Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 PAZARIN PENCERESINDEN CUMHURİYET DERGİ Hastalanmanın yararları Alman Lisesi Turnuvası H. SERTAÇ DALKIRAN H hastalıkla başlar: Matisse, Paris'e hukuk tahsil etmeye gitmişti. 18 yaşında resim konusunda ne bilgisi, ne de merakı olan emen hemen her gazetenin bir oğrenciydi. Fakülteyi bitirince hukuk sağlık sayfaları, bazılarının da bürolarının birinde çalışmaya başladı... sağlık ekleri var. 1890'da 21 yaşındayken anıden Halka yönelik sağlık dergileri hastalanıverdi: Apandisit olmuştu... yayınlamakta, hatta sağlık konusunda Ameliyatından sonra uzun bir müddet yayın yapan bir televizyon kanalı bile yatakta kalması gerekti. Bir gün annesi var. Oysa hastalanmanın da bazı ona içinde boyalar, fırçalar ve nasıl resim yararları vardır. yapılacağını açıklayan bir broşür Ünlü Ingiliz yazarı J. B. Priestley, "kurgubulunan bir boya takımı getirdi... bilim" romanları öncülerinden H. G. Matisse'nin sanat hayatı işte böyle Welis1n evrensel mesleğini seçme başlar... O gün hasta yatağında eline nedenini şöyle anlatır "VVelis, 1888'de aldığı boyaları bir daha elinden biyoloji eğitimini bütünlemiş. "B.Sc" bırakamaz. Hayatının gidişi değişmiş, derecesini almış ve hocalığa dünya en önemli ressamlarından birini başlamıştı... 1890'lardageçirdiği bir kazanmıştır... hastalık, fen hocalığını terkedip geçımini sağlayabileceğı başka bir işe Genellikle "musibet" olarak kabul yönelmesini gerekli kılmıştı: ettığimiz, bir an önce "geçmiş olmasını" "Görünmeyen Adam, Dr. Moro'nun dilediğimiz hastalıkların bazen olumlu Adası, Zaman Makınesı" gibi çeşitli sonuçlara yol açabileceğini belirtmek ıçın daha bırçok örnek verebılirız... Bu nedenle prostatını yenı aldırtmış amcanızı, kuşpalazı geçırmış yeğenınızı zıyarete gıderken yüzünuzu öyle asmanız, bu hastalıkları ınsanoğlunun kötü alın yazgısının birer belirtisi olarak düşünmeniz gerekmez! Bedri Rahmi'nın bir öyküsüdür: Bundan otuz yıl önce Paris'te, neresıne dokunsan dert fışkıran bir adamcağız yaşarmış. Açlık, yalnızlık, hastalık bu garip kişiyi canından bezdirmiş. Günlerden bir gün dertli başını alıp Sen Irmağı'nın yolunu tutmuş. llk rastladığı köprüden kendini suya atacak, genç yaşta kendi isteğiyle canına kıyacakmış. Notrdame Kilisesi dolaylarında yan yana dizilen sokaklardan birinden ırmağa kadar iner... Bizim Dertli, kesin Matisse'nin sanat hayatı hastahğından sortra başladu karar veren insanların rahatlığıyla hem ırmağa doğru yürür, hem de vitrinlerdeki yapıtlarıyla tanıdığımız bu yazar, yolunu tablolara, heykellere bakarmış. Irmağa bu hastalık nedeniyle seçmişti..." yüz adım kala bir tablo görmüş: Su S. Tiryakioğlu'nun çevirisinden Henry başında üç çıplak kadın... Tablonun James'in hayat öyküsünü okuyalım suyunda öyle bir cıvıltı, gökyüzünde öyle şimdi: Henry James 15 Nisan 1843'te birtazelik varmış ki, delikanlı tablonun New York'ta doğdu. Ailesi 1860'ta New karşısında kendinden geçmiş, içini England'a göç etti. James, tarifsiz bir yaşama sevincidir kaplamış... belkemiğindeki bir yara yüzünden iç Kendi kendine, "Amma da yaptın ha!" savaşa katılamadı, bu yüzden de içinde demiş, "Şu tablodaki kadar güzel bir belirmiş olan "hayat sahnesinde bir dünya, bu su, bu gökyüzü dururken, seyirci gibi kalmak" hissi daha ölmek ne ayıp şey!.." kuvvetlendi. O zaman... Bir şey Hastalığın getirdiği ilham perisi eğer yaratmak ihtiyacını duydu. önce ressam doğru yere konmuşsa öyle bir gelişime, olmayı denedi ama, Balzac ona asıl dehşetli bir kimyasal değişime yol istidadının edebiyatta olduğunu açabiliyor, sabanın toprağı altüst edip gösterdi. (Varlık Yayınları: Büyük güçlendirmesi gibi Öyle yüce bir etki Yazarlar, 1959). Sonra aralannda Sefirler, yaratıyor ki, bu ortamda gelişip büyüyen öteki Ev, Kafeste ve uzun yıllar Şehir sanat, eninde sonunda sadece Tiyatrosu'nda sahneye adaptasyonunu yapımcısına değil, diğer insanlara da seyretmiş olduğumuz "VVashington iyimserlik, sağlık ve mutluluk Meydanı" gibi unutulmaz eserler verdi. getirebiliyor. ^ Henrie Matisse'nin de ressamlığı bir SELÇUK EREZ AçıkSöylefl 18 Mayıs 2001 Cuma günü 19.0023.30 saatleri arasındaTSF Başkanı AN Nihat Yazıcı Ist. Satranç Derneği Kulübü'nde satranç camiasında herkese açık bir söyleşi toplantısı yaptı. •• Kuşadası'nda kışın yapılan Yaş Gruplan turnuvasında 50 milyon TL. 'ye kalınamayacak yerde 10 milyon TL'sine kalındığından söz edilerekyanşmatarihlerinindeğiştirilemediğinden sözedildi. Yanıt olarak özellikle gençler ve bayanlarön eleme tarihlerinin gençlerimiz için yıl sonu imtihanlanna, üniversitedekilerin vize dönemlerine rastlatılarak uygun olmadığı, ülkemizin dört mevsimi yaşayan ülke olduğunu yazın Uludağ, Erciyes, kışın güney sahillerinde ucuz yer bulunabileceği hatırlatılarak bu konunun derhal düzeltilmesi istendi. •• Lisans konusunda daha katı davranacaklarını açıkladı. Buna dayalı olarak GSGM'den bütçeistendiğiniaçıkladı.Kendisine yanıt olarak dünyada bizdekı gibi lisans uygulaması olmadığı, bunun satranç konusuyla hiç bağdaşmadığı, satrançta lisans alırken kimsenın doktor muayenesı olmadan lisans aldığı, bu şekılde dahabaşlangıçtatumınsanlarısahtekârlığaıterek bu spora başlatıldığı, bunun ahlaken yanlış olduğunu, GSGM'de pek çokfederasyonda lisans olmadığı, böyle bir dayatmanın söz konusu olamayacağı, bunun aldatmaca olduğu, hazırlatılacak yeni yönetmelikle bu konuların aşılacağı, yurtdışından bir Büyuk Ustanın bu şartlar altında ulkemize gelıp oynamasının mümkün olamayacağı, okullar yarışmalarında bınlerce sporcu oynarken bunun resmi, ratingli yarışmalara yansımamasının altında bu lisans saçmalığınınyattığı ifadeedildi. •• Türkiye Birinciliği neticesinde isterlerse Türkiye birincisini dahi milli takımdaform durumunuönesürerekoynatmayacaklarını, bunun güzel örneği olarak Milli Futbol Antrenörümüz Şenol Güneş'in tutumunu örnek gösterdi. Kendisine satrancın bireysel spor olduğu, yanşmalar neticesinde elde edilecek bir hakkın dünyada örneği gösterılemeyecek biçimde form durumu bahane edilerek elinden alınamayacağı, bu kararın milli takımın başarısı yerine dahaziyade kendilerine karşı görüşlü kişilerin milli takımda oynatılmamasına yönelik, yönetmeliklerle bağlayıcı hale gelmemesi için alınmış kötü bir karar olduğu, milli takımın başarısı için iyi bir antrenörie bılimsel destek çalışmalaryapılması gerektiği anlatıldı. M Etüt Euvye 1/ Beyaz oynar kazanır? 2/ Siyah oynar berabere? G eleneksel olarak bu yıl 6. 'sı düzenlenen özel Okullar Arası Alman Lisesi Satranç Turnuvası 1920 Mayıstarihlerifıde okul salonlannda gerçekleşti. Yıldızlar kategorisinde 16, Liseler kategorisinde 14 okulun yanştığı müsabakaların kalitesi oldukça yüksekti. Turnuva direktörlüğünü okulun Felsefe öğretmeni Hrfzı Aksay'ın yaptığı organizasyonda H. Sertaç Dalkıran başhakem, Demir Büyüközkaya, Bülent Güner, Selim Gürcan, Abdülkerim Akhun hakemlikleri yaptılar. ödül töreninde turnuvanın hakemlerinden ve camiamızın duayenlerinden Demir Büyüközkayailktakımını kendisinin yaptığını, annesinin o takımı kendisine vermek istememesini anlatırken herkese oldukçaduyguluanlaryaşattı. Pangaltı Ermeni llköğretim Okulu'ndan Murat Orancı gitan ile verdiği konserle törenin oldukça hoş bir ortam içinde geçmesine katkı ve güzellik sağladı. Dereceler şu şekılde paylaşıldı: Liseler 1. Özel Alman üsesi 20.5 p., 2. Sankt Georg Avusturya Lisesi 19.0 p., 3. Özel Kültür Lisesi 14 p. Yıldızlar: 1. Özel Alman Lisesi 18.5 p., 2. özel Eyüboğlu llköğretim 17.5 p., 3. özel MEFOkulları15.5p. Masa dereceleri: Liseler I. Masalar: 1. Utku Toprakseven (Avusturya 9/9), 2. Cahıt Dalgıçdır (ö. Kultur 5/5), 3. Emre Erdem (ö. Alman 6/5), II. Masalar 1. Ohannes Derunı (Pangaltı Ermeni 5/4), 2. Alı OğuzTezgör(Ö. Alman 6/41/2), 3. CanerGöksu (Avusturya 5/ 3 1/2), III. Masalar 1. Işık Önay (Avusturya 5/ 4 1/2), 2. Armağan Uğur Bayram (Ö. Tercüman 6/ 4 1/2), 3. Boğaçhan Tahirbegi (ö. Alman 6/5) IV. Masalar 1. Banu Turnaoğlu(ö. Alman 6/51/2),2.Ayşegül Yıldırım (Kültür Fen 6/5), 3. Nora Tokhousepyan (Eseyan Ermeni 6/4) Yıldızlar I. Masalar 1. Tarık Selbes (ö. Alman 6/6), 2. Can Hallı (Ayazağa Işık 6/5), Gencer Çılı (Nişantaşı Işık 5/4) II. Masalar 1. Eren Akça (Alman 6/6), 2. KaanTopçuol (Selim Pars 6/5), 3. HkerBeykoz (Nişantaşı Işık 5/4) III. Masalar 1. Fırat Çeliktuğ (ö. MEF 6/6), 2. Batı Erkyılmaz (Eyüboğlu 6/ 41 /2), 3. Yunus Biberoğlu (Nişantaşı Işık 4/ 31/2) IV. Masalar 1. Merve özap (ö. Alman 6/5), 2. Deniz Alpay (Üsküdar SEV5/4), 3. EsinTürkakın(ö. MEF 6/41/2) Kombinezon Mista Kloza Polonya1955 Beyaz oynar kazanır a b c d c f g h JBUJ 9A 9MV S 9JV ZİV ZM f İ96y 9 9 İ9JS W§ M JIUBZE>| 8A l*b 9 94V 96 9 I96 E 9*$ 9M§ I9M ' '9 ZISİ'İR.