23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 SİYASET 83 îz bırakmavaıı partiler... TEVFtK ÇAVDAR T arih hiçbir konuda yanılmaz. Yaşadığımız kısa zaman süresi içersinde çöziimledığımizı sandığımız bir dizi sorunun çozumlenmediğini tarihin şaşmaz terazısi gösterir. Siyasal gclişmeler açısından da soyledıklerımiz geçerlidir. Altmış yıllık Cumhııriyet larihimize şöyle biı gö/ alalım, kurulduklarında büyük yankılar uyandıran biı dizi parliııiıı sonra unıılulduğunu göreceğİ7. Kuşkusuz toplumsal gelışme bazı sıyasal kuruluşlann eskimesine yol açar, eskiyen biı kurumlar da küçulür, bir siıre sonra da silinir. 19. yüzyıl boyunca lngihz polıtikasında öneınlı bir yer tulan Liberal Parli'nin hayal hikâyesi buna çok guzel bir örnektir. Fakat Liberal Parıi örneğini yazımıza konu teşkil eden partilerle karşılaştırmamız geıekır. Liberal Parli'nin eski etkinliğini yitirmesi, toplumsal işlevinin ortadan kalkmasından öıürUdür. Oysa yazımızda sözunü edeceğımız Turk siyasal partileri toplumsal işlevleri sona erdiğinden tarihe karışmamışlar, bunun tam aksme hıçbir şekılde toplumsal işlevleri olmadığı ıçin siyasal yaşamdan silinip gitmişlerdir. Kuruluşları ne kadar gürültülü olmuşsa iz bırakmadan silinmeleri de öylesine sessiz olmuştur. Hangi partiler iz bırakır? Bu sorunun yanıtı değişık açılardan verılebılır. Biı kere siyasal parliııiıı toplumsal etkinliğini sürdurebilmesi için toplumun belirli bir katmanının islerlerini yaıı sıtması gerekir. Kuşkusuz bunıı yaparken bazı koşullaıda lek bir toplıım katmanının istekleri doğrultusunda programını düzcnlcdığini söyle mcz. Bu nıtelıklekı partıleıııı kalıcılığı bağlı oldııklan toplıım katmanlarının ömürleriyle doğru oranlıdır. Toplumun gcnış yığınlarının yaraı la rı doğrultusutıdu çalışan paıtilerin amaçları çok açıktıı. Bu partiler bunu söylemekten çekinmezler, çünkü dayandıkları kaıman geniş yığınları içermektedır. Oysa geniş yığınlara dayanmayan partiler, oy mekanizması içersinde yer alabilmek ve bu sürcç uyannca ıklidara gelmek için geniş tabanlı "blok" partileri i/lenimini uyandırmayı tercih ederler. Ellcrındcki genis ekonomik olanakların sayesınde kullandıkları yığınsal iletişim araçları onların bu islekleıını yansıtır ve seçim kazanmalarını sağlar. Batı dcmokrasilerinde bu iki tip partıye de rastlanmaktadır. Maurice l)ııverger bunlardan birincilere "yıfcın partlsi", diğerlerinc "kadro partlsi" demekledır. Orneğın Fransu Sosyalist Partisi, Ingılız tşçi Partisi, Alman Sosyal Demokrat Partisi birinci nitcliğc uygun partilerdir. Amerıkan parlilcri, yanı Cumhuriyetçi Parti ile Demnkral Parti ise kadro partisine güzel bir örnektir. Kadro partilerinde disiplin, merke/iyetçı davranış, üyelerindeki siyasal heyecan, yığın partilerine oranla azdır. Bu partiler belirli dönemlerde (bu dönemler genellikle seçim dönemleridir) canlanır, kadrolarını oluşturur ya da yeniden düzcnlcr vc geniş bir yığınsal ilclişim kampanyasıyla seçmenleri kendine çekmeye çalışır. Kadro partileri, Duvergcr'in de altını çizdiği gibi orta ve orta üstü diyc tammlanacak gclir gruplarına dayanmaya çalışırlar. Bunların alt gelir gruplarına göre daha bir tutucu olan siyasal eğilimlerini yansıtarak Ust gelir gruplarının siyasal programlannı yaşama geçirme uğraşı verirler. Bu partiler, savaş sonrası Avrupasında zaman zaman etkinliklerini sürdürmüşlerdir, sürdiırmeye de devam etmektedirler. Türk demokratik yaşamında ise Duverger'in tanımına uygun yığın partilerine pck rastlanmamaktadır. Buna karşın yapılan itibariyle kadro partisinin özelliklerini tasıyan partiler, yığınlardan oy almayı başarmaktadırlar. Kadro partilerinin bu başarısı hir yerde geniş halk yığınlarının değer yargılarını arkalamalarından ve on lara somul bırkaç siyasal hedef göstermelerinden kaynaklanmaktadır. Yani bu partiler siyasal amaçlannı somuta indırgıyebilmişler, başka bir deyimle seçmenleri belirli bir amaç çevresinde toplayabilmişlerdir. Sözünü cttiğimiz bu partiler "amac"ı zaman içerisinde değiştırdiklerı gibı din, milliyetçilik vb. gibi klasik öğeleri de iyi islemişlerdir. Kuskusuz bunu başarıyla yapan partiler siyasal yaşamda iz bırakan bir akım halini almış vc adları değişse de kalıcılıklarını korumuşlardır. Yalnız hemcn cklcmemiz gerekir ki bu partilere uzun bir yaşam sağlayan akımlar da yığınsal akımlar dfmaktan uzaktır. Bu akımlann dışında kalan partiler ise ız bırakmamışsa da bunların içcrisindc yer alan aşağıdakiler siyasal yaşamımızın talıli li açısından üzcrinde durulması gereken siyasal kuruluşhirdır: Millet Partisi, Hürriyct Partisi, Yeni Türkiye Partisi, Cüven Partisi ve Demokratik Parti. Millet Partisi Bu parti 197()'lı yıllara kadar çeşitli isimlerdc karşımıza çıkmış, gücünil tek bir kişiden alan bir siyasal kuruluştur. 194650 döneminde Demokrat Parti içerisindeki düşün ayrılıklarından ötıirü bu partiden ayrılan kişilerin kurduğu Millet Partisi'nin kurucuları arasında Sadık Aldojjan, Kual Arn», Kenan Öner, Osman Bolükbaşı gibi Türk siyasal yaşamında yer tutan renklı kişiler bulunmaktadır. Bu kişiler partiyi kurdukları dönenıde hem iktidardaki CHP, hem de muhalefetteki Demokrat Parti tarafından Atatürk ilkelerıne ters düşmekle suçlanmıştır. Bu suçlamayla parti sUrekli olarak tehdit edilmiş, kapatılmıştır. Ne var ki değişik bir adla yeniden kıırulmuş ve siyasal faaliyetlerıne devam etmiştir. nkoglu, Ahmet Tahlakılıc, Hasan Dinçer'dir. Dikkal edilırse bu politikacılar zamanla iz bırakan iki akımdan birinc katılmış ve siyasal yaşamlanna orada devam etmişlerdir. Parti 1965 seçimlerinden önce lider değiştirmiş ve bir başka akımın eline geçmiştir. Bundan sonra Osman BölUkbaşı ve onu i/leyen t'emal Tural partiye yeniden can vermek istemişlerse dc gclişen ve değişen toplumsal koşullar, bu parliyı biı daha dirıltmeyecek bıçımde tarihe gömmüştür. Günüııuı/de ancak belirli bir yaş ortalamasından büyük kuşaklar Osman Bölükbaşı'yı ve renklı mücadelelerini anımsarlar, partisini ise anımsayan pek kalmamış gibidir. Turan (iünes, l'elhi (,'elikbaş gibi politikacılar, CHP'de yer alırken, bir başka grup da karşıl siyasal akım içerisinde yer lutmaya çalıştı. Parti CHP'ye katıldığı zaman artık ctkısini ya da daha doğru deyimle beklediği etkinliji bıılünııyle yıtirmiş bulunuyordu. Yeni Türkiye Partisi YTP 1960'tan sonra kapatılan Demokrat Paı ti'nın oy tabanını altııuk ıçin kıırulan bir partidir. Parti 1961 seçiınlerinde, eski DP scçmenlerinin gerçek partilerini arama çabasımn şaşkınhğından yararlanarak önemli sayıda iskemle kazandı. 19611965 arasında çeşitli koalisyonlarda yer aldı. Ama 1%5 seçimlerınde DP seçmenleri kendi partilerini buluııca o da larihe karıştı. Bir zamanlar Türk politika sahnesinin önde kişilerinden olan, uzun süre başbakan yardımcılığı görevıni de yapan Kkreıtı Alican'ı acaba bugün kaç kişi hatırlamaktadır.? Hürriyet Partisi Hürriyet Partisi 1954 seçimlerinden sonra Demokrat Parü'den ayrılanların kurduğu bir partıdır. Temelde bunların ayrılış nedeni Adnan Menderes'in gerek parti, gerekse ülke yönetimindeki yöntemlerine karşı olmalarıdır. Parti meşhur "tspal Hakkı" tartışmaları sırasında doğdu. Kurucuları arasında 1946 Demokrat Parti hareketının önderleri de bulunmaktaydı. örneğin Fevzi I.ülfl Karaosmanoglu, Lkrem Hayri Üstündag bunların arasında ilk akla gelenlerdi. Diğer yandan 1954 seçiminde Kocaeli'den Meclis'e giren genç bir bilim adamı da parti leerı Güven Partisi ve Bu parti CHP'nın içerisindeki liderlik savaşımınıtı sonucunda meydana gelen kopmalarıaürüııudür. Turhan Feyzioglu liderliğinde oluşmuştur. CHP'deki ikinci büyük kopma meydana gelince parti Cumhuriyetçi Güven Partisi adını almış ve Kemal Salır ile arkadaşları gibi yıllanmış ünlü politikacılar da bu partiye girmişlerdir. Sonuçta Turhan Feyzıoğlu, Feril Melen gibi yörescl oy potansıyelıne sahip olanlann dışında parti hiç varlık gösterememiş, 1973 seçimlerinden sonra Meclis'te etkinliğini bütünüyle yitirmiştıı. Bu parti Batı anlummda klasik bir nıerke/ paıtisi huviyelınde olmasına karşın, seçmcnlcrin unlü deyimle "iltifatı"na hiçbir zaman naıl olamamışlır. üenel Başkan rıırhan Feyzioğlu SBF dekanı ıken öğrencilcrinc verdiği "Nabza göre şerbet vermeyin" öğudunün getirdiği prestıjı yıüre yıtıre 1977 seçımıne kadar gelebilmiştir. Demokratik Parti Bu parti 1969 seçimlerinde "kahir" ekseriyetıylc iktidara gelen AP'den ayrılanların oltışıurduğu bir siyasal harekelı lemsil ctmiştir. İlk oluşumunda beliıli bir toplum katmamna dayanma, ticaret burjuvazisinı arkalama gıbı özelliklere sahıp olnıuşsa da gene de bir tepki partisi özelliğiııi koıumuştur. Ferruh Bozbeyli'nin Gencl Başkaıılığında kurulan partıdc SacUlliıı Bilgic, Faruk Sukun vb. gibi 1960 sonrası AP hareketinın önde gelen liderleri de bulunmaktaydı. Parıi 1973 seçımlerine Celal Bayar'ın da desteğini alarak katıldı ve 40 dolayında millctvckilliği kazanma başarısını gösterdi. Nc var kı 1975'ten sonra siyasal gelişmeler, partinin yeniden AP içerisinde crımesiyle sonuçlandı. 1977 seçimlerinde Demokratik Parti sadece haruk Sükan'ı milletvekili olarak TBMM'ye sokabildi. Son otuz beş yıllık demokratik yaşamımız göstcrmiştır kı I ürkıye'de koklıı iki akımın dışında kııııılan partiler, zamanla iz bırakmadan tarih sahnesinden çckilmekledırleı Bunun leınel nedenlermdeıı başta geleni, loplumun benimsediği iki akımın dışında kalmalarıdır. Kuskusuz bu partiler kendilerini bu akımlardan bırıne bağlı göstermektedirler. Ne var ki seçmenler son kararı verirken akımın ana partisini daima tercih etmektedirler. Bu DP ve onun uzantıları için böyle olduğu gibi CHP ve onun uzantıları için de böyle olmuştur. Ortanın sağında belirli bir akımın dışında hiçbir partı yer etmemiştir, orta sol için de aynı şeyi söylemek mümkündür. Bunların da ötesinde Türk scçmenı merkez parıilerine rağbet elmediğini 1950'den bu yana yinelenen seçimlerin tümünde oylarıyla ortaya koymuştur Ana akımlann dışında kurulan partiler bir yerde yapay partiler olarak da adlandırılabilirler. Bu partilerin yapaylığı başlangıçta büyıık kadrolar ve yankı uyandıracak propagandalarla doğmalarına karşın scçmene inememelendiı. Kı ınisi muhal'azakârlığı silah gibi, kimisi ise dcvlele sahip olmayı bir görev gibi kullanmasına karşın scçmendcn oy alaınamışlaıdır. Tuık de mokrasi taıilıi siyasal kuruluşlar açısından cngin deneyimlerlc doludur. Bu deneyimlerın ba şında ise, yapay ve akımlann dışında kalan partilere seçmenlerin itibar etmemesi gclmektcdir. Sükan Bölükbaşı Feyzioglu Alican Partinin çok sert ve muhafazakâr bir muhalefet yaptığı açıktır. özellikle Osman Bölükbaşı ve Sadık Aldoğan'ın bu konudakı elkinlikteri büyüktü. Parti kuruluşuııdan itibaren kişi partisi olarak kendini göstermiş ve 1950'li yıllardaki muhalefetiyle de Gencl Başkan Osman Bölükbaşı'yla özdeşleştirilmiştir. Osman Bölükbaşı'nın liderliğindcki partinin en canlı olduğu döncm 1%1 seçımlerıdır. Bu seçimlerde Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi olarak adlandırılan parti, Demokrat Parti'nın oy labanından önemli bir oyu kendine çekmesini bilmiştir. O dönemde partinin listelerinden TBMM'ye giren politikacılardan en önemlileri: Kamil Kı sinde önemli rol oynamaya namzet bir üyeydi. Bu bilım adamı Türk politika sahnesinin unutulmaz Turan Güneş'ıdır. Hürriyet Partisi'nin doğuşu, o günlerde buyuk bir heyecanla karşılanmıs, Demokrat Parti'nin iyice sarsıldığına bir dclil olarak kabul edılmişti. 1957 seçimleri öncesinde t'HP, Millet Partisi ve HUrriyet Partisi arasında gcrçckleşlirılmeye çalışılan "guç birligi" partıyı aydınlar ve liberal kadrolar içerisinde öne çıkardı. Ne var ki 1957 seçimleri, partinin ölümü oldu. Büyük ıddialara karşın Demokrat Parti czici bir çoğunluğu sağladığı gibi Hürriyet Partisi'nin umulandan çok az mılletvekili çıkardığı görüldU. Daha sonraki birkaç yıl partinin tamamen silinmesine yetti. lbrahim Oklem, KULIS'TEN Tam bakan olacak adam Yenı Anayasa, yeni Millet Meclisi derken, yeni kabine için çalışmalar yapılıyor. Bu dönemin iktidar partisi olan Anavatan Partisi'nde yoğun kabine kulisi var. Rizim sızdırabildiğimiz kulisin biri de bakanlık üzerindeki çalışmalar. Bu konuda "adı gerekli değil" bir yetkili şöyle bir öykti anlattı gulerekten... "Mecliste çalışma henüz başlamadığından, bakanlık için sayın üyelerimiz parti Genel Merkez'ine geliyor. Önerilerini anlatıyor ve hangi bakanlığı istedlğlni dolaylı belirtiyor. lacivert giysili bir arkadafimız geçenlerde geldt ve (Ben milli eğitim meselelerini gazetelerden, dergilerden ve radyotelevizyon konufmalanndan çok iyi izledim. Meselelere vaktfım. Kanaatimce Milli Eğitim Bakanlığı'nı benden başka yürütecek imse yoktur grubumuzun içinde. Acaba muhterem Başkammıza durumu arz etmek ve benim ismimin bir yere yazılması için gereken gayret gusterilir mi) deyiverdi. Kendisine, bu hususun Sayın Genel Başkana bildirileceğini söyledik..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle