Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Insanlar neden savaşıyor? SAVAŞIN NEDENLERİ KONUŞUNDA 3 GORÜŞ: 1 İnsan doğası kötüdür, insanda başkalarmı ezme güdüsü egemendir. 2 Savaşın kaynağında insan değil, insanların birarada örgütleniş biçimi ve yapısı vardır. 3 Savaşı kaçınılmaz yapan uluslararası sistemdir. HALUK GKRGER ık sık vınelenır: "Dunya bir kan go l lııne donuştu", "U«. rinde yaşadtğı mı/ harut fıçısı her gun bir yerindcn n(e> alıyor", " ( i u n geçmiyor ki, yeryuıunun bir koşesinde kanlı bir çatışma çıkmasın", vb. Gerçekten de, çatışma, savaş, olum aıtık günluk yaşamın bir parçası halıne geldı. Üaha doğrusu, yuzyıllardır savaş ınsanoğlunun değışmez yazgısı gibi yaşamı karartıyor. Özellıkle, ikınci Dunya Savaşı'ndan sonra çok artan bölgesel çatışmalar neredeyse savaşsız geçen tek bir güne bıle hasret bıraktı insanlan. Bııgıın de, Ortadoğu'dan Afrika'ya. Uzakdoğu'dan Karayıpler'e, savaşın yarattığı felaket ler gunluk yaşamın parçası halıne geldi. ıe StYASET 83 1 m S Aslında, "hastalık" gunumuze özgü değıl. Yüzyıllardır savaş, insan yaşamını derinden etkılıyor. Ne var ki, gunumuzde savaşın riskı ve sonucu daha dd ağırlaşmış durumda. Bir yandan, bölgesel çatışmaların giderek nukleer sılahların da kullanılacağı bir topyekun savaşa donuşerek yeryüzünde yaşamın sona erıne olasılığı, öte yandan, korkunç bir açlık, yoksulluk ve eşitsizlik yanında her yıl sılahlannıa ıçin har canan 600 mılyar dolar, gelecek ıçın çok karamsar bir tablo göruntülcmektedır. Bu arada, çatışma >e savaş ortamında değerler yozlaşmakta, demokratık gelişme engellenmekie, barış ısteğıne karşı şoven duygular gelişmekte. Savaş, insan yaşamına verdiği buyuk zararlar yanında, ıdeolojik ve kulturel ortamı da /ehırlemekte, tum dünyada saçılan duşmanlık tohıımları zatcn var olan sömuıu ve baskı ile bırleşerck, ınsanı yüceltecek her girişimi engellemekte. Bu olumeul hastalığın, ınsanoğlunun bu "kendi kendini veme" tutkusunun, bu ah lakı ve "mental" sorunun ledavısı yok mudur? Bu sorular, barışı "kulsal bir insanlık aınacı" olarak belleyenlercc yuzyıllardıı sorulmakiadır. Doğal olarak da, savaş ve barış konuldrını ınceleyenler, savaşı onlemek ve barışı korumak ıçın, oncelikle savaş ve çatışma nedenlerınııı saptannıası geıcğini görmuşlerdir. Nedır çatışmanın kaynağı? Bııgıın, yüzyılların duşunscl çabaları sonucu zengın bir bırıkım vardır önumuzde, çatışmanın gı zini çözmek ıçın. Hastalığa karşı ancak ne denleri bılinırse, uygun bir tedavi bulunabılır. Bu, savaş denen toplumsal hastalık ıçın de geçerlı. Konu bu açıdan ıncelendiğinde, savaşın, çatışmanın nedenlerine ilişkın üç ana goruş ortaya çıkmaktadır (*) Birinci görüşe göre, her çeşit kötülük gıbı, savaşın kaynağı da insanın kendisidir. llobbs'ta doruğa çıkan ve uluslararası ilişkiler alanında Morgenlhau larafından sıstemleştirilmış bu bakış açısına göre, insan doğası kötudılr, insanda başkalarını ezme gudusu egemendir ve dolayısıyla da güç peşınde koşmak insanın ayrılmaz özellığıdır. Tum ınsanlar ve onların oluşturduğu topluluklar (kabılc, ulus) guç peşinde koşacak larına ve güç de herkese yetecek bir meta olmadığına göre, çatışma kaçınılmazdır. Bu goruş, insanlarda çelişkilı tepkıler yaratmaktadır. Bir Hitler'i, benzerlerini ve yandaşlarını anımsayınca, ılk bakışta doğru gibi gftrunüyor. Günümüzde de bırçok insanın davranışları, inançları ve amaçları, kışıyi gerçekten insan doğasına ilişkin karamsar yorumlara kolayca göturebiliyor. Buna karşılık, insanın doğuştan kotu ve şeytanı olmadığını gösteren çok güçlu kanıtlar vardır tnsanın, "doğa durumu"nda saf ve temi/ olduğıı, insanın doğasında barışçıllık, sevgi ve dayanışma duyguları, eşıtlık ozlemı bulundıığu gibı, şıddet ve kaba kuvvetın insan uzerındc cgemenlığını sağlayan insan dışı unsurların varlığı da rahatlıkla öne surulebilir. Ayrıta, gücun bir amaç olarak varsayılması da kuramsal açıdan doğru gorunmemek tedır. Güç olsa olsa bir araçtır, amaç de ğıl. Onu insanın temel amacı yapmak, yal nızca insan doğasına bir yanlış bakışın ifadesi olmamakta, insan toplulukları arasındaki ilışkılerın bilimsel verileri ile de çelişmektedir. Kötülukleri ve bu arada çatışma ve savaşı, insan doğasında arayanlara katılmayan, nedenlerı başka yerlcrdc arayanlar da olmuştur Bu ikinci görüştekılere göreyse, çatışma ve savaşın kaynağında, insan değil, insanların birarada örgütlenmış bıçımı ve yapısı vardır. Sömürüye dayanan bir ekonomık ılışkıler ağı, eşitsizlik üzerıne kurulmuş, şıddet ve baskıya dayalı bir sıyasal örgütlenme, buralardan kaynaklanan sağlıksız toplumsal yapı ve kültürel/ıdeolojık değerler sistemi, çatışmayı ve savaşı kaçınılmaz yapmaktadır Denıek kı, savaşın ve şıddetın nedenlerini, insanların biraraya gelış bıçımlcrınde, ekonomik, toplumsal ve sıyasal yapılarda aramak gerekmektedir. Irkçılık, faşizm, emperyalızm gıbı çatışma nedenleıi de böyle örgütlenme bıçımlerınden kaynaklanmaktadır. liçuncu bir görüş ıse, hastalığın kaynağı, nedenı olarak insan ya da insanlan biraraya getiren yapıları değil, insan topluluklarının karşılıklı ılışki içinde birlıktc bulundukları sıstemı gostermektedir Bir başka deyışle, insan topluluklarının örgııtleniş bıçımi, yanı uluslararası sıstemdır savaşı kaçınılma7 yapan. Egcmen devletlerden oluşan, bir ust, merke/ı otorıtcnın bulunmadığı, her egemen birimın kendı dar çıkarlaıını ıstedığinde guce başvurarak gerçeklcştırme yolurıu seçebıldıği, kaba kuvvet kullanımının cezalandırılamadığı bir sıstem içinde savaş elbette kaçınılmazdır. öteki egemen devletlerin kendi çıkarlan ıçin barış ve işbirliğini mı, yoksa kaba kuvvet ve şiddeti mi yeğleyeceğinın bihnmediği, bu kararın sadece egemen devlctın gönlUne bırakıldığı bir yapı içinde, güvensızlık temel olmakta, her birim barı; kadar savaşı da dikkate alan bir tavır içinde yaşamaktadır. Neredeyse "orman yualan"nın egemen olduğu bir sistem içinde de doğal olarak kaba kuvvet, şıddet, savaş yaşam bıçımı olacak, günlük yaşamın ayrılmaz parçaları kabul edılecektır. Özet olarak, çatışmalann kaynağı konusunda uç ana goruş ortaya çıkmaktadır. Ya insan, ya insanların oluşturdukları devlet ve yapısı, ya da devletlerin oluşturduğu uluslararası sistem, çatışmanın esas kaynağı kabul edılmektedir. tnsan doğasına ilişkin görüşlcr dışındakı ıki göruşun de çok haklı yanları olduğu kuşkusuzduı. Boyle olıınca, savaş ve şıddetı yok etme çabalarının yöııu de kendiliğinden belırlenmektedır. Bir yanda her toplumda adalet, eşitlik ve özgürlüğc dayanan temel değışimlerı gerçekleştırmek, öte yanda da B.M. gibi uluslararası örgutlerin gııçlcndırıldiği, eşıtlığc, uluslararası işbirliğine dayalı, hakça ve dcmokratik bir uluslararası sıstem içın çaba göstermek... Ulusal ve uluslararası planlarda sömuru ile baskı olduğu surece savaşın kökunun kazınması ve barışın bir düş olarak kalması kaçınılma/dır. tiastalıktan ancak neden lerin ortadan kaldırılmasıyla kurtulunabı linir Bu nedenler, sömuru dü/eııı ve baskıcı devlet ile eşitsiz, gılvensiz, yasasız/yaptırımsız uluslararası sistemdir. (•k) Kapsamh ve yararlı bir kaynak içın K. Waltz, Man, Stateand tVar'a baktlabilir.