı Türkmen "Avrupa Konseyi ile ilişkilerimizi muhafaza etmiş olmamız Türkiye'ye bir avantaj sağlamıştır" görüşünde. Türkmen 'in gelecek için temennisi, "Bundan sonra Avrupa Konseyi'nin gerek yeni hükümet ile gerekse TBMM ile çok daha rahat ilişkiler içinde olması". pan "fırtınalara" rağmen Türkmen, Turk dış politikasının Avrupa boyutunun korunmuş olmasından, Avrupa Konseyi ile ilışkilerin koparılnıadan goturulmüş olmasından "ınemnun'du "Türkiye açısından Konsey ile geride kalan sorunlu üç yılı nasıl değerlendiriyorsunuı?" diye kendisine sorduğmuzda şu yanıtı verecekıi: "Zanncdiyorum ki Avrupa Konseyi ile ilişkileriın'ui muhafa/a etmiş olmamız Türkiye'ye bir avanlaj sağlamıştır." yandan, SODEP ve Doğru Yol Partısi'nin katılmalarına i/in verilmemesine ilişkin çckincelerini korumakla birlikte, 6 kasım seçimlerinin "adil" bir şekilde gerçekleştiğini kabul etmekteydiler. Avrupa Konseyi'nde görevli bir yabancı diplomata göre, "Daha once kendini bağlayan parlamenlo ve özellikle Sosyalist (irup şimdi lam bir açmazın içindeydi." Konsey'in gerek hükümetler, gerekse parlamento kanadında Türkiye'ye dönük genel bir bekleyiş havası egemendi. llişkilerin tam anlamıyla ferahlaması için yeşil ışık henuz yakılmamıştı. Siyasi komisyon raportörü Ludwig Steiner'ın "Kesin bir tavır takınmadan önce Türkiye'deki gdişmeleri, özellikle yasama ve yunitmenin nasıl işleyeceğini bekkyeHnt" yaklaşımı genel bir onay görmüştü. Türk parlamenterleri ne bekliyor? Bu çerçevede Türk parlamenter heyetinin gelişinin mayıs oturumuna ertelenmesi Turk tarafına telkin edilirken, ocak ayında üç yıllık bir aradan sonra Strasbourg'a gidecek TBMM temsileılerini guç bir sınavın beklediği açıktı. Hal böyle olunca Assanıble'ye gönderilecek heyetin kulis yapabilecek, yabancı dile hakim TBMM üyeleri arasından "elek"le seçilmesi gereği Konsey'de sık sık vurgulanıyordu. 12 Eyiül'den önce bazı Türk parlamenterlerin Strasbourg'da turizm ve alışveriş alanıııdaki pert'ormarısları hâlâ hatırlardaydı. Reagan, seçimler ve Avrupa Dışişleri Bakanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriycti'nin ilanınm TüıkAmerikan ilişkilerini bir krize sokmamasını sağlamak için gittiği Washington'da Başkan Ronald Reagan tarafından da kabul edilmiş vc buradan ayağının tozuyla Strasbourg'a gelmişti. VVashington'da Başkan Reagan'ın seçimler nedeniyle kutlanıa mesajını alan Türkmen'in, 24 saat sonra Strasbourg'da Avrupalı bakanların demokrasi konusundaki eleştirilerine hedef olması 1 ürk dış politikasının AvrupaABD denklemindcki ikileminin çarpıcı bir görüntüsu değil miydi? Ancak yöneltilen bütün eleştirilere ve ko DIŞİŞI.ERİ BAKANI TÜRKMEN Avrupa Konseyi'nin Bakanlar Komitesi toplantısında bir dahaki oturumda benim yerimde seçimle gelmiş bir bakan oturacaktır. rekse Türkiye Büyük Millet Meclisi ile çok daha rahat ilişkiler içinde olacagını temenni" etmekteydi. Oysa Konsey'deki hava seçımlerin yapılmış olması nedeniyle doğan kısnıi bir "ferahlamaya" karşılık, güçlüklerin özellikle parlamento kanadında süreccği yolundaydı. Bir kere, Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesi eylül toplantısında ocak oturunıuna gelecek yeni Türk parlamenter heyctinin yetki belgelerinin kabul edilmemesi yolunda bir karar almıştı. Sonradan, kararın alınmasında başı çeken Sosyalist Grup üyeleri bile bunun "zamansız ve gcreksiz" olduğunu itiraf etmişlerdi. Ote İnce bir senaryo Ocak ayında Turk parlamenterleri bekleyen bir başka surprız daha vardı. "Yeşil haf'tın çİ7İldiği 1963 yılından beri Kıbrıs Assamble'de temsil edilmezken, Türkiye'nin Konsey'deki harcket alanının daraldığını gören Kıbrıslı Rumlar bunu fırsat bilip, Rum Meclisi Başkanı Ladas'ı geçen nisan ayında Strasbourg'a göndermişlerdi. Ancak Alman parlamenterler Ladas'ın Assamble üyeliğine ilişkin yetkı bclgesine itira7 etmişler, konu siyasi bir sorun haline dönüşünce de tüzük komitesi Isviçreli üye Butty'yı bu konuda rapor hazırlamakla görevlendirmişti. Butty ise maddi hatalarla dolu raporunda Ladas'ın yetki belgesinin onaylanması görüşüne varnuştı, ancak Isviçreli parlamenterin raporu eylül ayında meclise getirilmemiş, ocak oturumuna bırakılmıştı. Neden ocak ayı? Konsey'deki kimi gözlemcilere göre, raporun ocak ayına bırakılmasındaki anlam açıktı. Ocak Türk parlamenterlerin üç yıllık aradan sonra Assamble'ye dönecekleri oturumdu aynı zamanda. Bu erteleme, o zaman bir tür senaryo olarak nitelendirilebilirdi. Bazı gözlemcilere göre ocak ayı yetki belgelerine itiraz edilecek Türk üyelere Asssamble'ye alınmaları karşılığında Ladas'ın Uyeliği pazarlık konusu yapılabilirdi. Bu tezi fazla "önyargüı" bulanlar bile, Konsey'in, Ladas'ın duruınunu Türk tarafı karşısında bir kart olarak kullandığını kabul ediyorlar. Bu arada, Türkiye'ye karşt yönelttikleri eleştiriler ne olursa olsun Assamble üyelerinin gözden kaçırdıkları bir olgu vardı. O da Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne, bu örgüte Avrupa'da verilen ortalama önemin çok üstünde bir önem verdiğiydi. Türk basınının tutumu bunun açık bir kanıtıydı. Konsey üyesi birçok ülkenin basını kasım toplantılannı izleme gereği bile duymamıştı. Bir trafik kazasında yaşama gtt/lerini yuman Kosta Daponte'nın anısına bir plaketin asılı durduğu Konsey'in basın odasında, en kalabalık gazeteci grubu yine Türk basın organlarının temsilciieriydi. Dilekler gerçek olsa Türkmen, geleceğe bakarken de "bundan sonra Konsey'in gerek yeni hükümet ile ge DUNTODAN KULIS Açıklandığına gore, bu sular savaş ve devrim şehıtlerının kanları aktığı surece mavi göğe doğru fışkırıp duracak. Fıskıyenm durması savaşın zaferle bilmesine ve devritnin yerleşmesine bağlı. Bunun larihıni ise mollalar değil. ancak "rufahiler biliyor. Bir de Iran'da kaçak çalışan falcılar belki." Her cuma namazmdan sonra, şehit yakınlan ile dolup taşan devrim fiskiyesi'nin durması tran'da zaferin, bartşın gelmesinın mıijdesi olacak... Ancak, İranlı yelkililer, "erken müjde" vermemek için fiskiye ile ilgili sıkı önlemler almtş olmalılar. Çıinkü bir arıza olur da devrim fiskiyesi tıkanırsa halk yenıden sokaktara boşalacak ve belki de İran yeniden karışacak. bağlanacağı ve emeklilik hakkı tanındığı açıklandı. Cephenin lideri albay Abdullah emeklilikte diretirlerse "Somali'nin bizzat yaptığı ve Reuter Ajansında da yer alan açıklamada, gerillaların sigorta pnmlerının hangı Ulke sigorta şubesine yatırılacağı, ya da maasların yetiştirilmediği hatlerde genllalara "Somali kuruşu" yerıne "tiifek kursunu" verilip verilmeyeceği gibi ayrıntılar yok. öyle anlaşılıyor ki, bizdeki 657 sayılı yasaya eteğini, paçasını kaptırmış memurlar gibi .Somalılı gerillalar da 15 yıldan beri 95 mesaisinden gına getirmışler. Bu nedenle tıpkı 40 katsayı ile azım ve gayrete gelirilmek istenen Türk memurları gibi, Somalilı gerillalar da "maaş ve emeklilik garantisi" ile motive edilmek isteniyor. Ancak bir sorun var. Eğer 1969 yılından beri savaşan bu gerillalar, geçmiş hızmetlerini borçlanmak isteyip erken emeklilikte diretirlerse "Somali'nin kurtuluşu" bir başka Afrika baharına kaldı demektir. Devrim fıskiyesi Tahran'ın ünlü Beheştı Zehra Mezarlığı 'nda bir sure önce yaptınlan devrim havuzu ve fiskıyesınde kırmızı su kullanılıyor. Kan rengi sular, Irak 'a karşı zafer kazanmak ve tslam devrimini yerleştirmek için şehil düşenlerin kanlanm simgeliyor. Emekli gerillalar Doğu AJrika ülkelerinden Somali'de başkan Biad ıktıdannı devirmek için savaşan "Somali Demokratik Kurtuluş Cephesl" Orgüt gerillalarına maas