Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUUYI'l DERGİ PARFUM KOKUSU Rol arkadaşı Ayla Algan ın Samiye Hun hakkındakı duşünceleri: Samiye Hanım'la bırlikte sahneye çıktığım ilk oyun, 1963 yılında Jean Paul Sartre'ın "Sınekler"iydi. Ben Electra'yı oynuyordum. Samiye Hanım ise Klytaimestra'yı. Oyunu Beklan Algan sahneye koymuş, aynı zamanda da Orestes rolünü üstlenmişti. Samiye Hanım rolünün içirtde öylesine gerçekçi idi ki, bu oyunda bana ustalık yaptı. Okullu olduğum halde, bana bir oyuncunun nasıl sıfırdan bir karakter yarattığını öğretti. Orestes'in annesini öldünme sahnesinde, kuliste, Beklan'la (role girebilsin diye) gerçekten dövüşüyor, üstüne parfüm sürüyordu. Orestes sahneye girdiğinde, her tarafa parfüm kokusu yayılıyordu. Kokunun arkaik bir yapısı olduğunu o yıllarda keşfetmişti. Daha sonra yine Beklan'ın sahneye koyduğu, Bertolt Brecht'in "Sezuan'ın lyi Insanf nda pilot rolünü üstlenmişti. Teorık olarak epik oyunculuk nedir bilmiyordu, ancak epık oyuncunun tüm göstengelerini başarıyla sundu, dram tiyatrosunda. "ölüm ve Oyun"da ve "Hamlet 2001 "de yine birlikteydik. Yönetmen, Samiye Hanım'ın eline kafatasını verdiğınde, ilk sorusu "Kiminle konuşuyorum" oldu. "Babanla" dedi yönetmen; Samiye Hanım, elindekı kafatasını Kral Lear'e dönüştürerek Cordelia'yı oynamaya başladı. Herkes şaşkındı. Samiye Hün, Türk tiyatrosunun yetiştirdiğı en büyük oyunculardan biridır ve ondan öğrenılecek çok şey var. ^ Samiye Hün Muzaffer Arslan (Tebeşir Dairesi) F+ Vasfi Bey kadromuz yok deıtıiş. Açıklayamadığım, nedenini bilemediğim birçok şeyvar. Sizebirolayanlatayım:Eskizaman, tarihini tamiıatırlayamıyorum, Akın diye bir oyun oynuyoruz. Tepebaşı Dram Tiyatrosu'nda. Bedia Hanım, Şaziye Hanım, Vasfi Bey de var. Ben çocuğum daha. Perdenin üstünde bir harita var. Orada bir yeri gösteriyorum, "Burası da Atatürk'ün gözleri" gibi bir şey söylüyorum, tam hatırlayamıyorum şimdi. Yalnızboyum kısa, yetişemiyorum, onun için elime bir sopa verdiler, onunla gösteriyorum. Atatürk de gelmiş, locada oyunu izliyormuş. O sahnede çok duygulanmış, ağlamış. Oyundan sonra mutlaka o çocuğu bana getirin demiş. Ben rolüm bitince odada bekliyorum. Sonunda selama çıkılacak çünkü. Beni de zaten Muhsin Bey hanımıyla birlikte götürüyor, biz Maçka'da oturuyoruz, anneme teslım ediyor, ondan sonra evlerine gidiyorlar. Onun için ben mecburi oturup bekliyorum zaten. Atatürk haberyollatmış.oçocuğu bana gönderin diye. Vasfi Bey, o gitti diyor. Vasfi Bey gibi biradam, boyu haritaya bile yetişmeyen bir çocuğa niye bunu yapsın, çokabcs. Bunaçoküzülüyorum.Kâzım'ın başınadaaynı şey geldı iştc. Askere gitti geldi çocuk, kadromuz yok dedi, almadı. Ama o sırada Hadi Bey de yönetimdeydisanırım. Hadi idare heyeti başkanıydı. Vasfi Bey kadro yok demiş ama, diğer heyet üyeleri Kâzım çok yetenekli bir çocuk, çok iyi bir aktör olacak, kadroya alınsın diyorlar. Tabii babasının da heyet başkanı olarak imza vermesi lazım. Hadi, ben kendi oğlum için imza • eremem, sonra babası aldı dı> c adı çıkar di. yor. Sonundadönemedı Kâzım Şehir Tiyatrosu'na. Oy nadıklarınız arasında diğerlerinden ayırdığımz, çok sevdiğiniz bir rol oldu mu? Tebcşır Daıresı adlı oyunu çok severek oynamıştım.Mirasadlı bir oyun vardı. Babamı Hüseyin KemalGürmen oynuyordu. Bir de benı beğenip cvlenmek isteyen bir çocuk vardı, onu da Suavi Tedü oynamıştı. Bu oyunda kendimi rolüme öyle kaptırarak oynuyordum ki, sahnede büyük bir halı var, dekor kurulurken dört kişi zor taşıyor, bir sahnede babamın üzerine yürüyorum, birgece öyle bir hışımla yürümüşüm ki o dört kişinin zorkaldırdığı halıyı tek başıma ayağımla sürükleyip götürüyorum. Sonra Altan Karındaş ve Necdet M ahfi Ayral 'la birl ikte oynadığım Bu Akşam Semerkant'ta var. Orada Azrail'i oynuyordum ve Azrail kendine iş arayanbirisi. Herakşammakyajımıkendim yapıyordum.Çokilginçbirroldü. HAMLET 2001 MehmetAtak Şehir Tiyatrosu'nun genç kuşak yönetmenlerinden. 1999 'da sahnelediği Shakespeare kolajı ölüm ve Oyun'da ve bu yıl Dünya Tîyatrolar Günü için hazırladığı Hamlet 2001 'de Samiye Hün'le birlikte çalıştı. MehmetAtak, Samiye Hün'le ilgili izlenimlerini şöyle aktardı: Samiye Hün, oyunculuğuna dair birçok şey dinlediğim, ama hiç seyretme olanağı bulamadığım bir sanatçıydı. Ama sonunda 1999'da Darphanei Âmire'de sahnelediğim Shakespeare kolajı ölüm ve Oyun'da onu da yerleştirebileceğim bir bölüm buldum. Ve Samiye Hanım da yer almayı kabul etti. Anlatıcı, Yorick'in kafatasını Samiye Hanım'a verdi, Samiye Hanım da ayağa kalktı, kurukafayı Lear yerine koydu ve onun karşısında Cordelia'ya dönüştü. Kollanmdaki bütün tüyler diken diken oldu. Bence o kuşağının diğer oyuncularından farklıydı, hatta en genç kuşak oyunculardan bile daha çağdaş bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Asla hiçbir oyunculuk şablonu kullanmıyor, çok minimal bir oyunculukla sahnede gerçekten var oluyor, o anı oluşturuyordu. Bugüne kadar hiçbir oyuncuda görmediğim bir proksemetrik oyun bilinci vardı ve bu büyük olasılıkla içgüdüseldi. Seyircilerin yansı onu izlerken ağlamaya başlamıştı. Bu sene sahnelediğim Hamlet 2001'de Samiye Hanım'la ikinci kez çalışma şansını yakaladım. Bu kez "Zamansız Ophelia"yı oynuyordu. Sembolik mezan Hamlet/Muhsin Ertuğrul yerine koyup yine çok doğru bir proksemetri tutturdu. Ben pek sulu gözlü sayılmam, benl bile ağlattı. Bir özelliği de sahne üzerindeki aura'sının çok geniş olması. Samiye Hanım bana göre, çok ayn bir tarzı olan Meral Üner'le birlikte, Türk sahnelerinde bugüne kadar seyredebildiğim en büyük iki oyuncudan biri. Ve ben iki kez onunla çalışabilmiş bir yönetmen olarak kendimi çok şanslı hissediyorum.^ Rahmetli Melih Vassaf, "Her oyunda başka bir tip ve karakterle çıkıyordu karşımıza. Bir sanatkâr için böylesine değişebilmek... Bu, çokgüzelbirşeydi. Samiye Hün değişebilen bugerçeksanatçılardan biriydi "diye yazıyordu. Gerçekten doğru birsaptama hu Samiye Hanım kendi içınden bulup çıkardığı Cordelia 'ları, MariaJozefa 'ları, Catherine 'leri hem gerçek kılan. hem de her birini farklı kompozisyonlarda çizmesinisağlayan şaşırtıcı bir sahne derinliğine sahipti. Her rolünü kendi doğalhğından hirparçavı dönüştürerek, kendi deyimiyle "gerçekten duyarak" yaratırdı. Bu yıl Dünya Tiyatrolar Günü 'nde sahnelenen Hamlet 2001 'in yönetmeniMehmetAtakdahufikırde: ''Samiye Hanım. asla hiçbir oyunculuk şablonu kullanmıvor, çok mınımal bir oyunculukla sahnede gerçekten var oluyor. Oânı oluşturuyor"... İzleyebildiğim kadarıy la sizin oyunculuğunuzda teknikten çok kendi doğallığınızdan gclen, içeriden gelen bir enerji var. Rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz, rolle ilişkiyi nasıl kuruyorsunuz? Sanatçı rolüne evinde hazırlanacak ve sahne arkasında scssizce, rolünden çıkmadan bekleyecek. Sahne üzerinde gerçek anları yaratacak. Gerçek sanatçılarrollerine kendilerini tam olarak verdiklerinde yapay olanın dışına çıkarlar, "miş, mış gibi" oynamamış olurlar. Ben öyle oyuncuların karşısında rolümü unuturum. Tabii ben derolün etkisinde fazla kahyorum, fazla hissediyorum. Aslında o kadan da iyi değil. Mesela kuliste antre yapacağım. Arkada da iki arkadaş bir şeyler konuşuyorlar fısır fısır. Dönüp dönüp bakıyorum susacaklar mı diye. Sana ne yani değil mi, sen kendi işine bak, antreni yap, giroyununu oyna, onlar ne yaparsa yapsın. Ama ben bunu diyemiyorum. Çarpıntılar başhyor, hastalanıyorum. En sonunda yanlanna gidip konuşmasanız diyorum, tamam Samiye Hanım diyorlar, ama biraz sonra yine başlıyorlar. Artık sahneye bir giriyorum, adam öldürecek hale gelmişim ve çok kötü hissediyorum kendimi. Kaç defa kriz geldi bilmiyorum. Bir oyunda Haseki Hastanesi'nin başhekimi, yanında hcmşire ve elektro aletleriyle geldı. Kontrol ettiler beni, oyunaçıkmamı yasakladılar. Neyse ki Bedia Yenerdiye bir kız vardı, çok iyi bir kızdı ama o da yok şimdi buralarda, zaten bir sürü şeyin neden olduğunu anlayamıyorum, çok çabuk czberleyip çıkarırdı rolleri. Birsüre o oynadı bcnimyerime. Muhsin Bey'le ilgili sahne anılarınızdan birini anlatır mısınız? Tepebaşı Tıyatrosu'nda bir oyuna çalışıyordu ve aktörlere de kılıç dersi vcrıyordu. BirsahnedctbrahimDelideniz'erolicabıkı