Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Baba ve oğlu: liadi Hün ve Kâzım Hün., Kuzım tiyatrodan erken koptu, çiinkü... Sahnede birlikte oynamaktan hoşlandığınız, beğendiğiniz oyuncular kimler? Çokvartabii.Amailledebirisimvermek gerekirse, eskilerden rahmetli Talat Artemel' i çok beğenirdim. Bence en az Laurence Olivier ayarında bir oyuncuydu. Fizikçilcr'de de Ayla Algan'la birlikte oynamaktan çok zevk almıştıtn. Çok iyi bir aktris. Beklan'la da çalışmayı çok severdim. Seyircilerle ilgili ilginç bir anınız var mı? Ziya Erim diye bir işadamı vardı. Nihat Erim' in akrabası olabil ir, ama tam emin değilim, yanl ış bir şey söylemek istemiyorum. Her neyse bu bey işi dolayısıyla çok dolaşan biri. Ingiltere'ye gidiyor, orada da bu Miras oyununu Olivia de Havilland oynuyor, ondan seyrediyor ve çok beğeniyor. Sonra Türkiye'yedönüyor. Sokaklardaafişlervar: Miras o sırada Istanbul'da hem Şehir Tiyatrosu'nda, hem de Kenterler'de oynanıyor. Bakayım, burada da gidip göreyim diyor. önce gidip Yıldız Kenter' i izlıyor, beğeniyor oyunu. Bir süre sonra da gelip bizde seyrediyor. Sonra gelip beş kez daha izliyor. Ardından da idareye muracaat ediyor, ben bu oyunu Ingiltere'dc de seyrettim, ama buradakini çokbeğendim diyor, bana ufak bir şey hediye etmek istediğinı söyleyıp izin istiyor. Bana söyledilcr. Hadi'ye soralım dedim. Hadi, ben böyle bir şeye müsaade edemem dedi. Hem adamı tanımıyor, kimdir nedır bilmiyor, hem de böyle şeyleri sevmezdı zaten. Ama sonunda onu razı ediyorlar. Ben müdürün odasınday ım, bu bey, Ziya Bey geldi, dışarıdan bir şey almış, bırküre, sigaralık, ettafınadabenımıçınbırşeyleryazdırmış.bırde gazetecı var. Orada bunu bana verdiler. Sonra da Çcnğelköy'de bir yalısı vardı, onun bahçesinde bize bir zıyafet verdi. Arkadaşlarla birlikte gıttik. Oyunu izlerken çok duygulandığını söyledi. Seyrederken ağlamış. Çiçek versem ıki günlük ömrü var, vereceğim şeyin bir hatırası kalsın istedim dedi. Türk tiyatrosunun dününü ve bugününü karşılaştırdığınızda neler söyleyebilirsiniz? Bence eskiden çok daha iyıydi. Tiyatroya yaklaşım daha iyiydi. Daha ciddiye alınıyordu sanki. Zaten Muhsin Bey' in yanında başka türlü olmasına imkân yoktu. Fazladan bir nefes alınmasına bile tahammül göstermezdi. Şimdi sanki tiyatroya biraz eğlencelik, vakitgeçirmeyoluolarakyaklaşılıyor. Tiyatrodaki genç nesli nasıl buluyorsunuz? Buradaki (Şehir Tiyatrosu'ndaki) gençleri çok beğendim. Hem iyi oyuncular hem de Samiye Hün, Kral Lear'de çizdiği Cordelia karakteriyle büyük başarı kazandı... ciddi çocuklar, işlerinedörtellesarılıyorlar. Tabııbcn daha çok Şehir Tiyatrosu'ndakileri biliyorum. Ülkemizde sanatçıya yeterince değer veriliyor mu? Profesyonel sanatçıların maddi yaşam güvenceleri yeterli düzcyde mi? Hiçbir birikimi olmayanlar el üstünde. Bilgili ve tecrübeli gerçek sanatçının isehiçbır değeri yok. Biz de öyle mi olsaydık, ne yapsaydık? 60 yıldır tiyatro yapıyorum. Ayağıma ikinci bir ayakkabı alacak durumum yok. Üç ayda bir aldığımız emekli maaşıylageçinmekmümkündeğıl.Evsahipleri işinize gelmiyorsa çıkın diyorlar.JDevlet hiç olmazsa belli bir kira ödeyerek kalabileceğimiz yerler gösterse bize. Sanatçıya yaklaşım dengesiz ve cşitsiz. Hiçbir şey olmayanlar lüks arabalarla dolaşırken, ben birçok yere yürüyerek gitmek durumundayım.^l (1) Muhsin Ertuğrul, Benden Sonra Tufan 01masın, Anılar, Yay. Haz.: Prof. özdemir Nutku, s.471. • . 1 ıç saplanacak, o da ölecek. O kadar yapmacık öldü ki ben bir tuhaf oldum, sahnede takıldım kaldım. Hoca bana bir baktı, Samiye kız senin ney in var? dedi. Ben utanarak, "Hocam böyle de ölünmez ki" diye cevap verdim, "Hiçinandırıcıdeğil.""Haydiçıkgösterşunlara" dedi." Yok yapamam" dedim, ama ısrar etti. Kılıcı sapladılar bana, ben bir yığıldım yere, gerçekten öldü sandılar, hepsi başıma toplandı. Muhsin Bey "Utanın, utanın, bir ölmeyi beceremiyorsunuz" dedi, "O hem sizden küçük, hem de kadın." BERNARDA ALBA'NIN EVI... 1947'de Şehir Tıyatrolan'nda Kral Oidipus oyunuyla profesyonel tiyatro yaşamına adım atan Hamlt Akınlı, 1960'tan sonra yönetmen olarak çalıştı ve çeşitli ödülleraldı. Lorca'nın Bernarda Alba'nın Evi adlı yapıtında ve başka oyunlarda Samiye Hün'le birlikte çalıştı. İBŞT'de ekip sanat yönetmenliği ve genel sanat yönetmeni vekilliği görevlerinde de bulunan Akınlı, 1980'de emekli oldu. Samiye Hün'ün oyunculuk kariyeri hakkında bize neler anlatabilirsiniz? Samiye Hün, Muhsin Ertuğrul döneminde, onun tarafından yetiştirilmiş çok büyük bir sanatçıdır. Çok önemli roller oynamıştır. Ben Shakespeare'in Kral Lear'inde çizdiği Cordelia karakterini unutamam. Çehov'un Üç Kızkardeş'mde Nezahat Tanyeri ve Nevin Seval'le birlikte Gençlik ydlarında Samiye Hün... oynamış ve çok başanlı olmuştu. Şehir Tiyatrosu 194959 arası dönemde, yani Muhsin Ertuğrul'un aynldığı dönemde yeterince verimli olamamış, ancak Muhsin Bey'in göreve gelişi ve özellikle de yurtdışında eğitim gören genç tiyatroculan yanına almasıyla 1960'tan sonra yeniden canlanmıştır. Bu isimler arasında Beklan Algan, Ayla Algan, Şirin Devrim, Tunç Yalman ve Engin Cezzar'ı sayabilirim. Onlar Şehir Tiyatrosu'na önemli bir aşı yaptılar. Samiye Hün de bu dönemde özellikle Beklan Algan'ın sahneye koyduğu Fizikçıler ve benim sahneye koyduğum Bernarda Alba'nın Evi'nde çok başanlı olmuştu. Yönetmen/oyuncu ilişkiniz nasıldı? Samiye Hanım provalarda hiç tartışmaz, söylenenleri ya hemen ya da süreç içinde mutlaka yapardı. Provalarda boş bir sayfa gibi açıktı. Her türlü uyanyı dikkate alırdı. Samiye Hanım gibi sanatçılar benim taptığım oyunculardır. O sezgisini, duyarlılığını ve iç enerjisini sahneye gerektiğince taşıyabilen ender oyunculardan biriydi. Rolüne nasıl hazırlanırdı? Eskiden Şehir Tiyatrosu'nda oyunculara bütün tekst çoğaltılıp dağıtılmazdı. Sadece bir suflör teksti olur, herkes oradan kendi rolünü yazardı. Hiç unutmam Samiye Hanım rolünü eski Türkçe harflerie, büyük büyük yazardı. O teksti provalarda sökmesi biraz zaman alır, ama bir kez ezberiedikten sonra dâhiyane buluşlarla karakterini ortaya çıkanrdı. Hani büyük sanatçılar için "yeteneği Allah vergisi" denir ya, Samiye Hanım da o istisnalardan biri ve aslında Türk tiyatrosunda bir fenomendir.^